|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
alanı, biyografi, biyografisi, filozof, filozoflar, paylaşım |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#91 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Hegel Alman idealist düşüncesine son ve kesin biçimini kazandırmış olan Hegel, tamamen kendi içine kapalı, yöntem bakımından birliği olan, kendisinden öncekilerle kıyaslanamayacak derecede geniş bir içerik ve düşünce zenginliğini taşıyan bir sistem kurar ![]() Ona göre; tarih boyunca ortaya çıkmış bütün felsefe akımları, evrensel bir felsefenin parçaları ve aşamalarıdır ![]() ![]() ![]() Hegel’in felsefesinin temelinde ‘ide’ bulunur ![]() ![]() ![]() ![]() Doğadaki, toplumdaki ve düşüncedeki tüm gelişme evreleri, bu mantıksal ve bağıntılı bütünün tikel görünümleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hegel’in diyalektiği, bir kavramlar diyalektiğidir ![]() ![]() O, kendi felsefesinin, felsefenin tamamlanmamış son hali olduğunu düşünmekle, kendi diyalektiğinin inkârına ulaşır ![]() ![]() ![]() Marx, diyalektiğin genel işleyiş biçimini ilk kez Hegel’in sunmuş olduğunu, kendisinin, başaşağı olan Hegel’in diyalektiğini yeniden ayakları üzerine oturttuğunu belirtir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#92 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Hesiod (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demokrit ise bu ilk dönemin bir sıkıntı ve çaresizlik dönemi olduğuna inanır ![]() ![]() ![]() Bundan sonra insanlar arasında para, servet, güç uğruna bir çekişme başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Hesiod'un bu görüşü, Demokrit'in gelişme görüşü ile çatışır ![]() ![]() ![]() Hesiod'a göre ise bu tarih, sürekli bir dönüşün hareketidir ![]() ![]() ![]() Tarihin akışıyla ilgili birbiriyle çatışan bu iki görüşe, felsefe tarihinin akışı içinde sık sık rastlayacağız ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#93 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Holbach HOLBACH, Paul Henri Thiry, baron (1723-1789) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü gücün (Tiers Etat—soylular ve din mensupları dışında kalan halk) devrimci ideolojisi bu salonda biçimlendi, daha sonra 18 ![]() ![]() ![]() Holbach, ikiciliğe, dünyanın madde ve ruh diye ikileştirilmesi-ne karşı çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#94 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Immanuel Kant 1724-1804 yılları arasında yaşamış ünlü Alman filozofudur ![]() ![]() Modern felsefenin gelişim seyrine uygun olarak epistemolojiyi ön plana çıkartmış olan Kant, öncelikle Hume'dan etkilenmiştir ![]() ![]() Öte yandan, o Descartes'in akılcılığının da birtakım olumlu yönler içerdiğini saptamış ve zihnimizin, matematikle uğraştığı zamanki işleyiş tarzı karşısında adeta büyülenmiştir ![]() ![]() Kant'ın gözünde bilim, öncülleri kesin olan ve yöntemleri, ancak Hume'unki gibi felsefi bir kuşkuculuk benimsendiği zaman, sorgulanabilen evrensel bir disiplindir ![]() ![]() ![]() Öte yandan bilimin, özellikle de Newton tarafından geliştirilen modern fiziğin çok başarılı sonuçlar doğurmuş olan yöntemi, Kant'a göre, rasyonalizmi de empirizmi de aşarak gelişmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Kant'a göre, İngiliz filozofu Hume'un empirizmi, belirli bir nedenden daima aynı sonucun çıkacağını hiçbir zaman kesin olarak bilemeyeceğimizi savunmak suretiyle, nedensellikle ilgili olarak kuşkucu bir tavrı benimsemiştir ![]() ![]() ![]() Başka bir deyişle, o felsefedeki ilk ve temel misyonunun bilimi temellendirmek, daha sonra da ahlakın ve dinin rasyonelliğini savunmak olduğuna inanmıştır ![]() ![]() ![]() Bilimin dinin müdahaleleri karşısında özerkliğini kazanması hiç kuşku yok ki iyi bir şeydir, fakat bu, bilimsel olmayan tüm inançların, din ve ahlakın temelsizleşmesi ve anlamsızlaşması anlamına geliyorsa, bilimin zaferi, insanlık açısından, dinin bakış açısından gerçek bir felakettir ![]() Kant, öyleyse, yalnızca din, bilim ve ahlakı temellendirmek durumunda kalmamış, fakat rasyonel bir varlık olmanın ne anlama geldiğini gösterme durumunda kalmıştır ![]() ![]() Düşüncesinde rasyonalist felsefeyle empirist felsefenin bir sentezini yapan Immanuel Kant, bilgide hem deneyimin ve hem de aklın katkısının kaçınılmaz olduğunu öne sürmüştür ![]() ![]() ![]() Başka bir deyişle, zihnin bilgideki temel, ayırıcı faaliyetini deneyimden gelen ham ve işlenmemiş malzemeyi bir sentezden geçirmek ve bu malzemeyi birleştirip, ona bir birlik kazandırmak olarak tanımlayan Kant'a göre, zihin söz konusu sentezi, her şeyden önce, çeşitli tecrübelerimizi sezginin belirli kalıpları içine yerleştirerek gerçekleştirir ![]() Sezginin söz konusu kalıpları ise zaman ve mekandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O zaman ve mekanla ilgili bu öğretisine transendental estetik adını verdikten sonra, transendental analitiğe, kategoriler öğretisine geçmiş ve tıpkı, duyarlık ya da deneyimin apriori algı formları içermesi gibi, doğaya ilişkin araştırma ve bilginin de bağıntı, töz ve nedensellik türünden apriori ilkeleri içerdiğini göstermiştir ![]() ![]() Başka bir deyişle, düşüncenin ya da insan zihninin duyu-deneyinden gelen malzemeye bir birlik kazandırması veya söz konusu malzemeyi bir sentezden geçirmesiyle ilgili olan belirli kategorilerin bulunduğunu ifade eden Kant'a göre, zihin söz konusu sentez ya da birleştirme faaliyetini çeşitli yargılar ortaya koymak suretiyle gerçekleştirir, öyle ki bu yargılar bizim dünyaya ilişkin yorumumuzun temel bileşenlerini meydana getirir ![]() Deneyimde söz konusu olan çokluk, Kant'a göre, bizim tarafımızdan nicelik, nitelik, bağıntı, töz gibi belirli değişmez formlar ya da kavramlar aracılığıyla değerlendirilir ya da yargılanır ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu düşünme tarzları, Kant'a göre, zihnin duyu-deneyinden gelen malzemeyi birleştirme, bu malzemeyi sentezden geçirme ya da söz konusu malzemeye bir birlik kazandırma faaliyetinin temel bileşenleridir ![]() ![]() Kant'a göre, duyu deneyinin kapsamı içine giren her nesne, bu kategorilerden birine ya da diğerine uymak durumundadır ![]() ![]() ![]() ![]() Kant'a göre, duyu- deneyimiz belirli bir yapı ve bir birlik sergilemektedir ![]() ![]() ![]() Kant'a göre, apriori kavramlar olarak kategorilerin nesnel geçerliliği, insanın nesnelere ilişkin duyu-deneyinin yalnızca bu kategoriler sayesinde mümkün olabilmesi olgusuna dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() Bilgimiz iki bakımdan sınırlıdır ![]() ![]() ![]() Kant elbette ki, bize görünen dünyanın nihai ve en yüksek gerçeklik olmadığından kuşku duymaz ![]() ![]() Metafiziği: biz algılamadığımız şeyleri elbette ki bilemeyiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Immanuel Kant bu öğretisiyle bilimsel bilginin olanaklı olduğunu göstererek, Newton fiziğini temellendirir, fakat varlığın genel ilkeleri, Tanrı'nın varoluşu, ruhu ölümsüzlügü gibi konuları ele alan geleneksel metafiziği olanaksız hale getirir ![]() ![]() Bilginin iki temel ögesinden biri olan deney, tecrübe ögesi metafizik alanında söz konusu olmadığı için, akıl burada antinomilere düşer ![]() ![]() Bununla birlikte, Kant görünüş-gerçeklik ya da fenomen-numen ayırımını insan varlığına uygulayarak, ahlak imkanını kurtarır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşin, insan kendisini hayvandan ayıran aklıyla, fenomenler dünyasının üstüne yükselir, aklı sayesinde, nedenselliğin, doğal zorunluluğun hüküm sürdüğü dünyanın ötesine geçip özgür olur ![]() ![]() Ona göre, kategorik buyruğun, yani insandan insan olduğu için belli şeyleri yapması isteyen ahlak yasasının, iyi iradenin tanınması, insanın yüceliğini, gerçek kişiliğini ve insan varlıklarını kişiler olarak birbirlerine bağlayan halkayı oluşturur ![]() Pratik ve ahlaki temeller üzerinde gelişen bir metafizik öne süren Kant'ın felsefesinde, bu ikinci alan, teorik aklın zorunlulukla belirlenen duyusal dünyasından sonra, pratik aklın özgürlükle belirlenen akılla anlaşılabilir dünyası olarak ortaya çıkar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#95 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''İbni Haldun (1333 -1406) İslâm-Yahudi felsefesinin yine Batı bölümünden olan bir başka düşünür İbni Haldun'dur ![]() ![]() ![]() Antik dönemin filozofları daha çok doğa ile ilgilenmişler, tarihe fazlaca ilgi duymamışlardır ![]() ![]() ![]() Ancak Augustinus'un tarih felsefesi, tümüyle dini temellerden çıkarılmış olan bir tarih yapısalcılığıdır ![]() ![]() ![]() Birçok tarihi incelemeler yapmış olan ve özellikle İslâm devletlerinin tarihini çok iyi bilen İbni Haldun'un araştırmalarında şu durum dikkatini çekmiştir: İslâm devletleri kuruluyor, belli bir gelişme dönemi yaşıyor, sonra da yıkılıyor ![]() ![]() Devletlerin önce yavaş yavaş yükselip sonra da gerilemesi neden kaynaklanıyor? İbni Haldun bu sorundan önce bir başka konuyu ele alıyor: İnsanları bir devlet halinde birleştiren sebep nedir? Bu soruya verdiği yanıtta İbni Haldun, "dayanışma" kelimesiyle karşılayabileceğimiz bir kavramı, açıklamaları içine alıyor ![]() Tarih felsefesini, ilk olarak, tarihi olaylara dayandıran İbni Haldun, İslâm felsefesinin en dikkat çekici isimlerinden biridir ![]() ![]() Ona göre toplum yaşamında ancak "dayanışma bilinci"nin bulunduğu yerde, yani bireylerin birbirini karşılıklı olarak destekledikleri yerde dayanışma olanağı vardır ![]() ![]() İbni Haldun için önemli olan nokta, tüm bu temellerden "önce" insanda bir topluluk bilincinin var olması gerekir ![]() ![]() ![]() O halde bir bağın var olduğuna ait olan bilinç, bağlılığın kendisinden daha önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Haldun'a göre her devlet, belli bir şablona göre "gelişir" ![]() ![]() ![]() ![]() Başlangıçta devleti sırtlayan sınıf köylülerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka deyişle: Devletin köyden kente geçmesi, devletin asıl temeli olan dayanışma duygusunun "gevşemesine", zayıflamasına neden olur ![]() ![]() ![]() Her devlette, devletin bir "yönetici" sının vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihî araştırmalardan İbni Haldun, bir devletin ancak "dört kuşak" yaşayabildiği sonucunu çıkarır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Haldun'un yaşadığı dönem (1300 - 1400 araları), aynı zamanda Batıda da tarih felsefesinin konu edilmeye başlandığı bir zamana rastlar ![]() ![]() Bundan önce de değindiğimiz gibi, özünde doğayla ilgilenen Antik dönem, tarih felsefesiyle ilgili konulara oldukça yabancıdır ![]() ![]() ![]() Ancak Augustinus'un tarih felsefesi din kitaplarından yararlanmış tarih bağlantılarıdır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#96 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''İbni Rüşd Batı’da en çok tanınan İslam filozoflarından biri olan İbn-i Rüşd; felsefe, tıp, matematik gibi alanlarda çalışmış ve uzun süre doktorluk yapmıştır ![]() Aristoteles’ten etkilenen İbn-i Rüşd, onun sistemini de bazı noktalarda eleştirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Tanrı, yukardan aşağıya doğru bir hiyerarşi içinde tasarlar evreni ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Rüşd’ün diğer bir özelliği de, evrenin hiçlikten ibaret olduğu değil, ezeli olduğu düşüncesidir ki bu düşüncesi daha sonra Hıristiyanlık'ı temel alan düşünürlerce kıyasıya eleştirilmiştir ![]() İnsanın, özü gereği bağımsız olduğunu düşünen İbn-i Rüşd, insan dışındaki olayları dikkate aldığında bağımlı varsayar ![]() ![]() Genel olarak felsefenin konusunun varlıkları incelemek olduğunu belirten İbn-i Rüşd, tüm dini görüşlerine rağmen maddi olana işaret etmesi, o dönemde yaşayan düşünürler açısından değerlendirildiğinde önemlidir ![]() ![]() İbn-i Rüşd, etkisi daha çok İslam Dünyası'nda değil, Batı Dünyası'nda olmuştur ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#97 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''İskenderiyeli Clemens (250 - tahminen 211 -215 arası) Tertullian karşıtı bir görüşü, zamandaşı olan İskenderiyeli Clemens temsil eder ![]() ![]() ![]() ![]() Clemens'in kitabı da çeşitli felsefî görüşleri, tıpkı bir halı gibi, renkli bir sistem halinde göstermiştir ![]() ![]() Önce dogmayı yakın bir inançla benimser, sonra da felsefeye dönersek, o zaman inancın felsefe tarafından da doğrulanmakta olduğunu görürüz ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#98 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''İskenderiyeli Philon [Yahudi Philon] (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan yapıtları, kendini tam anlamıyla dindar bir Yahudi saydığını gösteren ipuçları içerir ![]() ![]() Philon'un felsefi görüşleri özelikle Platon, Aristoteles, Yeni Pythagorasçılar, Kinikler ve Stoacılar'ın etkisi altında gelişmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Başka okullara oranla Stoacılar'ın terminolojisini daha sık kullanmakla birlikte; bu okulun düşüncelerini de eleştirdi ![]() ![]() ![]() Platonculuğun maddenin öncesizliği kuramını reddetmedi, ama bu maddenin de yaratılmış olduğunu ileri sürdü ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#99 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Jamblichos (Tahminen 270 - 330) Kendisinden kalan birkaç parça dokümanda, onun felsefesinin tam anlamıyla hayalci birtakım görüşlere dayandığını görüyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonraki gelişiminde Yeni Eflâtunculuk tümüyle efsaneye dönüşmüştür ![]() ![]() İlkçağın son döneminde bir dinsel kaynaşma, yani çeşitli dinlerin birbiriyle kaynaşması olayı karakteristik bir görünüm kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim bu dönemde yazılmış olan bir Hıristiyan eserinden öğrendiğimize göre Atina'da bir tapınma yeri yapılmış ve üzerine de "Bilinmeyen Tanrı İçin" yazısı yazılmıştır ![]() ![]() ![]() Bu dönemde ilahiyat için en temel ortam görevini Yeni Eflâtunculuk üstlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemin çok Tanrıcılık (politeizm) akımı yönünden dikkat çekici ismi imparator Julianus Apostata'dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun için Hıristiyanlığın yayılmasına engel olmak istemiş, bu yönde pekçok önlemlere başvurmuştur ![]() ![]() ![]() Yeni Eflâtunculuğa dayanarak Hıristiyanlığın karşısına çıkmak isteyen Roma dini başarısızlığa uğradı ![]() ![]() ![]() ![]() Yeni Eflâtunculuğun son dönemlerinin dikkat çeken temsilcilerinden biri, tam ve mükemmel matematikçi olan Proklos'tur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#100 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''James Beattie İskoçyalı filozof, şair ve eleştiricisi ![]() ![]() ![]() ![]() Aberdeen'de Latin grameri profesörü olmuş, bir taraftan da şiirler yazmıştır ![]() ![]() ![]() Mevki ve servetini korumak için arkadaşları ona, kendinden fazla ilgi gösterdiler ve 1760'ta Mareschall Koleji'nde mantık ve ahlak profesörlüğüne tayin ettirdiler ![]() ![]() 1766'da evlendi,İki oğlundan biri 1789'da diğeri de 1796'da ölünce Beattie teselli edilemez bir melankoliye düştü ve hayatının son yıllarını yalnızlık ve inziva içinde geçirdi ![]() 1- Kamul duyunun verdiği gerçeklerle aklın gerçekleri arasındaki derin farkı göstermiştir ![]() ![]() ![]() İskoçya felsefe sisteminde büyük bir rol oynayan bu farkı derinden göstermek isteyen Beattie, kamul duyuyu şöyle tanımlar: "Eğitim ve alışkanlıktan doğmayan fakat doğadan meydana gelip birdenbire içgüdüyle ve direnilemez bir içtepi ile gerçeği algılayan veya inanca kumanda eden bir ruh fakültesidir ![]() Aklı da şöyle tanımlar: "Bize bildiğimiz düşünce veya oranları arama yeteneğini veren fakülte ![]() ![]() 2- Berkeley'in tinselci şüpheciliğiyle Hume'un evrensel şüpheciliğine ve herşeyi ispata çalışmak suretiyle çağdaş şüpheciliği yaratmış olan Descartes'a karşı giriştiği tartışmalardır ![]() ![]() ![]() Beattie, şüpheciliğin daha çok yeni zamanda bulunduğunu, bu sistemin Descartes'ten başlayarak Hume'de en yüksek gelişmesine ulaştığını, aynı zamanda matematikçilerle fizikçilerin araştırmalarını yöneten ilkelere büsbütün zıt ilkeler kabul ettiğini, kamul duyunun apaçıklığı yerine akıl yürütmenin apaçıklığını koyduğunu ve nihayet şüpheciliğin beşeri inançların en meşru ve evrensel ilkeleriyle çelişik olan sonuçlara ulaştığını iddia eder ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#101 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Johannes Eriugena (810 - 877) İrlandalı olan Johannes Eriugena kral olan Kel Karl'ın daveti üzerine Paris'e gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Eriugena'ya göre doğanın, birbirinden ayrı olan, dört alam vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ikinci alanda tüm varlıkların başlangıçsız ve sonrası olmayan örnekleri bulunur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son olarak, doğanın bütününde ya da çeşitli alanlarında, yaratılmamış ve artık kendisi de yaratmayan doğaya; yani "Allah"a, sonunda gerçekleşecek olan, yeniden kavuşma "eğilim"i vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Eriugena'nın Hıristiyan olmaktan çok Yeni Eflâtuncu olan bu görüşleri, aynı zamanda "olumsuz ilâhiyat"m da başlangıcı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir cisme bir sıfat yüklediğimiz zaman, aynı zamanda, bu cismin bu niteliğin karşıtı olanlarını dışında bıraktığını söylemiş oluruz ![]() ![]() ![]() ![]() Görülüyor ki Eriugena için ancak olumsuz ilahiyat mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu noktada Eriugena felsefesinin tam anlamıyla mistik olan yanıyla tanışmış bulunuyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Tüm bu mistik eğilimlerine rağmen, Eriugena'yı tam bir Ortaçağ filozofu sayabiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaçağın ilk dönemleri (V ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#102 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''John Locke (1632-1704) ![]() ![]() ![]() Locke, dış duyumları, şeylerin bizim üzerimizdeki etkisi ile açıkladığı ve zamanı için cesurca olan madde (eğer tanrı istemiş olsaydı) düşünebilirdi varsayımını ortaya attığı ölçüde, materyalist görüşte yeralır ![]() Ama ruh ve tanrı fikirlerine —zaten ona göre inan alanına giren bu fikirlere— bağlı kaldığı ölçüde de ikici (yani dualist, dünyayı madde ve ruh halinde bölen) bir düşünürdür ve İngiliz tanrıcılığının gelişmesini başlatır ![]() ![]() Bu bilinç mozayiği, atomlaşmış burjuva dünyasını aslı gibi yansıtan bir aynadan başka bir şey değildir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#103 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Karl Marx (1818-1883) ![]() ![]() ![]() ![]() Marx, kapitalizmin kendi iç yasalarını bulmakta ya da insanlık tarihinin belirli dönemlerini ve belirli olaylarını açıklamakta görüldüğü gibi, somut sorunları ustaca tahliliyle, geçmişteki tarihsel ilişkileri araştırmak için, bugünün toplumsal evriminin gerçek devindirici güçlerini bilmek için, ve aynı şekilde gelecekteki gelişme eğilimlerini belirlemek için, teorik bir yöntem olarak diyalektik materyalizmin üstünlüğünü ortaya koymuştur ![]() Onun burjuva toplumu konusundaki dahice eleştirisi, aynı zamanda, hem yıkıcı, hem de yapıcı olmuştur; burjuvazinin bitişini ilan ettiği için yıkıcı, proletaryanın zaferini haber verdiği için de yapıcı ![]() ![]() ![]() Diyalektiğin, Darwin'in evrim teorisinin doğa bilimlerinde yarattığı devrime yapışık olması, buradan gelir ![]() ![]() Tarih sırasına göre Marx'ın en önemli yapıtlarını sayalım: 1844 Elyazmaları (Felsefe, Ekonomi Politik); Kutsal Aile (1845) ve Alman İdeolojisi (1845-1846) — Engels'le ortaklaşa yazmışlardır—; Felsefenin Sefaleti (1847); Komünist Parti Manifestosu (Friedrich Engels'le birlikte yazılmıştır) (1848); Ücretli Emek ve Sermaye (1849); Fransa'da Sınıf Savaşımları 1848-1850 (1850); Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'i (1852); Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı (1859); Herr Vogt (1860); Ücret, Fiyat ve Kâr (1865); Kapital, Birinci Cilt (1867) — 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Marx ve Engels'in seçilmiş metinlerinden meydana getirilen derlemelerden bazıları: Felsefe Yazıları, Din Üzerine, Yazın ve Sanat Üzerine ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#104 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Karneades (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karneades olasıcılık'ın kurucusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karneades'te, hitabet, bir ikna ve zihni şu veya bu tasavvura çelme sanatıdır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı '' |
![]() |
![]() |
#105 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Filozoflar ( Biyografi ) '' Filozof Biyografisi Paylaşım Alanı ''Kıbrıslı Zenon (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mutluluğun iradeyi evreni yöneten ilahi us ile uyumlu kılmaya bağlı olduğunu ileri sürdü ![]() ![]() ![]() ![]() Herakleitos gibi Stoacılar da tüm insanların ortak bir dünya mantığının ya da "logos"un bir parçası olduğunu savunuyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|