![]() |
![]() |
![]() |
#46 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN MUHAMMED EL-HADRAMÎ Evliyânın büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-i Hadramî, ilk önceMuhammed bin Ali Ba'levî'den ilim öğrendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir defâsında peygamberlerden Hûd aleyhisselâmın kabr-i şerîfini ziyâret için yola çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebelerine nasîhat ederken; "Sizden biriniz nerede olursanız olunuz, herhangi bir sıkıntıya düşerse, beni vesîle ederek Allahü teâlâdan murâdını istesin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şöyle anlatılır: Ebû Mehre adındaki zât, önceleri Sa'îd bin Îsâ'nın talebelerinin ileri gelenlerinden idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Hadramî hazretleri yalnız kaldığı zaman ortalığı bir nûr kaplardı ![]() ![]() İmâm-ı Yâfiî onun hakkında; "Çok kimseler rüyâda, Resûlullah efendimizin kabr-i şerîfinden, Abdullah-i Hadramî'nin kabrine akan bir nehir gördüklerini anlatırlar ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Hadramî, vefât edeceği zaman yaklaştığında, yanında bulunanlara; "Yavrularım, melekler âlemini görüyorum ![]() ![]() ![]() 1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 3) Tabakât-ül-Havvas Ehli's-Sıdkı ve'l-İhlas (Zebîdî); s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#47 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN MUHAMMED MÜRTEİŞ Evliyânın büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hafs-ı Haddâd'ın talebelerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Mürteiş hazretleri tasavvuf yoluna girip bu yolda ilerlemesini ve buna sebeb olan ibret verici hâdiseyi şöyle anlatmıştır: Babam, bulunduğumuz yerin ileri gelenlerinden idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Keşke öyle düşünmeseydin ve buna bir şeyler verseydin ![]() ![]() ![]() Sabah olunca kendime âit ne varsa, hepsini, Allah rızâsı için ihtiyâcı olanlara dağıtıp, sefere çıktım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vefât edinceye kadar da bu üzüntünün böyle devâm ettiği bildirildi ![]() Hocası Ebû Hafs-ı Haddâd, Abdullah Mürteiş'e ilim öğrenmesi için seyâhat etmesini söylemişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Mürteiş hazretlerinin menkıbeleri çok olup sâlih bir zat şöyle anlatmıştır: Bağdâd'da bulunuyordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sırada kapı çalındı ![]() ![]() ![]() ![]() Almak istemedim, fakat; "Al, beni üzme, bunlar istemiş olduğun şeylerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir defâsında ramazân-ı şerîf ayının son on günü câmide îtikâfa başladı ![]() ![]() "Mescidde bâzı kimselerin riyâ ile, gösteriş yaparak ibâdet edip, Kur'ân-ı kerîm okuduklarını gördüm ![]() ![]() ![]() Abdullah Mürteiş hazretleri nasîhat ve sohbetleriyle uzun müddet insanlara rehberlik yapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Hastalığı artıp vefâtı yaklaştığı sırada huzûrunda bulunan sevenlerine borcu olduğunu, elbisesini satmalarını ve borcunu ödemelerini söyledi ![]() "Allahü teâlâya duâ edip bana üç şeyi nasîb etmesini istedim ![]() Birincisi pekçok dost ve büyük zâtlarla görüşüp sohbet ettiğim Şunûziyye Câmiinde vefât etmek ![]() İkincisi vefât edip, dünyadan ayrılırken dünyalık bir şeyim olmasın istedim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü isteğim de şu idi: Ben vefât ederken yanımda sevmediğim kimse bulunmasın ![]() ![]() ![]() ![]() Buyurdu ki: "Kul, Allahü teâlânın sevgisini, Allahü teâlânın sevmediklerine düşman olmakla kazanır ![]() ![]() "Tasavvuf güzel ahlâktır ![]() ![]() İkincisi halk ile beraber olmak ![]() ![]() Üçüncüsü nefse sâhib olmak ![]() ![]() ![]() "Tasavvuf tamâmen ciddiyettir ![]() ![]() "Kul ne ile muhabbete nâil olur?" diye sorulunca; "Allahü teâlânın evliyâsına dost olmak, düşmanlarına da düşman olmakla" buyurdu ![]() Yine buyurdu ki: "Kalbin, Allahü teâlâdan ve O'nun dostlarından başkasına meyletmesi, o kalbin hasta olduğuna işârettir ![]() "Sebeplere yapışmalı, fakat bu durum, o sebeblerin ve her şeyin yaratıcısı olan Allahü teâlâya îtimâd ve tevekkül etmeye mâni olmamalıdır ![]() "Bütün işlerin netîcesinin sıhhatli ve faydalı olabilmesi için iki şart vardır: Sabır ve ihlâs ![]() "İrâde, nefsin arzularına muhâlefet edip, onu Allahü teâlânın emirlerine yöneltmek ve kendisi için Allahü teâlânın takdir ettiğine râzı olmaktır ![]() "Kul, muhabbet makâmına, Allahü teâlânın dostlarını sevmek ve Allahü teâlâya düşman olanlara düşmanlık etmekle kavuşur ![]() "Amellerin en üstünü; doğru amel işlemek, sünnet üzere hizmete devâm etmektir ![]() "Kalbin Allahü teâlâdan başkasına meyletmesi, Allahü teâlânın azâbını çabuklaştırır ![]() "Yaptığı amellerin, kendisini Cehennem azâbından kurtarıp, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturacağını zanneden kimse, büyük hatâ etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Allahü teâlâyı Rab olarak tanı ![]() ![]() ![]() "Allahü teâlânın, senin rızkına kefil olduğuna îtimâd et ve sana emrettiği ibâdetleri yapmaya çalış! Böyle yaparsan, evliyâdan olursun ![]() ÜSTÜN KİMSE! ![]() ![]() Abdullah bin Mürteiş'in dostlarından bir kısmı bâzı kimselerin hallerinden bahsederek; "Falan kimse su üzerinde yürüyor ![]() ![]() "Allahü teâlânın yardımı ile nefsinin arzularına uymayan kimse, havada uçandan ve su üzerinde yürüyenden daha üstündür ![]() KEŞKE YARDIM ETSEYDİM! Abdullah-ı Mürteiş, evliyâ-yı kirâmdan Şiddetle kaçınırdı, şüpheli ve haramdan ![]() Dünyâya zerre kadar, vermez idi bir değer, Methetti kendisini, evliyâ ve âlimler ![]() Hânesinin önünde, otururken bir zaman, Genç bir kişi gelerek, para istedi ondan ![]() Vardı gencin üstünde, hem de "yeni bir abâ" Düşündü: "Bu ne için, dileniyor acaba? Yaşı genç, sakat değil, hem yeni elbisesi, Yakışır mı bu gence, el açıp dilenmesi?" Bunları düşünerek, vermedi cevap bile, Genç ayrıldı ondan, "kırılmış bir kalp" ile ![]() Eli boş, boynu bükük, gidince öyle mahzun, Bu sefer pişman oldu, düşündü uzun uzun ![]() Para vermediğine, çok üzülüp içinden, Göremedi bir daha, koştuysa da peşinden Dedi ki: "Ne olaydı, kırmasaydım hiç onu, Nereden biliyordum nâ ehil olduğunu, Rabbimiz bakıyor mu, hiç benim günâhıma? Devamlı gönderiyor, rızkımı her gün ama ![]() Belki o, Rabbimizin, çok sevdiği kuluydu, Heyhât! Bana yakışan, muâmele bu muydu?" Yaptığı o hatânın, kalarak tesirinde, Yatıp, bir rüyâ gördü, o günün gecesinde ![]() Şöyle ki otururdu, Allah arslanı Ali Dikkat etti, vardı hem, yanında o genç dahi ![]() Hazret-i Ali ona, buyurdu ki hemence: "Ne için bir tasadduk, eylemedin bu gence? Hâlbuki bir kimsenin, varken malı, parası, Tasadduk eylemezse, sevmez onu Mevlâsı ![]() Uyanınca kapladı, kendisini bir keder, Dağıttı nesi varsa, kalmadı maldan eser ![]() Hiç unutamıyordu, buna rağmen o ânı "Ben niçin boş çevirdim, o fakir müslümanı?" Ve hemen çıktı yola, Bağdat medresesine, İlim tahsil eyledi, orada on beş sene ![]() Babası zengin olup, çoktu malı, parası, Vefât edip tamâmen, ona kaldı mîrâsı ![]() Onu da fakirlere, dağıtarak bittamam, Başladığı tahsîle, gece-gün etti devâm ![]() Ebû Hafs-ı Haddâd'dan, alıp tasavvuf dersi, Vilâyet makâmında, yükseldi derecesi ![]() Buyurdu ki:"Allah'ı, hakkıyla sevmek için, O'nun düşmanlarını, sevmesin kalbin, için ![]() Ne ki uzaklaştırır, seni Hak teâlâdan, Yaklaşma yanlarına, uzak dur hep onlardan ![]() Eğer ki meyl ederse, kalbin "Hak"tan gayriye, O kalp hasta demektir, bak hemen tedâvîye ![]() Dünyalık kimselerle, kurma hiç münâsebet, "Allah adamları"yla, bulunmağa gayret et ![]() Onların her bakışı, "devâ"dır kalp derdine, Şakî olmaz gidenler, onların sohbetine ![]() 1) Hilyet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) Tabakât-üs-Sûfiyye; s ![]() 3) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 4) Tezkiret-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 5) Sıfât-us-Safve; c ![]() ![]() 6) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 7) Tabakât-ül-Kübrâ; c ![]() ![]() 8) Târih-i Bağdâd; c ![]() ![]() 9) Risâle-i Kuşeyrî; s ![]() 10) Fâideli Bilgiler; s ![]() 11) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 12) Tabakât-ül-Evliyâ (İbn-i Mulakkın); s ![]() 13) Tabakât-üs-Sûfiyye (Ensârî); s ![]() 14) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 15) Hazinet-ül-Meârif; c ![]() ![]() 16) Sefînet-ül-Evliyâ; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#48 |
[KAPLAN]
|
![]() EBÛ MUHAMMED ER-RÂSİBÎ Bağdat'ta yetişen evliyânın büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buyurdu ki: "İnsan ile Allahü teâlâ arasındaki en büyük perde, insanın Allahü teâlâya değil de, kendisi gibi âciz olan birine güvenmesidir ![]() "Sıkıntı ve üzüntüler, günahların cezâlarıdır ![]() "Bir kimse için en büyük sıkıntı, uygunsuz birisi ile sohbet etmek, berâber bulunmak mecbûriyetinde kalması ve o kimseyi terk edip gitmek mümkün olmamasıdır ![]() "Siz geçici dünyâ malını istiyorsunuz ![]() ![]() ![]() ![]() "Allahü teâlânın haram ettiklerinden sakınan bir kalpten, dünyâ sevgisi ve arzularına düşkünlük çıkıp gider ![]() 1) Tabakât-us-Sûfiyye; s ![]() 2) Tabakât-ül-Kübrâ; c ![]() ![]() 3) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 4) Tabakât-ı Ensârî; s ![]() 5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#49 |
[KAPLAN]
|
![]() EBÛ MUHAMMED RÂZÎ Nişâbur'da yetişen büyük velîlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evliyânın büyüklerinden Ebû Osman Hîrî'nin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi ![]() ![]() Ebû MuhammedRâzî; Cüneyd-i Bağdâdî, Muhammed bin Fadl, Ruveym, Semnûn, Yûsuf bin Hüseyin, Ebû AliCürcânî, Muhammed bin Hamid ve başka büyük zâtlarla görüşüp sohbet etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Talebeliğinde Muhammed Râzî, hocasıOsman Hîrî'nin, Muhammed bin Fadl Belhî'yi medhettiğini işitmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hikmetli sözleri pekçoktur ![]() Kendisine; "Dünyâ sevgisi nedir?" denildi ![]() ![]() ![]() Yine, şikâyet ve gönül darlığından suâl edildi ![]() ![]() ![]() Sohbetlerinde; "Bir kimse, İslâmiyetin emirlerine uyup uymadığını anlamak istiyorsa, bu emir ve yasakları nefsine tatbik etsin ![]() ![]() "Ahlâk, Allahü teâlânın sana ihsân ettiklerini büyük, senin O'nun rızâsı için yaptıklarını küçük görmendir ![]() "Allahü teâlâya yakınlık makâmına kavuşmak isteyen, nefsin arzuları ile kendisi arasında, demir gibi kavî bir duvar bulundursun ![]() "Sabrın alâmeti, şikâyeti terk edip, musîbeti ve sıkıntıları gizlemektir ![]() "Devamlı ilimle meşgûl olmak, insanın ayıplarını anlamasına sebeb olur ![]() "İlim öğrenmek, ilmi ile amel etmek, amelini düzgün yapamadığını düşünüp korkmak, Allahü teâlâyı tanımanın alâmetlerindendir ![]() "Susmayı ganîmet saymayan kimse, ne kadar konuşursa konuşsun boşunadır ![]() ![]() Hocası, Osman Hîrî hazretlerini çok sever ve; "Pek çok evliyâ ile görüşüp sohbet ettim ![]() ![]() ![]() Ebû Nasr Harrânî anlatır: Ebû Muhammed Râzî'ye bana bir duâ öğretmesini ricâ ettim ![]() ![]() ![]() ![]() TUHAF HÂLLER Bu insanların hâli ne tuhaftır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Risâle-i Kuşeyrî; c ![]() ![]() 2) Tabakât-ül-Kübrâ; c ![]() ![]() 3) Tabakât-üs-Sûfiyye; s ![]() 4) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 5) Tabakât-ı Evliyâ; s ![]() 6) İslâm ÂlimleriAnsiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#50 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN MÜBÂREK Tebe-i tâbiînin büyüklerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk tahsîlini, Merv'de yapan Abdullah ibni Mübârek tahsîl için Bağdâd, Basra, Hicaz, Yemen, Mısır, Şam gibi ilim merkezlerine gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlim tahsîlinden sonra tekrar Merv'e döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Muâviye'nin radıyallahü anh, Resûlullah'ın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülazîz'den bin defâ üstündür ![]() ![]() Evinde hadîs-i şerîflerle çok meşgûl olduğundan; "Yalnızlıktan rahatsız olmuyor musun?" diye sorulduğunda; "Peygamber efendimiz ve Eshâbı radıyallahü anhüm ile berâber olunca insan hiç yalnızlık duyar mı?" karşılığını verirdi ![]() Merv'de bir yıl ticâretle uğraşır, kazancının hepsini fakirlere dağıtırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abbâsîler devrinde Bizanslılarla yapılan harplerden birine katılmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sabah namazı kılındıktan sonra, harp hazırlıkları başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seferde bile ibâdetlerini gizlerdi ![]() Seferde bir gece, Abdullah bin Mübârek (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Hibbân ise şöyle anlatır: Bütün mücahidler İbn-i Mübârek ile Şam'a varmıştık ![]() ![]() ![]() ![]() Misis'teki ikâmeti sırasında ilim, ibâdet ve cihâddan geri durmadı ![]() ![]() ![]() ![]() Misis nâhiyesinde on yedi bin hadîs-i şerîf rivâyet etti ![]() ![]() Pekçok kez hacca gitti ![]() Bir sene hacdan sonra rüyâsında gökten inen iki melekten birinin diğerine; "Bu sene kaç kişi hacca geldi?" dediğini duydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Mübârek buyurdu ki: Bunu işitince üzerime büyük bir sıkıntı çöktü ![]() "Bunca insan, bunca zahmet ve meşakkate katlanıp dünyânın her tarafından hacca geldiler ![]() ![]() Bunun üzerine o melek; "Şam'da ayakkabı tâmir eden Ali bin Muvaffak adında biri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Mübârek şöyle anlatıyor: Bunu işitince uykudan uyandım ve; "Gidip o zâtı ziyâret etmeliyim!" dedim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben ayakkabı tâmircisiyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunu duyunca içime bir acı düştü ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Mübârek hazretleri çok mütevâziydi ![]() ![]() Cömert idi ![]() ![]() ![]() Bir sene hacca giderken bir çöplüğün yanından geçiyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Mübârek misâfirperverdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanların iyiliğini isterdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gördüklerinden ibret alırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Firâset sâhibiydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Din gayreti çoktu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat ateşperest ateşe tapmak üzere secdeye varınca, sözümde duramadım ve üzerine atıldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#51 |
[KAPLAN]
|
![]() Abdullah bin Mübârek hazretleri duâsı makbûl olanlardandı ![]() ![]() ![]() ![]() Her işi ilmine uygundu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Horasan âlimlerinden Abdullah bin Ömer Serahbî şöyle buyurdu: "Bir keresinde bid'at ehliyle oturup yemek yedim ![]() ![]() ![]() Başkasında gördüğü bir kusuru münâsib bir lisanla anlatmaya çalışırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buyururdu ki: "Biz çok ilimden ziyâde az da olsa edebe muhtâcız ![]() "Âlimler edeb hakkında çok şeyler söylediler ![]() ![]() "Âlimleri hafife alanların âhireti, ümerâyı hafife alanların dünyâsı, dostlarını hafife alanların mürüvveti yıkılır ![]() "Kalbinde Allah korkusu çok az olan, dünyâ sevgisi bulunan, haramlardan sakınmayan, âlim olduğunu söylerse şaşılır ![]() "Sâlih kimselerden olmadığım hâlde, sâlihleri severim ![]() ![]() "Eğer gıybet etseydim, anamı, babamı gıybet ederdim ![]() ![]() "Müstehabları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz ![]() ![]() ![]() Birisine; "Allahü teâlâyı murâkabe et!" dedi ![]() ![]() ![]() "İnsan; nefs, şeytan, münâfık gibi üç düşmanla karşı karşıyadır ve bunlardan kurtulmak çok güçtür ![]() "Çalışıp kazanma zahmeti çekmemiş kimsede hayır yoktur ![]() "İlmin evveli niyet, sonra anlamak, sonra yapmak, sonra muhâfaza, sonra da yaymaktır ![]() "Nefsini bilen Rabbini bilir ![]() ![]() "Nice küçük amel, niyetle büyür, nice büyük amel ise niyetle küçülür ![]() "Kim ilmi ararsa öğrenir ![]() ![]() ![]() ![]() "Şüpheli bir kuruşu geri vermeyi, binlerce lira sadaka dağıtmaktan daha fazla severim ![]() "Din kardeşimin bir ihtiyâcını görmem, bir sene nâfile ibâdet etmemden daha önemlidir ![]() "İnsanların en alçağı kimdir?" diye sorulunca; "Din kisvesi altında dünyâ menfaati sağlayandır ![]() ![]() "İlimde cimrilik yapan kişiye Allahü teâlâ üç belâ verir: Ya ölür, ilmi gider ![]() ![]() "Ben, peygamberlikten sonra ilimden daha üstün bir rütbe olduğunu zannetmiyorum ![]() ![]() ![]() "İnsandaki en üstün haslet hangisidir?" diye sorulunca; "Kâmil akıl ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Şu dört cümle, dört bin hadîs-i şerîften seçilmiştir; kadına güvenme, mala aldanma, mîdeni fazlaca doldurma, işine yarıyacak kadar ilim öğren ![]() "Bir âlimin sakınması gereken en önemli husus; Allahü teâlânın haram kıldığı şeylerden uzak durması ve dünyâya gönül bağlamamasıdır ![]() "Dünyâ sevgisi ve günahların istilâ ettikleri kalpten nasıl hayır beklenir ![]() "Allahü teâlâya isyân ederken, O'nu sevdiğini açıklarsın ![]() ![]() ![]() "Güzel ahlâkı, bir cümlede hülâsa eder misin?" diye sorduklarında; "Kızmamaktır ![]() ![]() Abdullah bin Mübârek vefâtı yaklaştığı zaman bütün malını fakirlere verdi ![]() ![]() "Onları Allahü teâlâya emânet ediyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vefâtı ânında gözlerini açtı, güldü ve meâlen; "Amel edenler, bu ebedî nîmete kavuşmak için çalışsınlar ![]() ![]() Abdullah bin Mübârek vefâtı esnâsında, âzâdlı kölesi olan Nasr'a; "Başımı toprağa koy!" dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fudayl bin Iyâd'ın oğlu Muhammed şöyle anlattı: Abdullah bin Mübârek'i rüyâmda gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Misisli İsmâil ibni İbrâhim anlatır: Hâris bin Atiyye'yi rüyâda görüp ona hâlini sordum; "Rabbim beni mağfiret etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nevfel anlatır: "Abdullah bin Mübârek'i rüyâda gördüm ve; "Rabbin sana ne muâmele yaptı?" dedim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buyurdu ki: "Ölümden sonrası için ölmeden önce hazırlık yap" "Kişi için en güzel süs; sükût, doğruluk ve vakârdır ![]() "Allahü teâlâdan korkan kimselerle berâber ol ![]() "Bir kimsenin çoluğu-çocuğu, olup, onların ihtiyâcı için çalışsa, geceleri kalkıp üzerleri açık olarak gördüğü evlâdının üzerlerini yorganları ile örtse, onun bu çeşit işleri gazâ ve cihaddân daha üstündür ![]() Büyük âlimler onu methetmiştir ![]() İbn-i İshâk şöyle dedi: "Ben, Sahâbe-i kirâm ile Abdullah bin Mübârek'in işlerine, hâllerine dikkat ettim ![]() ![]() ![]() ![]() Fudayl bin İyâd: "Onu sevmemin asıl sebebi Allahü teâlâdan çok korkmasıdır ![]() Abdullah bin Mus'ab: "Hadîs ve fıkıh ilmini, Arap edebiyâtını iyi bilen, şecâatı, ticâreti, cömertliği ve yanında olmadıkları zaman da, arkadaşlarına muhabbeti kendisinde toplamış mümtâz bir zât idi ![]() Eserleri: 1) Kitab-üz-Zühd ver-Rekâik: Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem, Eshâb-ı kirâmın ve Tâbiîn'in ibâdet, tevekkül, tevâzû ve kanâata dâir sözlerinden meydana gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ALLAHÜ TEÂLÂYI BİLİR MİSİN? Bir gün yolda gidiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() -Evlâdım, Allahü teâlâyı bilir misin? buyurdu ![]() Çocuk: -Kul nasıl sâhibini bilmez?" dedi ![]() -Allahü teâlâ'yı ne ile biliyorsun? -Bu koyunlarımla ![]() -Bu koyunlarla, O'nu nasıl bilirsin? -Bu birkaç koyun çobansız işe yaramaz ![]() ![]() ![]() ![]() -Allahü teâlâyı nasıl bilirsin? -Hiç bir şeye benzetmeden bilirim ![]() -Böyle olduğunu nasıl bildin? -Yine bu koyunlardan ![]() -Nasıl? -Ben çobanım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -İyi söyledin ![]() ![]() Çocuk: -Ben bu sahrâlarda, nasıl ilim tahsîl edebilirim, dedi ![]() -Peki başka ne öğrenmişsin? -Üç ilim öğrendim ![]() ![]() -Bunlar nelerdir, ben bunları bilmiyorum ![]() -Gönül ilmi şudur ki, bana kalb verdi ve kendi mârifet ve muhabbeti yeri eyledi ki, bu kalb ile O'nu bileyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Mübârek, bunun üzerine: -Ey çocuğum! Evvelki ve sonraki ilimler, senin bana bu öğrettiklerindir! dedikten sonra: Ey oğul, bana nasîhat ver, buyurdu ![]() -Ey efendi! Âlim olduğun yüzünden belli oluyor ![]() ![]() ![]() KIZIMI KİME VEREYİM? Merv şehri kâdısının bir kızı vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Efendisi böyle bir hâdiseyle ilk defâ karşılaşmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Efendim! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine efendisi: "Ben dindarlığı ve takvâyı seçiyorum ve kızımı seninle evlendirmek istiyorum ![]() ![]() ![]() O ise kendisinin köle olduğunu, parayla satıldığını, böyle olunca evlenmelerinin garib karşılanacağını, hem kızın buna râzı olmayacağını bir bir anlattı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey müslümanların kâdısı! Ey efendim! Bu nasıl söz? Sizin kerîmenize nâz etmek ne haddime ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kırk gün geçtikten sonra ehline yaklaştı ![]() ![]() 1) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c ![]() ![]() 2) Hilyet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 3) Târih-i Bağdâd; c ![]() ![]() ![]() 4) Sıfat-üs-Safve; c ![]() ![]() ![]() 5) Vefeyât-ül-A'yân; c ![]() ![]() ![]() 6) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 7) Abdullah bin Mübârek Mervezi; (Abdülmecîd Muhtesib, Amman 1392) 8) Tabakât-ül-Kübra (Şa'rânî); c ![]() ![]() 9) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 10) Tezkiret-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 11) Nesâyim-ül-Mehabbe; s ![]() 12) Rehber Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 13) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 14) İslam Târihi Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 15) Ravd-ur-Reyyâhin; s ![]() 16) Nevâdir-ül-Âlem; s ![]() 17) Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#52 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH-I ŞEMDÎNÎ Anadolu'da yetişen büyük velîlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şemdinli'de dünyâya gelen asîl, temiz ve şerefli bir âileye mensûb olan Seyyid Abdullah Şemdînî, küçük yaşta ilim tahsîline yöneldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonunda aradıkları rehberi hangisi daha evvel bulursa, o büyük zâttan alacağı mânevî feyz ve bereketin aralarında müşterek olmasını kararlaştırdılar ![]() ![]() ![]() Kendilerine yol gösterecek mânevî bir rehberi aradıkları sırada Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî aldığı bâzı mânevî işâretler üzerine Hindistan'a gitmeye karar verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra bütün âlem, vâsıtalı vâsıtasız irşâd ve feyz kaynağı olan Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin mânevî nûru ile nûrlanmaya başladı ![]() ![]() Seyyid Abdullah-ı Şemdînî, daha önceki anlaşmalarının gereği bir müddet Bağdâd'da kaldıktan sonra Süleymâniye'ye dönen Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin ziyâretine gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri bir ara, Bağdâd'a gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri onun hakkında Seyyid Tâhâ-i Hakkârî'ye; "Seyyid Abdullah ne güzel bir şeyhdir ![]() ![]() ![]() ![]() Yine buyurdu ki: "Beni, Seyyid Abdullah ve Seyyid Tâhâ'dan üstün tutmayınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Berdesûr kasabasında bir medrese yapıp, müderrislik yapan ve mezunlar vermeye başlayan yeğeni Seyyid Tâhâ, arada bir huzûruna gelir, sohbetinde bulunurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömrünü ilim tahsîl etmeye, İslâmiyeti öğrenmeye ve öğretmeye vakfetmiş olan ve pekçok kerâmetleri görülen Seyyid Abdullah-ı Şemdînî hazretleri 1813 (H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şemdinli'nin Nehrî kasabasında ilk defâ irşâd ve feyz kaynağı olan Seyyid Abdullah-ı Şemdînî, Şâfiî mezhebi fıkhında ve diğer ilimlerde derin âlim olup, ilmiyle âmil, büyük veli, peygamberlik sırlarına vâkıf ve hazret-i Osman'ın güzel ahlâkını hatırlatan güzel ahlâk sâhibi olup, hayâ ve edebin kaynağı idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) El-Minah; s ![]() 2) Şems-üş-Şümûs; s ![]() 3) Mecd-i Tâlid; s ![]() 4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s ![]() __________________ |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#53 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH-I ŞÜTTÂRÎ Hindistan evliyâsından ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Şüttârî nefsinin isteklerini yapmamakta çok azimli olduğundan hocası tarafından "Şüttâr" lakabı verildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hindistan'a gitmek üzere yola çıkan Abdullah-ı Şüttârî ilk olarak Bankipûr şehrine uğradı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Şüttârî, daha sonra yoluna devâm ederek Canpûr şehrine gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün Sultan İbrâhim Şarkî, Abdullah-ı Şüttârî'nin huzuruna geldi ve; "Duyduğuma göre siz Hakk'a çağırma, Hakk'a ulaşmak için rehberlik dâvâsında bulunuyormuşsunuz? Niçin bana da bir şey göstermiyorsunuz?" diye sorunca; "Allahü teâlâ herkesi bir iş için yaratmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah-ı Şüttârî daha sonra Câbih vilâyetine gitti ![]() ![]() ![]() Talebe olmak için birisi huzuruna gelince akıl ve uyanıklık bakımından derecesini ölçmek için ona katıklı ekmek gönderir, ekmeği katıkla beraber mi yiyor, yoksa birisi kalıyor mu diye tâkib için de birini vazîfelendirirdi ![]() ![]() ![]() İnsanları Allahü teâlânın rızâsını kazanmaya çağıran bir rehber olan Abdullah-ı Şüttârî 1428 (H ![]() ![]() ![]() 1) Ahbâr-ul-Ahyâr; s ![]() 2) Tıbyânu Vesâil-il-Hakayık (Süleymâniye Kütüphânesi Fâtih Kısmı, 431); c ![]() ![]() 3) Hazînet-ül-Asfiyâ; c ![]() ![]() 4) Nüzhet-ül-Nevâtır; c ![]() ![]() 5) The Sufi Orders in İslâm; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#54 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH TERCÜMÂN Büyük âlim ve evliyâ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#55 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH İBNİ VEHB Mısır'da yetişen âlim ve velîlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah ibni Vehb, küçük yaşta ilim tahsîline başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Abdullah bin Vehb, fıkıh ilminde de çok yüksek idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medîne ahâlisi bir meselede ihtilaf ettikleri vakit, İbn-i Vehb'in gelmesini beklerler, geldiği zaman ihtilaf ettikleri meseleyi kendisine arzedip verdiği fetvâyı kabûl ederlerdi ![]() Abdullah ibni Vehb buyurdu ki: "Allahü teâlâ beni, İmâm-ı Mâlik ve Leys bin Sa'd vesîlesi ile dalâlete düşmekten kurtardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir defâ, zamanın halîfesi, kendisine mektup yazıp, kâdı olması için teklifte bulundu ise de, mesûliyetinin çok ağır olması sebebiyle kabûl etmedi ![]() ![]() ![]() ![]() Öğrendiği ilmi başkalarına da öğretti ![]() ![]() Yahyâ bin Bekir diyor ki: "Hazret-i Abdullah ibni Vehb'in ömrünün üçte biri, kendi nefsini terbiye ve hesâba çekmekle, üçte biri ilim öğretmekle ve üçte biri de hacca gidip gelmekle geçmiştir ![]() Otuz altı defâ hac ettiği rivâyet edilmektedir ![]() İmâm-ı Ahmed bin Hanbel'e İbn-i Vehb hakkında sordular ![]() ![]() Abdullah ibni Vehb hazretleri bir gün bir kimsenin; "(Kâfirler) (Cehennem) ateşinin içinde birbirleriyle çekişirlerken, zayıf olanlar, o büyüklük taslıyanlara; "Biz size uymuştuk, şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz?" derler ![]() ![]() ![]() Bir gün talebeleri kendisine; "Korktuğumuzdan emin olmak için ne yapalım?" dediler ![]() "Biriniz bir yere indiği zaman, (Eûzü bi-kelimâtillahittâmmâti min şerri mâ haleka) desin ![]() ![]() Yine kendisinden; duânın kabûl edilmesi, hayır ve misâfire ikrâmdan soruldu ![]() "Kul günâh veya kat'-ı rahm (sılayı rahmi terk) dâvâsında bulunmadıkça ve acele etmedikçe duâsı kabul edilir ![]() ![]() ![]() Bir kimse Peygamber efendimize suâl edip "Müslümanların hangisi daha hayırlıdır?" dedi ![]() ![]() ![]() "Her kim Allah'a ve âhiret gününe îmân ederse ya hayır işlesin, yahud sussun ![]() ![]() ![]() Bir gün huzurunda kendisinin telif ettiği Kitabu Ahvâl-il Kıyâme isimli eserinden, kıyâmet hallerine ait mevzular okunuyordu ![]() ![]() ![]() Abdullah ibni Vehb'in son sohbetindeki nasîhati; "Kişinin beğendiği şeyi başkası için de beğenmesi güzel olur ![]() ![]() ![]() Abdullah ibni Vehb hazretleri İmâm-ı Mâlik'den duyduğu hadîs-i şerîfleri, eserleri (Eshâb-ı kirâmdan nakledilen sözleri), edeb ve terbiye ile alâkalı meseleleri toplayıp El-Mücâlesât adında bir kitap meydana getirdi ![]() ![]() 1) Vefeyât-ûl-A'yan; c ![]() ![]() 2) Hilyet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 3) Tehzîb-üt-Tehzîb; c ![]() ![]() 4) El-A'lâm; c ![]() ![]() 5) Tezkiret-ül-Huffâz; c ![]() ![]() 6) Brockelmân; Sup ![]() ![]() 7) Şezerât-uz-Zeheb; c ![]() ![]() 8) El-İntika; s ![]() 9) Ed-Dîbâc; s ![]() 10) Tertîb-ul-Medârik; c ![]() ![]() 11) Mu'cem-ül-Müellifîn; c ![]() ![]() 12) İzâh-ul Meknun; c ![]() ![]() ![]() ![]() 13) Mizan-ul-İ'tidal; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#56 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH YÂFİÎ On dördüncü asırda Yemen'de yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve evliyâdan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük yaşta ilim tahsîline başlayan Abdullah Yâfiî önce Kur'ân-ı kerîm okumayı öğrendi ![]() ![]() ![]() ![]() Üzüntülerini at, işini kazaya bırak Bâzan darlık açılır, bâzan dar olur fezâ Sıkıntının ardından bakarsın gelir rızâ Bir hâlle sevinirsin, mâziyi unutturur ![]() Allah dilediğini yapar, sakın sen yüz döndürme ![]() mısralarını okuyunca, üstüne bir rahatlık çöktü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekke-i mükerremeye yerleşip evlendi ve başka âlimlerin derslerini dinledi ![]() ![]() ![]() ![]() 1333 senesinde Kudüs'e gitti ve İbrâhim aleyhisselâmın makâmını ziyâret etti ![]() ![]() ![]() ![]() Sâlih kimselerden biri Resûlullah efendimizi rüyâsında gördü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Yâfiî hazretleri bir sohbetinde buyurdu ki: "Mevtâları iyi veya kötü hâlde görmek, cenâb-ı Hakk'ın bâzı kullarına ihsân ettiği bir keşf ve kerâmettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki: Ölülerin illiyyîndeki veya siccîndeki rûhları, arasıra, yâni Allahü teâlâ dileyince, mezarlarındaki cesedlerine iâde olunurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüksek ilim sâhibi olan velîlerden Abdullah Yâfiî etrafında toplanan insanlara İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlattı ![]() ![]() ![]() "Allahü teâlânın yardımı ile derim ki, evliyâda kerâmetlerin zuhûru, meydana gelmesi, aklen câiz ve naklen vâkidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kerâmetlerin vukûu naklen sâbittir; bu husus, Kur'ân-ı kerîmde, hadîs-i şerîflerde ve haberlerde bildirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Mûsâ aleyhisselâmın annesine, oğlu Mûsâ'yı Nil Nehrine bir sepet içinde bırakması ilhâm olunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Bir müddet Medîne-i münevverede ikâmet eden veResûlullah efendimize komşuluk yapan Abdullah Yâfiî hazretleri tekrar Mekke-i mükerremeye döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kutb-i Mekke adıyla da bilinen Abdullah Yâfiî hazretleri tatlı sohbetlerinde evliyâullahın hâllerinden bahs eder; "Allah adamlarının anıldığı yere Rahmet-i ilâhî yağar" hadîs-i şerîfi gereğince hareket ederdi ![]() ![]() ![]() Abdülkâdir-i Geylânî'ye âit şu kıssa çok meşhûrdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#57 |
[KAPLAN]
|
![]() Yine Abdülkâdir-i Geylânî'nin bulunduğu meclise, fırtınalı bir günde bir kuş geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Yâfiî hazretleri talebelerine karşı çok şefkatli idi ![]() ![]() ![]() Bir gece Şam beldelerinden birinde halvette idim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Şeyh Alâeddîn Harezmî şöyle nakletti: Şam taraflarında 1341 senesinde, Recep ayında yatsı namazından sonra nûrânî yüzlü iki ihtiyar içeri geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekke'de bulunduğu zamanda hac için çeşitli İslâm memleketlerinden gelen ve onun şöhretini duyan pekçok âlim, velî ve sâlih kimse onun ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundular ![]() 1367 senesi 21 Şubat günü Mekke-i mükerremede vefât etti ![]() ![]() Ömrünü ilim öğrenmek, öğretmek ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatmakla geçiren İmâm-ı Yâfiî hazretleri birçok eser yazdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İLLÂ EDEB Abdullah-ı Yâfiî, Hicaz'a ilk geldiğinde Medîne-i münevvereye girmeden önce kendi kendine; "Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem izin vermeyince bu şehre girmem ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimizin mânevî işareti üzerine Medîne-i münevvereden ayrılarak Mekke'ye oradan da Yemen'e geçti ![]() ![]() ![]() Ziyâretine gittiği zâtlardan Şeyh Muhammed bin Ömer Nehârî ona; "Merhaba ey Resûlullah'ın elçisi!" diye hitâb etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Câmiu'l-Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) Mu'cemü'l-Müellifîn; c ![]() ![]() 3) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 4) Ed-Dürer-ül-Kâmine; c ![]() ![]() 5) Tabakât-üş-Şâfiîyye (Esnevî); c ![]() ![]() 6) Esmâü'l-Müellifîn; c ![]() ![]() 7) Tabakât-üş-Şâfiîyye (Sübkî); c ![]() ![]() 8) Miftâh-üs-Seâde, c ![]() ![]() 9) Keşf-üz-Zünûn; c ![]() ![]() ![]() ![]() 10) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s ![]() 11) Kıyâmet ve Âhiret; s ![]() 12) Habîb-üs-Siyer; c ![]() ![]() 13) Sefînet-ül-Evliyâ; s ![]() 14) Nesâyim-ül-Mehabbe; s ![]() 15) Tabakât-ül-Evliyâ; s ![]() 16) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 17) Mu'cem-ül-Matbuât; c ![]() ![]() 18) Brockelmann; Gal-2, s ![]() ![]() 19) De Slane Cataloque des Manuscripts Arabes; c ![]() ![]() 20) Ahlvardt ![]() ![]() ![]() 21) Tabakâtü'l-Havâs; s ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#58 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH-I YEMENÎ Yemen'de yetişen büyük velîlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük yaşta ilim tahsîline başlayan Abdullah-ı Yemenî ilk önce Kur'ân-ı kerîmi ezberledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemen bölgesinde yüksek âlimlerden okuduktan sonra Hindistan'a giden Abdullah-ı Yemenî hazretleri Ahmedâbâd şehrinde Şeyhülislâm Şeyh bin Abdullah Ayderûs'u ziyâret edip, onun ilim meclislerinde bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra da Bender'de bulunan Seyyidü'l-Kebîr Ömer bin Abdullah Ayderûs'a gitmesini emretti ![]() ![]() ![]() ![]() Yemenliler ona büyük iltifât gösterip, ondan istifâde etmek için etrâfında toplandılar ![]() Çok ibâdet eden Abdullah Yemenî riyâzet, nefsin istediklerini yapmamak ve mücâhede, nefsin istemediklerini yapmak sûretiyle Allahü teâlânın rızâsına kavuşmaya çalıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemen'in Veht köyüne yerleşen Abdullah Yemenî insanlara İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlatmak sûretiyle onların dünya ve âhirette kurtuluşa ermelerine çalıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Yemenî hazretleri ilim ve fazîlet sâhibi, ilmiyle âmil, cömert bir zât idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâller ve kerâmetler sâhibi olan Abdullah Yemenî hazretlerinin çok kerâmetleri görüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir defâsında da fakirlerden bir topluluk Abdullah-ı Yemenî hazretlerine gelerek Allahü teâlâya kendilerini zengin kılması için duâ etmesini istediler ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah Yemenî hazretleri kerâmetlerini gizlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömrünü İslâmiyeti öğrenmek ve öğretmekle geçiren Abdullah-ı Yemenî hazretleri 1627 (H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) El-Meşre-ur-Revî; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#59 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDULLAH BİN ZEYD Tâbiîn devri velîlerinden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Zeyd, Eshâb-ı kirâmdan Sâbit bin Kays, Enes bin Mâlik ve Tâbiînden büyük âlim Katâde'den (r ![]() ![]() ![]() ![]() Hiç bir işim olmadığı halde Medîne'de, sırf bir hadîs-i şerîfi daha önce duymuş olan bir şahıstan dinlemek için üç gün kaldım ![]() Hadîs-i şerîflerin toplanıp, yazılması için uğraşırdı ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Zeyd devamlı helâl kazanmayı teşvik ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çok sıcak bir günde bir kâfile ile hacca gidiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Zeyd hazretlerinin hikmetle dolu pekçok nasîhat ve sözleri vardır ![]() ![]() ![]() "Kimlerden uzak duralım?" diye soruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir tanıdığı arkadaşından şikâyet etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Bid'at yâni dinde sonradan ortaya çıkarılan ve dindenmiş gibi olan hurâfelere ve bid'at sâhiblerine çok kızar ve şöyle derdi: "Bid'at ehli ile oturmayınız ![]() ![]() ![]() ![]() İlim sâhipleri sorulduğunda: "Âlimler üç kısımdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendisine münâfıkların âhiretteki hâlleri nasıldır? denildi ![]() "Kıyâmet günü Arş-ı a'lâ tarafından bir münâdî Yûnus sûresi 62 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir defâsında da; "Allahü teâlâya şükre sebeb olan dünyâlık insana zarar vermez ![]() ![]() "Bir sözü anlamayacak kimseye söyleme! Çünkü o söz, ona zararlı olup, fayda vermez ![]() Abdullah bin Zeyd hazretleri namazlardan sonra "Allahümme innî es'elüke't-tayyibât ve terk-el-münkerât ve hubbe'l-mesâkîn ve en tetûbe aleyye ve izâ eradte Lî ibâdike fitneten en teveffenî gayre meftûnin ![]() ![]() Bir talebesi nasîhat istediğinde rivâyet ettiği şu hadîs-i şerîfleri bildirdi ![]() "Üç şey vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imânın tadını bulur ![]() ![]() ![]() ![]() "İşlerin en hayırlısı, çok aşırı veya eksik olmayıp, orta mertebede olanıdır ![]() 1) Hilyet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 2) El-A'lâm; c ![]() ![]() 3) Tehzîb-üt-Tehzîb; c ![]() ![]() 4) Tezkiretü'l-Huffâz; c ![]() ![]() 5) Sünen-i Dârimî; c ![]() ![]() 6) Câmiu Kerâmât-il Evliyâ; c ![]() ![]() 7) Tehzîb-i İbn-i Asâkir; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#60 |
[KAPLAN]
|
![]() ABDURRAHMÂN BİN AHMED (Abdurrahmân-ı Zâz) Şâfiî mezhebinde derin fıkıh alimi ve meşhûr veli ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Merv şehrine gelip yerleştikten sonra, Kâdı Hüseyin'den fıkıh ilmini öğrendi ![]() ![]() ![]() ![]() İlimde yüksek dereceye ulaşan âlimlerden olup zühd ve verâ sâhibi, haram ve helâli ziyâdesiyle gözeten biri idi ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Sa'd es-Sem'ânî diyor ki: "O, İslâm âlimlerinin en büyüklerinden birisi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanımı Hurre binti Abdurrahmân anlatıyor: Kocam pirinç yemezdi ![]() ![]() ![]() Hanımı şöyle anlatır: Evimize hırsız girmiş, giyecek eşyâların hepsini alıp götürmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Başlıca eserleri şunlardır: 1) Kitâb-ül-Emâlî veya İmlâ: Şâfiî mezhebinde kıymetli bir fıkıh kitabıdır ![]() 2) Et-Ta'lîka ![]() Esnevî; Mühimmât ismindeki eserinde diyor ki: "Râfi çoğu nakillerini İmâm-ı Gazâlî'nin sözleri dışında, altı kitaptan yapardı ![]() ![]() 1) Mu'cem-ül-Müellifin; c ![]() ![]() 2) Tabakât-üş-Şâfiîyye; c ![]() ![]() 3) Tehzîb-ül-Esmâ vel-Lüga; c ![]() ![]() 4) Şezerât-üz-Zeheb; c ![]() ![]() 5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|