![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'YENİÇERİ OCAĞI Avrupa'da kurulan devamli ordudan bir asir önce vücuda getirilmis olan Yeniçeri ordusu, Osmanli Devleti'nin ilk dönemlerinde dünyanin en mükümmel ordusu haline getirilmisti ![]() ![]() Iran, Arabistan ve Misir çöllerine kadar götüren hükümdarlarin en büyük dayanaklarindan biri bu ordu olmustur ![]() Piyade birligi olan Yeniçeri ocaginin, hangi tarihte ihdas edildigi kesin olarak tesbit edilememekle birlikte bunun, Murad Hüdavendigâr zamaninda yani on dördüncü asrin son yarisi içinde bir ocak halinde kuruldugu söylenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ocagin kurulus sebebi, mevcud askerin azligina ragmen, fetihlerin çogalip sinirlarin genislemesi ve eldeki askerin de bu sinirlari koruyamaz duruma gelme endisesi idi ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeriligin ilk kurulusunda, orduya bin kadar yeniçeri alinmisti ![]() ![]() Ocak, XV ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeriler, baslarina börk ismi verilen beyaz keçeden bir baslik giyerlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Her yeniçeri bölügüne "Orta" denirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri Ocagi'nin en büyük komutani olan Yeniçeri Agasi'ndan baska Sekbanbasi, Ocak Kethüdasi veya Kul Kethüdasi, Zagarcibasi, Turnacibasi, Muhzir Aga ve Bas çavus ta ocagin büyüklerindendi ![]() ![]() Yeniçeriler, maaslarini (ulûfe) üç ayda bir alirlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'CEBECI OCAGI Kapikulu askerinin piyade ocaklarindan biri de "Cebeci Ocagi"dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sefer esnasinda ordu komutanlari refakatina münasib bir miktar cebeci verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ocagin kurulus tarihi kesin olarak tesbit edilmekle birlikte, Yeniçeri ocagi ile birlikte veya ondan çok kisa bir müddet sonra oldugu tahmin edilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Ocak mevcudu, aralarindaki münasebet dolayisiyla Yeniçeri askerinin azalip çogalmasina bagli olarak artar veya eksilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diger Kapikulu ocaklari gibi "orta" denilen ve 38 bölüge ayrilmis bulunan cebecilerin en büyük komutani "Cebecibasi" idi ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#18 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'TOPÇU OCAGI Top dökmek, top atmak ve top mermisi yapmak gayesiyle teskil edilen bu ocak da, Kapikulu ocaklarinin yaya kismindandi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topçu ocaginin top döken kismi ile top kullanan bölükleri ayri ayri idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar, gelecekteki ihtiyaçlarini karsilamak ve devamli bir sekilde hazirlikli bulunmak gayesiyle Istanbul'un disinda da top fabrikalari kurmuslardi ![]() ![]() Belgrad, Semendire sancaginin Baç (Beç) madeni, Budin, Içkodra, Praviste, Timasvar ile Asya'da Iran sinirina yakin Kerkük'ün Gülanber kalesi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar, sadece madenî degil, tas gülle de kullanmislardi ![]() ![]() Topçu ocaginin en büyük zâbitine (subayina) "Sertopî" veya "Topçubasi" denirdi ![]() ![]() Tophanede sivil memurlar da istihdam ediliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topçular, sayica "Cebeciler"e yakin idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oldukça islah edilmesine ragmen Sultan III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topçu ocagi ile çok yakindan ilgisi bulunan bir ocak daha vardir ki, bu da "Top Arabacilari Ocagi"dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#19 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'HUMBARACI OCAGI Farsça asilli bir kelime olan humbara, içine patlayici maddeler doldurulmak suretiyle demirden yapilmis bulunan mermi demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Daha çok kale kusatmalarinda ve görülmesi mümkün olmayan hedeflere karsi kullanilan havanlar sayesinde Müslüman Türkler, dikkate deger basarilar saglamislardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bulunmasi gereken birçok vesikada isimleri zikredilmeyen humbaracilarin müstakil bir ocak haline gelmesi XVII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fabrika ve kislalari Üsküdar'da bulunan humbaracilarin, devlet askerî teskilâti bakimindan önemli bir yeri bulunduklari anlasilmaktadir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#20 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'LAGIMCI OCAGI Kusatma altindaki surlarinin altindan tünel (lagim) kazmak suretiyle yikan veya düsmanin açtigi tünelleri kapatan bir ocaktir ![]() ![]() ![]() ![]() Yer altinda yollar açarak fitil ve barutla kale bedenlerini yikan veya lagim açarak berheva eden lagimcilik, Osmanli ordusunda çok gelismisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vazifesi, sadece tünel açmakla bitmeyen bu ocak, hem ordunun hem de agirliklarinin geçirilmesi için köprü yapmak ve gerekiyorsa mevcudlari tamir etmek gibi vazifelerle de yükümlü idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#21 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'2-KAPIKULU SÜVARISI Osmanli kapikulu ordusunu teskil eden ikinci sinif askerî güç, Kapikulu süvarisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvari sinifini meydana getiren efrad da devsirme çocuklari ile harplerde esir alinan çocuklardan meydana geliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvari birliklerinden ilk ikisine "Bas", öbür ikisine "Orta", son ikisine de "Asagi bölükler" adi verilmisti ![]() ![]() Kapikulu süvarileri, hükümdarla birlikte sefere gittikleri zaman onun sag ve solunda yürürlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Sipah ve silahtarlar, muharebe meydaninda padisahin çadirini (Otag-i hümâyun), ulûfeciler gerek muharebe esnasinda, gerekse konaklama yerlerinde saltanat sancaklarini, garipler ise ordu agirliklari ile hazineyi muhafaza ederlerdi ![]() Adi geçen "Alti Bölük" efradi, hayvan besledikleri için devlet merkezinden fazla uzak olmayan ve mer'asi bol yerlerde ikamet ediyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvarilerini meydana getiren her bölügün âmiri olarak ayri ayri agalari vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvarilerinin kullandiklari silahlar, genellikle o dönemde her kavim ve millet tarafindan kullanilan silahlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVIII ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#22 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'EYÂLET ASKERLERI Osmanli kara ordusunun ikinci kismini meydana getiren, devletin büyümesinde, gelismesinde ve sinirlarini genisletmesinde önemli derecede rolü bulunan askerî kuvvet, eyalet askerleridir ![]() ![]() YERLIKULU Yerli Kulu piyadesi, eyalet pasalari ile sancak beylerinin komuta ve idaresinde bulunan, komutanlari da bunlar tarafindan tayin olunan muntazam ve disiplinli bir askerî siniftir ![]() ![]() ![]() 1 Azepler, 2 Sekban ve tüfekçiler, 3 Icareliler, 4 Lagimcilar, 5 Müsellem'ler olmak üzere bes gruba ayirmak mümkündür ![]() Azepler Yerlikulu askerinin ilk sinifini meydana getiren azepler, harplerde büyük hizmetler görüyorlardi ![]() ![]() Kelime olarak "bekâr" demek olan azep tabiri, Osmanli askerî teskilâtinda: bekâr, güçlü ve kuvvetli olan gençlerden meydana getirilmis bir askerî sinif için kullanilmaktaydi ![]() Klasik Osmanli ordusunda azepler, Anadolu'daki Müslüman Türklerden kurulu hafif piyade askerî birligidir ![]() ![]() Osmanlilarin ilk dönemlerinden itibaren XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ok, yay ve pala gibi hafif silahlarla donatilmis olan azepler, ordunun ön saflarinda bulunduklarindan ilk olarak onlar düsman hücumuna maruz kalirlardi ![]() ![]() ![]() Bahsimize konu teskil eden ve iki asirdan fazla büyük hizmetler ifa eden hafif piyade azepleri, XVI ![]() ![]() ![]() Sekban ve Tüfekçiler Yerlikulu piyadelerinden olan sekbanlar, askere ihtiyaç hasil oldugu zaman, gönüllü olarak toplanan köy halkindan olduklari için, diger birlikler gibi saglam bir askerî egitime sahip degillerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zamanla sekbanlarin önemleri azalinca bunlarin yerini "Tüfekçi" adi ile yeni bir piyade sinifi aldi ![]() ![]() ![]() ![]() İcareliler Hudud boylarinda bulunan sehir ve kalelerde istihdam edilen yerli topçulardan meydana getirilen bir siniftir ![]() ![]() ![]() ![]() Lağımcılar Yerlikulu askerinin bir bölümünü teskil eden bu sinif, hududa yakin bulunan önemli bazi kalelerin aniden muhasara edilmesi düsünülerek kurulmus bir siniftir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müsellemler Osmanli Devleti'nde, pek çok görevi yerine getiren müsellemler, harp zamanlarinda ordunun geçecegi yollan temizlemek, köprüleri tamir etmek ve yol açmak gibi hizmetlerle de mükellef idiler: Buna karsilik baris zamanlarinda bütün vergilerden muaf sayiliyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#23 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'SERHAD KULU Osmanli kara ordusunun, önemli bir bölümünü meydana getiren eyâlet askerlerinin bu ikinci sinifi olan Serhad kulu da, hizmet ve durumlarina göre ayri kategorilerde mutalaa edilmistir ![]() ![]() Akıncılar Serhad kulu grubunun en önemli birligini akincilar teskil ederdi ![]() ![]() Serhad denilen hudud boylarinda bulunan akincilar, fevkalade disiplinli bir teskilâta sahiptiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Islâmî suurdan kaynaklanan bir ruha sahip olan akincilarin, ordunun basarisi için yaptiklari akinlarda, pekçok esir aldiklari bir gerçektir ![]() ![]() Hafif süvari birlikleri olduklarindan, düsman kale ve ordusu üzerine varmayan akincilar, ordu için yollan açiyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akincilar içinde devsirme yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük bir kismi, Avrupa ve Balkan halklarinin dillerini çok iyi biliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her biri ayri bir komutana bagli bulunan akinci birlikleri, ayri ayri yerlerde ikamet ediyorlardi ![]() ![]() ![]() Düsman ülkesine yapilan bir akinin, akin adim alabilmesi için o taarruzun akinci komutanlarinin emrinde olmasi lazimdi ![]() ![]() ![]() ![]() Rumeli'de ayri ayri ocaklar halinde bulunan akincilar, komutanlarinin isimleri ile anilirlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Savaslarda basarili olan akincilara dirlik tahsis edilince timarli akincilar ortaya çikti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Akinci taifesinin sakin olduklari yerin kadilarina hüküm ki, kadimu'l-eyyamdan olan sefer-i hümayunuma eser akinci taifesi sefere estikleri (sene) umûmen avanz-i divâniye ve tekâlif-i örfiyeden muaf ve müsellem olmak babinda emr-i serifim vârid olmus iken, haliya taife-i mezbureye kudat tarafindan tekâlif çektirilmekle, sefere ihraç olunmak lazim geldikte taife-i mezbûre sair reaya gibi hem tekâlif çekeriz ve hem sefere teklif idersiz deyü sefere gitmekte taallul ettikleri ilam olundu ![]() ![]() Akincilarin silahlan, bir zirhli gögüslük ve yaka ile mizrak, kalkan ve atlarinin egerine takili basi topuzlu bir bozdogandi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVI ![]() ![]() ![]() Eflak Beyi Mihal'in isyanindaki harekâtta (1595), Vezir-i A'zam Sinan Pasa'nin tedbirsiz hareketi sonucu adeta mahv olurcasina zayiat veren akincilar, bundan sonra pek fazla is yapamadilar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Deliler Serhad kulu askerinin bir bölümünü de "Deliler" teskil ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sancak beyi veya beylerbeyi maiyetinde olan delilerde, akincilarin bütün silahlan vardi ![]() ![]() ![]() ![]() XVI ![]() ![]() ![]() Baslarinda, benekli sirtlan derisinden yapilmis ve üzerine kartal kanatlari takilmis bir baslik bulunurdu ![]() ![]() ![]() Devlette, zaaf belirtilerinin görüldügü XVIII ![]() ![]() ![]() Serhad kulu askerini teskil eden "Gönüllü" ve "Besliler" diye iki ayri birlik daha vardir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#24 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'TIMARLI SIPAHILER Osmanli eyâlet kuvvetlerinin en kalabalik ve önemli sinifini timarli sipahi denilen atli birlikler meydana getiriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dirlik verilen timar sahibi, elindeki imkânlardan istifade ile "Cebelû" veya "Cebelî" denilen bir askerî güç bulundurmak zorunda idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cebelûler, genellikle Anadolu gençlerinden teskil ediliyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() Timarli sipahiler her sancakta bir kisim bölüklere ayrilmislardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilindigi gibi mirî arazi rejiminin bir sonucu olarak ortaya çikan dirlik sisteminde sipahî, topragin gerçek sahibi degildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunî Sultan Süleyman'in son zamanlarina kadar Türk ordusunun en güçlü askeri olan timarli sipahi, bilhassa XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVII ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#25 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'DEVLET TEŞKİLATI Osmanlilar'da Devlet Teskilâti, Kültür ve Medeniyet: Devlet teskilâti, merkez ve eyâlet olmak üzere ikiye ayrilirdi ![]() Merkez Teskilâti: Merkeziyetçi idareye sahip Osmanli Devleti'nin basi, (Padisah), (Sultan), (Hünkâr), (Hân), (Hakan) da denilen hükümdardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eyâlet Teskilâti: Devlet teskilâtinda en büyük idarî bölümdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Siyâsî ve Hukukî Idare: Osmanli Devleti siyâsî ve hukukî idaresi bakimindan tam mânâsi ile bir Islâm devleti idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli hukuk düzeni içerisinde idare, mâliye, ceza ve benzeri konularla ilgili alanlarda padisahin emir ve fermanlarinda bulunan degisik mes'eleler ile ilgili kanunnâmeler vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük ve uzun ömürlü devletler üstün adaletle kâimdir ![]() ![]() ![]() Onaltinci yüzyil için F ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar'da bir hizmet karsiligi vazife gören devlet memurlari vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sehirlerin disinda kalan ve köylerde yasayan kalabalik halk toplulugu daha çok tarim, hayvancilik ve degisik toprak isçilikleriyle ugrasirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde kurulusundan itibaren devlet idaresinde yürütme ve yargilama gücü ayri olarak düsünülüp ve tatbik edildi ![]() ![]() ![]() Osmanlilar bütün müesseselerini kendinden önceki Islâm ve Türk devletlerinden alip ve devrin sartlarina göre gelistirdiler ![]() ![]() Osmanli Devleti'nin gerileme devresiyle birlikte, Batinin siyâsî ve hukukî müesseselerinin devlet sistemine büyük çapta etki yaptigi ve bu dönem içinde eskinin yaninda, yeninin de ortaya çiktigi görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#26 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'DİNİ TEŞKİLAT Osmanli Devleti, Islâm dîninin en yüksek makâmi olan halîfelik müessesesine de sâhip oldugundan, bütün dînî teskilâtlar mevcuttu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#27 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'EĞİTİM-ÖĞRETİM Sultan Mehmed'in Bursa'da kurdugu medrese, digerlerine nazaran ayri bir hususiyete sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldügü gibi Bursa'nin fethinden hemen sonra orada da çesitli medreseler kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 764 (1363) tarihinde Edirne'nin fethinden sonra, Rumeli'deki fetihlerin daha saglikli ve basarili olabilmesi için devlet merkezi buraya nakledilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih külliyesi kurulunca sekiz büyük medreseye "sahn" adi verilmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli medreselerindeki egitim ve ögretim usulü, diger Islâm devletlerinde oldugu gibi bir metod takip etmis olup, medreselerin sayilari arttikça bunlar da derece ve siniflarina göre bir düzene tabi tutulmuslardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih'in kanunnâmesinde "Sahn-i Semân" diye adlandirilan medreselere "Semâniye medreseleri" de denilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahn medreselerinin arka taraflarinda yüksek tahsile, yani Sahn-i Semân medreselerine danismend yetistirmek üzere "Tetimme" veya "Musila-i Sahn' ismiyle sahn medreselerinden küçük olarak sekiz medrese daha insa edilmisti ![]() ![]() Sahn medresesi talebelerine danismend, Tetimme talebesine de Suhte (galat olarak softa) deniyordu ![]() ![]() ![]() Bilindigi gibi egitim ve ögretim, hiç bir devletin vazgeçemeyecegi bir mecburiyettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖRGÜN EGITIM MÜESSESELERI Bu müesseseler, belirli yas ve bilgi seviyesindeki insanlari, yine belirli zaman ve disiplinlere göre yetistirmek üzere kurulmus bulunan müesseselerdir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#28 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'GÜZEL SANATLAR Güzel San'atlar, mîmârî, çinicilik, minyatür sahalarinda muhtesem, nâdide eserler verildi ![]() ![]() ![]() ![]() Çinicilik; dekoratif sekiller olup yaygin olarak câmilerde, saraylarda ve diger eserlerde kullanildi ![]() Minyatür; nakkaslar tarafindan kâgit, duvar, tahta ve tasa zarif sekilde islenirdi ![]() ![]() Hat; güzel yazi sanati olup, yazarlarina hattat denir: Kûfî, Sülüs, Nesih, Muhakkak, Reyhânî, Tevkî', Icâze, Ta'lik, Divânî, Celi, Rik'a, Ma'kili dâhil, bin kadar çesidi vardi ![]() ![]() Ahlâk; Osmanli idâresinde Islâm ahlâki hâkimdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#29 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'İHTİSAB MÜESSESİ Islâm cemiyetinde iyilikleri emretmek ve kötülüklerden vazgeçirmek suretiyle, sosyal huzuru saglamak için yapilan is; Emr-i bil ma'rûf ve nehy-i anil münker ![]() ![]() ![]() Iyilikleri emretmek ve kötülüklerden vaz geçirmek gayesiyle kurulan bu müesseselerin basinda bulunan muhtesib, dînin hos karsilamayip çirkin gördügü her türlü kötülügü (münkeri) ortadan kaldirmaya çalisirdi ![]() ![]() ![]() Muhtesib, devleti temsîlen bu vazifeye getirildigi için genis bir tâzir (cezalandirma) salâhiyetine de sâhibdi ![]() ![]() ![]() Muhtesip, herhangi bir sikâyet beklemeden kendi yetkisini kullanarak bizzat halk içinde dolasip gördügü uygunsuz hâllere âninda müdâhale ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Münkerin islendigi sabit olduktan sonra, hatâyi bilmeden islemis olma ihtimâli oldugu için ilk önce münâsib bir sekilde, o isin kötülügünü münkeri isleyene anlatirdi ![]() ![]() ![]() Azarlamak da fayda vermezse, elle müdâhale ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesibde bâzi sartlar aranirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Vazifelerinden bir kismi, âninda müdâhaleyi gerektirecek cinsten olan muhtesibin, bütün bu isleri yaparken bilgi ve kudret gibi iki melekeye sâhib olmasi lâzimdi, insanlarin baska müdâhaleye lüzum kalmadan, kendiliklerinden münkeri (kötülügü) terk etmeleri için, muhtesib tâyin edilecek kisilerin akilli, zekî, ilim sahibi, yüzü nurlu, heybetli ve vakar sahibi kimselerden seçilmeleri gerekirdi ![]() Erkek ve mükellef olmalidir ![]() ![]() ![]() Muhtesibin sâdece dînî emir ve yasaklarin yaninda me' muriyetini ilgilendiren iktisadî konulari da bilmesi sartti, ilmiyle âmil olan muhtesibin bildigi seyleri öncelikle kendi nefsine tatbik etmesi çok önemliydi ![]() ![]() ![]() Muhtesib, verâ ve takva sahibi olmaliydi ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde muhtesiblik yüksek bir makam kabul ediliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli idarî teskilâtinda pek çok me'mûriyet hizmetinde oldugu gibi ihtisâbda da vazîfe süresi prensip olarak bir seneydi ![]() Bu sekilde bir kisi ayni isde uzun süre tutulmayarak suistimallerin önüne geçilirdi ![]() ![]() Osmanli devlet teskilâtinin genis kadrosu içinde yer alan ve hemen hemen bütün müslüman devletlerde muhtesib diye isimlendirilen bu görevliyi Osmanlilar da genellikle ayni sekilde isimlendirdiler ![]() ![]() ![]() Osmanlilarda ihtisâb vazifesini yapmakla ilk defa kimin ve ne zaman tâyin edildigi bilinmemekle beraber, Âsikpasa Târihi'nde bildirildigine göre; ilk uygulama Osman Gâzi'nin; "Her kim pazara bir yük getire, sata iki akçe virsün ve satmazsa hiç bir sey virmesün" emriyle baslamistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genis yetki ve selâhiyetlere sahip bulunan muhtesib, bütün bu vazifeleri tek basina yerine getiremezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sehirler büyüyüp, iktisadî hayât gelistikçe hüddâm-i ihtisâb denilen muhtesib yardimcilari da çogaldi ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli devlet teskilâtinda köklü degisikliklerin yapildigi sultan ikinci Mahmûd Han zamaninda 1826 yilinda yeniçeriligin kaldirilmasindan sonra sehir idaresinde bir bosluk dogdu ![]() ![]() ![]() 1845'de surta (polis) ve 1846' da zaptiye müsirligi kuruldugundan, ihtisâb nezâretinin bir kisim vazîfe ve selâhiyetleri yeni kurulan bu müesseselere devredildi ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesibin Görevleri: Osmanlilarda muhtesibin vazifelerini genel olarak üç grupta toplamak mümkündür ![]() l- Muhtesibin iktisâdi ve içtimaî hayatla ilgili vazifeleri: Muhtesib özellikle esnaf teskilâtlarini kontrol eder, mahallî pazarlarin organizasyonu ile mesgul olurdu ![]() ![]() Herhangi bir meslege intisâb edip dükkan açmak, öncelikle muhtesibin iznine bagliydi, ihtisâb agasi, her türlü esnaf ve san' atkarin, kethüda ve yigitbasilari vasitasiyla kefillerini tesbit ederek isim ve eskâllerini deftere yazar, ondan sonra çalisma izni verirdi ![]() ![]() Emrindeki kol oglanlari vasitasiyla vergi toplardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesib ayni zamanda degisik isimler altinda topladigi bu vergilerin büyük bir kismini; hazîne adina hak sahibi kimselere (savasta yaralanmis asker, sehîd yetimlerine vb ![]() ![]() istanbul'dan kara ve deniz yoluyla tasraya gidenler nüvvâbdan olursa, kazasker tezkirecile rinden, esnafdan iseler kethüdalarindan, digerleri mahalle imamlarindan, gayr-i müslim ler de patrikhanelerinden; isim, söhret ve eskâllerini belirten, ayrica kefaleti bildiren mühürlü bir ilmühaber alip, istanbul mahkemesine ibraz edip, oradan tezkire almak zorundaydilar ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde cemiyetin sosyal siniflarini tesbite ve onlari tanimaya yarayan bir kiyafetler kânunu vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlarin yaninda inhisarlari (tekelleri) kirmak, herkesin üreticiden mal alip fahis fiyatlarla satmamalari için, üreticiden mal almaya izin belgesi olan ruhsat tezkiresini vermek, disaridan askere yazilmak için gelen, fakat yaslari küçük oldugundan mümkün olmayan çocuklari esnaf yanina çirakliga yerlestirmek, ihtiyâç duyulan yerlere bölgesinden zahîre göndermek, posta hizmetlerini görmek, hekim ve hastalarin durumlari ile yakindan ilgilenerek yol ve sokak kaldirimlarini tamir etmek, evlenen gayr-i müslimlerden resm-i ruhsatiyye vergisi almak, bahçe-i âmire mahsûlünün satilmasi için yapilan dükkanlarin kirasini almak gibi görevleri vardi ![]() 2- Muhtesibin dînî hayatla ilgili vazifeleri: Büyük ölçüe iktisâdi hayatla ilgili bulunmasina ragmen, muh tesib, ayni zamanda dînî vazifeleri de olan bir yetkiliydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Adlî vazifeleri: Muhtesib, Osmanli adaleti mekanizmasinda kadinin yetkisi dâhilinde is gören bir görevliydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesib cezalari uygularken, kendi veya me'murlari tarafindan görülmüs ve açik ve sarîh dâvalara baktigindan sâhid ve delile gerek duymaz, rahat hareket edebilirdi ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
'Osmanlı Tarihi' |
![]() |
![]() |
#30 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() 'Osmanlı Tarihi'İKTİSADİ HAYAT, SANAYİ ve TİCARET Iktisadî Hayat, Sanayi ve Ticaret; Devlet ve özel sektörce yapilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ticaret hanlari, toptanci tüccarin hem yazihane, hem depo olarak kullandigi is hanlariydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|