Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
göz, hastalıkları

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #16
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



iris iltihabı iritis



Sıklıkla genç erişkinlerde görülür ve vakaların çoğunda neden frengidir Kornea yaraları, şeker hasta1ığı, romatizma, diş apseleri ve burun iltihapları da iritis nedenleri olabilir

Belirtileri:

Gözde şiddetli ağrı duyulur Göz aşırı sulanır ve kızarır Hasta, parlak ışığa bakamaz Korneanın rengi bulanıklaşır ve gözbebeğinin ışığa karşı refleksleri düzensizleşir

Seyri:

Gözbebeğinin refleksleri zamanla tamamen kaybolur ve görme iyice bulanıklaşır Böyle bir kriz birkaç hafta sürebilir

Tedavi:

Nedene yöneliktir Dinlenme, camları koyu renkli gözlük kullanılması, fazla okumaktan kaçınılması salık verilir Ayrıca, göze ılık pansuman yapılır ve ağrı giderici ilaçlar verilir Atropinli damlalar ya da merhemler kullanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #17
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



Katarakt



Kataraktın kelime anlamı "hızla aşağı doğru akan su" ya da başka bir deyimle "çağlayan" dır Bu benzetmenin ilk kullanımı 11 yüzyıla kadar dayanmakta olup, arapça aynı anlama gelen �nuzul-el-ma� kelimesinin latince ifade edilmesiyle ortaya çıkmıştır, halkımız arasında da yine aynı benzerlikten dolayı �ak su� ifadesi kullanılmaktadır
Katarakt hastalığı, saydam olan göz merceğinin bu saydamlığını yitirmesi ve gözbebeğinden normalde alınan siyah reflenin, yerini opak-beyaz refleye bırakması ile karakterizedir Tarih boyunca, bu beyaz refle, hızla akan suyun aldığı renge benzetilerek �katarakt� terimi kullanılmıştır, halen de tüm dünyada aynı ortak bir terim kullanılmaktadır

Kataraktla birlikte renkler canlılığını kaybeder, görme azalır : Bulanıklaşan göz merceği, dışarıdan gelen ışıkların göz içine, görme noktasına ulaşmasını engeller, böylelikle kataraktlı hastalarda görme bulanıklaşır ve görme kalitesi düşer Başlangıçta kataraktlı hastaların görmeleri henüz belirgin olarak azalmasa da dünyayı daha soluk ve cansız görürler Başka bir deyişle katarakt gelişimi ile dünyaya açılan pencelerimize yavaş yavaş bulanık bir perde inmektedir Diğer belirtiler ise özellikle aydınlık ortamlarda gözlerde kamaşma, gözlük numaralarında hızla değişme şeklinde özetlenebilir
Yaşlılık kataraktında bir yandan görme bulanırken, diğer yandan da özellikle mavi renkte azalma, sarı renkte artma şeklindeki renk görme bozukluğunu görmekteyiz

Yaşamının ileri yıllarında, gelişen kataraktına bağlı olarak, ünlü ressam Van Gogh'un resimlerinde de sarı hakimiyetini dikkat çekicidir
Diabetik kataraktta ise, loş ortamda normale yakın görmeye karşın ışıklı ortamda azalan ve ışıkların etrafında halolar görmeyle karakterize görme yakınması belirgindir Bu kişiler araç kullanırken, otomobil farlarından fazlaca etkilenirler Bazen bu yakınma, normal oda aydınlatmasında ve loş ortamda iyi görebilen bir araç sürücüsü için ameliyat nedeni olabilir

Diabetik kataraktta özellikle ışıklı cisimlere bakarken ortaya çıkan görme bozukluğu dikkat çekicidir Katarakt gelişimini önlemek mümkün mü?
Katarakta neden olabilecek pek çok hastalık, ilaç ve çevresel faktör mevcuttur Ancak, katarakt gelişiminin en önemli nedeni yaşın ilerlemesidir İlerleyen yaş, nasıl bazı insanları diğerlerinden daha erken ve daha fazla etkiliyorsa, katarakt da bazı insanlarda daha erken ve belirgin olarak ortaya çıkar, ama yaşlanma önlenemedikçe, kataraktın da önlenmesi mümkün görünmemektedir Günümüzde henüz katarakt gelişimini engelleyecek veya bulanıklaşan lensi tekrar saydamlaştıracak tedavi yöntemi bulunamamıştır

Diabetik kişilerde katarakt iki kat sık görülür
Bazı hastalıklarda, özellikle de "Diabet"te katarakt sıklığı artmaktadır Diabetli hastalarda hem yaşa bağlı katarakt daha erken ortaya çıkmakta, hem de yaşlılık kataraktından çok daha erken yaşlarda diabete bağlı katarakt görülmektedir Diabetli hastalarda hastalık süresi, kan şekeri kontrolü ve yaş, katarakt gelişiminde etkilidir Gelişiminde çok sayıda faktörün etkili olduğu kataraktın, önlenmesi de buna bağlı olarak güçleşmektedir Ancak, diabet hastalarında iyi kan şekeri kontrolü kataraktın ilerlemesini yavaşlatabilir

Kataraktın tedavisi ameliyattır
Oldukça sık görülen bir hastalık olduğundan, katarakt ameliyatının tarihçesi de milattan önce 2000 yıllarına kadar uzanmaktadır Yani 4000 yıl önce de katarakt ameliyatı yapılıyordu Tarih kitaplarında ilk katarakt ameliyatının Babil'de, bulanıklaşan göz merceğinin göze uygulanan bir darbe ile göz içine düşürülmesi şeklinde yapıldığı bildirilmektedir Bulanıklaşan ve bağları güçsüzleşen mercek, gözün içine (vitreusa) düşürülerek, görme hattında yarattığı bulanıklık ortadan kaldırılıyordu Yüzyıllarca bu ilkel, ancak başarılı teknik kullanıldıktan sonra 1747'de, yani bilinen ilk katarakt ameliyatından 3750 yıl sonra, daha modern bir teknik geliştirilmiş, bulanıklaşan mercek, göziçine düşürülmek yerine gözün dışına alınmaya başlanmıştır Alınan merceğin yerine, bir başka mercek konulmadığı için, katarakt ameliyatı olan hastalar 1950'li yıllara kadar çok kalın camlı (10-13 dioptri) gözlüklere ihtiyaç duymuşlardır İkinci dünya savaşında İngiliz savaş uçaklarının gölgeliklerinin yapımında kullanılan plastiğin, çatışmalar sırasında pilotların gözüne kaçtığı ve gözde yabancı cisim reaksiyonu yaratmadığı gözlenmiş, ilk göz içi merceği fikri bu şekilde doğmuştur 1990'lı yıllara kadar, sert göz içi mercekleri başarıyla uygulanmış, son yıllarda katlanabilen (yumuşak) merceklerin geliştirilmesiyle günümüzdeki modern ameliyat tekniklerine ulaşılmıştır Göziçi mercekleri, diğer organ protezlerinin aksine, bir daha değiştirilmesine gerek olmamak üzere, göziçine yerleştirilmekte, kişinin eskitemeyeceği kadar uzun süre yerinde kalmaktadır
En konforlu ameliyat !
Sadece göz damlası ile sağlanan anesteziyi takiben dikiş gerektirmeyecek kadar küçük bir kesiden göz içine girilmekte, bulanıklaşan mercek ultrasonik ses dalgaları ile temizlenmekte ve yerine hasta için uygun göz içi lensi takılmaktadır Ameliyat öncesi yapılan ölçümler sayesinde her bireyin ihtiyacı olan lens gücü belirlenmekte, bu sayede ameliyat sonrası gözlük ihtiyacı da en aza indirilmekte, hastanın beklentileri de göz önüne alınarak ideal gözlük numarasının elde edilmesi mümkün olmaktadır Bu gelişmeler ve elde edilen başarılı sonuçlar dikkate alındığında katarakt ameliyatının en konforlu cerrahi girişim olduğu ortaya çıkmaktadır Her görme azlığının tek nedeni katarakt olamayacağından, kişinin bu ameliyattan ne kadar yarar göreceği, ameliyat öncesi muayenelerle değerlendirilmektedir Bu değerlendirme, kataraktı bembeyaz hale gelmemiş, yani henüz gözdibi muayenesi yapılabilen olgularda % 100'e varan güvenilirliktedir

Ameliyat kalitesinin artması ile paralel olarak, ameliyat zamanlaması da değişmiştir Bugün katarakt ameliyatının zamanı, hastanın ihtiyaç duyduğu andır Kişinin günlük aktivitesi, mesleki özellikleri dikkate alınarak hekim ile hasta birlikte ameliyat zamanını belirlemelidir Net görmenin önemli olduğu mesleklerde kataraktın çok erken evrelerinde ameliyat yapılarak, görme kalitesini artırmak mümkündür

Katarakt tekrar eder mi ?
Başarılı bir katarakt ameliyatından sonra kişide tekrar katarakt gelişmesi mümkün değildir Çünkü kişinin opaklaşan merceği alınmış, yerine yapay bir mercek konulmuştur Ancak, katarakt ameliyatı geçirmiş kişilerde, yapay merceği yerleştirdiğimiz yer, doğal mercek zarına (kapsülüne) ait ceptir Bu zar (doğal merceğin kapsülü) zamanla opaklaşabilir ve hasta katarakt ameliyatından önceki gibi bulanık-mat görmeye, ışıkların etrafında halolar görmeye başlayabilir Bu durumda, aynen bir göz muayenesi olur gibi, lazer bağlantılı biomikroskopa yüzünü yerleştiren hasta, tamamen ağrısız olmak üzere, opaklaşmış lens kapsülünün merkezinde yaratılan açıklıkla, önceki iyi görmesine kavuşturulur

Diabetli hastaların yarısı hayatında bir kez ameliyat olmaktadır ve katarakt ameliyatı yapılan hastaların %10'unu diabetliler oluşturmaktadır Lokal anestezi, diabetik olguların da sistemik durumlarına bağlı herhangi bir kısıtlama olmaksızın ameliyat olabilmelerine imkan sağlamaktadır Bazen hastaların görme ihtiyaçları, bazen diabetik retinopatinin takibi ve laser fotokoagülasyon ile tedavisi için katarakt ameliyatı kaçınılmazdır Ancak modern teknolojinin, tıbba sunduğu imkanlarla, katarakt ameliyatı bugün korkulacak bir girişim olmaktan çıkmış, en konforlu ameliyat haline gelmiştir Aydınlık ve güzel günler dileğiyle

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #18
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



Kolobom coloboma




Kolobom; gözle ilgili herhangi bir oluşumun (göz kapağı, retina,iris gibi) doğumsal gelişim kusurudur Genelde yarık şeklinde kendini gösterir Gözün embriyolojisinde 4 haftalık fötus evresinde, gözü oluşturmak üzere ön beyinden çıkıntı yapan parçacık, gözün küresel bir yapıya dönüşmesi için kendi içine çökerek birleşir Bu kapanma (birleşme) kusurları kolobom olarak bilinir Durumun ağırlığına göre retina, makula, optik sinir, koroid, lens, iris, kapak kolobomu tekil olarak veya birkaçı bir arada ortaya çıkabilir Ancak olay herzaman gözlerde belirgin bir yarık şeklinde algılanmamalı, göze ait herhangi bir oluşumun gelişiminin tam olarak tamamlanmadığı şeklinde algılanmalıdır

Koloboma neden olarak ailevi geçiş kesin bir neden olarak saptanmamıştır ancak, hastalıkların belirli kromozomal hastalıklarla ilgili olduğu bilinmektedir Schmid Fraccaro sendromu, Trisomy 18 (E- sendromu) gibi kromozomal hastalıklarda kolobom meydana gelebiir

Sebebi açıklanamayan tüm doğumsal anomalilerde olduğu gibi, ailevi risk olup olmadığı dikkatlice araştırılmalıdır

Kolobomun etkileri hastalığın şiddetine ve problemin yerine bağlı olarak değişir Açıklık genelde gözün alt kısmındadır

Lens kolobomu; eğer büyükse iris ve koroid tabakada kusurlara eden olabilir ve retina tabakasında yırtılma meydana gelme olasılığını biraz arttırır Şiddetli olgularda, gözün büyüklüğünde azalma meydana gelebilir Buna mikroftalmus adı verilir Ancak mikroftalmus, kolobom olmadan da meydana gelebilir

İris kolobomu, pupilde anahtar deliği görünümü verebilir Merkezi görmede hasar oluşabilir

Bazı kolobom olgularında, nörolojik ve kromozomal problemler de var olabilir Bunlardan birisi son derece nadir görülen CHARGE hastalıklar grubudur (C - Coloboma; H - Heart defects (kalp problemleri); A - Atresia of the choanae (arka burun deliklerinin kapalı olması); R - Retarded growth and development (büyüme ve gelişme geriliği); G - Genital hypoplasia (yetersiz cinsel organ gelişimi, inmemiş testis gibi); E - Ear anomalies (kulak anomalileri))

Yine küçük göz, fazla parmak ve zeka geriliği koloboma eşlik edebilir Görme yeteniğinde azalma, nistagmus, şaşılık, fotofobi ve görme alanı kaybı hastalarda bulunabilir

Tedavi

Hastalığın durumuna göre tedavi yöntemleri farklılık göstermektedir

Retina dekolmanı (ayrılması) durumunda vitrektomiyi takiben lazer (argon veya kripton) ile retina altta yatan yapılara tutturulur

İris kolobomunda, kozmetik amaçla kontakt lensler kullanılabilir

KOLOBOM KONUSUNDA BİR GÖZ UZMANI HEKİME BAŞVURULMALIDIR


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #19
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



Kontakt lens



Kontakt lenslerin icadı bir asır öncesine kadar uzanmaktadır Bu konudaki öncülerden biri olarak kabul edilen August Müller 1889 yılında yazdığı bir makalesinde, kendi görme bozukluğunu bu lenslerle düzeltmeye yönelik çabalarından bahsetmiştir O dönemlerde yeni denenmeye başlayan kontakt lenslerin, henüz göze uygulanabilecek özelliklerde üretildiğini söylemek güç olur, Müller şiddetli ağrı ve bulanık görme sebebiyle lenslerini ancak yarım saat takabiliyordu

Günümüzde kullanılan kontakt lensler ise, ince, biopolimer adı verilen çok özel plastik bir maddeden yapılmaktadır Bu lenslerle miyopi (uzağı görememe), hipermetropi (yakını görememe) ve astigmatizma gibi hemen her türlü optik bozukluk düzeltilebilmektedir Gözün saydam tabakası ( kornea) üzerine yerleştirilir ve kendisiyle bu saydam tabaka arasına sızan gözyaşına yapışır Göz kırpılmasıyla lens yavaşça hareket eder, bu hareketle lensin altına taze gözyaşı girer, bu da kornea tabakası için gerekli oksijenlenme ve nemlenmeyi sağlar

İki tip kontakt lens mevcuttur; sert kontakt lensler ve yumuşak kontakt lensler Sert lensler ise kendi aralarında gaz geçirgen ve gaz geçirgen olmayan tip şeklinde iki kısma ayrılmaktadırlar Gaz (oksijen) geçirgen sert kontakt lenslerde, direkt lens üzerinden korneaya gaz geçişi mümkün olduğundan, diğer tipe oranla daha sıklıkla tercih edilmektedir Yumuşak kontakt lensler ise daha çok su içerdiklerinden dolayı esnek bir yapıdadırlar, gaz geçirgen özelliğine de sahiptirler Lens kalınlığına ve su içeriğine göre gaz geçirgenliği değişmektedir Burada ifade edilen gaz geçirgenliği ifadesi oldukça önemlidir, çünkü kornea dediğimiz saydam tabakanın sağlıklı olabilmesi için oksijenin bu tabakaya lens üzerinden sorunsuz geçmesi gerekmektedir Yumuşak kontakt lenslerin gece gözde kalacak şekilde uzun süreli kullanımını önermemekteyiz, çünkü kornea tabakası uyurken gözkapağının arkasındaki küçük damarlardan besinini ve oksijenini almaktadır Gece uykusunda lens takılması bir bariyer etkisiyle korneanın besin almasını önleyecektir, bu ise göz sağlığı açısından oldukça sakıncalıdır Her tür yumuşak kontakt lens mutlaka gece uykusundan önce çıkartılmalı ve solüsyonunda saklanmalıdır

Kontakt lens teknolojisindeki ilerlemeler son zamanlarda öyle bir hız kazanmıştır ki, insanların bu lensler hakkındaki bilgileri gelişmelerin biraz gerisinde kalmıştır Halen yaygın olarak inanılan birçok yanlış düşünce mevcuttur, bu yanlış düşüncelerin üzerinde durmak ve doğru bilgileri anlatmak faydalı olacaktır

Birçokları kontakt lens takmaya alışmanın zor olacağını, buna alışamayacaklarını zanneder Halbuki kişi karar verdiğinde gözüne lensi yerleştirmek pek problem yaratmaz, lens takıldıktan birkaç dakika sonrasında ise artık yumuşak lensler gözde çok az hassasiyet yapmaya başlayacaktır Gaz geçirgen sert lenslere alışmak ise biraz daha uzun zaman almaktadır, ancak günümüzde bazı özel durumlar dışında bu tür sert lens kullanımı artık tercih edilmemektedir Yumuşak kontakt lenslerde uyum süresi birkaç gündür, gaz geçirgen sert lenslerde ise yaklaşık 2-3 haftadır

Başka bir yanlış inanış, kontakt lenslerin gözlüğe kıyasla daha az kullanılışlı olduğu şeklindedir Halbuki ilk kez lens kullanımında kişi, gözüne lensi yerleştirme tekniğini öğrenene kadar yavaş ve dikkatli davranmalıdır, bu teknik kazanıldığında ise artık lensi yerleştirmek sorun olmaz Kontakt lenslerin bakımı ve muhafazası için eskiden birçok solüsyonlar kullanılıyordu ve bu zaman alıyordu Günümüzde ise gece uykusunda çıkartılan lenslerin sadece bir çeşit özel solüsyonda bekletilmesi yeterli olacaktır İlk birkaç günlük alışma periyodundan sonra rahatça kullanılan lenslerin, gözlüğe kıyasla çok daha kaliteli bir görüntü sağladığı şüphesizdir Gözlüğün dezavantajı net görüş alanını daraltmasıdır Gözün yapısına tam bütünlük sağlaması ve doğrudan gözün üzerine yerleştirilmesi nedeniyle, kontakt lenslerde görüntü daha net ve görme alanı daha geniştir Özellikle yüksek numarası olan kişiler gözlüğe kıyasla kontakt lensle daha iyi boyutta bir görüş sağlarlar

Pek çok insan astigmatın kontakt lensle düzelmeyeceğine inanır, ancak bu da doğru değildir Gözün kornea dediğimiz ön saydam yüzeyinin düzensiz olması hali anlamına gelen astigmatizma bir hastalık olmamakla birlikte çok yaygın bir durumdur, yakında ve uzakta bulanık görme halidir Eskiden gaz geçirgen sert lenslerin kullanıldığı astigmatizma için, günümüzde özel tekniklerle yumuşak lensler üretilmiştir ve rahatlıkla kullanılmaktadır

Bazıları ise, lens kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek zorlukları duyduklarından, kontakt lenslere soğuk bakarlar Eskiden uygulanan sert lenslerde birtakım zorluklar yaşanmaktaydı, ancak günümüzde yumuşak lensler, gözün hava almasını sağlayacak çok özel malzemelerle imal edilmektedir Lenslerin gözde doğru yere oturması ve önceden kesitirilebilir bir şekilde hareket etmesi için özel dizaynlar kullanılmaktadır Lens kullanmaya yeni başlayanlarda en sık görülen şikayetlerden biri kuru göz hissidir Bu hissi hafifletecek özel dizaynlar ve lens materyalleri mevcut olduğu gibi, lens takılması esnasında kullanılan ve gözü nemlendiren özel damlalar da kullanıma girmiştir Kontakt lens takılması sırasında ortaya çıkabilecek yan etkilerin çoğu kendi kendini sınırlayıcıdır; yani lensler kısa bir süre için gözden çıkarıldığında, bunlar çabucak geçer Göz doktorunun talimatlarına uyulduğunda ise, lens kullanımı sırasında çok ciddi bir komplikasyonun ortaya çıkması son derece nadirdir

Gözün önüne yerleştirilen ve gözle iyi bir uyum sağlayan kontakt lensler, yinede bir yabancı cisimdir Düşük bir ihtimal de olsa gözü çizebilir, mikrop kaptırabilir Eğer önerilen süreden daha uzun takılırsa, saydam tabakada çizilme ve şişme (ödem) yapabilir Değiştirilmeden uzun süre kullanılırsa lens üzerinde birikintiler (depozitler) oluşabilir Bu birikintilere, lense veya lens temizleyici solüsyonlara karşı alerji gelişebilir Çok nadiren lensin gece gözde kalmasına veya bakımlarının iyi yapılmamasına bağlı olarak ciddi enfeksiyonlar oluşabilir ve bu durum görmeyi bozabilir Bahsedilen bu riskler, gerçekte nadirdir ve göz doktoruna başvurulduğunda tedavileri oldukça kolaydır

Kontakt lens uygulayıcılarının, lens kullanım ve bakım kurallarını eksiksiz uygulaması başarıda mutlaka gereklidir Konunun uzmanı göz doktoru tarafından çeşitli göz ölçümleri ve muayenesi sonrasında alınması gereken kontakt lensler, gözlüğe oranla görmeyi düzeltmede tercih edilen, uygun ve güvenilir bir alternatiftir Bazı göz hastalıkları kontakt lens kullanımını engellemektedir Gözlerinde sık sık enfeksiyon olan hastalar, ciddi allerjik göz rahatsızlığı bulunanlar, gözyaşı azlığı ya da gözyaşı yapı bozukluğu bulunan kişiler, kontakt lenslere oldukça zor uyum sağlarlar ve bu lensleri gözlerinde temiz tutabilmeleri de oldukça güçleşir Bu durumlarda, hastanın lens kullanıp kullanmayacağına, göz hekimi karar verecektir

Toparlamak gerekirse; kontakt lenslere alışmak kolaydır, kullanılışlık ve günlük yaşamda özgürlük açısından gözlüğe kıyasla önemli avantajlar sunmaktadır Astigmatizma dahil, hemen her tür görme bozukluğunu lenslerle düzeltmek mümkündür Uzmanların tavsiyesine uygun hareket edilirse, kullanımlarıyla ilgili ciddi problemlerin ortaya çıkma riski düşüktür Kontakt lenslerle sağlanan görme gücü, gözlüklerin sağladığından daha iyidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #20
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



miyopi hipermetropi astigmatizma



REFRAKSiYON (KIRMA) KUSURLARI

A Kırılma kusuru nedir?
1 Miyopi
2 Hipermetropi
3 Astigmatizma
4 Presbiyopi

Odaklanan ışığın görmemizi sağlayan retina tabakasının önüne veya arkasına düşmesi sırasıyla miyopi ve hipermetropi olarak adlandırılan görme kusurlarına yol acar Kornea adını verdiğimiz saydam tabakanın dikey ve yatay ekseni arasındaki kırma dereceleri arasında bir fark varsa bu durum da astigmatizma adı verilen kırma kusuruna sebep olur
Miyopinin düzeltilmesinde gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (radyal keratotomi, excimer laser, LASIK) uygulanabilir Hipermetropinin düzeltilmesinde gözlük, kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (Termokeratoplasti, excimer laser vb) kullanılabilir Astigmastizmanın düzeltilmesinde gözlük, torik yumsak kontakt lensler, gaz geçirgen kontakt lensler, ve refraktif cerrahi yöntemler kullanılabilir

Miyopi


Gözün belirli bir uzaklığın ötesindeki nesneleri odaklayamamasına miyopluk denir
Hipermetrop gözde, göz küresinin ön-arka çapı normalden kısa olduğu ve mercek eğriliğini (kırma gücünü) belirli bir sınırın ötesinde arttıramadığı için nesneleri odaklayamaz
Miyop gözde bunun tam tersi bir durum ortaya çıkar Genellikle göz küresinin ön-arka çapı normalden uzundur ve mercek,belirli bir sınırın ötesinde eğriliğini azaltamaz
Miyopluk kalıtsal ancak çekinik bir göz bozukluğudur Bu nedenle,miyop anne babaların çocuklarında her zaman ortaya çıkmayabilir Ancak ana babanın her ikisi de miyopsa, doğal olarak çocukların da miyop olma olasılığı yüksektir Miyopluk belirtileri genellikle altı yaşına doğru kendini gösterir Çocuk küçük yazıları rahat okur ama tahtaya yazılanları okuyamaz Uzağı görmenin gerekli olduğu oyunlardan kaçınır ve arkadaşlarından ayrı durmayı yeğler Altı yaşına doğru başlayan miyopluk,büyüme dönemi boyunca ilerlemeyi sürdürür ve vücut gelişimiyle birlikte durur
Göz küresinin ön-arka çapı normalden daha uzundur Bu miyopluk türü,gözlükle düzeltilebilir ve genellikle başka bir soruna yol açmaz Bundan farklı olarak patolojik miyoplukta ise görme kusuru ilerler,ayrıca ağtabakada bazı bozukluklar ortaya çıkar Miyopluğun türü ve uygun düzeltici camlar tek muayenede saptanamayabilir Dikkatli ve düzenli muayenelerle hastalığın gidişi izlenerek kesin tanı konur ve uygun tedavi sağlanır

Hipermetropi


Sağlıklı göz değişik uzaklıktaki görüntüleri odaklamak için merceğin biçimini değiştirir Daha yakın bir noktaya bakarken merceğin kalınlığı artar, uzağa bakıldığında ise azalır Bir merceğin eğriliği ne kadar fazla ise ışığı o kadar fazla kırar ve odak uzaklığı kısalır Sağlıklı bir gözde sonsuzdaki bir nokta, merceğin eğriliği en azken ağtabaka üzerine odaklanır Hipermetrop gözde is, merceğin aynı noktayı odaklayabilmek için eğriliğinin artması gerekir Merceğin eğriliğini, kirpiksi kasın kasılması düzenler Halka biçimindeki bu kas, iris kökü ile mercek arasında bulunur Hipermetroplukta göz küresinin ön-arka çapı normalden kısadır Bu nedenle, mercekte kırılan ışınlar, ağ tabakanın üstü yerine arkasındaki bir noktada birleşirler Işınların ağtabakası üzerine düşmesi için mercek eğriliğinin artması gerekir Ancak mercek belirli bir sınırın ötesinde eğriliğini arttıramadığı için, hipermetrop göz yakın nesneleri odaklayamaz Bu nedenle, hipermetroplar gazeteyi uzakta tutarak okurlar Ayrıca göz küresinin ön-arka çapı kısa olduğundan ,mercek uzak nesneler için eğriliği arttırır Sonuçta kirpiksi kasın, hiçbir zaman tam gevşeyemediğinden, göz baş ağrısına neden olur Hipermetropluk, çocukta içe dönük şaşılığa yol açabilir Gecikmeden müdahale edilirse, uygun camların kullanımıyla bu şaşılık çocuklukta düzeltilebilir

Astigmatizma


Genellikle doğuştandır Bununla birlikte, cerrahi girişimlerle saydam tabakanın kesilmesine, saydam tabakada iltihaplanma ya da travmaya bağlı olarak da çıkabilir Olguların en azından %90�ında astigmatlığın düzeltilmesi kolay değildir Saydam tabaka eğriliğinde ağır bir bozukluk yoksa, kişi kırılma kusurunun farkında olmayabilir Çünkü refleks olarak görüntüyü iki dikey düzlemden birinin üstünde uyum yaparak birleştirir Bu nedenle, astigmatlıkta genellikle iki odak uzaklığı arasında uyum sağlamak için sürekli değişen odaklanmaya bağlı yakınmalar ortaya çıkar Hasta bu yorgunluk nedeniyle, baş ağrısı , göz kürelerinde ağrı , gözlerde ağırlık hissi ve yanmadan yakınır Göz akları kızarmıştır Bu yakınmalar örneğin, film izlerken artar Gözleri sağlıklı kişilerde, saydam tabaka bir küre dilimi şeklinde ve eğriliği her yöne doğru aynıdır Bu sayede ışınlar bütün doğrultularda aynı oranda kırılarak odak noktasına yönelir Saydam tabakanın eğriliği tüm yönlere eşit biçimde dağılmıyorsa ve özellikle birbirini dik açıyla kesen doğrultular arasında eğrilik farkı varsa,ışınlar merceği geçerken farklı oranda kırılırlar Astigmatizmayı , nokta şeklinde bir cismin görüntüsünün birbirine dik iki ayrı düzlemde olması diye tanımlayabiliriz

Presbiyopi (Yaşlı görüşü)
Normalde insan gözündeki lens uyum yaparak yakındaki nesnelerin görüntüsünü retinaya düşürür Kişi yaşlandıkça lens bu yeteneğini kaybeder ve yakın görüşü zorlaşır Yaşlanmayla birlikte gözün yakına uyum yapma yeteneğindeki fizyolojik azalmaya presbiyopi denir Lens proteinlerinde zamanla lens liflerinin esnekliğini azaltan veya lensi sertleştiren değişiklikler olur Göz uyum yapmaya kalktığında lensi yerinde tutan asıcı bağlardaki kasılmaya rağmen lens eğriliğinde daha az bir değişme meydana gelir Lensin uyum yapması kırma gücünü artırmasıyla mümkündür Bu yaşa göre değişir ve kırılma kusurlarının düzeltilmesinde önem taşır Uyum yapma yeteneği azalan kişi yakında bulunan nesneleri görmede zorlanır Presbiyopi herkeste aynı yaşta başlamaz Presbiyopiye ait belirtilerin ortaya çıkışını etkileyen faktörler arasında kişinin yaşadığı ülke, sosyal durumu, çalışma şartları ve gözünde mevcut olan diğer kırılma kusurlarının varlığı sayılabilir Presbiyopi aşağıdaki belirtilerle ortaya çıkar: · Yakındaki nesneleri odaklayamadığı için bulanık görür, yazıları karıştırabilir, okurken bazı harf veya kelimeleri atlayabilir, sayısal işlemlerde yanılgı olabilir · Yakında meydana gelen bulanık görmeden dolayı hasta okuduğu materyali daha uzakta tutmaya başlar Uyum yeteneği azaldıkça bu mesafe artar ve zamanla kol mesafesi netleştirmeye yetmez ya da fazla uzaklaştırmadan dolayı bu sefer de harfler küçüleceği için görmede zorlanmaya başlar · Yakın mesafeden yapacağı işler için daha fazla aydınlatmaya ihtiyaç hisseder Aydınlık ortam göz bebeğini küçülterek kusurları azaltır ve görüşü netleştirir Yakın mesafeden yapılan işlerde normal kişilere göre daha erken bir yorgunluk meydana gelir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #21
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



Retina yırtılması dekolman



RETİNA YIRTILMASI, DEKOLMAN NEDİR? Retina gözün arka kısmında ışığı hissetmemizi sağlayan ve görüntüleri beyine ileten sinir tabakasıdır Göz basitce kamera gibidir Ön kısımdaki lens görüntüyü retinaya odaklar Retinada kameranın arkasındaki film gibidir
Retina dekolmanı nedir?

Retina dekolmanı retinanın normal pozisyonundan çekilmesiyle oluşur Retina yerinden ayrıldığında çalışamaz Görme bozulur Retina dekolmanı çok ciddi bir sorundur ve tedavi edilmezse kesinlikle körlükle sonuçlanır

Retina dekolmanının nedeni nedir?

Vitreus gözün ortasını dolduran şeffaf bir jeldir Yaşlandıkça vitreus retinayı yapışık olduğu yerlerden çekebilmektedir Genelde vitreus retinadan sorunsuz bir şekilde ayrılır Ancak bazı durumlarda retina bir veya birkaç yerden yırtılır Bu yırtık yerinden sıvı girmeye başlar ve retinayı bulunduğu yerden ayırır Aşağıdaki durumlar dekolmana neden olur

Myopi

Daha önce geçirilmiş katarakt cerrahisi

Glokom

Ağır göz travması

Diğer gözde daha önce meydana gelmiş retina dekolmanı

Ailede retina dekolmanı hikayesi

Göz doktorunuzca retinada zayıf yerlerin bulunması

Retina dekolmanının belirtileri nelerdir?

Işık çakmaları

Yeni oluşan uçuşmalar

Görme alanınızda gri bir perdenin hareket etmesi

Belirli bir alanı görememe (yırtığın yerine göre baktığınız cismin alt veya üstünü görmemeye başlarsınız)

Görmenin tamamen kaybı


Bu belirtiler herzaman dekoman demek değildir, ancak en kısa sürede göz doktorunuza muayene olmanız gerekmektedir

Tedavisi nasıldır?

Retinal yırtıklar: Genelde lazer veya kryoterapi (dondurarak) ile yapılır Retina bu yöntemlerle arkasına yapıştırılır Bu işlemler ayaktan poliklinik ortamında yapılabilmektedir Bazı duruklarda yırtık takipde edilebilmektedir

Retina dekolmanı: Hemen hemen tüm vakalar ameliyat olamak zorundadır

Pnomotik Retinopeksi: Vitreus içine gaz baloncuğu verilir ve baş belli bir pozisyonunda tutulması istenir

Sörklaj: Gözün çevresine elastik bir bant sarılır ve sıkılır Retina altındaki sıvı drene edilir ve retina yatıştırılmaya çalışılır

Vitrektomi: Retinayı çeken vitre alınır ve yerine hava verilir Bu hava zamanla vücut sıvılarınca doldurulurBazen sörklaj ile beraber yapılır

Ameliyattan sonra nelere dikkat etmem gerekir?

Belli bir süre gözde ağrı olabilir Gözünüz bir süre kapalı tutulacaktır Göze hava verildiyse belli bir süre yüzükoyun yatmanız gerekebilir

Baloncuğun tamamen kaybolduğu söylenene kadar kesinlikle uçak yolculuğu yapmayın!

Dekolmanda ikinci bir ameliyatta gerekebilir Retina ameliyatta tam olarak yatıştırılmadıysa zamanla retina canlılığını kaybedecek ve görme azalacaktır Görmenin düzelmesi ameliyattan sonra aylar sürebilir Ancak bazı hastaların görmesi düzelmiyecektir

Dekolman ne kadar ileri seviyedeyse ameliyattan sonra başarıda o kadar düşük olacaktır Bu yüzden bulguları fark edince gecikmemek önemlidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #22
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



Gözün Bölümleri
Gözlerimizin bölümleri hakkında detaylı bilgiler;

Kornea:
Gözün en ön kısmında yer alırBombeli ,saydam ve damarsız bir dokudurGörevi ,ışığı odaklamak ve gözü dış etkenlerden korumaktır Yaklaşık yarım mm kalınlığında 12 mm çapındadırKorneanın ön yüzeyi ; gözün temel kırıcı bileşenidirGözün diğer kırıcı bileşeni lenstirGörme eylemi görev dağılım listesine göre:her iki tabaka da ; göze giren ışık ışınlarının retinada (gözün sinir tabakası) net bir görüntü oluşturacak şekilde kırılmasından sorumludurlarAma bu konuda korneaya daha çok iş düşer
Korneanın ışık ışınlarını az kırması hipermetrop,çok kırması miyop,her yönde eşit kırması astigmat denen kırma kusurlarına neden olur
Kornea ışığın net bir şekilde kırınımı için, saydam olmak zorundadırBu nedenle yapısında kan damarları içermezKorneanın oksijenlenmesini ve beslenmesini dışta gözyaşı salgısı,içte ise göz içi sıvısı(vitre) sağlarKornea, yapısında bir çok sinir lifi içerir ve dış etkenlere karşı çok hassastır Sinir lifleri, göz kırpma refleksi ve destekleyici özellikleri ile korneanın sağlığını korur ve devamını sağlar Kornea embriyolojik olarak saçlarımız, tırnaklarımız ve derimiz gibi ektoderm kökenlidir, bu nedenle sürekli olarak yenilenir
Kornea saydamlığını yitirirse,gözün görme işlevi bozulurCisimleri algılamaz,sadece ışığı ,hareketleri fark edebilirBu durum, kornea naklini gerektirirKornea naklinde;saydamlığını kaybeden kısım, daire şeklinde kesilerek çıkarılırYerine kadavra gözünden alınmış parça yerleştirilirGözün tamamının nakli tıbben mümkün değildir

İris:
Gözün ön bölümünde yer alan korneanın hemen arkasında bulunurGöze rengini veren damarsal tabakadır Gözün rengi iristeki kromatofor hücrelerdeki pigment (renkli tanecikler) ile sağlanır Pigment miktarı az ise göz açık renkli, fazla ise göz koyu renkli olacaktır Bebeklerin irisindeki pigment miktarı daima az olduğu için gözleri açık renklidirYapısındaki kaslarla kasılıp gevşemesi ,irisin ortasında bulunan ve gözbebeği(pupilla) denilen boşluğun, büyüyüp küçülmesini sağlarIşığın az ya da çok olmasına göre genişleyip büzülen bu boşluk, yani gözbebeği ; bu özelliğiyle,fotoğraf makinelerinde ki diyafram gibi göze giren ışık ışınlarını dengeler

Lens(mercek):
İris ve pupillanın(gözbebeği) arkasında 4-5mm kalınlığında,9 mm çapında şeffaf,ince kenarlı dairesel bir mercektirDamarsız bir yapıdırJel kıvamında kristal gibi bir maddedirBu yüzden ''göz billuru''diye de adlandırılırYeni doğan ve çocuklarda yumuşak olan mercek,yaş ilerledikçe katılaşırKorneadan sonra,göze giren ışık ışınlarını ikinci kez kıran tabakadırKorneadan farkı ; uzak ve yakın her mesafedeki cismi net görebilmemiz için; lensin kırıcılığının esnek bir yapıya, yani zoom özelliğine sahip olmasıdır

Retina:
Gözün arka duvarını kaplayan sinir tabakasıdırGörmeyi sağlayan kısım burasıdırGöze giren ışık ışınlarının , odaklaşmasıyla oluşan görüntüyü; elektriksel sinyallere çevirip, hassas hücreleri vasıtasıyla göz sinirine iletirRetinanın ikicins hassas hücresi vardır: Koniler ve batoneler (basiller) Bir gözde 5 milyon koni, 120 milyon basil bulunurKoniler gündüz görmeyi, renk ve şekil görmeyi sağlarken, basiller alaca karanlıkta ve etrafı görmeyi sağlar

Optik sinir (göz siniri):
Görme siniri, göz içindeki ,retinanın hassas hücrelerinden başlar Sağ ve soldan gelen sinir birleşir ve liflerin yarısı çapraz yaparak yine iki ayrı sinir halinde sağ ve sol arka beyindeki görme merkezine ulaşırlarVe görme eylemi gerçekleşir

Makula:
Makula gözün arkasında yer alan ve detayları görmemizi sağlayan bir bölgedirMakula sayesinde okuyabilir ya da iğneden iplik geçirebiliriz

Vitreus(aköz):
Vitre, gözün içini doldurur Şeffaf olan bu sıvı yumurta akı kıvamındadır % 99?u su, % 1'i proteindir ve hacmi 3,9 cm3 kadardırSliar cisimde üretilir

Gözyaşı kanalları:
Gözyaşı pınarından sonra, hem üst hem de alt göz kapağında iç kenara yakın yerleşmiş küçük deliklerle başlayan kanalcıklar gözyaşı kesesine açılırBuradan da burun boşluğunun alt açıklığına ulaşır

Gözyaşı bezi:
Gözyaşının üretildiği küçük boyutlu bir bezdir Orbitanın (göz çukurunun)üst dış kısmında yerleşir Burada üretilen gözyaşı; bezin boşaltım kanalcıkları ile üst göz kapağında bulunan konjunktiva kesesine akar Buradan da göz kapaklarının kesiştiği iç yanda yer alan gözyaşı pınarına gelir
Gözyaşı :
Gözyaşı,saydam bir tabaka olan korneayı düzgün hale getirirHücreleri besler Mekanik olarak yıkama yapar ve içindeki mikrop öldürücü maddeler yardımıyla biyolojik temizlik yaparGözyaşının fonksiyonlarından biri konjonktivayı nemli tutmaktır Diğer bir fonksiyonu da , konjonktiva kesesine birikmiş küçük partikülleri, göz küresi boyunca dıştan içe doğru sürükleyerek gözün iç kısmındaki kanallara taşımaktır Bu fonksiyonlarını yerine getiren gözyaşı,göz kapaklarının iç kısımlarındaki deliklerden,küçük kanallar vasıtasıyla,burun kökündeki gözyaşı kesesine dökülür Buradan da küçük bir kanalla burun boşluğuna akar
Fazla göz yaşı yanaklara doğru taşar (ağlama esnasında) Yaşın ilerlemesi ile birlikte, konjonktiva incelir ve kurur Bu durum konjonktivanın iltihaplanması ve kan damarlarının genişlemesine neden olur

Gözün dış kasları:
Gözün dış kasları, altı adettir Gözün içe, dışa, aşağı, yukarı, aşağı içe ve dönme hareketlerini sağlarlar Göz kasları arasındaki dengesizlikten şaşılık meydana gelir
Göz kapakları:
Gözü dış ortamdan koruyan bölümdürGöz kapaklarının dış yüzünü ince deri, iç yüzünü konjonktiva örterKapakları açan ve kapatan adaleler vardır Bu adeleler kırpma refleksiyle kapağın periyodik hareketini sağlarKapak kenarlarında kirpikler bulunur Kirpikler, üst kapakta 150, alt kapakta 75 adet kadardır Diplerinde yağ ve ter bezleri bulunur

Yukarıda anlatılanlardan anlaşılacağı gibi, göz, muazzam bir yapıya sahip, çok kıymetli bir organımızdır,nazik oluşuna uygun olarak iyi korunmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Göz Hastalıkları

Eski 06-12-2009   #23
meLankoLik_asaLet
Varsayılan

Cevap : Göz Hastalıkları



Keratakonüs
Gözün en önünde yer alan ve bir kubbe bombeliğinde olması gereken korneanın bu bombeliğinin bozulması ve konik şekil almasıdırYani, Keratakonüsonik şekilli kornea demektir
Normalde kubbemsi,yuvarlak bir şekle sahip korneanın,konikleşmesiyle görme azalırÇünkü korneada gelişen bu deformasyon,görme netliğinin ve kalitesinin bozulmasına ve görme derecesinin düşmesine neden olur Kadınlarda daha sık rastlanan bu hastalıkta ilerleyici olarak korneanın incelmesi söz konusudur

Belirtileri:
Başlangıçta astigmat denen görme bozukluğu ortaya çıkarBu genellikle miyop-astigmat türündedirHastalığın ilerlemesiyle gözün,miyop-astigmat dercesi de yükselirÖzellikle astigmat çok ilerlerKornea giderek konikleşir,incelir,düzensiz bir şekil alırBu şekil bozukluğuna paralel olarak da gelişen astigmat artık, gözlükle düzeltilemez olur

Nedenleri:
Nedeni bilinmemekle birlikte,genetik bir yönü olduğu saptanmıştır

Sıklığı:
Ülkemizde bu konuda bir çalışma olmamakla beraber,bu konuda kayıtları güvenilir olan ülkelerde yapılan araştırmalara göre,toplumda ortalama 2000 kişide bir görülmektedirGenellikle 15-20 yaşlarında başlarSeyri hastadan hastaya değişebilirBazen 4-10 yıl ilerle sonra durabilirBazen de hızla ilerler ve görme bozulur

Tedavisi:
Hastanın dr'a başvurduğu andaki rahatsızlığın dönemine göre değişik tedaviler uygulanırErken dönemde,hafif miyopi ve astigmatizm söz konusuysa,gözlükle hasta net görebilirAma hastalık ilerlediğinde artık gözlük işe yaramazBu dönemde özel keratokonus lenslerinden faydalanılırHastanın görme derecesi yeterli seviyede kaldığı sürece ameliyata gerek yokturHastalığın ileri dönemlerinde görme derecesi düşer ve kontakt lens takılamaz hale gelirArtık ameliyat kaçınılmazdır

Kornea Nakli:
İstatistikler, keratokonuslu gözlerin sadece % 20 sinde ameliyat gerektiğini göstermiştirSöz konusu ameliyat,deforme olan kornea yerine sağlam bir kornea nakledilmesidirKornea damarsız bir doku olduğundan,ameliyat sonrası doku reddi diğer organ nakillerine göre çok daha azdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.