Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
12-29-2008 | #46 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)Ev gibi burası ilgimi çekti
__________________
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
12-29-2008 | #47 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
12-29-2008 | #48 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
12-29-2008 | #49 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)Sümmani'nin Mezarı (Samikale Köyü) Aşık Sümmani 1860 - 1915 Narman’ın Samikale köyünde doğdu Asıl adı Hüseyin’dir Küçük yaşlarda aşıklık geleneğini öğrenmeye başladı Yaklaşık 11 yaşında Erzurum’a giderek aşıklar çevresine girdi Hodlu Şamili gibi birçok aşıktan etkilenmesine karşın, Sümmani’nin yetişmesinde dönemin ünlü aşığı Erbabi’nin katkısı farklıdır Rüyada gördüğü, herbirinin başı çevresinde uçuşan yeşil kanatlı 40 güvercin olan 3 derviş, yeşil bir yaprak göstererek üzerindeki yazıyı okumasını istediler Ancak Sümmani, okuma yazma bilmediğini söyledi Bunun üzerine dervişler okumayı öğretmeye başladılar Hüseyin böylelikle yapraktaki G-P-İ harflerini seçebildi Bunlar Gülperi’nin ilk orta ve son harfleriydi Dervişlerden biri elindeki boş kadehi havaya kaldırıp indirince kadeh dolmuştu Sümmani’ye uzatarak içmesini söyledi Aynı zamanda da bunun bir bade olduğunu ve Bedehşah Valisi Abbas Han’ın kızı Gülperi’nin adını fısıldadı Sümmani, kadehi içtikten sonra vücudunu bir titreme aldı Daha sonra başları üzerinde uçuşan güvercinlerin arasında bir kızın yüzü belirdi Dervişlerden biri bunu, Gülperi olduğunu söyledi Onun da kendisi gibi bade içeceğini ve ömür boyu sürecek bir sevdaya düşeceklerini ekledi Eğer gözünü kırpmadan bakmazsa kavuşamayacağını ve bu aşkın kıyamete dek süreceğini söyledi derviş Gerçekten de Sümmani kızın güzelliği karşısında gözünü kırpmadan bakamadı Aşık Sümmani, yıllarca sevdiğini bulmak için yıllarca dolaştı Ancak kavuşmalarının olanaksızlığını anlayınca köyüne döndü Aşık Sümmani, sonraki yıllarda uzun zamandır birbirlerinin aşıklıklarına ilişkin şeyler duyduktan sonra ancak o dönemde özel bir izinle, Rusya’nın işgali altında bulunan Kars’a gidip Aşık Şenlik’le karşılaştı Günler süren karşılıklı türkü söylemeden sonra birbirlerini etkilediler ve çok iyi arkadaş oldular Daha sonra Şenlik’in annesi Sümmani’yi gömleğinden geçirip evlat edindi Yaşça kendisinden büyük olmasına karşın Aşık Ruhsati’yi de etkileyen Aşık Sümmani, birçok genç aşığında yetişmesine de katkıda bulundu Sümmani, köyünde öldü ve orada toprağa verildi Özellikle Doğu Anadolu’da yaygın olan ve Sümmani tarafından söylendiği için de »Sümmani Ağzı« olarak bilinen ezgi, 11’lik türkülerde yaygın olarak kullanılmaktadır Bu gelenek, değişik yörelerde birçok aşığın yanında, Sümmani'nin torunları Aşık Hüseyin Sümmanoğlu ve Aşık Nusret Toruni tarafından da günümüzde temsil edildi Aşık Sümmani’ye ilişkin bugüne dek değişik araştırmacılar tarafından çeşitli kitaplar hazırlandı Bekir Karadeniz |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
12-29-2008 | #50 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)Küçük Hüseyin Paşa (1758?-1803) Osmanlı kapdân-ı deryâsıdır 1758 yahut 1759'da doğdu Çerkeş veya Gürcü Silâhdar İbrahim Paşa'nın aracılığıyla küçük yaşta saraya sokulmuş, enderûn-ı hümâyûn'da iyi bir eğitim görmüştür Bu arada IIISultan Selim'e, şehzadeliğinde hizmet etmiştir Doğrulanmayan bir söylentiye göre de onun süt kardeşiymiş Bir süre sonra mabeyincilik, tebdilcilik ve başçuhadarlığa yükseltilmiştir 1789 ekiminde mühr-i hümâyûn'u Rumeli'deki Cezayirli Gazi Palabıyık Hasan Paşa'ya götürmek emrini aldı Bu emanetin tesliminde sadrâzam paşa, Hüseyin Ağa'yı bağış ve hediyelere boğdu, İstanbul'a dönüşünde padişahın gözündeki itibarı az zamanda çok arttı Bunu, Topkapı Sarayı'nda geçtiği anlaşılan bir olaya ait 1792 tarihli bir vesikadan öğreniyoruz O sırada Ege denizinde Rum korsanlarının yapmadığı kötülük ve vurmadığı gemi yoktu Bunların en azılısı Lambro'ydu Bu haydut Rus bandıralı gemilerle dolaşmaktaydı III Sultan Selim, Küçük Hüseyin Paşa'ya bunların temizlenmesini irade etti Paşa, ufak bir savaş filosuna demir aldırıp korsanların cirit oynadıkları Ege denizine açıldı Günlerce Lambro' nun peşinde dolaştı Herifi birkaç defa kıstırdıysa da ne yazık ki tutamadı Ama onun sağ kolu sayılan Karakaçan'ı suç ortaklarıyle birlikte yakaladı, İstanbul'a dönüşünde Yalıköşkü'ne yaklaşırken Karakaçan ve arkadaşlarını baştardanın direklerine astırdı III Sultan Selim, bu başarıya çok sevindi Paşa'ya "Bir kıt'a hançer-i murassa ve bir semmûr kürk" armağan etti Arkasından da Esma Sultan'la "Dünya evine girme" işi törenine başlanıldı Çok şenlik içinde bir düğün yapıldı Baş davetli padişahtı Bu sırada Vidin'de ayaklanma olmuştu Ruslar, kendi kuvvetleriyle olayın bastırılması için, izin istediler Sadrâzam Safranbolulu İzzet Mehmed Paşa "Devletin iç işlerine karışmak" olacağını ileri sürerek bu istediği reddetti Ayaklanma bölgesine de Küçük Hüseyin Paşa'nın gönderilmesinin uygun olacağını padişaha arzetti IIISultan Selim, bunu müsbet karşıladığından "Sen ki kapdân-ı deryam ve serasker-i zafer-rehber Hüseyin Paşa'sın, sana her veçhile hüsn-ü nazar-ı şahanem berkemâl olmağla göreyim seni me'mûr olduğun işbu maslahat-ı ehemm-i sabıka itmamına bezl-i makdûr eyleyesin Cenâb-ı Hak muvaffak eyleye Amin" satırlarını taşıyan hatt-ı hümâyûn'la bu önemli görevi Küçük HüseyinPaşa'ya verdi Paşa, 10 nisan 1798'de Vidin'e gitmek üzere İstanbul'dan yola çıktı Ayaklanma bölgesine Mustafa, Seyyid Ali ve Tepedelenli Ali gibi Osmanlı vali paşaları da gelmişlerdi Vidin, karadan orduyla, Tuna'dan "ince donanma"yla kuşatılmıştı Asi Pazvandoğlu Osman Ağa, bu durumda pek çok kere "Aff-ı şahane" isteğinde bulundu Hepsi İstanbul'a duyuruldu Gelen cevaplar tenkile devamı emrediyordu Kuşatma ve çarpışmalar uzun sürdü Osmanlı ordusu Rumeli'nin bu hayduduna karşı bir şey yapamıyordu Bu arada çarpışmaların birinde Osmanlı komutanlarından biri maktul düştü Küçük Hüseyin Paşa da yaralandı Olayın başlıca sorumlusu Seyyid Ali Paşa'ydı Çünkü, Pazvandoğlu'yla el altından uyuşmuş, kuvvetlerini de Küçük Hüseyin Paşa'nın emri olmadan geri çekmişti Vali Paşa'nın bu ihaneti kendisine idama kadar götürdü Bu sırada imparatorluk, öteki ucundan bir saldırıya uğradı: Napolyon, Mısır'a asker çıkarmıştı Çok zor duruma düşen Bâbıâlî, donanmanın başına geçmek üzere Küçük Hüseyin Paşa'yı acele İstanbul'a çağırdı Paşa da Pazvandoğlu Osman Ağa'yı affettirip, ayaklanma işini tatlıya bağladıktan sonra döndü İstanbul'a gelen Küçük Hüseyin Pasa hemen donanmayla Akdeniz'e açıldı Mısır sahillerini kuşatan İngiliz donanması ile birleşti Napolyon, kurtuluşu kaçmak ta buldu Daha sonra altı bin kadar askeri karaya çıkardı 10 temmuz 1801'de Kahire'ye girdi Gavrî Sarayı'nda Mısır ileri gelenlerini toplıyarak III Sultan Selim adına fetih hutbesini okuttu Mısır kalesinin anahtarlarını da mühürdanyla padişaha gönderdi III Sultan Selim'in sevinci sonsuzdu Kıymetli Paşa'sı devletin yüzünü ağartmıştı Küçük Hüseyin Paşa, 1801 aralığında İstanbul'a döndü, iki yıl kadar gene Ege denizinde dolaşmaları oldu 1803'te hastalandı Verem olmuştu, yatağa düştü Ümitsizlik içersinde vasiyetnamesini yazdı Gırtlağına kadar borç içindeydi Padişahtan bunların ödenmesini yalvararak istedi Çok iyi bir insan, hassas bir kalbe sahip hükümdarın söz konusu isteğe verdiği cevap şöyledir: "Kapdân-ı Derya Paşa huzurlarına selâm ederim Nicesin? Huda'ya emanet olasın Hemen Hakteâlâ şifâlar ihsan eyleye Kâğıtlarını gördüm, niçin böyle vesveseye zâhip olmuşsun Alimallah hekimbaşı yemin ediyor, hayf olunacak bir şeyi yokdur deyû Hem maazallah öyle bir şey olsa ben seni hiç borçlu yatırdır mıyım? Inşaallah sen bana çok hizmet edersin Böyle kuruntuları derûnundan çıkarub ilâca dikkat, hekimlerin sözlerine mümanaat itmiyesin Kendini sıcak tudasın înşâallah sıhhat bulursun" Küçük Hüseyin Paşa, hergün biraz daha çöken imparatorluğumuzun devrimci ricalindendi Osmanlı donanmasında temelden değişiklik yapıp, düzen veren de odur 1803'ün 8 Aralığında öldü Eyüpte Mihrişâh Valide-Sultan türbesinin yanına gömüldü |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
12-29-2008 | #51 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)Senirkent Tymandos: Senirkent �l�esi Yass��ren Kasabas�nda oldu�u kabul edilen kentin kal�nt�lar� g�n�m�ze kadar ula�mad��� i�in kent hakk�nda yeterli bilgi yoktur Kentin ad� Ptolomaios’da Talbonda, orta�a� kilise kay�tlar�ndaki Piskoposlar� g�steren listelerde Tymandos, Tymandros �eklinde ge�mektedir MS 451 y�l�nda Khalkedon’da (Kad�k�y) toplanan kilise kurultay�ndaki tutanaklar�n Yunan dilinde olan� “Tymandoslular�n kentinden Longinos” adl� piskopostan s�z�n� ederken Latin dilinde olan tutanaklarda ayn� ki�iyi “Talbonda kentinden Longius” diye g�stermektedir Bundan da Talbonda ve Tymandos isimlerinin bir arada kullan�ld�klar� anla��lmaktad�r Yass��ren’de bulunan postament, s�tun, kap� bi�imli ve al�nl�kl� mezar stelleri ile yine bu k�y s�n�rlar� i�inden ��kan ve Senirkent K�t�phanesi bah�esinde duran iki adet palmetli, bir adet sphenksli Ge� Arkaik �a� (M� 540/530-480) mezar steli Isparta M�zesine nakledilmi�lerdir Son �� eser Pisidia b�lgesinin �l s�n�rlar� i�inde ��kan Greko-Pers �slubundaki ilk �rnekleri olup, �ok b�y�k �neme sahiptirler |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
12-30-2008 | #52 |
haticee
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)tsekkrler
__________________
Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır Din evinde haset faresi bir delik açar ama kedinin bir miyavlaması ile ürker kaçar
HZMEVLANA |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
01-01-2009 | #53 |
seda
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)çok güzel elinize sağlık |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
01-01-2009 | #54 |
inci_tanesi
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)paylaşımın için tşkrlrölüler filan içim boğuldu :f
__________________
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
02-27-2009 | #55 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)Bakan gözlerinize sağlık Bir internet sitesinde yayınlanan fotograflar Mars'a iliskin tartışmaları alevlendirecege benziyor Su bulundugu haberleri ardından "bir kafatası tespit edildi" iddiası bazı bilim adamlarının zihnini mesgul ediyor Alienvideonet'te yer alan goruntulerde Mars yuzeyınde incelemelerde bulunan Rover uzay aracında dunyaya bir takım fotograflara yer verildi Bu fotograflardaki bir ayrıntı bazı bilim adamlarını derinden etkiledi Zira insan kafatasını andıran bir cismin varlıgınımı ispatlıyordu bu Ancak bazı bılım adamlarına gore sadece bir kayaHacim kazanmıs ve kurukafaya benzeyen bir nesne ıdıBilim adamları kafatasının Ãlt kısmının kusursuz bir bicımde gercege uydugunu ama alt kısmının alakasız olduguna dikkati cekıyor |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
03-08-2009 | #56 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)5300 yıl önce donarak ölen Taş Devri Savaşcısı'nın dudak uçurtan fotoğrafları yayınlandı Bu fotoğraflara zoom yaparak, oturduğunuz yerden mumyayı, santimetre santimetre inceleyebilirsiniz Mumyanın görülmeye değer 3D görüntüsü ve üstünde ki ilginç dövmeleri beyaz ve ultraviyole ışığın altında görülebiliyor Buz Adam'ın 12 farklı açıdan, 150000 yüksek çözünürlükte fotoğrafı çekildi http://8416240215/i/img/2009/03/20090306_1236375985_iejb-bjpg |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
03-11-2009 | #57 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)İsa'nın Kefeni Zaman: 33 yılı? / 1260-1390? Mekân: Torino, İtalya Tanrı rahibin hizmetkârına keten bezi verince o da James'e gitti ve ona göründü APOKRİFA Basit bir biçimde söylemek gerekirse Torino Kefeni, 430 santimetre uzunluğunda ve 110 santimetre eninde büyük bir keten kumaş parçasıdır ve üzerinde -önünde ve arkasında- çarmıha gerilerek öldüğü anlaşılan bir insanın görüntüsü vardır Yalnızca bu bile ilgi uyandırmaya yeterliyken, bunun İsa'nın kefeni olduğu iddiası (kilise yetkilileri bu iddiada bulunmamışlardır) bir tartışma konusu olmuştur Bu iddia nedeniyle ayrıntılı bilimsel incelemeler yapılmış, uluslararası konferanslar toplanmıştır 1978'de İtalya'daki Torino'da sergilenen kefen, üç milyon kişi tarafından ziyaret edilmiştir Gelecek sergilerde bu sayının çok daha yüksek olacağı kuşkusuzdur Bazıları kefen tarihinin 1357'de, Charney'li II Geoffrey'in Fransa'da Lirey'de sergilemesiyle başladığını düşünmektedir Ancak İsa'nın görüntülerinden daha önce de söz edildiği bilinmektedir Örneğin, 4 yüzyılda bir kaynak Thaddaeus ya da Addai'nin Edessa'da (Urfa), "seçme boyalarla" İsa'nın bir resmini yaptığını nakletmektedir 6 yüzyılda bir başka kaynak, İsa'nın yüzünü bir havluya sildiğinde üstünde görüntüsünü bıraktığını bildirmiştir İsa bu havluyu, Edessa Kralı Abgar'ın bir elçisine vermiştir Edessa'da İsa'nın resmi olduğu hikâyeleri, Bizans ordusunun görüntüyü Konstantinopolis'e (İstanbul) götürdüğü 944 yılına kadar devam etmiştir Resim burada 1204'e kadar kalmış, o yıl Dördüncü Haçlı Seferi şövalyeleri kenti yağmalamışlar ve bu arada resmi de almışlardır Kefenin 14 yüzyıl Fransa'sında sergilenebilmesinin açıklaması bu olabilir Solda) Konstantinopolis'te (İstanbul) 692 ile 695 yılları arasında kesilmiş bir II Jüstinyen sikkesi İsa'nın görüntüsünü taşıyan bu ilk sikkelerde, kefendeki görüntüyle yakın bir benzerlik vardır (Ortada) Sina Dağı'ndaki Azize Katherine Manastırı'nda 6 yüzyıldan kalma bir ikona (Sağda) Kefenin 1898'de çekilmiş ilk fotoğrafının negatifi 1999'da sarısabır ve mürrüsafi sürülmüş bir kumaş kullanılarak elde edilen görüntü KEFEN VE TARİHLEME ÇABALARI Ortaçağlarda İsa'nın pek çok "kefeni" sergilendiği için Torino Kefeni'nin ilginçliği nereden kaynaklanmaktadır? Kefen üzerindeki görüntü, beyaz bir zemin üzerinde gayet soluk, sarımtrak bir benzerliktir Ancak bunun çarmıha gerilmiş bir insanın negatif görüntüsü olduğu anlaşılmaktadır ve garip olan yanı, üç boyutlu bilgi de içermesidir Görüntüde şaşırtıcı derecede ayrıntı vardır: Örneğin, insan anatomisi, bilek ve ayaklardaki çivi yaralarından akan kanla, kırbaçlamanın yaralarıyla, kafatasındaki kanla ve saç ve sakal ayrıntılarıyla büyük bir doğrulukla betimlenmiştir Gözlemciler ayrıca büyük bir olasılıkla kırılmış buruna ve gözlerdeki sikkelere de işaret etmektedirler Kan lekelerine DNA testi yapılmış ve insan kanı, erkek ve AB tipi kan olduğu anlaşılmıştır Toprak, toz ve polen zerreleri gibi mikroskopik bulgular da vardır Polenler incelenmiş ve uzmanlar yalnızca Kudüs ve Eriha çevresinde yetişen 19 ayrı bitki türü tespit ettiklerini iddia etmişlerdir 1988'de Zürih, Oxford ve Tucson'da laboratuarlarda Accelerated Mass Spectrometry tekniği kullanılarak radyokarbon (C-14) tarih saptama testleri yapılmıştır Bu laboratuar çalışmaları için kefenden kesilmiş, l santimetreye 5,7 santimetrelik bir kumaş parçası üç laboratuvara paylaştırılmıştır Laboratuvar sonuçları, kefenin 1260 ila 1390 yılları arasından kaldığım göstermiştir Bu sonuçlar, kumaşın yaşı sorununu çözmüş müdür? Özellikle başta basın olmak üzere pek çok kişi ve çok sayıda bilimadamı için 1988 sonuçları kesindir Ancak diğerleri, örneğin kefenin ilk sergilendiğinden bu yana en çok insan eli değen kısmından alındığına işaret etmişlerdir Ayrıca, kefen 1532'de Torino'da bir yangında kavrulmuştu Yanmanın yeni maddeler getirdiği kuramı, bilinen örneklerin test edilmesiyle de doğrulanmıştır Yine bazıları eski keten elyafında bakterilerin ve mantarların yetiştiğini ve bunların kefen için kullanılan tarih belirleme süreciyle ortadan kaldırılamayacağına dikkat çekmişlerdir Son olarak da, radyokarbon tarihi 13 ya da 14 yüzyıl olduğuna göre görüntü (eğer sahte ise) ortaçağa ait olmalıdır ama hiç de öyle değildir Torino Kefeni'nin önü ve arkası İki dikey çizgi yanık izleridir ve üçgen parçalar 1532 yangınında oluşmuştur KEFENİN AÇIKLANMASI Şu halde Torino Kefeni nasıl açıklanmıştır? Bu bir sahtekârlık mıdır, bir tesadüf ya da mucize midir? Zaman içinde bu açıklamaların hepsi ileri sürülmüştür Örneğin, kefen üzerinde fırça izleri yoksa da, resim boyaları sürerek yapılmış olabilir Bazıları görüntünün sıcak bir heykele yaslanan kumaşın kavrulması olduğunu iddia etmişlerdir Yine bazıları çürümekte olan insan vücudundan çıkan gazların yarattığı bir tür "buğugraf" olduğunu savunmuşlardır Bazıları bunun bir cesedin doğal izi olduğunu kanıtlamaya çalışmışlardır (Volkringer etkisi ya da keten elyafın suyunun çekilmesi) Bir kısım araştırmacılar da radyasyon kuramlarına başvurmuşlardır: Vücudun doğal elektromanyetik alanının kumaşla etkileşimi Bazıları İsa'nın dirildiğindeki doğaüstü elektromanyetik radyasyon patlamasını savunmuştur, İsa'nın dirilmesine ilişkin ruhsal enerjilerin, kefendeki izleri bıraktığını söyleyenler bile vardır Şu halde bu esrarengiz keten kefeni nasıl açıklayacağız? Bu gerçekten bir mucizenin kanıtı mıdır? iddia ve deney için hâlâ imkân vardır En inandırıcı kuramlardan bazıları, kefenin üzerindeki izin, henüz tam olarak anlamadığımız karmaşık ve hassas doğal süreçlerin sonucu oluştuğudur Kudüs'te eski bir mezarda bir anatomi mankeniyle yapılan deneylerde, hararetle (ölüm sonrası ateş) birleşerek tepkimeye giren insan terinin ortaya bir asit çıkardığını ve bunun, mezarın kireçli ve çok rutubetli ortamında ham keten üzerinde bir tür görüntü oluşturabileceğini göstermiştir Gerçekte her ne olmuşsa olsun, Torino Kefeni, gerçek bir bilimsel anormalliktir ve yıllardır yapılan bütün çözümlemelere ve sınıflandırma çabalarımıza inatla direnmektedir Solda) Kefen kumaşının dokumasının büyütülmüşü Lekeler, kan izleri ve serum lekeleri olarak belirlenmiştir (Sağda) Bir görüntü analizöründen kefenin üç boyutlu bilgisi Cepheden tam görünüş |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
03-20-2009 | #58 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)Kim ceset müzesini gezmek ister ki? Sicilya'nın Palermo şehrindeki Kapuçin Manastırı ülkenin en çok turist çeken mekanlarından biri Her yıl onbinlerce turistin ziyaret ettiği manastırın özelliği içinde 8 binin üzerinde mumyanın bulunması Yaklaşık beş yüz yıldır ölülerini mumyalayarak saklayan halk şehri böylece kalkındırıyor En yaşlısı 16'ıncı yüzyıldan kalma olan mumyalar arasında soylular, rahipler, bürokratlar ağırlıkta Çünkü manastırda ölülerini mumyalatarak saklanmak için vaktinde büyük paralar istenmiş Mumyalar içinde en gencinin ise 1918'de doğup 1920'de ölen iki yaşındaki Lombardo isimli kız çocuğuna ait olduğu açıklanıyor Doktor Solafia tarafından hazırlanan bira ağırlıklı bir sıvının içinde korunan bu ceset, cam bir tabutun içinde sergileniyor ve bu sıvının içeriği henüz tam olarak bilinmiyor Genç kızın uzak akrabaları, bugün cesedin kendilerine verilmesini istiyorlar Ancak mumyalama tekniğinin sırrının çözüleceği endişesiyle, Fransisken papazlar bu cesedi aileye vermeyi reddediyorlar |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
03-20-2009 | #59 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli) |
03-20-2009 | #60 |
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)Farklı mezar taşları |
|