Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #46 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüC - Cachexia (kaşeksi): Genel vücut zafiyeti Caduceus: Mitolojide Tanrı’nın habercisi olan Merkür’ün asasıdır ABD ordusu tıp mensuplarının sembolü olup, tıp biliminin sembolü olan Eskülap asasından farklıdır Merkür asasının çevresinde iki yılan vardır, Eskülap’ta ise, bir yılan bulunur Caisson Hastalığı: Vurgun Dalgıçlarda ve çok yükselen havacılarda atmosfer basıncının ani değişimlerine bağlı olarak meydana gelir Calcaneus: Topuk kemiği Calcinosis (kalsinosis): Vücudun yumuşak dokularında kalsiyum ve kalsiyum tuzlarının toplanması ile belirgin durum Calcipenia (Kalsipeni): Vücutta kalsiyum eksikliği Candida: Bir mantar çeşidi Cerahat: Alyuvarlar (lökositler), bakteri ve yıkılmış doku kalıntıları gibi iltihap ürünlerini kapsayan doku sıvısıdır Cerrahi: Tıbbın en eski dallarından biridir İlaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır Cerumen: Kulak kiri İnsan kulağında normal olarak bulunan balmumu kıvamındaki salgıdır Bu salgının fazlalığı, kulak tıkanması ve geçici sağırlığa yol açar Cestodiasis: Yassı solucan enfeksiyonudur Clavicula: Köprücük kemiği Cor: Kalp Caoxae: Kalça kemiği -Ç - Çekum (Caecum): İncebarsakla kalınbarsağın birleştiği yerdeki kesedir Bu bölgede, iltihaplanma, ülserasyon veya kanser görülebilir Çıban : Çıbanlar, derideki ter bezleri veya kıl keselerinin (foliküllerinin) enfeksiyonlarıdır Çiçek: Akut, enfeksiyöz bir hastalıktır Her yaşta ve her cinsten kişiler bu hastalığa yakalanabilir İki tipi vardır: Variola major ve variola minor Çil (Efelit): Deride, güneşe maruz kalma sonucu beliren, ufak lekelerdir Bunlar, daha fazla, lokalize güneş yanıklarına benzetilebilir ve ekseriyetle sarışın veya kızıl saçlılarda görülen melanin pigmenti birikimidir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #47 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüDahiliye: İç hastalıkları ile ilgilenen bilim dalı Daknomania: Öldürme dürtüsü Dakriyoadenit: Gözyaşı bezi iltihabı Dakriyosistit: Gözyaşı kesesi iltihabı Dakriyosistektomi: Gözyaşı kesesinin ameliyatla çıkartılması Dakriyosistografi: Kontrast madde verilerek gözyaşı kesesi ve kanalının radyolojik olarak incelenmesi Dakriyosistorinostomi: Gözyaşı kanalının tıkalı olduğu durumlarda uygulanan, kesenin burun boşluğuna direnajını sağlayan ameliyat Dakriyolit: Gözyaşı taşı Daktilit: El veya ayak parmağı iltihabı Daltonizm: Renk körlüğü Debilite: Zeka geriliği Defekasyon: Dışkının dışarı atılması Defekt: Eksiklik, kusur Defibrilatör: Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araç Deflorasyon: Kızlık zarının yırtılması Deformite: Şekil bozukluğu Deformasyon: Şeklini bozma Dekübitis: Uzun süreli yatan hastalarda hareketsizlik sonucu sırtta ve kalçalarda açılan yaralar Dekompresyon: Baskı yapan gücün veya baskının kaldırılması Dekonjestan: Konjesyonu (şişme) azaltan, dekonjessif Delirium: Zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim Demans: Bunama, muhtelif formları vardırSenil Demans, Presenil Demans, Toxic Demans Demonstrasyon: Göstererek öğretme Dejenerasyon: Dokuların normal yapılarının bozulup normal fonksiyonlarını yapamıyacak hale gelmeleri Demoralizasyon: Moral çöküntü Demiyelinizasyon: Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı Dansitometre: Yoğunluk ölçen cihaz Deontoloji: Aynı meslek grubunda olan insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde uyulması öngörülen ahlaki, moral değerler Depilasyon: Kılların çıkartılması işlemi Depresyon: Ruhsal ve bedensel çöküntü, isteksizlik Dermabrazyon: Deri üzerindeki benler veya yara izlerini ortadan kaldırma amacı ile yapılan kazıma işlemi Dermatit: Cildin iltihabi durumu Dermatoloji: Cildiye, cilt hastalıklarını inceleyen bilim dalı Dermis: Ciltte en üst tabaka olan Epidermis’in altındaki tabakaya dermis adı verilir Düşük: Fetusun, gebeliğin 28 haftasından önce ölümü, ve rahmin (uterusun) dışına atılmasıdır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #48 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüEccrinology (ekrinoloji): Dış salgı bezlerini konu alan bilim dalı Ecto (ekto): Dış Edema (ödem): Vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi EEG: Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma Effekt: Tesir, etki Effektif: Etkili, tesirli Efervesan: Suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen Effüzyon: Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi “Plevral effüzyon” iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir Ejekulasyon (ejeculation): Meninin penisden dışarı atılması EKG: Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma Ekinokok: Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar Eklampsi: İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali Eko: Yankı Ekokardiyografi: Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem Ekokardiyogram: Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge Ekoensefalogram: Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi Ekolali: Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması Eklampsi: Gebelerde plasentadan gelen toksinlerle oluşan bilinç kaybı ve konvulsiyonlarla birlikte seyreden tablo Eksizyon: Bir dokunun çıkartılıp atılması Ektazi: Genişleme Örn Bronşektazi Ektoderm: Gastrulasyon safhasındaki embriyoda oluşan üç tabakadan dışdaki; dış hücre tabakası Ektopi: Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali Ektropion: Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları Ekzema: Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen cilt rahatsızlığı Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır Elektroansefalografi: Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi Elektrokardiografi: Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi Emolient: Yumuşatıcı Endokrinoloji: İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır Endokrinolog: Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi Ensefalon: Beyin Envazyon (invasion): Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir Epispadias: Uretranın ön duvarının yokluğu sonucu uretranın penisin üst yüzeyine açılmasıyla belirgin doğuştan anomali Epitel: Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası Erozyon: Deri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #49 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüFabism: Bkz Favism Fabulist: Asılsız şeyler anlatan kişi Fab Fragmanı: Immünglobulin molekülünde bulunan, antijen bağlayan fragman Fab sınıflaması: FAB terimi French-American-British sözcüklerinin baş harflerinden oluşur Akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve akut myeloblastik lösemide (AML) neoplastik hücrelerin morfolojik özelliklerine göre yapılan bir sınıflama sistemidir FAB sınıflaması için wright boyaması, sitokimyasal boyalar ve bazı durumlarda (ör: AML – M7) elektron mikroskopla platelet peroksidaz pozitifliğinin gösterilmesinden de yararlanılır FAB’a göre ALL olguları 3, AML olguları 7 kategoriye ayrılır Hücre morfolojisine göre yapılmış bir sınıflama olmakla birlikte her grubun klinik davranışı, hatta tedaviye yanıtları farklıdır Bu sınıflamanın doğru yapılabilmesi için periferik kan örnekleri ile karar verilmesi yeterli değildir, mutlaka kemik iliği yayması incelenmelidir Facet: Küçük düz yüzey Fagositoz: Yabancı bir partikülün nötrofil tarafından etkisi hale getirilmesindeki en önemli aşamadır Sırasıyla partikülün nötrofile tutunması, hücre içine alınması, fagositik vakuol (fagozom) oluşması ve degranülasyon kademelerinden oluşur Falciform: Orak şeklinde Fallop Tüpleri: Her biri yaklaşık 10 ar cm uzunluğunda, uterusun üst köşelerinden yumurtalıklara kadar uzanan iki borudur Tuba uterina veya uterus tüpleri de denir Fallot’s Tetralogy: Kalbin doğumsal bir anomalisine verilen isim Falks Serebri: Beynin sağ ve sol yarı kürelerini birbirinden ayıran, orağa benzediği için bu isim verilen kalın zar Familyal: Irsi, kalıtsal, herediter Farinks: Yutak Fascia: Kasların üzerini örten zar Fasial Sinir: Yüz siniri, yedinci kafa çifti Fasial Paralizi: Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur Fat: Yağ Fatal: Öldürücü, ölümle sonuçlanan Favizm: G-6PD (glukoz-6-fosfat dehidrogenaz) eksikliği olan bazı kişilerde bakla yenildiğinde ağır seyirli bir hemolitik kriz oluşur Sadece bir kısım hastada oluşması nedeniyle bakla ile oluşan hemolizin tek nedeninin enzim eksikliği olmadığı, genetik veya immünolojik başka faktörlerin de rolü olduğu düşünülmekte ise de kesin mekanizma açıklanamamıştır Favizm oluşumu G-6PD Akdeniz tipinde sık görülür Faz Spesifik İlaçlar: G1 spesifik: L-Asparaginaze S spesifik: Antimetabolitler, hidroxyurea, procarbazine G2 spesifik: Bleomycine, bitki alkaloidleri M spesifik: Bitki alkaloidleri Febril: Ateşli, hummalı Fekalit: Barsakta bir kısım dışkının sertleşmesi sonucu oluşan dışkı taşı Feçes: Dışkı Femur: Uyluk kemiği Ferment: Bazı organların salgılarında bulunup kimyasal değişikliklere etki eden maddeler Fermentasyon: Mayalanma Ferritin: Demir elementinin vücutta depo edilen şekli Fertil: Gelişme yeteneği olan, doğurabilen Fertilite: Doğurma yeteneği, verimlilik Fetus: Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen isim Fetal: Fetus’a ait Fibrin: Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde Fibrinemi: Kanda fibrin bulunması Fibninüri: İdrarda fidrin çıkması Fibrom: İyi huylu bağ dokusu tümörü Fibro-Sarkom: Bağ dokusunun kötü huylu tümörü Fibröz: Lif dokusu Fibula: Bacaktaki iki kemikten dış kısımda olanıdır Üstte Tibia ile eklem yapar diz eklemi yapısına girmez, altta ise ayak bileği eklemine iştirak eder Filaria: Omurgalı canlıların kanında ve dokularında yaşayan kıl kurdu cinsi parazit Elefantiazis denilen rahatsızlığa neden olur Frenik Sinir: Nervus Frenicus Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diafragmanın sinirine verilen addır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #50 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüGag: Ameliyetlarda kullanılan ağız ekartörü Gain: Kazanç Galaktemi: Kanda süt bulunması Galaktosel: Memede, içi süt dolu kist Galaktore: Memeden kendiliğinden süt gelmesi Galaktoz: Süt şekeri Galaktozüri: İdrarla galaktoz çıkması Galaktüri: İdrarın süt görünümünde çıkması Gall: Safra Gallstone: Safra taşı Ganglion: Lenf yollarının yada sinirlerin oluşturduğu nodül şekilde oluşum Gangren: Dokunun ölmesidir, ancak halk arasında daha çok bir uzvun vücuda bağlıyken ölmesi anlaşılır Gastrit: Mide iltihabı Gastroduodenit: Mide ve onikiparmak barsağının iltihabı Gastroenterit: İshalle seyreden mide barsak iltihabı Gastroenteroloji: Mide, barsak hastalıkları bilgisi Gastroenterelog: Mide, barsak hastalıkları uzmanı Gastroskopi: Hastaya yutturulan bir kamera ile midenin görerek muayene edilmesi Gastrointestinal: Mide – barsak Gastrolit: Mide taşı Gastromegali: Midenin genişlemesi Gastronomi: İyi yemek yeme bilimi Gastroptozis: Mide düşüklüğü Giardia: Tek hücreli organizmalardandır Esas adı Giardia Lamblialis olup, sindirim sisteminde yerleşir Giardiasis: Giardia İntestinalis adlı mikroorgnizmanın sebep olduğu hastalık
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #51 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüHabenula: Epifiz sapı Habitüel: İtiyadi, alışkanlığa bağlı Hair: Kıl, saç Hallüsinasyon: Gerçekte olmayan şeyleri algılamak Halluks: Ayak başparmağı Halotan: Anestezik bir madde Hamartom: Yeni oluşmuş kan damarlarında meydana gelen tümör Hamartroz: Eklem boşluğuna kan dolması Haşiş: Esrar, haşhaş Hematom: Organ içerisinde veya aralarında kan birikmesi Hemoraji: Kanama Hemaglütinasyon: Kan yuvarlarının aglütinasyonu Hemanjiektazi: Kan damarlarının genişlemesi Hemanjiom: Kan damarlarından dogan tümörler Hematemez: Kan kusma Hematosel: Testis torbalarında kan birikmesi Hematolog: Kan hastalıkları uzmanı Hematomiyeli: Omurilikte kanama Herpes: Uçuk, içi sıvı dolu vezikül Herpes Simpleks: Aynı adı taşıyan virüsün sebep olduğu çeşitli deri ve mukoza bölgelerinde yaygın, küçük, içi sıvı dolu oluşumlar ile belirgin virütik enfeksiyon Hiler: Hilus’a ait Örneğin, Hiler Lenf Adenopati denildiği zaman Hilus’a komşu lenf bezlerinde büyüme anlaşılır Hilus: Organlarda büyük damar ve sinirlerin, akciğerlerde solunum yollarının giriş kapısı Hiperkromazi: Pigment fazlalığı gösteren Hiperemi: Aşırı kan birikimi Hipofiz: Beyin tabanında burun arkasının üst kısmına uyan bölgede hormon salgılayan bir bezdir Hipospadias: Penisin doğumsal bir şekil bozukluğudur İdrar yolunun son kısmı olan üretra’nın dışa açılan deliğinin normal yerinde değil, penisin alt yüzünde herhangi bir yerde olması halidir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #52 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp Sözlüğüİatroloji: Hekimlik, tıp bilimi İchthyozis (ihtiyosis): Cildin pul pul ve kuru oluşu ile kendini gösteren bir hastalık İdiosenkrazi: Aşırı duyarlılık İdiopatik: Oluşumunda bir sebeb gösterilemeyen İdiopatik trombositopenik purpura (ITP): Deri ve mukozalarda yaygın kanama odakları yanında, hafif travma sonucu kolayca kanama görülmesi, trombosit sayısının azalması ve kanama zamanının uzaması ile belirgin, sebebi bilinmeyen purpura (deri ve mukozalardaki küçük kanama) şekli İkter: Sarılık İktus: İnme darbe İdiot: Doğuştan aptal İleitis: İnce barsak iltihabı İleum: İnce barsağın son bölümü İleus: Barsak tıkanması İlluzyon: Dışarıdan gelen görsel uyarıların olduklarından faklı algılanması İmbesil (imbecile): Geri zekalı İmitasyon: Taklit İmmatür: Tam gelişmemiş İmminent: Tehdit eden İmminent Abortus: Düşük tehdidi altındaki gebelik İmmobil: Hareketsiz İmmün: Bağışık,bulaşıcı hastalıktan muaf İmmünite: Bağışıklık, muafiyet İmmünize: Bağışık kılmak İmmünoloji: Bağışıklığı inceleyen bilim İmmünolog: Bağışıklık uzmanı İnflamasyon: Çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu; hararet artması, kızarıklık ile karakterize iltihabi reaksiyon İntermedier: Arada oluşan, meydana gelen İntraepitelial: Epitel hücreleri içerisinde İYE: İdrar yolları enfeksiyonunun kısaltılmış şekli
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #53 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüJactitation: Yüksek ateşe bağlı yatak içerisinde sağa sola dönme hareketi Jargon: Kelimeleri yerinde kullanamama ile karekterize anlamsız ve anlaşılmaz konuşma Jaundice: Sarılık Jejunum: Oniki parmak barsağından (duodenum) sonra gelen ince barsak bölümü Jejunit: Jejunum iltihabı Jigantizm (gigantism): Ergenlik çağından önce oluşan hipofiz bezi tümörlerinden dolayı büyüme olayının kontrolden çıkması sonucu oluşan dev görünüm Jerk: Kasın gösterdiği ani kasılma hareketi Jinekoloji: Kadın hastalıkları ile ilgili tıp dalı Jinekomasti: Erkeklerde memenin anormal ölçüde büyümesi Jinjivit: Diş etleri iltihabı Joint: Eklem Juice: Herhangi bir maddenin sıvı halindeki özü Jugal: Elmacık kemiği Jugular: Boyunla ilgili Jugulum: Boyun veya boğaz Junction: Birleşme yeri Juvenil: Gençliğe ait
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #54 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüKainophobia (kainofobi): Yenilik korkusu Yeni fikirlere yeni buluşlara veya yenişeylere karşı sebepsiz ürküntü duyma Kakosmia (cacosmia): Mevcut olmadığı halde kötü kokular hissetme hali, kötü tiksindirici koku Kakidrosis: Tiksindirici kokuda ter salgılanması Kala-azar: Leishmania donovani parazitinin sebep olduğu yüksek ateş anemi dalak ve karaciğer lezyonları ile belirgin ağır enfeksiyoz hastalık Kalyum (kalium): Potasyum Kardiak: Kalbe ait Karina: Trakeanın (nefes borusu), sağ ve sol akciğerlere girmeden önce ikiye ayrıldığı kısıma verilen ad Kaşeksi: Genel sağlık durumunun bozukluğu ile ilgili ileri derecede zayıflama hali Katabolizma: Maddelerin yüksek terkiplerinin, dokularda yakılarak daha basit terkipte maddeler meydana gelmesi Keloid: Eski bir kesi veya ameliyat yerinde aşırı nedbe dokusu oluşmasıdır Keratin: Tırnak ve boynuzun ana maddesi Keratinizasyon: Boynuzlaşma Keratit: Kornea iltihabı Keratoma: Nasır Keratometre: Kornea kavislerini ölçmekte kullanılan alet Keratoplasti: Matlaşmış korneanın yerine başkasından alınan korneanın konulması ameliyatı Keratoskop: Korneayı muayene aleti Kernicterus: Yeni doğanın şiddetli ikterinde beynin bazı çekirdeklerinin bilüribinin etkisiyle toksik degenerasyonudur Çocukta zeka geriliği ve spastisite görülebilir Ketonemi: Kanda keton cisimciklerinin bulunması Ketonüri: Idrarla keton çıkarılması Kızamık: Salgın yapan virütik bir çocukluk çağı hastalığıdır Kidney: Böbrek Kifoz: Omurganın açıklığı öne bakan kanburluğuna verilen ad Kist: Etrafı membranla (zar) çevrili içi sıvı dolu oluşumlar Büyüklükleri muhtelif olup vücüdun her tarafında oluşabilir Kist Hidatik: Bazı organlarda (daha çok karaciger, akciğer, beyin) ekinokok adı verilen parazitlerin neden olduğu içi berrak su görünümünde kistler Kist Sebase: Yağ bezlerinin büyümesi sonucu deri altında oluşan kistler Klostrofobi: Kapalı yerlerden sebebsiz yere korkma reaksiyonudur Kleptomani: İhtiyacı olmaksızın patalojik çalma dürtüsüne verilen addır Koch Basili: Tüberküloz basiline, bulanın adına izafeten verilen ad Kolesterol: Hayvansal ve bitkisel yağların içerisinde bulunan, karaciğer tarafından sentez edilen bir maddedir Kanda normalden fazla bulunması halinde, damar sertliğine neden olur, ve bazanda safra pigmentleri ile birleşerek safra taşlarının oluşumunda rol oynar Korpus: Gövde Kürtaj: Küretajın kelime anlamı kazımaktır Ama burada adı geçen Kürtaj halk arasında, küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahele ile alınması kastedilmektedir Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir Yani rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmeside kürtaj olarak adlandırılır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #55 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüLabia: Dudak Labil: Kararsız, çabuk değişen Labium: Dudak şeklinde oluşum Labor: Doğum ağrılarının başlamasından-fetusun atılmasına kadar geçen dönem Laktasyon: Annenin süt verme devresi Lakrima: Göz yaşı Lakün: Küçük boşluk, delik Lagoftalmi: Göz kapaklarındaki bozukluk nedeniyle gözlerin tam kapanmaması hali Lap: Lenfadenopati’nin kısaltılmış şeklidir Lenfadenopati, lenf bezlerinde büyüme anlamına gelir Laparatomi: Teşhis amaçlı veya ameliyat için karın boşluğunun açılması Laparoskopi: Ucunda kamera olan, laparoskop denilen aletle karın boşluğunun endoskopik incelenmesi Larva: Tırtıl, kurtçuk Larenks: Gırtlak Larenjit: Larenks iltihabı Larengoskop: Bogazın muayenesine yarayan aynalı ışıklı alet Larengoskopi: Gırtlağın içinin larengoskop ile muayenesi Latent: henüz belirgin hale gelmemiş, gizli Lenfoma: Başlangıcını lenfoid dokudan almış tümör Lezyon: Genel anlamda henüz tam olarak niteliği tespit edilmemiş bozukluk Ligament: Vücudun muhtelif eklemlerinde, organlarında bulunan bağlara verilen isimdir Lumbago: Bel ağrısı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #56 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüMaceration (maserasyon): Suya maruz kalmaya bağlı yumuşama Macro: Büyük Macüla: Küçük leke Macropsia: cisimlerin olduğundan büyük görünmesi Makcocephalia (makrosefali): Başın (beynin) normalden büyük olması Magnet: Mıknatıs Magnetik Resonans Görüntüleme (MR=NMR=MRG): Magnetik alan kullanarak görüntüleme tekniği Bu teknik esnasında vücutta metal bulunmamalıdır Malabsorbsiyon: Emilimin bozuk oluşu Maladi: Hastalık Malasi: Keyifsizlik, kırıklık Malarya: Sıtma Male: Erkek Malformasyon: Kusurlu oluş, sakatlık Malfonksiyon: Her hangi bir organın yetersiz veya dengesiz görev yapması Malin (malign): Habis, kötü huylu Malleol: Ayak ekleminin her iki tarafındaki kemik çıkıntılarına verilen isim Malleus: Orta kulaktaki çekiç kemik Malnutrisyon: Sağlık için şart olan, vitamin, mineral, protein ve benzeri maddelerin yetersiz alınmasından doğan hastalıkları tanımlayan bir terimdir Malpraktis (malpractice): Tıpta yanlış, özensiz tedavi Mastektomi: Ameliyatla memenin alınması Mamilla: Meme başı Mamografi: Meme filmi Mandibula: Alt çene kemiği Mani: Aşırı neşe şeklinde beliren psişik hastalık Manifest: Aşikar, gizli olmayan Marfan Sendromu: Sebebi bilinmeyen herediter genetik bir hastalık Marihuana: Esrar Mastektomi: Memenin her hangi bir rahatsızlık nedeniyle alınmasıdır Basit mastektomi sadece meme dokusunun çıkartılmasıdır Radikal mastektomi ise, kanser vakalarında baş vurulan memeyle birlikte, memenin altındaki kasların ve koltuk altındaki lenf bezlerinin de çıkartılmasıdır Mastitis: Memenin iltihabıdır, emziren annelerde sütün birikmesi nedeniyle veya meme başındaki çatlak nedeniyle sık rastlanan bir durumdur Mastoidektomi: Mastoid hücrelerin iltihaplanması nedeniyle mastoid kemiğin çıkartılması ameliyatıdır Mastoidit: Kulak arkasında bulunan mastoid kemikteki, mastoid hücrelerinin iltihabıdır Genellikle orta kulak iltihaplarını takip eder Mazohist: İşkenceden zevk alan, işkence tarzı hareketlerden cinsel haz duyan Menenjit: Beyin zarlarının (Meninkslerin) iltihabıdır Menapoz: Adetten kesilme Menstrual: Menstruasyonla ile ilgili, adet görme ile ilgili Menstrual Siklus: Adet görme dönemleri, iki adet arası Mentruasyon: Adet görme, ay başı Kadınlarda periodik kanama Mental Reterdation: Zeka gelişiminde gerilik Metastatik: Metastaz yapmış lezyona verilen isim (Başka bir organdan atlamış tümöral oluşum) Metastaz: Herhangi bir organdaki kanser hücrelerinin, vücudun başka bir bölümüne atlamasıdır Mitoz: Hücre bölünmesi Miyom (myoma): Uterus kasının iyi huylu tümörüdür Mukolitik: Mukus’u eriten anlamındadır Yani, akciğerlerde oluşan ve katılığı nedeniyle çıkarılmakta güçlükle karşılaşılan mukus’un (balgam) kıvamını azaltarak, atılmasını sağlayan ilaçlar Mukoza: Bazı organların iç yüzlerini kaplayan ve salgı üreten doku tabakası
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #57 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüNail: Tırnak Nalorphine (nalorfin): Morfin ve benzeri ilaçların antagonisti Nanism: Cücelik Nanocephaly (nanosefali): Başın anormal şekilde küçük oluşu Nanomelia: (nanomeli): Kol ve bacakların anormal şekilde kısa oluşu Narkoanaliz: Psikanalize yardımcı olmak amacıyla, bir narkotik ilacın kullanılmasıdır Narkolepsi: Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi Narkoz: Ameliyat yapmak için duyu, hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır Narkotik: Uyutucu, uyuşturucu Narsizm: Kendi kendini sevmek anlamına gelirAslında gelişimin normal bir safhasını teşkil eder, ancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır Natal: Doğuşa ait Nazal Kemik: Burun kemiği Nazofarinks: Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge Natrium: Sodyum Naturel: Normal, tabii Nausea: Mide bulantısı Nebulizer: Sıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet Neonatal: Yeni doğana ait Neoplazi: Patalojik anlamda yeni doku oluşumu Nöroloji: Asabiye, sinir hastalıkları Nöroşirürji: Beyin cerrahisi Nodül: Yuvarlak, çapı 1 cm’den küçük patolojik oluşumlar
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #58 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüO - Oasis: Hasta doku arasındaki sağlam doku parçası Oath:Yemin örn: oath of hippocrates = hipokrat yemini Obduction (obduksiyon): Otopsi Obez: Şişman Obezite: Şişmanlık Obje: Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey Objektif: Duyulup, görülebilen, idrak edilebilen Obliterasyon: Vücuttaki boşlukların tıkanması Observasyon: Gözlem, izlem, müşahade Obsesyon: Daimi endişe,fikri sabit, nöroz Obstrüksiyon: Tıkanma, engel Obstetri: Doğum bilgisi Odioloji (audiology): İşitme ve işitme bozukluklarını konu alan bilim dalı Odiogram: Kulağın işitme gücünün kaydıdır, odiometri cihazı ile ölçülür Oedipus Kompleksi: Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar kompleksine verilen isimdir Odontoid: Diş şeklinde Oftalmik: Göze ait Oftalmopleji: Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo Oftalmoloji: Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı Oftalmoskop: Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet Oftalmoskopi: Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi Oftalmolojist: Göz hastalıkları uzmanı, göz uzmanı Oftalmonometri: Göz içi basıncın ölçülmesi Okkult: Gizli, kapalı Oklude: Kapalı, tıkalı Oksiput: Başın arka kısmı Okulomotoryus: Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir (3kafa çifti Nervus Oculomotorius) Oküler: Göze ait Olekranon: Dirsekteki çıkıntı Olfaktoryus: Koku siniri (Nervus Olfactorius) Oligüri: İdrarın normalden az çıkartılması Oligo: Geri, küçük Oligodendroglioma: Sinir sistemi destek dokusuna ait, özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör Oligospermi: Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu Omentum: Karın içerisinde, barsakları örten oluşum Onanizm: Genital organlar ile oynayarak kendi kendine tatmin Onkoloji: Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı Opak: Donuk, şeffaf olmayan Operabl: Ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan (aksi; inoperabl) Operasyon: Cerrahi müdahale, ameliyat Opiat: Afyonlu ilaç, uyuşturucu Ortopedi: Kemik eklem ve kaslardan oluşan hareket sistemindeki bozuklukların çeşitli yöntemlerle tedavisini konu lan bilim dalı Opistotonus: Bazı hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici) kaslarının gerilmesi sonucu gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali (Örn Tetanozda) Osteogenesis: Kemik oluşumu, kemiklerin gelişimi Osteogenesis İmperfekta: Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık Osteojenik: Kemik yapıcı Osteoid: Kemik gibi, kemiğimsi Osteoliz: Kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi Osteomalasi: Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık Osteomiyelit: Kemik iltihabı Osteofit: Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar Osteoplasti: Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı Ovoblast: Yumurtanın geliştiği hücre, yumurta hücresi Ovosit: Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi Ovülasyon: Kadınlarda yumurtalıklarda ovüm’ün (Yumurtanın) atılmasıdır Ovülasyon genellikle adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-14 günler arasında olur -Ö - Ödem (edema): Vücutta anormal miktarda su toplanmasıdır Kalp, damar ve böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir Ödipus Kompleksi: Bkz Odipus Kompleksi Östaki Borusu: Orta kulakla nazofarenksi birleştiren, atmosfer basıncı ile orta kulak içi basıncı dengeliyen yola verilen isimdir Östrojen (estrogen) : Yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlıyan hormondur Ötenazi: Kısaca ölüm hakkı da denilebilir Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda, hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin verilmesidirYasal değildir Özefagus: Yemek borusuna verilen isimdir, yutak ile mideyi birleştirir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #59 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüPacemaker: Kalpte atımların başlamasını uyaran otonom merkez Pachyderma (pakiderma): Derinin kalın oluşu Pakimenenjit: Beynin en dış zarının (dura mater) iltihabıdır Pandemi: Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir Palilali: Psikolojik bir bozukluk olup, aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır Palyatif: Hafifletici geçici Palpasyon: Elle dokunularak yapılan muayene Palpitasyon: Kalp çarpıntısı Palsy: Felç, inme Pan: Bütün Panaris: Tırnak yatağı iltihabı, dolama Panarterit: Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum Pankardit: Kalbin bütün zarlarının iltihabı Pankreas: Karın boşluğunun üst tarafında ve bel omurlarının ön kısmında yerleşik bir organdır Salgılarıyla sindirm fonksiyonuna yardımcı olur ve kan şekerini düzenler Pankreatit: Pankreas iltihabıdır Panoftalmi: Gözün bütün tabakalarının iltihabı Pansinüzit: Bütün yüz sinüslerinin iltihabı Papillom: Meme başı gibi çıkıntılar yapan iyi huylu tümörler Papillokarsinom: Kötü huylu papillom Papaverin: Opiumdan elde edilen, düz kasların spazmını çözücü etkiye sahip bir alkaloid Papillit: Görme sinirinin retinaya girdiği yerin (optik papilla) ödemli iltihabı Papül: Ciltteki, sınırları belirgin, kabarık, 1 cm’den küçük çaplı lezyonlardır Para: Yanında, yan Örn (Para-aortik aortun yanında) Parakardiak: Kalbin yanında, kalbe komşu Paralitik: Felç olan, felçli kişi Paralizi: Felç Paramedian: Orta hattın yanında, orta hatta yakın Paramedikal: Bir dereceye kadar tıpla ilgili, hekimliği kısmen ilgilendiren Paranazal: Burun boşluğunun yanında, buruna komşu Parankim: Bir organ yada bezin görev gören dokusudur Örneğin, karaciğer parankimi denildiği zaman, karaciğerin bütünü anlaşılır Paraozefageal: Özefagusun (yemek borusu) yanında yer alan Parapleji: Belden aşağı her, iki bacağın tutmaması, felç hali Paraparezi: Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci, örn hareket olup, yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması Paratiroid: Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim Paratiroidektomi: Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması Paratrakeal: Nefes borusunun yanında yer alan Paravertebral: Omurganın (Vertebral Kolon) yanında yer alan Parazitemi: Kanda parazit bulunması Parazit: Asalak Parasentez: İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı Parankim: Organın kendine özel doku yapısı Parenteral: İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu, kas içi gibi yollarla verilmesi Parestezi: Uyuşma, karıncalanma veya yanma hissi gibi duyusal bozukluklar Parietal Kemik: Kafatasının her iki yan tarafındaki kemiklere verilen isim Paroksismal: Ani ve geçici krizler halinde gelen Parsiyel: Bütününü kapsamayan, tam olmayan, kısmi Partikül: Parçacık, zerre Partus: Doğum Parotis Bezi: Kulak altı tükrük bezi Parotitis: Kabakulak Patella: Diz kapağı kemiği Patojen: Hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar Patogenez: Hastalığın esas ve gelişimi Patognomonik: Bir hastalık için çok özel belirti, bu varsa mutlaka o hastalık akla gelmelidir gibi Patolojik: Normal olmayan, hastalıklı Patolog: Hastalık nedeni ile dokularda meydana gelen değişimleri inceleyen bilimle uğraşan kişi Pediatri: Çocuk hastalıkları ile uğraşan tıp dalı Pediatrist: Çocuk hastalıkları uzmanı Pelvis: Leğen kemiği Penis: Erkek cinsel organı Periton: Karın içi organları çepeçevre saran, karın boşluğunun iç yüzünü örten zardır Peritonit: Peritonun iltihabıdır Peroral: Ağız yolu ile Peteşi: Ciltte nokta biçiminde kanamalar (Damar dışına kan çıkması) Phenotype: Kişinin kalıtsal yapısının dışa akseden görünümü, aynı tür fertlerini belirleyen, gözle görülebilen özelliklerin tümü Pitriasis: Daha çok gövdede ve uzuvların gövdeye yakın yerlerinde yerleşen, bazan kepeklenme gösteren bir cilt hastalığıdır Çeşitli türleri vardır, bunlardan PITRIASIS VERSICOLOR’da deniz mevsimlerinde hasta olan bölge güneş ışını almadığı için daha belirgin hale gelir Plak: Plak, dermatologlar için açık bir anlamı olan ancak başkaları tarafından genellikle anlaşılmayan bir terimdir Yüksekliğine oranla kapladığı alan geniştir ve keskin bir kenarı vardır Plaklar en sık sedef hastalığında (psöriasis) görülür Bkz Resim – Plak Plevra: Akciğerleri ve göğüs kafesinin iç yüzünü örten zar Plevral: Plevraya ait Plörezi: Plevra iltihabı Akciğerin üzerini örten plevra ile göğüs duvarını örten iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesi Plörit: Plevranın, sıvı birikmeksizin kuru iltihabı Polikistik: Bazı organlarda çok sayıda içi sıvı ile dolu oluşumlara verilen addır Polikistik böbrek, polikistik meme gibi Polip: Organların ve vücut boşluklarının iç yüzünü kapsayan mukoza adı verilen tabakadan menşeini almış, saplı iyi huylu küçük ur Prostat: Erkeklerde mesanenin altında ve idar yolunun başlangıcında bulunan genital sisteme ait bir bez Prostatit: Prostat iltihabı Psoriasis: Halk arasında sedef hastalığı olarak bilinir Sık rastlanan, özellikle diz ve dirseklerde ve vücudun diğer bölgelerinde rastlanan simetrik, kırmızı, kabuklanma ve pullanma gösteren bir cilt hastalığıdır Sebebi bilinmemektedir Pulmoner: Akciğer veya akciğerlerle ilgili Pulmoner Arter: Akciğerin büyük besleyici arteri Purpura: Deri ve mukozalardaki küçük kanamalar Püstül: Ciltte, içerisinde cerahat bulunan kabarık lezyonlardır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Cevap : Tıp Sözlüğü |
03-03-2011 | #60 |
Şengül Şirin
|
Cevap : Tıp SözlüğüRabbeting: Çentikler gösteren kırık kemik uçlarının birbiri içine girmesi Rabiate: Kuduza yakalanmış Rabies: Kuduz Radius: Ön kolun dış tarafında (baş parmak tarafında) bulunan kemiktir Radikal: Sebebe yönelik, köklü Radikül: İnce dal, küçük kök Radikülit: Omurilikten çıkan sinirlerin (spinal sinir) kök iltihabıdır Radikülopati: Spinal sinir köklerini tutan herhangi bir hastalık Radyoaktif: Radyasyon yayan özelliğe sahip Radyodermatit: Işına maruz kalmış ciltte meydana gelen dermatit Radyoloji: Genel anlamda X ışınları,ses dalgaları veya diger yöntemleri kullanarak teşhis hizmetleri veren tıp dalıdır Radyoterapi: Işınlama kullanılarak yapılan tedavi yöntemi Rahim: Uterus, döl yatağı Raşitizm: D vitamini eksikliğinin neden olduğu, çocuklarda görülen bir hastalıktırKemik teşekkülünün tam olmaması nedeniyle tedavisi geciktirilmiş, ihmal edilmiş vakalarda uzun kemiklerde deformiteler teşekkül eder Refraksiyon: Kırılma Refraktometre: Görme bozuklukluklarını ölçen cihaz Rejenerasyon: Harap olmuş bir dokunun kendini yenilemesi, tamiri Rejional: Bir bölgeye ait Regresyon: Bir hastalık belirtisinin gerilemesi, şiddetinin azalması Regurjitasyon: Yenilen yiyecek ve içeceklerin, kusma olmaksızın ağıza geri gelmesi Rehabilitasyon: Fiziki hareket kusurlarını düzeltme, yeniden kazandırma Relaksin: Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon Remisyon: Hastalık belirtilerinin sönmesi Renal: Böbrekle ilgili Renal Arter: Böbrek arteri Reproduktif: Çoğalabilen Respirasyon: Solunum, nefes almak Respiratuvar Sistem: Solunum sistemi Retansiyon: Birikme, toplanıp kalma (Örn İdrar retansiyonu; idrar tutulması, idrar yapamama) Retiküler: Ağ gibi, ağ biçiminde Retina: Gözün en iç tabakası, ağ tabaka Retinit: Retina iltihabı Retrobulber: Göz küresinin arka kısmı Retrobulber Nörit: Görme sinirinin, gözün arka kısmındaki bölümünün ani görme kaybı ile karekterize iltihabi durumu Retrogressiv: Gerileyen Retroperitoneal: Periton zarının arkasında Retroversi: Bir organın normal konumda değil arkaya doğru eğik durumda olması Revaskülarizasyon: Yeniden damarlanma Reynaud hastalığı: Sebebi bilinmeyen, daha çok orta yaşlı kadınlarda rastlanan bir rahatsızlık olup, özellikle soğuğa maruz kalınca parmaklarda morarma ve hissizleşme ile karakterize bir damar rahatsızlığıdır Rezeksiyon: Bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya tamamının çıkartılması Rezidü: Artık, bakiye Rezidüel: Kalan, artan ( Örn Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar) Rezistan: Dirençli Rezistans: Direnç, mukavemet Rezorbsiyon: Emilme
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|