Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
tarihi, türkiye

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #31
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



Fahri Korutürk « Türkiye Tarihi

Türkiye'nin 6 Cumhurbaşkanı olan Korutürk, 6 Nisan 1973 ile 6 Nisan 1980 yılları arasında görev yaptı 1903 yılında İstanbul'da doğdu 1916 yılında Bahriye Mektebi'ne girdi 1923 yılında Deniz Harp Okulu'nu, 1933 yılında Deniz Harp Akademisi'ni bitirdi Deniz Kuvvetleri'nin çeşitli kademelerinde görev aldı

Roma, Berlin ve Stokholm'de Deniz Ataşesi olarak hizmet verdi 1936'da Montreux Boğazlar Konferansı'na askeri uzman olarak katıldı 1950 yılında amiralliğe yükseldi Oramiralliğe kadar çeşitli rütbelerde komuta görevleri yaptı

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevinden 1960 yılında emekli olduktan sonra, sırası ile Moskova ve Madrit Büyükelçisi olarak diplomatik görevler aldı

1968 yılında Cumhuriyet Senatosu Üyesi oldu 1973 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 6 Cumhurbaşkanı seçildi 1980 yılında, yedi yıllık hizmet süresi tamamlandığından, cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldı 12 Ekim 1987 tarihinde vefat etti

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #32
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



Turgut Özal « Türkiye Tarihi

Türkiye'nin 8 cumhurbaşkanıdır 8 Kasım 1989 ile 17 Nisan 1993 yılları arasında görev yapmıştır 1927 yılında Malatya'da doğdu 1950 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu 1952 yılında ABD'ye giderek ekonomi tahsili gördü Türkiye'ye döndükten sonra Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdür Yardımcısı oldu ve Türkiye'nin elektrifikasyonu ile ilgili projelerde çalıştı

1961-62 yılları arasında askerlik hizmetini Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyesi olarak ifa etti ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın kurulmasına katkıda bulundu Bu sırada, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde ders de verdi

Bir süre Başbakanlık Teknik Uzmanlar Kurulu Üyesi olarak çalıştı ve 1967-71 yılları arasında da Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini yürüttü Ekonomik Koordinasyon Kurulu, Para ve Kredi Kurulu, RCD Koordinasyon Kurulu ve AET Koordinasyon Kurulu başkanlıklarında bulundu

1971-1973 tarihleri arasında Dünya Bankası'nda danışman olarak çalıştı Türkiye'ye döndükten sonra çeşitli sınai kuruluşlarda çalıştı ve 1979 yılı sonlarına doğru Başbakanlık Müsteşarı olarak atandı Aynı dönemde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini de vekaleten yürüttü

12 Eylül 1980 müdahalesinden sonra kurulan hükümete Ekonomik İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak atandı 1982 yılında bu görevinden istifa etti 1983 yılında Anavatan Partisi'ni kurdu ve aynı yıl yapılan genel seçimlerde partisinin başarılı olması üzerine hükümeti kurmakla görevlendirildi ve böylece Türkiye'nin 19 Başbakanı oldu 1987 yılında yapılan seçimler sonrasında tekrar hükümet kurdu ve başbakan olarak görev yaptı

31 Ekim 1989'da TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 8 Cumhurbaşkanı olarak seçildi ve 9 Kasım 1989 tarihinde bu görevine başladı 17 Nisan 1993 tarihinde geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle görevi sırasında vefat etti

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #33
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



Celal Bayar « Türkiye Tarihi

Türkiye'nin 3 cumhurbaşkanıdır 22 Mayıs 1950 ile 27 Mayıs 1960 yılları arasında görev yapmıştır 1883 yılında Bursa Gemlik ilçesinin Umurbey Köyü'nde doğdu İlk ve orta öğreniminden sonra memuriyet hayatına atıldı Adalet, reji ve bankacılık sahasında memuriyet görevlerinde bulundu 1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihat ve Terakki çalışmalarına katıldı Bu cemiyetin İzmir Şubesi Genel Sekreterliğini yaptı

12 Ocak 1920'de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne Saruhan Sancağı Milletvekili olarak katıldı Türk Millî Mücadelesi'nin başlaması ile birlikte Anadolu'ya geçerek bu harekete fiilen katıldı Bu mücadelenin kazanılması sırasında Batı Anadolu'da faaliyet gösterdi Aynı zamanda Birinci Büyük Millet Meclisi'nde Bursa Milletvekili olarak görev aldı 1921'de İktisat Vekili oldu

Lozan Barış Konferansı'na müşavir göreviyle katıldı 1923 seçimlerinden sonra İkinci Büyük Millet Meclisi'ne İzmir Milletvekili olarak girdi

1924 yılında İş Bankası'nın kurulmasında önemli rol oynadı İktisat Vekilliği görevinde bulundu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda mücadele adamı, politikacı ve iktisatçı olarak rol aldı 1937-1939 yılları arasında başbakanlık yaptı 1943 yılına kadar İzmir Milletvekili olarak siyasi hayatını sürdürdü

Çok partili siyasi hayata geçilmesi üzerine 1946 yılında arkadaşları ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu ve başkanlığına getirildi Partisinin 1950 seçimlerini kazanmasından sonra aynı yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi (22 Mayıs 1950) 10 yıl boyunca sürdürdüğü bu görevden 27 Mayıs harekâtı ile 1960 yılında ayrıldı

Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkum edildi (15 Eylül 1961) Cezası daha sonra müebbet hapse çevrildi Yassıada'dan Kayseri Bölge Cezaevi'ne nakledilen Bayar, 7 Kasım 1964 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakıldı 22 Ağustos 1986 tarihinde İstanbul'da vefat etti

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #34
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



Cevdet Sunay « Türkiye Tarihi

Türkiye'nin 5 Cumahurbaşkanı olan Sunay, 28 Mart 1966 ile 28 Mart 1973 tarihleri arasında görev yapmıştır 1899 yılında Trabzon'da doğdu İlk ve orta öğrenimini Erzurum, Kerkük, Edirne ve Kuleli Askeri Lisesi'nde yaptı

Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917 yılında, subay adayı olarak eğitim kampına katıldı Aynı yıl Filistin Cephesi'nde görev aldı 1918 yılında Mısır'da İngilizlere esir düştü Esaretten döndükten sonra, Kurtuluş Savaşı'na katılarak, Güney Cephesi'nde görev aldı Sonradan Batı Cephesi'nde görevini sürdürdü

1927 yılında Harp Okulu öğrenimini tamamladı 1930 yılında Harp Akademisi'ni bitirdi Silahlı Kuvvetler'de çeşitli görevler alarak 1949'dan itibaren generallik rütbelerinde hizmet verdi

1960 yılında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandı 1966 yılında, bu görevinden ayrılarak, Cumhurbaşkanlığı Kontenjan Senatörlüğü'ne seçildi

Cemal Gürsel'in rahatsızlığı sebebiyle görevden ayrılması üzerine, 28 Mart 1966'da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin 5 Cumhurbaşkanı seçildi 7 yıllık görev süresini tamamladıktan sonra, 1973 yılında cumhurbaşkanlığından ayrıldı 22 Mayıs 1982 yılında vefat etti

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #35
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



Cemal Gürsel « Türkiye Tarihi

Türkiye'nin 4 Cumhurbaşkanı olan Gürsel, 27 Mayıs 1960 ile 28 Mart 1966 tarihleri arasında görev yaptı 1895 yılında Erzurum'da doğdu İlk öğrenimini Ordu'da yapan Gürsel, öğrenimini Erzincan ve İstanbul'da, askeri öğrenci olarak sürdürdü

1915-1917 yıllarında, topçu subayı olarak Çanakkale Savaşlarına katıldı Filistin ve Suriye Cephesi'nde bulundu Kurtuluş Savaşı'nın Batı Cephesi'ndeki bütün savaşlarına katıldı

1929 yılında Harp Akademisi'ni bitirdi 1946 yılından itibaren orgenerallik rütbesi dahil, çeşitli general rütbelerinde hizmet yaptı 1958 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandı Bütün bu görevleri sırasında, meslekî bilgi ve karakteri ile ordunun ve halkın sevgisini ve güvenini kazandı

27 Mayıs 1960 Harekâtı'nın lideri olarak kabul edildi Yeniden demokratik düzene dönülmesinde ve 1961 Anayasası'nın hazırlanmasında önemli rol oynadı Kamuoyuna sunulan ve kabul edilen bu anayasa gereğince, 10 Ekim 1961 tarihinde yapılan seçimlerden sonra oluşturulan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, Türkiye'nin 4 Cumhurbaşkanı olarak seçildi

1966 yılında başlayan rahatsızlığının devamı ve görevini engellemesi üzerine, Anayasa uyarınca, cumhurbaşkanlığı görevi sona erdi 14 Eylül 1966 tarihinde vefat etti

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #36
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



İsmet İnönü « Türkiye Tarihi

Türkiye'nin ikinci cumhurbaşkanı (1884-1973)

İsmet İnönü ya da halk arasında yaygın adıyla İsmet Paşa, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün en yakın çalışma arkadaşı ve onunla birlikte Atatürk devrimlerinin yapıcısıdır 50 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yazgısında büyük rol oynamış olan İsmet İnönü, Atatürk'ten sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin «ikinci Adam»ıdır

Yetenekli Bir Genç

Sorgu yargıcı Mehmet Reşit Bey'in beş çocuğundan ikincisi olan Mustafa İsmet, babasının görevli bulunduğu Sivas'ta ilkokula başladı 1892'de Sivas Askerî Rüştiyesi'ne girdi İdadî'yi (lise) ve Topçu Okulu'nu (Mühendishanei Berrii Hümayun) bitirince, yüksek askerî eğitime yetenekli görülerek Erkânıharbiye Mektebi'ne (Kurmaylar Akademisi) alındı (1903) 26 eylül 1906'da bu okulu da bitiren kurmay yüzbaşı Mustafa İsmet Bey, Edirne'deki İkinci Ordu'ya atandı

İsmet Bey Edirne'de görevli iken devrimci İttihat ve Terakki Partisi'ne girdi ve oradaki gizli örgütün başına geçti 1908 devrimi patlayınca Edirne'de orduya ve sivil yönetime elkoydu 31 mart 1909'da Hareket Ordusu'na katıldı

Birinci Dünya Savaşı'nda

1910'da Ahmet izzet Paşa ile birlikte Yemen'e gitti Orada hayatındaki en büyük başarılarından birini göstererek devlete başkaldıran Yemen İmamı ile anlaşma sağladı, yüz yıldan beri süren Yemen isyanlarını sona erdirdi, iki yıl orada kaldıktan sonra Harbiye Bakanlığı'nda görevlendirildi 1916'da cephelerde görev aldı, albay olarak aldığı bu görevlerin hepsi Doğu Cephesi'yle Suriye Cephesi'nde geçti Savaş sona erince Harbiye Bakanlığı müsteşarlığına atandı

Kurtuluş Savaşı'nda

İnönü, Atatürk'ün Millî Mücadele hazırlıklarına daha İstanbul'dayken katılmıştı Ama ancak 9 nisan 1920'de Ankara'ya gidebildi 23 Nisan'da Ankara'da açılan TBMM'ye katıldığı zaman ileride kavuşacağı ünün ve devletin kuruluşunda alacağı önemli görevlerin çok uzağındaydı Ancak onun yeteneklerini Doğu Cephesi'nde birlikte çalıştığı zamandan bilen Mustafa Kemal, kurulan ilk hükümette onun Genelkurmay başkanlığına getirilmesini sağladı Meclis'te de Edirne milletvekiliydi

Albay İsmet Bey, Ocak 1920'de Garp Cephesi komutanlığına atanmıştı Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasına kadar bu cephede geçen bütün savaşlarda (İnönü Savaşları, Çerkez Ethem Ayaklanması, Sakarya Meydan Savaşı, Büyük Taarruz) cephedeki birinci adam olarak yerini korudu Bu arada Birinci İnönü Savaşı sonunda tuğgeneral, zaferden sonra da tümgeneral oldu

Barış Kahramanı ve Başbakan

Artık İsmet Paşa'nın adı çoğu zaman Mustafa Kemal Paşa'nın adıyla birlikte anılıyordu Kurtuluş Savaşı'nın bu iki kahramanı karakter bakımından birbirinden oldukça farklıydı, ama bu farklılık birçok yerde birbirini tamamlıyordu

Mudanya Mütarekesi görüşmelerini yürütmekle görevlendirilen İsmet Paşa üstün bir komutan olduğu kadar, usta bir diplomat olduğunu da gösterdi Lozan Konferansı'na gidecek heyetin başkanlığına da gene o getirildi Bunun için de dışişleri bakanlığına atandı Cephelerdeki başarılarını Lozan Barış Antlaşması ile taçlandırarak yurda döndü Lozan dönüşünde başbakanlığa getirildi (29 Ekim 1923) Kısa bir süre ayrıldıktan sonra 1925'te yeniden atandığı başbakanlığı 1937'ye kadar sürdü O yıl Atatürk ile görüş ayrılığına düşerek başbakanlıktan temelli ayrıldı

Devlet Başkanı

Atatürk'ün ölümünden sonra Meclis'in oybirliğiyle cumhurbaşkanlığına seçilen İsmet İnönü çetin bir dönemde devlet başkanı oldu (11 Kasım 1938) Devlet adamlığındaki dirayeti, zamanında isabetli karar alma yeteneği sayesinde Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı'na karışmaktan koruduğu gibi, devrim ilkelerinde de ödün vermedi Başlamış olan öğretim ve kültür seferberliğini hızlandırdı

Muhalefette

İkinci Dünya Savaşı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de toplumsal ve siyasal ortamı derinden etkiledi ve toplumdan yeni isteklerin yükselmesine yol açtı Türkiye'de bunun en önemli olanı çok partili hayata geçme özlemiydi İsmet Paşa bu istekleri göz önüne alarak, dengeli bir ölçüde çok partili rejime yöneldi, partisindeki buna karşı olan akımı önlemeyi de başardı Ama bu gidişin sonunda 1950 genel seçimlerinde İnönü'nün partisi iktidarı kaybederek muhalefete düştü 1950-1960 arasında İnönü çok çetin yıllar geçirdi Bir aralık Meclis'teki milletvekili sayısı otuza kadar indi Ama o, geçmişte katlandığı zorluklara karşı edindiği alışkanlıkla bunlarla çarpışmağa devam etti 1957 seçimlerinden sonra birçok yerde toplu tecavüzlere bile uğradı

Son Hizmetleri

Millî Birlik dönemi kapanıp sivil yönetime geçilince İnönü ikinci kez iktidara geldi ve 1961-1965 arasında başbakan oldu Bu dönemde karşıt partilerle işbirliği yapmak zorunda kaldığı gibi iki askerî ayaklanma girişimiyle de karşı karşıya kaldı 1963'te bir suikasta hedef oldu, ama yara bile almadan atlattı 1965 seçimleri sonucunda yeniden ana muhalefet partisi lideri durumuna geçti

Daha yumuşak bir muhalefet yaptığı bu dönemde «ortanın solu» ilkesini öne sürdü Bu politika partisinin de, onun da hayatında en önemli dönüm noktası oldu Partide iki kez bölünme olduğu gibi, sonunda İnönü de parti başkanlığından çekilmek ve yerini Ecevit'e bırakmak zorunda kaldı Öldüğü zaman (25 aralık 1973) Anıtkabir'de Atatürk'ün yakınına gömüldü

İnönü'nün Büyük Özelliği

İnönü, ilk ve ortaöğrenim çağında olağanüstü bir öğrenci değildi; Rüştiye'nin son sınıfında bir yıl kaybettiğini kendisi söylemiştir Ne var ki bu başarısızlık, onun gizli kalmış yeteneklerinin uyanmasına yaramıştır Nitekim lisede ve Topçu Okulu'nda sınıf birincisi olduğunu görüyoruz Erkânı Harbiye Mektebi'nde de başarılı öğrenciliği devam etmiş ve Mustafa Kemal, Kâzım Karabekir, Fethi Okyar, Ali Fuat Cebesoy gibi, ileride Kurtuluş Savaşı'nın ve Cumhuriyet'in öncüleri olacak gençlerle bu okulda tanışarak, yakın arkadaş olmuştur; kendi kendine ilerlettiği Fransızca'dan sonra Almanca'yı da bu okulda öğrenmeğe başlamış; daha sonra, cumhurbaşkanlığı sırasında bunlara İngilizce'yi de eklemiştir İnönü'nün büyük özelliği ve belki de başarılarının sırrı, çalkantılı hayatı boyunca ve her yaşta durmadan çalışma ve öğrenme alışkanlığını kaybetmemiş olmasıdır

(Solda) İsmet Paşa (solda), Kurtuluş Savaşı'nın son yıllarında general üniformasıyla, iki İnönü Savaşı'nı zafere ulaştıran komutan, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlıca yöneticilerinden biri olarak başarı kazanmıştır

(Sağda) İnönü'nün son fotoğraflarından biri Cumhuriyet'in kuruluşunda Atatürk'ün en yakın yardımcısı olan İnönü, Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı'ndan uzak tutmayı başarmış ve 1950'den sonra, çeyrek yüzyıl boyunca kimi zaman muhalefet lideri, kimi zaman hükümet başkanı olarak siyaset hayatını sürdürmüş ve Türk demokrasisinin gerçekleşmesinde de önemli katkısı olmuştur

(Solda) Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş günlerinde Atatürk ve İnönü Zamanla, büyük devlet adamı nitelikleri de tarihe geçecek olan iki yetenekli komutanın işbirliği, Türkiye'nin temel harcını oluşturacak ve yeni kurulan devlet, karşılıklı anlayış ve saygıya dayanan bu ortak çalışmadan derin izler taşıyacaktır

(Sağda) İkinci Dünya Savaşı yıllarında İnönü, Roosevelt ve Türkiye'yi savaşa sürüklemek isteyen Churchill ile buluştukları Kahire toplantısında da direnecek ve ülkesini savaş felâketinden sakınmayı başaracaktır

Başarılı komutan, büyük devlet adamı, etkili siyasetçi İnönü'nün tabutu, Mehmetçik'lerin »muzundu ve generallerin eşliğinde, Ankara caddelerinden geçerek Anıtkabir'e doğru ilerliyor 1972 yılında CHP genel başkanlığından (4 kasım), sonra milletvekilliğinden (14 kasım) ayrılan İnönü, 25 aralık 1973 günü gözlerini yumduğu zaman 89 yaşında bir Senato üyesiydi Büyük, heyecanlı ve millî bir törenle toprağa verildi

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #37
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



İstiklal Marşı « Türkiye Tarihi

Her ulusun bağımsızlığını simgeleyen bir millî marşı vardır Türk millî marşının adı İstiklâl Marşı'dır Marşın sözlerini Mehmet Akif Ersoy yazmış, bestesini Zeki Üngör yapmıştır

Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Millî Eğitim Bakanlığı, 1921 yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi Yarışmaya 724 şiir gönderildi Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi Ama millî eğitim bakanı Hamdullah Suphi'nin (Tanrıöver) ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi

Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif'in «Kahraman Ordumuza» sungusunu taşıyan şiiri TBMM'ce «İstiklâl Marşı» kabul edildi Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı'nca Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu 1930'a kadar marş bu beste ile çalındı O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste aldı

Mehmet Akif Ersoy, istiklâl Marşı'nda, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir Şiirin bütünü, dörtlükler halinde yazılmış kırk bir dizedir (sonuncu bölük beş dize)

Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Tarihi

Eski 11-04-2012   #38
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Tarihi



Lozan Antlaşması « Türkiye Tarihi

Kurtuluş Savaşı'nın sonunda Mudanya Mütarekesi imzalanmış, bundan az sonra, 22 Ekim 1922'de Türkiye barış görüşmelerine çağrılmıştı Mudanya Mütarekesi'nde de Türk heyetine başkanlık etmiş olan ismet Paşa (İnönü), dışişleri bakanlığına getirilerek Lozan'a gidecek Türk heyetine başkan atandı Lozan Konferansı'nda İngiltere'yi Lord Curzon, İtalya'yı Mussolini, Yunanistan'ı Venizelos, Fransa'yı Poincare temsil ediyordu

Dikenli Sorunlar

Sevr Antlaşması'na göre Türkiye'nin doğusu Ermenilerle Kürtlere, güneydoğu illeri Fransızlarla İngilizlere, Antalya dolayları İtalyanlara, Batı Anadolu ve Trakya Yunanlılara veriliyor, Boğazlar barışta ve savaşta serbest olmak üzere Müttefikler'in yönetimine bırakılıyor, kapitülasyonlar bütün devletlere tanınıyor, Anadolu'nun yalnız orta ve orta-kuzey kesimi Türklere kalıyordu Ankara Hükümeti bu antlaşmayı hiç bir zaman tanımadı ve bağımsızlık için sonuna kadar savaşılacağını bütün dünyaya ilân etti

Savaşı kazanıp barış masasına oturduğu zaman başta kapitülasyonlar ve Osmanlı borçları olmak üzere Sevr Antlaşması'nda yer alan birçok hüküm yeniden Türkiye'nin önüne sürüldü Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan önceki sınırlar üstünde bir iddiası yoktu, ama Misak-ı Milli'den de fedakarlık edemezdi Yabancılara verilen eski ayrıcalıkların hepsi kalkmalıydı Batılılar bu şartları kabul etmek istemediler ve 4 Şubat 1923'te görüşmeler kesildi

Sonuç

23 Nisan 1923'te görüşmeler yeniden başladı Sonunda Türkiye'nin istekleri kabul edilerek 24 Temmuz 1923'te antlaşma imzalandı Başlıca hükümleri şöyle özetlenebilir: Türkiye'nin sınırları, Irak kesimi (Musul) dışında Misak-ı Milli'de çizildiği gibi olacak, Yunanistan savaş tazminatı olarak Edirne yakınındaki Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakacaktı, fiğe Denizi'nde Bozcaada ile Gökçeada Türkiye'ye verilecek, Midilli, Sakız, Sisam gibi Anadolu'ya yakın adalar, askersizleştirilmek şartıyla Yunanistan'a bırakılacaktı

Türkiye'deki Rumlarla, Yunanistan'daki Türkler yer değiştirecek, Batı Türkleriyle İstanbul Rumları bu değişimin dışında tutulacaktı Kapitülasyonlar her yönüyle son bulacaktı Musul ve Osmanlı borçları konusu barış antlaşmasından sonra taraflar arasında çözülecekti

Çanakkale ve İstanbul boğazları silâhsız bölge olacak, ancak savaş halinde silahlandırılacaktı (Türkiye aleyhine olan bu madde 1936 Montrö Antlaşması'yla ortadan kalkarak, Boğazlar kayıtsız ve şartsız Türk egemenliğine geçmiştir) Türkiye'deki yabancılar ve yabancı kurumlar Türk yasalarına göre yönetilecekti

Böylece Lozan Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin kabullendiği Sevr Antlaşması'nın Türkiye'yi bölüp parçalayan, egemenliğinden eden ağır hükümlerini ortadan kaldırarak Kurtuluş Savaşı ile kurulan yeni Türk Devleti'nin egemenlik ve bağımsızlığını bütün dünyaya kabul ettirdi

«Üstün asker, Üstün diplomat!»

Lozan Barış Konferansı'na Fransa adına katılan general Pelle, Türk başdelegesi general İsmet İnönü için şunları söylemişti: «Üstün bir asker olduğu kadarda üstün bir diplomat! Az söylüyor, öz söylüyor Bir şeye olmaz! dediği zaman, biliyorsunuz ki o şey olmaz'dır; artık onu yaptırmamağa uğraşacaktır Onun için görüşmelerde, peki kabul ediyorum dediği zaman rahatlık duyardım Hayır! dediği zamansa büyük bir çekişmenin başlamak üzere olduğunu anlardık»

Altın Kalem

Lozan Barış Antlaşması Rumini Sarayı'nda yapılan büyük törende imzaya sunulduğu zaman önce Türkiye Cumhuriyeti'nin başdelegesi İsmet Paşa yerinden kalktı, masaya doğru yürüdü, tam ortasına gelince durdu Sağ elini ceketinin iç cebine götürerek oradan renkli bir mahfaza çıkardı, açtı, içinden bir altın kalem aldı ve Gazi Mustafa Kemal'in antlaşmayı imzalamak üzere kendisine gönderdiği bu tarihi kalemle, ayakta, biraz eğilerek, genel sekreter Massigli'nin önüne koyduğu antlaşmaya, 24 Temmuz 1923, tam saat üçü dokuz geçe imzasını attı»Ali Naci Karacan, Lozan adlı kitaptan

İsmet Paşa, Lozan dönüşü İstanbul'da general Refet Bele tarafından karşılanırken

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.