![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#46 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriPsikosomatik bozukluk Sindirim sistemini ilgilendiren hastalıkların stres ve psikiyatrik durum ile bağlantısı: a- Irritabl bağırsak sendromu ( spastik kolit, membranoz kolit): Yurtdışında yapılan çalışmalara göre nüfusun ortalama olarak % 15 inde görülmektedir ![]() ![]() ![]() Belirtiler: 1-Disk ilama ile rahatlayan karın ağrıları ya da dışkının kıvam ve miktarında değişiklikler ![]() 2- Aşağıdakilerden en az 2 sinin varlığı ile birlikte olan dışkıda bozulma a- Dışkılama aralıklarında değişme ( haftada üçten az ya da günde üçten çok) b- Dışkı seklinde değişme ( gecen zamanın % 25 inden fazlasında ya çok sulu ya da çok katı yoğunlukta diski olması) c- Dışkının bağırsaktan geçişinde değişiklik (Gecen surenin % 25 inde varolan acele disk ilama isteği ya da tam olarak dışkılama ihtiyacını giderememe hissi ![]() d- Dışkı ile birlikte mukus ( sümüksü sıvı) gelmesi ![]() 3- Aşırı bir gaz hissi ya da karında gerginlik hissinin olması ![]() Rahatsızlık fazla miktarda işgünü kayıplarına yol açmaktadır ![]() ![]() Rahatsızlıkta bağırsağın hareket sistemine ait işlev bozukluğu on planda düşünülmektedir ![]() ![]() Vakaların yarısından çoğunda çevresel stres etkenlerinin mide- bağırsak belirtilerini tetiklediği bildirilmiştir ![]() Bu stres etkenlerinin de erkeklerde mesleki ; kadınlarda ailesel kökenli olduğu belirlenmiştir ![]() ![]() ![]() Araştırma sonuçlarına göre rahatsızlıktan etkilenen bireylerin % 22 sinde hayatları boyunca bir duygu-durum bozukluğuna (depresif bozukluklar , mani gibi) rastlanmıştır ![]() ![]() Rahatsızlığın seyri: 5-8 yıl sure aralığı ile yapılan bir değerlendirmede hastaların % 85 inin kısa surede belirgin olarak daha iyileştiği, % 67 sinin ise uzun bir sure şikayetsiz kaldığı gösterilmiştir ![]() ![]() Tedavi: Bu rahatsızlıkta psikiyatrik sorunların da ( depresif bozukluklar gibi) daha fazla görülmesi nedeniyle uygulanan tedaviler sadece duygusal duruma değil, sindirim yakınmalarına da olumlu etki yapmaktadır ![]() ![]() ![]() b- Pektik ülser: Mide ve on iki parmak bağırsağının besinlerle temas eden, iç yüzlerinde meydana gelen harabiyetlerdir ![]() ![]() ![]() Rahatsızlığın sosyoekonomik düzeyin düşük olduğu kesimlerde daha çok gözlendiği saptanmıştır ![]() ![]() ![]() Oluş sebepleri: Mide asidi ve sindirim enzimlerinin zararlı etkilerinden, mide duvarının korunmasını sağlayan sistemin bozulması, bikarbonat ve mu kus denen koruyucu sıvıların azalması veya ölen mide iç yüzeyi hücrelerinin sürekli yenilenmesine dayanan sistemin yetersiz çalışması gibi vücudun kendine ait sebepler rahatsızlığa yol açan etkenlerdir ![]() ![]() Mide ülserinde midenin salgıladığı asit miktarı normalden az iken; on iki parmak bağırsağı ülserlerinde asit üretimi artmıştır ![]() Stresli hayat koşulları ile peptik ülser arasında yakın ilişki saptanmıştır ![]() ![]() ![]() Yapılan araştırmalara göre stresler ile mide asit salgılanması ve mide hareketleri artmakta,bikarbonat salgısı ise azalmakta, hastalığa zemin hazırlamaktadır ![]() ![]() Peptik ülser yakınmaları: Karin bölgesinde yanma seklinde keskin ağrı, genellikle yemeklerden 1-3 saat sonra başlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tedavi: Mide ic yuzune zararli etkenlerin kesilmesi ( ağrı kesici-romatizma ilaçları,sigara gibi) ,psikososyal sorunlarin giderilmesi, varsa baska vucutsal hastaliklarin tedavisi ve H ![]() ![]() ![]() c- İltihabı bağırsak hastalıkları: Bu gruba Crohn hastalığı ve ulseratif kolit girmektedir ![]() ![]() ![]() Crohn hastalığı ağızdan anüse dek sindirim sisteminin herhangi bir bölümünü tutabilmekte , iç yüzeyde ülserler, diş yüzeyden Apseler , delinmeler, diğer organlara yapışmalar yapabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Hastaların % 10 kadarında ayrıca bağırsak dişi organlarda da belirtiler ( ateş, kansızlık, eklem sertlikleri- arterit,karaciğer hastalıkları, deride iltihabı döküntüler) gelişebilmektedir ![]() ![]() Hastaların daha çok obsesif- kompulsif , bağımlı, narsistik tipte kişilik yapıları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Hastalıkta depresyon ve kaygı artmıştır ![]() ![]() Hastaların 2/3 ünde en az bir kez operasyon gerekmektedir ![]() ![]() Tedavi: Hastada gerekli cerrahi girişimlerin yapılması, damardan beslenme, iltihabı durumla mücadele için uygun ilaç tedavileri yanında psikiyatrik tedavi ( gelişebilecek depresyon , psikoz ve su-yüz denge bozuklukları nedeniyle delirium denen durum nedeniyle) uygulamak gerekmektedir |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#47 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriRuhsal travma Bilindiği gibi travma canlı üzerinde beden ve ruh acısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan yaşantı olarak tanımlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruhsal bir travmayı izleyerek bazı kişilerde önce akut stres bozukluğu bazı kişilerde de bunun sonrasında travma sonrası stres bozukluğu ya da diğer adi ile post travma tik stres bozukluğu dediğimiz bir durum gelişebilmektedir ![]() Akut stres bozukluğu nedir? Travma oluşumundan sonraki ilk 1 aylık sure içinde gözlenir ![]() A- 1) Gerçek bir hayat kaybı,olum ya da olum tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin ya da başkasının fizik bütünlüğüne yönelik bir tehdit olayını yasamış, tanık olmuştur ![]() 2) Kişi aşırı korku,çaresizlik ya da dehşete düşme seklinde tepkiler göstermiştir ![]() B-Kişi bu olayı yasarken ya da yasadıktan sonra dissosiyatif belirtiler dediğimiz aşağıdaki belirtilerden en az ucunu yasamıştır ![]() 1)Uyuşukluk, dalgınlık,duygusal tepkisizlik,donukluk hiç birsek hissetmiyorum, ne ağlamak ne gülmek geliyor içimden sadece bir noktaya bakıp,dalıyorum 2)Çevrede olup,bitenlerin farkına varma halinde azalma etrafımdan habersizim,kim geldi,kim gitti,kim ne dedi bilmiyorum 3)Çevreyi olduğundan farklı,yabancı,değişik algılama (derealizasyon) burası sanki benim odam,yatağım değil,sanki boşluktayım,yasadıklarım gerçek değil 4)Kendini olduğundan farklı ,yabancı algılama (depersonalizasyon) “sanki kendimi dışarıdan izliyorum,ellerim sanki benim ellerim değil, 5) Dissosiyatif amnezi dediğimiz ,travma öncesi,esnası veya sonrasına ait olayları hatırlayamama ne olduğunu,ne yaptığımı bilmiyorum,kimlerle konuşmuşum,nerelerden geçmişim bilmiyorum, bir de baktım buradayım hatta simdi neredeyim bilmiyorum C- Travma tik olayın kişinin gözünün önüne tekrar gelmesi, ister istemez düşünmesi,rüyalarda görülmesi, kabuslar,illüzyonlar (nesneleri korkutucu bir şekilde travmayla ilgili nesnelere benzetme,kalemleri bıçak gibi algılama seklinde), flashback dediğimiz sanki o olayı tekrar ayni şekilde yasıyor gibi hissetme hali,olayı hatırlatan şeylerle karsılaşınca kaygı duyma (TV ![]() D- Travma ile ilgili hatıraları akla getiren uyaranlardan kaçınma (onları düşünmek,konuşmak,o duyguları hissetmek,o olayın benzeri etkinlikler, yerler ve kişilerden uzak durma) E- Aşırı uyarılmışlık hali (uykuya dalmakta ve sürdürmekte zorluk çekme, huzursuz bir şekilde dolaşma, bir noktaya,konuya dikkatini verememe, en ufak bir sesten irkilme,yerinde duramama gibi) Bu belirtiler kişide belirgin bir kaygıya yol açıp,toplum içinde, is yaşantısı, genel uğraşlarında belirgin bir bozulmaya yol açmaktadır |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#48 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriSomatizasyon bozukluğu SOMATOFORM AĞRI BOZUKLUĞU Asagidaki belirtilerinden varligi halinde bu durumdan bahsedilir ![]() 1- Vücudun bir ya da daha çok bölgesinde hissedilip, bu nedenle tetkik ve değerlendirme yapılacak derecede şiddetli ağrı yakınmasının olması ![]() 2- Bu ağrı belirgin bir gerilime ya da mesleki, toplumsal ve kişinin yapabildiği diğer aktivite alanlarında bozulmaya yol açmaktadır ![]() 3- Ağrının başlayıp, şiddetlenmesinde ve devam etmesinde ruhsal faktörlerin önemli katkısının olduğu görüşüne varılır 4- Bu sikayetler bilerek ve isteyerek bir amaç elde etmek amacı ile oluşturulmamıştır ![]() 5- ağrı yakınmaları bir kaygı bozukluğu ya da psikotik bozukluktan dolayı oluşmamıştır ![]() ağrı kişinin günlük üretim ve davranışlarında bozulmalara yol açarak iş yapamama ve işten ayrılmalara, okula gidemeyerek eğitiminde aksamalara, hastanelere abone olmalarına ve başlıca konuşma konularının ve düşünce içeriklerinin ağrı üzerine olmasına, gereksiz ve çok miktarda ilaçlar kullanmalarına, evlilik ve sosyal ilişki sorunlarına yol açmaktadır ![]() Bu kişilerde ağrı gidermek amacı ile bağımlılık yapma potansiyeli olan ilaçların yanlış kullanımı ve sonuçta bağımlılığı görülebilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Ağrıya ilerleyen donemde depresif bozukluklar ve kaygı bozuklukları eslik etmektedir ![]() ![]() ![]() kadınlarda ağrılar erkeklere göre iki kat daha çok görülmekte ,ağrılardan da özellikle bas, sırt, göbek altı bölgesi ve kas-eklem ağrıları on planda bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() bazı kişilerde kişinin ağrıyı daha çok hissettikleri, ağrı eşiklerinin düşük olduğu gözlenmiştir ![]() ![]() ![]() Zaman zaman kişiler gerginliklerini ( yaşanan kayıplar, hedefe ulaşamamak vs ![]() ![]() Yani bir durum daha kabul edilebilir ve hatta çevreden daha destek , yardim, ilgi ve anlayış görebileceği ağrı yakinmalarına dönüştürülmektedir ![]() ![]() Rahatsızlıkta beyin yapısına ait bir takım anormalliklere de rastlanabilmektedir ![]() ![]() ![]() Tedavi: Tedavi vucutsal hastaligin varlığında ,hastalıkla ilgili birim ile paralel olarak tedavinin yürütülebilmesi seklinde olmakta ya da ayaktan tedavi ile olabilmektedir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#49 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriStrese bağlı gece yeme hastalığı Gün boyu iştahsızlığı takiben uykusuzluk ve iştahın gece artması ile karakterize olan "gece yeme hastalığı"; aşırı strese karşı vücudun verdiği yanıt sonucu oluşur ![]() Araştırmalar göstermiştir ki gece oburlarındaki hormon salınımı, normal yemek yiyen insanlara göre (streslerinden dolayı) daha değişiktir ![]() ![]() Bu kişiler tüm gün yediklerinin yarısından fazlasını akşam sekizden sonra yer ve gece en az bir kere yemek yemek için uyanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() >>> Bu bulgular ışığında araştırmacılar biyolojik saati normale döndürecek bir tedavi şekli bulmak için uğraşmaktadır ![]() Gece yeme hastalığı olan bireyler yatağa yatmadan önce "ne kadar ve ne yediklerini" mutlaka akıllarından geçirmelidirler ![]() ![]() * Norveç Tromso Üniversitesi öğretim üyesi Dr Grethe S ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#50 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriSTRESS Stres kavramı ilk olarak 1930'larda endokrinolog Hans Selye tarafından ortaya atılmıştır ![]() ![]() ![]() Stresörler kaçınmak istediğimiz her şeydir ![]() ![]() Akut stres ile karşılaşan insanlarda adrenalin salgısı artar ![]() ![]() ![]() ![]() Araştırmalar,kronik stresin vücut direncini kırdığını ve hastalıklara zemin hazırladığını göstermektedir ![]() Stres sadece kalp veya sindirim sistemine zarar vermez ![]() ![]() ![]() Birkaç yıldan beri stres artık ölçülebilir olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Stres ile bağışıklık sistemi arasındaki ilişki ortaya konmuştur(Sheldon Cohen ve Arkadaşları-1991) ![]() ![]() Başka bir çalışma da uzun süreli stres ile kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi göstermek amacıyla yapılmıştır ![]() ![]() Stres, iki aşamada kendini gösterir ![]() Birincisi "savaş-veya-kaç" tepkisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci aşama 10 dakika kadar sonra başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Stresin garip bir etkisi de vücut şeklini değiştirmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mide ve bağırsakların iç duvarlarına daha az kan gittiği için ülser riski artmaktadır |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#51 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriŞizofreni Şizofreni Nedir? Kişide en az bir aylık sure içinde aşağıdaki belirtilerden en az ikisinin varlığı ( sanrılar; varsanilar; konuşma özellikleri ve kalitesinde bozulma; aşırı ölçüde garip ve anlamsız şekilde dağılmış davranışlar; negatif belirtiler dediğimiz duygusal yüz ifadelerinde azalma, düşünce ve fikir üretimi ve yapısının kısırlaşması,enerji ve bir şeyler yapmaya hevessizlik hali) Bu durumdaki kişide hastalığın sureci içinde sosyal, mesleki, ailesel ilişkilerinde ve kendine bakim gibi alanlarda belirgin bozulmalar oluşur ![]() ![]() Varsani nedir?: Olmayan bir takım uyaranlari var gibi algilama durumudur ![]() ![]() ![]() Sanrı nedir?: Hastanın sabit bir fikir ile bağlandığı, aksi yöndeki söylemlere karşın ikna edilemeyen ve mümkün olmayacak derecede içeriğe sahip olan yanlış inançlardır ![]() ![]() Şizofreni türleri: Paranoid tip Katatonik tip Desorganize tip Farklılaşmamış tip Residuel tip ![]() Başlangıç Yaşı: Genellikle 16-25 yas arasında görülse de çocukluk yaşlarında ya da 40 yas sonrası da görülebilmektedir ![]() ![]() ![]() Hastalarda belirlenen risk faktörleri: Genel olarak toplumda % 1 oranında görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kalıtımın Rolü: Hastanın anne-babasından birinde bu hastalık varsa çocuklarda risk % 12 'ye çıkarken, her ikisi de hasta ise % 44'e yükselmektedir ![]() Hastalığın cinsiyete göre belirti farklılıkları: Kadınlarda kaygı ,depresif belirtiler ve gerginlik on planda iken, erkeklerde negatif belirtiler belirgindir ![]() Hastalığın Seyri: hastalık kadınlarda erkeklere göre, daha az sayıda ve surede hastanede yatışa yol açmakta ; hastalık daha az kötüleşme dönemleri ile seyretmektedir ![]() ![]() Hastalık Kimlerde Daha İyi Seyretmektedir ? geç başlangıç yaşı (20 ve sonrası) yüksek sosyo-ekonomik düzey hastalık öncesi toplumsal ilişkileri ve işlevselliği iyi olan,isi olanlar ![]() Ailede şizofreni hastalığı olmaması Zekanın normal sınırlarda olması Başlangıcın bir olayı izleyerek olması Yavaş yavaş değil,aniden başlaması Tedavi için gecen surenin kısa olması Duygulanımda silinme ve uygunsuzluğun olmaması ![]() Hastalık Nasıl Seyretmektedir? Tedaviye geç başlanmadığında ,az ve kısa sureli yatışlar ile kişinin topluma uyumu sağlanabilmekte, hasta toplum içinde bir takım görev ve sorumluluklar alabilmektedir ![]() bozulmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Tedavi: İlaç tedavisi ve bireysel destekleyici tedavi yanı sıra grup terapileri hastanın işlevselliği ve sosyalleşmesini arttırmakta , gidisi olumlu hale getirmektedir ![]() Vücut dismorfik bozukluğu (dismorfofobi) devamlı vücutları ile uğraşan,vücutlarında bir şeylerin kotu,çirkin,yanlış, eksik- fazla olması seklinde düşüncelerin olduğu bir kaygılarım bozukluğudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kişilerde özgüven eksikliğinin bulunduğu, depresyon, obsesif- kompulsif bozukluk ve sosyal fobi gibi ek psikiyatrik rahatsızlıkların birlikte bulunabildiği gözlenmiştir ![]() Hastalığın başlangıç yaşı: 20'li yaşların başında ya da ergenlikte başlamaktadır ![]() Belirgin tekrarlayıcı davranışları: kişiler yineleyici bir şekilde aynaya bakmakta, vücutlarını kontrol etmekte, yakın çevresindekilere bu konunun varlığı ve derecesi hakkında tekrarlayan sorular sormakta ve konu ile ilgili çeşitli doktorlara başvurmaktadırlar |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#52 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriŞizoid kişilik Aşağıdaki belirtilerden en az dördünün varlığı ile genç erişkinlik döneminde başlayan , devamlı suretle kendini belli eden toplumsal ilişkilerden kopma ve kalabalık ortamlarda kısıtlı bir duygu ifadesinin olduğu bir kişilik sorunudur: 1-Ailenin bir üyesi gibi davranamama, yakın ilişkiye girmeme ya da girmekten zevk almama, 1-2 kişiden fazla yakın ilişkileri yoktur ![]() 2-Çoğunlukla tek bir etkinlikle uğraşmayı yeğlerler 3-Başkalarıyla cinsel deneyim yasamaya ilgi ya yoktur ya da çok azdır 4-Genelde aktivitelerden zevk almaz , alsa bile çok az etkinlikten zevk alır 5-Birinci derece akrabaları haricinde yakın arkadaşları ya da sırlarını paylaştıkları dostları yoktur 6-Başkalarının kendilerine yönelttikleri övgü ya da eleştirilere karsı ilgisiz görünürler 7-Duygusal olarak soğuk, uzak, monoton bir duygulanım gösterirler ![]() ![]() Bu grup kişiliğin asal özelliği sosyal ilişkilerden uzaklaşma ve başkaları ile birlikteyken duygu ifadelerindeki kısıtlılığıdır ![]() ![]() Başkaları ile irtibat gerektirmeyen tek bir uğraş ya da etkinlikle uğraşırlar (bilgisayar, matematik oyunları, astronomi, bulmacalar,yap-boz oyunları,pul koleksiyonu gibi soyut,mekanik islerle uğraşırlar ![]() ![]() Toplumsal becerilerden uzak, içine kapanık kişiler olarak yasarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görülme oranı: Genel nüfusun %0 ![]() ![]() ![]() Rahatsızlığın oluşma sebepleri: Erken çocukluk döneminde soğuk, ihmalkar, tatmin edici olmayan ilişkiler yasayan çocuklarda ileri dönemlerde ilişki ve kişiler arası bağlantıların önemli ya da gerekli olmadığı seklinde bir düşünce tarzı gelişimi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir ![]() Eşlik edebilen psikiyatrik bozukluklar: -Majör depresyon -Distimi -Sosyal fobi -Agorafobi -Kişilik bozuklukları (sizotipal, paranoid, çekingen k ![]() ![]() Çocukluk cağında görünümü: Yalnız başınalık, benzer yastakilerle arkadaşlığında bozukluk, derslerinde düşüklük ile belirebilir ![]() Tedavi: Kişilerin kendileri nadiren başvurmaktadırlar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#53 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriŞizotipal kişilik Aşağıdaki belirtilerden en az 5 adedinin varlığı ile giden, genç erişkinlik döneminde başlayan düşünsel ya da algısal çarpıklıkların ve olağandışı davranışların yani sıra yakın ilişkilerde aniden rahatsızlık duyma, sıcak ilişkilere girme becerisinde azalmanın olduğu sosyal ve kişiler arası yetersizlikler durumudur ![]() 1-Referans fikirleri(olayların ve bazı durumların kendisi ile ilişkili olduğu,özel ve olağandışı bir anlamının olduğu seklinde yanlış yorumlar) ![]() 2-Davranışlarını etkileyecek boyutta, yetiştiği kültürel değerlerle uyumlu olmayan garip inanışlar ya da büyüsel düşünce (örneğin gaipten haber vermeye inanmak, falcılık ve medyumlarla temas,ruh çağırma seanslarına katılmak,altıncı his, telepati gibi) 3-Olağandışı algi yaşantıları (illüzyonlar gibi) 4-Garip bir düşünüş biçimi ve konuşma (konudan uzaklaşan, belirsiz, fazla ayrıntıcı gibi) 5-Kuşkuculuk, paranoid düşünceler 6-Yüz ifadelerinin kişinin içinde olduğu duygusal durumunu yansıtamaması, bunun kısıtlı olması ya da uygunsuz (duyguya zıt bir yüz ifadesi gibi) olması 7-Acayip ,alışılmadık ,kendine özgü davranış ya da görünüm 8-Birinci derece akrabalar hariç yakın dostların olmaması 9-Yakın ilişki ile de azalmayan aşırı sosyal kaygı, paranoid korkular Bu kişiler olaylar oluşmadan önce bunları bilebileceklerini, özel yetenekleri olup, başkalarının düşüncelerini okuyabileceklerini düşünebilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görülme oranı: Genel nüfusta %3-5 oranında rastlanmaktadır ![]() ![]() Eslik eden psikiyatrik bozukluklar: -Majör depresyon( bu bozukluğu olup kliniğe başvuranlarda % 30-50 oranında saptanmıştır) -Özellikle paranoid k ![]() ![]() ![]() Ailesinde şizofreni olanlarda bu kişilik bozukluğunun olma riskinin genel nüfusa oranla daha yüksek olduğu gözlenmiştir ![]() ![]() Tedavi: Psikoterapi yanında, depresif belirtiler belirdiğinde antidepresan; hezeyanlar varlığında antipsikotik tedavi eklenebilir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#54 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriTik bozuklukları Tik bozuklukları: Bu durum istemsiz, belirli bir tarzda,hızlı ve tekrarlayıcı hareket ya da ses çıkarma durumudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tik davranışlarını arttıran etmenler: Yoğun stres durumları, kaygı düzeyinin arttığı haller, bitkin düşmek, can sıkıntısı hissetmek, kişi için önemli bir olaya katılmak , başkaları önünde aktif bir eylemde bulunmak( söz almak, bir toplantıya katılmak gibi) durumlarında artış gösterebilmektedir ![]() ![]() ![]() Tik bozukluğuna yol açabilen diğer durumlar: Tik bozukluğuna neden olan kalıtsal hastalıklar arasında Tourette sendromu, Huntington hastalığı, torsiyon distonisi, ve nöroakantozis sayılabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Basit hareketsel tikler: Bazı kas gruplarının hızlı, belli bir anlam içermeyen ve tekrarlayıcı bir şekilde kasılması durumudur ![]() ![]() Karmaşık hareketsel tikler: basit şekle göre daha yavaş, daha amaçlı gibi görünen ve daha çok kas grubunu içine alan tiklerdir ![]() ![]() Hareketsel tikler işlev açısından birbiri ile zıt etkili kasların aynı anda birlikte kasılması ile oluşmaktadır ![]() Basit sese dayalı tikler: Hece şeklinde olmayan sesler çıkartmaktır ![]() ![]() Karmaşık sese dayalı tikler: Daha anlaşılabilir,hecelere dayanan sözcükler, cümleler i tekrarlamak şeklindedir ![]() Tik bozukluğunun başlangıç ve ilerleyen dönem özellikleri: Yapılan araştırmalara göre, toplumda bin kişide 2-6 arasında görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tik bozukluğu kişilerin yaklaşık % 40 kadarında ergenliğin başlangıç evrelerinde tamamen düzelmektedir ![]() ![]() ![]() Tik bozukluğu obsesif kompulsif bozukluk ile sıklıkla bir arada görülebilmektedir ![]() ![]() Hastalığa sebep olan geni saptama çalışmaları sürmektedir ![]() ![]() Tedavi: İlaç tedavileri yanında terapi ile başarı sağlanmaktadır |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#55 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriUçuş fobisi uçak korkusu Negatif Koşullanmaya Karşı Uçuş ve Güvenlik: Uçuş korkusunun kökeni tartışmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uçuş korkusunun kökeni ne olursa olsun bu korkuyu pekiştiren uçak ve uçuşlarla ilgili negatif söylemlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uçuş ve Güvenlik: Uçuş korkumuzu nasıl yenebileceğinizi öğrenmeden önce havacılık hakkında biraz bilgi edinmemizde yarar var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1933'de Ford Motor Company'nin geliştirdiği "Curtis Condor" adlı ilk yolcu taşıyan uçak pek düzenli uçamazdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güvenlik: Uçuşta güvenlik çok önemli ayrılmaz iki kelime ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir uçak güvensizse dünyanın her yerinde uçuştan men edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hostes ve diğer kalan görevlileri de kendi kontrollerini yaparlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peki Uçaklar Ne Kadar Güvenli? Bugün bindiğimiz ticari uçakların hepsi yedek sistemli olarak yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer arabamızın bir uçaktan daha güvenli olduğunu düşünüyorsanız şöyle bir karşılaşma yapalım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uçuş Ekibi: Mürettebat, yaşamımızı teslim ettiğimiz insanlar, pilotlar ![]() ![]() ![]() ![]() Bu testlerden herhangi birinde başarısızlık demek pilotun uçuş kariyerinin bitmesi anl ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uçuş Güvenliği ile İlgili Bazı İstatistikler: Evet uçuş güvenlidir ![]() ![]() ![]() Bazı rakamlar ![]() Uçuş: 4 ![]() ![]() Tren yolu: 80 ![]() ![]() Otoyol: 14 ![]() Yürüyüş: 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() görüldüğü gibi uçakta kaza geçirme olasılığı çok düşük ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Korku Nedir? Korku normal ve oldukça sıradan bir duygudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fobi, psikiyatrideki tarifine göre bireyin birşeyden korkusu ona saçma ve mantıksız gelmesine ve bundan korkmamalıyım demesine rağmen bu korku ve kaçınmadan kendini alıkoyamamasıdır ![]() ![]() Fobi ile korku ya da korkaklık farklı olgulardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fobiler Nasıl Oluşur? Fobilerin nasıl oluştuğu konusunda birçok teori vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fobilerin tedavisinde ikinci teori daha yararlı ve daha çabuk sonuç verici ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Amacımız çok kısa sürede uçuş korkusunu yenmek ![]() ![]() ![]() ![]() Uçuş fobisinin yanısıra bir çok fobi bulunabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Evden ve yakın çevreden ayrılma korkusu şeklinde tanımlanabilen bu fobi, uçuş korkusuna sıkça eşlik ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısacası fobikseniz kendinizi yalnız hissetmeyiniz ![]() ![]() ![]() Uçuş Fobisi Nasıl Gelişiyor? Neden bazı insanlar uçuş korkusu yaşarken diğerleri tam tersine uçmaktan hoşlanır? Aslında uçuş korkusu normal kabul edilebilecek bir korkudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birçok kişi, ilk uçağa binişte yüksek korku yaşamaları ile o sıralarda başka bir nedenle yaşadıkları akut ya da kronik stres yaşıyor içinde olmaları arasındaki yüksek rastlantıyı tanımlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uçuş korkusu genellikle 20-30 yaş arasında kendini göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() UÇUŞ KORKUSU EĞİTİM PROGRAMI Türkiye ' de ilk kez başlatılan eğitimimiz teorik ve uygulamalı olarak iki bölümden oluşmakta ![]() ![]() ![]() Teorik uygulamanın ilk aşamasında en önemli konu; grup dinamiği ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() Uygulamalı eğitimin ilk aşaması ise 2 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Uçaklar Hakkında Teknik Bilgi Fobiler Hakkında Psikiyatrik Bilgi Fobilerin Tedavi Metodları Grup Paylaşımı Beden Belirtilerini Tanıma Beden Belirtileriyle Baş Etme 2 ![]() 3 ![]() Uçuş Fobisinin Maliyeti Her yüz kişiden 10 unda uçuşu engelleyecek boyutta uçuş korkusu görülür ![]() ![]() ![]() Dünyada Uçuş Fobisi Eğitim Programları Düzenleyen Şirketler Hollanda - KLM ABD-UNİTED AİRLİNES İsviçre- SWİSSAİR Avusturya-AUSTRİAN AİRLİNES Almanya- LUFTHANSA |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#56 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriUYKU BOZUKLUKLARI Uyku bozuklukları oldukça sık karşılaştığımız problemlerden biri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uyku Bozukluklarının Türleri : Dissomni Parasomniler Tıbbi ve psikiyatrik sebepli uyku bozuklukları Diğerleri Dissomni : Dissomni terimi uykunun başlatılması ve sürdürülmesinde güçlük,aşırı uykululuk,uyku-uyanıklık siklus bozukluklarını tanımlamaktadır ![]() Dissomni Sebepleri : Psikofizyolojik ve psikiyatrik sebeplerle ortaya çıkan uyku bozuklukları: Bu 2 sebeple sıklıkla insomnia hali ortaya çıkar ![]() - Psikofizyolojik olanlar daha sık görülmekte ve ikiye ayrılmaktadır : a ![]() ![]() b ![]() ![]() İnsomnia ( uyku bozukluğu ) birçok psikiyatrik hastalığın ana semptomu olarak da ortaya çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() Psikolojik ve psikiyatrik sebeplerle aşırı uykululuk hali de ortaya çıkabilirse de uykusuzluğa oranla çok seyrek görülmekte hatta bazı yazarlarca objektif verilerle kanıtlanamayacağı iddia edilmektedir ![]() Alkol ve ilaçlara bağlı uyku bozuklukları : Çeşitli drogların insomnia veya gündüz uykululuk haline sebep oldukları bilinmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Solunum ile ilgili uyku bozuklukları : Solunum bozuklukları da hem " insomnia"ya hem de gündüz aşırı uykululuk haline sebep olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sentral uyku-apne sendromu üzerinde önceleri yoğun araştırmalar yaplımış,anormal solunum olayları obstruktif,mikst ve sentral olarak ayrılmıştır ( beyinsel sebepler );ancak son zamanlarda bu ayırımın pratik bir önemi olmadığı,sentral uyku-apne sendromunun bazı nörolojik hastalıkları seyrinde rastlanan nadir görülen bir sendrom olduğu ortaya çıkmıştır ![]() Periyodik bacak hareketleri ve uykusuz bacaklar sendromu: Periyodik bacak hareketleri de hem "insomnia"ya hem de gündüz aşırı uykululuğa sebep olsalar da sıklıkla hastalar"insomnia"dan şikayet ederler ![]() ![]() Huzursuz bacaklar sendromu uykuda periyodik hareketlerle birlikte görülebilmekte veya tek başına ortaya çıkabilmektedir ![]() ![]() ![]() Toksik ve çevresel sebepli uyku bozuklukları: Bugüne kadar uyku bozukluğuna sebep olduğu ispatlanmış bazı- ağır =)=)=)=)ller dışında insomniye sebep olan toksik madde yoktur ![]() Çevresel nedenler ise uykusuzluğa sebep olan en önemli nedenlerin başında gelmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Narkolepsi-katalepsi sendromu: Genellikle genç yaşlarda görülür,tekrarlayan asıl şikayet gündüz kısa süreli ve sık uyku ataklarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uyku Bozukluklarının Tedavisi : Yukardakilere benzer şikayetleriniz varsa bir nöroloji uzmanına başvurmanız gerekmektedir ![]() ![]() İstanbuldaki en geniş olanaklara sahip uyku laboratuarı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalında bulunmakta ve Prof ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#57 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriUyku problemleri ve uykusuzluk Uyku insanoğlunun her zaman çok ilgilendiği konular içerisinde yer almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Uykunun normali nedir ?” diye bir soru sorulursa o zaman şöyle cevap vermek gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günlük olaylarla etkilenme uyku süresini bozabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Bazen de çok uzun uyunabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aslında herkesin herhangi bir zamanda uyku problemi olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genç kişilerin yaşlılardan daha az uyku problemi var gibi görünmektedir ![]() ![]() ![]() Farklı kişiler klasik olarak aşağıdaki problemlerin bir ya da daha fazlasıyla, farklı şekillerde karşılaşmaktadır: - Uykuya başlama ve uyuma zamanı arasının uzunluğu (sıklıkla bir o yana bir bu yana dönme) - Gece boyunca pek çok kere uyanma, bunun sonucu olarak da sabahleyin kötü uyku uyumuş olma duygusu - Erken uyanma ve daha sonra tekrar uyuyamama Kötü uykunun nedenleri Endişe - stres ve anksiyete İlaçlar - aşırı alkol - aşırı nikotin - aşırı kafein - çeşitli reçeteli ilaçlar Dış faktörler - ses - ışık - aşırı sıcak ya da soğuk - rahatsız yatak Tıbbi durumlar - ağn - horlama ve uyku apnesi - nefessiz kalma (örn ![]() - idrar sıklığı - depresyon Günlük hormonal ritmin bozulması - uzun mesafe uçak yolculuğu - gece işi Fizyolojik - yaşlılık Anksiyete Endişe, uyuma güçlüğü için öne sürülen en sık nedendir ![]() ![]() ![]() İlaçlar İlaçlar kötü uykunun en alışılmış diğer bir nedenidir ![]() ![]() Aslında, sıklıkla gecenin sonunda içilen bir ya da iki bardak kahve 30 lu yaşlarındaki insanların bile iyi uyumasını engellerken, 20 li yaşlarındakiler hemen hiçbir etki hissetmez ve çok iyi uyurlar ![]() Kafeinin sizi uyanık tuttuğu iyi bilinmektedir, özellikle de kahve gece geç içildiğinde nikotinin de benzer etkisi vardır ![]() Alkolün bozuk bir uykuya yol açtığı belki de daha az iyi bilinmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Uyku hapları doktorlar tarafından hastalarına geniş ölçüde reçete edilmektedir ve şaşırtıcı şekilde doktorların kendileri tarafından da kullanılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dış Faktörler Çok gürültülü, çok sıcak, çok soğuk ya da yeteri kadar karanlık olmayan bir oda kolaylıkla uyku problemine yol açabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Pek çok kişi orta derecede sert bir yatakta kendini en rahat şekilde hisseder - kısa dönemde yumuşak bir yatak daha rahat görünebilir, fakat uzun dönemde sırtınız için iyi değildir ve iyi bir uykuyu harekete geçirmesi olanaklı değildir ![]() ![]() ![]() Tıbbi koşullar Uykusuzluğa neden olabilecek pek çok tıbbi problem vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uyku Sorununuzun Olası Yanıtları Eğer problemli uykunuz varsa bu durumu düzeltmeye çalışmak için yapabileceğiniz pek çok şey vardır: - Sizi uyandıran ya da uyutmayan şeyleri belirleyen birçok şey olabilir ![]() - Ozel problemlerle gün içinde ya da akşam ilgilenmeye çalışın - tamamen üstesin -den gelinmediyse en azından ertesi gün ilgilenmek üzere hareket planı yapmaya çalışın; daha sonra onları gece boyunca bir kenara koymak için çaba sarf edin ![]() ![]() - Gece geç saatte harekete geçirici aktivitelerden uzak durun - bunun içinde iş (bazen önlenemeyen ya da kurs!), ağır egzersiz ve tartışmalar vardır ![]() - Hemen yatma saati öncesi aşın yemeyin - Kahve, çay ve tütün gibi uyarıcılardan gece geç saatte uzak durun - Gece aşırı alkolden kaçının - alkol uyumanıza yardımcı olacak gibi gözükse de harekete geçirdiği uyku kalite açısından zayıftır ve ertesi sabah kendinizi zinde hissetmemenizi yoiaçar ![]() - Kendinize her akşam yapacağınız rutin bir iş bulun ![]() ![]() - Yatak odasını sadece uyku için kullanın - yatak odasında okuma (bunun uyumanıza yardım ettiğini bildiğiniz takdirde aksi olabilir), televizyon seyretme, yemek yeme ve kesinlikle çalışma yapılmamalıdır - Hergün hatta erken kalkmanız gerekmeyen günlerde bile kendinizi erken kalkmak üzere ayariayın - Eğer uyanma güçlüğünüz varsa, odanın diğer bir tarafına çalar saat koymayı ya da uyandığınızda hemen ışıkları açmayı deneyin - Düzenli egzersiz yapmaya çalışın - Yatak odasını yatmak için hazırlayın, fakat sadece yorgun olduğunuzda yatağa gidin - Tüm bunlara karşın uykuya daima güçlüğünüz olduğunu fark ederseniz yatakta uyanık bir halde oradan oraya dönmeyin ![]() ![]() ![]() - Gece yarısı ya da sabah erken uyanırsanız yatakta yatmayı sürdürmeyin ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#58 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriYeme bozuklukları Anoreksiya Nervosa: Aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir ![]() 1-Bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıp,kabul etmeme ![]() 2-Yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma ![]() 3-Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır ![]() ![]() 4-Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması Bu rahatsızlığın kısıtlı ( bu durum yaşanırken kişide bir anda "patlayıncaya dek" yeme ya da kendini kusmaya ya da lavman- idrar söktürücüler ile yediklerini çıkarma davranışının olmadığı) tip ya da bu sayılan davranışların olduğu tiksinircesine yeme/ çıkartma tipi olarak 2 şekli vardır ![]() Hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tıkınırcasına yeme-çıkartma tipine ait grubun alkol-madde kötüye kullanımı, daha çok duygusal durumda dalgalanmalar ve cinsel aktivitelere sahip olup, dürtülerini kontrollerinin daha zor olduğu gözlenmiştir ![]() Kişiler kilo kayıplarını arttırmak için fiziksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşılar içine girerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuk gelişiminin erken evrelerinde, anne-çocuk iletişiminde çocuğun kendi başına,özgür davranışları üzerine yapılan müdahalelerin önemine dikkat çekilmektedir ![]() Anoreksia başlangıcı sonrasında genellikle obsesif- kompulsif davranışlar başlayabilir ![]() ![]() ![]() Bu kişilerde hastalığın yol açtığı vücutsal değişimler: Hastalarda kansızlık, vücut su- tuz dengesinin bozulması, kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, tiroid bezi hormonlarının düşmesi, kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu ,erkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalma, kalp atımında azalma ve düzensizlikler, beyin boşluklarının beyin dokusuna oranla kapladığı hacmin artışı oluşabilmektedir ![]() Kimlerde görülmektedir: Bu rahatsızlık düzenli ve bol çeşitli yemek yeme olanaklarının olup, göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü bati toplumlarında, kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir ![]() ![]() ![]() Son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalara göre hastalığın yüz bin kişide 15-20 arasında görüldüğü saptanmıştır ![]() Rahatsızlığın oluşumunda etkili risk faktörleri: - Yaşanılan sosyo-kültürel çevrenin etkisi ile zayıflığın kesin güzellik ölçütü olması durumu yaygınlaştırmaktadır ![]() ![]() -Bu rahatsızlığı olanların ailelerinde depresyon, alkolizm, şişmanlık ve gene bir yeme bozukluğuna daha çok rastlanmaktadır ![]() ![]() - Aile yapıları itibariyle, bağımsız hareket serbestisinin verilmediği ve aile işleyişi açısından yeterli keyif alınmayan doyum sağlanamayan ilişkilerin varlığı ![]() -Öncesinde var olan aşırı şişman beden yapısı -Çocukluk cağı başlangıçlı diabet ( seker hastalığı) varlığı - Geçmişte yaşanan cinsel, fiziksel tacizler ![]() Rahatsızlıktaki kişisel düşünce yapıları: - Kişisel açıdan kendilerini yardıma muhtaç ama yardim edilemez görürler - Kendi ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır ![]() - Aşırı bir şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olarak özgüvenlerini koruyabilen, onların yeterli ya da olumlu desteği olmadığında kendilerini bir hiç olarak görürler - Bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı seklinde bir düşünce yapısı olan kişilerdir ![]() Hastalığın seyri: Hastaların yarısının ilerleyen donemde iyileştiği, dörtte bir oranında hastanın kısmen iyileştiği, ancak bir miktar yakınmalarının sürdüğü belirlenmiştir ![]() ![]() Hastalığın gidisine olumsuz etki yapan faktörler: -Ailede aşırı geçimsizlik, tartışmalı ortam -bulimianın hastalığa eslik etmesi -Kusma, dışkılamayı arttırıcı ilaç kullanımları -Obsesif-kompulsif, histerik, depresif, nörotik davranış yapıları, zeminde bulunan psikiyatrik sorunlar nedeniyle, kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi (gastrit, kolit vb ![]() -Hastalığı inkar eden davranışlar içine girilmesi ![]() Hastalığın gidisini olumlu etkileyen etmenler arasında ise erken başlangıç yaşı, hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısının bulunması sayılmaktadır ![]() Tedavi: Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip, çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır ![]() Bulimia Nervosa: Aşırı ölçüde , adeta " aksırıncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya dek" krizler halinde tekrarlayan yemek yeme nöbetlerinin olduğu bir rahatsızlıktır ![]() ![]() 1-Belirli bir sure içinde , benzer durumdaki pek çok kişinin yiyebileceği besin miktarının çok daha fazlasının tüketilmesi 2- Bu durum yaşanırken yemek yeme üzerine kişide kontrolün kaybı hissi olur (yemeği sonlandıramayacağı , miktarında aşırıya kaçıp, kontrol sağlayamayacağı hissi) ![]() Kişi kilo almamak için isteyerek kusma, dışkılamayı arttırıcı ya da idrar sokturucu ,yan etki olarak zayıflama yapabilecek ilaçları kullanır ![]() ![]() Tıkınırcasına yemek yeme ve uygun olmayan telafi davranışları en az 3 ay sure ile en az haftada 2 kez görülmektedir ![]() ![]() Rahatsızlığın 2 tipi vardır ![]() ![]() ![]() Patlarcasına yeme süreçleri çoğunlukla 2 saatten kısa sure içinde olmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kişilerde ilerleyen dönemlerde alkol-madde bozuklukları , depresif durumlar görülebilmektedir ![]() ![]() Toplumda kadınlar arasında % 1-3 oranında görülmekte, daha çok erişkinliğe geçiş döneminde başlamaktadır ![]() ![]() Bulimia çoklukla önceden şişman olan kişilerde görülse de madde kullanımı ya da anoreksiayi takiben de gelişebilmektedir ![]() ![]() ![]() Depresyon genellikle hastalığa eşlik eder ![]() ![]() ![]() Kusmalar nedeniyle hastanın su-tuz dengesi bozulabilir ![]() ![]() Tedavi: Hastalarda ilaç tedavisi yanında psikoterapi de etkilidir ![]() Orthoreksia Nervosa: Son zamanlarda doğal hayatın bozulması, hava kirliliği,artan kanser vakaları, kalp hastalıkları vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Henüz tüm dünya psikiyatristlerinin ortaklaşa bir şekilde oluşturdukları geçerli tanısal sınıflandırmalarına girmemiş olsa da günümüz dünyasında sık olarak bu durumdaki kişilerle karşılaşmaktayız ![]() ![]() Bu kişiler sadece doğadan geldiği gibi saf besinlerle beslenmeyi hedefleyip, onun haricindekilerden kaçınan kişilerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orthoreksia , anoreksia nervosa’ya ( kişinin kendine göre aşırı kilolu olduğu düşüncesiyle, bazen çok zayıf olmasına rağmen yemek yemeyi kesmesi durumudur) besinlerin kısıtlanması yönünden benzemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kişi bu durum nedeniyle hayatını olduğu gibi ,dolu dolu ve rahat bir şekilde yaşayamamaktadır ![]() ![]() ![]() Burada önemli olan nokta normal ve anormali ayırmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kişilerde sıklıkla evlilik , cinsellik, mesleki ortam, ailesel ilişkiler ve kendilerini algılayışları ile ilgili sorunlara rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() Bu durumdaki kişiler günde en az 3 saatlerini besinleri düşünerek geçirmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tedavilerinin psikiyatristlerce bireysel ya da grup terapileri ile yapılmaları uygundur ![]() ![]() Bu durumda olan kişilerin tedavi için psikiyatristlere yönelmesi gerekmektedir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#59 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikiatriİntihar Tüm ölümlerin % 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Acı ve düşündürücü olan şey, kişinin bu eylem öncesinde kendisi için olası ağırlaşan tehlikeyi fark etmesi ve bunu kendi beden dili ya da sözel ifadesiyle açıklamasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Kişi intiharı sorunlarını giderici, çare bulamadığı acılarını dindirmeye yarayan, katlanamayacağı sonuçları yaşamamasını sağlayıp, daha önce bulamadığı huzur ortamını getirecek bir çözüm olarak görür ![]() ![]() İntihar girişimlerinde bulunan kişilerin kendilerini ezen, görmemezlikten gelen, kendileri ile ilgili istek, karar ve seçimlerine kulak vermeyen ebeveynlerden; güvenlerini sarsan, kendilerini yüzüstü bırakan arkadaşlardan bahsettikleri gözlenmiştir ![]() ![]() ![]() Genel olarak intihar davranışlarında ölmek düşüncesi yanında daha iyi şartlarda yasamak yolunda bir kararsızlık ta bulunabilmektedir ![]() ![]() Kişinin kendini topluma ait , onun bir parçası olarak görmesi, çevresinin kendinin arkasında olduğu, sorumluluğu altında onun yardımına muhtaç kişilerin olduğu , bu eylemin günah olduğu düşüncesi, kendine maddi ya da manevi olarak destekçi güçlerin bulunduğu inancı öz kıyımların önüne geçebilmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#60 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() PsikiatriZAYIFLIK SAPLANTISI Genel olarak 12-18 yaşları arasında başlayan ve şişmanlamaya karşı ağır korku yüzünden bilinçli olarak aşırı zayıf kalma çabaları ile belirlenen bir bozukluktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En temel belirti aşırı kilo alma korkusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kişilerin yeme davranışlarında ve yiyeceklerle olan ilişkilerinde gariplikler gözlenebilir ![]() ![]() Anoreksia Nervoza' nın nedenleri günümüzde kesin olarak bilinmemektedir ![]() ![]() ![]() Aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir ![]() 1-Bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıp,kabul etmeme ![]() 2-Yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma ![]() 3-Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır ![]() ![]() 4-Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması Bu rahatsızlığın kısıtlı ( bu durum yaşanırken kişide bir anda "patlayıncaya dek" yeme ya da kendini kusmaya ya da lavman- idrar söktürücüler ile yediklerini çıkarma davranışının olmadığı) tip ya da bu sayılan davranışların olduğu tiksinircesine yeme/ çıkartma tipi olarak 2 şekli vardır ![]() Hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tıkınırcasına yeme-çıkartma tipine ait grubun alkol-madde kötüye kullanımı, daha çok duygusal durumda dalgalanmalar ve cinsel aktivitelere sahip olup, dürtülerini kontrollerinin daha zor olduğu gözlenmiştir ![]() Kişiler kilo kayıplarını arttırmak için fiziksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşılar içine girerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuk gelişiminin erken evrelerinde, anne-çocuk iletişiminde çocuğun kendi başına,özgür davranışları üzerine yapılan müdahalelerin önemine dikkat çekilmektedir ![]() Anoreksia başlangıcı sonrasında genellikle obsesif- kompulsif davranışlar başlayabilir ![]() ![]() ![]() Bu kişilerde hastalığın yol açtığı vücutsal değişimler: Hastalarda kansızlık, vücut su- tuz dengesinin bozulması, kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, tiroid bezi hormonlarının düşmesi, kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu ,erkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalma, kalp atımında azalma ve düzensizlikler, beyin boşluklarının beyin dokusuna oranla kapladığı hacmin artışı oluşabilmektedir ![]() Kimlerde görülmektedir: Bu rahatsızlık düzenli ve bol çeşitli yemek yeme olanaklarının olup, göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü bati toplumlarında, kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir ![]() ![]() ![]() Son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalara göre hastalığın yüz bin kişide 15-20 arasında görüldüğü saptanmıştır ![]() Rahatsızlığın oluşumunda etkili risk faktörleri: - Yaşanılan sosyo-kültürel çevrenin etkisi ile zayıflığın kesin güzellik ölçütü olması durumu yaygınlaştırmaktadır ![]() ![]() -Bu rahatsızlığı olanların ailelerinde depresyon, alkolizm, şişmanlık ve gene bir yeme bozukluğuna daha çok rastlanmaktadır ![]() ![]() - Aile yapıları itibariyle, bağımsız hareket serbestisinin verilmediği ve aile işleyişi açısından yeterli keyif alınmayan doyum sağlanamayan ilişkilerin varlığı ![]() -Öncesinde var olan aşırı şişman beden yapısı -Çocukluk cağı başlangıçlı diabet ( seker hastalığı) varlığı - Geçmişte yaşanan cinsel, fiziksel tacizler ![]() Rahatsızlıktaki kişisel düşünce yapıları: - Kişisel açıdan kendilerini yardıma muhtaç ama yardim edilemez görürler - Kendi ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır ![]() - Aşırı bir şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olarak özgüvenlerini koruyabilen, onların yeterli ya da olumlu desteği olmadığında kendilerini bir hiç olarak görürler - Bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı seklinde bir düşünce yapısı olan kişilerdir ![]() Hastalığın seyri: Hastaların yarısının ilerleyen donemde iyileştiği, dörtte bir oranında hastanın kısmen iyileştiği, ancak bir miktar yakınmalarının sürdüğü belirlenmiştir ![]() ![]() Hastalığın gidisine olumsuz etki yapan faktörler: -Ailede aşırı geçimsizlik, tartışmalı ortam -bulimianın hastalığa eslik etmesi -Kusma, dışkılamayı arttırıcı ilaç kullanımları -Obsesif-kompulsif, histerik, depresif, nörotik davranış yapıları, zeminde bulunan psikiyatrik sorunlar nedeniyle, kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi (gastrit, kolit vb ![]() -Hastalığı inkar eden davranışlar içine girilmesi ![]() Hastalığın gidisini olumlu etkileyen etmenler arasında ise erken başlangıç yaşı, hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısının bulunması sayılmaktadır ![]() Tedavi: Anoreksia Nervozalı hastaların tedavisi çoğu kez güçlüklerle doludur ![]() ![]() ![]() ![]() Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip, çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır ![]() |
![]() |
![]() |
|