|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| harfi, harfiosmanlıca, ile, ilgili, kelimeler, osmanlıca, sözlük |
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#31 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HEM-GUŞE f Komşu![]() HEM-HAH f Arzu ve talebleri aynı olan, aynı istekleri olan![]() HEM-HAL f Aynı halde olan İkisi beraber![]() HEM-HANE f Bir evde oturanların beheri Arkadaş, refik![]() HEMHEME Rüzgârın esmesi ile ağaç yapraklarından çıkan sesler * Aslan bağırması * Deve sesi![]() HEM-HUDUD f Hudutları bir olan, sınırları birbirine bitişik olan memleket veya arazi![]() HEM-HUY f Bir ahlâk ve tabiatda bulunan Huyları bir olan![]() HEMÎ f Tıpkı bu, bu bile![]() HEMÎ' Ölüm, mevt ![]() HEMİCEK Şehre köyden yeni gelip bir şey bilmez şaşkın ve kaba adam ![]() HEMÎM Ağır ağır gitmek * Otun tazeliğinden dolayı parlaması![]() HEMÎME Yumuşak rüzgâr * Ufak taneli yağmur![]() HEMÎSA' Kuvvetli adam ![]() HEMÎŞE f Dâima Her zaman![]() HEMK Bir kimseyi bir işle meşgul etme Birini bir işe daldırma * İnat etmek * Sa'y etmek, çalışmak * Cür'et etmek![]() HEMK Yumuşak Kof![]() HEM-KADD f Boyları birbirine eşit olan, uzunlukları aynı olan![]() HEM-KÂR f Aynı işi yapan, aynı işte olan![]() HEM-KIRAN f Aynı yaşta olan, yaşıt * Kuvvette müsavi olan![]() HEM-KIYMET f Aynı kıymette olan, kıymetleri eşit olan![]() HEM-KİTAB f Aynı dersi gören, talebe, öğrenci * Aynı dinde olan, din kardeşi![]() HEM-KÜN f Aynı cins işte çalışan, işleri ve meslekleri aynı olan Meslekdâş![]() HEML (HEMELÂN) Gözden yaş akmak ![]() HEMLA' Seri * Kurt (canavar )HEMLECE (HİMLÂC) Atın yorga olması ![]() HEMM Gam, keder, tasa, hüzün ![]() HEMMAME Zehirli hayvan Akrep![]() HEMMAS Yavuz arslan ![]() HEM-MATLA' Güneş ve ay gibi gök cisimlerinin ufakta doğdukları yerin veya zamanların aynı oluşu Aynı meridyen üzerinde olup ay ve güneşi aynı saatlerde gören ülkeler![]() HEMMAZ Koğucu ![]() HEM-NAM f İsimleri aynı olan, adaş![]() HEM-NEBERD f Savaş arkadaşı, muharebe arkadaşı * Rakib![]() HEM-NEFES f Arkadaş, musâhib![]() HEM-NESL f Aynı sülâle ve soydan, aynı nesilden, soydaş![]() HEM-PA f Ayakdaş Arkadaş Yoldaş![]() HEM-PAYE (C : Hempâyegân) f Bir pâye ve rütbede olanların beheri![]() HEMR Su dökmek * Göz yaşı akıtmak * Süt sağmak * Atâ etmek, hediye vermek![]() HEMRACE Karıştırmak ![]() HEM-RAD f Kahramanlık ve cömertlikte müsavi olan kimseler![]() HEM-RAH (C : Hem-râhân) f Yol arkadaşı, yoldaş![]() HEM-RAZ f Sırdaş En yakın arkadaş![]() HEM-RENG f Rengi bir olan, aynı renkte olan * Mc: Huyları bir olan![]() HEM-REV f Yol arkadaşı, beraber giden, yoldaş![]() HEM-RİŞ f Bacanak İki kızkardeşle evlenen erkekler![]() HEMS Gizli ses Çok gizli Sesi gizlemek * Ağzı açmadan lokma çiğnemek * Fütursuz olarak geceleyin yola gitmek * Peçe * Sıkmak * Kırmak![]() HEM-SABAK f Ders arkadaşı Aynı dersi okuyanların beheri![]() HEM-SAZ f Uyan, uygun, muvafık, münâsib * Arkadaş, refik, arkadaşlık![]() HEMSEN Gizli sesle Gizli ses Savt-ı hafi![]() HEM-SENG Aynı ölçüde, aynı mizanda, bir tartıda ![]() HEM-SER f Arkadaş, Karı kocadan her biri![]() HEM-SIFAT Aynı vasıf ve nitelikte olan ![]() HEM-SOHBET f Birbiriyle konuşan, sohbet eden, arkadaş![]() HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ Suçlu olduğu hâlde suçunu bilmez ve suçsuz olduğunu iddia eder kimse hakkında kullanılan bir tâbirdir ![]() HEM-SUFRE f Aynı sofraya oturan, sofra arkadaşı![]() HEMŞ Ameli seri olan, hızlı, hareketleri çabuk olan ![]() HEMŞEHRİ f Aynı şehirden Aynı memleketli olan![]() HEM-ŞERR f Kötülükte beraber olan, kötülüğü birlikte yapan![]() HEM-ŞİKEM f İkiz çocuk![]() HEMŞİME Kuru odun Kurumağa yüz tutmuş ağaç Ağaçları kurumuş yer![]() HEMŞİRE f Aynı sütü emen kızkardeş Abla, bacı * Hastabakıcı kadın veya kız![]() HEMŞİRE-ZÂDE f Kızkardeş çocuğu![]() HEMT Karıştırmak Değerini anlamadan almak![]() HEMTA f Eş denk Benzer![]() HEMU' Göz yaşı akmak ![]() HEM-VARE f Her zaman, dâima![]() HEM-VARÎ f Düzlük, düzolma![]() HEMYAN f Kese, torba, çanta, dağarcık![]() HEMZ Dürtme, kakma * Parmaklarla sıkma * Yere çalma, vurma * Isırma, dişleme![]() HEM-ZANU f Diz dize oturup konuşan, yan yana oturan![]() HEMZE ( ) Elif veya elif yerine kullanılan işaret Elif, vav, ya, he üzerine konulan ve "e" diye okutan işaret * Parmakla sıkma, dürtme, sıkıştırma![]() HEM-ZEBAN Aynı dili konuşan, lisanları aynı olan ![]() HEM-ZEN f Beraber vuran Birlikte olan![]() HEM-ZEMAN f Aynı zamanda işleyen * Çağdaş, muâsır Aynı çağda yaşayan insan veya geçen hâdiselerin her biri![]() HEMZEND f Beraber olanlar Beraber çalışanlar![]() HEN'A Devenin boynunun altına konan işaret * Menazil-i Kamer'den bir menzil![]() HENABİK Halka nasihat edip, dediğini kendi yapmayan kimse ![]() HENAE Yemeğin sindirilip hazmolması ![]() HENAZÎR Hınzırlar, domuzlar ![]() HENB Vehamet * Ağırlık![]() HENBELE Topal sırtlanın yürümesi ![]() HENBER Kısa boylu kimse ![]() HENBERÎT Sırf yalan ![]() HENCAM f Elinden iş gelmeyen, beceriksiz kimse![]() HENCAR f Kaide, kural, yol, usul![]() HEND İmsak etmek ![]() HENDEK (Bak: Handek) HENDELÎN Sözü çok olan kimse ![]() HENDEME Bir şeyi yerli yerince yapmak ![]() HENDESE Geo: şekil bilgisi * Mat: Çizgi, yüzey ve hacim olarak bu üç şeklin özelliklerini ve ölçülerini inceleyen matematik kolu![]() HENDESE-İ MÜLKİYE MEKTEBİ Osmanlı İmparatorluğu devrinde mühendis yetiştirmek gayesiyle açılan mekteb XIX yy sonlarına kadar memlekette belediye ve mimarî işlerde vazife alacak mühendis bulunmuyordu Nafia Nezareti bu ihtiyacı nazar-ı itibara alarak bir mühendis mektebi kurulmasının lüzumlu olduğunu ileri sürünce, padişahın emriyle 1884 yılında mekteb açıldı Ve ilk mezunlarını1888 yılında verdi 1909 tarihinde ise okulun adı, Mühendislik Mektebi olarak değiştirildi![]() HENDESEHANE f Eskiden mühendis mektebi, teknik üniversitesi * Bayındırlık ve belediye gibi dairelerin mühendislere mahsus şubesi![]() HENDESEHANE-İ BAHRÎ Bahriye Mektebinin ilk adıdır Abdülhamid zamanında miladi 1773 yılında Cezayirli Hasan Paşa'nın teşebbüsüyle Tersane içinde açılmıştır Okulun ilk baş muallimi, Türk riyaziyecisi Gelenbevi İsmail Efendi'dir Şimdiki ismiyle "Gemi İnşa Mühendisliği" olan Bahriye Mektebi, 1795 senesinde daha muntazam ve mükemmel halde yeniden açılmıştır![]() HENDESÎ Muntazam şekli ile alâkalı ve hendeseye dâir Geometrik şekle dâir * Geometri ile alâkalı ve müteallik![]() HENENE Bir cins kirpi ![]() HENGÂM f Zaman, devir, çağ,sıra, vakit, mevsim![]() HENGÂM-I BAHAR Bahar mevsimi ![]() HENGÂM-I SABAVET Çocukluk zamanı ![]() HENGÂM-I ŞEBAB Gençlik zamanı, delikanlılık çağı ![]() HENGÂM-I ŞİTA Kış mevsimi ![]() HENGÂME f Seslerin birbirine karışmasından çıkan gürültü Kavga, gürültü Şamata![]() HEMGÂME-İ AZAB Azab zamanı ![]() HENGÂME-GİR f Meddah, oyuncu Hikâye söyleyici, hokkabaz * Diş macunu, leke tozu gibi şeyler satan çığırtkanlar * Kavgacı, gürültücü![]() HENF Sür'at yapmak, hız yapmak ![]() HENÎ Hazmı kolay olan, faydalı ve sıhhate uygun ![]() HENÎE şiddetli emir ![]() HENÎEN Sıhhat ve afiyet olsun ![]() HENÎEN LEKÜM Size âfiyet olsun, şifa olsun Helâl olsun * Tebrik ederiz![]() HENÎN Ağlamak ![]() HENİYYE Kolaylık, sühulet ![]() HENK Darlık Güçlük zorluk![]() HENK Katı yağmur ![]() HENME Gizli ses ![]() HENN Ağlamak * Ayıptan kinayedir![]() HENNE Kişinin kendi karısı ![]() HENT Bir nevi kirpi * Göz içinde olan yağ![]() HENÜZ f Daha, yeni, şimdiye kadar, ancak![]() HEPTEN Bütünüyle, tamamıyla ![]() HER f Bütün, hep, tamamen![]() HER' şiddet * Etin iyi pişmesi![]() HER'A Küçük bir canavar * Erkeğiyle muhalata ettiğinde şevkinin şiddetinden hemen inzal eden kadın![]() HERAB Kaçmak, firar etmek ![]() HERAS Dikenli ağaç ![]() HERAVE (HİRAVE) Ağır, yoğun asâ (baston) ![]() HER-AYİNE f Mutlaka, elbette Behemehal, zaruri, herhalde![]() HER-BAR f Her defa, her kere![]() HERC f Karışıklık![]() HERC İnsanların arasında meydana gelen fitne, fesad * Söze dalıp çoğaltmak Haltetmek Sözü karıştırmak * Kapıyı açık bırakmak * İnsanların işlerinin karışması * Seğirtmek * Katletmek![]() HER-CA f Her yer![]() HERCAÎ (Hercâyî) Her yerde bulunur, kendine mahsus belirli bir yeri bulunmayan Serseri, derbeder * Kararsız, sebatsız, vefasız, dönek, mütelevvin![]() HERCÂYÎ MENEKŞE Bir cins menekşe ![]() HERCAN Uzun ve kalın olan şey * Hayvanın yab yab yürümesi![]() HERCELE Karışık yürümek ![]() HERC Ü MERC f Darmadağınık Karmakarışık Allak bullak![]() HERÇ Karışıklık, gürültü Nizamsızlık![]() HER-ÇEND f Her ne kadar Her ne zaman![]() HERÇİ BAD ABAD f Her ne olursa olsun İster istemez![]() HERD Deve kuşunun dişisi * Yarmak * Kat'etmek, kesmek![]() HER DEM f Her zaman, her dakika Dâimâ![]() HER DEM TAZE Parlaklık ve tazeliğini dâima muhafaza eden * Mc: Daima genç görülen, gençliğe heveskâr![]() HEREB Kaçma, firar * şiddetli üzüntü, keder![]() HEREC Sıcaklığın fazlalığından devenin gözünün kararması ![]() HEREK Asmaları, fidanları, fasulye gibi tırmanıcı nebatları bağlamak için yanlarına dikilen sırık, değnek ![]() HEREM Kocamak, yaşlanmak, ihtiyar olmak * Mısır'da firavunlar zamanından kalmış piramit şeklindeki mezarların beheri * Geo: Mahrutî şekil, piramit![]() HEREMDÎDE f Yaşlanmış, kocamış, ihtiyarlamış![]() HERF Acele Sür'at, hız Hezeyan![]() HERGÂH f Her vakit, her an, her zaman![]() HERGELE Binilmek ve yük taşımak için alıştırılmamış at, kısrak, beygir veya merkep sürüsü * Böyle bir sürüye dahil olan hayvan * Mc: Terbiye ve görgüden büsbütün mahrum adam * Bir işe yaramaz işçi kalabalığı![]() HERGİZ f Aslâ, kat'iyyen Hiçbir suretle![]() HERHERE Su çağıltısı * Koyunu çağırmak * Aktığında sesi ve çağıltısı işitilecek kadar çok olan su
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#32 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HERHÎR Bir nevi yılan ![]() HERİ' Acele, sür'at * Akıcı kan * Korkak kimse * Zayıf kimse![]() HERİF (Bak: Harif) HERİFÇİOĞLU Kızılan kimse hakkında zamir gibi kullanılan argo bir tabirdir ![]() HERİM Çok ihtiyarlamış ve kocamış kimse ![]() HERİME Dişi arslan ![]() HERÎR Köpek uluması * Köpek hırlaması![]() HERİSE Keşkek yemeği ![]() HERÎT Ağzı büyük kişi * Ferciyle dübürü bir olan kadın![]() HERKELE İncelik, nezafet, hoşluk, letâfet * İnce, zarif, lâtif, hoş![]() HERKÜL yun Cesaretiyle meşhur olup, efsaneleşmiş bir Yunanlının adı (Onlarda kuvvet sembolüdür)HERKÜL BURCU Gök küresi kuzey cihetinde isim verilen bir takım yıldız kümesi (Bak: Büruc)(![]() ![]() Hem şemse kendi mihveri üstünde cazibe denilen manevî ipleri yumak yaptırmak için dolap ve çıkrık hükmünde olan güneşi, bir Kadir-i Zülcelal'in emriyle döndürüp, o seyyaratı o manevî iplerle bağlayıp tanzim etmek ve güneşi bütün seyyaratıyla saniyede beş saatlik bir mesafeyi kestirecek kadar bir sür'atle, bir tahmine göre Herkül Burcu tarafına veya Şems-üş Şümus cânibine sevk etmek, elbette ezel ve ebed sultanı olan Zât-ı Zülcelal'in kudretiyle ve emriyledir S )HERM Bir ot cinsi ![]() HERMELE Yolmak ![]() HERNA' Ufak bit ![]() HERR Köpek uluması, köpek hırlaması ![]() HERRU "Ne olursa olsun Ya batar ya çıkar " mânâsındaki "ya herrû ya merrû tâbirinde geçer![]() HERS Tokmak ile dövmek * Mersin ağacı * Arslan * Kedi![]() HERS Ufak kurt ![]() HERSEME Arslan, gazanfer, esed, haydar * Burun![]() HERŞ (HERÂŞ) Yırtmak * Çekişmek![]() HERŞEBE Yaşlı kuru kadın ![]() HERŞEFE Bez veya aba parçası (Su az olduğu zamanda yerden onunla yağmur suyunu alıp bir kabın içine sıkarlar ) * Çok yaşamış, ihtiyar, kuru kadın * Çok eski olan kova![]() HERT Dokunaklı söyleme, iğneleyici bir şekilde konuşma * Yırtma * Dürtme![]() HERUS Eski elbise ![]() HERV Dövme, sopalama * Pişirme * Afganistan'da bir şehrin adı![]() HERVELE Yürüyüş * Koşma![]() HERYA' Ağaç hışırtısı ![]() HERZ Yırtmak ![]() HERZE f Boş söz Saçmasapan söz Boş lâkırdı![]() HERZEDERAY f Mânâsız ve saçmasapan sözler konuşan![]() HERZEGÛ f Saçma sapan konuşan Lüzumsuz ve mânasız söz söyleyen![]() HERZEHAYÎ f Mânâsız konuşma, saçmasapan söyleme![]() HERZEKA Çirkin gülmek ![]() HERZEKÂR f Saçma sapan konuşan, mânasız sözler söyleyen![]() HERZEKÂRANE f Saçma sapan konuşarak Boş ve lüzumsuzca uydurmalarla, abuk sabukça![]() HERZEVAT (Herze C ) Herzeler, mânâsız ve boş sözler![]() HERZEVEKİL f Kendine vazife olmayan şeylere karışan Fodul, boşboğaz Her şeye burnunu sokan![]() HESAR (HESUR) Arslan ![]() HESB şeref * Kifayet![]() HESHESE Karışıp görüşme ![]() HESİS Gizli ses, gizli kelâm * Ezilmiş, ufalanmış nesne![]() HESM Kaba yemek Bütün bütün yutmak * Kesmek * Toplamak, cem'etmek![]() HESM Kırmak * Kesmek![]() HESMELE Gizli söz ![]() HESR İki kat edip eğmek * Kırmak![]() HESS Dövmek * Kırmak, ufalamak![]() HESS Öldürmek, katl ![]() HESS Sıkmak ![]() HESTÎ f Varlık Var olma Mevcudiyet![]() HEŞAŞ (HEŞUŞ) Açık yüzlü şen yeynicek kişi * Sağan kimseye sevip sütünü veren koyun![]() HEŞAŞE(T) Şâdlık, hafiflik, irtiyah * Gevreklik![]() HEŞEME (C : Heşemât) Dağ keçisinin oğlağı![]() HEŞHEŞE Şâdlık etmek, neşeli olmak ![]() HEŞÎLE Sahibinin izni olmayarak bir adamın bindiği deve ![]() HEŞÎM Ufalanmak Kırılmış, ufalanmış olmak * Kırılmış, ufalanmış kuru ot![]() HEŞM Kırmak veya kesmek ![]() HEŞŞ Gevrek, kolayca kırılabilir olan * Keyifli, şen![]() HEŞT f Sekiz![]() HEŞTAD f Seksen![]() HEŞTÜM f Sekizinci![]() HET' Dikkatle bakmak Acele etmek![]() HETALAN Akmak * Göz yaşı ve yağmur pespeşe gelmek![]() HETALLA' Uzun ve iri vücutlu erkek ![]() HETEPETE Kekeleme Konuşurken şaşırıp tereddüd etme![]() HETEROJEN yun Kim: Cinsi ayrı olan Türlü özellikteki taneciklerden yapılan maddelerdir![]() HETF Bir şeyi gizlice hatırlatmak Seslenmek Fısıldamak![]() HETIL Akıcı, akan ![]() HETÎT Birbiri ardınca tez tez gitmek ![]() HETK Yırtma Yarma Perdeyi yırtmak Rezil olmak Rezil etmek![]() HETK-İ HİCAB-I İSMET Namus perdesini yırtma ![]() HETL Ulaştırmak * (Yağmur) çok yağmak![]() HETLAN Sürekli yağan hafif yağmur ![]() HETM Ön dişleri kökünden kırmak ![]() HETMA' Dişsiz olup kurban edilemeyen hayvan ![]() HETME Çok kelâm, çok söz ![]() HETMELE Gizli kelâm, gizli söz ![]() HETN (HÜTUN) Yağmur yağmak ![]() HETR Bunama, alıklaşma Ateh getirme, ihtiyarlıktan çocuk gibi olma * Sersemleşme, aptallaşma * Birisini kötüleme * Acib emir * Zahmet, meşakkat * Enine yarmak![]() HETR Ağaçla vurmak ![]() HETT Yırtmak * İkiye büküp kırmak * Dökmek![]() HETTAK Yırtıp parçalayan, paramparça eden ![]() HETTAL Dağ ismi ![]() HETTAN Hafif kimse ![]() HETUL Çok miktar akmak ![]() HEV' Himmet ![]() HEV' Kötü hırs ![]() HEVA İstek Nefsin isteği Düşkünlük Gelip geçici olan heves Nefsin zararlı ve günah olan arzuları![]() HEVA VÜ HEVES Zevk ve şehvetler Boş ve geçici şeyler![]() HEVA (Bak: Hava) HEVA (C : Ehviye) İki şeyin arasının uzaklığı * Yer ile gök arası * Yukarıdan aşağıya inmek * Her bir boş, ıssız yer![]() HEVACİ' Geyik ![]() HEVACİR (Hâcire C ) Günlerin en sıcak olan anları * Göçenler, göç yapanlar, hicret edenler * (Hücr C ) Hezeler, hezeyanlar, boş ve mânasız sözler![]() HEVACİS (Hâcise C ) Vesveseler, kuruntular Akla gelen kötü düşünceler![]() HEVADAR f Hevalı Nefsine uymuş Küstah * Etrafı açık, havalı yer![]() HEVADE Yavaşlık * Yumuşaklık * Kavmin içinde salah ve muvâfakata sebep olması mümkün olan kimse![]() HEVADÎ (Hâdî C ) Rehberler, deliller, kılavuzlar * Hidayet edenler, istikametli ve selâmetli yolu gösterenler![]() HEVADİC (Hevdec C ) Kadınların binip oturmaları için devenin üzerine konulan küçük mahfeler![]() HEVAHAH f Sevilen, muhib, dost![]() HEVAHAT Ahmak adam ![]() HEVAHÎ Bâtıl nesne ![]() HEVAÎ f Ciddi şeylerle alâkasız Nefsine düşkün Nefsine ve şehvetine mağlub Hevâ ve hevese âit ve müteallik![]() HEVA-İ NESİM f Güzel, lâtif, hoş hava Lâtif mânevi gıda * Hava (Atmosfer )HEVAİYE Hava gibi hafif ve lâtif karakterde olan şeyler ![]() HEVAKÂR f Günahlı işlere hevesli Hevâ ve hevesine bağlı![]() HEVAMM Böcekler, haşereler Pire, tahta kurusu, bit, örümcek, yılan gibi, kışın gizlenip yazın meydana çıkan, insan ve hayvanın vücudundan beslenerek yaşayan, insana zararı dokunan (parazit yaşayan) küçük canlılır![]() HEVAN Hakaret, zillet, alçaklık, zelillik, aşağılık, horluk ![]() HEVAPEREST f Sadece gayr-ı meşru lezzet ve hevesinin peşinde Cenab-ı Hakk'ı, dinin emirlerini unutmuş, nefsine şiddetle muhabbet eden Nefsine tapınır derecede Haktan gafil![]() HEVAS Çok yiyen kişi ![]() HEVATİF (Hâtif C ) Hâtifler Gayıptan işitilen sesler * Nidâ eden melekler![]() HEVAYA Zayıflık ![]() HEVB Yol, tarik * Ateş alevi * Karışık sözlü kimse![]() HEVBER Kırmızı gül ![]() HEVC (C : Hüvüc) Uzun boylu ve akılsız olmak * Rüzgârın sert esmesi![]() HEVCELE Hiçbir işaret ve alâmet olmayan ev veya sahrâ * Yürügen deve * Uzun boylu, ahmak erkek![]() HEVD Tevbe etmek ![]() HEVDA' Deve kuşunun erkeği ![]() HEVDE Bağırtlak kuşu ![]() HEVDEC (C : Hevâdic) Kadınların binmesi için devenin sırtına konulan ufak mahfel![]() HEVEK Ahmaklık ![]() HEVES Gelip geçici istek Nefsin hoşuna gitmek Devran edip gezmek Akıl ile olmayıp nefis ile olan istek![]() HEVESAT f Arzu ve nefsâni emeller Boş, bâtıl ve günahlı şeylere dâir olan istekler Hevesler![]() HEVESÂT-I NEFSÂNİYE Nefsin hevesleri, arzuları ve kötü istekleri ![]() HEVESDAR f Hevesli![]() HEVESKÂR f Hevesli istekli, arzulu Meyli ve arzusu olan, heves eden![]() HEVESKÂRÂN (Heveskâr C ) İstekliler, hevesliler![]() HEVESKÂRÎ f Heveskârlık, heveslilik![]() HEVESNÂK f Hevesli, heves edici, istekli![]() HEVESNÂKÂN (Hevesnâk C ) Hevesliler, heves edenler![]() HEVESPERVER f Hevesli, heveskâr![]() HEVEŞ (Karın) Göçük olmak ![]() HEVHEVE f Ağacın yapraklarının rüzgâr esmesi ile çıkardığı sesler![]() HEVL Korku Korku verici * Ürkmek Dehşet Yılgınlık İhtilâl-ı dimağ (beyindeki bozukluk) sebebi ile bâzı hayâli suretler tevehhüm ederek ondan korkmak![]() HEVL-ÂVER f Korkunç, korku getiren, korku veren![]() HEVL-ENGİZ f Korkunç korkulu![]() HEVL-NÂK f Korkulu, korkunç![]() HEVLUL Hafif adam ![]() HEVM Uyuklayıp başını her tarafa eğmek ![]() HEVN Kolaylık, sühulet * Vakar Teenni * Sükunet Sekine Rıfk * Ufak şey Hor ve zelil olmak![]() HEVR Birisini itham etmek, töhmet Zan Takdir ve tahmin etmek * Binayı yıkmak, yıkılmak * Sulu, ağaçlı yer * Koyun sürüsü![]() HEVRE Dövmek * Çok fazla yemek![]() HEVS Bir şeyi vurarak kırmak * İfsad etmek * Dolaşmak * Davarı yavaşça ileri sürmek![]() HEVŞ Çok miktar ![]() HEVTE Suya gidecek yol ![]() HEVZEB Yaşlı deve ![]() HEVZELE Depretmek, hareket ![]() HEY' Gönül dönmek * Yaramaz gönüllü olmak * Korkak olmak![]() HEY'A Yere dökülen birşeyin akması * Korkutucu ses![]() HEYAKİL Heykeller ![]() HEYÂKİL-İ KADÎME Eski heykeller ![]() HEYAM Hayranlık hâli * Çok yumuşak kum![]() HEYAMOLA Eskiden ramazanlarda para toplamak gayesiyle mahalle çocukları tarafından teşkil edilen bir nevi dilenci alaylarında söylenen bir tâbirdir * Eskiden gemiciler gemi demirini çekerken veyahut bir amele inşaatta ağır bir şey kaldırırken yahut da şahmerdanı yukarı çekerken kuvvetbirliğini sağlamak için hep bir ağızdan "hayemola, yelesa, heyamo heyamo" diye bağırırlardı![]() HEY'ARE Bir yerde karar etmeyen kadın ![]() HEY'AT Hey'etler Ayrı ayrı mânalar Kısımlar![]() HEYATİLE Hind taifesinden bir kavim ![]() HEY'ATIN FELETÂTI Birini taklit eden kimsenin taklitçiliğini gösterip ilân eden sürçmeleri, falsoları Kemalât-ı ruhiye veya mükemmelliğin iktizası olan umum ahvaldeki fıtrîlik ve müvazeneyi o seviyede olmayanın sun'î taklitteki gayr-ı fıtrîliği![]() HEYBAN Korkunç, korku getiren * Çok utangaç çekingen * Korkak * Çoban![]() HEYBE Eşya koymaya mahsus iki taraflı küçük torba ![]() HEYBET Hürmetle beraber koruk hissini veren hal Sakınıp korkulacak hal Azamet![]() HEYBUB Korkak ![]() HEYC Heyecan, telaş * Galeyan, tahrik * Kavga, harp, savaş, cenk![]() HEYCA Cenk, cidal, vuruşma, birbirini öldürme, kıtal ![]() HEYCAGÂH f Muharebe meydanı, savaş yeri![]() HEYCEMANE Büyük inci
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#33 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HEYD Depretmek * Zahmetli olmak![]() HEYD f Ekinci yabası![]() HEYDEB Yere yakın olan bulut ![]() HEYDEBÎ Atın bir çeşit yürümesi ![]() HEYECAN Birden bire şiddetle hislenme Ürperme * Coşkunluk Coşmak![]() HEYEF İnce belli olmak ![]() HEYELAN Toprak kayması ![]() HEYEMAN (Heym) Şaşkınlık Tutkun olmak, âşıklık![]() HEY'ET Şekil Suret Görünüş * Birlik teşkil eden şahısların mecmuu * Gök ve yıldız ilmi Astronomi * Duruş, vaziyet, keyfiyet Tabiat ve cibilliyet Bir şeyin cibilli vaziyeti![]() HEY'ET-İ ASLİYE Aslındaki şekil ve suret ![]() HEY'ET-İ A'YÂN Senato * Mertebesi yüksek ve itibar edilenlerin heyeti![]() HEY'ET-İ HÂKİME Hâkimler hey'eti ![]() HEY'ET-İ İÇTİMAİYE İçtimaî heyet Topluluğa âit heyet Toplantı heyeti![]() HEY'ET-İ MECMUA Bir şeyin teferruatına ve cüz'lerine bakılmaksızın bütününün gösterdiği hal ve manzara ![]() HEY'ET-İ TEMSİLİYE Temsil hey'eti * Tar: Erzurum Kongresinde Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ismini alan cemiyetin nizamnamesi iktizasınca seçilen şahıslardan teşekkül etmiş olan hey'et (6 Ağustos 1919)HEY'ET-İ UMUMİYE Umumi hey'et Bir şeyin teferruatları nazara alınmadan olan umumi durumu![]() HEY'ET-İ VEKİLE Vekiller hey'eti, icra vekileri hey'eti Bakanlar Kurulu Başbakanın riyaset ettiği heyet![]() HEY'ETŞİNAS f Astronomi bilgini Sema ve ecramın ahvâline vâkıf olan![]() HEYF Sıcak rüzgâr ![]() HEYG Çoğaltmak ![]() HEYHA Deveyi yulafa çağırmak ![]() HEYHAT Teneffür ve tehassür ifâde eder; "sakın, savul, yazıklar olsun, uzak ol" mânalarına geldiği gibi, daha ziyade; Eyvah, yazık, ne yazık, ne kadar uzak ![]() ![]() gibi mânalar için söylenir![]() HEYÎ f Varlık, madde![]() HEYKEL Taş, tunç, kil ve alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğurulup, pişirilerek yapılan insan, hayvan vs şekli * Büyük bina, anıt, büyük ve yüksek yapı, âbide * Mc: Soğuk ve duygusuz kimse * Güzel ve yakışıklı kişi![]() HEYKELTRAŞ Heykel yapan kimse ![]() HEYL Dökmek * Bir şeyi ölçüsüz def'etmek![]() HEYLELE "Lâ ilâhe illâllah" demek ![]() HEYLEMAN Çok, kesir ![]() HEYLULET (Bak: Haylulet) HEYM (Heyemân) Şaşkınlık * Âşık olma, tutkun olma * Yüzü yere koymak![]() HEYMERE Koca avret İhtiyar kadın![]() HEYN (Heyyin) Kolay Rahat * Vakar Sükunet![]() HEYNE Tıb: Kolera hastalığı ![]() HEYNEME (C : Heynem) Gizli ses![]() HEYR Rüzgâr adı * Sağlam ve sert taş![]() HEYRA' Korkak, ahmak kimse ![]() HEYREA Çoban düdüğü * Meyyitin kabrine toprak dökmek![]() HEYRUN Bir nevi hurma ![]() HEYS Atâ etmek, vermek, bağışlamak * Hareket![]() HEYS Yürümek ![]() HEYSAM Arslan * Kısa boylu kişi![]() HEYSAR Arslan ![]() HEYSEM Toy kuşunun yavrusu * Tavşancıl yavrusu * Akbaba yavrusu * Kurt eniği![]() HEYŞ Hareket * Davar sağmak * Fitne * Iztırab, acı![]() HEYŞE (C : Heyşât) Husumet, hasımlık * Çekişmek, nizâ etmek![]() HEYŞER Ot * Ağaç![]() HEYŞUR Ot * Ağaç![]() HEYTAL Tilki ![]() HEYTALE (C : Heyâtıl) Helva kazanı![]() HEYTELEK "Gel" mânasınadır ![]() HEY'UA Kusmak, kay * Yavaşlık![]() HEYUB Azametli, heybetli, gösterişli ![]() HEYULA Zihinde tasarlanan korkunç hayal * Gösteriş ve iriliği olduğu halde hiçbir te'siri ve değeri olmayan şey * Eski felsefede: Eşyanın aslı ve gerçek olan kısmı Madde (Bak: Esir)HEYULÂNİYYUN Maddeciler ![]() HEY'URUR Meşakkat, zahmet ![]() HEYYİN Kolay, sühuletli ![]() HEYZ Kırık kemik sarılıp ovulduktan sonra tekrar kırmak ![]() HEYZA Fazlaca kusma, istifra etme * Tıb: Kolera hastalığı![]() HEYZALE İnsan sesleri * Cemaat, topluluk * Çok asker * Büyük deve * Belinden aşağısı şişman olan kadın![]() HEYZAM Bahâdır, kahraman ![]() HEYZÜM f Kuru odun![]() HEYZÜM-PÂRE f Odun parçası![]() HEZ Eğlence Ciddi olmayan söz![]() HEZ' Kırmak ![]() HEZABİR (Hizebr C ) Arslanlar, esedler * Yiğitler, kahramanlar![]() HEZAR f Bin (1000) * Pek çok * Bülbül![]() HEZARAN f Binler Binlerce Pek çok * Bülbüller![]() HEZARDASTEN (Hezârdestân) f Bülbül![]() HEZAREN Sıcak memleketlerde yetişen; ve baston, sandalye gibi şeyler yapmakta kullanılan bir cins kamış ![]() HEZARFENN f Çok bilen, bir çok san'atı birden çok yüksek derecede yapabilen * Minâre ustası![]() HEZARMÎH f Bin yerinden yamalı derviş hırkası * Çok süslü * Gök yüzlü![]() HEZARPA f Çok ayaklı, bin ayaklı * Kırkayak![]() HEZARPARE f Bin parça, çok ufak![]() HEZARTABE f Güneş, şems![]() HEZARYAR f Bin defa Bin kerre![]() HEZAZÎK Süratle kat'etmek, çok çabuk kesmek ![]() HEZB (C : Hizâb-Ehazıb) Yağmur damlası birbiri ardınca damlamak![]() HEZBE (C : Hüzub-Hizâb Hizabât) İri katreli yağmur * Otu az olan yüksek tepe![]() HEZEC Gök gürültüsü * Güzel sesle şarkı söylemek![]() HEZECAT (Hezec C ) Yağmur çisiltisi Yağmur sesi![]() HEZELİYAT (Hezl C ) Ciddi olmayan sözler Saçma sapan konuşmalar Deli saçması![]() HEZEYAN Kötü sözler Soğuk şakalar * Sayıklama Saçma sapan konuşma![]() HEZEYANAT (Hezeyan C ) Sayıklamalar * Saçma sapan ve mânâsız konuşmalar![]() HEZF Yaşlı devekuşu ![]() HEZHAZ Keskin kılıç ![]() HEZHAZ Aygırları boyunlarından sıkıp zebun eden yavuz aygır ![]() HEZHEZE Cisimlerin, hava yahut başka bir şey dokunmasiyle titremesi ![]() HEZÎ Ahmak * Vakit, saat![]() HEZÎC Ahmak kimse * Süratle yürüyen kimse![]() HEZÎL Zayıf, arık Bitkin![]() HEZÎM Sağanaklı yağmur * Gök gürültüsü * Koşarken kişneyen at![]() HEZÎMET Bozgunluk, mağlubiyet ![]() HEZÎZ Deprenmek ![]() HEZK şiddetli gök gürültüsü * Uçurmak * Yuvarlamak![]() HEZL Ciddi olmayan söz Saçma, uydurma, yalan konuşmak * Edb: Meşhur bir manzumeye lâtife tarzından nazım yapmak Bu tarzda yapılan nazım![]() HEZLÂMİZ Şaka ile karışık söz Mizahlı kelâm![]() HEZL-GÛ Şakacı Lâtifeci, mizahlı söz söyleyen![]() HEZLİYÂT (Hezl C ) Mizah ve şakayla ilgili söz veya şiirler![]() HEZM Çok çabuk kesmek * Sür'atle yemek![]() HEZM Bozma, mağlub etme, hezimete uğratma * Sıkıştırma, sıkma, bir şeyi sıkıp ezme![]() HEZM Seğirtmek * Taze olmak * Kırmak![]() HEZME Elle basıldığında veya sıkıldığında oluşan çukur ![]() HEZMELE Bir cins yürüyüş ![]() HEZR Saçmasapan, boş ve mânâsız söz ![]() HEZRA (C : Hezrât) Vurmak![]() HEZREME Sür'atle okumak Sür'atli kelâm![]() HEZZ Hızlı okumak * Süratli kesmek![]() HEZZ Hareket ettirmek Depretmek Tahrik![]() HEZZ Vurmak, dövmek * Isırmak![]() HEZZA İnsan topluluğu, hayvan sürüsü ![]() HEZZAM Keskin ![]() HEZZAR Devamlı saçmalayan adam ![]() HEZZUZ Keskin ![]() HI Arabça alfabede dokuzuncu harftir Ebced hesabına göre 600 sayısına işaret eder![]() HIBA' Atâ, bahşiş, hediye ![]() HIBA Yağmurdan korunmak için kurulan çadır Tente![]() HIBAB Sevişmek, muhabbet ![]() HIBAB (C : Havâbibe) Hısımlık, yakınlık, akrabalık, karâbet![]() HIBALE Kement ![]() HIBAT Yüzde olan dağ ve nişân * Davarın ayağında ve uyluğunda yapılan işâret![]() HIBAZET Ekmek yapma mesleği, ekmekçilik ![]() HIBB Muhabbet * Habib Yoldaş![]() HIBB Bahadırlık, kahramanlık * Gammazlık![]() HIBBE Hımhım otunun tohumu ![]() HIBHER Galiz, kaba ![]() HIBIK Uzun, tavil * Hızlı yürüyüşlü at![]() HIBK Yellenmek ![]() HIBNE (C : Hıben) Büyük çıban![]() HIBRAK Yellenme ![]() HIBRE Tecrübe etmek, denemek, sınamak ![]() HIBRE (HABRE) (C : Hıber-Hıberât) Yemeni, alaca renkli bez![]() HIBSE Yaramaz, habis nesne ![]() HIBTE Azıcık süt * Bir içim su![]() HIBVE (HUBVE) (C : Hubâ) Gökyüzüne yayılmış büyük bulut * Dizlerini büküp, mak'adı üzerine oturup, elleri dizleri altından bağlamak * Bele takılan şey![]() HICCE (C : Hıcec) Bir kere haccetmek * Sünnet![]() HIÇKIRIK t Fazla yemekten ve asabi sebeplerden diyaframın kasılması ve akciğerlerdeki havanın şiddetli ve gürültülü bir şekilde dışarı atılması * Boğaz tıkanacak surette ve derinden iç çekerek ağlama![]() HIDA' Hile ![]() HIDAC Eksik, noksan ![]() HIDANE (Bak: Hızane) HIDARE Oturma, ikamet ![]() HIDEB şişman gövdeli kimse ![]() HIDEMAT (Bak: Hidemat) HIDEMM Bahşişi çok olan kimse ![]() HIDÎV f Vezir, âsaf * Kral nâibi * Osmanlı Padişahı Abdülaziz zamanında (1861 - 1876) Mısır valilerine verilen ünvan Sultan Abdülaziz, hıdîv ünvanını Büyük Fuad Paşa'nın arzusu üzerine ilk olarak Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın torunu olan İsmail Paşa'ya verdi (8/6/1867) İsmail Paşadan sonra oğlu Tevfik Paşa, daha sonra da Abbas Hilmi Paşa, Mısır Hıdîvi oldular Mısır hıdîvleri protokol bakımından şeyhülislâm ve sadrazam ile aynı derecede idiler![]() HIDÎVÂNE f Bir vezire veya Mısır hıdîvine yakışır şekil ve surette![]() HIDK Kesmek * İhâta etmek, kaplamak, içine almak![]() HIDN Koltuk altından yan başına varana kadar, kucak * Nahiye * Canip, taraf![]() HIDR Mâni, engel * Perde, hâil![]() HIDRELLEZ (Hıdırellez) Rumi Nisan ayının 23 gününe verilen addır Bu tarih 6 Mayıs'a tekabül eder Doğrusu Hızır ve İlyas'tır![]() HIFA' Her şeyin örtüsü ve perdesi * Kırba örtüsü![]() HIFAF Yeyni, hafif ![]() HIFAZ Gayret * Vefalılık![]() HIFAZ Gelin düğünü ![]() HIFF Hafif, zayıf nesne ![]() HIFFE Yeynilik Hafiflik, zayıflık![]() HIFRÎ Bir otun adı ![]() HIFŞ Küçük ev ![]() HIFY(E) Yalın ayak yürümek ![]() HIFZ Saklama Koruma Siyanet Muhafaza * Ezber etmek Hatırda tutmak Kur'an'ı ezberde tutmak![]() HIFZ-I BİLAD U İBAD Şehirlerin ve şehir ahalisinin korunması ![]() HIFZ-I EMANET Canı muhafaza etme * Bırakılan emaneti koruma![]() HIFZ-I HUKUK Hak ve hukukları muhafaza etme ![]() HIFZ-I KUR'AN Kur'an-ı Kerim'i tamamıyla ezberleme ![]() HIFZ-ÜL LİSAN Dili, günah ve lüzumsuz olan sözlerden korumak Kötü ve fena sözlerden dilini muhafaza etmek (İhtiyaçtan fazla söz söylememek mendubdur )HIFZE (C : Hafâyiz) Gadap etmek, hiddetlenmek, kızmak * Gayret etmek![]() HIFZISSIHHA (Hıfz-üs sıhha) Sağlıklı yaşamak için doğrudan doğruya kişi ve içinde bulunan çevrenin sağlıkla alâkalı şartlarını tetkik edip inceleyen, gerekli tedbirleri olan ve bu çeşit çalışmalardan bahseden hekimlik kolu veya sağlık bilgisi * Sıhhatini korumak Sağlığını muhafaza etmek![]() HIKAB Arap kadınlarına mahsus bir nevi kumaştır, onu bellerine kuşanıp süslerini ve zinetlerini ona takarlar ![]() HIKB (C : Ahkâb) Uzun zaman, dehr![]() HIKBE (C : Hıkeb) Yıl, sene * Seksen yıl![]() HIKD Kin, buğz, adâvet * İntikam almak için fırsat beklemek![]() HIKF Kumun bir yere toplanıp yığılarak tepe gibi olması ![]() HIKK(A) (C : Hukuk - Hıkâk) Üç yaşını tamamlayıp dördüne girmiş deve![]() HIKMIK ETMEK t Bir işten veyahut bir suale cevap vermekten kaçınmak için esassız bahaneler ileri sürmeye çalışmak Tereddütlü davranmak![]() HILA' Göze çekilen sürme ![]() HILAB Yırtıcı hayvan veya yırtıcı kuş pençesi
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#34 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HILABE Aldatmak, hud'a ![]() HILACE Hallaçlık ![]() HILAF (C : Ahlâf) Söğüt ağacı * Muhalefet etmek, karşı gelmek![]() HILAL (C : Ahılle) Diş arasını ayıklamakta kullanılan nesne Dostluk![]() HILAS Kara ile ak arasında olan çocuk ![]() HILAS Her nesnenin dibine çöken ağırlığı ![]() HILB Kalble karın arasında olan perde ![]() HILBİD Küçük deve ![]() HILF Birbirine yardım etmek * Ahdetmek![]() HILF Meme başı ![]() HILFE Muhalefet etmek, karşı gelmek * Biri gidip diğeri geriye gelmek * Biçildikten veya yandıktan sonra biten ot * Sonra biten yemiş![]() HILK Boğaz balgamı ![]() HILK Hükümdar mührü * Çok mal![]() HILKID Kötü ahlâklı ve ağır ruhlu kimse ![]() HILKÎ (Bak: Hilkî) HILL Helâl * Kâbe ile mikat arası![]() HILLE Mekân ismi "Büluğ" mânâsına mastar![]() HILLE Kılıç gediği ![]() HILLÎFÎ Bir kimseyi yerine bırakmak ![]() HILM Dost ![]() HILS (C : Ahlâs) Yünden veya kıldan yapılan ve palas denilen döşek * Büyük ve kuvvetli olan dişi deve![]() HILT Bir şeye karışık, karışmış bulunan * Eski tıbda: Ahlât-ı erbaa (Kan, salya, safra, dalak) dan birisi * Soyu, nesebi karışık kimse![]() HILT-I MAHMUD Vücudun sağlam ve sağlıklı oluşu ![]() HILT-I REDÎ Vücudun hastalanmasına sebebiyet veren madde * Bir şeye karışmış olan şey![]() HILTA İşret * Muaşeret![]() HILYE Güzel sıfatlar, iyi hasletler * Süs, zinet * Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) evsafı ve bundan bahseden kitab![]() HIM' Kurt * Hırsız![]() HIMA Kimsenin giremediği mahfuz otlak * Sultan için korunup hıfz edilen çayır![]() HIMAM Ölüm, mevt ![]() HIMAR (C : Hamir - Humur) Eşek![]() HIMAR (C : Humr-Humur) Kadınların başlarına sardıkları bez![]() HIMARE (C : Hamâyir) Ayak üstü * Havuzun etrafına koydukları taş * Avcıların av vurmak için çevrelerine ev gibi dizdikleri taşlar![]() HIMAS Karnı aç kimseler ![]() HIMASA İnce bellilik ![]() HIMBIL Budala ve miskin ![]() HIMDID Havuz dibinde olan döşeme ![]() HIMHIM Burundan konuşan Sesleri burnundan çıkararak konuşan kimse * Burnundan çıkan ses gibi boğuk * Arap diyarında biten bir ot * Çok siyah![]() HIMLAK (C : Hamâlik) Gözün etrafı![]() HIMRE Bir şeyin bozulup şekil değiştirmesi ![]() HIMS Üç gün deveyi susuz bırakıp, dördüncü günü su vermek * Alaca yemeni bez![]() HIMTAT Ot arasında olur bir nakışlı böcek ![]() HIMVE Hastanın yemek yememesi ![]() HIMYE Tıb: Hastanın, hekim tarafından verilen ilaçlarla kanaat edip ve tavsiyelerine uyup o hududun dışına çıkmaması ![]() HIMYET Yemek yememek Perhiz yapmak![]() HINA (HINNÂ) Kına ![]() HINAF Devenin yulardan burnunu çözmesi * Deve bileğinde olan yumuşaklık![]() HINAÎ Kına satan, kınacı ![]() HINAK (Hanak C ) Kızmalar, darılmalar, kin tutmalar, haset etmeler![]() HINAK İdam ederken boyna geçirilen ip ![]() HINAS (Hünsâ C ) Kendisinde hem erkeklik ve hem de dişilik özelliği taşıyanlar![]() HINAT (Hınta C ) Buğdaylar![]() HINATA Buğday satmak ![]() HINAYE Burun ucu ![]() HINC Her nesnenin aslı * Meyl ettirmek, eğmek, yöneltmek![]() HINCAHINÇ Ağzına kadar ve tıka basa dolu Dopdolu (Bu tabir bir yer veya taşıt için kullanılır )HINCER (C : Hanâcir) Hançer![]() HINDELİS Ağır yürüyüşlü deve ![]() HINDİS (C : Hanâdis) Katı karanlık![]() HINEZKAR Kısa boylu kişi ![]() HINN Cinden bir tâife ![]() HINNA Kına Saça, sakala veya kadınların, parmaklarının uçlarına sürdükleri sarımtırak pembe boya ve bunun esası olan toz![]() HINNAB Uzun boylu ![]() HINNUS (C : Hanânis) Hınzır eniği![]() HINS Bâtıldan hakka veya haktan bâtıla meyletmek Yeminini bozmak Günah![]() HINS-I YEMİN Yemininde durmayıp bozmak Nakz-ı ahd da denir![]() HINSIR Küçük parmak Serçe parmak![]() HINSÎR Alçak, soysuz, âdi ![]() HINTA Buğday ![]() HINTAR Çok acıkmak ![]() HINYE Yay ![]() HINZAB Kısa boylu * Yaban havucu![]() HINZIB (HUNZEB) Kokmuş et parçası Bir lâkap![]() HINZIR (C : Hanâzır) Domuz (Beğenilmeyen birisine hakaret için mecazen söylenir ) * Pis ve katı kalbli kimse![]() HINZİMAN Cemaat, topluluk * Taife![]() HINZÎRE (C : Hınzırât) Hileci ve fitnekâr kadın * Dişi domuz![]() HINZİYAN Faydasız ve mânasız sözler konuşan ![]() HINZÎZ (C : Hanâzız) Enenmemiş veya enenmiş erkek davar![]() HIR Hırıltı * Kavga, dövüş![]() HIRA Mekke-i Mükerreme'nin civarında bulunan ve Hz Peygamber'e (A S M ) ilk vahyin geldiği mağaranın ismidir Bu mağaranın bulunduğu dağa Hırâ dağı denildiği gibi, Harrâ veya Cebel-i Nur da denilmektedir![]() HIRA Zayıf, cılız * Küçük, ufak![]() HIRABE Deve hırsızlığı yapmak ![]() HIRAFE Acılık * Tezlik![]() HIRAK Hareket ![]() HIRAM f Sallanma, salına salına naz ve edâ ile yürüme![]() HIRAMAN f Salınarak naz ve edâ yaparak yürüyen![]() HIRASET Koruma * Bekleme, bekçilik etme, muhafaza etme![]() HIRAŞ f "Tırmalayan, kazıyan" anlamıyla bileşik sıfatlar yapar Meselâ: Dil-hıraş : Gönlü tırmalayan, inciten Samia-hırâş : Kulak tırmalayıcı![]() HIRBA Bukalemun adı verilen keler cinsi * Güneşin bulutlara aksetmesinden hasıl olan renkler![]() HIRBAK Sahabeden bir kimsenin adı ki, ona "Zülyedeyn" de derlerdi * Def'etmek, kovmak * Yellenmek![]() HIRBAŞ Fesâd vermek * Acı bir ot![]() HIRBÜRE Kavun ![]() HIRÇIN Pek inatçı, titiz ![]() HIRDAVAT Ehemmiyetsiz şeyler, öteberi * Demirden mâmul eski âlet (Bak: Hurdevat)HIRED f Akıl, fikir, zihin İnsandaki düşünce ve anlayış kuvvesi![]() HIRED-ÂMUZ Öğreten, öğretici, muallim ![]() HIRED-ÂŞUB f Akıl dağıtan![]() HIRED-FERSA f Akıl yorucu![]() HIRED-MEND (C : Hıredmendân) f Akıllı, anlayışlı![]() HIRED-MENDÎ Akıllılık ![]() HIRED-PESEND Akıllı, zîakıl, düşünen ![]() HIRED-SUZ f Şaşırtıcı, akıl yakıcı![]() HIRFET Geçinmeğe medar (sebeb) olan iş, san'at Devamlı meşgul olunan iş![]() HIRFU' Pamuk ![]() HIRIZMA Azgın hayvanların ağzına veya ayının burnuna takılan demir halka ![]() HIRÎD f Satın alma![]() HIRÎDAR f Alıcı, müşteri, tâlib![]() HIRÎDE f Satın alınan, satın alınmış![]() HIRİSTİYANLIK (Bak: İsevî) HIRK (HIRRÎK) Cömert, kerim ![]() HIRK Törpülemek * Kızgınlıktan dolayı dişini gıcırdatmak * Bir şeyi dürtmek![]() HIRKA Bez parçası Bezden mâmul elbise * Tas: Mânen dünya zevk u safâsından çekilip kendini ibadete verenlerin elbisesine hırka-i tecrîd denir![]() HIRKA-İ SAADET Cenab-ı Peygamber'in (A S M ) İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda gümüş sandık içinde muhafaza edilen hırkasıdır Mısır'ın fethi üzerine Mekke Şerifi tarafından diğer emanat-ı mübareke ile beraber Yavuz Sultan Selim Han'a hediye edilmiştir Hırka-i Şerif de denir (O T D S )HIRKA-İ SAADET DAİRESİ İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda "mukaddes emanetlerin" bulunduğu yer Burada yüzyıllardan beri, başta Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) hırkaları olmak üzere İslâmî nitelikte birçok mukaddes eşya saklanmaktadır Bu eşya Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından, Mısır'ın fethinden (1517) sonra İstanbul'a getirilmiştir![]() HIRKA-İ ŞERİF (Bak: Hırka-i Saadet) HIRKAPUŞ f Hırka giyen, derviş![]() HIRKAPUŞANE f Fakircesine, dervişçesine![]() HIRKAPUŞÎ f Fakirlik, dervişlik![]() HIRKAT Hararet, sıcaklık, yanma ![]() HIRMAN Mahrumluk, mahrumiyet * Ümitsizlik, ye's![]() HIRMAN Yalan, kizb ![]() HIRMELE Akılsız kadın ![]() HIRNIK (C : Harânik) Tavşan yavrusu * Bir şâire kadın![]() HIRPADAK Birdenbire, hemencecik * Uygun bir şekilde, münâsib bir tarzda Tıpatıp![]() HIRPANÎ f Derbeder, perişan kılıklı, pejmürde![]() HIRRAN Boyun eğen, itaat eden, muti ![]() HIRRE Susuzluk ![]() HIRRÎC Bir kimsenin çıkardığı nesne ![]() HIRRÎF Acılığından dili acıtan nesne ![]() HIRRİK (C : Ehrak - Hurrak - Huruk) Cömerd, kerim Zarif![]() HIRRİT (C : Harârit) Delil * Hâzık * Mâhir, maharetli![]() HIRS Aç gözlülük Tamahkârlık * Kızgınlık * Şiddetli istek, arzu * Azgınlık (Hırs ile aculiyet sebeb-i haybettir Zira, müretteb basamaklar gibi fıtrattaki tertibe, teselsüle tatbik-i hareket etmediğinden haris muvaffak olamaz![]() ![]() M )(Arkadaş! Esbab ve vesaiti insan kucağına alıp yapışırsa, zillet ve hakarete sebep olur Meselâ: Kelp, bütün hayvanlar içerisinde birkaç sıfat-ı hasene ile muttasıftır ve o sıfatlar ile iştihar etmiştir Hattâ sadakat ve vefâdarlığı darb-ı mesel olmuştur Bu güzel ahlâkına binaen, insanlar arasında kendisine mübarek bir hayvan nazarıyla bakılmağa lâyık iken, maalesef insanlar arasında mübarekiyet değil necis-ül-ayn addedilmiştir Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek addedilmektedirler Bunun esbabı ise, kelpte hırs marazı fazla olduğundan esbab-ı zâhiriyeye öyle bir derece ihtimam ile yapışır ki, Mün'im-i Hakiki'den bütün bütün gafletine sebep olur Binaenaleyh, vasıtayı müessir bilerek Müessir-i Hakiki'den yaptığı gaflete ceza olarak necis hükmünü almıştır ki tâhir olsun Çünki hükümler, hadler günahları affeder Ve beyn-en-nâs tahkir darbesini, gaflete keffaret olarak yemiştir Öteki hayvanlar ise, vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar Meselâ: Kedi seni sever, tazarru eder Senden ihsanı alıncaya kadar İhsanı aldıktan sonra öyle bir tavır alır ki, sanki aranızda muarefe yokmuş ve kendilerinde sana karşı şükran hissi de yoktur Ancak Mün'im-i Hakiki'ye şükran hisleri vardır Çünki, fıtratları Sânii bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar Şuur olsun olmasın![]() ![]() Evet kedinin "Mır-mır" ları "Yâ Rahim! Yâ Rahim! Yâ Rahim!" dir M N )
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#35 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HIRS-I CAH Makam ve rütbe hırsı ![]() HIRS (Hurs) Takdir, kıyas * Altın veya gümüşten halka![]() HIRS Ayı ![]() HIRS Saklamak ![]() HIRS-BEÇE Ayı yavrusu ![]() HIRSEK f Ayı yavrusu![]() HIRSEME Ayakkabının başı ![]() HIRSİYE Geceleyin çalınan koyun ![]() HIRŞA' Yılan derisi * Yumurtanın üst kabuğu![]() HIRT Erkek keklik * Hastalıktan dolayı, kesilmiş gibi parça parça olan bulaşık süt![]() HIRTOPOZ (Argo) Anlayışsız, kaba, ahmak kimse ![]() HIRTİT Kereviz ![]() HIRVANÎ Tar: Düz yakalı önü ilikli bir çeşit elbisedir Şehzade Abdülmecid'in okumağa başlamasından dolayı yapılan törende, yakınlarının bu elbiseyi giymeleri istenmiş ve bu husus, devletin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de tebliğ edilmişti![]() HIRVAT Hırvatistan halkından veya bu halkın neslinden olan kişi ![]() HIRVATÎ Tar: Sipahilerin başlarına giydikleri külâh tarzındaki başlık ![]() HIRZ Melce' Sığınılacak yer * Tılsım Cenab-ı Hakk'ın muhafaza etmesine dair yazılı duâ * Fık: Bir malın âdet üzere muhafazasına mahsus yer * Muhafaza etmek![]() HIRZ-I CAN Bağrına basıp canı gibi korumak Canı koruyan Canını teslim ederek sığınmak![]() HIRZ-I BİGAYRİHÎ Aslında eşya saklamaya mahsus olmayan, izin almadan girilebilen ve konacak malların yanında muhafızı olan yer (Yol, mescid, meydan gibi)HIRZ-I BİNEFSİHÎ İçerisinde mal ve eşya saklamak için yapılmış, hazırlanmış ve içine izinsiz girilemiyen ev, dükkân, çadır, depo vs gibi mahaller (Kasa, sandık, dolap, çuval da bu hükümdedir )HISA (C : Ahsâ) Sığır tersi![]() HISA' Hayvanın hayalarını çıkarma, eneme, burma * İnsanı hadım etme![]() HISAL (Haslet C ) Hasletler, huylar, tabiatlar Ahlâk![]() HISAL-İ HAMÎDE Medhe ve övülmeğe lâyık güzel huylar, güzel hasletler (![]() ![]() Dost ve düşmanın ittifakı ile ahlâk-ı hasenenin, şahsında en yüksek derecede; ve bütün muamelâtının şehadetiyle secâyâ-yı sâmiye, vazifesinde ve tebligatında en âlî bir derecede ve din-i İslâmdaki mehasin-i ahlâkın şehadetiyle, şeriatında en âlî hısal-i hamîde, en mükemmel derecede bulunduğuna ehl-i insaf ve dikkat tereddüd etmez S )HISAM Düşmanlık, çekişmek, kavga, mücâdele ![]() HISAN Aygır, at ![]() HISAN (Hasna C ) Güzel kadınlar veya kızlar![]() HISAN Mümtaz kimseler, seçkin kişiler ![]() HISANE Berklik, sağlamlık, sertlik, muhkemlik ![]() HISAS Hisseler Paylar Nasipler * Kıssadan alınan dersler![]() HISASE (HISSE) Kabahat * Alçaklık, denâet![]() HISB Ucuzluk, bolluk ![]() HISB Yay avazı Ok atma sırasında yaydan çıkan ses![]() HISIM Soyca ve evlenme neticesinde aralarında bağ bulunanların beheri Akraba![]() HISN Kale Hisar Sığınmağa, korunmağa mahsus sağlam yer![]() HISN-I HASÎN Çok kuvvetli, en sağlam korunma ![]() HISREM Koruk * Bahil kimse![]() HISREME Üst dudağın derisinin sarkık olması ![]() HISS Noksan, eksik ![]() HISS (C : Hısas) Nasip, hisse![]() HISSA (Bak: Hisse) HISSAN Mümtaz ve belirli kimseler Tanınmış iyi kimseler Ekâbirler![]() HISSET (Bak: Hisset) HISSÎS Hâslık ![]() HISSÎSA Bir kimseye, bir şeye mahsus olan hâl ![]() HISVE (HISYE) (C : Haseyât) İki avuç dolusu * Azeryun otu![]() HIŞ'A Doğum anında ölen annenin karnı yarılarak çıkarılan çocuk ![]() HIŞAŞ Başı küçük adam * Küçük başlı yılan * Devenin burnuna geçirdikleri burunduruk * Kuşlardan, dimağı olmayan * Çuval * Cânip, taraf * Sinir![]() HIŞF Geyik yavrusu ![]() HIŞIR Kavun ve karpuzun kabuk kısmı * Olgunlaşmamış kavun * Kötü bir tabaklama neticesinde, bazı kısımları sert kalan deri * Mc: Kaba, görgüsüz ve salak kimse![]() HIŞM f Öfke, hiddet, gazap, kızgınlık![]() HIŞM-ÂLUD (Hışm-gîn, Hışmîn, Hışm-nâk) Kızgın, öfkeli ![]() HIŞM-GÎN f Dargın, öfkeli, kızgın, darılmış, gücenmiş![]() HIŞM-NÂK f Kızgın, öfkeli, hiddetli, hışımlı![]() HIŞT Küçük mızrak şeklinde, ortasında ipten örtülü bir halka olan ve orta parmağa geçirilerek atılan eski bir savaş âleti * Kerpiç * Tuğla![]() HIŞT-I HAM Ham kerpiç Tam pişmemiş kerpiç Güneşte kurutulan kerpiç![]() HIŞT-I PUHTE Fırında pişirilmiş tuğla ![]() HIŞTEK f Küçük kerpiç![]() HIŞT-TABE f Tuğla ocağı![]() HIŞT-ZEN f Kerpiç veya tuğla yapan kimse![]() HIŞV Geyik buzağısı ![]() HIT' Suç, günah Günah işlemek![]() HITAB Sözü âşikâre ve yüzüne söylemek * Seninle gayrin arasında olan kelâm![]() HITABET Hatiplik etmek ![]() HITABİYYE Rafizî taifesinden bir bölük cemaat ![]() HITAM (C : Hutum) Dizgin, yular![]() HITAN(E) Sünnet etmek ![]() HITAR (Hatar C ) Tehlikeler, hatalar![]() HITAR Misli, benzer, denk, eş * Bir çevreyi ihâta edip çevresini dolaşan nesne![]() HITAT (Hıtta C ) Ülkeler, memleketler, diyarlar![]() HITBAN Ebucehil karpuzu ![]() HITBE Huk: Bir kadının nikâhına talib olmaktır Evlenmeyi taleb eden erkeğe: "hâtıb", evlenmesi taleb edilen kadına da "mahtube" denir![]() HITR Az miktar vermek ![]() HITR (C : Ahtâr) Boya otu * Çok miktar deve * Suyu çok olan süt![]() HITRE Azıcık vergi ![]() HITTA Günahlardan istiğfar etmek * Başkasının üzerinden suçluluğu kaldırmak * (C : Hıtat) Diyar, ülke, memleket![]() HITTA-İ CESİME Büyük ülke ![]() HIVA' (C : Ahviye) Suya yakın toplanmış evler * Kaplayıp, toplayıcı olan![]() HIVAN (C : Huvn) Sofra![]() HIVAR Cevap vermek ![]() HIVEL Zeval * Bir yerden başka yere intikal, tahavvül etmek![]() HIVKAL Zayıf olmak, zayıflamak ![]() HIYABAN f Cadde İki tarafı ağaç dikili yol Bahçe yolu İki tarafı ağaçlı muntazam yol * Ortasından su akan ağaçlık yer * Tahrân'da büyük bir caddenin adı![]() HIYABE Ümitsiz ve mahrum olmak ![]() HIYAKE Dokumak ![]() HIYAL Hayvanın kısır olması ![]() HIYAM (Hayme C ) Çadırlar![]() HIYANAT (Hıyanet C ) Hıyanetler, hâinlikler, kahpelikler![]() HIYANET Hâinlik Vefasızlık İtimadı kötüye kullanmak Sözünde durmayıp oyun etmek![]() HIYANET-İ VATAN Vatan hainliği Vatana hıyanet etme![]() HIYANETEN Kötülükte bulunarak, hıyanet ederek ![]() HIYANETKÂR Hıyanet eden Hâin![]() HIYAR Hayırlılar * (C : Hıyârât) Huk: Bir işi yapıp yapmamada serbestlik Genel olarak bir anlaşmadan vaz geçme Hususi bir sözleşmenin fesh veya tasdiki Muhayyerlik Kendisinde böyle muhayyerlik bulunan kimse, yaptığı bir akdi diğer tarafın rızasına hâcet kalmaksızın bozabilir![]() HIYAR-I AYB Bir şeyde mevcud olan bir kusurun akitten sonra meydana çıkmasından dolayı âkitlerden biri için sabit olan muhayyerliktir ![]() HIYAR-I RÜ'YET Bir şey hakkında görülmeden yapılan bir akitten dolayı, âkitlerden biri için görüldüğü zaman sabit olan muhayyerliktir ![]() HIYAR-I ŞART Âkitlerden birinin veya herbirinin akdi, muayyen bir müddet içinde fesh veya icazetle infaz edebilmek hususunda muhayyer olmasıdır ![]() HIYAR-I TAĞRİR Âkitlerden birinin diğer taraftan aldatılarak bir malı gabn-ı fâhiş ile satmasından veya satın almasından dolayı satış muamelesini fesh hususunda muhayyer olmasıdır ![]() HIYAR-I VASF Bir akitte vücudu şart kılınan veya örfen meşhud bulunan mergub bir vasfın mevcud olmaması sebebiyle âkitlerden biri için sabit olan muhayyerliktir (Sağılır diye satılan bir ineğin, sütten kesilmiş olması gibi )HIYARAT (Hıyâr C ) İslâm hukukunda alışveriş meselelerine ait muhayyerlik hususları![]() HIYARE Otsuz, otu olmayan yer ![]() HIYASA Kulak halkası * Dar etmek, darlaştırmak * Dikmek![]() HIYAT (Hâit C ) Perdeler Mânialar![]() HIYAT İplik İbrişim * İğne![]() HIYATA Hıfzetmek, korumak, muhafaza etmek ![]() HIYATA (HIYATET) Terzilik, dikiş dikme işi * Tıb: Ameliyat esnasında kesilip yarılan yerin tekrar kaynaması için dikilmesi * Ameliyatta dikiş için kullanılan bağırsak ve benzeri şeylerden yapılan iplik![]() HIYATET-HANE f Dikimevi, dikişevi, terzihane![]() HIYAZ (El-hıyaz) Havuzlar * Kadınlarda aybaşları, hayız kanları![]() HIYAZ(A) Suya dalmak ![]() HIYAZET İlâve etmek, toplamak ![]() HIYERE Beğenme, seçme Benzerlerinden ayırma * Seçkin, seçilmiş, beğenilmiş, ayrılmış![]() HIYERE-İ NÂS Seçkin kimseler, mümtaz kişiler ![]() HIYERE Küfe yakınında bir şehrin adı ![]() HIYFET Korku Gizlilik ve havf![]() HIYRE f Fersiz ve donuk göz![]() HIYRE-BAHŞ f Göz kamaştıran, aklı durduran![]() HIYRE-ÇEŞM f Kamaşık ve donuk gözlü * Cesur, atılgan * İnatçı, muannid * Utanmaz, hayâsız, arsız![]() HIYRE-DEST f Aldığı işi bozar olan (kimse ) Eli sakar kişi![]() HIYRE-GÎ f Kamaşıklık, donukluk (göz hakkında) Şaşkınlık![]() HIYRE-KÜŞ f Sevilen, mahbub, sevgili * Haksız yere adam öldüren![]() HIYRE-RE'Y f Reyi zararlı olan, kötü reyli![]() HIYRE-SER f Sersem, alık![]() HIYRE-SERANE f Alıkçasına, sersemcesine![]() HIYRE-SERÎ f Alıklık, sersemlik![]() HIZ Sür'at, çabukluk * Gayret, şevk * Fiz: Alınan yolun zamana oranı![]() HIZAB Birşeyi boyamak için hazırlanmış terkib ![]() HIZAC Büyük tuluk ![]() HIZAD Dikensiz ağaç ![]() HIZAK (Hızka C ) Yığınlar, kalabalıklar![]() HIZANE Bir şeyi bir şeye ilâve etmek * Fık: Hak ve salâhiyeti haiz olan kimsenin belirli müddet zarfında çocuğunu besleyip büyütmek ve terbiye etmek üzere yanında bulundurması * Bir şeyi kucağına almak![]() HIZAR Bahçe çevresine yapılan duvar veya çit ![]() HIZB (C Ehzâb) Erkek yılan * Ok atarken yaydan çıkan ses![]() HIZC (C : Ehzâc) Devenin içtiği havuzun dibinde kalan su * Ateş yakmak![]() HIZECR (C : Hazâcir) Karnı büyük kişi![]() HIZF (Bak: Hazf) HIZIR (A S ) İkinci tabaka-i hayat mertebesine mazhar olan ve Kur'an-ı Kerim tefsirlerinde ismi zikredilen bir zât-ı kerim (Bak: Meratib-i hayat)HIZK (HİZAK) Zeyreklik, akıllılık * Ustalık, mahâret![]() HIZK Kuşun terslemesi ![]() HIZKA Yığın, kalabalık ![]() HIZLAN Müflis olmak İflas etmek![]() HIZLAN Rezil olma Rüsvaylık * Aşağı düşmek * Muâvenetini, yardımını terk etmek![]() HIZVE Kadının, kocası yanında hürmetli, izzetli ve mertebeli olması ![]() HIZY Hor ve zelil olmak * Rüsvay olmak![]() HIZZET Mertebe, menzile, derece ![]() HİBA Bahşiş * Kadına kocasından kalan hisse * Vergi![]() HİBA (C : Ahbiye) Abadan veya keçeden yapılmış göçebe çadırı, oba![]() HİBAB Dostluk, sevmek (Bak: Hubb) * (Habb C ) Tohumlar, taneler * Haplar![]() HİBAB Neşat, sevinç, sürur ![]() HİBAK Yarpuz otu * Yelmek![]() HİBAL (Habl C ) Urganlar İpler, halatlar![]() HİBALE (C : Habâil) Maddi ve manevi şeylerde tuzak, ağ * Kement, bağ![]() HİBALE-İ İZDİVAC Evlilik bağı ![]() HİBALE-İ TELBİSAT Gizli, kamufleli tuzak ![]() HİBAS Su bendi
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#36 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HİBAT (Hibe C ) Bağışlar, hibeler![]() HİBB Kurnaz, aldatıcı, hileci kimse ![]() HİBB Seven Dost Muhabbet eden, arkadaş![]() HİBBAN (Hibb C ) Mahbublar, sevgililer![]() HİBBE (C : Hibeb) Yırtık ve eski kumaş parçası Paçavra![]() HİBE Bağışlamak Parasız ve karşılıksız vermek Bağışlanan şey * Hal ve şân![]() HİBE (C : Hıbeb-Hıbâb) Yaban otlarının tohumu![]() HİBEB Habbler Taneler, tohumlar (Hubub da denir)HİBEB (Hibbe C ) Paçavralar Kesilmiş bez veya kumaş parçaları![]() HİBEK (C : Hubük) Rüzgârın lâtif estiği zaman denizde veya kumda meydana getirdiği yol yol kırıntılar ve dalgacıklar Saçların kıvırcıklığından hâsıl olan dalgalanmalar Kelimenin aslı olan "habk" sıkı bağlayıp muhkem kılmak; ve kumaşı sıkı, sağlam ve üzerinde san'at eseri zahir olacak vecihle güzel bir zemin üzere dokumak mânasına gelir (E T )HİBE-NAME f Bir kimseye birşey hibe edip bağışlamak üzere yazılan kâğıt![]() HİBL Yaşlı, ihtiyar * Uzun boylu kimse * Büyük deve![]() HİBLA' Yeyici, yiyen * İt, köpek, kelb![]() HİBR (C : Ahbâr - Hubur) Yahudi âlimi * Salih âlim * Sürur * Ni'met * Mürekkeb * Eser, nişâne![]() HİBRE (Hibret) Bir şeyin iç yüzünü hakkı ile bilmek ![]() HİBRİR (C : Habârîr) Dağ çiçeği![]() HİBRİYYE Kepek ![]() HİBRİZİYY Acem askerlerinden şanlı bir süvârinin adı ![]() HİBS Suyun aktığı yöne konan ve içinde su biriken ağaç veya taş ![]() HİBT (Bak: Hebt) HÎC Deveyi azarlama ve zecir sesi ![]() HİCA Bulmaca, bilmece ![]() HİCA' Hicvetme, yerme Birisi hakkında alay eder tarzda yazılar yazma![]() HÎCA (Bak: Heycâ) HİCA Akıllı * Münasib, lâyık![]() HİCAB Perde Örtü Hâil * Utanma Kendini kusurlu bilip insanlar arasından çekilmek * Men'etmek * Allah ile kul arasındaki perde * Setretmek Gizlemek![]() HİCAB-I ÇİHRE Yüz örtüsü ![]() HİCAB-I EBR Bulut perdesi ![]() HİCAB-I HÂCİZ (Hicab-ı sadr) Tıb: Göğüs ile karın uzuvlarını birbirinden ayıran perde, zar Diyafram![]() HİCAB-I KALB Kalbin boşlukları arasındaki zarların her biri ![]() HİCAB-I MEŞİMÎ Rahim zarı Ana rahminde cenini saran zar![]() HİCAB-I MÜSTABTIN Tıb: Plevra ![]() HİCABAT (Hicab C ) Perdeler * Tılsımlar![]() HİCAB-AVER f Hicab verici, utandırıcı![]() HİCABET Kapıcılık Perdecilik * Teşrifatçılık, mabeyncilerin mesleği Saray memurluğu * Ortaçağ islâm devletlerinde vezirlik * Kâbe perdeciliği![]() HİCABÎ Zar ve perde ile alâkalı ve ona müteallik Perde ve örtüye âit * Mahcub Utangaç![]() HİCAC Hüccet, delil, senet göstererek muaraza ve mübahase eylemek * Tıb: Göz çukuru ve kaş kemiği![]() HİCAL (Hacle C ) Gerdekler, gelin odaları * Çadır kapısına asılan kalın perde![]() HİCAL (Hecl C ) Uçurumlar, derinlikler, yarlar, çukurlar![]() HİCAM Hayvanlara takılan ağızlık ![]() HİCAME Deve ağzına ısırmasın diye takılan ağızlık ![]() HİCAN İyi, kerim kimse * Güzel ve beyaz deve![]() HİCAR (Hacer C ) Taşlar![]() HİCAR Aygır atın ön ayağını arka ayağının birisine sağlamak * Devenin ayağını bileğinden semer ağacına bağladıkları ip![]() HİCARE (C : Hıcer) Su üstünde olan kabarcık * Taş![]() HİCAZ Arabistan'da Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere'nin bulunduğu mıntıka ![]() HİCAZ DEMİRYOLU Şam'dan Hayfa'ya kadar uzanan demiryolu Yapımına 1900'de başlanan bu demiryolunun uzunluğu 1465 km, genişliği ise 1050 m idi Başlıca özelliği tamamıyla İslâm dünyasının yardımı ile yapılmış olmasıdır II Abdülhamid zamanında yapılan bu demiryolu 1908 yılında tamamlanmıştır![]() HİCAZ DEMİRYOLU MADALYASI Şam-Hicaz demiryolunun yapımı için para yardımı bulunanlarla, demiryoluna ait işlerde hizmetleri görülenlere verilmek üzere II Abdülhamid tarafından çıkartılan üç ayrı madalya 16 9 1902 tarihli nizamname ile çıkarılan bu madalyanın bir tarafında "Hamidiye Hicaz demiryoluna hizmet eden hamiyyetmendâna mahsus madalyadır " ibaresi; diğer yüzünde defne dalında bir çelenk içinde Abdülhamid II'in "El-gazi" tuğrası, altta ise lokomotif şekli vardı Bu madalyalar: Altun, gümüş ve nikel olmak üzere üç çeşitti![]() HİCAZÎ (Hicaziyye) Hicaza mensub Hicazla alâkalı * Hicazlı Arap![]() HİCCE Bir defa hacca gitmek ![]() HİCCET-ÜL VEDÂ' Hz Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın dâr-ı âhirete teşrifinden bir sene evvelki son vedâlaşma haccı![]() HİCCÎRA Âdet, usul, kaide ![]() HİCCİRA' Şân * Zât * Âdet![]() HİCCİRE Âdet * Halk![]() HİCER Her nesnenin kenarı ![]() HİCHİC Tatlı su * Erkek koyun![]() HİCİR Başkalarından üstün ve faziletli olan Bir kimsenin sireti ve mesleği Huy, âdet, tabiat![]() HİCİV (Bak: Hicv) HİCR (Hicir) Men'etmek, bırakmak * Şer'an haram olan şey * Semud Kavmi'nin bulundukları vadinin ismi (Bak: Hacr)HİCR SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 15 suresidir![]() HİCR Ayrılık * Başkalarından ayrı fâzıl ve üstün kimse * Sayıklama![]() HİCRAN Uzaklaşma Ayrılık Ayrılıktan gelen keder, sızı, acı Dostluğu ve ülfeti kesmek![]() HİCRAN-I LÂ YEZALÎ Sonsuz ayrılık Ayrılıktan gelen sonu gelmez üzüntü![]() HİCRAN-MEAL Hicran bildiren, hicran anlatan ![]() HİCRAN-ZEDE Ayrılmış, üzüntülü, hicrâna uğramış ![]() HİCRET Bir yerden bir yere göç etmek Kendi memleketini bırakıp başka memlekete taşınmak * Hz Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Mekke'den Medine'ye hicret etmesi İslâmiyetin ilk zuhurunda, şeref ve izzetleri zedelenen Mekke'deki putperest müşrikler daima Hz Peygamber'e su-i kastlar tertipliyorlardı Bu yüzden Peygamber Efendimiz (A S M ) Mekke'yi bırakıp Medinelilerin dâvetini kabul ederek Hz Ebu Bekir (R A ) ile birlikte 622 senesinde hicrete mecbur oldu Bu seneye Hicret senesi denildi İslâm takvimlerinde "tarih", bu seneden başlar ve buna hicret yılı veya hicrî yıl denir (Bak: Takvim-i Arabî)HİCRET-İ NEBEVİYE Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) Mekke'den 622 yılında Medine'ye hicret etmesi![]() HİCRÎ Hicrete ait ve müteallik ![]() HİCRÎ TARİH Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) Mekkeden Medine'ye hicret ettiği günü başlangıç olarak alan tarih Milâdi ve Rumi tarihler gibi oniki ay esasına dayanan hicri sene, Muharrem adı verilen ayla başlar, zilhicce ile sona erer Oniki ayın adları şunlardır: Muharrem, safer, rebiül-evvel, rebiül-âhir, cemaziyel-evvel, cemaziyel-âhir, receb, şaban, ramazan, şevval, zilkade, zilhicce Kamerî aylar yirmidokuzla otuz günleri arasında değiştiği için hicri tarih ile milâdi tarih arasında on günden biraz fazla fark vardır Hicri yahut kameri yılı milâdi yıla çevirmek için şöyle bir formül kullanılır Eldeki hicri yıl sayısının % 3'ü çıkarılır Bulunan sayıya 622 sayısı ilâve edilir Böylece meselâ hicri 1000 yılının yüzde üçü 30 eder Geriye 970 kalır Bu sayıya 622 daha ilâve edilince karşılığı olarak milâdi 1592 yılı bulunmaktadır![]() HİCRİ' Uzun boylu ahmak erkek * Tazı, köpek, kelp![]() HİCRİS Tilki eniği ![]() HİCV (Hiciv) Birini şiir ile zemmetmek, onu gülünç hale koymak Bu şekilde yazılan şiir veya manzume * Alay etmek (Bak: Hecv)HİCVÎ Hicivle alâkalı Hiciv denilen tarz-ı zemme ait ve müteallik olan şeyler![]() HİCVİYYÂT (Hicviyye C ) Edb: Hicivle ilgili manzume ve şiirler![]() HİCVİYYE (C : Hicviyyât) Hiciv tarzında yazılmış manzume![]() HİÇ f Değersiz, kıymetsiz Yok olan, yok denecek kadar az olan![]() HİÇAHİÇ f Hiç Yok Bomboş![]() HİÇÎ f Hiçlik Yokluk![]() HİÇKÂRE f İşi rast gitmeyen![]() HİÇKES f Hiç kimse![]() HİD' Koyunlar ürküp dağıldıklarında, onları durdurmak için söylenen bir kelimedir ![]() HİDA' Hile Düzen kurmak Aldatmak için yapılan oyun![]() HİDAB (Hadeb c ) Kamburluklar, tümsekler, yumruluklar![]() HİDAC Yapılan ibadette kusur, noksan, eksiklik ![]() HİDACE (C : Hadâic) Devenin sırtına yüklenen yük![]() HİDAD Dul olan bir kadının mâtem tutup süsten vazgeçmesi ![]() HİDADET Demircilik ![]() HİDAE (C : Hıdâ') Dölengeç kuşu * Sarfetmek, harcamak![]() HİDAFE Etlilik, şişmanlık ![]() HİDAK (Hadeka C ) Göz bebekleri, hadekalar![]() HİDAM (Hizmet C ) Hizmetler Vazifeler * (Hademe C ) Devenin ayaklarına bağlanan halkalar, kayışlar Ayak bilezikleri, ayak köstekleri![]() HİDAN Ahmak, salak ![]() HİDAS Nihayet, son, netice, bitim ![]() HİDASE Pâk etmek, temizlemek * Kahramanlık, yiğitlik * Abdest bozmak![]() HİDAŞ Tırmalama ![]() HİDAT (Hâdî C ) Hidayeti ve doğru yolu gösterenler![]() HİDAYE Çaylak kuşu ![]() HİDAYET Doğruluk İslâmlık Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak![]() HİDAYET-EDÂ f Hidayete sebeb olan Hidayet verici![]() HİDB Arkası yumru kimse, kambur ![]() HİDBAR (HİDBÎR) (C : Hadâbir) Zayıflığından arkasında eti kurumuş deve![]() HİDC (C : Ahdac-Huduc) Yük * Deveye konulan mahfel![]() HİDDET Öfke Kızgınlık Gadab Dargınlık Hışım * Keskinlik![]() HİDDET-İ BASAR Görüş keskinliği ![]() HİDDET-İ HAVÂS Duyguların keskinliği ![]() HİDDET-İ SEYF Kılıç keskinliği ![]() HİDDET-İ ZEKÂ Akıl üstünlüğü, zekâ keskinliği ![]() HİDDÎS Çok sözlü, çok konuşan ![]() HİDEMAT (Hizmet C ) Hizmetler Vazifeler Hizmetliler![]() HİDEMAT-I ÂMME Umuma ait vazifeler Kamu görevleri Millete fayda veren hizmetler![]() HİDEMAT-I İMANİYE İmâni hizmetler (Kur'an-ı Kerim'i ve mânâsını öğrenmeğe vesile olmak; imâni şüphelerin giderilmesine çalışmak; İslâmiyetin, hak din olduğunu isbat etmek veya isbâta vesile olmak gibi ) Görülen hizmetler Eşyanın ve mahlukatın lisan-ı hâl ile esmâ-i İlâhiyeye ait yaptıkları tesbih ve ibadetleri![]() HİDEMAT-I ŞAKKA Taş taşımak, toprak kazmak gibi, mahkûmlara yaptırılan ağır hizmetler ![]() HİDFE İnsan cemaati, insan topluluğu ![]() HİDMEL Eski kaftan, eski elbise ![]() HİDMET (Bak: Hizmet) HİDROELEKTRİK Fr Su gücünü kullanarak elde edilen elektrik![]() HİDROELEKTRİK SANTRALI Su gücünü kullanarak elektrik üreten fabrika veya merkez ![]() HİDROFİL Fr Suyu kolayca emen madde![]() HİDROJEN Fr (Bak: Müvellid-ül ma')HİDSAN Sonradan olmuş nesne ![]() HİFAF Tavaf etmek * Ziynet vermek * Yan, taraf![]() HİFF Yağmurunu döküp hafiflemiş bulut * Biçilmediğinden tanesi dağılmış ekin * Bir nevi balık![]() HİFFET Hafiflik * Mc: Onurlu ve vakarlı olmamak Temkinsizlik Akılsızlık Hoppalık![]() HİFFET-İ MİZAC Hafifmeşreblik Hoppalık![]() Hİ'HA' Bir sapı kara ot ![]() HÎK Tulum HİK (Heykal-Heykam) : Devekuşunun erkeği * İnce uzun![]() HİKAL Zayıflık, süstlük ![]() HİKAYAT Hikâyeler ![]() HİKÂYE (Hikâyet) Bir hâdiseyi anlatmak Anlatma * Olmuş bir hâdise![]() HİKÂYE-NÜVİS f Hikâye ve roman yazarı Hikâyeci, romancı![]() HİKÂYE-PERDÂZ f Hikâye anlatan, hikâye ve roman söyleyen![]() HÎKÇE f Küçük tulum![]() HİKEM (Hikmet C ) Hikmetler![]() HİKEMÎ Hikmet ve düşünceye ait ![]() HİKEMİYYAT Hikmet ve felsefeye âit söz ve düşünceler Yeni yeni bilgiler veren kıssalar, ibret verici hâdiseler bildiren yazılar, sözler![]() HİKKA Dört yaşına basan dişi deve ![]() HİKKAB Uzun boylu, büyük karınlı kişi ![]() HİKKE (C : Hikek) Kaşıntı![]() HİKMET İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı Hakîmlik Eşyanın ahvâlinden, hârici ve bâtini keyfiyetlerinden bahseden ilim (Buna İlm-i Hikmet deniyor) * Herkesin bilmediği gizli sebeb Kâinattaki ve yaradılıştaki İlâhî gaye * Ahlâka ve hakikata faydalı kısa söz * Sır * Bilinmeyen nokta İlim, adâlet ve hilimin birleşmesinden doğan değerli sıfat * Kuvve-i akliyenin vasat mertebesidir Hakkı hak bilip imtisal etmek, batılı batıl bilip içtinab etmektir * Allah'a itaat, fıkıh ve sâlih amel * Akıl, söz ve hareketteki uygunluk * Hak emre uymak * Allah'ın yarattıklarında tefekkür (Bak: Felsefe)HİKMET-İ AMELİYE Pratik bilgi ![]() HİKMET-İ ÂMME Her şeyin alakâlı olduğu İlâhî gaye Her şeyi kanun ve nizamına itaat ettiren umumi faydalar Yaratılıştaki, kâinattaki umumi ve ilâhi gaye![]() HİKMET-İ ATİKA Eski hikmet ![]() HİKMET-İ BEDAYİ' f Güzel sanat bilgisi Güzel san'at sevme (estetik)![]() HİKMET-İ EFGAN f Ağlayıp sızlamanın hikmeti Feryadın, inleyişin gizli sebebi![]() HİKMET-ÜL EŞYA Eşyanın hikmetleri Fizik, kimya, botanik gibi ilimler![]() HİKMET-İ İLÂHİYE Allah'ın hikmeti Mahlûkatın yaratılışında Allah'ın gayeleri![]() HİKMET-İ KUR'ANİYE Kur'an'a mahsus hikmet (Amma Hikmet-i Kur'âniye ise; nokta-i istinadı, kuvvete bedel hakkı kabul eder Gâyede menfaate bedel fazilet ve rızâ-yı İlâhîyi kabul eder Hayatta düstur-u cidal yerine düstur-u teâvünü esas tutar Cemaatlerin râbıtalarında; unsuriyet, milliyet yerine râbıta-i dinî ve sınıfî, ve vatanî kabul eder Gayâtı, hevesât-ı nefsâniyenin tecavüzatına sed çekip ruhu maâliyata teşvik ve hissiyat-ı ulviyyesini tatmin eder ve insanı kemâlât-ı insaniyeye sevk edip insan eder![]() ![]() Hakkın şe'ni, ittifaktır Faziletin şe'ni, tesanüddür Düstur-u teâvünün şe'ni, birbirinin imdadına yetişmektir Dinin şe'ni, uhuvvettir, incizabdır Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni saadet-i dâreyndir S )HİKMET-İ MADDE İşin hikmeti ![]() HİKMET-İ SAMEDÂNİYE Samed olan Allah'ın hikmeti ![]() HİKMET-İ TABİİYE Fizik bilgisi ![]() HİKMET-İ TECRÜBİYE Tecrübeye dayanan hikmet ve ilim ![]() HİKMET-İ TEŞRİ' (Hikmet-i teşriiye) Şeriata dayanan kanun yapma ilmi Şer'î ve Rabbanî kanunların hikmeti![]() HİKMET-AMİZ f Hikmetli, hikmetle karışık, hikmeti içine alan![]() HİKMET-AMUZ f Hikmetli * Hikmet öğreten![]() HİKMET-EDA f Hikmetli![]() HİKMET-FEŞAN f Hikmet neşreden, hikmet yayan![]() HİKMET-FÜRUŞ f Hikmet bildiğini iddia eden, hikmet satan![]() HİKMET-NÜMA f Hikmet gösteren![]() HİKMET-ŞİNAS f Hikmet bilen![]() HİLA' (Hil'at C ) Hükümdar veya vezirler tarafından bir kimseye mükâfat olarak giydirilen kaftanlar, hil'atlar![]() HİLAB İçine süt sağılan kab
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#37 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HİLAF Ters, karşı, zıd Karşı koymak Muhalefet etmek![]() HİLAF-I ÂDE Âdet ve kaidenin aksine Kaide ve nizama aykırı![]() HİLAF-I HAKİKAT Hakikata muhalif Gerçeğe ve hakikata zıt![]() HİLAFEN Zıd olarak Hilaf olarak![]() HİLAFET Bir kimseye halef olmak ve onun yerine geçmek * Din ve dünya işlerinde umumi reislik İmam-ül Mü'minîn olan zât, şer'î hükümlerin icrasında Peygamberimiz Hz Muhammed'e (A S M ) halef olduğu için hilafet vazifesini alana Halife denmiştir Buna İmamet-i Kübra da denir Hilafet, 1517 (Hi: 923) tarihinde Abbasilerden Osmanlılara intikal etmekle, hilafet ve saltanat birleşmiş oldu Hilafeti Sultan Selim Han'a terkeden Mısır'da son Abbasi Halifesi El-Mütevekkil idi (İslâmiyetin himayesi ve i'lâsı, şer'î hükümlerin ve cezaların icra ve ikamesi, askerin techizi, öşür ve zekâtın toplanması ve emsâli muâmelât için ümmet üzerine imâm tâyini farzdır Halife şer'î hükümlerle idare ve hareket etmekle mukayyettir Bizzat kendi arzusuna göre hareket edemez ve şeriata muhalif bulunamaz Bu itibarla da halife, hukuk nizamı ile kayıtlıdır ve seçimle başa geldiği için bir "İslâm Cumhuriyetinin Reisi" olmuştur İslâm âlimleri, ilim, adâlet, kifâyet ve rey' ve ilmin sıhhati için a'za ve havassa âit selâmet olmak üzere dört şartın bulunmasını icmâen şart kılmışlardır İslâm diyaneti ve siyasetinde Hâkim, ancak Cenab-ı Hak'tır Hilafet makamı İlâhî ahkâmı tatbik ve halkı iyi idare ile muvazzaftır ) (Bak: Halife)(Eğer desen: Hilafet-i İslâmiye noktasında İmam-ı Ali'nin fevkalâde iktidarı, hârikulâde zekâsı ve yüksek liyakatiyle beraber seleflerine nisbeten muvaffakiyetsizliği nedendir?Elcevab : O mübârek zât, siyaset ve saltanattan ziyade, daha çok mühim başka vazifelere lâyık idi Eğer tam muvaffakiyet-i siyasiye ve tamam saltanat olsaydı, "Şâh-ı Velâyet" ünvan-ı mânidarını bihakkın kazanamıyacaktı Halbuki zâhirî ve siyasî hilafetin pek çok fevkinde manevî bir saltanat kazandı ve Üstad-ı Küll hükmüne geçti; hattâ kıyamete kadar saltanat-ı manevîsi bâki kaldı M )HİLAFET-İ SENİYYE Büyük, yüce hilafet Osmanlı Devleti hilafeti![]() HİLAFETNAME Tarikata intisab ile usulü dairesinde belirli mevkilere çıkarak irşad mertebesine yükselenlerden isteklilerin irşad ve terbiyesine ruhsat ve izni mutazammın şeyhi tarafından verilen mühürlü vesika ![]() HİLAFETPENAH f Hilafetin dayanak yeri Halifeliği haiz bulunan, hilafeti koruyan kimse Halife, padişah![]() HİLAFGİR (C: Hilâfgirân) f Zıt düşüncede olan, karşı fikirde bulunan, aleyhinde olan![]() HİLAF-GİRÎ f Muhalif taraftan olma, karşı tarafı tutma Hilafgirlik![]() HİLAFINA Zıddına, tersine, aksine ![]() HİLAFÎ Hilafa, ihtilafa sebeb olana dair ![]() HİLAF-ÜL-ÂDE Kaide ve usule karşı ![]() HİLAL Sâfi ve halis * Sıdk ile dostluk etmek * Ara Aralık * Zaman ve vakit * İki şey arasına sokulmuş olan * Buluttan yağmurun çıktığı yer * Gr: Bir kelimenin aslını ve ondan türeyenleri gösteren tertip * Kulak ve diş karıştırmak gibi şeylerde kullanılan ucu sivri nesne![]() HİLAL-İ SÜTUR Satırların aralığı Satırlar ortası![]() HİLÂL Yeni ay şekli Yeni ay * Fık: Yay şeklinde görülen her yeni aya ve her ayın üçüncü gecesine kadar aya hilâl denir 26 ve 27 nci gecelerdeki aya da hilâl, onda sonrakileri kamer denir * Cami kubbeleri ve minâre külâhları tepesine konulan alemlerin hilâl şeklinde olan uç kısmı![]() HİLÂL-İ AHDAR Yeşilay ![]() HİLÂL-İ AHMER Kırmızı ay Kızılay'ın önceki ismi![]() HİLÂL-İ ÎD Bayram hilali Bayram edileceğinin anlaşılmasına sebeb olan hilâl![]() HİLÂL-İ SAVM Oruç hilâli Ramazanın geldiği kendisi görünmekle bilinen hilâl![]() HİLÂLE Ay ağılı, hâle ![]() HİLÂL-EBRU f Kaşı ay gibi olan Hilâl kaşlı Yeni ay gibi kaşı olan![]() HİLALET Samimi dostluk ![]() HİLALÎ Yeni ay şeklinde olan * Bir yazı stili![]() HİLALÎ SAAT Kalıbı gümüş olmayıp bakır veya tombak olan eski saatlere verilen addır ![]() HİLASÎ (Hilâsiyye) Zenci ile beyaz melezi ![]() HİLAŞ f Gürültü, kavga, patırtı, şamata![]() HİL'AT Yüksek makamdaki zatların beğendiği kimseye ve takdir edilen zevata giydirdiği kıymetli, süslü elbise Kaftan![]() HİL'AT-İ FÂHİRE Çok kıymetli ve değerli olan kaftan ![]() HİL'AT-İ HASS-ÜL HAS Tar: En değerli kumaştan yapılan hil'atler için kullanılan bir tâbirdir Bu türlü kaftanlar şeyh-ül İslâm, sadrazam ve Mekke şerifi gibi en yüksek derecedeki devlet memurlarına giydirilirdi![]() HİL'AT-I VEDÂ Tar: Osmanlılar zamanında saraya misafir edilen kimselere ayrıldıkları zaman giydirilen hil'at ![]() HİL'AT-I VÜCUD Vücud elbisesi Ruhun,içinde bulunduğu ten elbisesi Cesed![]() HİL'AT-DUZ f Kaftan diken, terzi![]() HİLB Asma yaprağı * Ciğer * Tırnak * Tarp bitkisi * Zampara genç![]() HİLBACE Ahmak ![]() HİLBİLAB Sarmaşık ![]() HİLBİSE Şey ![]() HİLBUS Ahmak ![]() HİLCAB Büyük çömlek ![]() HİLE Sed Hâil * Çare * Maslahat ve hayırlı işlerde tedbirli ve tecrübeli olmak * Aldatacak tarz ve tedbir Fend Mekir Dabara * Zeval ve intikal * Sahtekârlık, yalancılık, düzenbazlık![]() HİLE-İ ŞER'İYE Müşkül bir mes'eleyi, şer'i esaslar üzeri, hazakatla hall ve izah etmek ve şer'an muahaze ve mes'uliyeti mucib olmayacak surette te'vilini bulmaktır Bu tabir kanuna, yani şeriata karşı irtikâb edilen, hile, oyun, aldatma veya şer'î bir hükmü bertaraf etmek mânasına olmayıp, ancak karışık bir durumun ve mes'elenin kanuni ve şer'i hal çaresini bulmak demektir Buna, mahlâs-ı şer'i (Şer'i kurtuluş) da denir (O S )HİLEBAZ f Hileci, yalancı, düzenbaz, oyuncu![]() HİLEKÂR f Hileci, hilebâz![]() HİLEKÂRANE f Hilekârcasına, hile yapanlar gibi![]() HİLEKÂRÎ f Hilekârlık![]() HİLEPERDAZ f Hile yapan, hileci![]() HİLESAZ f Oyuncu, düzenbaz, hileci![]() HİLF (C : Ahlâf) Sözleşme, söz verme * Yardımlaşma, dayanışma Birlik maksadıyla ittifak![]() HİLHAL (C : Helâhil) Hallacın bezi iyi dokuması * Seyrek kalbur![]() HİLÎTEC Hindistan eriği ![]() HİLKAM Arslan, esed *İri yapılı, cüsseli, şişman![]() HİLKAT Doğuştan gelen vasıf Yaratma Yaratılış![]() HİLKATEN Yaratılıştan Doğuştan![]() HİLKIYYAT Yaratılışla alâkalı, hilkatte olan evsaf ![]() HİLKIYYET Yaratılışta olma, hilkî olma ![]() HİLKÎ Hilkate âit, yaratılıştan Yaratılışa dâir Yaratılışta * Zâti![]() HİLL Helâl Yapılması günah olmayan * Harem-i Kâbe ile mikat arası, hac zamanında Mekke-i Mükerreme dışında ihrama girilen yerin haricinde bulunan saha![]() HİLLE İstasyon, durak ![]() HİLLET Bir yere konup istirahat eden cemaat * Yorgunluk Kırgınlık * Boşanmış kadının iddet müddetinin sona ermesi![]() HİLLET (C : Hillel - Hilâl) Samimi ve cân-ı gönülden olan dostluk En güzel takdir edici ve samimi arkadaşlık * Kılınç gediği * Nakışlı deri * Ağızda bâki kalan dişler * Dişler arasında kalan yemek artığı![]() HİLLEVF Kocamış, ihtiyarlamış * Yalancı, hilekâr![]() HİLM Doğuştan olan huy yumuşaklığı Şiddete tahammül Nefsini heyecandan korumak * Vakar Sükûn![]() HİLM-İ HİMARÎ İfrat derecede yavaşlık, yumuşak huyluluk ![]() HİLMAN Çok, kesir ![]() HİLMÎ Hilm'e ait ve hilm'e bağlı ![]() HİLMİYYET Yumuşaklık, yavaşlık, yumuşak huyluluk ![]() HİLV Boş oluş Boşluk (Bak: Hulüv)HİLYA' Yırtıcı hayvanların küçüğü ![]() HİLYE Güzel sıfatlar Süs Zinet Cevher Güzel yüz * Kılıcın sapındaki veya kınındaki zinet * Suret Hey'et Görünüş![]() HİLYE-İ ŞERİF Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) mübarek vasıflarını anlatan manzum veya nesir halindeki yazı![]() HİLYUN Marçopa denilen ot ![]() HİM Huy, mizac, tabiat ![]() HİM Deveye ârız olan susuzluk hastalığı * Kürtçede: Temel, esas![]() HİMAL Yük getirmek, yük taşımak ![]() HİMALE (C : Hamayil) Kılıç kayışı![]() HİMAN Susuz, susamış ![]() HİMAR Merkep Eşek![]() HİMARÎ Himarla alâkalı * Eşek gibi![]() HİMAYE Koruma Korunma Muzır şeylerden muhafaza etme![]() HİMAYE-İ ETFAL CEMİYETİ Çocuk Esirgeme Kurumu ![]() HİMAZE Katılık, şiddet ![]() HÎME f Kütük, odun, kereste![]() HİMEM (Himmet C ) Himmetler![]() HİML Yük Taşınan ağırlık![]() HİML-İ CESİM Ağır yük ![]() HİMLAC Kuyumcular körüğü ![]() HİMM Suyu çok olan kuyu ![]() HİMMET Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi * Tabiî şevk ve meyil ve heves * Lütuf, yardım (Bak: Mahiyet)Himmet kelimesinin çok geçtiği bir ders:(S - Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?C - Hayat bir faaliyet ve harekettir Şevk ise matiyyesidir İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan ye's rast gelir Kuvve-i maneviyesini kırar Siz o düşmana karşı kılıcını istimal ediniz Sonra müzahametsiz olan hakkın hizmetinin yerini zapt eden meylüttefevvuk istibdadı hücuma başlar Himmetin başına vurur, atından düşürttürür Siz hakikatını o düşmana gönderiniz Sonra da ilel-i müteselsiledeki terettübü atlamakla müşevveş eden aculiyet çıkar, himmetin ayağını kaydırır Siz yu siper ediniz Sonra da, medeni-i bittab' olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramağa mükellef olan insanın âmâlini dağıtan fikr-i infiradî ve tasavvur-u şahsî karşı çıkar Siz de: olan mücahid-i âli-himmeti mübarezesine çıkarınız Sonra başkasının tekâsülünden görenek fırsat bulup, hücum edip belini kırar Siz de: olan hısn-ı hasîni himmete melce' ediniz Sonra da acz ve nefsin itimadsızlığından neş'et eden ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor Himmetin elini tutup oturtturur Size de: olan hakikat-ı şâhikayı üzerine çıkarınız Tâ o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin Sonra Allah'ın vazifesine müdahale eden dinsiz düşman gelir Himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder Siz de: olan kâr-âşinâ ve vazife-şinas olan hakikatı gönderiniz Tâ onun haddini bildirsin Sonra umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylürrahat geliyor Himmeti kaydeder, zindan-ı sefalete atar Siz de: olan mücahid-i âli-cenabı, o cellâd-ı sehhara gönderiniz Evet size meşakkatta büyük rahat var Zira fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı yalnız sa'y ve cidaldedir )(Münazarat) (Velilerin himmetleri, imdatları, manevî fiilleriyle feyiz vermeleri, hâlî veya fiilî bir duadır Hâdî, Mugîs, Muîn ancak Allah'dır Fakat insanda öyle bir lâtife, öyle bir hâlet vardır ki, o lâtife lisaniyle her ne sual edilirse velev ki fâsık da olsun Cenab-ı Hak o lâtifeye hürmeten o matlubu yerine getirir O lâtife pek uzaktan bana göründü ise de teşhis edemedim M N )HİMYAN Dirhem koydukları kap ve kemer ![]() HİMYATA (Süryanicedir ve Tevrat'ta geçer ) Resul-ü Ekrem Hz Muhammed'in (A S M ) İbranice bir ismidir![]() HİMYE Perhiz Yiyecek ve içecekte sıhhat için gösterilen ihtimam ve dikkat![]() HİMYEVÎ Perhiz ile alâkalı ![]() HÎN An, zaman, vakit Sıra Çağ * Kıyamet![]() HÎN-İ HÂCET İhtiyaca göre, ihtiyaç vakti ![]() HÎN-İ SEFER Yolculuk * Ölüm zamanı Sefer zamanı![]() HÎNA f Şarkı söyleme![]() HİNÂ-GER f Şarkıcı, şarkı söyleyen![]() HİNA' Hayvanın kösneyip erkek istemesi ![]() HİNA Hurma salkımı * Bir çeşit katran![]() HÎNA Kİ Vakta ki, ne zaman ki ![]() HİNAS (Hünsâ C ) Kendilerinde hem erkeklik, hem de kadınlık alâmetleri bulunan kimseler![]() HİNBER (C : Henâbir) Eşek sıpası![]() HİND Hindistan'ın kısa adı * Bir kadın adı (Asr-ı saadette Hazret-i Hamza'nın ciğerlerini yiyen kadın, Ebu Süfyan'ın karısı ) * Fetva metinlerinde kadını temsil etmek üzere kullanılan umumi isimlerden birisi Diğerleri: Fatıma, Hatice, Zeyneb![]() HİNDEB (Hindebâ-Hindebâe) Hindibâ, gündöndü çiçeği ![]() HİNDÎ Hind'e ait * Hind ahalisinden olan, Hindli * Bugün konuşulan Hind dillerinin en yaygın ve tanınmış olanı * Güzel sanatlarda kullanılan ve Hind'de yapıldığı için de bu ismi alan bir kağıt cinsi![]() HİNDU f Satürn (Zühal) gezegeni * Benek, ben * Hind'in Brahman ahalisinden olan * Hindliler gibi pek esmer adam![]() HİNDUBAR f Yazı hokkası![]() HİNDUVANE f Kavun, karpuz![]() HİNDUVANÎ Hindî kılıç ![]() HİNE Onurlu olma hâli, gururluluk ![]() HÎNE Bir vakit ![]() HÎNEİZİN (Zaman zarfı) o zaman, o sıra ![]() HÎNEN Zamanca, vakta, vakitçe, zaman olarak ![]() HÎN-İ HACETTE Lüzumlu zamanında, ihtiyaç olduğu vakit ![]() HİNK Kır at ![]() HİNME Boncuk adı
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#38 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HİNNA' Kanat ![]() HİNNE Cinnet, cünun, delilik ![]() HİNOĞLU Zamanın adamı, açıkgöz, hilekâr kimse İblis, şeytan, zamane, cin fikirli![]() HİNS (C: Ahnâs) Günah * Yemin * Ahdi bozmak * Ağır yük![]() HİNSARE Küçük ve kısa ![]() HİNV Eyer ağacı * İyeği kemiğinin eğrice ucu![]() HİPNOTİZMA (Bak: İpnotizma) HİPODROM Fr At yarışlarının yapıldığı alan![]() HİPOTENÜS Fr Mat: Bir dik üçgende dik açının karşısında bulunan kenar (Diğer kenarların her birerlerinden büyük, toplamlarından küçüktür )HİPOTEZ (Bak: Faraziye) HİR Bir çeşit çiçek ![]() HİRABE Şehir dışındaki yerlerde yapılan eşkiyalıklara katılma Dağlarda yapılan haydutluklarda bulunma![]() HİRAKA Su dökmek ![]() HİRAKL Bir Rum padişahı ![]() HİRAM f Salınarak eda ve naz ile yürüme![]() HİRAM (Herem C ) Piramitler, ehramlar![]() HİRAMİS (HİRMİS) İnsanın üstüne sıçrayıp hamle eden arslan ve kaplan eniği ![]() HİRAN Yavuzluk etmek * Muti olmamak, itaat etmemek![]() HİRAS f Korku Şaşırıp bozulmak, ürküp çekinmek![]() HİRASAN f Korkak, ürkek, korkan, çekinen![]() HİRASE f Bostan korkuluğu Korkutacak şey![]() HİRASET (Bak: Harâset) HİRAVE Değnek, asâ ![]() HİRBA Bukalemun denen bir hayvan * Mc: Devamlı fikir değiştiren kimse![]() HİRBİZ (C : Harâbize) Mecusilerin ateşinin hizmetkârı![]() HİRC (C : Ahrâc) Yılan başı dedikleri ufak beyaz boncuk * Günah * Göz kamaşmak![]() HİRCAB Uzun * Büyük çömlek![]() HİRCAS Gövdeli, iri vücutlu, cesim ![]() HİRDEBE Korkak, ihtiyar, yaşlı kimse ![]() HÎRE (Bak: Hıyre) HİRED-AMUZ f Öğretmen, muallim![]() HİREF (Hirfet C ) Meslekler, san'atlar![]() HİREK Karaman koyunundan daha küçük yapıda, yassı ve geniş kuyruklu bir koyun cinsi ![]() HİRFET (C : Hiref) Meslek, san'at![]() HİRMAN Mahrum olmak, mahrum kalmak (Aslı, mahrum etmektir)HİRMAS Arslan, esed ![]() HİRMEN f Harman![]() HİRMET Cima şehveti ![]() HİRR Kedi ![]() HİRRE Dişi kedi ![]() HİRSA Azıcık derisi yarılan baş yarığı ![]() HİRSIYAN Karın derisinin içi * Fil derisinin içi![]() HİRŞEMM Yumuşak taş ![]() HİRTA (C : Hırâ) Zayıf dişi koyun![]() HİRTAL Uzun, tavil ![]() HİRVAL (Hervele) Yürümek ile koşmak arasında bir nevi yürüyüştür ![]() HİRZUN Bir küçük canavar ![]() HÎS Ürkmek * Kaçmak, firar![]() HÎS Meşelik * Arslan yatağı![]() HİSA (C : Ahsâ) Kumlu yerde olan dibi yakın kuyu![]() HİSAB (C : Hisâbât) Hesap, aritmetik![]() HİSAB-I AMELÎ Mat: Pratik hesap, aritmetik ![]() HİSAB-I NAZARÎ Mat: Teorik hesap ![]() HİSABA ÇEKMEK Hesap sormak, hesap aramak ![]() HİSABÎ Hesabını iyi bilen * Mc: Tamahkâr, cimri, hasis, eli sıkı![]() HİSAL (Bak: Hısal) HİSAN Aygır, damızlık erkek at ![]() HİSAR (Hasr dan) Etrafını alma, kuşatma * Kale Etrafı istihkâmlı yer![]() HİSAR ERİ Kale muhafızı ![]() HİSARLI Hisarla çevrili yer * Hisarda oturan, kalede mukim * Ask: Sınırlarda bulunan şehir ve kalelerde topçuya ait hizmetlerde kullanılan bir sınıf asker Bunlara İstanbul'dan gönderilen "topçuağası" kumanda ederdi Hisarlılar, bölük ve ortalara ayrılmamıştı Sayıları sınırlı ve sabit değildi![]() HİSBAN Zan * İtikat![]() HİSBE Ecir, sevap * İslâm hukukunda, devlet muhasebesi Muhasebe dairesi * Huk: Hisbe, daha sonraki çağlarda zabıta, çarşı zabıtası, ahlâk zabıtası gibi değişik müesseselerin adı oldu![]() HİSÎL Dağ ağaçlarından bir cins * Kısa boylu adam![]() HİSKİL (C : Hasâkil) Her canavarın yavruları içinde küçük olanı![]() HİSL (C : Husul) Yumurtasından yeni çıkmış olan kertenkele yavrusu![]() HİSREME Üst dudağın ortasında olan daire ![]() HİSS Duymak Farkına varmak Duygu * Bir kimsenin haline acıyıp rikkat ve şefkat eylemek * Bir şeyi idrak edip şuur hâsıl eylemek Bedendeki his uzuvlarından birisini müteessir eden bir şeyin mevcudiyetini idrak eylemek![]() HİSS-İ KABL-EL VUKU' Bir şeyi vukuundan önce hissetmek ![]() HİSS-İ SÂDİS Altıncı hiss, altıncı duygu (Kalb ile vicdan, mahall-i iman Hads ile ilham, delil-i iman Bir hiss-i sâdis, tarik-ı iman Fikr ile dimağ, bekçi-i iman) (Lemaat dan)HİSS-İ SELİM Selim his Her çeşit zarar verebilecek olan, müsbet olmayan ve şerre giden şeylerden kendini koruma hissi * Sağlam ve insanı yanıltmayan his![]() HİSSE Pay Nasip Kısmete düşen kısım Vârise intikal eden kısım![]() HİSSE-İ MÜFREZE Fık: Bir toprağın taksiminde vârislerden her birisinin hissesine isabet eden yer ![]() HİSSE-İ ŞÂYİA Fık: Müşterek bir malın her bir cüz'üne sirayet eden hisse, pay * Ortaklar arasında taksim edilmemiş olan müşterek mal Meselâ: Bir kitaba, bir kaç kişi ortak ve taksim de mümkün değil ise; her hissedarın kitabın umumuna sahip olması![]() HİSSEÇİN f Hisse alma, pay alma![]() HİSSEDAR Hisse sâhibi, hissesi olan ![]() HİSSEMEND f Hisseli olan Pay alan, nasipli * Ders alan![]() HİSSEN His itibariyle, duygulanarak, hislenerek ![]() HİSSE SENEDİ Sermayesi paylara bölünebilen ticaret şirketlerinde, ortalıkdan doğan hakları ve sermaye payını temsil eden değerli evrak ![]() HİSSET Cimrilik Bahillik Tamahkârlık * Alçaklık![]() HİSSEYAB f Hisselenen Faydalanan Hisse alan![]() HİSSÎ Duyguya ait, hisse müteallik Ruhen ve kalben anlaşılan Aklı muhakeme ile olmayıp his ile olan![]() HİSSİYAT Duygular Hisler (İnsanda binlerle hissiyat var Herbirisinin aşk gibi iki mertebesi var Biri mecâzi, biri hakiki Meselâ: Endişe-i istikbal hissi herkeste var; şiddetli bir surette endişe ettiği vakit bakar ki, o endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde senet yok Hem rızk cihetinde bir taahhüd altında ve kısa olan bir istikbal, o şiddetli endişeye değmiyor Ondan yüzünü çevirip, kabirden sonra hakiki ve uzun ve gafiller hakkında taahhüd altına alınmamış bir istikbale teveccüh eder Hem mala ve câha karşı şiddetli bir hırs gösterir, bakar ki: Muvakkaten onun nezaretine verilmiş o fâni mal ve âfetli şöhret ve tehlikeli ve riyâya medâr olan câh, o şiddetli hırsa değmiyor Ondan, hakiki câh olan meratib-i maneviyeye ve derecat-ı kurbiyeye ve zâd-ı âhirete ve hakiki mal olan a'mâl-i sâlihaya teveccüh eder Fena haslet olan hırs-ı mecazî ise, âlî bir haslet olan hırs-ı hakikiye inkılâb eder Hem meselâ: Şiddetli bir inad ile; ehemmiyetsiz, zâil, fâni umurlara karşı hissiyatını sarfeder Bakar ki, bir dakika inada değmiyen bir şey'e, bir sene inad ediyor Hem zararlı, zehirli bir şey'e inad namına sebat eder Bakar ki, bu kuvvetli his, böyle şeyler için verilmemiş Onu onlara sarfetmek, hikmet ve hakikata münâfidir O şiddetli inadı, o lüzumsuz umur-u zâileye vermeyip, âli ve bâki olan hakaik-i imaniyeye ve esasat-ı İslâmiyeye ve hidemat-ı uhreviyeye sarfeder O haslet-i rezile olan inad-ı mecazî, güzel ve âlî bir haslet olan hakiki inada, yâni hakta şiddetli sebata inkılâb eder İşte şu üç misal gibi, insanlar, insana verilen cihazat-ı maneviyeyi, eğer nefsin ve dünyanın hesabiyle istimal etse ve dünyada ebedî kalacak gibi gafilane davransa, ahlâk-ı rezileye ve israfat ve abesiyete medar olur Eğer hafiflerini dünya umuruna ve şiddetlilerini vezaif-i uhreviyeye ve maneviyeye sarfetse, ahlâk-ı hamîdeye menşe,' hikmet ve hakikata muvafık olarak saadet-i dâreyne medar olur İşte tahmin ederim ki, nâsihlerin nasihatları şu zamanda te'sirsiz kaldığının bir sebebi şudur ki: Ahlâksız insanlara derler: "Hased etme! Hırs gösterme! Adavet etme! İnad etme! Dünyayı sevme!" Yâni, fıtratını değiştir gibi zahiren onlarca mâlâyutak bir teklifte bulunurlar Eğer deseler ki : "Bunların yüzlerini hayırlı şeylere çeviriniz, mecralarını değiştiriniz "Hem nasihat te'sir eder, hem daire-i ihtiyarlarında bir emr-i teklif olur M )HİSSİYAT-I HAFİYYE Gizli hisler, duygular (Ehl-i imana hücum eden ehl-i dalâlet, bu asır cemaat zamanı olduğu cihetle, cemiyet ve komitecilik mâyesiyle bir şahs-ı manevî ve bir ruh-u habis olmuş Müslüman âlemindeki vicdan-ı umumî ve kalb-i küllîyi bozuyor ve avamın taklidî olan itikadlarını himaye eden İslâmî perde-i ulviyeyi yırtıyor ve hayat-ı imaniyeyi yaşatan an'ane ile gelen hissiyat-ı mütevariseyi yandırıyor R N )HİSSİYAT-I MÜTEVARİSE Geçmiş ecdaddan yeni nesle intikal edip gelen hisler (Hürmet ve hayâ hisleri gibi)HİSSİYAT-I ULVİYE Yüksek hisler, ulvi duygular ![]() HİSSİYET Duygululuk, hissîlik ![]() HÎŞ (C : Hişân) f Akraba Aynı soydan olan![]() HİŞAM Kırmak * Kesmek![]() HÎŞAN (Hîş C ) f Akrabalar Aynı sülâleden olanlar
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#39 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HİŞAŞ İçinde ot olan çuval ![]() HÎŞAVEND f Akraba, soysop![]() HÎŞAVENDÂN (Hîşâvend C ) f Akrabalar, soysoplar![]() HİŞDAR f Temizlik kurallarına çok sadık olan ve riayet eden adam![]() HİŞİN Kokmuş tuluk ![]() HİŞMET Hürmet Heybet ve utanmak, istihyâ Bozulup kalmak * Gadap ve şiddet Hiddet![]() HİŞNE Kin tutmak * Çirkin ve pis kokmak![]() HİŞT Eskiden kullanılan, kısa el mızrağına benzer bir savaş âleti Daha ziyade Osmanlı ordularında bulunan bu silâh, özellikle hassa birliklerine verilirdi![]() HÎŞTEN f Kendi![]() HÎŞTENDAR f Kendine iyi bakan, sağlığını koruyan![]() HİŞVE Yaramaz kimse * Çok rezil kimse![]() HÎT Devekuşu sürüsü ![]() HİTAB Söz söyleme Topluluğa veya birisine karşı konuşma (Bak: Fasl-ı hitab)HİTABEN Birinin yüzüne söyleyerek, ona hitab ederek Tevcih-i kelâm eyleyerek Birine doğru hitab ederek![]() HİTABE(T) Cemaate, topluluğa veya birisine karşı söz söylemek Güzel ve faideli söz konuşmakla halka dinletmek Güzel söz söyleme san'atı Hutbe okuma Nutuk irâdetmek * Man: Makbul ve zannî mukaddemelerden terekküb eden kıyas![]() HİTABET BERATI Eskiden vazifeli cami hatiblerine, hatibliğe tayin olduklarına dair verilen vesika (Osmanlı İmparatorluğu zamanında yan zamanda halife olan padişahı temsil eden, cuma ve bayram hutbelerine çıkan bu hatiblere pek fazla ehemmiyet verilirdi Hitabet beratı olmayan hatibler, cuma ve bayramlarda hutbe okuyamazlardı )HİTABİYYAT Hitabolunarak söylenen sözler ![]() HİTAFE Çağırmak ![]() HİTAM Son, nihayet * Bir şeye mühür basmak Yazının veya istidanın sonunu mühürlemek![]() HİTAMPEZİR f Biten, hitâm bulun, sona eren, nihayet eren![]() HİTAMUHU MİSKÜN Onun mühürü (sonu) misktir, meâlinde Mutaffifîn Suresi'nin 26 âyetinden bir kısımdır Onda Cennet nimetlerinden bahsedildiği gibi, bu kelâm tatbikatta sözün, sohbetin sonunu hoş ve güzel sözle bitirmeğe denilir dersin veya sohbetin sonunda okunması ile söze nihayet verilmesi gibi![]() HÎTAN (Hâit C ) Duvarlar Mânialar, hâiller, engeller * Avlular![]() HİTAN Erkek çocuğun sünnet edilmesi * Tenasül uzvunun sünnet yeri![]() HİTANET Sünnetçilik ![]() HİTAR Saçma söz, mânâsız kelâm ![]() HİTL (HETL) Yorgun deve * Yağmurun aralıksız olarak yağması * Sürekli olarak gözyaşı akmak![]() HİTR Faydasız ve mânâsız söz, boş lâf, yalan ![]() HİTRAFÎ Demirci * Kuyumcu![]() HİYAB (Hiyâbet) Kabahat, suç, günah * Kötü bir durumun başlangıcı * Yokluk![]() HİYAC Vuruşma, kıtal * Müteheyyiç olmak Muztarib olmak * Otun kuruması![]() HİYADE Evmek * Tevbe etmek![]() HİYAKET Dokumacılık ![]() HİYAL Taraf, yan, cânib Hizâ * Bir hayvanın kısır olma hâli![]() HİYAM (Hayme C ) Çadırlar, haymeler![]() HİYAM (Himân C ) Susayanlar, suya ihtiyacı olanlar![]() HİYAMİYYE NEZARETİ Tar: 1826 senesinde Yeniçeri Ocağı'nın ilgası üzerine kaldırılan Çadır Mehterleri yerine kurulan daire ![]() HİYAN Zaman, devre ![]() HİYANET (Bak: Hıyânet) HİYASET Dikmek ![]() HİYAT (Hiyâtet) Bir şeyin etrafını çevirme ![]() HİYAT Çağırmak ![]() HİYATA (Hiyatet) Terzilik Dikiş yapmak![]() HİYAZ (Hayz C ) Kadınlarda meydana gelen aybaşı halleri![]() HİYAZET Toplama, bir araya getirme * Bir şeyi kendine mal etme![]() HİYEL (Hile C ) Aldatmacalar, hileler, sahtekârlıklar![]() HİYELA Kibir, gurur, enaniyet, kendini beğenmişlik ![]() HİYEM (Hayme C ) Çadırlar![]() HİYERARŞİ Fr Mevkilerin, salâhiyeterin ve rütbelerin önem sırası * Sıra gözetilerek yapılan herhangi bir tasnif * Huk: Aynı teşkilâta bağlı kişiler arasında yukarıdan aşağıya bir kontrol imkânı veren ve bu suretle astı üste bağlayan alâka![]() HİYEROGLİF Fr Eski Mısırlılar'ın yazısı![]() HİYMAN Susuz ![]() HİYNE Vakar, ciddiyet ![]() HÎZ f Atılan, kalkan, sıçrayan![]() HÎZ f Yükselme * Hislenerek coşma * Dalga![]() HİZA Bir şeyin karşısı, mukabili Bir doğru çizginin devamı ile hâsıl olan cihet, düzlük, sıra * Devenin ve atın ayakları altında yere bastığı yerler * Nalin * Taraf![]() HİZAYA GELMEK Yola gelmek, düzelmek ![]() HİZAB Boya, levn * Kına![]() HİZAB f Rüzgârın etkisiyle deniz suyunda meydana gelen hareket, dalga![]() HİZAB(Î) Kısa boylu bodur kimse ![]() HÎZAB-ENGİZ f Dalga kaldıran![]() HİZAM Kolan ve bağırdak denilen nesne (Beşikte çocuklara bağlarlar )HİZAME (C : Hazâyim) Yular burunluğu![]() HÎZAN f Kalkan, sıçrayan * Bitlis vilâyetine bağlı bir kaza ismi![]() HİZANE (Hizânet) Hazine, kıymetli mücevheratın saklandığı yer * Hazinedarlık * Mc: Kalb, gönül, hatır![]() HİZB Cemaat * Takın, kısım, fırka Parti * Âlim ve sâlih bir zâtın re'yine tâbi olup onunla bir gaye uğrunda beraber çalışanlar![]() HİZB-ÜL KUR'AN Kur'an Cemaatı Kur'an'a ciddi ve samimi olarak bağlanıp, ona hizmet için mücahidane bir surette çalışan ve fenâlıklardan korunan müslümanların topluluğu ve cereyanı * Kur'an'ın bir cüz'ünün dörtte biri * Zikir ve dua için Kur'an'dan alınmış bir kısım âyetler![]() HİZB-ÜŞ ŞEYTAN Şeytana ve nefislerine tâbi olanların grubu Allah'ın kanun ve nizamına tâbi olmadan kafalarına güvenerek ve nefsanî arzularına uyarak gitmek isteyenler Milleti, memleketi ve mukaddesatı yıkmağa çalışan ve ahlâksızlığa alıştıranların ve dinsizlerin topluluğu ve cereyanı![]() HİZBA (C : Hazâbî) Engebeli arazi, ârızalı toprak![]() HİZBER (Hizebr) (C : Hezâbir) f Aslan, gazanfer * Mc: Cesur, yiğit, kahraman, yürekli adam![]() HİZBULLAH Allah için din uğrunda ciddi gayret sâhibi olan ve din düşmanlarıyla aslâ hakiki dost olmayan mücahid cemaat "Hizb-ül Kur'an" tabiri de aynı mânada kullanılır (Kur'an-ı Kerim'de 5:56 ve 58:22 âyetlerinde zikredilir )HİZEBR (Bak: Hizber) HİZEBRAN (Hizebr C ) f Aslanlar![]() HÎZEM f Yakacak odun Yakıt olarak kullanılan odun![]() HÎZEMKEŞ f Odun yaran veya taşıyan köylü![]() HÎZENDE f Sıçrayıcı, fırlayıcı![]() HİZFER (HİZFÂR) (C : Hazâfır) Taraf Nâhiye![]() HİZİP GÜLÜ Tezhib ıstılahlarındandır Yazma mushaflarda hizblerin başına konulan işaretlere verilen addır![]() HİZLAN (Hezlan) Yalnız başına kalıp zelil olmak, yardımcısız kalmak * Muhafaza ve rahmet-i İlâhiyeden mahrumiyet![]() HİZMET Birinin işini görme Bir kimsenin hesabına veya menfaatına iş görme, bu suretle yapılan iş, vazife Memuriyet * Bir insan, hayvan veya nebatın muhtaç olduğu işler ve takayyüdat![]() HİZMET-İ ASKERİYE Askerlik hizmeti Askerlik vazifesi![]() HİZMET-İ İMANİYE İmana ait hizmet İman ve Kur'an hakikatlarının mukni ve ilmi delillerle anlaşılmasına hizmet etmek; neşrinde, tebliğinde çalışmak![]() HİZMETGÜZAR f Komisyoncu * Şunun bunun işini görüveren![]() HİZMETKÂR Hizmet yapan kimse Hizmetçi![]() HİZRİYYE (C : Hızari) Sağlam, sert yer![]() HİZVE Ganimet malını vermek * Yan![]() HİZY Horluk, hakirlik Züll Sırrı fâş olmuş, rüsvay olmuş kimse![]() HİZYE Uzun kesilmiş et parçası ![]() HİZZE Sürur, sevinç, neşe, neşat ![]() HİZZEB Soylu at ![]() HOBİ ing Her zamanki çalışmaların haricinde yer alan dinlendirici bir merak veya işlem Severek yapılan iş, vakit geçirme yolu![]() HOCA f Muallim Efendi Muteber ve büyük zât![]() HOCA-İ DÂNÂ Âlimlerin hocası, çok büyük âlim kimse ![]() HOCA-İ KÂİNAT Hz Muhammed'in (A S M ) bir nâmı![]() HOCA TAHSİN EFENDİ (FİLÂTÎ) (Vefatı: Mi 1880) Yanya civarından (Filâtlı) olup Osmanlı Alimlerinin sonuncularındandır Tarih-i Tekvin ve Esas-ı İlm-i Hayat gibi eserleri vardır![]() HOCA-VÂRİ Hocaya benzer surette ![]() HOD f Kendi * Miğfer, baş zırhı![]() HODARA (Hod-ârâ) f Kendini süsleyen, kendini medheden, öven![]() HOD-BE-HOD f Kendi başına, kendi kendine![]() HODBİN f Başkasına hak tanımayıp, kendi lezzet ve menfaatını tâkib eden Bencil Enaniyetli Kibirli![]() HODBİNÎ f Hodbinlik Kendi menfaat ve lezzetini düşünmek![]() HODENDİŞ (Hod-endiş) f Kendini düşünen Kendi için endişe eden Başkasının işine yaramayan![]() HODFURUŞ f Kendini beğendirmeğe çalışan Övünen![]() HODGÂM (Hodkâm) f Kendi keyfini düşünen Kendini beğenmiş![]() HODGEŞTE f Kendine dikkat etmeyen![]() HODKÜŞ f Kendini öldüren, intihar eden![]() HODNÜMA f Gösteriş meraklısı Gösterişe meraklı olan kimse![]() HODPEREST f Mağrur Kendini çok beğenen Kibirli![]() HODPESEND f Kendini beğenen Mağrur![]() HODREY f Kendi bildiğine giden Kendi rey ve fikriyle iş gören![]() HODRİ MEYDAN "Kendine güvenen meydana çıksın!" mânâsında meydan okuma, kafa tutma ![]() HODRU f Kendiliğinden![]() HODSER f Dikbaşlı, âsi, serkeş * Kendi kendine giden, müstakil![]() HODSERÂNE f Dik başlılıkla, serkeşcesine Kimseyi dinlemeden![]() HODSİTA(Y) f Kendini öven, medheden![]() HOKEÇ Burulmuş erkek kuzu ![]() HOKKA Cam, seramik veya metalden yapılmış küçük kutu biçimindeki kap (Bilhassa içine mürekkep konulur )HOKKA-İ BÎMAĞZ Akılsız ahmak kimse ![]() HOKKA-İ MİNA Sema, gök yüzü ![]() HOKKABAZ Elçabukluğu ile birtakım şaşırtıcı oyunlar göstermeyi kendine meslek edinmiş kişi * Mc: Başkalarını aldatarak yalan ve hile ile iş çeviren kimse![]() HOL ing Sofa![]() HOLDİNG ing Bir şirketin diğer bir şirkete, onun idaresine hâkim olacak oranda iştirak etmesini ifade eden hukuki alâka![]() HOMOGEN Fr Bütün elemanları aynı yapıda veya aynı keyfiyette olan * Kim: Aynı cinsten olan Çeşitli elementlerin birleşmesiyle meydana gelmelerine rağmen, bütün kütlelerinde aynı özellikleri gösteren maddelerdir![]() HONA Erkek geyik ![]() HOPPA Herşeye girişen hafif mizaçlı çocuk tabiatında olan kimse Yersiz davranışlarda bulunan, dilediğince davranan kişi Delişmen, şımarık![]() HOR f Kıymetsiz, ehemmiyetsiz Adi * Güneş, ışık, aydınlık * Yiyen, yiyici anlamında olup, birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Miras-hor : Miras yiyen![]() HORANTA f Aynı çatı altında yaşayan kişiler, ev halkı![]() HORASAN f İran'ın doğusunda bir memleket adı * Erzurum vilâyetine bağlı bir kasaba adı * Tuğla tozu ile kireçten yapılan bir nevi sağlam harç ismi * Kelime mânası: Doğan güneş![]() HORASANÎ f Horasana ait Horasanlı * Sarıktan daha büyük görünen hoca kavuğu![]() HORATA (Rumca) Şaka, eğlence, lâtife, mizah ![]() HORDA Fr Göçebe ve ilkel olarak yaşayan, yağmacılık eden insan topluluğu![]() HORLUK Hakaret, zillet ![]() HORMON yun Salgı bezlerinden çıkıp kana katılan maddelerin genel adı![]() HORNİTO İsp Küçük fırın * Jeo: Genellikle patlamalar neticesinde meydana gelen, lâv fışkırmalarının volkan selleri yüzeyinde meydana getirdiği kabarcık![]() HOROS Tar: Eskiden İstanbul'da ekmekçi, francalacı ve uncu değirmenlerinde mevcut üst ve alt taşlarının bulunduğu ve etrafından hayvanın döndüğü yere, esnaf arasında verilen addır ![]() HORST Alm Jeo: Bir çukur veya hendeğin, tersine, faylar arasında yükselmiş kesimi![]() HORTLAK Bazıların hakikatsız ve batıl inanışına göre mezarda dirilip geceleri çıkarak dolaştığı tevehhüm edilen ölü Cadı, vampir![]() HOSPODAR Osmanlı İmparatorluğunca XV yy dan 1866-1881'e kadar Boğdan ve Eflak'ı yönetmekle vazifelendirilen Romen prenslerinin ünvanı![]() HOSTES ing Umumi taşıtlarda, daha ziyade uçaklarda yolcuları ağırlayan kız veya kadın![]() HOŞ f İyi, güzel * Tatlı * Tuhaf, garip![]() HOŞA f Ne güzel, ne iyi, ne hoş![]() HOŞAB f Suyu, havası iyi olan yer Parlak, berrak Elmas, inci gibi şeylerin parlaklığı * Hoşaf![]() HOŞAFIN YAĞI KESİLMEK Ist: Bozulmak, bir cevap bulamamak, mahcup olmak ![]() HOŞ-ALEF f Çok fazla yiyen hayvan * Mc: Helâl haram demeden her şeyi yiyen kimse![]() HOŞÂMED f Hoş geldi![]() HOŞÂMED GÛ f Hoş geldin, diye söyleyen![]() HOŞÂMEDÎ Hoş geldin demek, hoş geldine gitmek ![]() HOŞANE f Güzel, iyi, lâtif![]() HOŞAVAZ f Sesi güzel olan Güzel sesli![]() HOŞAYENDE (C : Hoşâyendegân) f Hoşa giden, hoşlanılan, beğenilen![]() HOŞBEŞ Selâmsabah, hatır sorma, birbirine rastlayan iki ahbab arasında söylenilen ilk sözler ![]() HOŞBU f Güzel kokulu, hoş kokan![]() HOŞBUDE f İyi oldu, iyi olurdu![]() HOŞBUYÎ f İyi kokulu olmak, güzel kokmak![]() HOŞDİL f Memnun, neşeli Gönlü hoş![]() HOŞE-ÇİN (Bak: Huşeçin) HOŞEDA f Hareket ve davranışı hoş ve güzel olan![]() HOŞELHAN f Güzel ve hoş makale okuyan
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#40 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HOŞENDAM f Boyu bosu güzel ve düzgün olan![]() HOŞGÛ f Hoş konuşan, tatlı dilli Konuşmaları kırıcı olmayan![]() HOŞGÜVAR f Hazmı kolay, tatlı, hoş, sindirici![]() HOŞGÜZEŞTE f Hoş geçmiş tatlı zaman![]() HOŞHAL f Hali vakti iyi, bahtiyar, mes'ud![]() HOŞHAN f Okuyuşu güzelHOŞHIRAM f Güzel yürüyüşlü, güzel gidişli![]() HOŞKADEM f Uğurlu ayağı olan, ayağı uğurlu![]() HOŞKALEM f Kâtip İyi yazı yazan * Hilekâr, hileci![]() HOŞKÂM f Memnun, rahat, arzu ve isteklerine ulaşmış![]() HOŞMANZAR f Manzarası güzel Güzel görünen * Mc: Güzel yüzlü Siması güzel olan![]() HOŞMENİŞ f Huyu, tabiatı iyi Güzel huyları olan![]() HOŞMEŞREB f Sevimli, güzel huylu![]() HOŞNEVA f Sesi güzel olan Güzel sesli![]() HOŞNİGÂH f Güzel bakışlı![]() HOŞNİHAD f İyi yaradılışlı, güzel huylu![]() HOŞNİŞİN (C : Hoş-nişinân) f Göçebe * Rahat yerleşmiş![]() HOŞNUD f Memnun, râzı, gönlü hoş edilmiş![]() HOŞNUDLUK Memnuniyet, râzılık ![]() HOŞNÜMA f Güzel görünen![]() HOŞREFTAR f Gidişi, yürüyüşü güzel Güzel gidişli![]() HOŞRU(Y) f Tatlı yüzlü, sevimli![]() HOŞSOHBET f Konuşması tatlı, sohbeti güzel![]() HOŞTER f Daha lâtif, daha hoş![]() HOTOZ Eski zamanda kadınların başlarına giydikleri süslü serpuş * Hayvan, kuş ve tavuk tepesi * Yapıların ve eşyaların üzerine konulan tepelik![]() HOV Av kuşuyla yapılan av * Av kuşunu, yanına celbetmeye mahsus bir kelime-i beynelmileldir![]() HOVARDA Sefih, çapkın Malını mülkünü zevk u safa yolunda harcayan, sefâhette sarfeden![]() HÖDÜK Kaba, nezaketsiz Gabi, acemi, vurdumduymaz![]() HÖL Yaşlık, nem, rutubet ![]() HÖRGÜÇ Devenin sırtındaki tümsek ![]() HÖYÜK Kazıldığında içinden eski eserler çıkan alçakça toprak tepe ![]() HU "O" mânasına zamir olup, Kur'an-ı Kerim'de, bir Allah'tan başka ilâh olmadığını ifade eden ve kelime-i tevhid olan bu lâfzında şeklinde 26 defa zikredilmiştir Müstakil olarak "hüve" diye okunur (Bak: Hüve)HUB (Hâbb) Günah ![]() HUB f Hoş, güzel, iyi![]() HUBAB Muhabbet * Mahbub, sevgili olan * Su üzerinde olan kabarcık ki, habab-ül mâ' derler![]() HUBAHİB Yıldız böceği * Bahil bir kimsenin adı![]() HUBAK (C : Hubek) Suya ve kuma rüzgârın etkisiyle yol yol görünen yerler![]() HUBAN f Güzeller, iyiler![]() HUBANNAME Edb: Güzel ve yakışıklı gençler hakkında yazılan kitap (Güzel kadınlar hakkında yazılanlara ise "zenanname" denilir )HUBAR Taşlı, yumuşak yer ![]() HUBARA (C : Hubârât) Toy kuşu![]() HUBAS Değirmen unluğu ![]() HUBASE Ganimet malı ![]() HUBASE Selin derede kazıp yıktığı yerler ![]() HUBA'SEN (C : Huba'senât) Yoğun ve katı nesne![]() HUBAT Cinnete benzer bir sefahet ![]() HUB-AVAZ f Güzel sesli, sesi güzel olan![]() HUBB (Hibâb - Hibb - Mehabbet) Sevgi, muhabbet, bağlılık, dostluk Bir şeyi birisine sevdirmek * Hulus, lüzum ve sübut * Muhafaza ve imsâk![]() HUBB-U CAH f Şöhret düşkünlüğü, makam sevgisi Rütbe hırsı (İnsanda, ekseriyet itibariyle hubb-u câh denilen hırs-ı şöhret ve hodfüruşluk ve şan ü şeref denilen riyakârâne halklara görünmek ve nazar-ı âmmede mevki sahibi olmağa, ehl-i dünyanın her ferdinde cüz'î küllî arzu vardır Hattâ o arzu için, hayatını feda eder derecesinde şöhretperestlik hissi onu sevkeder Ehl-i âhiret için bu his gayet tehlikelidir Ehl-i dünya içinde gayet dağdağalıdır; çok ahlak-ı seyyienin de menşeidir; ve insanların da en zaif damarıdır Yâni: Bir insanı yakalamak ve kendine çekmek, onun o hissini okşamakla kendine bağlar; hem onun ile onu mağlub eder M )HUBB-U EHL-İ BEYT f Ehl-i Beyt'e olan sevgi ve bağlılık Hz Peygamber'in (A S M ) neslinden gelenleri, onun izinden gidenleri ve onun yolunda sâdık olup sebat edenleri sevmek![]() HUBB-UL VATAN Vatan sevgisi ![]() HUBB Hilekâr, dolandırıcı, aldatıcı, kurnaz ![]() HUBBAN Habbeler, tâneler, tohumlar (Hibeb de aynı meâldedir)![]() HUBBAZÎ Ebegümeci ![]() HUBBE Dostluk ![]() HUBEB (Habbe C ) Buğday, mısır, arpa gibi ufak ve yuvarlak nebatatın taneleri![]() HUBESA (Habis C ) Habisler, pis şeyler * Abdestsiz, gusülsüz gezen pis kâfirler![]() HUBEYB (Hubeybe) (C : Hubeybât) Küçük tane, ufak tane, tanecik![]() HUBEYBAT (Hubeybe C ) Küçük tanecikler![]() HUBÎ f Güzellik![]() HUBLA Gebe, hâmile ![]() HUBLE Boyuna takılan süs eşyası ![]() HUBNE Koltuk altına koyup getirilen şey * Kaftan eteği * Don![]() HUBR Bilme, ilim * Sınamak, tecrübe![]() HUBRE Etten ve balıktan aldıkları hisse ![]() HUBRU(Y) (C : Hubruyân) Yüzü güzel olan Güzel yüz![]() HUBS Kötülük, fenalık, yaramazlık ![]() HUBS Vakfolan nesne ![]() HUBSE Tutuk mânâsına bir isim ![]() HUBŞ Sesi güzel olan bir kuş ![]() HUBTER (Hub-terin) f En güzel, pek güzel![]() HUBU' Çocuğun ağlamaktan dolayı sesinin kesilmesi ![]() HUBUB (Hubüb) (Habâb C ) Su üzerinde kabarcıklar![]() HUBUB Tohumlar, tâneler ![]() HUBUBÂT Habbeler, tâneli nebatlar, taneler ![]() HUBUL (Habl C ) Urganlar, ipler, halatlar![]() HUBUL El ve ayak kesmek ![]() HUBUR Sevinç, sürur, gönül ferahlığı Şadüman olmak * Âlimler![]() HUBUR Haberler Havadisler![]() HUBUT Bâtıl olmak Beyhude, işe yaramaz olmak![]() HUBUT Aşağıya inme, düşme ![]() HUBÜK (Habîke ve Hibak C ) Habîkeler ve hibaklar (Bak: Habîke)HUBÜS Necaset, çirkinlik ![]() HUBZ Ekmek ![]() HUBZ-İ HINTA Buğday ekmeği ![]() HUBZ-I ŞAÎR Arpa ekmeği ![]() HUBZE Ekmek parçası Bir parça ekmek * Kül pidesi![]() HUC f Horoz ibiği * Kuş tacı, ibik * Koç * Horoz ibiği adlı bir çiçek![]() HUC-İ HURUS Horoz ibiği ![]() HUC-İ HÜDHÜD İbibik ibiği, hüdhüd kuşunun ibiği ![]() HUCEE Çok nikâh ve çok cima eden erkek * Şişman ve ağır kimse![]() HUCESTE f Saâdetli, mutlu Hayırlı, uğurlu, meymenetli![]() HUCESTE-HİSAL f Güzel huylu, tabiatı uğurlu![]() HUCESTE-RE'Y Reyi, fikri ve düşüncesi isabetli ve uğurlu ![]() HUCNE Kuşak ![]() HUCRE (Bak: Hücre) HUCUB (Hicab C ) Perdeler, hicablar, hâiller![]() HUCURAT (Hücre C ) Hücreler, odacıklar![]() HUCURAT SURESİ Kur'an-ı Kerim'de 49 suredir Medine-i Münevvere'de nâzil olmuştur![]() HUCZE (C : Hucez) Kuşak yeri * Ateşli odun parçası![]() HUD (Hâid C ) Büyüklük * Çok hürmet * Bir Peygamber ismi Rıfk, sükun ve vakar ile muttasıf olduğu için bu Peygambere Hud ismi verilmiştir (A S ) Yahudilere de bu isim söylenilmiştir Nuh tufanından sonra Yemen diyarında Hadremud civarında Ahkaf denilen yerde Ad Kavmine gönderilen Peygamber Hud (A S ) idi![]() HUD SURESİ Kur'an-ı Kerim'de 11 sure olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur![]() HUD f Miğfer, baş zırhı![]() HUDA f Rabb Sâhib Cenab-ı Hak Hâlık![]() HUD'A Hile, oyun Aldatma Düzen Mekir * Bir kere aldanmak * Herkese aldanan Safdil![]() HUDABİN Hakkı ve hakikatı gören Cenâb-ı Hakk'ı tanıyan![]() HUDADAD f Allah vergisi Mevhibe-i İlâhî![]() HUDAHAN f Şehâdet parmağı![]() HUD'AKÂR f Oyuncu, düzenbaz, hilekâr![]() HUD'AKÂRÎ f Düzenbazlık, hilekârlık, oyunculuk![]() HUDANEGERDE f Allah göstermesin![]() HUDAPEREST Allah'a ibadet eden Dindar![]() HUDAPESEND f Allah'ın beğeneceği şey![]() HUDARA f Allah için, Allah aşkına![]() HUDARA Karanlık gece * Siyah bulut![]() HUDARE Deniz ![]() HUDARET Yeşillik Sebze![]() HUDARÎ Arı kuşu ![]() HUDARİ' Bahil kimse ![]() HUDARİYYE Tavşancıl kuşu * Karanlık gece![]() HUDAŞİNAS f Allah'ı tanıyan, Allah'a iman eden![]() HUDAVEND f Allah, Hâlık, Rabb * Sâhib, malik, efendi * Hükümdar, hâkim![]() HUDAVENDÎ f Hudavendilik, sâhiplik, hükümdarlık![]() HUDAVENDİGÂR f Hükümdar, âmir, efendi, sahib * Osmanlı padişahlarından 1 Murad Han Gazi'nin (1362 - 1389) lâkabıdır ve bu sebeple, şehzadeliğinde valilik yaptığı Bursa vilâyetine de Cumhuriyete kadar bu nam verilmişti![]() HUDAVER Sahip, mâlik * Bey, hâkim, efendi![]() HUDAY f Allah, Rabb![]() HUDAYGÂN f Büyük hükümdar, yüce sultan, ulu pâdişah![]() HUDAYÎ f Hudâlık, uluhiyyet Allah'lık * Allah'a mensub![]() HUDAYİNABİT Ekilmeden biten ot veya ağaç * Hiç bir talim ve terbiye görmemiş adam![]() HUDDAM Hizmette bulunanlar Hizmetçiler * Cin taifesinden olan hizmetçi![]() HUDDE Çukur ![]() HUDENA (Hadîn C ) Sâdık dostlar, vefakâr arkadaşlar![]() HUDER Kökü derin olan ot ![]() HUDEYBİYE Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye giden yolun üzerinde ve Mekke'den bir merhale uzaklıkta küçük bir köy olup, yakınında bir kuyu ve bir ağaç vardır ki, bu ağacın altında Hz Fahr-i Kâinat Efendimize (A S M ) beşinci hicri senede eshabı tarafından biat olunmuştur Hicretten beş sene on ay geçtiğinde Hz Peygamber, maiyetindeki Muhacirîn ve Ensar'dan 1400 kişi bulunduğu halde umre niyetiyle Kâbe-i Şerife'yi ziyaret maksadıyla gidip bu yere vardıklarında Kureyş'in harp için karşı çıktıklarını haber alması üzerine, harp niyetiyle gelmeyip ancak sıla-i rahm ve Beytullah'ı ziyaret niyetiyle geldiklerini beyan buyurmuşlarsa da, Kureyş o sene Hz Peygamber'le müslümanların Mekke'ye girmelerine razı olmayıp ertesi sene kabul edecekleri şartıyla ve diğer bazı şartlarla muahede akd etmişlerdir Bunun üzerine mezkur sahabeler Hudeybiye'nin yakınında bulunan ağacın altında Hz Peygamber Efendimize biat ettikten sonra Medine-i Münevvere'ye dönmüşlerdir ( ifade ediyor ki: Sulh-u Hudeybiye, çendan zahiri İslâm aleyhinde görülmüş ve Kureyşliler bir derece galip görünmüş olduğu halde mânen Sulh-u Hudeybiye, manevî büyük bir fetih hükmünde olacak ve sair fütuhatın da anahtarı olacak diye ihbar ediyor Filhakika, Sulh-u Hudeybiye ile çendan maddi kılınç, kılıfına muvakkaten konuldu Fakat Kur'an-ı Hakîm'in bârika-âsa elmas kılıncı çıktı, kalbleri akılları fethetti Musâlaha münasebetiyle birbiriyle ihtilât etiler Mehâsin-i İslâmiyet, envâr-ı Kur'aniye, inad ve taassubat-ı kavmiye perdelerini yırtarak, hükmünü icra ettiler Meselâ: Bir dâhiye-i harp olan Halid Bin Velid ve bir dâhiye-i siyaset olan Amr İbn-ül As gibi, mağlubiyeti kabul etmiyen zatlar, Sulh-u Hudeybiyye ile cilvesini gösteren seyf-i Kur'anî, onları mağlup edip, Medine-i Münevvere'ye kemal-i inkıyad ile İslâmiyete gerdendade-i teslim olduktan sonra, Hazret-i Halid bir "Seyfulah" şekline girdi ve fütuhat-ı İslâmiyenin bir kılıncı oldu Mühim bir sual: Fahr-ül Âlemîn ve Habib-i Rabb-ül Âlemîn Hazret-i Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sahabelerinin, müşrikîne karşı Uhud'un nihayetinde ve Huneyn'in bidayetinde mağlubiyetinin hikmeti nedir?Elcevab: Müşrikler içinde o zamanda saff-ı sahabede bulunan ekâbir-i sahabeye istikbalde mukabil gelecek Hazret-i Halid gibi çok zatlar bulunduğundan şanlı ve şerefli olan istikballeri nokta-i nazarında bütün bütün izzetlerini kırmamak için, hikmet-i İlahiyye, hasenat-ı istikbaliyelerinin bir mükâfat-ı muaccelesi olarak mazide onlara vermiş, bütün bütün izzetlerini kırmamış Demek mazideki sahabeler, müstakbeldeki sahabelere karşı mağlup olmuşlar Tâ o müstakbel sahabeler, berk-i süyuf korkusuyla değil, belki bârika-i hakikat sevkiyle İslâmiyet'e girsin ve o şehamet-i fıtriyeleri çok zillet çekmesin L )
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#41 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HUDIY Dağ eteğinde olan taş ![]() HUDİR Yumuşak taze ot ![]() HUDM Her nesnenin kökü ![]() HUDME Çabuk kaynayan çömlek ![]() HUDR Yeşillik ![]() HUDR Sıçramak Seğirtmek![]() HUDRA (Bak: Hadrâ) HUDRE Göz kapağının içinde çıkan çıban ![]() HUDRET Yeşillik * Yeşil renklilik![]() HUDRÎ Kara eşek ![]() HUDU' Eğilip tevâzu etmek ![]() HUDU' Alçaklık etmek ![]() HUDUD (Hadd C ) Yanaklar * Cemâatler * Yeri kazmalar Yeri yarık etmeler * Çiçek yaprakları![]() HUDUD (Hadd C ) Sınırlar, hudutlar * Uçlar Bucaklar * Şeriatın cezâ hükümlerinin tatbiki![]() HUDUD-U MEMALİK Memleket hudutları Ülkenin sınırları![]() HUDUD-U ŞER'İYYE Şer'i hadler Muayyen suçlara karşılık tatbik edilen şer'i cezâlar![]() HUDUDNAME f Memleket sınırını belirleyen vesika Harp veya diğer bir ihtilaf sonunda iki taraf murahhaslarınca yerinde tetkik edilerek tanzim olunan harita ve rapor * Memleket dahilindeki bir çiftlik veya arazinin sınırlarını göstermek üzere yapılmış olan vesika![]() HUDUMME Kolları kalın olan * Büyük emir![]() HUDUR Aşağı indirmek * Bir yeri şişmek![]() HUDUR Hazırlık ![]() HUDUS Yeniden meydana gelme Sonradan peyda olma Yok iken vücuda gelme![]() HUDUS VE İMKÂN Usul-üd din ve İlm-i kelâmın dâhi ulemâsının ve Hükemâ-i İslâmiyyenin gördükleri ve hadsiz bürhanlar ile isbat ettikleri hudus ve imkân hakikatları (Onlar demişler ki: Mâdem âlemde ve her şeyde tegayyür ve tebeddül var, elbette fânidir, hâdistir, kadim olmaz Mâdem hâdistir elbette onu ihdâs eden bir Sâni' var Ve mâdem her şeyin zâtında vücudu ve ademi, bir sebep bulunmazsa müsâvidir Elbette vâcib ve ezeli olamaz Ve mâdem muhal ve bâtıl olan devir ve teselsül ile birbirini icâdetmek mümkün olmadığı kat'i bürhanlarla isbat edilmiş Elbette öyle bir Vâcib-ül Vücudun mevcudiyeti lâzımdır ki, naziri mümteni, misli muhal ve bütün mâadâsı mümkin ve mâsivâsı mahluku olacak Evet hudus hakikatı, kâinatı istilâ etmiş Çoğunu göz görüyor Diğer kısmını akıl görüyor Çünkü; gözümüzün önünde her sene güz mevsiminde öyle bir âlem vefât eder ki, her birisinin hadsiz efradı bulunan ve her biri zihayat bir kâinat hükmünde olan yüzbin nevi nebatât ve küçücük hayvanat o âlem ile beraber vefât ederler Fakat o kadar intizamla bir vefattır ki; haşir ve neşirlerine medar olan ve rahmet ve hikmetin mu'cizeleri, kudret ve ilmin harikaları bulunan çekirdekleri ve tohumları ve yumurtacıkları baharda yerlerinde bırakıp, defter-i a'mâllerini ve gördükleri vazifelerin programlarını onların ellerine vererek, Hafiz-i Zülcelâlin himayesi altında hikmetine emânet eder Sonra vefat ederler Ve bahar mevsiminde haşr-i a'zamın yüzbin misâli ve nümune ve delilleri hükmünde olarak o vefat eden ağaçlar ve kökler ve bir kısım hayvancıklar, aynen ihya ve diriliyorlar Ve bir kısmının dahi kendi yerlerinde emsalleri ve aynen onlara benzeyenleri icad ve ihya olunuyor ve geçen baharın mevcudatı, işledikleri amellerin ve vazifelerin sahifelerini ilânat gibi neşredip âyetinin bir misalini gösteriyorlar Hem hey'et-i mecmua cihetinde her güzde ve her baharda büyük bir âlem vefat eder ve tâze bir âlem vücuda gelir Ve o vefat ve hudus o kadar muntazam cereyan ediyor ve o vefat ve hudusda gayet intizam ve mizanla o kadar nevilerin vefiyatları ve hudusları oluyor ki; güya dünya öyle bir misafirhânedir ki, zihayat kâinatlar ona misâfir olurlar ve seyyah âlemler ve seyyar dünyâlar ona gelirler, vazifelerini görürler, giderler İşte bu dünyada böyle hayatdar dünyâları ve vazifedar kâinatları kemâl-i ilim ve hikmet ve mizanla ve müvâzene ve intizam ve nizamla ihdâs ve icad edip, Rabbanî maksadlarda ve İlâhî gayelerde ve Rahmanî hizmetlerde kadirâne istimal ve rahimane istihdam eden bir Zât-ı Zülcelâl'in vücub-u vücudu ve hadsiz kudreti ve nihayetsiz hikmeti bilbedahe, güneş gibi akıllara görünüyor Ş )(Gelelim imkân bahsine: Mütekellimîn demişler ki:İmkân mütesâviyy-üt-tarafeyn'dir Yâni, adem ve vücud ikisi de müsâvi olsa, bir tahsis edici, bir tercih edici, bir mucid lâzımdır Çünkü, mümkinat birbirini icâd edip teselsül edemez Yâhut, o onu, o da onu icad edip devir suretinde dahi olamaz Öyle ise, bir Vâcib-ül Vücud vardır ki, bunları icad ediyor S )(İmkân ciheti ise; o da kâinatı istilâ ve ihâta etmiş Çünkü görüyoruz ki, herşey, külli ve cüz'i bulunsun, büyük ve küçük olsun, arştan ferşe, zerratdan seyyârâta kadar her mevcud, mahsus bir zat ve muayyen bir suret ve mümtaz bir şahsiyet ve has sıfatlar ve hikmetli keyfiyetler ve maslahatlı cihazlar ile dünyaya gönderiliyor Halbuki, o mahsus zâta ve o mâhiyete, hadsiz imkânat içinde o hususiyeti vermek, hem suretler adedince imkânlar ve ihtimâller içinde o nakışlı ve fârikalı ve münâsib o muayyen sureti giydirmek; hem hemcinsinden olan eşhâsın mikdarınca imkânlar içinde çalkanan o mevcuda o lâyık şahsiyeti imtiyazla tahsis etmek; hem sıfatların nev'leri ve mertebeleri sayısınca imkânlar ve ihtimaller içinde şekilsiz ve mütereddid bulunan o masnua, o has ve muvafık maslahatlı sıfatları yerleştirmek, hem hadsiz yollar ve tarzlarda bulunması mümkün olması noktasından, hadsiz imkânat ve ihtimalât içinde mütehayyir, sergerdan, hedefsiz o mahluka, o hikmetli keyfiyetleri ve inâyetli cihazları takmak ve techiz etmek, elbette külli ve cüz'i bütün mümkinat adedince ve her mümkinin mezkur mâhiyet ve hüviyet, hey'et ve suret, sıfât ve vaziyetinin imkânatı adedince, tahsis edici, tercih edici, tâyin edici, ihdas edici bir Vacib-ül Vücud'un vücub-u vücuduna ve hadsiz kudretine ve nihâyetsiz hikmetine ve hiçbir şey ve hiçbir şe'n O'ndan gizlenmediğine ve hiçbir şey O'na ağır gelmediğine ve en büyük bir şey en küçük bir şey gibi O'na kolay geldiğine; ve bir baharı bir ağaç kadar ve bir ağacı bir çekirdek kadar sühuletle icad edebildiğine işaretler ve delâletler ve şehadetler, imkân hakikatinden çıkıp, kâinatın bu büyük şehadetinin bir kanadını teşkil ederler Ş )HUDUŞ Kaşımaktan ve tırmalamaktan dolayı olan yara ![]() HUFAL Çok ![]() HUFALE Arpa, buğday ve pirinç kabuğundan saçılan * Her kabuklunun arınıp pâk olanı * Her nesnenin kemi ve yaramazı * Yağ tortusu * Şıra sıkıntısı ve kepeği![]() HUFARE Ahd * Ücret * Hayâ şiddeti![]() HUFAS Isırdığı yer acımayıp zarar vermeyen yılan ![]() HUFDUD Bir kuş ismi ![]() HUFF Abdest alınırken üzerine meshedilebilen mest vs gibi ayakkabı * Deve tabanı isimli bir nebat![]() HUFFAŞ Yarasa Gece kuşu![]() HUFFAZ (Hâfız C ) Hâfızlar![]() HUFNE (C : Hufün) Çukur![]() HUFRE Kazılmış çukur Oyuk![]() HUFRE Ahd, söz ![]() HUFRETEYN İki çukur İki delik![]() HUFRETEYN-İ ENF Burun delikleri ![]() HUFTE (C : Huftegân) Yatmış, uyumuş![]() HUFTE-GÂN (Hufte C ) f Yatmış olanlar, yatıp uyumuş olan kişiler![]() HUFTE-GÎ f Yatıp uyuma![]() HUFUF Maişet şiddeti, geçim zorluğu * Darlık![]() HUFUK Dolanmak ![]() HUFUT Sâkin olmak Ateşin sönmesi * Sesin kesilmesi![]() HUFVE Yalın ayak olmak ![]() HUFYE Saklanma, gizlenme * Etrafı herhangi bir şeyle ihata edilen şey![]() HUH (C : Huvhât) Şeftali * Duvardaki ışık girecek delik![]() HUK f Domuz, hınzır![]() HUKB (C : Ahkâb) Seksen yıl![]() HUK-BAN f Domuz çobanı![]() HUKERDE f Terlemiş![]() HUKEŞAN f Tar: Hacı Bektaş şeyhinin Yeniçeri Ocağı nezdindeki vekiline mahsus doksandokuzuncu ortaya 1591 senesinde tâyin olunan Bektaşi müritleri hakkında kullanılır bir tâbirdi Yeniçeri ocağından yiyip içen ve yeniçeri odalarında yatıp kalkan bu duacıların vazifeleri sabah akşam ordunun selâmet ve muvaffakiyetine dua etmekti Bunun haricinde merasim esnasında bunlardan sekiz tanesi, yeniçeri ağasının atının önünde yeşil çuha üst elbiseleriyle iki yumruğunu mideleri üstüne bastırarak yürürlerdi Bu sekiz bektaşiden en kıdemlisi yüksek sesle "Kerim Allah" der, diğerleri de "Hu" diye mukabele ederlerdi Bundan dolayı bunlara Hukeşan denilmiştir (O T D S )
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#42 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HUKK (C : Hukuk-Hıkâk) Hokka![]() HUKKA (C : Hukuk) Küçük kutu Hokka![]() HUKNE Tıb: Şırınga * Şırınga edilen ilâç![]() HUKUK (Hakk C ) Haklar * İnsanın cemiyet hayatında riâyet etmesi lâzım gelen kaideler, esaslar, yâni; şer'i ve adli hükümler Haklıyı haksızdan ayıran kaideler * Şeriat kitablarında yazılı olan haklar, kanunlar ve kaideler * Üniversitenin hukuk tahsili yaptıran kısmı * Hukuk Fakültesi![]() HUKUK-U CEZAİYYE Ceza hukuku ![]() HUKUK-U GAYR-İ MEKTUBE Kanunlarda mevcud olmayan örf ü âdet ve teâmül kabilinden olan haklar ![]() HUKUK-U İBAD Fık: Akidler ve muamelelerle alâkalı hukuk İnsanlarla olan muamelelerimizdeki haklar Ferde ait olan hususi haklar (Bak: Musibet-i amme)HUKUK-U İSLÂMİYE İslâm hukuku (1937 senesinde "Lâhey"de ikinci defa olarak toplanan bir hukuk konferansına vaki olan dâvete mebni Mısır Cami-ül Ezher'i heyet-i ilmiyesi nâmına, iki İslâm âlimi de iştirak etmiş idi Ezher mümessilleri, bu konferansta iki esaslı mevzu hakkında mütalaada bulunmuştur Bu mevzulardan biri: "Şeriat-ı İslâmiye: İslâm hukuku nazarında medenî ve cinaî mes'uliyetler"; diğeri de "İslâm hukukuyla Roma kanunları arasında bir alâka olup olmaması ve İslâm hukukunun Roma kanunlarından müteessir olduğuna dair bazı müsteşriklerin zuumlarını red mes'elesi" idi Ezher mümessillerinin mütalaaları, İslâm hukukunun yüksekliği ve içtimaî hayatı en mükemmel bir surette mütekeffil bulunması hususunda konferanstaki Avrupa'lı âzanın takdirlerini celb etmiş, bunun neticesinde konferansın bütün âzası, rey birliğiyle aşağıdaki maddeleri karar altına almışlardır:1- Şeriat-ı İslâmiye (İslâm Hukuku), umumi hukukun (mukayeseli hukukun) kaynaklarından biridir 2- İslâm hukuku canlıdır, tekâmüle salihtir 3- İslâm hukuku, bizatihâ kaimdir, başkalarından alınmış değildir 4- Birinci mevzu (Yani: İslâm hukukundaki mes'uliyet bahsi) Konferansın siciline Arapça ile tescil edilecektir Bu, kendisine müracaat edilmek için hazırlanan mecmua-i ilmiyede de nazara alınacaktır 5- Arapça, konferansta istimâl edilecek ve müstakbel devrelerde de buna devam edilmesi tavsiye olunacaktır Velhasıl: İslâm hukukunun bu müstakil, yüksek mahiyeti; onu güzelce tetkik eden zatlar tarafından her zaman itiraf edilmektedir Ancak şunu da ilâve edelim ki: İslâm hukuku, kudsi ve istisnai bir mahiyeti haizdir; bunun başka hukuk müesseselerinden istifade etmiş olması düşünülemez Fakat Avrupa hukuku, ale-l-ıtlak İslâm fıkhından ve bilhassa Endülüsde ve Afrikada ziyade intişarı cihetiyle Maliki fıkhından pek çok müstefid olmuştur (Ist Fık K )HUKUK-U MEDENÎ Umumi mânada: Temel hak ve hürriyetler ve medeni haklar Avrupaî mânada ise: Lâik hukuk sistemi, medeni hukuk![]() HUKUK-U MEKTUBE Kanunlarda yazılı olan haklar ![]() HUKUK-U MEVZUA Konulmuş kanunların meydana getirdiği hukuk ![]() HUKUK-U MİLEL Beynelmilel hukuk Milletlerarası hukuk![]() HUKUK-U SİYÂSİYYE Siyasi haklar Memleket idâresini ve halkın hakkını tanıyan hükümlerin tamamı![]() HUKUK-U TABİİYYE İnsanın fıtratında bilkuvve mevcut olup, hak ile bâtılı, iyi ve fenayı bildiren ve insanların toplu bir şeklide yaşamalarını mümkün kılan hükümler ![]() HUKUK-U TEAMÜLİYYE Memleketin ahlâkını ve âdatını bildiren örf mânasında kullanılır ![]() HUKUK-U UMUMİYYE Cemiyetin bütün fertlerine şâmil olan haklar (Mülkiyet hakkı, iştirak hakkı vs gibi )HUKUK-U ZEVCİYE Karı ile kocanın birbirlerine karşı hâiz olduğu haklar Aile hukuku![]() HUKUKÇU Hukuk mütehassısı Hukuku meslek edinen kimse Avukat, müdde-i umumi "savcı" ve hâkim![]() HUKUKÎ (Hukukiyye) Hukuka ait, hukuk işleriyle alâkalı ![]() HUKUKİYYAT Hukuk bilgisi ![]() HUKUKPERVER f Geçmişi unutmayan, haklara hürmetkâr kimse Vefalı ve sâdık dost![]() HUKUKŞİNAS Hukukçu, hukuk ilmini bilen * Vefâlı kimse Sâdık dost![]() HUKUKULLAH Fık: İbadetler ve İlâhî cezalar, ukubetlerle alâkalı haklar * Hukukullah umuma taalluk edip, yalnız bir şahsa âid olmayan ahkâm demektir Bunlar hukuk-u umumiyeden ibarettir Cenab-ı Hakk'a izafesi, tazim ve ehemmiyetine işaret içindir (T H L )(Nasıl "Hukuk-u Şahsiye" ve bir nevi "Hukukullah" sayılan "Hukuk-u Umumiye" namiyle iki nevi hukuk var Öyle de: Mesail-i şer'iyede bir kısım mesâil, eşhasa taalluk eder; bir kısım, umuma, umumiyet itibariyle taalluk eder ki; onlara "Şeâir-i İslâmiye" tabir edilir Bu şeâirin umuma taalluku cihetiyle umum onda, hissedardır Umumun rızası olmazsa; onlara ilişmek, umumun hukukuna tecavüzdür O şeâirin en cüz'isi (sünnet kabilinden bir mes'elesi) en büyük bir mes'ele hükmünde nazar-ı ehemmiyettedir Doğrudan doğruya umum âlem-i İslâma taalluk ettiği gibi, Asr-ı Saâdetten şimdiye kadar bütün eâzım-ı İslâm'ın bağlandığı o nurani zincirleri koparmağa, tahrib ve tahrif etmeye çalışanlar ve yardım edenler, düşünsünler ki, ne kadar dehşetli bir hatâya düşüyorlar Ve zerre miktar şuurları varsa, titresinler!![]() ![]() M )HUL (Hâyil C ) Bela Zahmet * Mukabele etmek, karşılık vermek![]() HULA' Büyük emir (iş) ![]() HULABİS İnce ses ![]() HULAK Boğaz ağrısı ![]() HULALET Samimi dostluk arkadaşlık ![]() HULAM (HULLÂN) Kurban olmayan küçük oğlak ![]() HULASA Bir şeyin, bir bahsin özü Kısaca esası![]() HULASA-İ KELÂM Sözün hülâsası Sözün özü![]() HULASAT-ÜL HULASA Hulâsanın hulâsası Özünün özü * Ayet-ül Kübrâ Risâlesinin hülâsası![]() HULASATEN Kısaca, özet olarak, hülâsa olarak, muhtasaran ![]() HULAVE (C : Halâvi) Kafanın ortası![]() HULB Domuz kılı Kalın kıl Yele kılı * Kıldan yapılmış kalem, kıl fırça![]() HULB Kuyu dibinde olan balçık * Ağaç dibinden çıkan budağın yaprağı * Lif![]() HULBE Hububattan olan böy ![]() HULBE (C : Huleb) Liften yapılan urgan![]() HULC Küçük gemi ![]() HULD Ebedilik Sonu olmayan Sonu olmamak![]() HULDE Köstebek ![]() HULDZAR f Cennet![]() HULEB Bozrak bir ot ki, yer üzerine yayılır, sapı olmaz; yaprağını koparsalar sütü akar ve ekseriyâ geyik yer ![]() HULEFÂ (Halife C ) Halifeler (Bak: Halife)HULEFÂ-İ AKLÂM Kalem memurları ![]() HULEFÂ-İ ERBAA (Hulefa-i Râşidîn) (Bak: Çâr-yâr) HULEFÂ-İ MEHDİYYÎN Mehdi olan halifeler Yani âhir zamanda gelen büyük mehdinin bazı vâsıflarına sahib olan halifeler (Bak: Mehdi)(Hz Mehdi'ye dair muhtelif rivayetler var Tafsilat ve tasvirat başka başkadır![]() ![]() Resul-i Ekrem (A S M ) vahye istinaden herbir asırda kuvve-i mâneviye-i ehl-i imanı muhafaza etmek için, hem dehşetli hadiselerde ye'se düşmemek için, hem âlem-i islâmiyetin bir silsile-i nuraniyesi olan Al-i Beytine ehl-i imanı manevi rabt etmek için Mehdi'yi haber vermiş Ahirzamanda gelen Mehdi gibi her bir asır, Âl-i Beyt'ten bir nevi mehdi belki mehdiler bulmuş Hattâ Âl-i Beyt'ten ma'dud olan Abbasiye hulefasından Büyük Mehdi'nin çok evsafına cami' bir Mehdi bulmuş İşte Büyük Mehdi'den evvel gelen emsalleri nümuneleri olan hulefa-i mehdiyyîn ve aktâb-ı mehdiyyîn evsafları, asıl mehdinin evsafına karışmış ve ondan rivayetler ihtilafa düşmüş M )HULEFÂ-İ SELÂSE Üç halife: Hz Ebu Bekir, Hz Ömer, Hz Osman (R Anhüm)HULEKE Kum içinde olan küçük bir hayvan ![]() HULEL (Hulle C ) Elbiseler![]() HULEL-İ FÂHİRE Kıymetli, şaşaalı, parlak elbiseler ![]() HULEYFE Medine ehlinin ihramlandığı yer ![]() HULEYKA' At burnu ![]() HULEYME (C : Huleymât) Memecik * Ciltte, bilhassa dil üzerinde bulunan küçük kabarcıkların beheri![]() HULF Ahdinde durmamak Ahdini bozmak Sözde durmamak * Nakz![]() HULF-ÜL VA'D Ahdinden dönmek Verdiği sözü yerine getirmemek![]() HULF-ÜL VAÎD Va'dedilmiş azabı yapmamak, cezâyı yerine getirmemek (Cenâb-ı Hak kendine isyan edenlerin, günahta devam edenlerin cehenneme gideceklerini beyan ediyor, tehdid ediyor, vaid ile beyanda bulunuyor Affetmediği takdirde bu vaidinden dönmesi, aslâ adâletine yakışmaz, muhâldir )HULFETMEK Sözünde durmamak HULİYY : (C : Huliyyât) Altun, gümüş, elmas, zümrüt, vs gibi süs eşyası Mücevher![]() HULK Huy Ahlâk Tabiat Yaratılıştan olan haslet Seciyye Cibilliyet * İnsanın doğuştan veya sonradan kazandığı ruhî ve zihnî hâller![]() HULKAN Huy ve tabiatça Ahlâk cihetiyle![]() HULKÎ Huy ile, hulk ile alâkalı ve hulka müteallik ![]() HULKUM İnsan veya hayvan boğazı Ağızdan mideye giden yol![]() HULL (HİLL) Dost ![]() HULLAN (Halil C ) Sâdık dostlar, arkadaşlar![]() HULLE Ağır, pahalı * Belden aşağı ve belden yukarı olan iki parçadan ibâret olan elbise * Cennet elbisesi * Fık: Üç defa kocasının boşadığı bir kadının dördüncü defa eski kocasına nikâh düşebilmesi için başka birine nikâhlanması Müslim bir erkek karısını üç talak ile boşarsa, bu kadın ile tekrar nikahlanması haram olur Ancak kadın, başka bir erkek ile evlenir ve onunla da anlaşamaz ve boşanıp ayrılsalar, bu halde isterlerse ilk evlilik haline dönebilirler Fakat üç talak ile boşananlar tekrar nikâhlanmaları için şer'î imkân yok denecek kadar zayıf olduğundan başka hileli yollara gitmeleri haramdır (Hak Dini Kur'an Dili, Cilt : 2, sh: 788)HULLE (C : Hılâl) Dostluk![]() HULLEB Yağmursuz bulut ![]() HULLEBAF f Terzi![]() HULLEDALLAH Allah dâim ve bâki etsin ![]() HULLET (C : Hulel) İçten, samimi sevgi Dostluk Muhabbet Haslet![]() HULLİYYAT (Hulliyy C ) Pırlanta, altun, gümüş gibi süs eşyaları![]() HULM Rüya, hülya * İhtilâm olmak Açık saçık rüya * Akıl![]() HULM Geyiğin yataklandığı yer ![]() HULSE Kapmak * Karışmak * Fırsat![]() HULTA Ortaklık, şirket ![]() HULU Hali olmak ![]() HULUC Ayrılmak * Çekilmek * Yavrusu ayrıldığında sütü az olan deve![]() HULUD Ebedilik Devam üzere olmak Bir şey aslî hâleti üzere dâim olmak![]() HULUK Huy Tabiat Ahlâk![]() HULUK-İ AZÎM Peygamberimiz Hz Muhammed'in (A S M ) mübarek huyları![]() HULUKA (C : Ahlâk-Halkân) Eski olmak![]() HULUL Girme Dâhil olma İçine gizlice giriş * Birinin veya birkaç kimsenin sevgi veya itimadını kazanmak, içlerine onlardan görünüp girmek * Halletmek * Vuku' bulmak Zuhur etmek * Gelip çatmak * Bir menzile inmek * Kim: Bazı akıcı cisimlerin vücud mesâmâtından kolaylıkla geçebilmesi ve bu esâsa dayanan kimya tahlil usulü * Fiz: Mesamatı olan bir perde ile ayrılan iki akıcı cisimde mevcut bazı maddelerin birinden diğerine geçmesi hâdisesi ki, barsaklarda olan imtisas bu tarzdadır
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#43 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HULUL-İ RAMAZAN Ramazan ayının gelmesi ![]() HULUL-İ ŞİTA Kış mevsiminin gelmesi ![]() HULULE Dostluk ![]() HULUS Hâlislik Saflık * Samimiyet Hâlis dostluk İçden davranmak Her hayırlı işi ve ameli Allah rızâsını niyet ederek yapmak![]() HULUS-İ KALB Kalbden, gönülden, içten samimiyet ![]() HULUS-İ NİYET Niyetin hâlis olması ![]() HULUSİ Samimi, candan Hâlis ve içi temiz olan![]() HULUSİYYET Hâlislik Samimi dostluk![]() HULUSKÂR f Bir insana karşı samimi muhabbeti olan * Dalkavuk Menfaati için sevgi ve iyi muamele gösteren![]() HULUSKÂRÂNE f Samimi muhabbet ve sevgi ile * İkiyüzlülükle, dalkavuklukla![]() HULUSNAME f Yalnız muhabbet, alâka ve bağlılığı göstermek üzere sunulan mektub![]() HULUVV Boş olmak, hâlî oluş Boşluk Boşta olmak * Huk: Tarafların anlaşarak evlilik hayatlarına son vermeleri * Huk: Bir gayr-i menkulün, muayyen bir bedel ile kiralanmış olmasından doğan kiracılık hakkı ve menfaati * Hava parası adıyla verilen meblağ![]() HULÜC Çok yeyici, fazla yiyen ![]() HULÜM (C : Ahlâm) Düş, rüyâ (Rüyâ tâbiri iyilerinde; hülm tâbiri kötülerinde kullanılır ) * İhtilam olmak * Akıl![]() HULV Tatlı * Hoş ve güzel İyi![]() HULVAN Bir kimsenin hizmeti karşılığında, ücretinin haricinde verilen şey * Kızın mihrinden, kişinin kendisi için aldığı miktar * Vermek, bahşetmek * Bir belde ismi![]() HULVİYYAT Tatlı yemekler Şekerlemeler Tatlı şeyler![]() HULYA f Kuruntu Hayal Vehim Olmıyan bir şeyi düşünerek yaşamak Akıldan geçen ve matmah-ı nazar olan husus![]() HULYA-Yİ HAZİN Hazin hülya ![]() HUM f Küp * Şarap küpü İçine şarap doldurulan küp![]() HUMAHİN Yüzük yapılan bir cins siyah taş ![]() HUMAK Kabarcık gibi bir şeydir ve insana ârız olur ![]() HUMAKA Akıl azlığı, ahmaklık ![]() HUMAKÎ (Ahmak C ) Ahmaklar, salaklar![]() HUMAL Aksaklık ![]() HUMAME Süprüntü ![]() HUMANİZM (Bak: Hümanizm) HUMAR Sarhoşluk veren ve haram olan içkiden sonra gelen baş ağrısı * Sersemlik * Bir şeyin acısı burnundan gelmesi![]() HUMAR-ÂLUD f Süzgün ve baygın göz * Kendinden geçmiş, şaşkın![]() HUMARİS Sağlam, şiddetli, katı ![]() HUMASÎ Arabçada: Aslî harfleri, yani kök harfleri beş adet olan kelime * Beşe mensub * Beşli![]() HUMAŞE Diyeti bilinmeyen cinayet ![]() HUMAT (Hâmî C ) Himaye edenler, koruyanlar![]() HUMAYUN (Bak: Hümâyun) HUMAZ Kırmızı çiçeği olan bir bitki çeşidi * Kuzu kulağı![]() HUMBARA f Küçük küp * Ask: Demir veya tunçtan dökülmüş, içi boş ve yuvarlak olarak yapılan ve içine patlayıcı maddeler doldurularak havan topu veya elle atılan harp aleti Havan topu ile atılana havan humbarası, elle atılana da el humbarası denirdi * Para biriktirmek için kullanılan toprak veya madenden yapılan, bir tarafında para sığacak kadar yarığı bulunan kap Kumbara![]() HUMBARACI Ask: Yeniçeri teşkilâtı zamanındaki topçu eri Bu teşkilâtın mensubları havan toplarıyla humbara attıkları için bu adı almışlardı![]() HUMBARAHANE Humbara yapılan beylik fabrika * Tar: Humbaracılar kışlası![]() HUMÇE f Küçük küp![]() HUMEKA (Hamik C ) Ahmak, sersem![]() HUMEME (C : Humem) Kömür * Kara kül * Her ateşte yanan nesne![]() HUMEVÎ Tıb : Sıtmaya ait ![]() HUMEYYA şiddet ![]() HUMHANE f Meyhane * Şarap küplerinin konulduğu yer * Tas: Âşığın kalbi![]() HUMK Ahmaklık Bön olmak Aklı az olmak![]() HUML Kaçmak * Korkmak![]() HUMMA Ateşli hastalık Sıtma![]() HUMMALI Ateşli, kızgın * Çok faaliyetli Hararetli![]() HUMMAZ Kuzu kulağı ![]() HUMME Tamam oldu (meâlinde fiil) ![]() HUMMERE (C : Hummer) Kaya kuşu denilen başı kızılca serçe gibi bir kuş![]() HUMMİSA (C : Hummis) Nohut![]() HUMMUS Nohut ![]() HUMRAN (Ahmer C ) Kırmızılar![]() HUMRE (C : Humur) Küçük seccade * Namaz kılacak yer * Küçük hasır parçası * Güzelleşmek için kadınların yüzlerine sürdükleri şey![]() HUMRET Kırmızılık Kızıllık Masumane şefkat![]() HUMRET-İ HİCÂB Hayâdan, utanmaktan hâsıl olan kırmızılık ![]() HUMRET-İ ŞAFAK Şafak kırmızılığı, şafak kızıllığı ![]() HUMS Beş bölükten birisi Beşte bir![]() HUMS-İ ÖŞR Onda birin beşte biri Yani, bir şeyin ellide biri![]() HUMSA Boş böğürlü ve ince karınlı olmak ![]() HUMSE Hürmet ![]() HUMTANE Kadının kaynanası ![]() HUMUD Düşme Zayıflama * Sâkin olmak Soğumak Ateş sönmiyerek alevi azalmak * Bayılmak ve kendini kaybetmek * Ne helâle, ne de harama iştihası olmamak![]() HUMUL Mahfe taşıyan deve * (Haml C ) Yükler![]() HUMUL Bir kimsenin adı sanı batma, ünü ünvanı kaybolma ![]() HUMUZA Ekşilik ![]() HUMUZAT Ekşi şeyler ![]() HUMUZET Ekşilik Kekrelik![]() HUMUZİYET Ekşilik Kekrelik![]() HUMVE şiddet * Suret![]() HUN Hor ve zelil olmak ![]() HUN f Kan, dem * Öç, intikam, öldürme![]() HUN-İ CÂN şarap ![]() HUN'A şekk, şüphe, zan * Töhmet![]() HUN-AB(E) f Sulu kan, kanlı su, su ile karışık kan * Mc: Kanlı gözyaşı![]() HUNABİS(E) Arslan * Zâlim ve kötü kimse![]() HUNAK (C : Havânik) Boğazda olan şiş![]() HUN-ALUD(E) f Kana bulanmış![]() HUNAN Kuşların boğazında olan bir hastalık ![]() HUN-AŞAM f Kan içici, kan içen![]() HUNAT'E Kalın, yassı nesne ![]() HUNAYİS Çirkin ![]() HUNBAHA f Kan bahası, diyet![]() HUNBAR f Kan yağdıran, kan yağdırıcı![]() HUNCUR (C : Hanâcir) Sütlü deve![]() HUNCUR Boğazın başı ![]() HUNÇEGÂN f Kendisinden kan akan![]() HUNDURE Göz bebeği ![]() HUNEFA (Hanîf C ) Allahın birliğine inananlar (Bak: Hanîf )HUNEFŞAN f Kan saçan, kan serpen![]() HUNEYN Mekke-i Mükerremeye üç mil mesafede ve Mekke ile Taif arasında bir vâdinin adı ![]() HUNEYN VAK'ASI Hicretin sekizinci senesinde şirkten kurtulmamış bazı Arap kabileleri Mekkeyi geri almak maksadıyla hücum ettikleri zaman burada müslüman askerlere karşı gelerek başlangıçta galip gibi görünmüşlerse de daha sonra galebe ve zafer, İslâm askerlerine nasib olmuştur Bu muhârebede Sahabe-i kiramdan birçok zatlar şehid olmuşlardır (Bak: Uhud)(Eğer denilirse: Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, madem Habib-ü Rabb-il-Âlemin'dir Hem elindeki hak ve lisanındaki hakikattır Ve ordusundaki askerlerin bir kısmı melâikedir Ve bir avuç su ile bir orduyu sular Ve dört avuç buğday ve bir oğlağın etiyle bin adamı doyuracak bir ziyafet verir Ve küffar ordusunun gözlerine bir avuç toprak atmakla o bir avuç topraktan her küffârın gözüne bir avuç toprak girmesiyle onları kaçırır Ve daha bunun gibi bin mu'cizat sahibi olan bir Kumandan-ı Rabbâni, nasıl oluyor Uhud'un nihayetinde ve Huneyn'in bidayetinde mağlup oluyor?Elcevab: Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nev-i beşere mukteda ve imam ve rehber olarak gönderilmiştir Tâ ki, o nev-i insanî, hayat-ı içtimaiye ve şahsiyedeki düsturları ondan öğrensin ve Hakim-i Zülkemâlin kavânin-i meşietine itaate alışsınlar ve desâtir-i hikmetine tevfik-i hareket etsinler Eğer Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, hayat-ı içtimaiye ve şahsiyesinde daima harikulâdelere ve mu'cizelere istinad etseydi, o vakit İmam-ı Mutlak ve Rehber-i Ekber olamazdı İşte bu sır içindir ki, yalnız davasını tasdik ettirmek için arasıra indel-hâce, münkirlerin inkârını kırmak için mu'cizeler gösterirdi Sair vakitlerde nasılki herkesten ziyade evâmir-i İlâhiyyeye itaat etmiştir Öyle de: Hikmet-i Rabbaniye ile ve meşiet-i Sübhaniye ile te'sis edilen Âdetullah kavaninine herkesten ziyade müraat ve itaat ederdi Düşmana karşı zırh giyerdi, "Sipere giriniz!" emrederdi Yara alırdı, zahmet çekerdi Tâ tamamiyle hikmet-i İlâhiyye kanununa ve kâinattaki şeriat-ı fıtriye-i kübrâya müraat ve itaati göstersin L )
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#44 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HUNFEŞAN f Kan saçan, kan serpen![]() HUNHAH f İntikam alıcı, öç alıcı, kan isteyen![]() HUNHAR f Kan içici Zâlim Kan akıtan Öldüren, öldürücü![]() HUNHARANE f Kan içercesine Çok zâlimce Öldürerek![]() HUNÎ f Kanlı, kan dökmeye meyilli![]() HUNİ yun Dar ağızlı kaplara sıvı dökmeye yarayan; ve yukarı kısmı genişçe, aşağı kısmı dar olan âlet![]() HUNÎN f Kana bulanmış, kanlı![]() HUNKÂR f (Bak: Hünkâr)HUNKE Tecrübe etmek, denemek, sınamak ![]() HUNNAK Tıb: Boğaz hastalıkları ![]() HUNNE Sözü burun içinden söylemek ![]() HUNNES-KÜNNES Hunnes, Hânis'in; Künnes de Kânis'in çoğuludur Kânis, süpüren mânasınadır Umumiyetle, akıp akıp yuvalarına giden veya aynı yollarında gidip gelen yıldızlar demektir Bazılarınca gündüz gaib, gece zâhir olan yıldızlara denir Ekseriyetle yedi seyyar yıldızlara denmiştir (Zuhal, Müşteri, Merih, Zühre, Utarid, Uranüs, Neptün)HUNPAŞ f Kan döken, kan saçan![]() HUNRÎZ f Kan dökücü, kan döken, kan akıtan![]() HUNSA Hem erkek, hem de dişi olan * Erkeklik ve dişilik alâmetlerini birlikte taşıyan bitki![]() HUNTUF Sakalını yolan ![]() HUNU' Horluk, zelillik, alçaklık ![]() HUNUS Rücu etmek, vazgeçmek, geri dönmek * Örtülü olmak * Tehir etmek, sonraya bırakmak![]() HUNUT Mumyalama * Bir ölünün uzun zaman çürüyüp kokmaması için kullanılan eczalar![]() HUNUZ Kokup fenâ olmak ![]() HUNÜK f Ne güzel! Ne hoş! Ne mutlu!HUNYÂ f Şarkı söyleme![]() HUNYÂGER f Şarkı söyleyen, şarkıcı![]() HUNZUB Şişman gövdeli, boş konuşan kadın ![]() HUNZUL Uzun boynuz * Uzun zeker![]() HUNZUVANE Kin tutmak * Büyüklenmek, kibirlenmek![]() HUNZÜB (C : Hanâzıb) Erkek çekirge![]() HUNZÜBA' Kuru * Yellengen böceği![]() HUR Noksan, eksik ![]() HUR' (C : Hurü') Kuş tersi, necis![]() HUR f Güneş, şems![]() HUR f Güneş * Yiyecek şey![]() HUR f Güneş, şems![]() HUR (Ahver C ) Ahu gözlüler Gözleri iri ve siyah kısmı pek siyah; beyaz kısmı pek beyaz olan kızlar * Cennet kızları, huriler![]() HUR-İ ÎN Cennet'te âhu gözlü çok güzel kızlar (Bak: Huri)HURA' Devenin delirmesi ![]() HURAC Tıb: Bedenin çeşitli yerlerinde çıkan çıbanlar ![]() HURACE Çıban * İrinlenme![]() HURAFAT (Hurafe C ) Aslı esası olmayan, bâtıl rivayetler Bâtıl inanışlar Hurafeler![]() HURAFE Uydurma, bâtıl inanış Masal Efsane Yalan hikâye![]() HURAFE-VARÎ f Hurafeye benzer Hurafe gibi uydurulmuş![]() HURAK(A) Kav dedikleri nesne * Tuzluk![]() HURAN (Hur C ) f İri gözlü * Cennet kızları![]() HURAŞE Ufak parça, küçük şey ![]() HURBE (C : Hureb) Kalça kemiğinin deliği * Her yuvarlak delik![]() HURC Meşinden veya çadır bezi gibi şeylerden yapılmış büyük heybe ve sandık Meşinden yapılan bu heybe ve sandıklar arka taraflarındaki meşin kollarla hayvanların semerine bağlanır ve iki hurc bir hayvana yüklenirdi Eski zamanın uzun yolculuklarında kullanılırdı Eskiden İstanbulun meşhur yangınlarında en lüzumlu eşyayı içlerine doldurup pencereden atmak suretiyle kurtarma işlerinde kullanılmak üzere konaklarda da bulundurulurdu (O T D S )HURC Uzun dişi deve ![]() HURCÜL Uzun ![]() HURD f Küçük Ufak İnce * Kırık * Ehemmiyetsiz, önemsiz![]() HURD (Hurdenî) f Yiyecek, azık![]() HURD U HÂB Yiyecek ve uyku ![]() HURDA (Bak: Hurde) HURDE f Bir şeyin küçüğü, ufağı * Ufak şey, ufak parça Ufak ve kırıntıdan ibaret olan * Pek ince ve küçük![]() HURDE-HÂŞ f Param parça, kırık dökük![]() HURDE f Yenilmiş![]() HURDEBÎN (Hurde-bîn) Mikroskop Çok küçük, ufak şeyleri, mikropları gösteren âlet![]() HURDE-BÎNANE İnceden inceye Kılı kırk yararak![]() HURDE-BÎNÎ Gözle görülmeyecek derecede küçük Mikroskopik (Gözle görülmeyen hurdebinî bir hayvanın ne kadar keskin duyguları var ki, arkadaşının sesini işitir, rızkını görür, gayet hassas ve keskin hisleri vardır Şu hâl gösteriyor ki; maddenin küçülüp inceleşmesi nisbetinde âsar-ı hayat tezayüd ediyor, nur-u ruh teşeddüd ediyor Güya madde inceleştikçe, bizim maddiyatımızdan uzaklaştıkça ruh âlemine, hayat âlemine, şuur âlemine yaklaşıyor gibi hararet-i ruh, nur-u hayat daha şiddetli tecelli ediyor İşte hiç mümkün müdür ki; bu madde perdesinde bu kadar hayat ve şuur ve ruhun tereşşuhatı bulunsun; o perde altında olan âlem-i bâtın ziruh ve zişuurlarla dolu olmasın![]() ![]() S )HURDEDAN f Nükteleri ve incelikleri anlayan, bilen![]() HURDEDANÎ f Nükte ve inceliği anlıyan, dikkatli kimse![]() HURDEFURUŞ f Ufak tefek şeyler satan kimse![]() HURDEGİR f Sözün içinde tenkid edilecek noksan arayan![]() HURDENGÂH f Yemek odası![]() HURDENÎ f Yiyecek şey![]() HURDEŞİNAS f Dikkatli İncelikleri ve nükteleri anlayan![]() HURDE TEZYİNAT Tezhibde küçük süsleme motiflerine verilen genel isim ![]() HURDEVAT f Kırık dökük, eski püskü şeyler, öteberi Hırdavat![]() HURDSAL f Genç Yaşı küçük![]() HURD Ü MÜRD f Parça parça Ufak tefek kimse![]() HURF Üzerlik tohumu ![]() HURFE Mahrumiyet, mahrumluk Bedbaht oluş![]() HURFE Bir yere toplanmış yemiş * Baklet-ül hamkâ otu![]() HURFET-ÜL CENNET Cennet bahçesi ![]() HURİ (Ahver ve Havrâ kelimelerinin C ) Ahu gözlüler Gözlerinin akı karasından çok olan, pek güzel ve güzellikleri tarif ve tavsif edilemiyecek derecede güzel olan Cennet kızları (Bak: Hur - Hur-i în) (Sual: Ehadiste denilmiş: "Huriler yetmiş hulleyi giydikleri halde, bacaklarının kemiklerindeki ilikleri görünüyor " Bu ne demektir? Ne mânası var? Nasıl güzelliktir?Elcevab: Mânası pek güzeldir ve güzelliği pek şirindir Şöyle ki: Şu çirkin, ölü, câmid ve çoğu kışır olan dünyada; hüsün ve cemal, yalnız göze güzel görünüp, ülfete mâni olmazsa, yeter Halbuki: Güzel, hayatdar, revnakdar, bütün kışırsız lüb ve kabuksuz iç olan cennette; göz gibi bütün insanın duyguları, lâtifeleri cins-i lâtif olan hurilerden ve huriler gibi ve daha güzel, dünyadan gelme, Cennet'teki nisâ-i dünyeviyeden ayrı ayrı hisse-i zevklerini, çeşit çeşit lezzetlerini almak isterler Demek, en yukarı hullenin güzelliğinden tut, tâ kemik içindeki iliklere kadar, birer hissin birer lâtifenin medar-ı zevki olduğunu hadis işaret ediyor Evet, "Hurilerin yetmiş hulleyi giymeleri ve bacaklarındaki kemiklerin ilikleri görünmesi" tâbiriyle hadis-i şerif işaret ediyor ki: İnsanın her ne kadar hüsün perver ve zevk-perest ve zinete meftun ve cemale müştak duyguları ve hassaları ve kuvaları ve lâtifeleri varsa, umumunu memnun edip doyuracak ve herbirisini ayrı ayrı okşayıp mes'ud edecek, maddi ve mânevi her nevi zinet ve hüsn-ü cemale huriler câmidirler Demek, huriler Cennet'in aksam-ı zinetinden yetmiş tarzını, bir tek cinsten olmadığından birbirini setretmiyecek surette giydikleri gibi; kendi vücudlarından ve nefis ve cisimlerinden, belki yetmiş mertebeden ziyade ayrı ayrı hüsün ve cemalin aksamını gösteriyorlar S )
|
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#45 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (H Harfi)-Osmanlıca Sözlük (H Harfi) İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (H Harfi) HURİYE Huri gibi ![]() HURK Akılsız, bilmezlik * Dehşet, şiddet![]() HURKA Yanmak * Hararet * Yanık çıban![]() HURKAT Cehalet, câhillik, akılsızlık, bilmezlik ![]() HURKAT Yangın Yanma Yanıklık * Bir nevi çıban![]() HURKUF Zayıf davar ![]() HURKUS Pire gibi bir böcek (Az olarak kanatlanır uçar) ![]() HURLİKA f Çok güzel, huri yüzlü![]() HURMA f Bir sıcak iklim meyvesi * Hurma şeklinde yapılan hamur tatlısı![]() HURMAT (Huremât - Hurumât) Haramlar Dinin, yapılmasını menettiği şeyler İşlenmesi günah olan işler![]() HURMET (Bak: Hürmet) HURNUB Keçiboynuzu dedikleri yemiş ![]() HURPEYKER f Huri yüzlü![]() HURRAS (Hâris C ) Muhafızlar, bekçiler, nöbetçiler![]() HURRE (C : Harâyir) İyi * Câriye olmayan kadın![]() HURREM f Sevinçli Mesrur Şen Ferahlık veren Taze ve hoş Güler yüzlü![]() HURREMGÂH f Kalbi ferahlandıran yer![]() HURREMÎ f Mesruriyet, sevinç, sürurlu ve sevinçli olma![]() HURS(A) Hurma budağı * Şey![]() HURS (HIRS) (C : Hursân) Altından ve gümüşten olan halka * Kulağa taktıkları küçük halka![]() HURS(E) Çocuk doğuşunda yapılan yemek ![]() HURSEND f Kısmetine râzı olan, kanaatkâr, tokgözlü![]() HURSENDANE f Kanaatkârâne, tokgözlülükle![]() HURSENDÎ f Tokgözlülük, kanaat edicilik Göz tokluğu![]() HURSÎ Ev eşyası * Her nesnenin fenâsı![]() HURSÎS Metâ, mal Kumaş![]() HURŞÎD f Güneş Afitab Hur Mihr şems![]() HURŞUN (C : Harâşın) Ufacık bıtırak (Davarların tüyüne yapışır )HURT (C : Hurut-Ahrât) Balta İğne deliği, balta deliği, kulak deliği![]() HURTUM (C : Harâtim) Burun * şarap![]() HURU' Tanelerinden hintyağı çıkartılan ağaç * Sütleğen otu * Yumuşak ot![]() HURUB (Harb C ) Harpler, savaşlar, muharebeler![]() HURUB Keçiboynuzu adı verilen yemiş ![]() HURUC Çıkma Dışarı çıkma, çıkış * Ayaklanma, isyan etmek![]() HURUC-İ BİSUN'İHİ Namazdan kendi isteği ile çıkmak ![]() HURUC-İ FÂHİŞ Haddini aşmak * Büyük isyan hareketinde bulunmak![]() HURUC ALESSULTAN Meşru hükümete karşı kıyam ve isyan etme ![]() HURUF (Harf C ) Harfler İsim ve fiil olmayan kelimeler (Bak: Harf)HURUF-U ÂLİYAT Tas: Gayb ve gaybîlikte olan Cenab-ı Hakka mahsus şuunat ![]() HURUF-U ASLİYE (Bak: Harf-i aslî) HURUF-U CÂZİME Cezmeden harfler: lem, lemmâ, lâm-ül-emir, lâ-ün-nâhiye (nehyeden lâ edatı) Şart edatları da câzimdir (Bak: Câzim)HURUF-U CERRE (Bak: Harf-i Cer) HURUF-U HALK Sesi boğazdan çıkan harfler (Hâ, hı, ayn, gayn, he, hemze gibi)HURUF-U HECÂ Alfabe sırasına göre dizili harfler * Kelimelerdeki harflere ayrıca ses katan elif, vav, he, yâ harfleri![]() HURUF-U İMLÂ Gr: Sesli harfler (A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü, harfleri )HURUF-U İTBAK Gr: İtbak harfleri (Bak: İtbak)HURUF-U KAMERİYE Gr: Arapçada kelimenin başında harf-i tarif olduğu vakit, harf-i tarifin lâmı okunan harfler Meselâ: El-Kamer, El-İnsân, El-Bedi' kelimelerinde olduğu gibi Burada kelime başında "kaf, elif, bâ" harfleri kameriyeden olduğu için aynen okunuyor (Bunlar: Elif, bâ, cim, hı, hâ, ayın, gayn, fe, kaf, kef, mim, vav, he, yâ harfleridir )HURUF-U LEYYİN "Vav, ayn ve elif" harfleri (Bak: Lîn)HURUF-U MECHURE Cehr ile okunan harfler (Zı, lâm, kaf, vav, ra, bâ, dad, hemze, zel, gayın, ze, elif, cim, nun, dal, mim, tı, yâ, ayın )HURUF-U MU'CEME (MENKUTA) Gr: Kur'an-ı Kerim harflerindeki noktalı harfler ![]() HURUF-UL MUKATTAA Gr: Kur'an-ı Kerim'de sure başlarında bulunan, kesik kesik, ikisi üçü birleşik veya tek başına yazılı hafler Elif Lâm Mim, Yâ Sin, Elif Lâm Râ![]() ![]() gibi Bunlar İlahî birer şifre olup, mânalarını anlayanlar Resul-ü Ekrem (A S M ) ve O'nun vârisleridir![]() HURUF-U MUNFASILA Gr: Kendisinden sonra gelen harflere bitişmeyen (vav, rı, dal, hemze, ze, zel) gibi harfler ![]() HURUF-U MUTTASILA Gr: Kendisinden sonra gelen harflerle bitişip yazılan harfler ![]() HURUF-U MÜSTA'LİYE Tecvidde: Harf ağızdan çıkarken dilin üst damağa yapışması halinde veya üst damağa doğru gitmesiyle çıkan harfler: Kaf, tı, zı, dat, hı, sad, ayın, gayın, Bu harflerin mukabili "istifâle" harfleridir ![]() HURUF-U NÂSİBE Gr: Muzari (geniş zaman) fiilinin başına getirildiğinde o fiili nasbeden harfler (En), (Len), (İzen), (Key) harfleri gibi![]() HURUF-U ŞARTİYE (Bak: Şart edatları) HURUF-U ŞEDİDE (Bak: şiddet) HURUF-U ŞEFE Dudaktan çıkan harfler "Be, Fe, Mim" gibi![]() HURUF-U ŞEMSİYE Gr: "El" harf-i tarifinin "lâm" harfi ile yan yana geldiğinde, kendisi okunmayıp "Lâm" harfine kalboluyorsa, o harflere "huruf-u şemsiye" harfleri denir (Te, se, dal, zel, rı, ze, sin, şın, sad, dat, tı, zı, lem, nun harfleri) Meselâ: El-turab yazılıyor, etturab okunuyor El-şems yazılıyor, eşşems okunuyor El-Duâ, Edduâ okunuyor![]() HURUFAT (Harf C ) Harfler Matbaada kullanılan dökme harfler![]() HURUFİYE Fazlullah-ı Hurufi adında birinin kurduğu bâtıl bir meslektir Harflerden kendilerince manalar çıkarıp, dine aykırı iddiaları olan bir dalâlet fırkasıdır![]() HURUM İhram ![]() HURUR Düşmek, sukut ![]() HURUS f Horoz![]() HURUŞ f Coşma Gürültü şamata Telâş![]() HURUŞAN f Çağlıgirsin bir tarafına ![]() !!!, coşarak, * Coşan, çağlayan![]() HURY Değirmen deliği ![]() HURZ Oranlamak, yâni tahminle bir şeyin miktarını söylemek ![]() HURZE (C : Hurez) Dikiş![]() HUS Bir kavim üzerine nâzil olan umur ![]() HUS Dikmek * Darlık vermek * İki şeyi bir araya getirmek![]() HUSA Hurma yaprağı ![]() HUSA (Husye C ) Erkeklik bezleri, hayalar![]() HUSAF Hasad, hasad mevsimi * Ekin biçme![]() HUSAFE Düşmanlık, adavet Gizli kin, hased![]() HUSAKE Düşmanlık, adavet Hased, gizli kin![]() HUSALE Kırıntı, ufalanmış şey ![]() HUSALE Harman yerinde arta kalan tane ![]() HUSAM Keskin kılıç ![]() HUSAME Keskinlik ![]() HUSARE Arpa, buğday ve pirinç gibi hububâtın kabuğundan düşen parçalar * Her kabuklu nesnenin, kabuğundan ayrılıp temizlenmesi * Şirâ sıkıntısı * Her nesnenin fenâsı![]() HUSAS Sür'atle gitmek, seğirtmek, koşmak ![]() HUSBAN Hesab * Azab * Sıkıntı * Şer * Koltuk yastığı![]() HUSEMA' (Hasım C ) Muhalifler, karşı taraflar, hasımlar * Adüvler, düşmanlar![]() HUSF Her bir şeyin içi ![]() HUSHUS Mübâlağa ile kandırmak ![]() HUSLET Kıldan bükülmüş nesne ![]() HUSM (C : Ahsam) Çuval ve heybe bucağı![]() HUSN Perhizkârlık, iffet ![]() HUSR Zarar * Ele avuca girmemek * Dalâlete gitmek * Noksan * Sapıtmak![]() HUSR Tıb: Peklik, kabızlık, inkıbaz * İdrar tutulması![]() HUSRAN Mahrumiyet Kayıp Çok büyük ziyan![]() HUSREV f Hükümdar, şah![]() HUSS Karışmadık, sâfi olan * Ayrı bir kavim![]() HUSS Za'feran * Hurma yaprağı * Eğrelti otu![]() HUSS (C : Husas) Kamıştan yapılmış ev![]() HUSSAD Hased edenler Kıskananlar![]() HUSSER Cübbesi ve zırhı olmayanlar Çıplak kimseler![]() HUSUF Ay tutulması Perdelenmek Dünya gölgesinin ay üzerine gelmesi * Bir şeyin nuru ve ışığı gitmesi![]() HUSUF-İ CÜZ'Î Ayın bir kısmının tutulması ![]() HUSUF-İ KÜLLÎ Ayın tamamen tutulması ![]() HUSUL Peydâ olma Hasıl olma Meydana gelmek Üremek, türemek![]() HUSUL-PEZİR Hâsıl olmuş, meydana gelmiş ![]() HUSUL-YÂFTE f Husule gelmiş, meydana çıkmış, hâsıl olmuş![]() HUSUM (Hasim C ) Uğursuzluk * İdman Birbiri ardınca devam üzere olmak * Bir şeyi kökünden kesip dağlayanlar * Fırtına![]() HUSUM (Hasım C ) Hasımlar, düşmanlar![]() HUSUMET Düşmanlık Hasımlık Kincilik Zıddiyet Çekişmek Dâvacı olmak![]() HUSUN (Hısn C ) Kaleler Korunacak sağlam yerler![]() HUSUN-İ REFÎA Yüksek kaleler ![]() HUSUR Yorulmak * İncinmek![]() HUSURE Yoğunluk, kalınlık Sütün yoğurt olması![]() HUSUS İş Mevzu Yol Usul Keyfiyet Madde Şey Bir şeyin sairlerinden ayrıldığını ve temyizini bildiren cihet ve keyfiyet
|
|
|
|