![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#31 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Felsefede maddecilik, bütün varlığın maddeyle, maddenin bir yüklemi ya da etkisiyle açıklanıp temellendirilebilir olduğu anlayışı üstüne kurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yanda bircilik anlayışı içinde yer alan zihin-madde birlikteliği kuramı, zihin ile maddenin eşdeğer varlık kategorileri olduğunu, birinin ötekinin yalnızca bir görünümü olduğunu ileri sürmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Metafızik çerçevenin dışına çıktığımızda, özellikle "ideal" (ülkü) ile "idealist" (ülkücü) sözcüklerine gündelik dilde yüklenen anlamlar doğrultusunda "idealizm" (ülkücülük) terimi ahlâk bağlamında farkli kullanımlara sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#32 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Yine, felsefenin estetik dalına geldiğimizdeyse, idealizm sanat alanında savunulan "gerçekçilik" anlayışının karşısına dikilen, sanatın enson amacını doğada ya da dünyada bulunduğu varsayılan gerçekliklerin öykünme yoluyla yeniden yaratılmasında değil de ideaların, öncesiz sonrasız varlıkların yetkinliğinin ve güzelliğinin ülküselleştirme yoluyla gövdelenmesinde ya da yaşama geçirilmesinde bulan görüşe karşılik gelmektedir ![]() Doğadaki şeyleri ya da nesneleri, her şeyin özünü oluşturan tek bir saltık gücün ya da enerjinin geçici görünümleri olarak gören; varlığın tüm görünüşlerinde tek bir anlamın yattığını düşünen; varoluşu bedeni doğa, ruhu Tanrı olan tek bir birlik olarak algılayan; evrenin usa bağımlı olduğunu savlayıp ltiçbir olgunun amaçsız, karmaşık ve de bizim için bütünüyle bilinemez olmadığını savunan; usun sağladıklarının dışında gerçekliğe ulaşmanın olanaksız olduğunu öne süren; gerçekliği "idea", "us", "tin" olarak belirleyip maddeyi tinin bir görünüşü sayan ve "Saltık" olanı bulgulamaya yönelen bit öğreti olarak idealizmin başlangıcı I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine de, felsefede pek çok konuda olduğu üzere, idealizmin ük dizgeli biçimini Platon 'da görürüz ![]() ![]() ![]() ![]() Felsefe tarihinde maddecilik ile idealizm ayrımına giden ilk filozof usçu Leibniz olmasına karşın, bu ayrımın belirginleştirilmesinde İngiliz deneyci fılozof Berkeley 'in katkıları çok daha önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Düşüncemizde şeylerin varlığını yaratan aşkın güç Tanrı' dır ![]() ![]() Her ne kadar Berkeley idealist düşünceye önemli katkılarda bulunduysa da, idealist düşünce asıl gelişimini Kant 'la birlikte göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#33 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Ikincisi ne a priori (önsel) ne de a posteriori (sonsal) bilgi, insanın yazgısına ve geleceğine ilişkin, Tanrı var mıdır yok mudur ya da ölümden sonra yaşam var mı yok mu türünden "büyük" sorulara yanıt verebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#34 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Hegel bu düşünce sürecini ya da düşünme yordamını hem mantıkta hem de etik ve siyasetin daha somut konularında başarıyla Inıllanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fichte, Schelling ve Hegel farklı biçimlerle de olsa dünyanın ancak ve ancak uygun yeri zihin olan kavramların somut gerçekleşimi olduğu kavranarak anlaşılabileceğini savunurlar ![]() ![]() ![]() XIX ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Green insan yaşamınıgelişiminin Darwin'in dogal ayıklanma kuramı aracılığıyla, hatta doğalcı bir biçimde bile açıklanamayacağına inanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bradley ise Görünür ve Gerçklik'te (Appearance and Reality, 1893) bütün sıradan kavramlarımızuı, özellikle de "ilişki" kavramımızın, kendi içinde çelişkili olduğunu göstermeye çalışır ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşı, İngilizce konuşulan dünyanın birçok idealist düşünürü "birey ya da "kişi" kavramının saltık idealizm tarafından önemsizleştirilmesini engellemeye çatışmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son olarak Hegel 'in felsefe kalıtına sahip çıkarak felsefece düşünmenin tarihinde yer almaya hak kazanmış iki İtalyan idealist fılozofun adını anmamız yerinde olur: Benedetto Croce (1866-1952) ile Giovanni Gentile (1875-1944) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#35 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...En temel eleştirilerden biri, idealistlerin nesnelerin ilineksel özellikleriyle zorunlu özelliklerini birbirine karıştırdıkları yönündedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: Felsefe Sözlüğü- Bilim ve Sanat Yayınları Idealizm Nedir? Ruh maddeyi yaratır Bu, idealist felsefenin ilk biçimidir ve evrenin ruh tarafından yaratıldığını kabul eden bütün dinlerde kendini gösterir ![]() Evren, düşüncemizin dışında var olamaz İşte özelliklerin ancak zihnimizde var olduklarını, ve böyleyken onları şeylerin kendilerine atfetmekle yanılgıya düştüğümüzü kabul eden idealistlerin ispatlamaya çalıştığı şey budur ![]() ![]() ![]() Başka bir deyişle, düşüncemizin yansısıdır şeyler ![]() ![]() ![]() Demek oluyor ki, ruhumuzun yaratıcısı olan ve bize evren hakkındaki bütün fikirleri empoze eden daha üstün bir ruh vardır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#36 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...İSLÂM FELSEFESİ V ![]() ![]() ![]() ![]() Yükselme durumundaki bu Doğu İslâm felsefesi, aynı Ortaçağ Batı felsefesi gibi, sıkıdan sıkıya İlkçağ otoritelerine bağlıdır ![]() ![]() ![]() Nitekim Doğuda, Batıdan çok daha önce, Aristoculuk akımı başlamıştır ![]() ![]() Kaynak |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#37 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...KUŞKUCULUK İng ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En genel anlamda herhangi bir şeyden duyulan belirgin kuşku; kuşkulanma tutumu ![]() ![]() Yerleşik Felsefe dilinde, kesin bir tutum almamayı, enson bir yargıya varmamayı ilke edinmiş; bütün değerlerden, inançlardan, bilgi savlarından ilkece kuşku duymanın doğruluğunu savunan felsefe anlayışı ![]() Kuşkuculuk, düşünülebilecek hiçbir konuda kesin bilgi diye bir şeyin olmadığını, olsa bile insanın eldeki verileriyle kesin bilgilere ulaşmasının olanaklı olmadığını öne sürerek, nesnel bilgiyi ve nesnel bilme olanağını bütünüyle yok- saymaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuşkuculuğun varolan bütün değerlere karşı olumsuzlayıcı bir tutumun sergilendiği, bencil olmayan değerlerin bunların varlığına duyulan inançsızlık nedeniyle yoksaydığı, insanlığın temel değer ve ülkülerinin geçerliliğinin toptan kuşkuya açıldığı "Kinizm" ile karıştırılmaması gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yöntembilgisel kuşkuculuğuyla modern çağa damgasını vuran Descartes, verimsizliği nedeniyle tıkanmış olduğunu düşündüğü geleneksel kuşkuculuk anlayışına yeni bir yön çizerek bir anlamda kuşkuculuğun önünü açmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yanda Kant'ın eleştirel felsefesinde ileri sürülen kuşkuculuk anlayışı, eleştirel bir tutumun ışığı altında neyi bilip neyi bilemeyeceğimizi belirleyip kesinleme amacı gütmektedir ![]() ![]() ![]() Felsefe Sözlüğü Bilim ve Sanat Yayınları |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#38 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...KYNİKLER (KELBİLER) OKULU Sokrat'ın ölümünün hemen ardından öğrencileri bazı okullara ayrıldılar ![]() ![]() ![]() ![]() Sokratçıların ilgilendikleri başlıca iki konu vardı: Sokrat'ın öğrencileri öncelikle mutluluğun ne olduğunu ve nerede bulunduğu bilmek istemişlerdi ![]() ![]() Sokratçıların birinci ana sorunu budur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aristippos ve Antisthenes'in okulları bu iki soruyu hemen hemen aynı yönde cevaplandırırlar: Evreni değil de insanı kendisine konu yapan bilginin gerçek bilgi olduğu görüşü, her iki okul tararından da benimsenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Her iki okula göre de üstad Sokrat bu ideali kendi kişiliğinde tam anlamıyla gerçekleştirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O halde sonuçta eleme dönüşmeyen, pişmanlık yaratmayan hazları elde etmeye çalışılmalıdır ![]() ![]() ![]() Sokrat'ın yaşamı, bu ustalıklı yaşam sanatının en canlı örneğidir ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim Aristippos'un öğrencileri arasında "Hegasias" adlı birisi vardır ki, ona ölümü bile inandırdığı için, "kandıran (kandırıcı)" ismi takılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#39 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...LİBERALİZM İng ![]() Fr ![]() Alm ![]() es ![]() ![]() Gerek ekonomi felsefesinde gerekse siyaset felsefesinde devlet, toplum ve birey arasındaki tüm ilişkilerde bireyin hak ve özgürlüklerini öne çıkaran; her bireyin vicdan, inanç ve düşünce özgürlüğünün tanınması gerektiğini savunan ekonomik ve siyasal öğreti ![]() ![]() ![]() ![]() Liberal düşünürler, gerek her toplum ve kül- türün kendi sonunu kendi içinde taşıdığı düşüncesine gerekse siyasal ve toplumsal kuruluşların insanı daha iyiye doğru dönüştürme gibi bir amaç taşımaları gerektiği görüşüne karşı çıkarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Sağ"ın liberalizme yönelik en temel eleştirisi ise yerleşik kurumlara ve geleneklere duyarlı olmaması ve bireysel özgürlüğün artırılmasında toplumsal yapılara ve sınırlamalara gereksinim olduğunu göz ardı etmesidir ![]() Felsefe Sözlüğü-Bilim ve Sanat Yayınları -2002 LİBERALİZM Siyaset Felsefesi Sözlüğü Philippe Raynaud Çev: Necmettin Kamil Sevil Uzun bir süre, yeterince uzgörüşlü olmayan kişilere bir felsefe gibi görünen liberalizm, XX ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuçta, Batılı demokrasilerin siyasal evrimi, liberal geleneğin ana düşüncelerinden birçoğunun (“insan hakları”, bir checks and balances sistemi sayesinde egemenliğin sınırlandırılması, “sivil toplumun” özerkliği, vd ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#40 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Liberal felsefe ve modernlik Klasik biçimi altında liberalizm, XVII ![]() ![]() ![]() ![]() Batı Avrupa’da Reform hareketi ile Aydınlanma Çağı arasında aynı anda hem yeni bir siyasal varoluş biçimi hem de yeni bir düşünce biçimi doğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Fransa’da olduğu gibi Katolikliğini öne sürdüğünde bile, monarşik erk, gücül olarak siyasal yetkenin papalık üzerindeki üstünlüğünü var sayar ama, İmparatorluğun tersine, evrensel egemenlik savını gütmez; modern mutlakiyetçi ligin gücü, savlarının böylece önsel bir biçimde sınırlandırılmasından kaynaklanır ![]() ![]() Ayrıca, felsefe ve düşüncenin genel bir dönüşümüyle de tanımlanır ![]() ![]() ![]() Dolayısıyla modern siyaset, toplumun dinsel yetke karşısında aşamalı bir biçimde özgür kalmasından doğar; bu da eşanlı bir biçimde Devlet’in güçlendirilmesiyle ve kısa bir süre sonra “insan hakları” olarak adlandırılacak kavramın bilincine varılmasıyla ortaya çıkar ![]() Liberal düşünce, gücünü, modern Devlet içinde insan özgürlüğüne engel oluşturabilecek her şeyi eski “baskıcı” örgütlenim içine katarak bu siyasal dönüşümlere eşlik eden yeni eğilimleri bilinçli bir biçimde dile getirmesinden alır ![]() ![]() Siyasetin amaçları bakımından, liberalizm Devletin yapaycı ya da sözleşmeci düşüncesinden öze ilişkin sonuçlar çıkarır: İnsanlar güvenliklerini ya da haklarını güvence altına almak için Devleti kendi elleriyle kurduklarına göre, Devletin onları tehdit etmek veya özgürlüklerini tehlikeye atmak gibi yetkisi olmamalıdır ve dolayısıyla “egemenlik” insan hakları ya da yurttaş “hakları”yla sınırlı olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önce, her iki yazarda da “sivil hükümet” in kapsam ve yetkesini belirleyen “doğal durum” kuramını ele alalım ![]() ![]() ![]() Tersine, Locke’ta doğal durum oldukça uyumlu bir durumdur (insana Yaratan’ına boyun eğmeyi ve benzerlerini korumayı buyuran), “doğal yasa”dan kaynaklanan dayanışma kurallarınca yönlendirilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#41 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Çelişkili bir biçimde, Locke’u Hobbes’tan ayıran şey, bireylerin “doğal hakları” na, Leviathan’ın yazarının tanıdığı köklü önceliği vermemesidir ![]() ![]() Yaratıcım’a karşı görevlerim olduğu gibi, kendi üzerimde ve etkinliklerimin ürünleri üzerinde de kökene ilişkin bir güç taşırım; özgürlüğü ve geri alınamaz hakların “iyeliği”ni de bu sağlar ama bu, doğal yasaya hep boyun eğmek zorun da olmama bir engel değildir Böylece ilk liberalizmde, genellikle gözardı edilmiş olan ve “hoşgörü” ile “vicdan özgürlüğü” ne ilişkin tam anlamıyla liberal anlayışta belirleyici olan bir ilahi boyut vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Ona göre törel kurallar “doğal yasa”nın sonuçlarıdır, ama aynı zamanda pratik kavramlar insan aklının yaratımları olarak da görür; bu da toplumsal dünyanın, salt insana özgü ya da içkin bir biçimde ayarlanmasını olanaklı kılar ![]() Liberalizmin birliği ve çeşitliliği: Toplumsal sözleşme, güçlerin dengesi ve piyasa Bütünü içinde ele alınan liberalizme belirgin niteliğini kazandıran şey, Devletle toplum arasındaki ayrımı doğal ve gerekli bir veri olarak ya da en azından modern “uygarlığın” kalıcı bir aşaması gibi görmesi ve hem Devletin toplum karşısındaki mutlak egemenlik düşüncesidir (“devletçi”) hem de siyasal örgütlenimin toplum içinde erimesidir (“anarşist”) ![]() Ama, özellikle Devletle “sivil toplum” arasındaki ayrımı dile getiren bu düşünce, toplumsal bağın oluşum biçiminin ele alınması biçimine göre farklı biçimler de karşımıza çıkabilir: Liberalizm, bir toplumsal sözleşme doktrini, güçlerin dengesi ya da “ayrı mı” ve piyasanın dolaysız bir biçimde düzenlenmesine boyun eğen ekonomik sarmalın özerkliğinin düzenli bir biçimde savunulması içinde dile getirilebilir ![]() Locke’un siyaset felsefesi, toplumsal sözleşmenin liberal kuramının klasik anlatımı gibi görünür: Sivil hükümetin sınırlarını, bireylerin “hakları”ndan ve bireylerin mutlaka peşinden koşmak zorunda oldukları amaçlardan çıkarsar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak, Locke’un sözleşmeci kuramı, daha sonraları “Devlet”le “sivil toplum” arasında yaptığı ayrımı “doğal yasa”ya yaptığı gönderimle temellendirir ![]() ![]() Önce, “sivil hükümet”i ele alalım: Bu hükümet, ancak birleşmiş bireylerin aracı durumuna gelirse ve onların “haklarına” saygı gösterirse yasallık kazanır ![]() ![]() ![]() ![]() Liberalizmin, Locke ile Adam Smith arasında yön değiştirmiş olmasına karşın, klasik liberal düşünce köklü bir birlik içerir; bu da, ister siya set isterse ekonomi söz konusu olsun temel kav ramlar incelendiğinde hemen kendini gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() Montesquieu ’deki “güçlerin ayrımı” nın sınırlarına ilişkin tüzel sorunun ötesinde, (Montesquieu yalnızca, “güçlerin ayrılması gerektiğini” söyler) “İngiliz Anayasası’nın” örnek niteliğinin, karma rejimin antik idealine bağlılıktan değil, modern özelliklerinden kaynaklandığı açıktır ![]() Kaldı ki, bu nedenle Ingiliz ve Amerikan devrimleri sırasında en bilinçli liberal güçlerin, “erkin erk üzerinde belirleyici olduğu” siyasal düzenek düşüncesini ön-liberal düşünceden, sendika anlayışını andırır bir biçimde örgütlemiş kalıcı toplumsal güçlerin bir dengesi düşüncesinden açıkça ayırmayı arzuladılar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#42 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Şimdi, “güçlerin ayrımı” ya da “checks and balances” doktrininin “toplumsal sözleşme”ye ilişkin liberal kuramla bağıntısı incelenecek olursa, bu doktrinin bu bağ konusunda kendisine anlam katan amaçları daha iyi gerçekleştirebilmek için görünürde bir tutumluluk içine girdiği açıkça görülür ![]() ![]() ![]() Yine burada, Adam Smith ’in sunduğu biçimiyle “ekonomik liberalizmin”, liberal siyaset felsefesinin basit bir uzantısı olmadığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Turgot ve Condorcet ile doruğa tırmanan Fransız siyaset usçuluğu, bireyin dinin ağırlığından kurtulması ve ekonomiyi serbest bırakma idealine bağlıdır, ama İngiliz ve Amerikan denge ya da erklerin ayrıştırılması sistemlerini özgür bir Devlette egemen olması gereken eşitlik ve usçullukla bağdaşmayan “gotik” biçimler olarak benimser ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Liberal düşünce ve Fransız Devrimi Eğer Fransız Devrimi modern siyasal düşünceyi altüst etmiş olan temel bir olaysa, bunun nedeni hem daha önceki siyasal değişimlerde karanlıkta kalmış olan beklentilere açıklık kazandırmış olması, hem de yeni -ayrımsız bir biçimde “kentsoylu” ve “demokratik”-bir dünya yaratmış olmasıdır ![]() ![]() Büyük sorunların kimileri Devrimin başıyla birlikte, Devrim’e “liberal” bakış açısından getirilebilecek iki yorumu kendinde somutlaştıran Edmund Burke ve Thomas Paine arasındaki sürtüşmeyle ortaya çıkmıştır ![]() ![]() Devrime düşman olan Burke, “İngiliz özgürlükleri”ne ve yetkelerin dengesine bağlılığıyla, piyasa ve serbest ekonomiye güveniyle ve modern uygarlığın “değerlerine” bilinçli bir katılımla liberalliğini korur ![]() Fransız Devrimini, 1688 ve 1776 Devrimlerinin yasal kalıtçısı gibi görse bile, rakibi Paine (Ingiltere ile Amerika’daki sömürgeleri arasında sürtüşme yaşandığı dönem de bağlaşığı olan) ondan daha az liberal değildir; ama özellikle liberal gelenek içinde, siyasal bağın sözleşmeci yorumunu korumuştur; bu da ona göre “insan haklarının” özgür kurumların, piyasanın ve modern toplumun gerçek temeli oldukları anlamına gelir ![]() ![]() ![]() Her ikisi de 1789’un bir ilkeyi, daha önce Il ![]() ![]() Sonuçta Fransız Devrimi, liberal geleneğin iki karşıt siyasal akımı besleyebileceğini göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Her ikisi için de piyasanın bireylerin toplumsallaşmasını düşünmeye olanak tanıyan bir örnek olmasından daha çarpıcı hiçbir şey olamaz (toplumsallaşma olmaksızın bireyler tek başlarına kalırlardı); her ikisine göre de, serbest ekonomi bize toplum yaşamı için gerekli olan bilginin ayıklanmasının nasıl yapıldığını anlamamıza olanak tanır; ama Burke’ün geleneğin rolü konusuna önem verdiği yerde Paine temsili sistem içinde kamuoyunun oluşumunu öne çıkarır Eğer 1789 Devrimi daha önceki devrimlerin anlamı üzerine geçmişe yönelik bir sorgulamaya yönlendirmişse, 1793 Terörü, ardından Konsüllük ve Imparatorluk yönetimlerinin askeri “despotluğu”, Fransız Devrimi üzerine daha ileride yapılacak olan bütün tartışmaların temelinde yatan daha dramatik bir sorunu: 1789’da dile getirilen kurtuluş ilkeleriyle Kurucu Meclis’i izleyen tiranlık dönemleri sorununu da günde-me getirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#43 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...Terör’ü izleyen döneme ilişkin yazılar iki temel düşünceyi ortaya çıkarır: 1789 ile 1793 arasındaki benzeşmezlik düşüncesini ve özellikle Devrim’in sivil ve liberal başarılarının kalıcılığı düşüncesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özellikle Principes de politique’te (“Siyasetin İlkeleri”) sunulduğu biçimiyle Benjamin Constant’nın doktrini, büyük bir bölümüyle Jean Jacques Rousseau’ya bir yanıttır ![]() Rousseau’nun yapıtı, birey , toplum ve Devlet arasındaki uzlaşma koşullarına ilişkin dizgeli bir incelemedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görünürdeki yalınlığı içinde, bu uslamlama Devrim sonrası liberal sorunun temel öğelerini çekirdek durumunda içinde barındırır: Modern demokratik ilkeyle devingen bir tartışmanın yolunu açar (seçmenler kitlesinin sınırları genişletilebilir ve mülkiyet, özgürlüklerin ilki değildir), ama antik “erdem”in yeniden dirilmesini Öngören bütün tasarıları modası geçmiş ve despotikleşmeye eğilimli olarak kesin bir biçimde kınar Constant’ın bir başka başarısı da, liberal doktrinin temelinde yer alan, bireysel özgürlükten daha derin olan ve aynı zamanda modern özgürlüğün çelişkili bir koşulu niteliğini taşıyan şu ilkeyi gün ışığına çıkarmış olmasıdır: Eğer bireyler yasa oluşturucuların bir parçası olmaksızın Özgür olabiliyorlarsa, bunun nedeni toplumun kendi içinde kendiliğinden ortaya çıkan bir uyum yeteneği taşımasıdır ![]() ![]() Öte yandan, Devrim deneyiminin gösterdiği gibi eski ve despotik eğilimlerin yeniden canlanması her an için olanaklıdır ve bu da modern dünya içinde “eski”den kalma en küçük bir yurttaşlık düşüncesinin korunmasını içerir: Siyasal özgürlük, bireysel bağımsızlığın sürdürülebilmesinin koşuludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada modern toplumun kendisinin de yurttaşların kamu işlerine en küçük de olsa bir ilgi duymaksızın yaşayamayacağını gösterir: Modern özgürlüğün savunulması gerekir çünkü, “içten” bir varoluşun koşuludur ama aynı zamanda yurttaşlığın olası tek temelidir ![]() ![]() Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#44 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...MARKSİZM Bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx'ın görüşlerini temel alan siyasal, ekonomik ve felsefi sistemin adıdır ![]() Maksizmin temel kuramı sınıflar savaşı kuramıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında... |
![]() |
![]() |
#45 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Düşünce Akımları - Felsefi Düşünce Akımları Hakkında...MATERYALİZM I ![]() Gördük ki, "Varlık ile düşünce arasındaki ilişkiler nelerdir?" sorusuna, ancak karşıt ve çelişik iki yanıt olabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() Felsefeyi, genel bir biçimde, dünyayı, evreni açıklama çabası olarak tanımladık ![]() ![]() ![]() ![]() İdealizm, nasıl insanların bilgisizliğinden doğmuşsa - bilgisizliğin, idealist anlayışları paylaşan siyasal ve kültürel güçler tarafından, toplumlar tarihinde, nasıl korunduğunu ve sürdürüldüğünü göreceğiz-, materyalizm de bilisizliğe ya da bilmesinlerciliğe karşı savaşımdan doğmuştur ![]() ![]() III ![]() Bu felsefeye karşı savaşım verenlerin ve bu öğretinin yirmi yüzyıldan beri hep aynı yerde durduğunu söyleyenlerin iddialarının tersine, materyalizmin tarihi, bize, bu felsefede canlı bir şeyin ve her zaman hareket halinde olan bir şeyin varlığını gösteriyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() IV ![]() Bunu yanıtlayabilmek için, felsefenin temel sorusuna, varlık ile düşünce arasındaki ilişkilere, yani bunlardan hangisinin daha önemli olduğu sorusuna dönmemiz gerekir ![]() ![]() ![]() Şu halde, materyalistlere göre, dünyayı ve maddeyi yaratmış olan tanrı ya da ruh değildir, ama ruhu yaratmış olan dünyadır, maddedir, doğadır: "Tinin kendisi, maddenin en üstün bir ürününden başka bir şey değildir ![]() Bunun içindir ki, ikinci bölümde sorduğumuz soruyu tekrar ele alırsak ve "düşünme, insana nereden gelir?" dersek, materyalistler, insan düşünüyor çünkü onun bir beyni vardır ve düşünce beynin ürünüdür, diye yanıt verirler ![]() ![]() "Bize ne kadar yüce görünürlerse görünsünler, bilincimiz ve düşüncemiz, maddi, bedensel bir organın, beynin ürünlerinden (sayfa 55) başka bir şey değildir ![]() Buna göre materyalistler için, madde, varlık, bizim düşüncemizin dışında var olan gerçek şeylerdir ve var olmak için düşünceye ya da ruha gereksinme duymazlar ![]() ![]() İdealistlerin söylediklerinin tersine, bizi kuşatan şeyler bizden bağımsız olarak mevcutturlar, bize düşüncelerimizi veren onlardır; ve bizim fikirlerimiz, şeylerin bizim beynimizdeki yansısından başka bir şey değildir ![]() Bunun içindir ki, varlık ile düşünce arasındaki ilişkiler sorusunun ikinci yönü -"Bizim çevremizdeki dünya hakkındaki düşüncelerimiz ile bu dünya arasında nasıl bir bağıntı vardır? Bizim düşüncemiz, gerçek dünyayı bilebilecek durumda mıdır? Gerçek dünyaya ilişkin tasarımlarımızda ve kavramlarımızda gerçekliğin doğru bir yansısını verebilir miyiz? Bu soru, felsefe dilinde, düşünce ile varlığın özdeşliği ![]() ![]() ![]() Şu halde, özetlemek için şöyle diyeceğiz: materyalistler, felsefenin temel sorunu karşısında: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|