|
|
Konu Araçları |
başlıkta, cilt, dan, kliniğiherşey, tedavileri |
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta |
08-04-2012 | #46 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu BaşlıktaTerleme hangi boyutlara ulaştığında aşırı terleme olarak kabul edilir? Terleme vücut ısımızın kontrolünü sağlar Normalde bir kişi terleyerek günde 400-500 ml sıvı kaybeder Bu miktarın üzerinde olan ve piyasada satılan terlemeyi önleyen ürünlerle giderilemeyen terleme aşırı terleme olarak kabul edilir Aşırı terlemenin nedenleri nelerdir? Stresli olduğumuz zamanlarda sinir sisteminin sempatik sistem denen özel bir bölümü çalışır ve terlemeye neden olur Ama insanların % 1'inde bu sistem hiç bir stres olmadan aşırı çalışmaktadır Bu kişilerde terleme el, ayak tabanı, koltuk altı ve yüzde görülebilir Bunun dışında tiroid bezinin aşırı çalışması, böbrek üstü bezinden kaynaklanan bazı hastalıklar, şişmanlık, menapoz, ağır psikiatrik hastalıklar ve bazı ilaçların kullanımı sonucu terleme gelişebilir Aşırı terlemesi olan kişiler nasıl tedavi edilir? Öncelikle hastanın terlemeye neden olabilecek bir hastalığı olup olmadığı araştırılır Her hangi bir hastalık saptanırsa, öncelikle bu hastalık tedavi edilir Örneğin aşırı kilosu olan hastalar zayıflama tedavisine alınır Hastanın az terleten kıyafetler seçmesi tavsiye edilir Öncelikle terlemeyi giderici maddeler içeren (aluminyum hidroksit) kullanılabilir Bu kremler hergün uygulanmalıdır Bu ilaçların yanma ve tahriş gibi yan etkileri vardır Bu kremlerin etkili olmadığı durumda cerrahi dışı yöntemler denenir Bu tedavi yöntemleri nelerdir? Bu yöntemlerden ilki avuç içi ve ayak tabani terlemeleri için kullanılabilen iyontoforez tedavisidir Bu yöntemde su banyosu içinde el ve ayaklara minimal düzeyde elektrik akımı verilir Hafif ve orta şiddetteki vakalarda oldukça etklidir Tedavide başarı oranı %85-90 arasında değişir tedavi yaklaşık bir ay sürer, toplam 6-8 uygulama yapılır Diğer bir yöntem Botox denen deri altına enjeksiyonudur Botox ter bezlerini çalıştıran yüzeyel deri sinirlerinde felç yaparak etkili olur Koltuk altı, el ve ayaklara uygulanabilir Oldukça etkili yan etkisi olmayan bir tedavi yöntemidir İlacın etkisi 8-12 ay devam eder Bu sürenin bitiminde yeniden enjeksiyon yapmak gerekir |
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta |
08-04-2012 | #47 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu BaşlıktaTırnağın en önemli fonksiyonu koruma fonksiyonudur Tırnak problemleri oldukça sıktır Sedef ve egzema gibi hastalıklarda, travma sonrasında, ilaçların yan etkisi olarak ve bazı cilt hastalıklarında tırnaklarda değişikler görülür Tırnaklarda görülen bozuklukların en sık nedeni mantar enfeksiyon olmakla beraber, bakteri enfeksiyonları da tırnaklarda bozukluk yapabilir Sistemik hastalıklarda tırnak bozuklukları: Beau çizgileri (Yatay Oluklanma): Genellikle travma sonrası görülen tırnak yatağındaki yatay kmedir Ağır beslenme bozuklukları, yüksek ateş ve bazı ilaçların alınması sonrasında görülür Özellikle kronik egzamalarda da tırnakta yatay çizgi oluşabilir Tırnak yatağındaki büyümenin bir süre durması bu oluklanmaya neden olur Bu oluklanma neden olan olaydan bir ay sonra fark edilir ve kendiliğinden geriler tırnak uzadıkça ileri doğru gider ve kaybolur Onikolisis (tırnağın yatağından ayrışması): Tırnağın uç kısmının tırnak yatağından ayrılmasıdır Sıklıkla guatr, sedef, egzama, liken gibi hastalıklar tetrasiklin gibi antibiyotikler bu duruma neden olabilir Bazen bu durum kalıcı olabilir Onikoreksis (tırnakta boyuna sırtlanma ve oluklanma): Bu durum yaşlılarda, romatizma, damar hastalıklarında ve liken dediğimiz cilt hastalığında görülür Genellikle bu durum kalıcıdır Koilonişi (Kaşık tırnak): Tırnağın kaşık şeklini alması en sık demir eksikliğine bağlı kansızlıkta görülür Normal olarak çocuklarda da görülebilir Tedavi ile ya da yaş ilerledike düzelir Lökonişi (tırnaklarda beyaz lekeler): Tırnaklarda görülen beyaz lekeler böbrek hastalıkları, siroz gibi hastalıklarda görülebileceği gibi kendiliğinden de görülebilir Pitting (Yüksük tırnak): Tırnaklarda minik çukurcukların görülmesi durumudur Sedef, saçkıran ve egzemada görülebilir Bu hastalıklar tedavi edilse bile tırnaklarda çukurcuklar kalabilir Tırnakta görülen enfeksiyonlar: Onikomikosis (Tırnak Mantarı): Oldukça sık görülen bir hastalıktır Özellikle sıcak, nem, travma, şeker hastalığı ve ayak mantarı olanlarda sıktır Tırnağın şekli bozulmuş, kalınlaşmış, sarı kahverengi renktedir ve bazen ağrı görülebilir Paronişi (Dolama): Tırnak kıvrımında ağrı şişlik ve kızarıklık şeklinde görülen bir enfeksiyondur İleri aşamada bu blmde cerahat gelişir Travmanın neden olabildiği bir bakteri enfeksiyonudur ve antibiyotiklerle tedavi edilir Kronik olgular ise mikrobik olmaktan çok allerjik ve tahriş egzamalarına bağlı olarak gelişir ve tırnak eti ortadan kalkmıştır Bu kişiler tırnak etlerini koparma alışkanlığına sahiptirler veya ellerin devamlı su ile temasta olduğu bir işte alışmaktadırlar Genellikle ikincil olarak mantar enfeksiyonu da eklenmiştir Tedavide öncelikle su teması engellenmelidir Sjiğiller: Tırnak kenarlarında görülen siğiller Human Papilloma virüsün yaptığı bir enfeksiyondur Bu siğillerin tedavileri zordur, genellikle tırnak altına doğru yayılırlar Bu kişilerde genellikle tırnak yeme alışkanlığı vardır Tırnaktaki tümörler: Müköz kist: Müköz kist st tırnak kıvrımında yumuşak bir şişlik şeklinde görülür, aralıklı olarak gelimsi bir sıvı salgılar, bazen de tırnak altında görülebilir Tırnakta uzunlamasına bir oluk oluşturabilir Eğer altında bulunan eklem ilişkili olursa osteoartrie neden olabilir Tedavisi cerrahi olarak yapılır Piyojenik granuloma: Hamilelik, travma ve bazı ilaçların alımı ile gelişen damarlardan oluşan bir tümördr Hızlı büyür, mavi kırmızı renktedir ve travma ile kolaylıkla kanar Tedavisi cerrahi olarak yapılır Glomus tümörü: Tırnak yatağındaki glomus hücrelerinden oluşan damar yapıda bir tümördür Tırnakta kırmızı- mavi bir alan şeklinde görülür Ağrı ve ısı değişikliklerine duyarlılık vardır ,Sıklıkla ağrıyı gidermek için cerrahi işlem gerekir Longitudinal melanonişi: Özellikle esmer kişilerin tırnaklarında boyuna çizgi şeklinde kahverengi renk değişikliği görülebilir Bu durum tırnak yatağındaki bir benden de kaynaklanabilir Ayrıca bazı sistemik hastalıklarda, travmaya bağlı olarak, mantar enfeksiyonu ve özellikle melanom dediğimiz cilt kanserinde de bu bulgu görülebilir Bu rengin tırnak kıvrımına doğru yayılması zelikle melanom olan olgularda görülür Bu renk değişikliğini açıklayabilecek bir durum yoksa tırnak yatağından biyopsi alınmalıdır Bu bölgedeki cilt kanserinin gidişatı ktdr İlaçlara bağlı tırnak bozuklukları: Bir çok ilaç tırnak bozukluğuna neden olabilir Kahverengi ve siyah renk değişikliği, lökonişi, kanama alanları, Beau çizgileri, melanonişi, kalınlaşma, yüksük tırnak, mavi-gri, sarı, mor renk değişikliği, paronişi, piyojenik gronülom, gevrek tırnak, onikolisis çeşitli ilaçların alımı ile gelişebilen tırnak değişiklikleridir Piyojenik gronülom dışındaki tırnak bozuklukları ila kesilince gerilerler Ayrıca bir çok genetik hastalıkta da tırnaklarda çeşitli bozukluklar görülebilir |
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta |
08-04-2012 | #48 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu BaşlıktaEn az 2500 yıldır insanlarda görülen bir akar hastalığıdırTüm dünyada heryıl 300 milyon uyuz tanısı konulmaktadır Bu hastalık kişisel hijyene bağlı olmadan her yaş ve ırkta görülebilmektedir Fakat iyi tanı ve tedavi yöntemleri geliştiğinden, uyuz kalıcı bir hastalık olmaktan çıkmıştır Scabies nasıl gelişir? İnsan gözü tarafından nadiren görülebilen mikroskopik bir akar, hastalığa neden olur Bu akar insan gözüyle zorlukla görülebilir İnce 8 adet bacağı , yatsı bir gövdesi vardır ve deride bir tünel açar Deriye girdikten bir kaç hafta sonra allerjik reaksiyon gelişir Bunun sonucunda özellikle geceleri artan bir kaşıntı ortaya çıkar İnsan uyuzu kişiden kişiye sıkı temas ile bulaşır Bulaştıran kişi arkadaş veya aile bireyleri olabilir Hastalık daha çok düşük gelirli, kötü hijyene sahip ailelerde görülür Kalabalık halde yaşanan kötü hijyene sahip bireylerde daha sık görülebilmesine rağmen herkes de görülebilir Dişi akar deride tünel kazarken, yumurtalarını bırakır ve allerjik reaksiyon oluşturan bir sıvı salgılar Larva ve yavru akarlar deri yüzeyine doğru ilerler ve erişkin bir akar olmak üzere büyür Eğer bir akar deriden kazınırsa yaklaşık olarak 24 saat yaşar Hastalık bulaştıktan bir ay sonra uyuz olan kişide kaşıntı başlar Hastalık nasıl tanınır? En erken ve belirgin bulgu özellikle geceleri artan kaşıntıdır Erken dönemde kırmızı kabarcıklar, kurdeşen benzeri döküntüler ve su kabarcıkları görülebilir İlerlemiş olgularda deri kabuklu ve pulludur Uyuz derinin daha sıcak olduğu kıvrım bölgelerinde daha sık görülür Parmak araları, el bileği ve dirsekler, kalçalar ve göbek bölgesi, göğüs bölgesi ve penis sık görüldüğü alanlardır Ayrıca akarlar yüzük altında, bilezik ve saat altında ve tırnak altında bulunmaya eğilim gösterir Çocuklarda hastalık tüm vücudu, el, ayak tabanlarını ve yüzü de tutma eğilimindedir Çocuklar gece boyunca kaşıntı yüzünden uyuyamadıklarından yorgundurlar Kaşınan yerlerde ikincil olarak bakteriyel infeksiyon gelişebilir Bir çok çocuk hasta uyuzu için değil, ikincil bakteriyel infeksiyonu için tedavi edilir Bakterial infeksiyonun tedavi edilmesi biraz rahatlama sağlasa da uyuz tedavi edilmediğinden hastalık tekrar eder Kabuklu Uyuz Kabuklu uyuz hastalığın bulgularının oldukça şiddetli geçtiği bir uyuz şeklidir El ve ayaklarda olmak üzere vücudun geniş alanları kabuklu ve pulludur Bu kabukların altında binlerce akar ve yumurtası vardır Deri kalınlaşmış olduğundan ve ilaçlar akarlara yeterli derecede etkili olamadıklarından tedavisi zordur Bu tip uyuz yaşlı hastalarda, AIDS li hastalarda veya bağışıklık sistemi bozuk olan kişilerde görülür Tanı Dermatoloji Uzmanının yapacağı dikkatli bir muayene tanıyı koydururur Bir çok hastalık spesifik bir test yapılmadan kolaylıkla tanınır Bazı şüpheli olgularda şüpheli alana bir damla yağ damlatılır ve hafifçe alınan bir kazıntı mikroskopta incelenmek için cama yayılır Tanı akarın veya yumurtalarının görülmesi ile konulur Kimler daha fazla riske sahiptir? Uyuz, bir birine yakın teması çok fazla olan çocuklu ailelerde, yatılı yerlerde kalan çocuklarda ve huzur evlerinde kalan yaşlılarda sık görülür Ailesel uyuz durumlarında iki yaşın altındaki çocuklar ve sıkı teması bulunan aile bireyleri risk altındadır Yaşlılarda - Huzur evinde yaşayan yaşlılarda görülen uyuz geç tanı konulması ve diğer hastalıklarla karışması açısndan büyük problem oluşturmaktadır Bu gecikme nedeniyle hastalık diğer yaşlılara da bulaşmaktadır Yaşlılar günlük aktivitelerinde yardıma muhtaç olduğundan hasta bakıcılar da hastalık açısında risk altında kalmaktadırlar Uyuzun tedavisi Uyuzun tedavisi kolay ve çabuktur %5 permetrin içeren kremler gece yatmadan evvel tüm vücuda uygulanır ve sabah yıkanılır Krem, kuru bir cilde tüm vücudu kaplayacak şekilde (el, parmak araları, ayak tabanı, kasık ve cinsel bölge, tırnakların altı, küçük çocuklarda yüzü de içerecek şekilde) sürülmeli ve 8-14 saat vücutta kalmalıdırBir hafta sonra özellikle küçük çocuklara hala bulgu varsaikinci bir tedavi yapılmalıdır % 5 permetrinin tek bilinen yan etkisi özellikle şiddetli uyuz olgularında yanma ve batmadır Bütün bulgular tedaviden 4 hafta sonra gerilemiş olmalıdır Diğer bir etkili bir tedavi yöntemi %1 lik lindan solüsyonunun kullanımıdır Bir veya iki kere yapılan gece uygulaması oldukça etkilidir Lindan solüsyonu sürüldükten 8-12 saat sonra yıkanmalıdır Doktorunuzu tavsiye ettiği dozdan fazla uygulama yapılmamalı, ikinci bir uygulama yapılacaksa 7 gün ara verilmelidir Lindan bebekler, küçük çocuklara, hamilelere ve emzirenlere, felçlilere ve nörolojik hastalığı olanlara uygulanmamalıdır Kükürtlü merhemlerde tedavi de kullanılabilir Antihistaminikler kaşıntıyı baskılamak için kullanılırlar Tedavi yapılırken evde yaşayan tüm aile bireyleri de tedavi edilmelidir Hastalık yaygın epidemi yaptığında risk altındaki tüm gruplar tedavi edilmelidir Aile bireylerinin hepsi bir arada tedavi edilmeli, hatta yakın teması olan arkadaşlar, bakıcılar ve sınıfta yakın teması bulunan kişiler de tedavi edilmelidir Kıyafetler ve yatak örtüleri yıkanmalıdır Uyuzun başarılı bir şekilde ortadan kalırılması için aşağıdakiler gereklidir: Tedaviye başlamak için bir an önde doktora başvurun Uyuza yakalanma düşüncesi sizi rahatsız etmesine rağmen unutmayın ki uyuzun kişisel temizlikle ilgisi yoktur Hastalığa sahip olan ve yakınında bulunan kişiler tedavi edilmelidir Hastalığın kuluçka devresi 6-8 hafta olduğundan hastalığa ait bulgular hemen görülmez Eğer herkes tedavi edilmezse hastalık kontrol altına alınamaz İlacı boyundan ayak ucuna kadar her yere uygulayın Uygulamadan sonra ellerinizi yıkarsanız, ellerinize yeniden ilaç sürmelisiniz Bütün kişesel eşyalarınızı yıkayınız Yıkamak istemediğiniz elbiseleri kurutma makinesinde 30 dakika kurutunuz veya kuru temizlemeye veriniz Ev hayvanlarının tedavi edilmesine gerek yoktur Kaşıntı hastalığın başarılı bir tedavisinden sonra bir iki hafta devam edebilir Eşyaların bir plastik torbaya konulup iki hafta bekletil mesi ile akarlar beslenemedikleri için ölür Yatak çarşafları ve kılıfları yıkanmalıdır Ne yapılmamalıdır? Uyuzu olan kişinin derisini deterjan ve sabunla sertçe oğuşturması hastalığın kötüleşmesine neden olabilir Doktorunuz tarafından önerilmedikçe kortizonlu veya başka ilaçlar içeren kremler kullanılmamalıdır Doktorunuz tarafından önerilmedikçe, tedavi iki kereden fazla tekrar edilmemelidir |
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta |
08-04-2012 | #49 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu BaşlıktaVarisler genişlemiş, kıvrımlaşmış ağrılı yüzeyel toplar damarlardan oluşur ve toplar damarcıklardaki valvlerin (kapakçıklar) fonksiyonun bozulması sonucu gelişirler Varisler neden oluşurlar, ne sıklıkla görülür ve de risk faktörleri nelerdir? Normalde toplar damarların içinde bulunan valvler kirli kanın kalbe doğru ilerlemesini sağlarlar Varis gelişen damarlarda bu kapakıklar tam çalışmazlar ve kanın toplar damarlarda göllenmesine sebebiyet verirler Damarlarda biriken kan da damarların genişlemesine neden olur Bu durum başka yerlerde de gelişebilmesine rağmen en sık bacaktaki damarlarda oluşur Varis sık rastlanan bir hastalıktır ve sıklıkla da bayanları etkiler Varislere doğuştan bozuk olan damar valvleri neden olabileceği gibi tromboflebit (damarları kan pıhtısının tıkadığı bir hastalık) ve gebelikte de sıklıkla varis gelişebilir uzun süre ayakta duran kişilerde veya karın içinde basıncın arttığı durumlarda da varis gelişme olasılığı artar Birincil oluşan varisler doğuştan damar kapakçıklarının bozuk olması sonucu gelişir ve bu durumun nedeni belli değildir İkincil olarak varisler bir neden sonucu gelişirler (örneğin gebelik gibi) Hastalığın bulguları nelerdir?
Hastalığın tedavisi nasıl yapılır? Tedavide en önemli şey koruyucu önlemlerin alınmasıdır Hasta uzun süre ayakta kalmamalı, dinlenirken ve deuyurken bacaklar yukarda tutulmalıdır ve elastik destek çorapları giyilmelidir Tedavi genellikle kozmetik amaçlı istenir Venleri bağlayan ve damarları cerrahi olarak çıkartan tedavi yöntemleri kullanılabilir Varisli damarın çıkarılması (ven stripping) zor bir işlemdir ve çok ağrısı fazla olan ve ayak bileklerinde yaraları olan hastalarda tercih edilmelidir Bu ameliyatta genel anestezi yapılır ve kasıktan ve ayak bileğinden bir kesi yapılır, tel benzeri bir alet damarın içine sokulur ve damar bu kesilerden dışarı çıkarılır Sonra bu küçük kesiler dikilir Ayrıca enjektör yardımı ile damarı skleroze eden (yok eden) maddeler enjekte edilebilir (skleroterapi) Bu tedavi hasta ayakta iken yapılır İşlem sonrasında bacaklara sıkı elastik bir bandaj uygulanır Bazı durumlarda stripping ve ve skleroterapi bir arada yapılabilir, bazı damarlar çıkartılırken, bazılarına enjeksiyon yapılabilir Hastalığın seyri nasıldır? Varisler zaman ilerledikça kötüleşirler, fakat alınan koruyucu önlemler bu ilerlemeyi durdurabilir Hastalığın komplikasyonları nelerdir?
Bacaklardaki ağrı ayakta durma engellendiği ve bacakları yukarı kaldırma şeklinde istirahat yapıldığı halde geçmiyorsa doktora başvurulmalıdır Ağrı ve şişlik aniden artarsa, kızarıklık ve yara gelişirse bu bir komplikasyonun göstergesidir ve doktora başvurulmalıdır Hastalıkta ne gibi önlemler alınmalıdır? özellikle ailenizde varis var ise veya ise eğiliminiz var ise uzun süre ayakta durmaktan kaçınılmalıdır |
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta |
08-04-2012 | #50 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta
Saçların beyazlamaya başlaması ne zaman olur? Saçların beyazlaşmaya başlama yaşı kişiden kişiye değişmekle birlikte, sıklıkla 30 lu yaşlarda başlar Beyazlaşma genellikle şakaklarda başlayıp, sonra diğer alanlara yayılır Önce saç rengi açılır, sonradan da tamamiyle beyazlama olur Kırklı yaşlara gelindiğinde insanların % 40'ının saçları grileşmiştir Vücut ve yüz kuıllarında beyazlaşma ise daha geç olur Koltuk altı, genital bölge ve göğüs kıllarında grileşme daha az olur veya hiç olmaz
Saç derideki kıl açıklıklarından dışarı doğru uzanan proteinden oluşmuş banttır Normal bir saç telinin ömrü 2-6 yıldır Bu süre dolduğunda saç dökülür ve yerine yeni bir saç teli gelir Cildimizde ki kıl sayısının ne kadar olacağını genetik yapımız belir Bununla birlikte yaşlanan her kişide saç kaybı farkedilir Ayrıca yaşlandıkça saçın uzaması da yavaşlar Saç içindeki kollajen bantları küçülür, (rengi açılır) böylece kalın saç teli olan insanların bile saçları incelir Kellik problemi ne zaman oluşur? Bazı kıl kökleri yeni kıl üretimini durdururlar Hem kadınlar, hem de erkeklerin yaşlandıkça saçları azalır Erkeklerin % 25 ‘i otuzlu yaşlarda kellik belirtileri göstermeye başlarlar ve 60 yaşlarında erkeklerin 2/3 sinde kellik az veya çok olarak vardır Kellik neden oluşur? Erkeklerde kellik problemine testeron hormonu neden olur (Erkek tipi dökülme) Genelikle dökülme alın çizgisinden başlar Kadınlarda kellik görülür mü? Kadınlarda yaşlandıkça kadın tipi kelleşme görülür Saçlı derideki saç yoğunluğu tüm alanlarda yaygındır ve saç derisi kolaylıkla görülür Vücut ve yüz tüyleri de kaybolur Kıllar sayı olarak azalsa da daha kalın ve belirgin hale gelirler (özellikle çene ve dudakların etrafında) Erkeklerde kaş, kulak ve burundaki kıllar uzar ve kalınlaşabilir Tırnaklarda yaşlanma ile hangi değişiklikler görülür? Tırnaklar daha yavaş uzamaya başlar, donuklaşır ve kolay kırılabilir hale gelirler Renkleri ise saydamlıktan sarı ve opak bir görünüme değişir Tırnaklar, özellikle ayak tırnakları sertleşir ve kalınlaşır ve tırnak batması görülebilir Tırnak uçları genellikle kolay kırılır Bazı kişilerde yaşlanma ile tırnaklarda boyuna uzanan girinti ve çıkıntılar oluşabilir Bunlar yaşlanmanın doğal belirtileridir Bununla beraber mantar infeksiyonu , beslenme ve diğer problemlere bağlı bazı değişiklikler de görülebilir Tırnaklarda eğer çukurcuklar, sırtlanmalar, çizgiler, şekil değişiklikleri var ise muhakkak bir dermatoloji uzmanına başvurunuz |
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta |
08-04-2012 | #51 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu BaşlıktaYaşlanan deri sarkar ve üzerinde çizgiler, kırışıklıklar ve oluklar gelişir Derideki bu değişiklikliklerin şiddeti genetik eğilime, deri fototipine ve çevresel faktörlere maruz kalmaya göre değişir Dermatoloji ve plastik cerrahi uzmanları yaşlılığa bağlı değişiklikleri tanımlarken Glogau klasifikasyonu u kullanırlar: Hafif (yaş 28-35): Çok hafif kırışıklılar vardır, keratoz yoktur Hafif makyaja ihtiyaç duyar ya da duymaz Orta (35-50): Hafif kırışıklıklar, yüzeyel kertozlar vardır Hafif makyaja ihtiyaç duyar İleri (50-60): Kalıcı kırışıklıklar, deri renginde değişikliklerle birlikte telenjiektaziler ve aktinik keratozlar vardır Genellikle makyaja ihtiyaç vardır Şiddetli (65-70): Şiddetli kırışıklıklar, fotoyaşlanma vardır, yerçekimi ve dinamik kuvvetler deriyi etkiler, deri kanseri ile birlikte veya birlikte olmadan aktinik keratozlar vardır Çok yoğun makyaja ihtiyaç vardır ve makyaj budeğişiklikleri kapatmaya yetmez Fitzpatrick sınıflaması da ağız ve göz etrafındaki kısışıklıklara göre yüz çizgilerini sınıflandırmıştır: Sınıf I: İnce kırışılıklar Sınıf II: İnceden orta kalınlığa kadar kırışıklıklar ve orta düzeyde çizgiler Sınıf III: İnceden derine kadar kırışıklıklar, çok sayıda çizgiler ve muhtemelen kalıcı oluklar Yüz çizgi ve kırışıklıkları nasıl oluşur? Kırışıklıkların temel nedeni, genetik yapımızın belirlediği genetik yaşlanmadır Bu ailesel faktörlerle yakından ilişkilidir Genetik faktörlerin dışında bir çok etken kırışıklıklara neden olur Genetik faktörlerin dışında yüzdeki kırışıklıklar ve çizgiler aşağıdaki faktörlerden dolayı oluşur:
Kaç tip kırşıklık vardır? 1İnce çizgiler İnce çizgiler derinin orta tabakası olan dermisin düzensiz kalınlaşması ve epidermisin su tutma kapasitesinin azalması sonucu oluşur Başlıca güneş hasarından ve sigara içilmesi gibi çevresel toksinler yoluyla olur 2Derin kırışıklıklar Derin kırışıklıklar dinamik ve statik olmak üzere iki çeşittirler Dinamik çizgiler yüz kaslarının çalışması ile ortaya çıkarlar Statik çizgiler ise kas hareketi ile değişmezler Hatta dinamik çizgiler statik hale gelebilirler
Cildin sarkması bir çok faktörle oluşur:
Sıklıkla iyi sonuçlar için bir çok işlemin kombinasyonuna ihtiyaç vardır Güneşten koruyucu kremler En önemli olarak güneş gören yerler güneşten koruyucu kremler kullanarak korunmalı ve sigara içilmemeli, sigara içilen yerlerde bulunulmamalı ve diğer hava kirliliğine neden olan ajanlardan uzak durulmalıdır Nemlendiriciler Yaşlanan deri düzenli olarak nemlendirici uygulandığında daha iyi gözükür Nemlendiriciler derinin su tutma kapasitesini arttırırlar Kullanımı kolay, yanma batma ve sivilce yapmayan bir nemlendirici seçilmelidir
Bir çok yüz kremi anti-aging ajanlar içeririr Bu ajanlar antioksidanlar ve soyucu ajanlardır:
Cilt soyma (Resurfacing) Resurfacing kimyasal ve mekanik çeşitli tekniklerle derinin üst tabakasının soyulması işlemidir Bu işlem derinin renk düzensizlikleri ve dokusunu düzeltir Ayrıca ince çizgileri ve statik kırışıklıkları da düzeltir, fakat dinamik kırışıklıklara etkili olmaz
Dolgu maddeleri özellikle yüzün alt bölümünde bulunan (yanak, dudak çevresi ve cene) kırışıklıkların tedavisinde kullanılır Hatta bu maddeler dudakları dolgunlaştırmak içinde kullanılır Bu maddeler kalıcı ve geçici dolgu maddeleri olabilir Silikon gibi çeşitli sentetik maddeler ciltte daha uzun süre kalmalarına rağmen; yan etkileri fazladır Bu nedenle fazla tavsiye edilmemektedir Dolgu maddesi olarak kullanılan maddelerin çoğu, derimizde doğal olarak bulunan maddelerdir Doğal dolgu maddeleri olarak hiyaluronik asit, kollajen gibi maddeler kullanılmaktadır Bir diğer yöntem hastanın kendi yağ hücreleri ile kırışıklıklarının tedavi edilmesidir Bu tedavi yönteminde hastanın yağ hücreleri bir enjektör yardımı ile kendi vücudundan alınır ve daha sonra kırışıklık olan alanlara enjekte edilir Uygulama bölgesine göre, dolgu maddesinin seçimi değişebilmektedir Doğal olan dolgu maddeleri ile yapılan tedavilerde, dört altı ay sonra işlemin tekrar edilmesi gerekmektedir Sentetik olan dolgu maddeleri deride daha uzun süre kalmalarına rağmen pek tavsiye edilmemktedir Tüm bu işlemlerin yapılması çok kolaydır ve hastanın günlük yaşamını etkilemez Botulinum toxin (BOTOX) Botox tedavisi mimiklerin aşırı kullanımı sonucu gelişen kırışıklıkların tedavisinde kullanılır Bu kırışıklıklar, yüzün özellikle üst bölgesinde (kaşlar arasında, göz çevresi ve alında) bulunur Bu bölgelerde derinin altına yapılan botox enjeksiyonu, kullanılmasını istemediğimiz mimik kaslarını felç ederek kaz ayağı, kaş çatma ve alın çizgilerini tedavi eder Ayrıca kaş şeklini düzeltmekte ve dudak etrafı gibi bir çok alanlardaki kırışıklıkların tedavisinde kullanılabilir Tedaviden bir kaç gün sonra kırışıklıklar azalarak kaybolur İlacın etkisi ortalamadört altı ay sürer 3*4 seans sonrasında bu süre bir yıla kadar uzayabilir Kozmetik cerrahi Kozmetik cerrahi yüz dokusunun yeniden şekillendirilmesi (ritidektomi=kırışıklık çıkartılması) ve sarkan dokuların kaldırılması şeklinde yapılır
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu Başlıkta |
08-04-2012 | #52 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cilt Kliniği-Herşey Ve Tedavileri A,Dan Z,Ye Bu BaşlıktaZona olarak da bilinen Herpes Zoster su çiçeği virüsünün yaptığı bir enfeksiyondur Su çiçeği geçiren herkes Zonaya yakalanabilir Virüs sinir köklerinde aktif olmayan bir şekilde yaşamını sürdürür ve yeniden aktifleştiğinde Zona gelişir Suçiçeği geçiren kimselerin % 20 si Zona geçirir Virüsü uyandırıp aktifleştiren neden bilinmemektedir Vücudun enfeksiyonlarla baş etmesini sağlayan bağışıklık sistemindeki bir güçsüzlük virüsün çoğalmasına ve sinir boyunca deride yayılmasına neden olur Çocuklar bile Zona geliştirebilmesine rağmen, genellikle 50 yaşın üzerinde rastlanır Hastalık, travma, stres gibi faktörler zona geçirilmesine neden olabilir Herhangi bir nedenle bağışıklık sistemi zayıflayan kişi zona geçirebilir Bu kişilerde hastalık ciddi seyretmeye eğilimlidir Bağışıklık sisteminin zayıfladığı lösemi, lenf oma gibi kanserler ve de AIDS de zona sık görülür Kanser kemoterapisi ve radyoterapi, organ naklinde kullanılan ilaçlar, uzun süreli kortizon kullanımı bağışıklık sistemini baskılayabilir Zonanın bulguları nelerdir? Zonanın ilk bulgusu derinin belirli bir bölgesinde yanma batma tarzında ağrı ve duyarlılık artışıdır Bu ağrı döküntünün gelişmesinden 2-3 gün önce döküntü alanında başlar Bu arada baş ağrısı ve ateş olabilir Bu alanda daha sonra kızarıklık ve şeffaf su kabarcıkları gruplar halinde oluşur Bu kabarcıklar 2-3 hafta kadar sürer Bu kabarcıklar koyu renkli kan ile dolar, sonra kabuklanır ve iyileşmeye başlar Ağrı daha uzun süre sürebilir Nadir olarak döküntü hiç görülmemeksizin de ağrı olabilir Zona Ağrının şiddeti nasıldır? Ağrı sıklıkla ağrı kesici ilaçlar kullanmayı gerektirecek kadar şiddetlidir Zona genellikle vücudun hangi bölgesinde görülür? Zona genellikle gövdede ve kalçalarda görülür Fakat yüz, kol ve bacaklarda da görülebilir Gözde kalıcı hasar bırakabildiği için göz de hastalık görüldüğünde dikkatli bir bakım gerekir Burun ucunda su kabarcığı oluşmuşsa bu göz tutulumunun olduğunu gösterir Bu durumda muhakkak Göz Hastalıkları uzmanı tarafından muayene yapılmalıdır Zonanın komplikasyonları nelerdir? Deri döküntüleri geriledikten sonra Zonaya ait ağrı kalabilir Özellikle yaşlı hastalarda ağrı aylar ve yıllar boyu kalır Zonanın erken evrelerinde tedaviye başlamak ağrı gelişimini engelleyebilir Su kabarcıklarında bakteri enfeksiyonu gelişebilir ve bu yaraların iyileşmesini engeller Döküntüde ağrı ve kızarıklık artarsa muhakkak doktorunuza başvurun Bu durumda antibiyotik tedavisi gerekebilir Diğer bir durum Zonanın tüm vücuda ve diğer organlara yayılmasıdır Nadir olarak görülen bu durumda bağışıklık sistemi baskılanmıştır Zona nasıl tanınır? Tanı su kabarcıklarının tipik görüntüsü ve döküntü başlamadan önce vücudun tek tarafında ağrı olması ile konulur Gerekirse incelenmek üzere su kabarcıklarından örnek alınabilir Zona geçiren bir kişi de önemli bir hastalık veya bağışıklık sisteminde bir yetersizlik olabilir mi? Zona geçiren hastaların çoğu sağlıklıdır Bununla beraber başka hastalıklar veya AIDS var ise bu doktora bildirilmelidir Çünkü bu durum tedaviyi etkileyebilir Doktorunuz bu durumla ilgili olarak tıbbi hikayenizi sorgulayabilir ve bir takım testler (röntgen ve kan tahlilleri) isteyebilir Zona bulaştırıcı mı dır? Zona daha evvelden suçiçeği geçirmemiş kişilere bulaşabilir, fakat bu kişilerde zona değil, suçiçeği gelişir Zona, su çiçeğine göre daha az bulaştırıcıdır Zona su kabarcıkları patladığında bulaştırıcı hale gelirYeni doğanlar ve bağışıklık sisteminde yetmezlik olanlar zonalı kişilerden virüsü alarak suçiçeği geliştirmeye eğilimlidir Zonalı hastalar nadiren hastaneye yatırılarak tedavi edilme ihtiyacı gösterir Hastalık deride iz bırakır mı? Hastalık bağışıklık sistemi bozuk olan kişilerde yaşlılarda ve ikincil olarak bakteri enfeksiyonu gelişenlerde iz kalır Tedavisi nasıldır? Zona genellikle birkaç haftada iyileşir, nadiren tekrar eder Ağrı kesici ve soğuk pansumanlar faydalı olur Eğer erken tanı konulup, ilaçlar erken dönemde başlanırsa, virüsün yayılımı azalır, bulgular daha çabuk iyileşir Bu ilaçlar baş ağrısı, mide rahatsızlığı yapabilirler Tedavinin erken başlanması önemlidir Bu ilaçların kullanımı zona sonrasında ağrı gelişimini engellemez, fakat ağrılı dönemin kısalmasını sağlarlar Şiddetli enfeksiyonlarda, göz tutulumunda ve şiddetli ağrı olan hastalarda antiviral ilaçlarla birlikte kortizon verilebilir Zona sonrasında görülen ağrı kesici tabletlerin gündüz ve gece alımı ile azaltılabilir Bazen tedavide depresyon ilaçları ağrıyı azaltmak amaçlı kullanılabilir Günde 3-4 kez kurutucu pansumanların uygulanılması ağrıyı azaltır |
|