Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfikelimeler, harfiosmanlıca, osmanlıca, sözlük

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TAZARRUF Zarafet * Zariflik taslama İncelik göstermek Külfetle zarif olmak
TAZARRU'KÂRANE f Tazarru ederek Tazarru etmek suretiyle
TAZARRUR (Zarar dan) Zarar ve ziyâna uğrama
TAZAVVU' Bir şeyin güzel kokusunun etrafa yayılması
TAZAYYUK (Zîk den) Sıkışma, daralma
TAZAYYÜF Meyletmek, eğilmek, yönelmek
TAZE f Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan * Kuru olmayan, yeşil * Genç, körpe
TAZEGÎ f Tazelik, yenilik, körpelik * Gençlik
TAZENDE f Koşucu
TAZFİR Galip etmek * Tırnaklaşmak
TAZHİR (Zahr dan) Arkaya atma Arkaya bırakma veya bırakılma İhtimâl
TAZİ (C: Tâziyân) Araplar
TA'ZİB Azab verme Eziyet etme Men eylemek
TA'ZİB-İ RUH Can sıkma
TA'ZİBÂT (Ta'zib C) Eziyetler, tâzibler, azablar
TA'ZİB Davarları gece yabanda otlatıp eve getirmemek
TAZ'İF İki kat, kat kat etmek Ziyade etmek Bir kat daha artırmak Çoğaltmak * Zayıf addetmek
TA'ZİL (C: Ta'zilat) Ayıplama
TA'ZİL Azletme İşinden çıkarma
TA'ZİM Hürmet Riayet İkramda bulunmak Bir zât hakkında büyük sayıldığına delâlet edecek surette güzel muâmelede ve hürmet ifade eden tavırda bulunmak
TA'ZİMAT (Ta'zim C) Hürmet ve riayetler Tazimler
TA'ZİMEN Hürmet ve ikram ederek
TA'ZİR Kusur ve özür etme * Aslı olmayan özürler beyan etme * Necis bulaştırmak
TA'ZİR Siyaset * Tehdit etmek * Tazim ve tathir Temizlemek ve hürmet etmek * Lügatta red, icbar, tahkir, te'dib, hak üzere tevkif mânalarına gelen bu tabir, İslâm hukukunda: Hakkında muayyen bir şer'î ceza olmayan suçlardan dolayı ulülemr (hükümdar, padişah) veya vekili tarafından tatbik edilen cezalar hakkında kullanılır bir ıstılahtırTa'zirin meşruiyeti; Kitab ile, Sünnet-i Nebeviye ile ve icma-i ümmet ile sabittirTa'zir; dövmekle, hapisle, hattâ katil ile olabileceği gibi azarlama, sert lakırdı veya bakış veya herhangi bir tavır ve vaziyet ile de olabilir Dövmek suretiyle olan ta'zir, otuzdokuz değnekten fazla olamaz Bir kavle göre para almak suretiyle de ta'zir câizdir
TA'ZİR-İ EŞRAF Ümera, yüksek tüccar, köy a'yanı gibi şerefli kimseler hakkındaki ta'zirdi ki, ya bilvasıta ilâm suretiyle veya mahkemeye celbedilerek bilmuvacehe ihtar suretiyle yapılır
TA'ZİR-İ EVSAT İçtimai mevkileri orta hâlde bulunan kimseler hakkındaki ta'zirdir ki, hem mahkemeye bilcelb ilâm suretiyle, hem de hapis suretiyle yapılabilir
TA'ZİR-İ TE'DİB Âkıl bâliğ olduğu halde henüz mükellefiyet çağında bulunmayan bir çocuğun yaptığı bir suçtan dolayı hakkında te'dib ve ta'zib maksadıyla yapılan ta'zirdir
TA'ZİR-İ UKUBET Mükellef bir şahıs tarafından irtikâb olunup da şer'an muayyen bir cezası bulunmayan bir suçtan dolayı ukubeten yapılan ta'zirdir Mücrimin bu hususta müslim ile gayr-i müslim; hür ile âbid; erkek ile kadın olması müsavidir
TA'ZİRAT (Ta'zir C) Vesile ve bahane aramalar Esassız özür bildirmeler
TA'ZİRAT (Ta'zir C) Azarlamalar, ta'zirler, tekdirler
TA'ZİYANE f Ta'ziye eder surette Ta'ziye ederek
TAZİYANE f Sebeb Vasıta * Kırbaç, kamçı
TAZİYANE-İ TA'ZİB Azab vermek, azablandırmak kamçısı
TA'ZİYE Yeni ölen birisinin yakınlarının acısını paylaşır söz söylemek, teselli etmek Baş sağlığı dilemek "Allah sabr-ı cemil ihsan etsin" diye söylemek
TA'ZİZ Bir adamı aziz kılmak Hürmet ve muhabbetle sevmek
TAZLİL (Zıll den) Gölgelendirme veya gölgelendirilme
TAZLİM Zâlim olmak
TAZMİD Merhemli bezi yaraya sarıp bağlama
TAZMİN Kefil olmak * Zarar verdiği kimsenin zarar ve ziyanını ödemek * Edb: Başkasına ait bir mısra veya beyti intihâl ve tevârüd olmaksızın kendi şiirine alma san'atı * Bir şeyi bir şeye dâhil etmek * Zararı ödetmek
TAZMİNÂT (Tazmin C) Zarar ve ziyana karşı ödenen bedeller * Zararların bedellerini ödetme
TAZR Eliyle vurup def'etmek El ile kovmak
TAZRİR Zarar vermek Zarara uğratmak
TAZYİ' (C: Tazyiât) (Ziyâ dan) Kaybına sebeb olma, bırakıp kaybetme Boşuna harcama
TAZYİ-İ EVKAT Boş yere vakit geçirme Zaman harcama Vakit kaybetme
TAZYİK Daraltmak, sıkıştırmak * İcbar etmek * Sıkıntı ve ızdırab vermek * Zorlama, baskı * Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi Basınç Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine ve hem de yanlarına; gazlar ise, içinde kapalı oldukları kabın her tarafına basınç yaparlar
TAZYİKAT (Tazyik C) Tazyikler Sıkıştırmalar Baskılar Zorlamalar * Basınçlar
TE f Dek, kadar, değin Meselâ: Ser-te-ser $ : Baştan başa
TEA Duâ
TEAB (Bak: Taab)
TEABBÜD (Bak: Taabbüd)
TEABBÜS Abes yüzlü olmak
TEADDİ (Bak: Taaddi)
TEADDÜD-Ü ZEVCAT (Bak: Taaddüd-ü zevcat)
TEADİ (C: Teâdiyât) (Adu dan) Ara açılma Düşmanlık
TEADUD (Adud dan) Kol kola girme * Birbirini tutma Karşılıklı yardımda bulunma Birbirine yardım etme
TEADÜL (C: Teâdülât) (Adl den) Birbirine denk gelme Eşitlik, denklik, beraberlik
TEAFFÜF (Bak: Taaffüf)
TEAFFÜN (Bak: Taaffün)
TEAHHUR Geri kalmak Geciktirmek Gecikmek
TEAHHÜD Hıfzetmek, korumak * Uymak, tâbi olmak, riâyet etmek
TEAHÜD Sözleşmek Ahidleşmek
TEAHÜDÂT (Teâhüd C) Sözleşmeler Ahidleşmeler
TEAKK Dolu olmak
TEAKKUB Her nesnenin âkibetine nazar etmek Sonuna bakmak
TEAKKUD Bağlanmak
TEAKKUM Tereddüt etmek, kararsız olmak
TEAKKÜN Karın buruşukluğu
TEAKKÜR Cem'olmak, toplanmak * Açlık
TEAKKÜS (Aks den) Tersine dönme
TEAKUB Birbiri ardınca olmak, peşinde olmak * Bir nesneyi sonradan çoğaltmak
TEAKUD (Akd den) Bağlaşma, akidleşme
TEALA "Nâmı büyük" meâlinde olup Cenab-ı Hakk'ın (CC) kudsiyet ve büyüklüğü için hürmeten söylenir
TEALALLAH Allah yükseltsin!
TEALİ Yükselme Yüceltme Çok yüce olma(Bu zamanda İslâmiyetin tealisine en büyük bir sebep, maddeten terakki etmektir M)
TEALİPERVER f Yükselmeyi isteyen
TEALLİ (C: Tealliyât) Yüksek olma Yükselme
TEALLUK Muhabbet etmek, sevmek * Alâkalı olmak
TEALLÜL (Bak: Taallül)
TEALÜM (İlm den) Bir şeyi herkesin bilmesi
TEAMİ Görmez gibi görünme Yalandan görmezliğe gelme
TEAMMUK Batmak, gömülmek
TEAMMÜC Eğrilik
TEAMMÜD (Bak: Taammüd)
TEAMMÜM İmame sarmak, sarık sarmak * Umumileşmek
TEAMÜS Gaflet etmek Câhillik etmek
TEAMÜL Olagelen iş * Birbiriyle alıp vermek * Yapılagelen muamele ve münasebet * Usul * Reaksiyon, tepki
TEANNİ Zahmet çekme
TEANNÜD Hakkı ve doğruyu bilerek tersini yapmak
TEANNÜT Meşakkate düşmek * Hasmın kötülüğünü ve zilletini istemek
TEANUK Birbirinin boynuna sarılma Kucaklaşma
TEARRİ (Uryet den) Soyunma Çıplaklaşma
TEARRÜF Bir şeyi araştırarak öğrenme
TEARUZ Muâraza İki kişi arasında zıddiyet, mümânaat etmek
TEARUZEN Birbirine zıt olarak, muarız olarak
TEARÜF Tanışmak Birbirini tanımak Birbirine tanış çıkmak
TEAS Sürçüp yüzü üstüne düşmek
TEASSİ Muhalefet etmek, karşı gelmek * Sopayla vurmak, asâ ile darbetmek
TEASSÜF Müstakim yoldan çıkmak İ'tisaf
TEASSÜR Sıkılmak
TEASSÜS Kokmak * Geceleyin ava gitmek
TEASÜR Geçim Güzel geçinme
TEASÜR (Üsr den) Bir şey güçleşme Güç olma
TEAŞİ Gafil görünmek
TEAŞÜK Sevişmek
TEAŞÜR Muaşeret etmek, iyi muamelede bulunmak
TEATİ Karşılıklı alıp vermek * Bir şeye el uzatıp almak Hakkı olmayan şeye el uzatmak * Fık: Pazarlıksız ve konuşmadan fiilen vâki olan mal alış verişi
TEATİ-İ EFKÂR Birbirlerine fikir verme
TEATTUF Esirgemek Merhamet etmek Şefkat göstermek * Ulaşmak İttisal etmek * Eğilip bükülmek
TEATTUL Kadının elinde ve ayağında kınası, saçında boyası, kolunda ve boynunda mücevherleri olmaması
TEATTUS Aksırma
TEATTUŞ Susamak
TEATUF Birbirine şefkat, muhabbet ve sevgi göstermek * Birbirine bağlanma
TEATUFÂT (Teâtuf C) Karşılıklı sevgiler
TEAVÜN Yardımlaşmak Birbirine muâvenet etmek(Ey ikinci bozuk Avrupa! Senin çürük ve esassız esaslarının bir kısmı şunlardır ki: "Hâlik-ı Kerim'in kerem düsturlarından ve erkân-ı kâinatta kemâl-i itâatle imtisal edilen düstur-u teavünle; nebatat hayvanatın imdâdına ve hayvanat insanların yardımına koşmasından tezahür eden o umumi kanunun Rahimâne, Kerimâne cilvelerini cidal zannedip, "Hayat bir cidaldir" diye ahmâkane hükmetmişsin Acaba bu düstur-u teâvünün cilvesinden olan zerrât-ı taâmiyenin kemal-i şevk ile beden hüceyrelerinin gıdalandırılması için koşmaları, nasıl cidâldir? Nasıl bir çarpışmaktır? Belki o imdâd ve koşmak, Kerim bir Rabbin emriyle bir teâvündür MN)
TEAVÜNÂT (Teavün C) Yardımlaşmalar
TEAVÜR Elden ele gitmek
TEAYÜŞ Birbiriyle dirlik etmek
TEAYYÜB Ayıplamak
TEAYYÜN Bellibaşlı olmak * Meydana çıkmak Görünmek Belirmek * Anlaşılma Zâhir ve âşikâr olma (Bak: Taayyün)
TEAZUD Kol kola tutunma * Mc: Yardım
TEAZUM Gözde büyümek Azametlenmek Büyük görünmek
TEAZZUK Darlık, tazyik
TEB f Hararet * Tıb: Sıtma
TEBA' Tabi olma Uyma
TEBAA Tâbi olanlar Birisinin veya bir devletin emri altında olanlar
TEBAB Ziyan, zarar, kayıp, hasar
TEBADÜL Birbirinin yerine geçmek Karşılıklı değişmek Trampa
TEBADÜLÂT (Tebadül C) Değişmeler Tebadüller
TEBADÜR Ani olarak zihne girmek * Hâdis olmak * Barışmak * Öğretmek * Diğerini geçmek için sür'atlenmek, hızlanmak
TEBAGGUZ (Buğz dan) Sevmeme Kin besleme Buğzetme
TEBAGİ Birbirine zulüm etmek

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TEBAGUZ (C: Tebâguzât) (Buğz dan) Sevişmeme, gizli kin tutup düşmanlık besleme
TEBAH f Mahvolmuş Yıkılmış Fesada giriftar olmuş * Bozuk
TEBAHBUH Durmaya, oturmaya, girmeye ve çıkmaya kadir olmak * Ortada oturmak
TEBAHHUR (Bahr den) Bir şeyin içine dalma ve derinliğine varma Bir ilimde derin ihtisas kazanma
TEBAHHUR (Buhar dan) Buharlaşmak Tütsülenmek Buğulanmak * Kokmak
TEBAHHURÂT Buharlaşmalar Buğu haline geçmeler
TEBAHİ Övünme, tefahur * Muharebe edişmek, karşılıklı dövüşmek
TEBAH-KÂR (C: Tebâhkârân) f Mahveden, harab eden, bitiren
TEBAHTUR Dalgalanmak, dalgalanır olma * Kibirlenerek yürüme, kibirli kibirli yürüme
TEBAÎ Hakiki maksat olmayıp dolayısıyla olan * Başkasına uyarak * Cüz'î olarak (Bak: Tebeî)
TEBAİYYET Uyma, tabi olma İtaat, inkıyad ve imtisal etme
TEBAİYYETEN Tâbi olarak Uyarak
TEBAKİ (Bükâ dan) Ağlar görünme Yalandan ağlama
TEBAKKUR İlim ve malda genişlik üzere olmak Âlim ve zengin olmak
TEB'AN Bir şeyin arkasından gitmek ve ona tabi olmak
TEBANÇE Tokat
TEBANE Zeyreklik, akıllılık
TEBAR f Soy, nesil, neseb
TEBAR Helâk, bitme, yok olma
TEBAREK Mübarek etsin (mealinde dua) Teâlâ gibi mâzi fiiliyle mübalâğa ile bereketin Allah'tan zuhurunu ifade eder (Bak: Bereket) (Suyun havuzda yükselmesi halinden alınmıştır)
TEBAREKÂLLAH "Cenab-ı Hakk'ın (CC) ne bereketli, ne hayırlı işleri var, ne kadar bereketli!" diyerek hayret taaccübü Allah'ın (CC ) yaptığı eserlerinden dolayı hayranlık hislerini ifade maksadıyla, Allah (CC) hakkında söylenen ve aynı zamanda dua için okunan bir kelâm
TEBARİ Mücâdele ve muhârebe etmek Savaşmak, dövüşmek
TEBARÜK Çoğalmak, ziyâde olmak * Uzamak * Büyüklük * Genişlemek * Zâhir olmak, görünmek
TEBARÜZ Belli olma, belirtme Görünme * İki hasım cenk için meyadan çıkma
TEBASSUR Göz açıklığı, dikkat-i nazar İleri görüş
TEBA'SUS Muztarib olmak, ıztırab çekmek Acı çekmek
TEBAŞİR Müjde * Her şeyin öncesi, ilk zamanı
TEBAŞİR f Tebeşir
TEBAŞÜR Muştulamak Müjdelemek * Mübaşeret etmek, bir işe girişmek, başlamak
TEBATTUN Bir şeyin içini dışını iyice anlamak için çalışma
TEBATU' Ağır davranma Ağır hareket etme
TEBA'UL Kadının kocasıyla konuşup görüşmesi
TEBAUL Oynamak
TEBA'UZ Parçalanma Kısım kısım ayrılma
TEBAÜD Uzaklaşma Uzağa çekilme * Uzama
TEBAÜDÂT (Tebaüd C) Birbirinden uzak düşmeler Uzaklaşmalar
TEBAYİ' (Bak: Tabayi')
TEBAYÜ' Bey'edişmek, bir malı diğer bir malla değişmek
TEBAYÜN İki şey arasındaki uyuşmazlık Birbirinden ayrı ve başka olmak İhtilâf vuku bulmak Zıtlık
TEBAYÜN-İ EFKÂR Fikirlerin aykırılığı Düşüncelerin farklı olması
TEBAYÜN-İ MESALİK Mesleklerin farklılığı
TEBAYÜNÂT (Tebayün C) Tebayünler, iki şey arasındaki farklılıklar
TEBAZÜL Birbirine bahşiş etmek
TEBB Zarar, ziyan, hasar, kayıp
TEBBAN Saman satan, samancı
TEBCİL Ağırlamak Yüceltmek Birisine ta'zim etmek Hürmetle hareket etmek
TEBCİLEN Ağırlıgirsin bir tarafına !!!, tâzimen
TEBDİL Değiştirmek Tağyir etmek Bir şeyi başka bir hâle veya şeye değiştirmek
TEBDİL-İ HEVÂ Hava tebdili Hava değişikliği
TEBDİL-İ MEKÂN Yer değiştirme
TEBDİLÂT (Tebdil C) Tebdiller, değiştirmeler
TEBDİLEN Değiştirerek Tağyir ederek
TEBEA (Tâbi C) Tâbi olanlar, uyanlar
TEBEAN Tâbi olarak Uyarak
TEBECBÜC Sevinmek
TEBECCÜS Suyun açıktan akması
TEBEDDİ Sahraya çıkmak, çöle çıkmak
TEBEDDÜ' Ehl-i Sünnetten iken başka mezhebe girme * Dinini değiştirme İrtidad * İyi olan ahlâkını bozup değiştirme
TEBEDDÜ' Başlamak
TEBEDDÜD Perâkende olmak, dağılmak
TEBEDDÜL Başkalaşmak Değişmek * Yeni hey'ete, başka kıyâfete girmek (Bak: Hudus)
TEBEDDÜLÂT (Tebeddül C) (Bedel den) Tebeddüller, değişiklikler, tagayyürler, tahavvülât
TEBEDDÜLÂT-I CESİME Büyük değişiklikler
TEBEH (Bak: Tebah)
TEBEHHUR (Bak: Tebahhur)
TEBEHHÜL Tahsil için sıkıntı ve zahmet çekme
TEBEHHÜM şüpheli ve belirsiz olma
TEBEHHÜR Tıb: Kısa ve sık nefes alma
TEBEHKAR (C: Tebehkâran) f Mahveden, harab eden Bitiren
TEBEÎ Kasdî olmayan * Tâbi olarak * Başkasının vücuduyla kaim olan * Müstakil olmayıp başkasına tâbi olarak (Bak: Tebaî)
TEBE-İ TABİÎN Tabiînden olan birisinden (yâni ikinci derecede olarak) hadis nakletmiş olan Veya Tabiîn olanlardan ders almış, onlara uymuş müslümanlar
TEBEKKÜL Karışmak
TEBEKKÜM (Bekem den) Dili tutulma Konuşurken tutulup kalma
TEBELBÜL Lisanların muhtelif ve muhtelit olması Bazısı Arapça, bazısı Farsça ve Türkçe olmak gibi * Karışıklık
TEBELBÜL-Ü AKVAM Muhtelif kavimlerden ibaret bir cemaatin kısım kısım olmaları, muhtelif dil konuşmaları (Bak: Babil)
TEBELBÜL-Ü ELSİNE Dillerin karmakarışık olup anlaşılmaz hale gelmesi
TEBELLEŞ Birbirine geçmiş, karmakarışık, karışmış
TEBELLUH Tekebbürlenmek, gururlanmak, kibirlenmek
TEBELLÜC Sabah yeri ağarmak
TEBELLÜD Ağır, tembel olma * Bir şeye tahassür ve teessüf etme Pişmanlıktan dolayı "hay meded" diye ellerini birbirine çarpma * Yere düşme
TEBELLÜĞ Anlayıp alma Yetişme, erişme * Tebliği kabul etme
TEBELLÜH Ahmak olmak * Suretâ ahmaklık göstermek * Kaybolmuş bir şeyi araştırmak * Yolu bilmeyen kimse, erbâbından sorup araştırmayarak gitmek
TEBELLÜL (C: Tebellülât) Nemlenme, ıslanma
TEBELLÜR Billurlaşmak Parlak, şekilli olup ve donup katılaşmak * Açığa çıkmak Meydana çıkmak
TEBEN Zeyrek, akıllı kimse
TEBENNİ Evlât edinme
TEBER f Balta
TEBERKU' Yüzünü örtme, peçeleme Yaşmaklanma
TEBERNÜS Bürnüs giymek
TEBERRA Uzak durma Sevmeyip yüz çevirme
TEBERRİ Alâkasız olma Sevmeyip yüz çevirme * Temiz olma
TEBERRU' Bağış Bir malın karşılıksız olarak verilmesi Mecburiyet olmadığı hâlde birisine bir malı vermek Hayırlı işlerde yardım ve ihsanda bulunmak
TEBERRUAN Teberru ederek, teberru suretiyle, bağışlayarak
TEBERRUÂT (Teberru' C) Teberrular, bağışlar, bağışlamalar
TEBERRUZ İktifa etmek, yetinmek
TEBERRÜ' Pâk ve temiz, halis ve helâl olmak
TEBERRÜC Açık saçık olmak * Kadının süslenip yabancılar içinde gezmesi (Câhiliyet devrinde olduğu gibi)
TEBERRÜD Soğuma, serinleme, soğuk hâle gelme * Soğuk suya girme
TEBERRÜK Bir şeyi bereket veya saadet vesilesi sayarak almak veya vermek Uğur ve bereket saymak * Hayr-ı İlâhiye hissedâr olmak
TEBERRÜKEN Uğurlu ve mübarek olarak Bereket mevzuu ederek
TEBERRÜM Muztarib olmak, ıztırab ve acı çekmek
TEBERRÜR Allah rızasına çalışma
TEBERRÜZ Görünme, meydana çıkma
TEBERTUM Büyüklük taslama * Hiddetlenme, öfkelenme, kızma
TEBERZİN f Eskiden harp âleti olarak kullanılan ve eyere asılan küçük savaş baltası
TEBESSÜL Somurtma, surat asma Yüzünü ekşitme
TEBESSÜM Gülümseme Nazikâne ve dişlerini göstermeyerek gülme
TEBESSÜMAT (Tebessüm C) Gülümsemeler, tebessümler
TEBESSÜM-KÜNAN f Gülümser tarzda, gülümseyerek
TEBESSÜR Sivilce çıkma
TEBEŞBÜŞ Küçükten büyüğe güler yüz gösterme
TEBETTÜL Halkdan ayrılmak * Mâsivadan kesilip ihlâs ile Hakka yönelmek ve ubudiyet etmek * Evlenmekten vaz geçip zâhidlik etmek
TEBEVVÜ' Makam tutmak
TEBEVVÜL Bevl etmek İşemek
TEBEYYÜN Belli olmak Sabit olmak Görünüp anlaşılmak
TEBEYYÜT Geceleyin yağma etme * Bir işi gece yapmak
TEBEZZUH Tekebbürlenmek, gururlanmak
TEBEZZUK (Büzâk dan) Tükürme
TEBEZZÜL Yarılma Şakk
TEBEZZÜL Terk-i hıfz etmek; yâni ne olursa sakınmayıp her yerde kullanmak
TEBHAL (Tebhâle) Dudak kabartısı
TEBHİC (Behic den) Güzelleştirme
TEBHİH Sıcaklığın az olması
TEBHİL (Bahal ve Buhl den) Bir kimse için "pinti, hasis" deme
TEBHİR Buharlaştırma Buhar hâline getirme * Tütsüleme
TEBHİT Ağlatmak
TEBİ' Yardımcı, yardak * Sığır yavrusu
TEBİA Zulümle ve zorla alınmış olan kumaş
TEB'İD Uzaklaştırma Bir yerden bir yere sürme, kovma
TE'BİD (C: Te'bidât) (Ebed den) Ebedileştirme, sonsuzlaştırma
TE'BİDÂT (Te'bid C) Ebedileştirmeler, sonsuzlaştırmalar, te'bidler
TE'BİL Deveyi katarıyla getirmek
TE'BİN Ölmüş bir kimsenin iyiliklerini hatırlayıp söyleme * Bir kimseyi yüzüne karşı ayıplama
TE'BİR (Ağaçları) aşılama, (ağaçlara) aşı yapma
TE'BİS Horlama Hakaret
TE'BİYE Yüksek sesle okumak
TEB'İZ Bölmek Bölük bölük etmek Bir kısma ait etmek
TEBK Dolu olmak, dolmak
TEBKİR Acele etmek
TEBKİT Tekdir etmek Azarlamak Vurmak Başa kakmak * Delil ve bürhanla galip gelip susturmak
TEBKİYE (Bükâ dan) Dokunaklı sözler söyleyip ağlatma
TEBL Fesad etmek, çürütmek
TEBLİĞ Ulaştırmak Götürmek * Bildirmek * Eriştirmek
TEBLİĞ-İ ŞERİAT Peygamberlere mahsus beş vasıftan birisi olan, Allah'tan (CC) aldıkları emir ve kanunları insanlara aynen bildirmeleri
TEBLİGAT (Tebliğ C) Tebliğler İlânlar Bildirilen şeyler
TEBLİGAT-I RESMİYE Resmî tebliğler
TEBLİL Islatma Islatılma
TEBLİM Çirkin yapmak, çirkinleştirmek
TEBLİYE Eskitme ve çürütme köhneleştirme
TEBN (C: Etbân) Saman
TEBNÎ Saman renkli
TEBNİYE Çok bina yapmak
TEBRİC Dışarı çıkarmak * Hâlinden döndürmek
TEBRİD (Bürudet den) Soğutma, soğutulma * Mc: Ara açılma, soğuma
TEBRİE (Tebriye) Bir kimseyi şüpheden ve zan altından kurtarmak Temizliğini ve suçsuzluğunu meydana çıkarmak * Borçtan kurtarmak * Nezahet, ismet * Beraet ettirmek
TEBRİH (C: Tebârih) İncitmek Eza vermek
TEBRİK Gözlerini dike dike bir yere bakmak * Günaha girmek * Uzak bir yere sefer etmek * Çetinlik, zorluk sebebi ile yorulmak * Kadının süslenip püslenmesi * Evi ziynetleyip süslemek
TEBRİK Bir kimseyi eriştiği bir iyilikten dolayı "Bârekellâh" diye sevincini bildirmek Mübarekliğini, Cenab-ı Hakk'ın onu muvaffak kıldığını söyleyerek ta'ziz etmek
TEBRİKÂT (Tebrik C) Tebrikler Tebrik etmeler
TEBRİYE (Bak: Tebrie)
TEBRİZ Dışarı çıkarmak * Tekebbürlenmek, gururlanmak * Göstermek, izhâr etmek
TEBSİR İnsanın gözünü açacak şekilde tarif ve izah etmek ve kalbine basiret vermek
TEBŞİR Müjdelemek Hayır haber vermek Müjdelenmek
TEBŞİRÂT (Tebşir C) Müjdelemeler, müjde vermeler
TEBTIE (Bati den) Yavaşlama, ağırlaşma
TEBTİK Kulak kesmek
TEBTİL Tamamen hakka yönelmek * İyice ve tamamiyle kesmek * Terbiye etmek * Yemek (Bak: Tebettül)
TEBTİT Kesmek * Dağıtmak * Bitirmek
TEBUK Hicaz'ın kuzey tarafında Medine-i Münevvere'den Şam'a giden yolun ortasında bir yerdir ve Peygamber Efendimizin son gazvesinin yeri olmakla meşhurdur Tebuk'te Peygamberimiz tarafından yaptırılan bir duvar bir hurmalık ve bir de çeşme var olduğu rivayet edilir
TEBUK GAZVESİ Hicretin dokuzuncu senesinde vuku bulmuştur Şam'da bulunan Rumlar tarafından o civarın halkı, müslümanlara karşı ayaklandırıldığı Peygamberimiz tarafından duyulduğunda, onlara karşı asker hazırlayarak Tebuk'e gitmiş ve oranın ileri gelenleri Peygamberimize gelerek barışa çalışmışlardır Tebuk'te on gün kadar kaldıktan sonra ne Rumlardan ve ne de müttefikleri olan Araplardan kimse harp için çıkmadığından tekrar Medine-i Münevvere'ye dönülmüştür
TEBVİB (Bâb dan) Kısım kısım ayırma Bablara ayırma
TEBVİE Bir kadını boş bir evde oturtma
TEBYİN Belirtme Açıkça anlatma * İsbat etme
TEBYİZ Temizce yazma Müsveddeden daha iyice bir kâğıda yazma * Ağartma, beyazlatma
TEB-ZEDE (C: Teb-zedegân) f Sıtmaya tutulmuş
TEBZİL Delme, yarma Çok azimle bir şeye girişmek, adamak
TEBZİR Boş yere malını sarf etmek * Serpmek Dağıtmak * İsraf etmek, lâyık olmayan yere malını sarfetmek
TEBZİRÂT (Tebzir C) İsraflar * Tohum saçmalar
TECA'CU Yere düşmek
TECADU' Husumet etmek, düşmanlık etmek
TECAFİ Uzak olma Yerinden bir tarafa ayrılma
TECAHÜD Kuvvetini sarfedip uğraşmak Çalışmak
TECAHÜD İnkâr etmek
TECAHÜF Darbetmek, vurmak * Üstün gelmek, galebe etmek
TECAHÜL Bilmezlikten gelme Bilmiyor görünme
TECAHÜL-İ ÂRİFANE Edb: Bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi gösterme Bilen bir kimsenin, bilmez gibi davranması
TECAHÜLKÂR f Bilmezlikten gelen
TECAHÜM Yüz pörtürmek
TECAHÜR Aşikâre olmak, açık ve belli olmak
TECALÜS Birlikte oturmak
TECAMU' Cima etmek * Toplanmak, cem'olmak
TECANÜB Sakınma Çekinme
TECANÜF Meyletmek, eğilmek, yönelmek
TECANÜN Delirmek
TECANÜS Bir cinsten olma * Birbirine sıkı sıkı bağlılık, benzeyiş ve uygunluk
TECARÜB (Tecarib) (Tecrübe C) Tecrübeler
TECASÜ Diz üstüne çökmek
TECASÜR Cesaretlenme
TECA'UD (Ca'd dan) Büklüm büklüm olma (saç)
TECAVEZ AN-NA Bizi affeyle (meâlinde dua)
TECAVİF (Tecvif C) Oyuk yerler, oyuklar
TECAVÜB Cevaplaşma Karşılıklı cevap verme
TECAVÜL (C: Tecâvülât) (Cevelân dan) Dolaşma Cevelân etme
TECAVÜR Komşu olma
TECAVÜZ Haddini aşma Söz veya hareketle ileri gitme * Aleyhine hareket etme * Zorlama * Geçme * Sataşma, saldırma, sarkıntılık
TECAVÜZÂT (Tecavüz C) Tecavüzler Sataşmalar Haddi aşmalar
TECAVÜZKÂR (C: Tecavüzkârân) f Sataşan, saldıran, tecavüz eden
TECAZÜB Birbirine karşı duyulan yakınlık * İncizab etme Çekme
TECAZÜM Kesişmek
TECAZÜR Sövüşme

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TECBİB Ürkmek Kaçmak * Davarın ön ayaklarının dizlerine kadar beyaz olması
TECBİN Birisine "korkaksın" deme, korkak sayma
TECBİR (Cebr den) Çıkık veya kırık olan kemiği sarıp iyi etme
TECBİYE Rüku eder gibi eğilip durmak
TECDİ' Bir kimseye iyileşmesin diye beddua etme * Vücudun bir tarafını kesme * Çocuğu zararlı şeylerle besleyip gelişmesini önleme
TECDİD Yenileme Yenilenme Tazelenme
TECDİD-İ BİAT Biatını, bağlılığını, itimadını tekrarlamak, yenilemek
TECDİD-İ İMAN İman esaslarını kalben tasdik ettiğini, dil ile de tekrar edip yenilemek( $ ın hikmetini soruyorsunuz Onun hikmeti, çok Sözlerde zikredilmiştir Bir sırr-ı hikmeti şudur ki: İnsanın hem şahsı, hem âlemi her zaman teceddüt ettikleri, için, her zaman tecdid-i imana muhtaçtır Zira insanın herbir ferdinin mânen çok efradı var Ömrünün seneleri adedince, belki günleri adedince, belki saatleri adedince birer ferd-i âher sayılır Çünkü: Zaman altına girdiği için o ferd-i vâhid bir model hükmüne geçer, her gün bir ferd-i âher şeklini giyerHem insanda bu taaddüt ve teceddüt olduğu gibi, tavattun ettiği âlem dahi seyyardır O gider, başkası yerine gelir, daima tenevvü' ediyor; her gün başka bir âlem kapısını açıyor İmân ise; hem o şahıstaki her ferdin nur-u hayatıdır, hem girdiği âlemin ziyâsıdır"Lâilahe illallah" ise, o nuru açar bir anahtardırHem insanda mâdem nefs, hevâ ve vehim ve şeytan hükmediyorlar, çok vakit imânını rencide etmek için gafletinden istifade ederek çok hileleri ederler, şüphe ve vesveselerle imân nurunu kaparlar Hem, zâhir-i şeriata muhalif düşen ve hattâ bâzı imamlar nazarında küfür derecesinde te'sir eden kelimat ve harekât eksik olmuyor Onun için her vakit, her saat, her gün tecdid-i imâna bir ihtiyaç vardır M)
TECDİD-İ NİKÂH Nikâh tazeleme Nikâh yenileme
TECDİDÂT Yenilemeler, tazelemeler
TECDİDEN Yenileterek Yenileyerek
TECDİL Yere yıkma, yere atma, yere vurma
TECEBBÜR (Cebr den) (C: Tecebbürat) Kibirlenme, büyüklenme
TECEBBÜS Yürürken sallanmak
TECEBCÜB Kurumak
TECEDDÜD Tazelenme Yenilenme (Bak: Müceddid)TECEFFÜF : Kuruma, kuruyup katılaşma
TECEHHÜZ (Cihaz dan) Hazır bulunma Cihazlanma, hazırlanma
TECEHHÜZ-İ ARUS Gelinin hazırlanması
TECEHZUM Ululanmak
TECELBÜB Gömlek giymek
TECELCÜL Deprenmek, harekete geçmek
TECELLİ (TECELLÂ) Görünme Bilinme * Kader * Allah'ın (CC) lütfuna uğrama * İlâhi kudretin meydana çıkması, görünmesi Hak nurunun te'siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi(Fıtrat yalan söylemez Meselâ : Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüvv der ki: "Sünbülleneceğim, meyve vereceğim" Doğru söyler Meselâ: Yumurtada bir meyelân-ı hayat var Der: "Piliç olacağım" Biiznillâh olur, doğru söyler Meselâ: Bir avuç su, incimad ile meyelân-ı inbisatı der: "Fazla yer tutacağım "Metin demir onu yalan çıkaramaz, sözünün doğruluğu demiri parçalar İşte şu meyelânlar irade-i İlâhiyeden gelen evâmir-i tekviniyenin tecellileridir, cilveleridir MN)
TECELLİ-İ TİMSAL Suretlerin tecellisi
TECELLİDÂR f İlâhî kudret ve lütuf ile meydana gelen
TECELLİGÂH f Tecelli yeri İlâhi kudretin, İlâhi sırrın meydana çıktığı, göründüğü yer
TECELLİYAT (Tecelli C) Tecelliler
TECELLÜD Tekellüfle celâdet göstermek Kendini şecaatli ve cesâretli göstermeğe çalışmak * Serkeşâne inad etmek
TECELLÜL Ululanmak, büyüklenmek
TECEMCÜM Sözünü söylemekte güçsüz olmak Konuşamamak
TECEMMU' Toplanma Birikme
TECEMMUÂT (Tecemmu' C) Birikmeler, toplanmalar, yığılmalar
TECEMMÜD Donma Sertleşme Katılaşma
TECEMMÜDÂT (Tecemmüd C) Sertleşmeler, katılaşıp donmuş şeyler
TECEMMÜL Ziynetlenmek Süslenmek * Ululuk göstermek * Âletler Sebepler
TECEMMÜLÂT (Tecemmül C) Eşya, levâzım Tetümmat
TECEMMÜLÂT-I BEYTİYE Evde bulunan eşya Evin nizamını tamamlayan eşya
TECEMMÜM (Bitki) büyüme, çoğalma
TECEMMÜŞ Tekellüf etmek, özenmek
TECENNİ Meyve devşirme * Bir kişiye işlemediği günahı işledi diye isnad etmek
TECENNÜB Sakınma Çekinme
TECENNÜD Bir yere toplanıp asker olmak
TECENNÜN Cinnet getirme Delirme Çıldırma
TECERRU' (Cur'a dan) Yudum yudum ve süzerek içmek * Hışmını ve gadabını yutup def'etmek Hiddetini yenmek
TECERRU' Bahâdırlık ve kahramanlık etmek
TECERRÜB Tecrübe sâhibi olma
TECERRÜD Soyunma, çıplak olma * Evli olmama * Tas: Mâsivadan alâkasını kesip, Allah'a müteveccih olup, ibadet ü taatla meşgul olma * İman ve İslâmiyete mücahidane ve fedakârane bir tarzda hizmetle iştigal etme * Herşeyden boş olma (Bak: Mücahede)
TECERRÜM Gitmek * Etmediği günahı ettim demek * Eksilmek
TECESSÜD Ceset şekline girmek Vücud peyda etmek Cesedlenmek
TECESSÜM Cisim şekline girmek Maddeleşmek Göz önüne gelmek Mücessem olup görünmek Cisimleşmek
TECESSÜM-İ HAYÂL Hayâl görme
TECESSÜS Gizlice araştırmak Gizlice bakmak * İç yüzünü araştırmak * İç yüzünü araştırma merakı
TECESSÜSÂT (Tecessüs C) Tecessüsler, araştırmalar Gözetlemeler
TECESSÜSKÂR f Gizliden araştıran, meraklı
TECEŞŞU' Haris olmak, hırslı olmak
TECEŞŞU' Çok yemekten midenin dolması * Genirmek
TECEŞŞÜM İncinmek * Zahmetli şeyleri seçmek
TECEVVU' (Cu' dan) İsteyerek aç kalma Açlık çekme
TECEVVÜF İçi boş olma, kovuk olma * İçine işleme Nüfuz eyleme
TECEVVÜZ (C: Tecevvüzât) (Cevaz dan) Sözü mecaz olarak söyleme * Caiz olmayanı caiz görme Cevaz verip yapılmasını uygun görme
TECEVVÜZEN Mecaz yoluyla
TECEYYÜF Dost edinmek
TECEYYÜR Teftiş etmek, kontrol etmek
TECEZZİ Parçalara ayrılma ve bölünme Ufalanma
TECEZZÜV (Cüz den) Kısım kısım bölünme Doğranma, ufalanma
TECFİF (Ceff den) Kurutma veya kurutulma * Cübbe giydirme
TECHİL Bir kimseyi câhil saymak, cahilliğini meydana koyma
TECHİL Atın ayaklarını beyazlatmak
TECHİR Büyütmek * Genişletmek
TECHİYE Meyletmek, eğilmek, yönelmek * Ondan yana sürmek
TECHİZ Donatma Gereken şeyleri tamamlama Cihazlanma * Fık: Cenazenin yıkanmasından defnetmeğe kadar yapılması lâzım gelen şeyler ve bunları tedarik etme
TECHİZ-İ MEYYİT Ölünün yıkanıp, temizlenip, kefen ve sair ihtiyaçları tedarik edilerek hazırlanması
TECHİZÂT (Techiz C) Donatım
TECHİZÂT-I ASKERİYE Askerî teçhizat, askerî donatım
TE'CİC Tutuşturup alevlendirme
TEC'İD (Ca'd den) Saç kıvırtma
TE'CİL Başka zamana bırakma * Acele etmeme (Zıddı: Ta'cil)
TECLİC Çok gayret ve ikdâm etmek
TECLİD Ciltleme * (Celd den) Hayvanın derisini yüzme
TECLİL (Cüll den) Hayvana çul örtme, hayvanı çulla örtme
TECLİYE (Cilâ dan) Cilâlama, cilâ verme * Aşikâre etmek, açıklamak * Ruşen etmek, parlatmak
TECLİZ Muhkem etmek, sağlamlaştırmak
TECMİ' Bir yere toplamak, * Cuma namazına gelmek
TECMİD Dondurma, dondurulma
TECMİL (C: Tecmilât) Süs, tezyin
TECMİR Buhur etmek * Taş atmak * Hapsetmek * Aşağı sarkıtmamak * Kadının saçını toplayıp bağlaması
TECNİB Irak etmek, uzaklaştırmak * Atın ayağının eğri olması
TECNİD Askerleri sıraya koyma, sıralama
TECNİS İki şeyi birbirine benzer şekle sokma * Edb: Cinas yapma İki mânalı söz söyleme
TECNİZ Ölüyü tabuta koyma
TECR Bezirgânlık etmek, ticaret yapmak
TECRÎ (Cereyan dan) Cereyan ediyor, akıyor, gidiyor
TECRİ' (Cer den) Yudum yudum içirme
TECRİB Tecrübe etme, deneme
TECRİBE (Bak: Tecrübe)
TECRİD Açıkta bırakmak * Yalnız başına bırakmak Tek başına hapsetmek * Dünya alâkalarını kalpten çıkarıp Allah'a (CC) yönelmek * Edb: Bir şairin kendini mücerred bir şahıs, yâni ayrı bir adam farzederek ona hitabetmesi * Soyma, soyulma
TECRİDEN Tecrid ederek Tek olarak * Mücerred (soyut) olarak Tekliyerek
TECRİH Yaralama
TECRİM Suçlandırma Cezalandırma Cürüm isnad etme * Bir taifeden ayrılıp gitme
TECRİR Çekmek
TECRİS Sağlam fikirli etmek
TECRÜBE (Tecribe) Deneme, sınama * Görmüş, geçirmişlik * Anlamak için yapılan iş İmtihan * İlmi bir gerçeği göstermek için yapılan deneme Deney
TECRÜBÎ Tecrübeye ait Tecrübeyle ilgili
TECSİM Diz üstüne veya göğüs üstüne çökmek
TECSİM (Cisim den) Vücudlu gösterilme Cisimlendirme Vücud gösterme
TECSİMÂT (Tecsim C) Vücutlu göstermeler, cisimlendirmeler
TECSİS Kireç karıştırmak * Kireçle sıvamak * Binayı kireçle yapmak
TECŞİM İncitmek * Teklif etmek
TECVİ' (Cu dan) Acıktırma
TECVİD (Cevdet den) Bir şeyi güzel yapma Süsleme * Kur'an-ı Kerim'i usulüne uygun olarak okuma ilmi ve buna dair yazılan kitap
TECVİD-İ HURUF Seslerin mahreçlendirilmesi Harflerin düzgün olarak telâffuz edilmesi
TECVİD İLMİ Harflerin mahreç ve sıfatlarına uymak suretiyle, Kur'an-ı Kerim'i hatasız okumayı öğreten bir ilimdir
TECVİF (C: Tecvifât) (Cevf den) Oyma Oyuk yapma * Oyuk yer
TECVİL Seyahat etmek, gezmek
TECVİR (Cevr den) Zora, sıkıya koyma, cevretme
TECVİZ Câiz görme İzin verme, cevaz verme
TECYİF Korkma, korkutulma * Vurmak * Murdar etmek, pisletmek
TECYİŞ Askerleri dizmek
TECZİE (Cüz' den) Kısım kısım ayırma, doğrama, ufaltma, bölme
TECZİM (Kol, kanat gibi şeyleri) kesme
TECZİR (Cezr den) Mat: Kare kökünü alma
TECZİYE Cezalandırma * Parça parça ayırmak
TEDABİR (Tedbir C) Tedbirler, çareler
TEDABÜR Kesişmek
TEDAFÜ' Birbirini def etme * Müdafaa etme * İtişme kakışma
TEDAFÜÎ Kendini müdafaa etme ve koruma ile alâkalı
TEDAHRUC Yuvarlanma
TEDAHÜK Karşılıklı gülüşme
TEDAHÜL İç içe olmak Birbiri içine girmek * Yığılıp kalmak Birikmek Karışmak * Bir taksidi ödemeden ötekinin gelmesi Ödemede gecikmek
TEDAÎ Birbirini bir iş için davet etmek * Yıkılıp harap olmak * Bir şeyi hatıra getirmek Bir şeyin başka bir şeyi hatıra getirmesi Çağrışım
TEDAÎ-İ EFKÂR Bir fikrin veya şeyin başka bir fikri veya şeyi hatıra getirmesi
TEDARRU' Cübbe veya zırh giymek
TEDARUB (Darb dan) Vuruşma, dövüşme
TEDARÜ' Def'edişmek, birbirini kovmak
TEDARÜK (Tedârik) Ele geçirmek Edinmek Hazırlamak * Araştırıp bulmak * Ardı ardına erişip katılmak ve tevâli etmek
TEDARÜS Okuma, yazma
TEDAÜL Gizlenme, sinme Zâyi olma Saklanma * Küçülme Büzülme
TEDAÜM Kalabalık, izdiham
TEDAVİ İlâç verme İyileşmesi için bakma * Hastalığı iyi etme tarzı
TEDAVİR (Tedvir C) Tedvirler Çâreler Yollar Dolaşmalar
TEDAVÜL Elden ele dolaşma * Kullanma * Sürüm * Geçerlilik
TEDAVÜR Sıra ile yapmak, bir şeyi karşılıklı yapmak
TEDAYÜN Borç edişmek
TEDBİB Yumuşak etmek * Sür'atle gitmek, hızla gitmek
TEDBİC Rükuda başı çok eğme
TEDBİH Muti etmek, itaat ettirmek, boyun eğdirmek
TEDBİH Rükuda başını çok aşağı eğmek
TEDBİR Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol * Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık
TEDCİC Gökyüzünün bulutlu olması * Silâh kuşandırmak
TEDEBBÜR Bir şeyin sonunu düşünmek, tefekkür etmek Müdebbir olmak, tedbirli olmak * Arkasını dönmek
TEDECCÜC Silâhlanmak
TEDEFFUK Suyun fışkırması Atılmak * Dökülmek
TEDEFFÜN (Defn den) Gömülme, defnolunma
TEDEHDÜH Dönmek
TEDEHHİ Dâhileşme Dehâ eseri gösterme
TEDEHHÜN (Dehn den) Yağ sürünme, yağlanma
TEDEHHÜŞ Dehşete düşme Korkma Yılma Ürperme
TEDEHRÜC Yuvarlanmak
TEDEKDÜK Taşlıkta ve kum arasında olmak * Dağ, yerinden ayrılıp pâre pâre olmak * Zelzele olup yerin deprenmesi
TEDEKKÜL Kendini büyük görmek, tekebbürlenmek
TEDELDÜL Kımıldamak
TEDELLİ (C: Tedelliyât) Tevazu gösterme * Nazlanma * Aşağıya inme * Eğilme
TEDELLİYÂT (Tedelli C) Nazlanmalar * Eğilmeler * Tevâzu göstermeler
TEDELLÜK Sürtme Oğma
TEDELLÜL Nazlanma
TEDELLÜS Gizlenme, ihtifâ etme
TEDE'LÜB Kimse görmeden gitmek
TEDEMDÜM Helâk olmak
TEDEMMU' (Dem' den) Gözün yaşarması
TEDEMMÜL Toprağa gübre dökme Toprağı gübreleme
TEDENNİ Aşağı düşme Aşağı inme * Daha kötü bir derekeye düşme Tenezzül etme Maddi ve mânevi gerileme Terakkinin zıddı
TEDENNİYÂT (Tedenni C) Gerilemeler, tedenniler, aşağılamalar
TEDENNÜ' Yakın olmak
TEDENNÜK Dikkatle bakmak * Ayırtmak * Su dökülmek
TEDENNÜS Pislenme, kirlenme
TEDENNÜS-İ CÂME Elbisenin kirlenmesi
TEDERDÜR Katı deprenmek * Gamdan ve korkudan dolayı kendinden geçmek
TEDERRU' Zırhlanma Zırh giyme
TEDERRÜ' Birbirine muhâlefet etmek, birbirine karşı gelmek
TEDERRÜB Alışma, ülfet peydâ etmek
TEDERRÜC (Derece den) Derece derece, adım adım ilerleme * Dürrâce benzer bir kuş
TEDERRÜN Bir organın, bir uzvun şişmesi
TEDERRÜS (C: Tederrüsât) Ders alma, okuyup öğrenme
TEDERRÜSÂT (Tederrüs C) Ders almalar Okuyup öğrenmeler
TEDESSÜR Elbise giyme Elbiseye bürünme * Erkek hayvanın dişisine binmesi * Kişinin sıçrayıp atına binmesi
TEDEYYÜM Yağmurun sert yağması
TEDEYYÜN Dinini sakınmak * (Deyn den) Borçlanma Borca girme
TEDFİK Dökmek
TEDFİN (Defn den) Gömme, defnetme * Örtme, gizleme
TEDHİN (Duhan dan) Dumanlama, tütsüleme
TEDHİN (Dühn den) Güzel kokulu yağ sürme Yağlamak
TEDHİŞ Korkutma Dehşete düşürme Ürkütme
TEDHİŞ-İ EZHÂN Zihinlerde heyecan meydana getirme
TE'DİB Edeblendirme Terbiye verme * Haddini bildirme
TE'DİBAT (Te'dib C) Edeplendirmeler, terbiye etmeler
TE'DİBEN Te'dib suretiyle, te'dib için Haddini bildirmek için
TEDİRGİN Huzursuz, rahatsız
TE'DİYAT (Te'diye C) Ödemeler
TE'DİYE (C: Te'diyat) Eda etmek * Ödenmiş para Verilmiş borç * Borcunu vermek
TE'DİYE-İ DEYN Borç ödeme Borcunu verme
TEDKİK Hakikatı anlamak ve meydana çıkarmak için inceden inceye araştırma
TEDKİKAT (Tedkik C) Tedkikler Araştırmalar İncelemeler
TEDKİKAT-I AMİKA Çok inceden ve derinden yapılan tetkik
TEDLİK Sürme
TEDLİS Sattığı şeyin ayıbını müşteriden gizlemek * Fık: Hadisi ilk nakledenin ismini gizlemek Hadisi başkasına isnâd eylemek
TEDLİS Yumuşatmak Bir şeyi mülâyim ve kaygan yapmak * İnciyi şeffaf etmek
TEDLİYE Sarkıtmak Yukarıdan aşağıya bırakma * Şaşırma, dehşete düşme * Delil ve vesika hazırlama * (Akıl) gitmek * Ahmak etmek, salaklaştırmak
TEDMİ' Göz yaşı dökmek
TEDMİC Bir şeyi başka bir şeyin içine yerleştirme * Arkasını eğmek
TEDMİN Yığıp toplamak * İhâta edip kaplamak * Lâzım olmak, icab etmek
TEDMİR Yok etmek Mahvetmek Tepelemek Perişan etmek
TEDMİS Örtmek, gizlemek
TEDMİS Yumuşak etmek, yumuşatmak
TEDMİYE Vurup kanatmak
TEDNİH Zayıf görüş * Oturmak, ikamet etmek, mukim olmak
TEDNİK Yakın olmak

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TEDNİR Ruşen etmek, nurlandırmak, parlatmak
TEDNİS (C: Tednisât) Kirletme, kirletilme
TEDRİ' Zırh giydirme
TEDRİ-İ CÜYUŞ Askerlere zırh giydirme
TEDRİC Azar azar, derece derece ilerlemek Birisini bir şeye yavaş yavaş vardırmak * Sıkıştırmak suretiyle çok güçsüz hâle koymak * Edb: İfadenin derece derece yükselmesi veya alçalması (Bak: Tensik)
TEDRİC-İ HÂBİT Edb: İfadenin alçalması Bir şeyi tarif ederken vasıf bakımından yukarıdan başlayıp aşağıya inmek Bunun aksini yapmağa da Tedric-i sâid denir
TEDRİCÂT (Tedric C) Tedricler
TEDRİCEN Yavaş yavaş, azar azar, derece derece
TEDRİCÎ (Tedriciyye) Yavaş yavaş olan, derece derece yapılan
TEDRİS Okutmak Öğretmek Ders vermek
TEDRİSÂT (Tedris C) Tedrisler Ders vermeler
TEDRİSÂT-I ÂLİYE Yüksek öğretim
TEDRİSÂT-I İBTİDÂİYE İlk öğretim
TEDSİM Yağlı ve uyuz etmek
TEDSİR Kuşun yuvasını düzenlemesi veya düzeltmesi
TEDSİYE Baştan çıkarma, azdırma * Gizlemek
TEDVİH Şehirler gezmek
TEDVİM Teskin etmek, sâkinleştirmek * Kuşun, uçarken dönüp deverân etmesi * Dili ağızda döndürmek * Tatmak
TEDVİN Bir araya toplayarak tertipleme * Edb: Aynı mevzuya ait bahisleri, çalışmaları bir araya getirip kitap hâline getirme
TEDVİR Devrettirmek, döndürmek Çevirmek * İdare etmek, yönetmek * Daire şekline sokmak * Edb: Bir mısradaki kelimelerin yerini değiştirmekle veznin ve mânanın bozulmamasıdır * Kur'an-ı Kerim kıraatında: Tahkik ile hadr ortasında bir okuma usulüdür Her iki yönde meşru mübalâğayı bırakıp orta yolu tercih ederek okumaktır
TEDVİR-ÜL MENZİL Menzilleri çevirmek, döndürmek, idare etmek * Ev idaresi
TEDVİYE (Devâ dan) İlâç verme * Kuş kanadının fısıltısı
TEEBBEL İmtina' etmek, yapmamak, çekinmek
TEEBBİ İnkâr etmek * (Ebb den) Bir kimseyi baba kabul etme Baba edinme
TEEBBÜD Ürküp çekinme * Evlenmeme, bekâr kalma
TEEBBÜH Kibirlenme, böbürlenme, gururlanma * Alicenaplık ve göztokluğu ile bir şeyden vazgeçme
TEEBBÜN İzine uyma Tâbi olma, birinin yolundan gitme
TEEBBÜS Mütegayyer olmak, rengi değişmek
TEEBBÜT Koltuklamak
TEECCÜC Tutuşma, alevlenme
TEECCÜL Belli bir vakte kadar müddet isteme * Sığır ve geyik gibi hayvanların sürü sürü olmaları
TEECCÜM Öfkelenme
TEEDDİ Yetiştirmek
TEEDDÜB Edebli olma Utanma Çekinme Edebini takınma
TEEDDÜBÂT (Teeddüb C) Edeblenmeler, çekinmeler, utanmalar
TEEDDÜBEN Edebli davranarak Edeb ve terbiye kaidelerine uyarak Edebi icabı olarak
TEEFFÜF (C: Teeffüfât) Oflama Of çekme
TEEHHİ Birini kardeş edinme
TEEHHÜB Hazırlanmak
TEEHHÜL Evlenme * Ülfet ve ünsiyet eyleme Ehlileşme
TEEHHÜR Gecikme Sonraya kalma Geriye kalma
TEEKK Çukur kazmak
TEEKKÜD (Ekd den) Kuvvet bulma Sağlamlaşma
TEEKKÜL (Ekl den) Yaranın, oyulup açılması * Yenme, eklolunma
TEELLİ Yemin etmek
TEELLUK Yıldıramak, parlamak
TEELLÜB Cem'olmak, toplanmak * Dağ keçisinin erkeği
TEELLÜF Alışma Hoş geçinme * Barışma * Huylanma * Birikme
TEELLÜFÂT (Teellüf C) Hoş geçinmeler, alışmalar Bağdaşmalar
TEELLÜH Kulluk ve ibadet etmek * Tazarru' etmek, yalvarmak
TEELLÜM Elem duyma Kederlenme Tasalanma
TEELLÜMÂT Elemler, kederler, tasalanmalar
TEEMMEL Düşün, dikkat et, incele (mânasına emirdir)
TEEMMİ (Emet den) Cariye edinme * Dadı satın almak
TEEMMÜL İyice, etraflıca düşünmek Derin derin düşünmek(Evet, aklı bozulmayan bir şahıs, teemmülü neticesinde anlar ki: Meselâ: Bal arısını pek çok şeylere fihriste yapan ve kitab-ı kâinatın ekser mesâilini insanın mahiyetinde yazan ve incir nüvesinde incir ağacının proğramını derceden ve insanın kalbini binlerce âlemlere örnek ve pencere yapan ve beşerin kuvve-i hafızasında tarih-i hayatını taallukatiyle beraber yazan ancak ve ancak her şeyi yaratan Hâlık olabilir Ve böyle bir tasarruf, yalnız ve yalnız Rabb-ül Âlemine mahsus bir hâtemdir MN)
TEEMMÜLÎ Düşünerek söylenen veya yazılan Teemmüle ait ve müteallik (Bak: Tefekkür)
TEEMMÜM Kasdetmek * (Ümm den) Ana edinme Birini anne kabul etme
TEEMMÜR (Emr den) Amirlik taslama
TEENNİ İhtiyatlı ve akıllıca davranma Bir işte acele etmeyip bir düşünce dairesinde hareket etme (Teude de denir)
TEENNİ-İ HİKMET Hikmetin yavaş yavaş ve akıllıca gibi, en faydalı şekilde zuhuru(Nasılki bir ekmeğin vücudu; tarla, harman, değirmen, fırına terettüb eder Öyle de, tertib-i eşyada bir teenni-i hikmet var Hırs sebebiyle teenniyle hareket etmediği için o tertib-i eşyadaki manevi basamakları mürâat etmez Ya atlar düşer ve yahut bir basamağı noksan bırakır; maksada çıkamaz M)
TEENNUK Nazarında ve fikrinde dikkatli olmak İttikan Eşyanın hikmetli, kusursuz ve pürüzsüz yapılışı
TEENNÜS (Üns den) Müennes olma * Kadınlaşma Kadın gibi hareketlerde bulunma
TEERRÜB Ululanmak, büyülenmek * Kendini zeki göstermeğe çalışmak
TEESSİ Sabır gösterme Teselli bulup sabretme Avutma
TEESSÜF Eseflenmek Kederlenmek * Beğenmemek ve râzı olmadığını ifade etmek
TEESSÜL Sermaye edinmek * Cem'etmek, toplamak
TEESSÜM (İsm den) Günahtan sakınma
TEESSÜN Mütegayyer olmak, rengi ve tadı değişmek
TEESSÜR İşten alıkoyma Oyalandırma
TEESSÜR Kederli ve üzüntülü olarak içlenmek Üzülmek * Te'sir altında kalmak * Kederlenmek
TEESSÜRÂT Üzüntüler Teessürler
TEESSÜR-BAHŞ f Hüzün veren, keder veren, tasaya düşüren
TEESSÜS Temelleşmek Yerleşmek Kurulmak Teşekkül
TEETTİ Asan olmak, kolaylaşmak * Beklemek, gözlemek
TEEVVİ (İvâ dan) Bir yerde yerleşme, yurt edinme Oturacak yer edinme
TEEVVÜD Eğrilme, bükülme İki kat olma
TEEVVÜH (C: Teevvühât) İnleme, figân etme
TEEVVÜL Mânâsı başka olma Başka anlama gelme
TEEYYÜD Kuvvetlenme Kuvvet ve metânet bulma Te'yid olunma
TEEZZİ İncitme
TEEZZÜB Her yönden rüzgârın esmesi
TEEZZÜR Örtünme, bürünme Tesettür
TEF f Buhar * Sıcaklık, hararet
TEFA' Hiddet ve gadap etmek, öfkelenmek, kızmak
TEFADDUL Faziletlilik iddiasında bulunmak Üstünlük taslamak * Bir kimseyi inâyet, ihsan ve kerem ile memnun etmek
TEFADİ Bir kimseye "Sana ben feda olayım" demek * Feda etmek
TEFAFİH (Tuffâh C) Elmalar
TEFAHE Horluk, hakirlik * Tatsızlık
TEFAHHUC Oturduktan sonra ayaklarını ayırmak
TEFAHHUL Aygırlanmak
TEFAHHUM Kömürleşme Kömür hâline gelme
TEFAHHUR (C: Tefahhurât) (Fahr dan) Övünme, fahirlenme
TEFAHHUS Bir şeyin, bir mes'elenin iç yüzünü dikkatle araştırma
TEFAHHUSÂT (Tefahhus C) İnceden inceye araştırmalar
TEFAHHUŞ Fuhşa düşmek, fâhişe olmak Ahlâksız olmak * Çirkin sözler söylemek
TEFAHUR Fahirlenmek İftihar etmek Kendini iyi görüp, kusurdan gaflet etmek
TEFAHUŞ Birbirine çirkin sözler söylemek
TEFAKKUD (C: Tefakkudât) Arayıp sorma Sorup soruşturma
TEFAKKUH Gül gibi açılma
TEFAKKUR (Fakr dan) Fakirleşme Fukaralaşma
TEFAKUM İş büyüyüp güçleşme
TEFAKÜH (Fâkihe den) Birbirlerine karşılıklı yemiş atma * Mc: Şakalaşma
TEFANİ Birbirinde fâni olmak Arkadaşının iyi ahlâkıyla sevinmek Arkadaşının, kardeşinin meziyyet ve hissiyatı ile fikren yaşamak
TEFARİC (Tefric C) Yırtmalar, genişletmeler * Ferah vermeler * Korkaklar, zaifler, yüreksizler * (Tifrac C) Yırtmaçlar, aralıklar
TEFARİK Müteferrik olanlar Tefrikalar Ayırma ve seçmeler * Taksitler Ufak tefek şeyler Ayrıca şeyler * Küçük hediyelik eşya
TEFARİK-UL ASÂ Bir atasözüdür Bu darb-ı mesel hakkında meşhur Kamus Tercümesi'nde hülâsaten şu mâlumat var: "Arab'dan fakir bir kadının zaif ve gayet huysuz bir oğlu varmış Yaptığı müteaddit kavgalarda meselâ bir defasında burnunu, bir defasında kulağını, bir defasında dudaklarını kesmişler Her bir defasında da annesi çocuğunun kesilen azalarına bedelen diyet alarak zenginleşti Bu sebeple oğluna: "Sen tefarik-ul-asâdan daha faydalısın" Zira o, asâ ki, bir cins ağaç olup, parçalandıkça her bir parçasından yine faydalı şeyler yapılırdı Onun gibi oğlunun da vücud parçaları daha faydalı oldu Yani, bir (şey) olmakla beraber, muhtelif fayda cihetleri bulunan şeyler için mecazen bu tabir kullanılır
TEFARÜT Müsabaka etmek, yarışmak
TEFASİL (Tafsil C) Tafsiller, ayrıntılar
TEFASİL (Tefsir C) Tefsirler, Kur'an-ı Kerim'in mânasını anlatan kitaplar
TEFASSUM Kırılma Kesilme
TEFASUH Fasahatle söyleme
TEFATTUN Tefehhüm Sür'atle anlama, idrak etme * Ufalanma
TEFATTUR Yarılma
TEFATUH Muhakeme olmak * Bir nesneye başlamak
TEFATÜ' Muhakeme etmek
TEFAÜL Fal tutmak
TEFAVÜD Birbirinden faydalanma, yararlanma
TEFAVÜT Farklılık İki şey arasındaki fark Uygunsuzluk Tehâlüf
TEFAZUL (C: Tefâzulât) Mikdar fazlası, fark * Meziyet ve fazilet yarışına çıkma
TEFAZZUL Üstünlük taslama, fazilet satma * Bağışlama, iyilik
TEFCİ' (C: Tefciât) Canını yakma, acıtıp ağrıtma Dertli kılma
TEFCİR Yerden su kaynatıp akıtma * Drenaj, oluk vs gibi su yolları yaparak, bir yerde birikmiş olan suları akıtma işi * Yarmak
TEFCİYE Yemeğin içine nohut, buğday, pirinç, maydanoz ve bunlara benzer şeyler koymak (Bu konulan şeylere "ebazir" derler)
TEFDİM İbrik ağzına süzgeç koymak
TEFDİYE Canını başkası uğruna feda etme
TEFEB Helâk olmak, mahvolmak
TEFECCU' Canı yanma, acıma Kaygılı olma, dertli olma * Belâ ânında hüzünlü olma
TEFECCÜR (Fecr den) (C: Tefeccürât) Yerden su kaynayıp akma * Tan yeri ağarma * Çatlama, yarılma
TEFECİ t El altından yüksek faizle para veren kimse
TEFEHHUZ Tâzim, hürmet
TEFEHHÜM Farkına varmak İdrâk eylemek * Yavaş yavaş anlamak Tekellüfle anlamak
TEFEHHÜMÂT (Tefehhüm C) Farkına varmalar, yavaş yavaş anlamalar
TEFEKKU' Yarılmak
TEFEKKUH Fıkıh ilmini tahsil etmek (Bak: Fıkıh)
TEFEKKÜH Yemiş toplayıp vermek Meyvedar olmak Meyvelenmek * Pişman olmak * Pek hoşlanıp hayrette kalmak
TEFEKKÜK Zincir halkası gibi birbirinden ayrılma
TEFEKKÜN Pişman olmak * Taaccüb etmek, hayrette kalmak, şaşırmak
TEFEKKÜR Fikretmek Düşünmek Fikri harekete getirmek(Tefekkür, gafleti izale eder Dikkat, teemmül; evham zulümâtını dağıtıyor Lâkin nefsinde, bâtınında, hususi ahvâlinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tetkikat yap Fakat afâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilâta geçme Çünkü icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilâtında yoktur Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor; sahili yoktur İçine dalma boğulursun Arkadaş! Nefsî tefekkürde tafsilâtlı, âfâkî tefekkürde ise icmâlî yaparsan, vahdete takarrüb edersin Aksini yaptığın takdirde kesret fikrini dağıtır Evham seni havalandırır Enaniyetin kalınlaşır Gafletin kuvvet bulur, tabiata kalbeder İşte dalâlete îsal eden kesret yolu budur MN)"Bir saat tefekkür, bir sene nâfile ibadetten hayırlıdır" (Hadis-i şerif meâli) (Bak: Ülfet)
TEFEL Guslü ve temizliği terk etmekle vücudun kokması
TEFELLUK Yarılma, çatlama
TEFELLÜC Felç olma, felce uğrama * Yarılıp çatlama
TEFELLÜL (Kılıç) gedik olmak, yaralanmak Rahnedar olmak
TEFELLÜS İflâs etme
TEFELLÜT Halâs olmak, kurtulmak * Aniden bağından boşanmak
TEFELSÜF Feylesoflaşmak
TEFENNÜN Fen öğrenmek * Çok şeyler bilmek * Türlü türlü olmak * Bir fende maharet sahibi olmak
TEFENNÜN-İ Fİ-L İBÂRE Bir defa söylenilmiş olan bir sözü ikinci defa söylemek icabederse, o aynı kelimeyi tekrarlamamak için başka kelime veya sözle aynı mânâyı ifade etme san'atı
TEFERKU' Parmak öttürmek
TEFERRU' Bir çok kollara ayrılmak * Bir kimse halkın üzerine havale olmak * Bir kavmin en şerefli kadını ile evlenmek * Çatallanıp dal dal olmak
TEFERRUÂT Bir şeyin bütün incelikleri, ayrıntıları
TEFERRUG (Ferâg dan) Vaz geçme, fârig olma * Bir işi bitirip kurtulma * Satın alınan bir mülkün tapusunu kendi üzerine çevirme
TEFERRUH (Ferah dan) İçi açılma, ferahlanma
TEFERRUK (Fark dan) Dağılma, ayrılma
TEFERRUC (Ferec den) Ferahlanmak İç açılmak * Gezintiye çıkmak Seyr
TEFERRÜD (Ferd den) Tek ve yalnız kalma Herkesten ayrılma * Eşsiz, emsâlsiz ve benzersiz olma * Kendi başına olma
TEFERRÜS Ferasetle bir şeyi kestirmek Bir şeyi dikkat ve teemmül ederek isabetli olarak idrak etmek, anlamak * Zannetmek
TEFERRÜŞ (Ferş den) Yayılma, serilme
TEFERRÜZ (İfrâz dan) Ayrılma
TEFER'UN Firavunlaşma Zâlimlik etme, zulüm yapma * Çok fazla kibirlenme
TEFES Kir, pislik * Menâsik-i Hacta bıyık ve tırnak kesmek, baş ve kaş yolmak
TEFESSUD Akmak
TEFESSUH Fasih olma Anlaşılması kolay olma
TEFESSÜH Açılmak Genişlemek İnbisat bulmak * Mecliste çekilip bir adama oturacak yer açmak
TEFESSÜH Alçaklaşmak Bozulmak * Çürümek Kokup dağılmak * Tâkattan düşmek
TEFEŞŞİ İntişar etmek, dağılmak * Tecvidde: Harf okunduğu zaman sesin ağız içinde dağılıp uzatılmasına denir Sin, sad, se, ra, fe, şın, mim, dad harflerine mütefeşşi harfleri denir
TEFEŞŞU' Galip olmak, yenmek * Çoğalmak, çok olmak
TEFEŞŞÜ' Münteşir olmak, yayılmak, intişar etmek
TEFETTÜ' Rücu etmek, geri dönmek, vazgeçmek
TEFETTÜN Bir kimseyi zorla fitneye atma
TEFETTÜT (Fett den) Ufalanma, ufak ufak parçalanma

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TEFE'ÜL Fal açmak * Bazı hâdiseleri, tevafukları uğurlu saymak Meselâ: Bir kitabı rast gele açarak ilk tevafuk eden yeri okuyup ona dikkat ederek onu uğurlu ve esas bir ders sayma gibi * Olacak şeyi tahmin etmek (Zıddı: Teşe'üm)(Kur'an ile tefe'üle ve rü'yaya itimada ehl-i hakikat tarafdar değiller Çünki: Kur'an-ı Hakîm, ehl-i küfrü, kesretle ve şiddetli bir tarzda vuruyor Tefe'ülde, kâfire ait şiddeti, tefe'ül eden insana çıktığı vakit, yeis veriyor; kalbi müşevveş ediyor M)(Beşer idrakinin akibetini kestiremediği mühim işlerde İslâm dini istihare ile tefe'ülü tâlim etmiştir SBM C: 11 sh: 113)(Ebu Hüreyre'den (R A) Resülullah'ın (SAM) : "İslâm'da teşe'üm yoktur, en hayırlısı tefe'üldür" buyurduğunu işittim, dediği rivayet olunmuştur Mecliste bulunanlar: Tefe'ül nedir Ya Resülallâh! diye sordular Resül-i Ekrem: Sizden birinizin duyduğu güzel sözdür buyurduTeşe'üm, şom tutmak ve hayırsız saymak demektir Tefe'ül de uğurlu ve hayırlı saymaktır ki dilimizde yom tutmak diye ifade ederiz Güzel sözle tefe'ül hakkında en güzel misal, Resül-i Ekrem'in Hudeybiyye seferinde Süheyl bin Amr'ın adiyle tefe'ül buyurmasıdırHudeybiyye'de Kureyş, müslümanları müşkil bir vaziyete soktuğu sırada Kureyş tarafından muahede akdine mezun bir hey'etin Süheyl bin Amr'ın riyaseti altında gelmekte olduğu duyulunca Resül-i Ekrem uysallık ve yumuşaklık ifade eden (Süheyl) adiyle tefe'ül ederek ashabına: "Artık işiniz kolaylaştı!" buyurmuşturGüzel sözle tefe'üle dair güzel bir misâl de Arab edip ve şâiri Asmaî, İbn-i Avn'den hikâye ederek vermiştir ve doktora gitmek üzere evinden çıkan bir hastanın: (Sâlim) diye birisinin çağrıldığını duyarak hastalığından kurtulacağına yom tutmasıdır, demiştir SBM C: 12 Hadis no: 1936)
TEFEVVUK Üstünlük Fâik ve daha büyük olma Üstün gelme
TEFEVVÜH (C: Tefevvühât) (Fevh den) Söyleme, ağza alma * Dil uzatma Münâsebetsiz söz söyleme
TEFEVVÜT Birbirinden eksik olmak
TEFEVVÜZ Bir işi üzerine alma
TEFEYHUK Geniş, bol olmak * Çok konuşmak
TEFEYYÜZ Feyizlenmek * İlerlemek * Bollaşmak
TEFEZZÜR Kaftan giymek
TEFHİM Anlatmak Bildirmek
TEFHİM-İ MERÂM Merâmını anlatma
TEFHİM Ta'zim * Bir şeyi kalınlaştırmak * Tecvidde: Harfi kalın okumaktır Harflerinin adına Müfahhim denir Şunlardır: Hı, sad, dad, tı, zı, gayın, kaf, lem, rı, vav, elif Huruf-u isti'lâda tefhim vâcibdir
TEFHİM Kömürleştirme
TEFHİR Fahirlendirmek, gururlandırmak * Gâlip olmakla hükmetmek
TEFİE Eğilmek * Rücu etmek, geri dönmek
TEFİH Hakir, zelil * Lezzeti olmayan
TE'FİK (C: Te'fikât) Yalan söyleme * Yalan ve iftirâ etme
TEF'İL Fal açtırmak Tefe'ül etmek
TEFİLE Gövdesi kokan kadın
TEFİRE Üst dudağın ortasında olan çukur
TEFKIYE Yarmak * Göz çıkarmak
TEFKİ' Parmak öttürmek
TEFKİH (Fıkh dan) Öğretme, anlatma * Fıkıh öğretme
TEFKİH Hayrete düşürme * Hoşlandırma * Yemiş yedirme
TEFKİK Birbirinden ayırmak * Halâs etmek, kurtarmak
TEFKİR Düşündürme veya düşündürülme * Endişe etmek
TEFKİR Muhtaç etmek * Yüksek yeri ağaç dikmek için düzlemek
TEFL Tükürmek
TEFLİC Açmak
TEFLİK Yarmak
TEFLİL Gedik açmak, yarmak
TEFNİD Tekzib etmek, yalanlamak * Zayıflatmak * Aciz etmek * Korkutmak
TEFNİK Nimetlendirmek * Naz * Beslemek
TEFNİN Karıştırmak * Çeşitli yapmak
TEFRİ' Asıldan, kökten şubelere ayrılma, kısım kısım olma Ayrılma Fer'lendirme
TEFRİC Gönül açmak Gam ve tasa gidermek
TEFRİCE (C: Tefâric) Aralık, yırtmaç
TEFRİD Dünya alâka ve meşguliyetlerinden ayrılıp, ibâdet ve tâatle meşgul olma
TEFRİG (Feragat dan) Boşaltma * Azade etme * Dökme * Kurtarma * Zâil ve hâlî eyleme * Vazgeçirme
TEFRİGÂT Boşaltmalar
TEFRİH Ferahlandırma, gönül açma
TEFRİH Korkusuz kalmak * Gelişme, filizleme Yumurtadan çıkmak
TEFRİK Birbirinden ayırmak, seçmek, ayırdetmek, ayrı kılmak * Korkutmak
TEFRİK Ovdurmak
TEFRİKA Nifak Ayrılık Bozuşma * Bir gazete veya dergide parça parça, bir önceki yazının devamı olarak çıkan uzun yazı * Fırka fırka olmak
TEFRİR Ürkütmek Kaçırmak
TEFRİS Acıktırmak
TEFRİS Yırtmak * Parçalamak
TEFRİŞ Döşeme Yayma Yayıp döşeme * Ev eşyasını düzenleme
TEFRİT Ortalamanın yani vasatın çok altında kalmak, geride kalmak Normalden aşağı olmak (İfratın zıddı)
TEFRİZ Farzetmek
TEFSA' Kesmek * Eskimek
TEFSİD Fâsid etmek, bozmak
TEFSİDE f Hararetli, kızgın
TEFSİE Çekmek Uzatmak
TEFSİK (Fısk dan) Fısk ve fücura sürükleme Birisine fâsık, kabahatli, günahkâr demek
TEFSİL Yaramaz ve kem nesne
TEFSİR Mestur, gizli bir şeyi aşikâr etmek Mânâyı izhâr etmek * Anladığını anlatmak Bildiği kadar açıklamak * Kur'ân-ı Kerim'in mânâsını anlatan kitab * Ehl-i Hadis ıstılahında Tefsire dâir hadis-i şeriflere Tefsir denilir (Bak: İctihad)(Tefsir iki kısımdır: Birisi, malûm tefsirlerdir ki, Kur'anın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânâlarını beyan ve izah ve isbat ederlerİkinci kısım tefsir ise: Kur'anın imanî olan hakikatlerini, kuvvetli hüccetlerle beyan ve isbat ve izah etmektir Bu kısmın pek çok ehemmiyeti var Zâhir mâlum tefsirler, bu kısmı bazen mücmel bir tarzda dercediyorlar Fakat, Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda, muannid feylesofları susturan bir manevî tefsirdir Ş)(Risale-i Nur, hükema ve ulemanın mesleğinde gitmeyip Kur'anın bir icaz-ı mânevisiyle her şeyde bir pencere-i mârifet açmış; bir senelik işi bir saatte görür gibi Kur'an'a mahsus bir sırrı anlamıştır ki, bu dehşetli zamanda hadsiz ehl-i inadın hücumlarına karşı mağlub olmayıp galebe etmiş MN)(Kur'an-ı Azimüşşan; bütün zamanlarda gelip geçen nev'-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve fertlerine hitaben Arş-ı Alâdan irad edilen İlâhî ve şümullü bir nutuk ve umumi, Rabbanî bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve bilhassa bu zamanda, dünya maddiyatına ait pek çok fenleri ve ilimleri câmidirBu itibarla; zamanca, mekânca, ihtisasca daire-i ihatası pek dar olan bir ferdin fehminden ve karihasından çıkan bir tefsir, bihakkın Kur'an-ı Azimüşşan'a tefsir olamaz Çünkü, Kur'anın hitabına muhatab olan milletlerin, insanların ahval-i ruhiyelerine ve maddiyatlarına, câmi bulunduğu ince fenlere, ilimlere bir ferd, vâkıf ve sahib-i ihtisas olamaz ki, ona göre bir tefsir yapabilsin Hem bir ferdin mesleği ve meşrebi taassuptan hâli olamaz ki, hakaik-i Kur'aniyeyi görsün, bîtarafane beyan etsin? Hem bir ferdin fehminden çıkan bir dâva, kendisine has olup, başkası o dâvanın kabulüne davat edilemez Meğer ki bir nevi icmanın tasdikine mazhar olaBinaenaleyh, Kur'anın ince mânalarının ve tefsirlerde dağınık bir surette bulunan mehasinin ve zamanın tecrübesiyle fennin keşfi sayesinde tecelli eden hakikatlerin tesbitiyle, herbiri birkaç fende mütehassıs olmak üzere muhakkıkîn-i ulemadan yüksek bir heyetin tetkikatiyle, tahkikatiyle bir tefsirin yapılması lâzımdır Nitekim, kanunî hükümlerin tanzim ve ıttıradı, bir ferdin fikrinden değil, yüksek bir heyetin nazar-ı dikkat ve tedkikatından geçmesi lâzımdır ki, umumi bir emniyeti ve cumhur-u nâsın itimadını kazanmak üzere millete karşı bir kefalet-i zımniyye husule gelsin; ve icma-i millet, hücceti elde edebilsinEvet, Kur'an-ı Azimüşşan'ın müfessiri, yüksek bir deha sahibi ve nâfiz bir içtihada malik ve bir velâyet-i kâmileyi haiz bir zat olmalıdır Bilhassa bu zamanlarda, bu şartlar, ancak yüksek ve azim bir heyetin tesanüdiyle ve o heyetin telâhuk-u efkârından ve ruhlarının tenasübüyle birbirine yardım etmesinden ve hürriyet-i fikirlerinden ve taassublarından âzâde olarak tam ihlâslarından doğan dâhî bir şahs-ı manevîde bulunur İşte, Kur'anı, ancak böyle bir şahs-ı mânevi tefsir edebilir Çünkü, "Cüzde bulunmayan, küllde bulunur" kaidesine binaen, her fertte bulunmayan bu gibi şartlar, heyette bulunur İİ) (Bak: Müfessir)
TEFSİRE Hastaların bevlini koyacak şişe Sidik kabı
TEFTE f Hararetli, kızgın, kızmış
TEFTİH (C: Teftihât) (Feth den) Açmak * Bırakmak * Yarmak, yardırmak * Geğirmek
TEFTİH Hor ve zelil etmek * Kahretmek
TEFTİK (Fetk den) Yarma, yarılma
TEFTİK (Fetk den) Yün, pamuk gibi şeyleri ditmek, tarayıp açmak
TEFTİL (Fetl den) Fitil yapma Bükme, eğirme
TEFTİN (Fitne den) Fitneye düşürme * Meftun verme Ayartma
TEFTİR (C Teftirat) Bıkkınlık verme Fütur verme Usandırma * Zayıf etmek, zayıflatmak * Naksetmek, eksiltmek
TEFTİS Ufak ufak parçalama
TEFTİŞ Kontrol etmek İşlerin alâkalı vazifeliler tarafından ele alınıp iyi ve tamam yapılmasına çalışmak * Sormak * Ayırmak
TEFTİŞÂT (Teftiş C) Teftişler
TEFTİT Parça parça etme, ufalama
TEFTİYE Lâğımcılık yapmak * Büyüyünceye kadar kızı evden dışarıya çıkarmamak
TEFVİF Bezi alacalı dokutmak
TEFVİH Korkutmak
TEFVİK Tar: Okçulukta, yayın sol el ile yukarıya kaldırılması * Okun gezini yayın kirişine koymak
TEFVİM Ekmek pişirmek
TEFVİT (Fevt den) Geçirme, kaçırma
TEFVİT-İ SALÂT Namaz vaktini geçirme veya kaçırma
TEFVİYE Konuşkan olmak
TEFVİZ Birisine bırakma * İşini Allah'a (CC) havâle etme * Sipariş ve ihâle etme
TEFYİL Bir kimsenin bir kimseye "fikrin zayıf" demesi
TEFYİM Genişletmek
TEFZİ' Ürkütme Korkutma * Hayretle baktırma
TEGABBİ Birisini geri zekâlı sayma
TEGABBÜR (Gubâr dan) Tozlanma
TEGABİ Bilmez olmak Ahmaklaşmak
TEGABÜN (Gabn dan) Karşılıklı aldatma Aldanma veya aldanmanın zuhuru
TEGABÜN SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 64 suresidir Medenîdir
TEGADDİ (Bak: Tagaddi)
TEGADDÜB (Gadab dan) Hiddetlenme, öfkelenme, gazaba gelme, kızma
TEGAFÜL Bilmez görünmek, anlamazlıktan gelmek Kasden kendisini gafil göstermek(Farazâ, bazılarının altında büyük fenâlıklar varsa da, hücum edilmemek gerektir Zira, çok fenalık vardır ki, iyilik perdesi altında kaldıkça ve perde yırtılmadıkça ve ondan tegafül edildikçe mahdut ve mahsur kaldığı gibi, sâhibi de perde-i hicab ve hayâ altında kendisinin ıslahına çalşır Lâkin vaktâ ki, perde yırtılsa, hayâ atılır Hücum gösterilse, fenalık fena tevessü' eder Münazarât)
TEGALGUL Hoş kokulu şeyler sürünmek * Zorluk, çetinlik, güçlük * Bir şeyin, ilmin içine çok dalmak
TEGALLÜB (Bak: Tagallüb)
TEGALLÜF (Gılaf dan) Kılıflanma
TEGALLÜT (C: Tegallütât) (Galat dan) Yanılma Yanlışa düşme
TEGALÜB Birbirine galebe etmek, birbirine üstün gelmek
TEGAMGUM Sözü düz söylememek
TEGAMMÜD Günahı örtmek
TEGAMMÜR Suyu az içmek
TEGAMÜZ (Gamze den) (C: Tegamüzât) Birbirine göz ucu ile işâret etme
TEGANNUS Tatsız olmak
TEGANNUC (C: Tegannücât) (Ganc dan) Nazlanma
TEGANNÜM Koyunlaşma Koyun postuna bürünüp kendisini koyun gibi gösterme
TEGARBÜL (Gırbâl den) Kalburdan geçirme
TEGARGUR Gargara etmek
TEGARRÜB (Gurbet den) Gurbete çıkma
TEGARRÜD (C: Tegarrüdât) Kuşun hoş ve nağmeli bir şekilde ötmesi
TEGARRÜR Gururlanma, kibirlenme * Kaynamak * Galeyan
TEGASSUN (Gusn dan) Dalbudak peydâ etme Dallanma
TEGASSÜL (Gasl den) Gusletme, yıkanma
TEGAŞMÜR Kahra uğratmak
TEGAŞŞİ (Gışâe den) Örtünme, bürünme * (Gaşy den) Kendinden geçme
TEGAT Birbirini suya daldırmak
TEGAVÜN Cem'olmak, toplanmak * Kötü işe yardım etmek, şer işe muâvin olmak
TEGAVÜR Birbirini yağmalamak
TEGAVVUT Kazâ-i hâcet etmek
TEGAVVÜL Renk değiştirme Renkten renge girme
TEGAVVÜR (Gavr dan) Derine dalma * Bir şeyin esâsını arama
TEGAYÜB Birkaç kişinin topluca kaybolması
TEGAYÜR Zıt olmak Uymamak Başka türlü olmak
TEGAYÜZ (C: Tegayüzât) Karşılıklı olarak kızışıp öfkelenme
TEGAYYÜM (C: Tegayyümât) (Gayb dan) Bulutlanma
TEGAYYÜR Hâlden hâle geçmek, değişmek * Bozulmak * Zıt olmak (Bak: Hâdis)
TEGAYYÜT Büyük def-i hâcet
TEGAYYÜZ (C: Tegayyüzât) (Gayz dan) Hiddetlenme, kızma
TEGAYYÜZ Meşeliğe otlaması için davar salmak * Meşelik içinde yerleşmek
TEGAZGUZ Eksik olmak
TEGAZÜN Hışmetmek, kızmak
TEGAZZÜB (Gazâb dan) Öfkelenme, hiddetlenme, gazaba gelme, kızma
TEGAZZÜL (C: Tegazzülât) (Gazel den) Gazel tarzında şiir yazma * Gazel söyleme
TEGERG f Dolu
BÂRÂN Ü TEGERG Yağmur ve dolu
TEGİL f Sakalları yeni çıkmağa başlayan genç
TEH f Dip * Mertebe, kat
TEH-İ ÇÂH Kuyunun dibi
TEHABB Dostluk etme Muhabbet, sevişme
TEHABBÜB (Bak: Tahabbüb)
TEHABBÜR (Haber den) Esasını bilme, iyice bilme
TEHABBÜS (Habs den) Kendini bir yere kapama Hapsetme
TEHABBÜT (Bak: Tahabbut)
TEHACCUR (Bak: Tahaccür)
TEHACİ (Hecâ dan) Hicivleşme * Hicvetme, yerme
TEHACÜM Birbirine hücum etme * Bir yere istekle, hızlıca toplanmak, üşüşmek
TEHACÜR Birbirinden ayrılmak * Kesilmek
TEHADDİ (Bak: Tahaddi)
TEHADDÜS (Bak: Tahaddüs)
TEHADU' Aldanmış gibi görünme
TEHADÜB Kamburlaşma
TEHADÜM Yıkılmak
TEHADÜR Kaynamak Galeyan
TEHAFÜT Sözü gizlice söyleşmek
TEHAFÜT Düşürmek, düşmek * Birbirinin üstüne atılmak Birbirinin ardınca olmak
TEHAKKÜM (Bak: Tahakküm)
TEHALLÜF Uygunsuzluk * Kafileden geri kalma * Geride bırakma
TEHALLÜL (Bak: Tahallül)
TEHALÜF (Half dan) Hâkimin her iki tarafa da yemin ettirmesi
TEHALÜF Birbirine zıt olmak Birbirine muhalif olmak, uymamak
TEHALÜK (C: Tehâlükât) (Helâk dan) İstekle atılma Tehlikeye aldırış etmeden, birbirini çiğneyecek gibi koşuşma
TEHAMİ (C: Tehâmiyât) Kendini sakınma, korunma * Avukatlık etme
TEHAMUK (Humk dan) Kendini ahmak gösterme
TEHANNÜN Çok arzu ve istek göstermek * Göreceği gelmek Özlemek
TEHARRUB Ağaç kurdunun ağacı kemirerek oyması
TEHARRÜK Hareketlenmek, kımıldamak Hareket etmek
TEHARÜC Çıkışmak * Tevzi etmek, dağıtmak * Fık: Ortakların bir kısmı akar (para getiren mülk), bir kısmı arazi, bazısı da para üzerine yaptıkları anlaşma
TEHARÜM (Herm den) Genç olduğu hâlde, kendini ihtiyar gösterme Yaşlı gibi görünme
TEHARÜŞ Hırıldaşıp dalaşma
TEHASSÜB Yastığa dayanma
TEHASSÜR (Bak: Tahassür)
TEHASSÜS (Bak: Tahassüs)
TEHASÜD (Hased den) Hasetleşme
TEHASÜM Muhâsama etme, düşmanlık etme
TEHAŞİ (Haşy dan) Korkup çekinme, sakınma
TEHAŞÜN Haşin davranma Zorluk gösterme Sert muamelede bulunma
TEHATİH Bâtıl, boş ve abes sözler * Tamamlanmamış söz
TEHATTUF Kapmak
TEHATTÜM Pek lüzumlu ve vâcib olmak Vücub derecesinde bulunmak
TEHATU' Hatâ etmek, kabahat işlemek
TEHATUB (Hatb dan) Hitablaşma Karşılıklı birbirine hitab etme
TEHAVİL Muhtelif renkler, çeşitli renkler
TEHAVÜN Mühimsememek, ehemmiyet vermemek, ağır davranmak Aldırış etmemek * İstihkar, horlama, hakir görme
TEHAVVÜL (Bak: Tahavvül)
TEHAYÜC Kandırmak
TEHAYÜT Toplanıp gelmek
TEHAYYÜZ (Bak: Tahayyüz)
TE'HAZ Tekrar almak
TEHAZÜL Muhârebeden kaçıp geri dönme
TEHBİL : "Baban seni ölmüş diye ağladı" demek
TEHCİD Uyutmak
TEHCİN Dedikodu yapma * Müstehcen ve edeb dışı sayma
TEHCİR Yurdundan çıkarma, hicret ettirme, sürme * Öğle vakti bir yere gitme
TEHCİYE Heceleme
TEHDİB Saçak yapmak
TEHDİD Göz dağı verme, birisini korkutma Korkutulma
TEHDİD-ÂMİZ f Tehditle karışık, tehdit eder surette
TEHDİDÂT (Tehdid C) Korkutmalar, göz dağı vermeler
TEHDİDEN Korkutarak, tehdit ederek
TEHDİDKÂRÂNE f Tehdid edenlere yakışır şekilde Tehdid edercesine
TEHDİL (Budak) aşağı eğilmek * (Dudak) aşağı sarkmak
TEHDİM (Hedm den) Yıkma
TEHDİN Çocuğu güzel sözlerle susturup avutma Yalandan yüze gülüp medhetme * Teskin etmek
TEHDİR Hastalıklı devenin bağırması * Sözü boğaz içinden söylemek
TEHDİYE Hediye verme, bağışlama
TEHECCİ (Hecâ dan) Heceleme
TEHECCÜD Gece uyanıp namaz kılmak Gece namazı (Bu namaz, nâfile namazların en çok sevablısıdır)
TEHECCÜM Hücum etme Saldırma * Acele gitme
TEHECCÜR Ayrılmak * Zuhr vaktinde seyretmek
TEHECHÜC Uzaklaşmak Irak olmak
TEHEDDİ Doğru yola girme Hidayetlenme
TEHEDDÜB Saçaklanmak
TEHEDDÜL Sarkma, sölpüme
TEHEDDÜM (C: Teheddümât) Yıkılma

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TEHEKKU' Teveccüh etmek, yönelmek
TEHEKKÜM İstihza * Tevbih Şiddetle azarlama Görünüşte ciddi, hakikatta alaydan ibaret olan eğlenme * Edb: Tarizin tesirli olan kısmı
TEHEKKÜMÂT (Tehekküm C) Ciddi tavır takınarak eğlenmeler
TEHEKKÜMEN Alay için, tehekküm suretiyle
TEHEKKÜR Taaccüb etmek, hayrette kalmak, şaşırmak
TEHELHÜL Fileli olmak Bir elbisenin delikli delikli olması
TEHELLU' Haris olmak, hırslı olmak
TEHELLÜL Sevinme, açık yüzlü olma Yüzü gülme Beşâretten yüzdeki parlama eseri
TEHELLÜS Zayıflamak
TEHEMMU' Seyelân etmek, akmak
TEHEMTEN f İri vücutlu, boylu boslu yiğit
TEHENDÜM Kapanmak
TEHENNÜ' Sinmek * Alışmak
TEHESHÜS Gizli ses
TEHESSÜM Kesilmek
TEHEŞŞÜM Münkesir olmak, kırılmak
TEHETTÜK (C: Tehettükât) (Hetk den) Yırtılma * Utanmazlık ve hayâsızlıkta aşırı derecede olma
TEHEVVU' Kusma İstifrağ etme
TEHEVVÜD Tevbe Sâlih amel * Yahudi olmak
TEHEVVÜK Tenbel olmak
TEHEVVÜL Korkunç hâle gelme * Birisinin malına göz koyma
TEHEVVÜM Hafif uyku
TEHEVVÜN Hakir kılınma Horlanma Hakaret görme Aşağılanma
TEHEVVÜR Korkusuzlukla düşünmeden hareket etmek Sonunu düşünmeden birden bire karar vermek * Kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesi; maddi mânevi hiçbir şeyden korkmamak hâleti
TEHEVVÜS Heveslenmek * Yumuşak yerde ağır ağır yürümek
TEHEYYÜ Hazırlanma, nizamlanma
TEHEYYÜB (Heybet den) Korkma Korkutma
TEHEYYÜC Heyecanlanma Coşma Deprenme Harekete gelme
TEHEYYÜCÂT (Teheyyüc C) Coşup heyecanlanmalar
TEHEYYÜF İnceltmek
TEHEYYÜL Lânet etmek
TEHEYYÜM Şaşma, şaşırma Şaşıp kalma Hayran olma * Susuz olma
TEHEYYÜN Asan olmak, kolay olmak
TEHEYYÜZ Kırılmış kemiğin kaynayıp bitişmesi
TEHEYYÜZ Perâkende olmak, dağılmak
TEHEZZUK Bir yerde karar etmeyip çalkanmak
TEHEZZUM Zulmetmek
TEHEZZÜ' Maskaraya almak
TEHEZZÜC Nağmeli ses çıkarma Terâne-perdâzlık etme, makamla şarkı söyleme
TEHEZZÜL Bıkkın olmak
TEHEZZÜM Eliyle bir nesneyi kırmak
TEHEZZÜZ Hafif titreme, deprenme, ihtizâz
TE'HIYE Hayvana yatacak ahır yapmak * Birbirine kardeş olmak
TEHİ Boş, avare kalmak, hâlî Eli boş
TEHİDEST Eli boş Züğürt
TE'HİL Misafire "hoş geldiniz" demek olan ehlen ve sehlen cümlesini söylemek * Ehliyetli kılmak * Ürkekliğini gidermek Alıştırmak * Lâyık ve müstehak görmek
TEHİM (Töhmet den) Suçlu, kabahatlı
TEHİMİYAN f İçi boş
TE'HİR Geciktirme Sonraya bırakma
TE'HİRÂT (Te'hir C) Tehirler, geciktirmeler, sonraya bırakmalar
TEHİYYE (Tahiyye) Selâm vermek Hayır duâ etmek * Hazır ve âmâde kılmak (Bak: Tahiyye)
TEHLİB Atın kuyruğunun kılını kesmek
TEHLİK Öldürme Helâkete düşürme
TEHLİKE (Tehlüke) (Helâk den) Helâkete sebep olacak hâl Felâket
TEHLİL İslâmiyetin tevhid akidesini hülâsa eden, ancak bir İlâh bulunduğunu, Onun da ancak ve ancak Allah (CC) olduğunu ifade eden "Lâilâhe illâllâh" sözünü tekrar etmek (Bak: Tevhid)
TEHN Kâim olmak, var ve mevcud olmak
TEHNİD Lâtifeleşmek, şakalaşmak, birbirine lütuf etmek
TEHNİE Tebrik etmek
TEHNİYET Tebrik etme, kutlama
TEHRİB Kaçırma Kaçırılma Firar ettirme
TEHRİM Kocaltma
TEHŞİM Zaaf vermek * Kırmak
TEHTAN Yağmurun ulaştırı yağması
TEHTEHE Ağır söylemek, sert konuşmak
TEHTİK Yırtma * Nâmusa halel getirme
TEHVİ' Kusturma veya kusturulma
TEHVİD Yahudileşme Yahudi edilme
TEHVİL Dehşet göstermek Korkutma
TEHVİM (C: Tehvimât) Hafif uyku
TEHVİN (Hevn den) Kolaylaştırma * Ucuzlatma Ucuzlatılma * Alçaltma Alçaltılma * Cevr ve hakaret eylemek Saymamak Hakir görmek
TEHVİR Suyu veya diğer sıvıları döktürmek
TEHVİS Yedirmek, yemek yedirmek
TEHVİŞ Karma karışık etme * Bir yere toplama
TEHVİYE (Hevâ dan) Havalandırma
TEHYİ' (Tehyie - Tehiyye) (C: Tehiyyât) Hazırlama, hazırlanma
TEHYİB (C: Tehyibât) Heybetli gösterme, heybetli gösterilme
TEHYİC Heyecanlandırma Coşturma * Ayağa kaldırma
TEHYİCÂT (Tehyic C) Coşturmalar, heyecanlandırmalar
TEHYİE (C: Tehyiât) Hazırlama, hazırlanma
TEHYİR Suyu döktürmek
TEHZİ' Kırmak
TEHZİB Islâh etme * Temizleme Fazlalığını, pisliğini giderme
TEHZİB-İ AHLÂK Temiz ahlâk sâhibi olmağa çalışmak Ahlâkını düzeltmek
TEHZİB-İ RUH Ruhunu yükseltmeğe, temizlemeğe çalışmak
TEHZİC (C: Tehzicât) Makamla şarkı söyleme
TEHZİL (C: Tehzilât) Zayıflatma * Alaya alma Alay şekline sokma
TEHZİZ (C: Tehzizât) Hafif titreme, hareket ettirme Deprendirme
TEK f Koşma, seğirtme
TEKABBEL "Kabul etsin" mânasında söylenir
TEKABBELALLAH Allah kabul etsin (meâlinde duâ)
TEKABBUH (Kubh dan) Çirkin görme kötü sayma
TEKABBÜL Kabul etmek
TEKABKUB Bağırsaklarda gazların meydana getirdiği gurultu
TEKABÜL Karşılıklı olma Bir şeyin karşılığı olma Yüzleşme Karşılık olma Karşılama * Tezat
TEKADDÜM Geçmiş bulunma * Öne geçme İlerleme * Birine gelmesi muhtemel bir zararın def'i için evvelceden iş'ar ve tenbih eylemek * Fık: Mürur-u zaman olmak Zamanı geçmiş bulunmak
TEKADİM (Takdime C) Takdim edilen armağanlar, verilen hediyeler
TEKADİR (Takdir C) Mukadderât Alınyazıları * İhtimâller
TEKADÜM Geçmiş bulunma * Mürur-u zaman olma
TEKÂFİ (Tekâfü') Birbirinin dengi olma
TEKÂFÜ' Beraberlik, eşitlik, müsâvilik
TEKAHHUL (Bak: Tekehhül)
TEKÂHÜL Dikkatsizlik, ihmal
TEKA'KU' Yaramaz gönüllü olmak * Geri durmak
TEKALİB (Taklib C) Döndürmeler, çevirmeler İçi dışa çevirmeler
TEKÂLİF Teklifler, vergiler (Bak: Teklif)
TEKALKUL Deprenme, hareketlenme, sarsılma
TEKALLÜD Bir şeyi üzerine alma İltizam edip boynuna alma
TEKÂLÜB (Kelb den) Köpek gibi birbirine saldırma * Husumet etmek, düşmanlık yapmak
TEKAMMUS Giyinme, gömlek giyme
TEKÂMÜL Kemâl bulma Olgunlaşma
TEKÂMÜLÂT (Tekâmül C) Olgunlaşmalar, tekâmüller
TEKAMÜR (Kımâr dan) Kumar oynama
TEKÂPU f Öteye beriye seğirtme Telâşla koşarak birşeyler araştırma * Dalkavukluk
TEKÂRİ Kira almak
TEKARİR (Takrir C) Teklifler, takrirler, önergeler
TEKARRÜR (Bak: Takarrür)
TEKARÜB Birbirine yaklaşma Birbirine yakın gelme * Tedenni etme
TEKÂRÜM Ayıp ve kusur olacak şeylerden kaçınma
TEKARÜN (Karn dan) Birbirinin yanına gelme Birbirine yanaşma Mukarenet
TEKAS (Bak: Takas)
TEKASİT (Taksit C) Taksitler
TEKÂSÜF Kesifleşme Yoğunlaşma Sıklaşma * Bir noktada toplanma * Birbirinden ayrılan kimyevi maddelerin tekrar toplanarak birleşmeleri
TEKÂSÜL Üşenmek Gevşeklik İhtimamsız davranmak Tembellik
TEKÂSÜLÂT (Tekâsül C) Tembellikler, üşenmeler İlgisizlikler
TEKÂSÜLÎ Gevşeklik ve uyuşukluğa âit Tembellikten gelen (Bak: Himmet)
TEKASÜM (Kasem den) Andlaşma * Bölüşme
TEKÂSÜR (Kesret den) Çoğalma Kesret bulma * Çok öğünme Mal ve evlâdın çokluğu ve bu çokluk ile fahirlenme
TEKÂSÜR SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 102 Suresi Mekkîdir Makbure Suresi de denilmiştir
TEKAŞŞU' (Kaş' dan) Balgam çıkarma
TEKATİR (Taktir C) Damlamalar
TEKATTU' Tıb: Sıtma nöbetinin muntazam vakitlere ayrılması
TEKATTÜL Birbirini kesme, kesişme
TEKATU' Kesme Kesişme * Çatışma İki çizginin bir noktada birbirini kesmesi
TEKATUR Damlama Damla damla dökülme
TEKATÜB Yazışmak
TEKATÜL (Katl dan) Vuruşma Birbirini öldürme Mukatele
TEKATÜM Birbirinden sır saklama
TEKAÜD Oturma Fârig olma * Karşılıklı oturma * Emeklilik
TEKAÜDEN Emekliye ayrılarak
TEKAÜDİYE Tekaüde mahsus olan aylık
TEKÂVER f Koşucu, seğirtici * Yorga yürüyüşlü at
TEKAVİM Takvimler
TEKAVÜL (Kavl den) Sözleşme
TEKÂVÜS Bir yere cem'olmak, yığılmak, toplanmak * Sıkışmak
TEKAVVÜL Kendisinde olmayanı söylemeğe çalışma Yalan söyleme
TEKAVVÜLAT (Tekavvül C) Yalan sözler
TEKAVVÜM Eğri iken doğrulma
TEKAVVÜT (Kut dan) Beslenme, azıklanma Geçinme
TEKAVVÜS Kavislenme Bükülme Eğilme Kavis şekline girme
TEKÂYA (Tekye C) Tekyeler (Türkçede bazan "tekke" şeklinde de kullanılır)
TEKÂYÜD (C: Tekâyüdât) (Keyd den) Birbirine hile yapma
TEKAYYÜD (Bak: Takayyüd)
TEKAZ Birbiriyle ödeşme * Karşılaştırma
TEKAZA (Bak: Takaza)
TEKÂZÜB (Kizb den) Birbirini aldatma Birbirine yalan söyleme
TEKAZZU' Çıbanın irinlenmesi
TEKBİB Kebap yapmak
TEKBİL Bendetmek
TEKBİR "Allahü ekber" demek Allah'ın her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek(Bu sırr-ı ittihad ile kâinat içinde bir zerre gibi zayıf, küçük bir mahluk olan şu insan, ubudiyetin azameti cihetiyle Hâlık-ı Arz ve Semavat'ın mahbub bir abdi ve arzın halifesi, sultanı ve hayvanatın reisi ve hilkat-i kâinatın neticesi ve gayesi oluyorEvet eğer namazların arkasında, hususan bayram namazlarında bir anda "Allahuekber" diyen yüzer milyon insanların sesleri, âlem-i gaybda ittihad ettikleri gibi âlem-i şehadette dahi birbiriyle ittihad edip içtima' etse, küre-i arz tamamiyle büyük bir insan olup azametine nisbeten büyük bir sada ile söylediği "Allahuekber"e müsavi geldiğinden o muvahhidînin ittihadiyle bir anda, Allahuekber demeleri, Küre-i Arz'ın büyük bir "Allahuekber"i hükmüne geçiyor Adetâ bayram namazlarında Âlem-i İslâmın zikir ve tesbihi ile zemin zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktar-ı etrafiyle "Allahuekber" deyip kıblesi olan Ka'be-i Mükerreme'nin samimi kalbiyle niyet edip, Mekke ağziyle, Cebel-i Arefe diliyle "Allahuekber" diyerek o tek kelime, etraf-ı arzdaki umum mü'minlerin mağara-misal ağızlarındaki havada temessül ediyor Bir tek "Allahuekber" kelimesinin aks-i sadâsıyla hadsiz "Allahuekber" vuku bulduğu gibi o makbul zikir ve tekbir, semavatı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de temevvüc ederek sada veriyor İşte bu arzı böyle kendine sâcid ve âbid ve ibadına mescid ve mahluklarına beşik ve kendine müsebbih ve mükebbir eden Zat-ı Zülcelâl'e, yerin zerratı adedince hamd ve tesbih ve tekbir edip ve mevcudat adedince hamdediyoruz ki; bize bu nevi ubudiyeti ders veren Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmına ümmet eylemiş L)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TEKBİRÂT (Tekbir C) Tekbirler Tekbir getirmeler
TEKBİRHÂN f Tekbir getiren
TEKBİT (Cihaz) Az olmak * Asan olmak, kolay olmak
TEKDİH Kuvvetle kaşımak
TEKDİM Çok ısırmak
TEKDİR Azarlamak * Kederlenme * Bulanık etme * Mektebde talebeye verilen ve siciline geçirilen bir ceza Ta'zir
TEKDİRÂT (Tekdir C) Tekdirler, azarlamalar
TEKDİS Harman etmek
TEKE f Keçilerin erkeği Sürü önünden giden kösemen * Bir cilt defter * Tezek
TEKEBBÜD (Kebed den) Sertleşme, katılaşma
TEKEBBÜR Kibirlenmek Kendini büyük saymak Nefsini büyük görmek (Bak: Taabbüd, Tevazu')(İşte ey insan! Eğer yalnız ona abd olsan bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın Eğer ubudiyetten istinkâf etsen, âciz mahlukata zelil bir abd olursun Eğer enâniyetine ve iktidarına güvenip, tevekkül ve duâyı bırakıp, tekebbür ve dâvaya sapsan; o vakit iyilik ve icad cihetinde arı ve karıncadan daha aşağı, örümcek ve sinekten daha zayıf düşersin Şer ve tahrib cihetinde dağdan daha ağır, tâundan daha muzır olursun S)
TEKEDDUH Kuvvetle kaşımak
TEKEDDÜN Eğlenmek
TEKEDDÜR Bulanık olma * Kederlenme
TEKEFFÜ' Yürürken etrafına bakmadan önünü gözleyerek gitmek
TEKEFFÜF (Keff den) El uzatarak dilencilik etme Avuç açma Dilenme * Avuçla tutmak
TEKEFFÜL Boynuna almak * Birine kefil olmak Kefâlet etmek veya vermek
TEKEHHUL Göze sürme çekme Suni kara gözlü olma
TEKEHHÜF (Kehf den) Mağara biçiminde oyulup kazılma
TEKEHHÜN Kâhinlik yapma, falcılık etme
TEKE'KÜ' Cem'olmak, birikmek, toplanmak * Korkak olmak
TEKELLÜF Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak * Gösterişe kapılmak Özenmek * Yapmacık hâl ve hareket Zoraki hareket(Üstadımız, tekellüf ve taazzumdan aslâ hoşlanmaz ve talebelerinin dahi tekellüf kaydından âzâde olmalarını emreder Ve buyururlar ki, "Tekellüf şer'an ve hikmeten fenâdır Çünkü, tekellüf sevdası, insanı hadd-i ma'rufu tecâvüze sevkeder Mütekellif olanlar, bazan hodbinâne bir tezâhür ve tefâhür tavrı ve muvakkat soğuk bir riyâkâr vaziyeti takınmaktan kurtulmaz Halbuki, bunların ikisi de ihlâsı zedeler" RN)
TEKELLÜFÂT (Tekellüf C) Tekellüfler
TEKELLÜL Götürü gelmek * İhâta etmek, kaplamak, içine almak
TEKELLÜM (C: Tekellümât) Konuşmak Söylemek
TEKELLÜM-İ SÂMİT Sessiz konuşma
TEKELLÜMÂT-I TESBİHİYE Cenab-ı Hakk'ı tesbih eden kelâmlar, konuşmalar(Demek faaliyetten gelen harekât ve zeval bir tekellümât-ı tesbihiyedir ve kâinattaki faaliyet dahi kâinatın ve envâının sessizce bir konuşması ve konuşturmasıdır M)
TEKELLÜS (C: Tekellüsât) (Kils den) Kireçleşme
TEKEMKÜM Başına külâh giymek
TEKEMMÜ' Mantar koparmak
TEKEMMÜL Olgunlaşmak Kemâle doğru gitmek(İnsanda olan hadsiz istidadât-ı maneviyye ve nihayetsiz âmâl ve efkâr ve müyulât dahi israf edilmeyecektir Öyle ise, insandaki o esaslı meyl-i tekemmül bir kemâlin vücudunu gösterir Ve o meyl-i saadet, saadet-i ebediyeye namzed olduğunu kat'i olarak ilân eder Öyle olmazsa insanın mahiyet-i hakikiyyesini teşkil eden o esaslı maneviyat, o ulvi âmâl, hikmetli mevcudatın hilâfına olarak israf ve abes olur, kurur, hebâen gider S)
TEKEMMÜL-Ü MEBÂDÎ Bir şeyi netice veren ilk unsur ve sebeblerin ibtidailikten mükemmelliğe doğru gitmesi
TEKEMMÜM (Kümm den) Örtünüp bürünme
TEKEMMÜN Pusuya yatma, gizlenme
TEKEMMÜŞ Acele etme
TEKENNİ (Künye den) Künye alma Ad alma
TEKENNÜF Bir yere toplanmak
TEKENNÜS Gizlenmek * Örtünmek
TEKERFU' Mürtefi olmak, yükselmek
TEKERRU' Paça yemek
TEKERRÜC Fâsid olmak, bozulmak * Kirlenmek Paslanmak
TEKERRÜH (Kerh den) İğrenme, kerih görme
TEKERRÜM Saygı görmek Keremli olmak
TEKERRÜR Tekrarlanmak (Bak: Tekrârat)
TEKERRÜRÂT (Tekerrür C) Tekerrürler, tekrarlanmalar
TEKERRÜŞ Buruşma
TEKESSÜB Kazanmak
TEKESSÜL Durmak * Üşenmek Gevşek davranmak
TEKESSÜR Çoğalmak Kesretli olmak Adet miktarına adet ilâve olmak
TEKESSÜR Kırılmak
TEKEŞŞÜF Açılmak, görünmek, sıyrılmak, meydana çıkmak * Rüsvay olmak Sırları açığa çıkmak
TEKETTÜL Bir yürüme çeşiti
TEKEVVÜK Baş yarmak * Basmak
TEKEVVÜN (C: Tekevvünât) Vücuda gelmek Meydana geliş * şekillenmek * Var olmak
TEKEVVÜNÎ Tekevvüne ait Oluşla, hâdisatla alâkalı
TEKEVVÜR Damlamak
TEKEYMÜS Yemeklerin midede ezilmesi
TEKEYYÜF Bir keyfiyet kabul etmek Eksiltmek veya noksan etmek Keyfiyetlenmek * Keyiflenmek
TEKEYYÜS (Kiyâset den) Kiyâsetli ve zeki görünme * Zariflik gösterme
TEKFİL Kefil etme Kefil edilme Kefil gösterme * Boynuna aldırmak
TEKFİN Kefenlenmek veya kefenlemek
TEKFİR Birisine "kâfir" deme, kâfirliğine hükmetme * Ortadan kaldırma, yok etme * Setretme, örtme * Keffaret verme * Elini göğsüne koyup tevazu yapma
TEKFİR-İ YEMİN Yeminin keffaretini vermek Yemin bozan bir kimsenin ceza olarak ödediği para, tuttuğu oruç (Bak: Keffaret)
TEKFİR-İ ZÜNUB Günahları örtme, affetme
TEKFUR Tar: Bizans İmparatorluğunun valilik derecesindeki idarî hizmetlerinde bulunan kimseler
TEKHİL (Kuhl dan) Göze sürme çekme
TE'KİD Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma * Üsteleme Bir iş için evvelce yazılan bir yazıyı tekrarlama
TE'KİD-İ MANEVÎ Söylenişi başka, manası müşterek olan
TE'KİDEN Tekrarlama ile * Sağlamlaştırarak Te'kid suretiyle * Evvelce yazılmış olan bir yazıyı tekrarlıgirsin bir tarafına !!!
TE'KİL Yedirme veya yedirilme
TEKLÎ Hapsetmek
TEKLİB Köpeğe av öğretmek
TEKLİC Yüzünü ekşitmek
TEKLİF Zor birşey istemek Bir vazife ileri sürmek * Sıkılgan ve resmi davranış İçli dışlı olmayan çekingen muâmele * Vergi yüklemek * Vazife vermek * Cenab-ı Hakk'ın, insanları, emir ve nehiyleri üzerine hareket etmeğe vazifelendirmesi * Fık: Şeriat-ı İslâmiyenin, ehliyet ve salâhiyet sahibi olan insanlara bir takım vazifeler yapmalarını ve bir kısım şeyleri de terketmelerini emir ve ilzam buyurmasıdır Bunlar ile öylece dinen me'mur ve vazifeli olan bir insana mükellef denir Çoğulu: Mükellefîn'dir (Bak: Ahlâk-ı hasene)(Teklif-i İlâhî bir tecrübedir Tâ ervah-i âliye ile ervah-ı sâfile müsabaka meydanında birbirinden ayrılsın S)(S - Diyorsun ki: "Teklif, saadet içindir Halbuki ekser-i nâsın şekavetine sebeb, teklifdir Teklif olmasaydı, bu kadar tefavüt-ü şekavet de olmazdı?"C - Cenab-ı Hak, verdiği cüz'-i ihtiyarî ile ef'al-i ihtiyariye âlemini kesbiyle teşkil etmeye insanı mükellef kıldığı gibi, ruh-u beşerde vedia olarak ekilen gayr-i mütenahi tohumları sulamak ve neşv ü nemalandırmak için de beşeri teklif ile mükellef kılmıştır Eğer teklif olmasaydı, ruhlardaki o tohumlar neşv ü nema bulamazdı Evet, nev'-i beşerin ahvaline dikkatle bakılırsa görülür ki; ruhun manen terakkisini, vicdanın tekâmülünü, akıl ve fikrin inkişaf ve eterakkisini telkih eden, yani aşılayan, şeriatlardır; vücud veren, tekliftir; hayat veren, Peygamberlerin gönderilmesidir; ilham eden dinlerdir Eğer bu noktalar olmasaydı, insan hayvan olarak kalacaktı ve insandaki bu kadar kemalât-ı vicdaniye ve ahlâk-ı hasene tamamen yok olurlardı Fakat insanların bir kısmı, arzu ve ihtiyariyle teklifi kabul etmiştir Bu kısım, saadet-i şahsiyeyi elde ettiği gibi nev'in saadetine de sebeb olmuştur Amma insanların büyük bir kısmı, ihtiyarı ile küfrü kabul ve tekâlif-i İlâhiyyeyi reddetmişlerse de, teklifin bazı nevi'lerinden süzülen terbiyevî, ahlâkî vesaire güzel şeyleri aldıklarından, teklifin o nevi'lerini zımnen ve ıztıraren kabul etmiş bulunurlar İşte bu itibarla, kâfirin her sıfatı ve her hali kâfir değildir İİ)
TEKLİF-İ İLÂHÎ Allah'ın teklifi, yani emirleri
TEKLİF-İ MÂLÂ-YUTAK Ağır ve güç yetmez olan teklif Dayanılmaz teklif
TEKLİFÂT Teklifler
TEKLİL (İklil den) Taç giydirme
TEKLİM Söyletmek * Yaralamak, mecruh etmek
TEKLİS (Kils den) Kireç hâline getirme Kireçleştirme
TEKMİD Soğuk veya ılık su ile yapılan pansuman
TEKMİL Bitirmek, tamamlamak Kemâle erdirmek * Tam, bütün, eksiksiz
TEKMİLE (Kemâl den) Eksikleri tamamlamak için sonradan yapılan şey, ek İlâve
TEKMİM Ağaç çiçek verecek vaktinde gılafıyla tomurcuğunu çıkarıp izhâr etmek
TEKMİN (Kemin den) Pusuya yatırma, sipere yerleştirme
TEKNİK Fr Fizik, Kimya ve Matematikten elde edilen bilgilerin tatbik edilmesi
TEKNİSYEN Fr Bir işin, ilim tarafından daha çok tatbikatiyle uğraşan Tatbikatla uğraşan kimse
TEKNİYE (Künye den) Künyeleme, künye koyma
TEKNOLOJİ Fr Teknik bilgiler Matematik, Kimya ve Fizik ilminden elde edilen bilgiler
TEKRAR (Kerr den) Bir şeyi iki veya daha fazla yapma * Bir daha, yine, yeniden
TEKRARAT Tekrarlamalar Aynı şeyi bir kaç defa yapma
TEKRARAT-I KUR'ANİYE Kur'anda birbirinin aynı olan veya birbirine benzer âyetlerin tekrar edilmiş olması (Bak: Kur'an, Mumya)(Tekrarat-ı Kur'aniyedeki i'cazın bir lem'asını beyan zımnında "Altı Nokta"dan ibarettirBirinci Nokta: Kur'an bir zikir kitabı, bir duâ kitabı, bir davet kitabı olduğuna nazaran surelerinde vukua gelen tekrar, belâgatça ayn-ı isabet ve ayn-ı hikmettir Çünkü zikir ve duâdan maksad sevaptır ve merhamet-i İlâhiyeyi celbetmektir Malumdur ki: Bu gibi hususlarda fazlasıyla tekrar lâzımdır ki, o nisbette sevap kazanılsın ve merhamet celbedilsin Hem de zikrin tekrarı kalbi tenvir eder Duanın tekrarı bir takrirdir Davet dahi, tekrarı nisbetinde te'siri, te'kidi vardırİkinci Nokta : Kur'an bütün beşerin tabakatına hitap ve deva olduğu için zeki, gabi, takiyy, şaki, zâhid, gayr-ı zâhid bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlâhiyeye mazhar ve bu eczahane-i Rahmaniyyeden ilâç almaya hakları vardır Halbuki Kur'anı tamamen ve dâima okumak herkese müyesser değildir Bunun için, lüzumlu olan maksadlar, hüccetler, bilhassa uzun surelerde tekrar edilmiştir ki, herbir sure hemen hemen bir küçük Kur'an hükmünde olsun ki herkes suhuletle istediği vakit istediği sureyi okumakla tam Kur'anın sevabını kazanabilsin Evet $ olan âyet-i kerime bu hakikati isbat ediyorÜçüncü Nokta: Cismanî ihtiyaçlar, vakitlerin ihtilâflariyle tebeddül eder Noksan ve fazlalaşır Meselâ : Havaya olan ihtiyaç her anda var Suya olan ihtiyaç, midenin harareti zamanlarında olur Gıdaya olan hâcet her günde olur Ziyaya olan ihtiyaç alelekser haftada bir defa lâzımdır Ve hâkezaKezâlik manevî ihtiyaçlar da vakitleri muhtelif ve mütefavittir Her anda "Allah" kelimesine ihtiyaç vardır Her vakit "Besmele"ye, her saatta "Lâ İlâhe İllallah"a ihtiyaç vardır Ve hâkezaBinaenaleyh âyetlerin, kelimelerin tekrarı, ihtiyaçların tekrarından ileri geliyor Ve keza o gibi hükümlere olan ihtiyacın şiddetine işârettirDördüncü Nokta: Bilirsiniz ki: Kur'an bu metin din-i azimin esâsâtını ve İslâmiyetin erkânını te'sis ettiği gibi içtimaat-ı beşeriyyeyi tebdil eden bir kitaptır Malumdur ki; müessis olan zat, vaz'ettiği esasları güzelce yerleştirmek için tekrarlara çok ihtiyacı olur Evet tekrar edilen şey sâbit kalır, takarrür eder, unutulmaz Ve keza, Kur'ân beşerin muhtelif tabakalarından kali veya hâli yapılan suallere lâzım olan cevapları veren umumi bir mürşid-i mucibdir Malum ya, sual tekerrür ederse cevap da tekerrür ederBeşinci Nokta: Bilirsiniz ki; Kur'an pek büyük mes'elelerden bahseder Ve kalbleri iman ve tasdike davet eder Ve çok ince hakikatlerden bahis açar Akılları marifete, dikkate tahrik eder Binaenaleyh o mesailin, o ince hakaikin kalblerde, efkârda tesbit ve takriri için suver-i muhtelifede türlü türlü üslublarla tekrara ihtiyaç vardırAltıncı Nokta : Bilirsiniz ki, her âyet için bir zâhir var, bir bâtın var; bir had var, bir muttala' var Ve herbir kıssa için çok vecihler, hükümler, faideler, maksadlar vardır Binaenaleyh muayyen bir âyet, her yerde, öbür münasib bir vecih için, bir faide için zikredilebilir Bu itibarla, zâhiren tekrar görünse bile hakikatta tekrar değildir MN)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TEKRAREN Defalarca, tekrarlanarak
TEKRİH Nefret ettirmek Çirkin göstermek
TEKRİM Hürmet ve tazim göstermek ve görmek Saygı göstermek, lütuf ve kerem icrasında bulunmak
TEKRİMEN Hürmet göstererek, tazim ederek
TEKRİR Tekrar etme, bir daha yapma, söyleme, tekrarlama * Edb: Sözün tesirini kuvvetlendirmek için bir sözü bile bile tekrar etme san'atı * Tecvidde: Harf okunduğu zaman dilin sürçmesine denir Râ harfine âid olan bir sıfattır Buna mükerrir harfi de denir
TEKRİYE Düşman yapmak
TEKSİB (Kesb den) Kazandırma
TEKSİF (Kesâfet den) Sıklaştırma, koyulaştırma, yığma, toplama
TEKSİF Parça parça etmek
TEKSİR (C: Teksirât) Çoğaltmak, artırmak, çoğaltılmak
TEKSİR (Kesr den) Çok kırma Parçalama
TEKSTİL Fr Dokuma * Dokumacılık
TEKŞİF (Keşf den) İyice açma
TEKTİB Askeri bölük bölük etmek, bölüklere ayırmak * (Ketebe den) Yazdırma
TEKTİM Örtmek
TEKVİF Kûfe'ye varmak
TEKVİN Var etmek Meydana getirmek Yaratmak * İlm-i Kelâmda: Cenab-ı Hakk'ın sübutî bir sıfatıdır ve ademden vücuda getirmesi, icad etmesidir
TEKVİNÂT (Tekvin C) Tekvinler, var etmeler, yaratmalar
TEKVİNİYE Yaratmağa, tekvine ait Tekvinle alâkalı(Evamir-i şer'iyeye karşı itaat ve isyan olduğu gibi, evamir-i tekviniyeye karşı da itaat ve isyan vardır Birincisinde mükâfât ve mücazatın ekseri âhirette; ikincisinde, ağlebi dünyada olur Meselâ: Sabrın mükâfatı zaferdir, ataletin mücazatı sefalettir, sa'yin sevabı servettir Sebatın mükâfatı galebedir M)
TEKVİR Yuvarlaklaştırmak Kıvırmak Sarmak * Toplamak Cemolmak * Başa sarık sarmak
TEKVİR SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 81 Suresidir Küvvirat Suresi adı da verilir
TEKVİS Yüz üstüne düşürmek
TEKVİYE Ovmak, ovalamak
TEKYE f Zikir veya ders için toplanılan yer * Dervişlerin meskeni ve mâbedi * Yaslanılacak, dayanılacak şey * İtimâd etmek, dayanmak(İşte Hoca-i Kâinat olan Fahr-i Âlem'in (ASM) kudsi medresesi ve tekkesi olan Suffe'nin demirbaş bir mühim talebesi ve müridi ve kuvve-i hâfızanın ziyadesi için dua-i Nebeviyeye mazhar olan Hz Ebu Hüreyre; gazve-i Tebük gibi bir mecma-i nâsda vukuunu haber verdiği şu mu'cize-i bereket, manen bir ordu sözü kadar kat'i ve kuvvetli olmak gerektir M)
TEKYENİŞİN f Tekkede oturan, derviş
TEKYEZEN f İstinad eden, dayanan
TEKYİL (Kile den) Kile ile ölçme
TEKZİB Yalanlamak Bir işe inanmayıp inkâr etmek Yalan olduğunu söylemek
TELA (Tülüv den) Ondan sonra geldi, ardınca gitti (mânasında fiil)
TEL'A (C: Tilâ) Su yolu, su mecrası * Sel yolu * Yerin alçağı ve yükseği Çukurluk ve tepe
TEL'ABE Oynamak
TELAFFUZ Söyleyiş, söyleniş * Ağızdan çıkan lâfız
TELAFİ Eksik olan bir şeyin yerini doldurmak Tamamlamak * Ziyanı karşılamak Zararı ödemek
TELAFİF Birbirine sarmaşmış bölük bölük nebatlar * Büklümler, kıvrımlar * Birbirine girmiş ve sarmaşmış vaziyette olma Lif lif olma
TELAFİF-İ DİMAĞİYE Dimağın lif lif olmuş hâli
TELAGGUM Dürtülmek
TELAH Birbirine inatçılık etmek
TELAHHİ Tülbendi çenesi altından sarmak
TELAHHUM (Lahm dan) Semirme, etlenme
TELAHHUZ İmrenerek ağız sulanma
TELAHİ Oyun Oyun âleti ile vakit geçirme
TELAHİ Birbirine sövmek
TELAHUK Birbirine katılmak Birbiri arkasından gelip birleşmek
TELAHUK-U EFKÂR Fikirlerin birbirine eklenmesi ve ilâve edilmesi
TELAHUZ Gözucu ile bakma Gözucu ile bakışma
TELAİYE İstikmet, doğruluk
TELAK Ulaşmak, varmak
TELAKİ Kavuşma Buluşma, birbirine kavuşma
TELAKİGÂH f Buluşma yeri Kavuşma yeri
TELAKKİ Karşılamak Almak Kabul etmek * Şahsi anlayış ve görüş
TELAKKİ-İ Bİ-L-KABUL Kabul ile karşılamak, kabul etmek
TELAKKİYÂT (Telakki C) Şahsî anlayış ve görüşler * Kabul etmeler Telakkiler
TELAKKUB (Lâkab dan) Lâkab alma Lâkablanma
TELAKKUF Ağızdan söz kapmak * İşitmek * Yutmak * Sür'atle almak
TELAKKUH Kendisini gebe, hâmile gösterme Gebe kalabilme
TELAKKUM Parçalayıp lokma yapıp yutma * Karın gurultusu
TELAKKUT Cem'etmek, toplamak, biriktirmek
TELAKÜM Yumruklaşma Boks
TELALE Dalâlet
TELA'LU' Açlıktan zayıflamak * Küçük olmak
TELAM Hizmetçi talebe
TELAMİZ (Tilmiz C) Talebeler, çıraklar
TELASİM (Tılsım C) Tılsımlar
TELASSUS Çalma Sirkat etme Hırsızlık yapma
TELASUK (Lüsuk dan) Bitişme, yapışma Birbirine bitişik olma
TELA'SÜM Dil dolaşma, şaşırma * Cevap verilecek yerde veremeyip kekeleme * Saçmasapan cevap verme
TELAŞİ Önem ve ehemmiyetini kaybetme * Dağılma * Telâş
TELATİL Zorluklar
TELATTUF (C: Telattufât) (Lutf den) Lütuf ve nezaketle davranma Nâzikâne muamelede bulunma
TELATTUFÂT (Telattuf C) Nâzikâne muameleler
TELATTUFEN Nezaketle, lütuf ile
TELATTUFKÂR f Lütuf, nezaket ve tatlılıkla muamele eden
TELATTUH Bulaşma, bulaşık olma
TELATUF (C: Telâtufât) Nezaket ve lütufla hareket etme, nâzikâne muamelede bulunma
TELATUM Birbiri ile çarpışmak, vuruşmak (Deniz dalgaları gibi) * Birbirine şamar vurmak
TELATUMGÂH f Dalgalı yer Dalgası çok olan yer
TELAUB (La'b dan) Oynama Oynaşma
TELAUM Muntazır olmak, gözlemek, beklemek
TELAUN Birbirine karşılıklı lânet okuma (Bak: Lian)
TELAVÜM (Levm den) Birbirine levmetme Birbirini çekiştirme
TELAZUM Biri diğerine lâzım olmak Karışık olmak Bir şey diğerine yapışmak
TELAZZİ (Ateş) alevlenmek
TELBİB (C: Telâbib) Bir kimsenin yakasına yapışıp çekmek * Boyun
TELBİD Bir yere toplayıp yığmak * İhramda olan kimsenin saçı dağılmasın diye başına sakız yapıştırması
TELBİE "Lebbeyk" demek
TELBİK Teridi yağlı yapmak
TELBİN Kerpiç kesmek
TELBİNE Sütlü bulamaç aşı * Arpa suyu
TELBİS (Lebs den) Ayıbını, kusurunu örtüp iyi göstermek * Suret-i haktan görünerek hile edip aldatmak * Hile Oyun
TELBİSÂT Telbisler Hileler, oyunlar
TELBİYE Lebbeyk (Yâni: Emredersiniz, ben emrinize hazırım) demek İcabet etmek (Bak: Lebbeyk)
TELCİE İkrah etmek, iğrenmek, tiksinmek, kerih görmek
TELCİM (Licâm dan) Gem vurma, gemleme Gemlenme
TELCİN Davarın sütünü sağıp memesini boşaltmak * Kalınlaştırmak
TELE Tuzak * Ağıl
TE'LEB Bir ağaç adı
TELEBBÜB Silâh takınmak
TELEBBÜD Birbiri üstüne yığılmak * Bir yere gizlenip av gözlemek
TELEBBÜK Mide dolgunluğuna uğrama
TELEBBÜN (Leben den) Durma, eğlenme * Memeden sütün damla damla akması
TELEBBÜS Giymek Giyinmek * İki şeyi birbirine benzeterek ayırdedememek * Örtülü olmak
TELEBBÜT Muztarib olmak, acı çekmek * Dönmek
TELECCÜC Geminin denizin derin yerine varması
TELECCÜM Dizgin vurmak
TELECCÜN Bir nesneyi ovalayıp kirini gidermek
TELECLÜC Söylerken şaşırarak ağzında lâkırdıyı karıştırarak söylemek * Kımıldatmak Hareket etmek * Tereddüt
TELEDDÜD Sağına ve soluna iltifat etmek
TELEDDÜM Kaftan eskitmek * Yama vurmak
TELEDDÜN Eğlenmek
TELEF Yok olmak Ölmek Zâyi olmak * Boş yere harcamak
TELEFÂT (Telef C) Ölüm sebebiyle olan kayıplar
TELEFFÜM Yüzüne ve ağzına yaşmak bağlamak
TELEFFÜT Etrâfına bakınma
TELEHCÜM Haris olmak, hırslı olmak
TELEHHİ Oynama Oyun ile vakit geçirme
TELEHHÜB (Leheb den) Alevlenme, tutuşma, alevlenip yanma * İltihap
TELEHHÜF Mahzun olmak Hasret ve kederle yanıp yıkılmak Ah çekmek
TELEHHÜM Yutmak
TELEHVUK Huyu olmadan cömertlik göstermek
TELEHVÜC Biri işi gevşek yapmak
TELEKKÜ' Tevakkuf etmek, durmak, duraklamak * Bir işe dolaşmak
TELE'LÜ' (Lü'lü' den) Parıldama
TELEMLÜM Cem'olmak, toplanmak, birikmek
TELEMMÜC Yemek artığını dil ile ağızda aramak * Tatmak * Yemek
TELEMMÜK Tatmak * Yemek
TELEMMU' Parıldama Işıldama
TELEMMÜS (Lems den) El ile dokunma
TELEMMÜZ Talebelik etmek Çömezlik etmek (Bak: Tilmiz)
TELEMMÜZ Tatmak * Yemek * Dili ağızda döndürüp yemek kırıntısı aramak
TELEPATİ yun Gelecekte veya uzakta olan bir hâdiseyi o anda duyma hâli
TELESKOP Fr Gök cisimlerini görmek için kuvvetli dürbün
TELESLÜS Tereddüt etmek, karar verememek
TELESSÜM Yaşmaklanma
TELE'ÜV Parıldama, parlama
TELEVİZYON Fr Elektromanyetik dalgalar vasıtasıyla hareketli veya hareketsiz şekillerin resmini uzaklara nakletme usulü * Bunun alıcı cihazı (Bak: Celb-i suret, Radyo)
TELEVVÜM Muntazır olmak, beklemek, gözlemek * Kabul etmemek
TELEVVÜN (Levn den) (C: Televvünât) Renkten renge girme Renk değiştirme * Döneklik, kararsızlık
TELEVVÜS Kirlenmek Pislenmek Bulaşıp murdar olmak
TELEYYÜN (Leyn den) Yumuşak Yumuşak olmak Sulanmak
TELEYYÜS Arslan yürekli olma, arslan yürüyüşlü olma
TELEZZÜC (Lüzucet den) Yapışkan olma * Çekilip uzanmak
TELEZZÜZ Tat ve zevk almak Zevklenmek
TELFİ' Başını örtmek
TELFİF Bürünme, sarma, örtme
TELFİK Birleştirme, ekleme İstif * Bir yere getirip ulaştırmak
TELFİK-İ MEZAHİB Dinî bir mes'elede, hak mezheblerin aynı o mes'ele hakkındaki zıd görüşleri cem'etmekle bir mezheb yapmak Bu zıd görüşlerle amel etmeyi caiz görür Fukaha ise bu tarzı caiz görmemişlerdirTevhid-i mezahib ise: Hak mezheblerin mes'eleleri arasında, tercih yoluyla bazı mes'elelerini alıp bir mezheb yapmaktır (Sadreddin Yüksel)
TELH f Acı
TELHBÂR f Acı olan meyve Meyvesi acı olan
TELHGÛ f Acı söyleyen
TELHGÜFTAR f Acı sözlü
TELHÎ Acılık
TELHİB (C: Telbihât) (Leheb den) Alevlendirme, tutuşturma
TELHİD (Lahd dan) Mezar çukuru kazma Kabire lâhid yapma * Gömme
TELHİF (C: Telhifât) Acınma, acıklanma
TELHİH Kavuşturmak
TELHİM (Lâhm dan) Etlendirme, semirtme
TELHİN (C: Telhinât) Okurken kelime veya harf değiştirme * Yanlışını çıkarma
TELHİS Kısaltma Hülâsasını alma
TELHİSÂT (Telhis C) Kısaltmalar, hülâsalar, özetlemeler
TELHİSEN Kısaltılarak, hülâsaten, özet olarak, hülâsa tarzında
TELHİYE Gâfil olmak, gaflette bulunmak * Meşgul olmak
TELH-KÂM f "Damağı acı": Kederli, dertli
TELH-NAK f Lezzeti acı olan, lezzeti hoş olmayan
TEL'İB Oynatma, raksettirme
TE'LİB Kandırmak
TELİD (Telide) (Veled den) Yabancı memlekette doğduğu halde küçük yaşta İslâm diyârına getirilerek orada büyütülmüş ve oranın tâbiiyetini kabul etmiş olan kişi
TE'LİF Barıştırmak Husumeti defetmek Ülfet ve imtizac ettirmek * Çeşitli şeyleri birleştirip karıştırmak * Eser yazmak * Noksan bir adedi bine çıkarmak(Kâinatın te'lifinde öyle bir i'caz var ki; bütün esbab-ı tabiiyye, farz-ı muhal olarak muktedir birer fâil-i muhtar olsalar, yine kemal-i acz ile i'caza karşı secde ederek $ diyeceklerdir M)
TE'LİF-İ BEYN Ara bulma, barıştırma, uzlaştırma
TE'LİFÂT Yazılmış eserler, kitaplar
TE'LİL Tez etmek, çabuklaştırmak
TELİL Boğaz
TEL'İN Lânetlemek Lânet etmek
TE'LİS Durdurmak, ikâmet * Yağmurun devamlı yağması
TE'LİYE İbadet ettirmek
TELİYYE Borç bakiyyesi * Tâbi olmak, uymak
TELKIYE Ulaşmak, varmak * Bir nesneyi yüze getirmek
TELKİB Lâkab vermek, isim takmak
TELKİF Telkin etmek
TELKİH İlkah etmek Aşılamak * Aşı * Cinsinin üremesini sağlamak
TELKİM Lokma lokma yedirme Lokma verme
TELKİN (C: Telkinât) Zihinde yer ettirmek Fikir aşılamak Zihinde yer etmiş düşünce * Yeni müslüman olana İslâm esaslarını anlatmak * Ölü gömüldükten sonra imam tarafından söylenen söz(Telkini fenden almış,Medeniyetten taklid,Hürriyet tenkid vermiş,Gururdan dalâlet çıkmış) (Lemeât)
TELL (C: Tilâl) Tepe, yığın, küme * Düz yer üstüne yatırmak
TELL-İ REFİ' Yüksek tepe
TELLAL (Bak: Dellâl)
TELMİ' (Lemeân dan) Renk renk yapma, rengârenk yapılma * Parıldama, parıldatılma * Edb: Mısraları, Türkçe, Arabça, Farsça gibi başka başka dillerde olan manzume yapma
TELMİH (C: Telmihât) Lâyıkiyle ve kâmilen keşfedip nazara arzetmek * Bir şeyi açıkça söylemeyip başka bir mâna ifade için söz arasında mânalı söylemek İmâ ile söz arasında başka bir mânayı ifade etmek * Edb: İbârede bahsi geçmeyen bir kıssaya, fıkraya, ata sözüne veya meşhur bir şiire, bir söze işaret etmek
TELMİHEN Telmih suretiyle Telmih için İmâlı olarak
TELMİZ Dili ağızda yemek kırıntısı için gezdirmek * Tattırmak * Yedirmek
TELSİN Bir nesneye dil etmek
TELTELE Hareket ettirmek
TELTİM Kuvvetle sille vurmak
TELVİ' (C: Telviât) İçini yakıp dertlendirme
TELVİH Açıklamak * Zâhir ve aşikâre kılmak * Susuzluktan insanın çehresi bozulmak * Bir şeyi ateşle kızdırmak Güneş veya ateşin sıcaklığı bir nesnenin rengini değiştirmek * Posa hâline getirmek * Kocamak Saç ağarması * Almak * İşaret etmek * Edb: Lüzumlu şeylerden bahsetmek suretiyle olan kinâye Meselâ: Filâncanın mutfağında çok odun sarf olunur denildiği zaman, bundan, mutfakta çok yemek pişirildiğine, ev sahibinin cömertliğine ve misafirin çokluğuna intikal edilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TELVİHÂT Telvihler Kinaye halindeki işaretler
TELVİK Yemeği yumuşak ve yağlı yapmak
TELVİM (C: Telvimât) (Levm den) Azarlama, paylama
TELVİN (Levn den) Renk verme Boyama Boyanma
TELVİS (C: Telvisât) Kirletmek Bulaştırmak Pisletmek * Mc: Bozmak, berbat etmek
TELVİYE Bükme, burma, çevirme, kıvırma
TELYİN (Leyyin den) Yumuşatmak Eritmek * İçi yumuşatmak, kabızlıktan kurtarmak
TELYİN-İ HADİD Demirin yumuşatılması
TELZİE Davarı iyi gütmek
TELZİZ Lezzet verme Tatlandırma Lezzetlendirme
TEMACÜD (Mecd den) Büyüklüğünü ve şerefini çoğaltma
TEMADİ Devam etmek Sürüp gitmek * Uzak olmak * Müntehi ve muktezi olmamak
TEMA'DÜN (Ma'den den) Maden haline geçme
TEMAHHUH Kemikten ilik çıkarmak
TEMAHHUL Hile etmek
TEMAHHUT Sümkürme
TEMAHHUZ (Temahhud) Doğum sancısı çekmek * Hayvanın gebe oluşu * Süt yayıkta yayılarak yağı alınıp safileştirilmesi * Fitne çıkarma
TEMAHUK İnat etmek
TEMAHÜL Mühlet verme Yavaş ve ağır davranma
TEMAÎ Genişlemek
TEMAKKUK Dinlene dinlene içmek
TEMALÜ' Arkadaş olmak
TEMALÜK Nefsini zaptetme Kendine hâkim olma
TEMANÜ' Çatışma ve birbirine mani olma İhraç Adem-i kabul Tard (Bak: Bürhan-üt temanü')
TEMARİ Şek şüphe etmek Mücadele etmek
TEMARUZ Yalandan hastalanmak Kendini hasta gibi göstermek
TEMAS (Bak: Temass)
TEMASİH (Timsah C) Timsahlar
TEMASİL Timsaller Suretler Resimler Putlar Semboller Tasvirler
TEMASS (Mess den) Yan yana bulunma * Birbirine değme * Münasebette bulunma
TEMASSUR Davarın memesinde kalan sütü sağmak
TEMASSUS Emmek
TEMASÜL Benzeyiş Benzeme Birbirine benzemek Birbirine müsavi ve müşabih olmak * Hasta sıhhate, iyi olmağa yaklaşmak * Mat: Kesirsiz taksim kabul etmek, kesirsiz bölünebilmek(Temasül tezadın sebebidir, tenasüb tesanüdün esasıdır, sıgar-ı nefs, tekebbürün menbaıdır, zaaf gururun madenidir Acz, muhalefetin menşeidir, merak ilmin hocasıdır M)
TEMAŞA f Hoşlanarak bakmak Seyretmek Seyre çıkmak Gezmek İbretle bakmak
TEMAŞAGÂH f Gam ve kederi defetmek için gezip seyredilecek yer Eğlence mahalli
TEMAŞAGER (Temaşakâr) f Seyirci İbretle etrafı temaşaya çıkmış olan
TEMAŞAGERÂN (Temaşager C) Seyirciler Temaşa edenler
TEMAŞAHÂNE f Temaşa edecek yer * Mc: Dünya
TEMAŞİ Birbiriyle yürüyüşmek, birlikte yürümek
TEMATTİ (Matiyy den) Vücutta duyulan ağırlıktan dolayı gerinme * Yürürken sallanmak
TEMATTUK Bir nesnenin lezzetinden ağzını şapırdatmak
TEMATTUR (Matar dan) Yağmur yağma * Hız Sür'at
TEMA'UK Yuvarlanmak
TEMA'UR Mütegayyer olmak, değişmek * Rengi donuk olmak * Saç dökülmek
TEMA'UT Saç dökülmek
TEMAVÜT Kendini ölmüş gibi gösterme
TEMAYÜC Meyletmek, eğilmek, yönelmek
TEMAYÜL (C: Temayülât) Meyletmek Bir cihete iltifat etmek Bir tarafa eğilmek * Bir yana çarpılmak * Bir yana veya bir kimseye fazla taraftarlık ve sevgi göstermek
TEMAYÜLÂT (Temayül C) Meyiller, sevgiler, muhabbetler
TEMAYÜN Yalan olmak
TEMAYÜT Birbirinden ayırmak
TEMAYÜZ Kendini göstermek Farklı ve yüksek vasfı olmak Başka vasıflarla üstün olmak
TEMAYÜZAT (Temayüz C) Üstün olmalar, temayüzler, yükselmeler
TEMAZMUZ (Mazmaza C) Mazmaza yapma Ağzını su ile çalkalama
TEMAZUH şakalaşmak
TEMAZUK Münafıklık etmek
TEMAZÜC Birbiriyle karışmak * Şakalaşma
TEMCİD Cenab-ı Hakk'ın büyüklüğünü bildirmek Tazim ve sena etmek * Ağırlamak * Sabah namazı vaktinden evvel minarelerde belli makamlarda söylenen ilâhi, niyaz
TEMCİD PİLAVI Mc: Tekrar tekrar bahsedilen şey, daima öne sürülen madde Mükerreren ortaya sürülen bahis, yahut söylenilen söz (Menşei: "Erkeğini sahura bekleyen kadının, pilavı yanmasın diye kaldırması ve soğumasın diye tekrar koyması" diye söylenir)
TEMCİŞ Oynatmak veya oynamak
TEMDİD Devam ettirmek Uzatmak Uzatılmak Sürdürmek * Çekip uzatmak * Tecvidde: Bir harfi uzun okumak, çekmek
TEMDİH Medhetmek Çok övmek Mübalâğa ile medih
TEMDİHÂT (Temdih C) Mübalâğa ile medhetmeler
TEMECCÜD şeref sahibi olma Ululanma
TEMECCÜS Mecusi olmak
TEMEDDÜD Çekilmek * Uzamak * Gerinmek
TEMEDDÜH Kendi kendini övmek Kendini beğendirmeğe çalışmak böbürlenmek
TEMEDDÜHÂT (Temeddüh C) Temeddühler, böbürlenmeler
TEMEDDÜN Medenileşmek şehirlileşmek Medeni olmak
TEMEDRU' Ferace ve kaftan giymek Çarşaf giymek
TEMEH Fâsid ve mütegayyer olmak Bozulmak ve değişmek
TEMEHDİ Mehdilik dâvasında bulunma, mehdilik dâvasına kalkışma
TEMEHHUZ Bir şeyden hülâsa olarak çıkmak (Sütten yağ çıkması gibi)
TEMEHHUZ-U TECARÜB Çeşitli tecrübelerle bir şeyin safileşip kemale gelmesi
TEMEHHÜD (Mehd den) Yayılıp döşenme
TEMEHHÜL Takdim etmek Hayırda takaddüm etmek İşinde acele etmemek Teenni
TEMEHHÜR (Maharet den) Mâhir olma
TEMEKKÜK Karışmak
TEMEKKÜN Mekânlanmak Yerleşmek Yer tutmak * Vakar ve temkin sahibi olmak * Sultan yanında rütbe sahibi olmak
TEMELLUK Yaltaklanmak * Tevâzu ve yumuşaklık göstermek * Dalkavukluk
TEMELLUS Halâs olmak, kurtulmak
TEMELLÜK Mülk edinmek Kendine mal edinmek Sâhib olmak * Kadir ve muktedir olmak
TEMELLÜL (Millet den) Bir milletin ferdi olma, milletlenme * Bir dine bağlı olma * (Melel ve Melâl den) Hastalığın etkisiyle yatakta rahat yatamayıp, kımıldanıp durma
TEMELMÜL Yatak veya döşekte rahat olmama
TEMENDÜL Elini mendil ile silmek
TEMENNA Eli alnına götürerek selâmlama işareti yapma * Minnettar olma
TEMENNİ Dilek İstek Duâ Rica etmek
TEMENNİYÂT (Temenni C) Temenniler, dilekler, istekler
TEMENNU' Kavi olmak Kuvvetlenmek
TEMERKÜZ Merkez tutma, merkezleşme Bir merkezde toplanma * Yığılma Birikme
TEMERMÜR Titremek
TEMERRUH Kendini yağla ovmak
TEMERRUK Çorba içmek
TEMERRUT Saç dökülmek
TEMERRÜD İnad, direnme * Yapılması gereken bir şeyi yapmakta kasten geciktirme
TEMERRÜN Tekrar ettirerek alıştırma İdman yapma
TEMERRÜŞ Az miktar su
TEMESHUR (C: Temeshurât) Maskaralık yapma
TEMESKÜN Miskin olma Miskinleşme
TEMESSUH Şekil değiştirme
TEMESSUH Kendini bir nesneye sürmek, meshetmek * Bir şeye sürünmek
TEMESSÜK Tutunma Sarılma Sıkıca tutma * Hüccet ve delil izhar etme * Borç senedi
TEMESSÜL Benzeşmek Cisimlenmek * Bir şeyin bir yerde suret ve mahiyetinin aksetmesi Bir şekil ve surete girmek * Bir kıssa veya atasözü söylemek(Temessülün çok envaından şu mes'eleye medar olacak üç nev'ine işaret ederiz:Birincisi: Kesif, maddî şeylerin akisleridir O akisler, hem gayrdır, ayn değil Hem mevattır, ölüdür Hüviyet-i suriyesinden başka hiçbir hâsiyete mâlik değil Meselâ sen âyineler mahzenine girsen, bir Said binler Said olur Fakat zihayat yalnız sensin, ötekiler ölüdürler Hayat hassaları onlarda yokturİkincisi: Maddi nuraninin akisleridir Şu akis ayn değil Fakat gayr da değil Mahiyeti tutmuyor Fakat o nuraninin ekser hasiyetlerine mâliktir Onun gibi hayy sayılıyor Meselâ: Şems dünyaya girdi Herbir âyinede aksini gösterdi O akislerin her birinde, Güneş'in hassaları hükmünde olan ziya ve ziyadaki elvan-ı seb'a bulunuyor Eğer, faraza, Güneş zişuur olsa idi, (harareti, ayn-ı kudreti; ziyası, ayn-ı ilmi; elvan-ı seb'ası, sıfat-ı seb'ası olsa idi) o vakit o tek ve yekta bir güneş, bir anda herbir âyinede bulunur, herbirini kendine bir arş ve bir çeşit telefon yapabilirdi Birbirine mâni olmazdı Herbirimizle âyinemiz vasıtasiyle görüşebilirdi Biz ondan uzak iken, o bize bizden daha yakın olurduÜçüncüsü: Nurani ruhların aksidir Şu akis, hem haydır, hem ayndır Fakat âyinelerin kabiliyeti nisbetinde tezahür ettiğinden, o ruhun mahiyet-i nefsül-emriyesini tamamen tutmuyor Meselâ: Hazret-i Cebrail Aleyhisselâm, Dıhye suretinde Huzur-u Nebevide bulunduğu bir anda Huzur-u İlâhide haşmetli kanatlariyle Arş-ı A'zamın önünde secdeye gider Hem o anda hesapsız yerlerde bulunur Evamir-i İlâhiyeyi tebliğ ederdi Bir iş, bir işe mâni olmazdı İşte şu sırdandır ki mahiyeti nur ve hüviyeti nurâniye olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, dünyada bütün ümmetinin salâvatlarını birden işitir ve kıyamette bütün asfiya ile bir anda görüşür Birbirine mâni olmaz Hattâ evliyâdan, ziyade nuraniyet kesbeden ve abdâl denilen bir kısmı, bir anda birçok yerlerde müşahede ediliyormuş Aynı zat, ayrı ayrı çok işleri görüyormuş Evet, nasıl cismaniyata cam ve su gibi şeyler âyine olur Öyle de, ruhaniyata dahi hava ve esir ve âlem-i misâlin bazı mevcudatı âyine hükmünde ve berk ve hayal sür'atinde bir vasıta-i seyr ve seyahat suretine geçerler ve o ruhaniler, hayal sür'atiyle o merâya-yı nazifede, o menâzil-i lâtifede gezerler Bir anda binler yerlere girerler Madem Güneş gibi âciz ve musahhar mahluklar ve ruhani gibi madde ile mukayyed nim-nurani masnu'lar, nuraniyet sırriyle bir yerde iken, pekçok yerlerde bulunabilirler Mukayyed bir cüz'î iken, mutlak bir küllî hükmünü alırlar Bir anda cüz'î bir ihtiyar ile pek çok işleri yapabilirlerAcaba, maddeden mücerred ve muallâ; ve tahdid-i kayd ve zulmet-i kesafetten münezzeh ve müberra; ve şu umum envar ve bütün nuraniyat, O'nun envar-ı kudsiye-i esmasının bir keşif zılâli; ve umum vücut ve bütün hayat ve âlem-i ervah ve âlem-i misâl, nim-şeffaf bir âyine-i cemâli; ve sıfâtı muhita; ve şuunatı külliye olan bir Zât-ı Akdes'in irade-i külliye ve kudret-i mutlaka ve ilm-i muhitle tecelli-i sıfâtı ve cilve-i ef'âli içindeki Teveccüh-ü Ehadiyetinden hangi şey saklanabilir, hangi iş ağır gelebilir, hangi şey gizlenebilir, hangi fert uzak kalabilir, hangi şahsiyet, külliyet kesbetmeden ona yanaşabilir? S)
TEMEŞMÜŞ Zerdali yemek
TEMEŞŞİ Yürüme (Mâneviyatta daha çok kullanılır)
TEMEŞŞUT (Muşt dan) Saçını, sakalını tarama
TEMETTU' (C: Temettuât) Kazanma, kâr etme * Kâr, fayda, menfaat * Toplamak, cem'etmek * Mühlet vermek * Yoldaş olmak
TEMETTUÂT (Temettu' C) Kârlar, kazançlar, faydalar
TEMEVLÎ Kendini mevlâ kılmak
TEMEVVÜC (C: Temevvücât) Dalgalanmak Çalkanıp dalga dalga olmak
TEMEVVÜCÂT (Temevvüc C) Dalgalanmalar
TEMEVVÜL (Mâl dan) Zenginleşme, mal edinme
TEMEYYÜ' Sulanma, sulu hâle gelme Akma Cıvıklaşma, sıvı hâle gelme
TEMEYYÜH Sulanma
TEMEYYÜH-İ DEM Kanın sulanması
TEMEYYÜZ Benzerlerinden farklı ve üstün olma Diğerleri arasından kendini gösterme
TEMEZZUK Parça parça olma Yırtılma
TEMEZZÜZ Yavaş yavaş ve dinlenerek içmek
TEMHİD (Mehd den) Döşeme, yayma, düzeltme * İskân etme * Bir maddede özür, bahane beyan eylemek * Özür sahibinin özrünü kabul ile tasdik eylemek * Serd etme, izah etme, arz etme * Mukaddeme yapma Hazırlama
TEMHİK İptal etme
TEMHİL Sonraya bırakma Mühlet verme
TEMHİR Mühürleme
TEMHİS İmtihan ve tecrübe etme * Halâs etme
TEMHİSÂT (Temhis C) Tecrübeler, imtihan etmeler
TEMHİZ Doğum ağrısı çekmek (Bak: Temahhuz)
TEM'İK Yuvarlamak
TEMİM Katı, şiddetli, şedid
TE'MİM Kasdetmek
TEMİME (C: Temâyim) Heykel
TE'MİN Güvenlik, emniyet hissi vermek * Sağlamlaştırma, şüphe bırakmama * Sağlamak Kat'i vaadde bulunmak Emn ve emân vermek * Elde etme
TE'MİNÂT (Te'min C) İnandırmak ve emniyet vermek için veya muhtemel zararı ödemek için verilen söz veya para, gösterilen kefil
TE'MİNEN Te'min suretiyle
TE'MİR Emretmek
TE'MİT Zihnen tahmin etme
TE'MİYE Öpmek

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TEMK Uzamak * Yükselmek, yüce olmak
TEMKİN Ağır başlılık, usluluk * Ölçülü hareket sâhibi * Vakar, izzet İktidar, kudret * Birini bir şeye muktedir kılmak * Kararsızlıktan kurtulup huzur ve sükuna mazhar olmak * Tedbir, ihtiyat
TEMLİE (Mel' den) Ağız ağıza doldurma
TEMLİH Tuzlamak Tuza yatırmak * Edb: Söz arasında güzel ve mazmun (nükteli, cinaslı ve güzel) söz söylemek
TEMLİH (Süryânice) El-Kayyum mânasında (Esmâ-i İlâhiyedendir)
TEMLİK Mal sahibi etmek Birine mülkü kazandırmak, sahib etmek * Mülk olarak vermek
TEMLİKEN Mülk olarak vermek suretiyle Temlik tarzında
TEMLİS (Melis den) Pürüzlerini giderme Düzleme
TEMLİYE Doldurma veya doldurulma
TEMMAR Hurmacı Hurma satan
TEMME Tamam oldu, bitti (mânasına fiil)
TEMNİ' (Mübalağa ile) Men etmek, engel olmak
TEMR Hurma
TEMRE Bir tek hurma
TEMREN Okların ucuna demir veya sarıdan takılan parçaya verilen addır Menzil oklarına maden yerine kemik takılır ve ona da "soya" adı verilirdi Temren ile soyanın takılışında fark vardı Temren oka; ok ise soyaya takılırdı
TEMRİ Hurmayı seven
TEMRİD Binayı yüksek yapmak
TEMRİG Yuvarlamak
TEMRİH Hafifçe sürme Uğuşturma * Bulaştırmak
TEMRİN Yumuşak etme İdman ettirme * Tekrarlatarak çalıştırma Egzersiz
TEMRİR Acılık verme
TEMRİZ (Maraz dan) Zayıf gösterme
TEMSİK Cenk etmek, dövüşmek, vuruşmak * Bir kimseye deri vermek * Deriye renk vermek
TEMSİL Bir şeyin aynısını veya mislini yapmak Benzetmek Teşbih etmek Örnek, nümune söz (Bak: Kıyas-ı temsilî)
TEMSİLÂT (Temsil C) Temsiller, örnekler
TEMSİLÎ Temsile dair ve müteallik Bir şeyi göz önünde canlandıran
TEMSİR (Mısır dan) Bir yeri şehir haline getirme * Taklil Azaltma
TEMSİR Birşeye göz dikip beklemek
TEMSİYE Akşamlık * Akşamleyin bir nesne getirmek
TEMŞİK Kırmızı balçıkla renk etmek
TEMŞİR Sevinmek * İzhâr etmek, göstermek
TEMŞİT (Muşt dan) Tarama veya taranma
TEMŞİYE(T) (Meşy den) Yürütme, ilerleme * Meydana gelmesini kolaylaştırma
TEMTİ' Faydalandırma, kâr ettirme
TEMTİT "Ekber" derken bir elif fazlalaştırıp "ekbâr" demek * Med edip çekmek
TEMUÇİN (Bak: Cengiz)
TEMVİH (C: Temvihât) Sulandırma, su katma * Haksız bir şeyi haklı gösterme
TEMVİL (Mâl den) Mal sâhibi etme
TEMYİ' (Mey' den) Sıvılaştırma Sıvı hale getirme
TEMYİL İki şey arasında mütereddit olmak, karar verememek
TEMYİS Yumuşak yapmak, yumuşatmak
TEMYİZ Bir şeyi diğerinden seçip tarif etmek, ayırmak Seçmek İyiyi kötüden ayırmak * Yargıtay * Gr: Belirsiz olan kelime ve sayıları belirli hale koymak Meselâ: "İşrune dirhemen" (yirmi dirhem) ve "Retle zeyten" (Bir retl zeytin yağı) tâbirlerinde "dirhemen" ve "zeyten" gibi
TEMYİZEN Temyiz suretiyle Temyiz yoluyla Seçerek
TEMZİC Karıştırmak Katmak Mezcetmek * Bir kimseye bir şey vermek
TEMZİG Ayırmak * Dağıtmak
TEMZİK (C: Temzikat) Yırtma, paralama, perakende etmek
TEN f Gövde, beden, vücut * İnsan bedeninin dış yüzü
TEN'AB Karga sesi
TENABÜZ Birbirine lâkap takıp çağırmak
TENABÜZ Ahidlerini bozmak, sözlerinde durmamak
TENACİ Fısıltı ile birbirine gizli söylemek
TENACÜŞ Satın almak
TENAD Birbirine nidâ etmek, birbirine bağırışmak
TENADD (Nudud den) Dağılma, darmadağın ve perişan olma * Birbirinden ürkme
TENADİ Birbirine nida etmek, çağırmak * Bir araya toplanma
TENADÜM (Nedem den) Birbiriyle konuşma Sohbet
TENADÜR Azalma, nâdirleşme
TENADÜS Birbirine lâkap koyup bağırışmak
TENAFFUH şişmek " Uf, tüf, ah ve oh" demek
TENAFFUT Çok kızma, hiddetlenme
TENAFİ Birbirine zıt ve muhâlif olma
TENAFÜR Birbirinden kaçmak Ürkmek * Uzağa çekilmek * Bir mes'elenin halli için hâkime başvurmak * Edb: Kulağa hoş gelmeyen hece veya kelimelerin bir arada bulunması
TENAFÜR-Ü KULÛB Kalblerin birbirinden nefret etmesi
TENAFÜS (C: Tenâfüsât) Hased etme Çekememe
TENAGGUM Şarkı söylemek
TENAGGUŞ Hareket etmek
TENAHHİ Bir yana çekilme, alarga durma * Irak olma
TENAHHUM Tükürmek * Asık suratlı olmak, ekşi yüzlü olmak
TENAHİ Son bulma, bitme, tükenme * Yasağı kabul ile geri durmak
TENAHNUH Öksürerek boğazını açmak, öksürmek Öhö öhö demek * Fık: Zaruret olmasa bu öksürük namazı bozar
TENAHÜD Tevzi etmek, dağıtmak * Hediye vermek, atâ etmek
TENAİ Uzaklık
TENAKKİ Muhayyer olmak
TENAKKUB Nikab örtünmek, yüze peçe örtmek
TENAKKUL (Nukl den) Bir yerden başka bir yere geçme * Nakletme * Bir makamdan başka makama intikal etme
TENAKKUR Müçtemi olmak, içtima etmek, toplanmak
TENAKKUS Eksilmek
TENAKKUT (Nokta dan) Benek benek olma Nokta nokta olma
TENAKKUZ Halâs olmak, kurtulmak
TENAKKUZ Kırılmak * Bozulmak
TENAKUS Noksanlaşmak Azalmak Eksilmek
TENAKUSÂT (Tenakus C) Eksilmeler, azalmalar
TENAKUZ Sözün birbirini tutmaması Konuşmada beyan edilen söz ve fikirlerin birbirine zıt olması * Man: İki şeyin birbirine nakiz olması Bir şeyin nakizi, o şeyin ref'inden (kaldırılmasından) ibarettir
TENAKUZÂT (Tenakuz C) Tenakuzlar
TENAKÜH Nikâhlanmak
TENAKÜR Bilmezlikten gelmek Tecâhül etmek * Birbirine adâvet etmek
TENANİR (Tennur C) Ocaklar, fırınlar, tandırlar * Su pınarları
TENA'NU' Uzak olmak, uzaklaşmak
TEN-ASAN f Rahatını düşünen adam
TENASİ Unutmuş görünmek Unutmak Kendini unutmuş gibi göstermek (Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyân veya tenâsi edilse; ezhân enelere dönüp etrafında gezerler M) (Bak: Vicdan)
TENASİ Birbirinin nâsıyesine yapışmak * Birbiri karşısına düşmek
TENASSÜB Dikilip durma
TENASSUH Nasihat almak, aklı başına gelmek * Başkası hakkında iyilik istemek
TENASSUK Nizâmına koyma, tertib etme, düzenleme
TENASSUR Nasrânileşme Hıristiyan dinine girme
TENASUF Yarıya bölmek
TENASUH Birbirine nasihat etme
TENASUK Nizam üzere dizilme
TENASUR Yardımlaşma Karşılıklı yardım etme * Haberler birbirini tasdik eylemek
TENASÜB Uygunluk, uyma, tutma Yakınlaşma * Nisbet, kıyas * İki adet birbirine nisbet edilerek yapılan hesap usulü * Edb: Mânaca birbirine uygun kelimeleri bir arada söze güzellik vermek maksadı ile zikretmek
TENASÜH İslâmdan hariç olan batıl bir fırkaya göre, ruhun bir bedenden başka birinin bedenine intikâl eder diye olan batıl inanışları * Miras sahibinin ölümü ile malının vârisine geçmesi (Bak: Mumya)
TENASÜH-VÂRİ f Tenasühe benzer bir surette
TENASÜL Türemek Nesil yetiştirmek Üremek Birbirinden doğup türemek
TENASÜLÂT (Tenasül C) Çoğalma Tenâsüller Üremeler
TENASÜR Saçılma, serpilme, püskürme
TENAŞİR Acemi yazısı, çocuk yazısı
TENAŞÜD Birbirine şiir okuma
TENAŞÜR Dağılmak
TENATTU' Çok arıtmak * Ayırmak
TENATTUF Küpe takma
TENATTUS Dikkatle tecessüs etmek, araştırmak * Ayırmak
TENATUH (Hayvanların) birbirlerine süsüşme (si) * Birbirine başla vurmak
TENATÜC Neticelenme Birbirini netice vermek
TENATÜL Birbirine muhâlif olmak, ters olmak
TENA'UL Nâlin giymek
TENA'UM Nimetlenme, bolluk içinde yaşama
TEN-AVER (C: Ten-âverân) f Vücutlu, etine dolgun
TENAVÜB Nöbetleşme Nöbet ile çalışma Münâvebe
TENAVÜL Bir şeyi alma * Yemek yeme * Bahşiş ve ihsanda bulunma
TENAVÜM Yalandan uyur gibi görünme
TENAVÜR İri vücutlu kişi, iri yarı kimse
TENAVÜŞ (Tenâvül mânasındadır) El atmak, el sürmek
TENAVÜŞ Aşağı tutmak * Sonraya bırakmak, tehir etmek * Alıp yemek
TENAYÜB Nöbetleşmek
TENAZU' Kavgalaşmak, çekişmek Birbirine husumet etmek
TENAZUK Birbirine öğretmek
TENAZUL Birbiri ile oklaşmak
TENAZUR Birbirine karşı olmak Simetri hâli * Bakışmak Bir iş hususunda birbirine bakmak
TENAZURÎ Simetrik
TENAZÜK Birbirine süngü ile vurmak
TENAZÜL Yayan olarak vuruşmak
TENAZZÜF Pâklanma, temizlenme
TENAZZUH Bulaşmak
TENAZZUR Dikkatle bakarak düşünme Düşünerek dikkatle bakma
TENBAL Kısa boylu, bodur adam
TENBAN f Don, iç donu
TENBEL (Tembel) f Üşenen, üşengeç * İşte ağır, davranan ağır yürüyen, ağır hareketli

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TENBEL-HÂNE f Memurları iş görmez olan dâire; fertleri tenbel olan ev Tenbeller yuvası
TENBELİT f Hayvan yükü Küçük yük
TENBİE Haber vermek
TENBİH (C: Tenbihât) Göz açtırmak * Gafletten ikaz etmek Faaliyetini arttırmak * Sıkı emir vermek * Bir işin yapılacağı hakkında yapılan nasihat
TENBİHÂT (Tenbih C) Tenbihler İkaz etmeler
TENBİK Ağaçları aynı hizâda dikmek
TENCİC Şâd etmek Sevindirmek
TENCİD Evin içini nakışlı bezlerle süslemek * Kahraman yapmak
TENCİM Yıldız ilmi ile uğraşmak Yıldızların hareketlerinden mâna çıkarmağa çalışmak
TENCİR Korkutmak
TENCİS (Necâset den) Pisleme, murdarlaştırma, pis etme
TENCİYE (Necât dan) Kurtarma
TENCİZ Sona erdirme Sonuçlandırma, neticelendirme * Sözünü yerine getirme
TENDİD Meşhur etmek
TENDİF Yün ve pamuk atmak
TENDİYE Islatma, nemleme
TEN-DÜRÜST f Sağlam vücutlu, kuvvetli Vücudu sağlam olan
TENE f Gövde, beden, cüsse, vücut * Örümcek ağı
TENEBBİ (Nübüvvet den) Peygamberlik iddiasına kalkışma, peygamberlik dâvasında bulunma
TENEBBU' Az az işlemek * Yerden kaynama Nebean etme
TENEBBÜ' (Nübüvvet den) Peygamberlik iddiasına kalkışma
TENEBBÜH Uyanmak Kendine gelmek Aklını başına getirmek
TENEBBÜT Büyümek Yerden çıkıp biten nebat gibi yetişmek
TENECCÜC Çok olmak * Zayıflamak, süst olmak * Aşağı gelmek * Geniş yer tutmak
TENEDDİ Gamkin ve üzüntülü olmak
TENEDDUH Koyunun otlamaktan semiz ve besili olması
TENEDDUS Çıkmak, huruç etmek
TENEDDÜB (Nedbe den) (Yara) kapanma
TENEDDÜD Halk içinde meşhur olmak
TENEDDÜM (Nedâmet den) Pişman olma, pişmanlık duyma, nedâmet etme
TENEDDÜS Toprağa gömülmek
TENEFFU' (C: Teneffuât) Faydalanma, menfaatlenme
TENEFFUH (Nefh den) Kabarma, şişme * Urlanma * Üflenerek şişme
TENEFFUH Boş lâflarla gururlanma
TENEFFUT (El) Kabarmak
TENEFFÜL Nâfile namaz kılma veya oruç tutma
TENEFFÜR Çekinme Kaçınma Nefret etme İğrenme
TENEFFÜS (Nefes den) Nefes, soluk alma Dinlenme * Tan yeri ağarma * Deniz suyunun sahile vurması * Üfürmek * Okullarda ders araları verilen dinlenme
TENEFFÜSÂT (Teneffüs C) Teneffüsler
TENEFFÜZ (Nefz den) Nüfuz sahibi ve sözü geçer olma
TENEHHUS Kadınların kaşlarını ve yüzlerindeki kılları yolmaları
TENEHNÜH Nefsini menetmek Nefsinin isteklerine engel olmak
TENEKKUB Nikab örtmek Nikablanmak, peçelenmek
TENEKKÜR (Nekr den) Kendini bildirmeme Tanınmıyacak kılığa girme
TENEKKUS Rücu' etmek, geri dönmek
TENEKKÜS (Nüks den) Başaşağı olma
TENEMMUS Cınbızla yüzden kıl yolmak
TENEMMÜL (Neml den) Karınca gibi kaynama * Vücudun bir tarafı, bir organı uyuşup karıncalanma
TENEMMÜR Birisini korkutmak için gürültü yapmak, gürültülü ses çıkarmak * Uzun uzun bağırmak * Kaplan huylu olmak Kaplanlaşmak
TENEMMÜV (Nümüvv den) Gelişip büyüme
TENESSUH Eşsiz, çok güzel ve çok az bulunur olma
TENESSÜK İbadet etmek
TENESSÜM (Nesim den) Havayı teneffüs etme * Güzel kokular kokutmak * Haber erişmek
TENESSÜR Dağılma, saçılma, yayılma, serpilme
TENEŞŞİ Neşvelenme, sarhoş olma
TENEŞŞUT (Neşat dan) Ferahlanma, keyiflenme
TENEŞŞÜB Bir şeye ilişip tutulma
TENEŞŞÜD Bir haberi veya bir şeyi öğrenmek için insanların farkına varamıyacağı şekilde nezâketle soruşturma
TENEŞŞÜF (Suyu veya rutubeti) çekme, emme
TENEVVUK Tabiat, huy * Hâtır * Bir işte mübalağa etmek
TENEVVÜ' (C: Tenevvüât) Çeşitlenmek, çeşit çeşit olmak
TENEVVÜB Katran ağacı
TENEVVÜH (Nevha dan) Ölüye feryad ederek ağlamak * Sarkıp sallanıp öteberi hareket etmek
TENEVVÜM Uyuklama, pinekleme
TENEVVÜME (C: Tünüm) Kırlarda yetişen küçük yemişli bir ağaç
TENEVVÜR Parlama, ışıldama * Bir şey hakkında bilgi sahibi olma * Münir ve münevver olmak Aydın olmak Nurlanmak
TENEVVÜS Tereddüt etmek, karar verememek
TENEVVÜŞ Evmek, acele etmek, sür'at
TENEZZEHE Noksan sıfatlardan uzak (meâlinde Allah CC için söylenen duâdandır)
TENEZZİ Evmek, sür'at, acele etmek
TENEZZÜH Uzaklaşmak * Gezinti Bağ ve bahçe gibi yerlere gam ve kederi izale için çıkmak * Kusur, pislik ve ayıptan uzak olmak
TENEZZÜH-Ü ZÂTÎ Zata mahsus tenezzüh Yani zatının bütün noksan sıfatlardan, kusurlardan temiz ve uzak oluşu(Zât-ı Vâcib-ül Vücud'un vücub-u vücuduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğna-i zâtîsine ve gınâ-i mutlakına muvafık bir surette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsine münâsib bir şekilde, hadsiz bir şefkat-i mukaddese ve nihayetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır M)
TENEZZÜL (C: Tenezzülât) İnme, düşme Aşağılama * Gönül alçaklığı Karşısındakinin seviyesine göre tevâzu ile konuşmak * Yavaş yavaş inmek Mekânını yukarıdan aşağıya nakletmek
TENEZZÜL-Ü EMTAR Yağmur yağması Yağmur katrelerinin inişi
TENEZZÜLÂT-I İLÂHİYE Cenab-ı Hakk kelâmiyle, kullarının anlayış seviyelerine göre konuşması ve derin hakikatları, anlıyabilecekleri ifadelerle beyan etmesi
TENEZZÜLEN Alçak gönüllülükle, tevâzu ve mahviyet içinde, kibirsizlikle
TENEZZÜL Hasis ve cimri olmak * Asılsız olmak
TENEZZÜR Korkmak * Adak adamak, nezretmek
TENFİH (C: Tenfihât) (Nefh den) Üfleyip şişirme * Çok üfleme
TENFİH Yorma, güçsüz bırakma
TENFİL Ziyade etmek, çoğaltmak * Kandırmak
TENFİR (Nefret den) Ürkütme, korkutma * Nefret ettirme * Mekruh ve müstehcen isim takma * Galibiyetle hükmetme * (Nefir den) Asker toplama
TENFİS (C: Tenfisât) (Nefes den) Nefeslendirme, soluklandırma, ferahlandırma
TENFİŞ (C: Tenfişât) Pamuk gibi atma Yün ditme
TENFİT Çok kaynatmak * Neftlemek
TENFİZ Sıçratma Sıçramaya zorlama
TENFİZ İnfaz etmek Hükmünü yürütmek * İçinden geçirmek ve öteye çıkarmak
TENFİZ-İ AHKÂM Hükümleri yürütmek, kanunları tatbik etmek
TENFİZ Silkmek * Saçmak, dağıtmak
TENG f Dar, sıkıntılı, melul, kederli * Kıtlık
TENGÇEŞM f Açgözlü
TENGDİL (C: Tengdilân) f Yüreği dar İçi sıkıntılı
TENGÎ f Darlık * Züğürtlük
TENGİS (Nags dan) Hayatını tasalı, kederli kılmak
TENGİZ Zindeliği sarsılma, zindeliğini sarsma
TENGNA f Dar yer Geçit, boğaz Sıkıntılı yer * Mezar
TENHA f Boş yer Kimsesiz yer * Yalnız, tek
TENHANİŞİN f Tek başına oturan Yalnız oturan
TENHAREV f Yalnız giden
TENHAYÎ f Yalnızlık, ıssızlık, tenhalık
TENHIYE Irak etmek, uzaklaştırmak * Gidermek * Silkmek * Çıkarmak
TENHİB Suya gayet yakın olmak
TENHİL Elek ile eleme
TENHİYE İçinde suyu az olan çukur
TE'NİB Ayıplamak * İncitmek
TENİDE f Örümcek ağı * Örülmüş, dokunmuş
TEN'İL Nallama, nallanma
TEN'İM Nimetlendirmek Bolluk içinde olmak Rahat ve refah kılmak * "Neam" diye cevap vermek
TE'NİS Bir kelimenin sonuna te'nis alâmeti olan ( ) ilâve ederek müennes yapmak
TE'NİS Ürkekliğini gidermek Alıştırmak * Bir hayvanı terbiye ederek işe yarar hale getirmek
TE'NİS-İ EZHAN Zihinleri alıştırmak, anlayışı kolaylaştırmak
TEN'İŞ Yukarı kaldırma
TENİZE Uç, etek
TENİZE-İ KÛH Dağ eteği
TENKIYE Tıb: Şırınga âleti * Temizleme, tathir
TENKİB Dolaşıp gezmek * Ticaret yapmak Tefahhus etmek * İnceden inceye araştırmak
TENKİB Dönmek veya döndürmek
TENKİD Bir kimse veya şeyin iyi veya kötü taraflarını bulup meydana çıkarmakTenkid yapıcı veya yıkıcı olabilir Tenkitten maksat, doğrunun ve yanlışın iyi niyetle ortaya konulması, hakikate ulaştıracak yolun ve imkânların gösterilmesidir Sadece yanlışı söylemek, doğruyu göstermemek yıkıcı bir tenkiddir Tenkid edenin, tenkid edeceği mesele hakkında bilgili olması gerekir Tenkide his, ihtiras, menfaat, peşin hüküm araya girmemeli, tenkid konusunda Hz Ali'nin (RA) şu sözünü unutmamalıdır: "Sen hakikatı insanla bilemezsin, önce hakikatı tanı, sonra ehlini de tanırsın" (Bak: Gıybet)
TENKİH Nikâh etmek, nikâhlanmak
TENKİH Araştırıp, dikkat edip bir şeyin sonuna hakikatına ermek * Bir şeyin fazla ve gereksiz kısımlarını çıkarıp kısaltarak düzeltmek * Temizlemek * Bütçe tanzimi için maaşları azaltmak
TENKİH-ÜL MENAT Menatın, yani illetin ayıklanması Usul-ü Fıkhın kıyas bahsine ait bir ıstılahtır Kıyasın dört rüknünden biri olan illetin, diğer benzeri hususiyetlerden ayıklanmasıdır Şöyle ki: Şâri (Allah CC) bir hükmü bir sebebe bina eder Fakat o illetle beraber hükme te'siri olmayan birçok özellikler de bulunur Bu yabancı özellikleri ayıklamak ve esas sebebi meydana çıkarmak gerektir İşte bu, bir tenkih-ül menat çalışmasıdır
TENKİL Uzaklaştırmak Tepeleyip sindirmek * Başkalarına ders ve ibret olacak şekilde ceza vermek Rezil ve rüsvay eylemek * Zincire vurmak
TENKİLÂT (Tenkil C) Örnek olacak biçimde cezâlandırmalar * Düşmanları tepelemeler * Uzaklaştırmalar
TENKİL Mübâlağa ile nakletmek
TENKİR Tanınmayacak bir hale koymak * Gr: Bir ismi harf-i tarifsiz kullanarak belirsiz yapmak Gayr-i muayyen veya gayr-i mahdut kılmak
TENKİR Sıçratmak * Ok çevirmek
TENKİS Noksanlaştırmak Azaltmak İndirmek
TENKİSÂT (Tenkis C) Tenkisler, eksiltmeler, indirmeler, azaltmalar
TENKİS Başaşağı etme Sernigun etme * Boşaltma
TENKİS Divite mürekkep koymak
TENKİS Evmek, acele etmek, sür'at
TENKİŞ (C: Tenkişât) (Nakş dan) Nakşetme, nakışlama, işleme, resim yapma
TENKİT Noktalamak Yazıda nokta, virgül gibi işaretler koymak
TENKİT Temizleme, fenasını atma
TENKİZ İnkaz etmek, kurtarmak Kurtarılmak
TENMİK (Nemk den) Yazma Yazılma * Güzel yazı ile yazma
TENMİYE (Nemâ dan) Büyütmek Yetiştirmek Artırmak Bereketlenmek * Fesad veren haber yetiştirmek * Ateş içine odun atmak
TENNUB Katran ağacı
TENNUR (C: Tenânir) Tandır * Fırın
TENPERVER f Rahatına düşkün Tembel Vücudunu beslemek telâşesinde olan
TENSİB Uygun görmek Münasib kılmak
TENSİF İkiye bölmek
TENSİK Nizam üzere dizmek Nizâma koymak * Edb: Bir ibârede zikredilecek birkaç şeyi sırasıyla irad eylemek Sıra tertibi ile mânâ yükselirse tensik-i irtifâî, alçalırsa tensik-i inhitatî denir
TENSİKAT (Tensik C) Islahat Düzen ve nizama koymalar
TENSİL Halâs olmak, kurtulmak
TENSİL (Kuş ve diğer hayvan) tüylerini yeleklerini, yününü ve kılını döküp kavlamak
TENSİR Serpme, saçma
TENSİS (C: Tensisât) Tedkik ederek karar verme
TENSİYE Unutturma
TENŞİB Saplama, sokma * Rüzgâr esme
TENŞİF (C: Tenşifât) Suyu veya rutubeti emdirme Sünger veya bez ile suyu alıp kurulama * Ter kurulama
TENŞİM Bir işe başlama * (Et) bozulup kokma
TENŞİR Açıp yayma Serpme
TENŞİT (C: Tenşitât) (Neşât dan) Keyiflendirme, şenlendirme
TENŞİYE Beslemek, terbiye etmek * Uzatmak
TENŞÛY f Ölü yıkayıcı * Teneşir
TENTE f Örümcek ağı
TENTENE İplik gibi şeylerle örülmüş delikli bez, perde vs Dantela
TENTİF Mübâlağa ile yolmak
TENUFE (TENUFİYE) (C: Tenânif) Helâk olacak yer * Sahra * Yazı
TENUK (Tenuka, Tenukıye) : Helâk olacak yer * Sahra * Yazı
TENU-MEND f Gövdeli, iriyarı, vücutlu kimse
TENÜK f Dayanıksız, kuvvetsiz, zayıf * İnce, rakik, nârin * Az, hafif * Yumuşak
TENÜK-HAVSALA f Sabırsız adam, tahammülsüz kimse
TENÜK-RU f Yüzü yumuşak olan kimse, yüzü yumuşak adam

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TENVAT Atın yanına asılan şeyler
TENVİ' (C: Tenviât) (Nev' den) Çeşitlendirme, nevilendirme, türlü türlü etme
TENVİC Borç edinmek
TENVİH Sulandırma * Yaldızlama * Haksız bir şeyi yapmacık şeylerle süsleyip haklı gösterme * Başka bir madeni, altın veya gümüş suyuna daldırma * Bir kimsenin nâmını, şânını yükseltme
TENVİK (Deve) Zayıflamak
TENVİL Atâ, bahşiş, hediye
TENVİM Uyutmak Hipnotize etmek Birisini uyur bulmak
TENVİMÂT (Tenvim C) Uyutmalar veya uyutulmalar
TENVİN Gr: Kelimenin sonunu "en, in, ün" diye okumak Veya öyle okutan işaretin adı
TENVİN-İ TENKİR Kelimenin belirsizliğine işaret olan tenvin işareti Harf-i tarifsiz kelime tenvin kabul ettiğinden yani, nekre olduğundan tenvinli olan harfin durumu
TENVİR (C: Tenvirât) Aydınlatma * Bir şey hakkında bilgi verme Bir şeyi münevver kılma
TENVİRÂT (Tenvir C) Aydınlatmalar, ışıklandırmalar Tenvir etmeler
TENVİŞ Ziyafete davet etmek
TENVİT Niyet etmek
TENVİYE Niyet etmek
TENYİR Beze ve kumaşa işaret koymak
TENZEDE f Sessiz, sâkin, susmuş
TENZİH Suç ve noksanlıktan uzak saymak Cenab-ı Hakk'ı (CC) her çeşit kusur, noksan, şerik gibi hallerden uzak bilip söylemek * Kabahati yok olduğu anlaşılmak ve onu ifade etmek
TENZİHEN Tenzih ederek Tenzih etmekle
TENZİHEN MEKRUH Nehyine dair şer'î bir delil olmamakla beraber işlenmesi kerih görülen iş (Helâle yakın iş)
TENZİK (At) ayaklarını yukarı kaldırmak
TENZİL Bir şeyin bir miktarını çıkarmak * İndirmek, indirilmek, indirilen Aşağı indirmek * Kur'an-ı Kerim'in vahiy vasıtası ile Peygamberimize (ASM) indirilmesi Tedricen indirme (Birden indirmeye inzal, parça parça indirmeye de tenzil denir)
TENZİLÂT (Tenzil C) Fiat indirme İskonto
TENZİR (İnzâr dan) Olacak bir hâdiseyi haber vererek korkutma (Müjdenin zıddı)
TENZİYE Sıçramak * Üstüne binmek
TEOKRASİ (Fr: Theocratie) Din hükümlerine göre idare edilen ve dinî esaslara bağlı olan idare şekli Allah namına papazlar idaresi(Bu kelime, İslâm memleketlerinde: Şeriat hükümleriyle devleti idare etmek mânasında kullanılır Avrupa memleketlerinde ise, "Allah nâmına papazlar idaresi" mânasına gelir Hatta 1304'de basılan Kamus-u Fransavî'de: "Kanun-u İlâhî ile ve sıfat-ı ruhaniyetle icra olunan hükümet" şeklindeki ifadesiyle, bu iki mânaya işaret edilmiştir Fakat İslâm ve İsevî milletlerinde teokrasinin ifade ettiği mânada ilmî ve ehemmiyetli bir fark vardır Şöyle ki:Hristiyanlıkta velediyet akidesi ekseriyetçe kabul edildiğinden papaz, Allah'ın mutlak vekili ve İlâhî kudsiyete sahip addedilmiştir Buna göre papaz; murakabe edilmez ve kimseye karşı da mes'ul değildirİslâmiyette ise: İdareci, şer'î kanunlara karşı mes'ul olduğu gibi; halkın idareciye itaat etmesi de, idarecinin Allah'ın kanunlarına bağlılığı nisbetindedirBütün milletlerde kelimenin ifade ettiği müşterek mâna ise; şahıslar tarafından İlâhî ve dinî hâkimiyeti icra etmektir)
TEOKRAT Fr Dinî, İlâhî Teokrasi taraftarı olan
TEOKRATİK Fr Teokrasi sistemi (Bak: Teokrasi)
TEOLOJİ Fr Fls: Cenab-ı Hakk'ın varlığı, birliği, sıfat ve isimleri ve hususiyetleri hakkındaki ilim İlâhiyat
TEPİDE f Rahatsız, sıkıntıda
TER f Rutubetli, ıslak, yaş * Taze
TERABBU' Bağdaş kurarak rahatça oturma
TERABBUS (Tarabbus) Durup bekleme
TERA'BUZ Noksan etmek * Zayıflatmak
TERACİM (Teracüm) (Tercüme C) Tercüme edilmiş olanlar Tercümeler
TERACU' (Rücu dan) Bir yere veya bir kimseye dönme * Birinden ayrılma * Dönme, vazgeçme
TERACÜM Taşla atışmak
TERAD Birbirini reddetmek
TERADÜF Birbiri peşinden gitmek * Edb: İki veya daha fazla kelimenin aynı mânada olması
TERAFU' (Ref' den) Duruşmaya girme
TERAFUK Arkadaş olma * Yardımlaşma, yardım etme
TERAFÜD Birbirine yardım etme Yardımlaşma
TERAGGUM Gadap etmek, hiddetlenmek, kızmak
TERAH Gam, keder, acı
TERAHHUL (C: Terahhulât) Göç etme Bir yerden bir yere göçme * Yola çıkma * Menzile konma
TERAHHUM Merhamet etme, acıma Şefkatte bulunma, esirgeyip besleme
TERAHHUMÂT (Terahhum C) Acımalar, merhamet etmeler
TERAHHUMEN Acıgirsin bir tarafına !!!, merhamet ederek
TERAHHUS İzinli ve müsaadeli olma Ruhsat bulma * Ucuzlama
TERAHİ İşde gayretsizlik, gevşeklik, ihmal * Uzaklaşma * Sonraya bırakma * Gecikme, geç kalma * Geri durma, geri çekilme
TERAHÜN Karşılıklı olarak rehin vermek
TERAÎ Aynaya bakma * Birbirini görmek ve görüşmek Bir fikir hakkında mukabil görüş, endişe mülâhaza eylemek * Hurmanın kuruyup renginin belli olması
TERAÎ Çayıra çıkma Otlama
TERAİB (Teribe C) Tıb: Göğüs kemikleri Kaburga kemikleri Gerdanlık yeri
TERAK f Yarık, çatlak * Gürültü, çatırdı
TERAKİB (Terkib C) Terkibler * Gr: İki veya daha çok kelimeden meydana gelen birleşik kelimeler Tamlamalar
TERAKKİ İlerleme Yukarı çıkma, yükselme * Artma, çoğalma * Bilgi ve medeniyetçe yükseliş(Terakkimizin şartı: 1- Mesailerin tanzimi 2- Emniyet 3- Teavün düsturunun teshilidir) (HŞâmiye)
TERAKKİCU f Terakki isteyen, terakki taraftarı
TERAKKİPERVER f Terakkiyi seven İlerlemeyi seven
TERAKKİŞİKEN f Terakkiyi kıran, ilerlemeyi önleyen, terakkinin aleyhinde bulunan
TERAKKİYÂT (Terakki C) Terakkiler Yükselişler İlerlemeler( $ Hazret-i Âdem Aleyhisselâm'ın dâva-yı hilâfet-i kübrâda mu'cize-i kübrâsı, talim-i esmâdır" diyor İşte sair enbiyanın mu'cizeleri, birer hususi hârika-i beşeriyeye remzettiği gibi, bütün enbiyanın pederi ve divan-ı nübüvvetin fatihası olan Hazret-i Âdem Aleyhisselâm'ın mu'cizesi umum kemâlât ve terakkiyat-ı beşeriyenin nihayetlerine ve en ileri hedeflerine sarahate yakın işaret ediyor Cenab-ı Hak (Celle Celâlühü), mânen şu âyetin lisan-ı işaretiyle diyor ki: "Ey benî-Âdem! Sizin pederinize, melâikelere karşı hilâfet dâvasında rüçhaniyetine hüccet olarak, bütün esmâyı tâlim ettiğimden, siz dahi, mâdem O'nun evlâdı ve vâris-i istidadısınız Bütün esmayı taallüm edip, mertebe-i emânet-i kübrâda, bütün mahlukata karşı, rüçhaniyetinize liyâkatınızı göstermek gerektir Zira kâinat içinde, bütün mahlukat üstünde en yüksek makamata gitmek ve zemin, gibi büyük mahlukatlar size musahhar olmak gibi mertebe-i âliyeye size yol açıktır Haydi ileri atılınız ve birer ismine yapışınız, çıkınız! Fakat sizin pederiniz, bir def'a şeytana aldandı, cennet gibi bir makamdan ruy-i zemine muvakkaten sukut etti Sakın siz de terakkiyatınızda şeytana uyup Hikmet-i İlâhiyyenin semâvâtından, tabiat dalâletine sukuta vasıta yapmayınız Vakit bevakit başınızı kaldırıp Esmâ-i Hüsnâma dikkat ederek, o semâvâta uruc etmek için fünunuzu ve terakkiyatınızı merdiven yapınız Tâ fünun ve kemâlâtınızın menbâları ve hakikatları olan Esmâ-i Rabbâniyyeme çıkasınız ve o esmânın dürbünüyle, kalbinizle Rabbinize bakasınızBir nükte-i mühimme ve bir sırr-ı ehemm şu âyet-i acibe, insanın câmiiyet-i istidadı cihetiyle mazhar olduğu bütün kemâlât-ı ilmiye ve terakkiyat-ı fenniye ve havârık-ı sun'iyeyi "Tâlim-i Esmâ" unvaniyle ifade ve tabir etmekte şöyle lâtif bir remz-i ulvi var ki: Herbir kemâlin, herbir ilmin, herbir terakkiyatın, herbir fennin bir hakikat-ı âliyesi var ki; o hakikat, bir ism-i İlâhîye dayanıyor Pek çok perdeleri ve mütenevvi tecelliyatı ve muhtelif daireleri bulunan o isme dayanmakla o fen, o kemalât, o san'at; kemâlini bulur, hakikat olur Yoksa yarım yamalak bir surette nâkıs bir gölgedirMeselâ: Hendese bir fendir Onun hakikatı ve nokta-i müntehâsı, Cenab-ı Hakk'ın "İsm-i Adl ve Mukaddir" ine yetişip, hendese âyinesinde o ismin Hakimane cilvelerini haşmetiyle müşahede etmektirMeselâ: Tıbb bir fendir, hem bir san'attır Onun da nihayeti ve hakikatı; Hakîm-i Mutlak'ın "Şâfi" ismine dayanıp, eczahane-i kübrası olan ruy-i zeminde Rahimane cilvelerini, edviyelerde görmekle, tıbb kemâlâtını bulur, hakikat olurMesela: Hakikat-ı mevcudattan bahseden Hikmetü'l-Eşyâ, Cenab-ı Hakk'ın (Celle Celâluhu) İsm-i Hakîm'inin tecelliyat-ı kübrasını, müdebbirane, mürebbiyane eşyada, menfaatlarında ve maslahatlarında görmekle ve o isme yetişmekle ve ona dayanmakla şu hikmet hikmet olabilir Yoksa, ya hurafâta inkılâb eder ve malâyaniyat olur veya felsefe-i tabiiye misillü dalâlete yol açarİşte sana üç misal! Sâir kemalât ve fünunu bu üç misale kıyas et İşte Kur'an-ı Hakîm şu âyette beşeri şimdiki terakkiyatında pek çok geri kaldığı en yüksek noktalara, en ileri hududa, en nihayet mertebelere, arkasına dest-i teşviki vurup, parmağıyla o mertebeleri göstererek: "Haydi arş ileri" diyor S) (Bak: Medeniyet)
TERAKKU' Sıkıntı ve emek ile kazanma
TERAKKUB Bekleme, gözetleme, yol gözleme * Ümit etme * Muntazır olma
TERAKKUBÂT (Terakkub C) Gözetlemeler, beklemeler
TERAKKUD Acele etmek
TERAKKUK Merhamete gelme, acıma
TERAKKUS Raksetme, dansetme * Devamlı aşağı inip yukarı çıkma
TERAKRUK Parlama Işıklı olma
TERAKUS Karşılıklı olarak oynaşıp raksetme
TERAKÜB Birbirine bağlanıp kenetlenme * Birbirinin üzerine binme
TERAKÜL Vuruşmak, döğüşmek
TERAKÜM Birikme, yığılma * Birbiri üzerine sıkışma
TERAKÜMÂT (Teraküm C) Toplanmalar, yığılmalar, birikmeler
TERAMİ Oklaşmak, karşılıklı olarak ok atışmak
TERANE Edb: Rübâinin başka bir ismi * Terennüm Nağme, âhenk, makam * Bir şiiri makam ile okuma, şarkı söyleme
TERANEKÂR f Terennüm eden Öten, ötücü
TERANEPERDÂZ f Makamla şarkı söyliyen
TERANESÂZ f Öten, ötücü
TERANEZÂR f Ahenkli ve cümbüşlü yer
TERANEZEN f Şarkı söyleyen
TERANİ (Reeye den) Sen beni görürsün veya görüyorsun (mânasına fiil)
TERARİH (Türrehe C) Saçmasapan ve mânâsız sözler
TERA'RU' Deprenmek * Büyümek * Çocuğun hareket etmesi
TERASET Kalkancılık
TERASUF (Kaldırım taşları biçiminde) birbirine yanaşarak sıkışma, istif olma
TERASÜL (C: Terasülât) Haberleşme, mektublaşma
TERATİR Büyük işler
TERA'UD (Ra'd dan) Titreme
TERAVET Tazelik (Bak: Taravet)
TERAVİH Ramazan gecelerinde kılınan ve sünnet olan yirmi rek'atlık namaz
TERAVUH Ayakta çok durmak icab ettiği zamanlar, kâh sağ ayak üzerine ve kâh sol ayak üzerine durmak
TERAZİ (Rıza dan) Birbirini razı etme Uyuşma
TERAZU f Terazi
TERB Bir nesneyi toprakla örtmek, üstüne toprak saçmak
TERBA Toprak Yer, arz
TERBAB Toprak
TERBİ' Gazelin her beytine ikişer mısra ilâve ederek onu âdeta murabba (dörtlük) şekline koyma * Dörde bölme * Dört köşe etme
TERBİAN Dört köşeli olarak * Murabba (kare) olarak
TERBİL Ayırmak
TERBİŞ (Ok) yeleklemek
TERBİT Zeytinyağı vermek
TERBİYE Allah'ın emirlerine itaat ederek ruhen ve cismen yükselmeye ve yükseltmeye çalışmak Kemale ermeğe, nizam ve emirleri dinlemeğe çalışmak Allah rızası yolunda gitmeyi öğrenmek
TERBİYEGÂH f Terbiye yeri Öğrenme ve yetişme yeri
TERBİYEGERDE f Terbiye edilmiş Yetiştirilmiş
TERBİYET "Terbiye" kelimesinin Arabi okunuşudur
TERBİYEVÎ Terbiyeli Terbiye ile alâkalı
TERBUB İşe vurulmamış davar
TERCEMAN (Tercüman) Terceme eden Bir dilden başka bir dile çeviren * Birisinin veya bir şeyin maksadını anlatmaya, bir şeyi tasvir ve ifadeye vasıta olan

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TERCEME (Tercüme) Bir sözü bir dilden başka dile çevirmek Bir lügatı, diğer bilinen lügata çevirerek anlatmak("Elhamdülillah" bir Cümle-i Kur'aniyyedir Bunun en kısa mânası, ilm-i Nahiv ve Beyan kaidelerinin iktiza ettiği şudur: $Yâni: "Ne kadar hamd ve medh varsa, kimden gelse, kime karşı da olsa, ezelden ebede kadar hasdır ve lâyıktır O zât-ı Vâcib-ül-Vücuda ki, ALLAH denilir " İşte, "Ne kadar hamd varsa", "El-i istigrak" tan çıkıyor "Her kimden gelse" kaydı ise, "Hamd" masdar olup, fâili terkedildiğinden, böyle makamda umumiyeti ifade eder Hem mef'ulün terkinde, yine makam-ı hitabide külliyet ve umumiyeti ifade ettiği için, "Her kime karşı olsa" kaydını ifade ediyor "Ezelden ebede kadar" kaydı ise; fi'lî cümlesinden ismî cümlesine intikal kaidesi, sebat ve devama delâlet ettiği için, o mânayı ifade ediyor "Has ve müstehak" mânasını "Lillâh" daki "Lâm-ı cer" ifade ediyor Çünkü: o "Lâm", ihtisas ve istihkak içindir "Zat-ı Vacib-ül Vücud" kaydı ise; vücub-u vücud, Uluhiyetin lâzım-ı zarurîsi ve Zat-ı Zülcelâle karşı bir ünvan-ı mülâhaza olduğundan, "Lafzullah" sair esmâ ve sıfâta câmiiyeti ve ism-i Azam olduğu itibariyle, delâlet-i iltizamiye ile delâlet ettiği gibi; Vâcib-ül Vücud ünvanına dahi, o delâlet-i iltizamiye ile delâlet ediyorİşte, "Elhamdülillah" cümlesinin en kısa ve Ulemâ-yı Arabiyyece müttefekun-aleyh bir mânâ-yı zâhirîsi şöyle olursa, başka bir lisana o icaz ve kuvvetle nasıl tercüme edilebilir? M)(Ehl-i ilhada kapılan ulemâ-üs-su', milleti aldatmak için diyorlar ki: İmam-ı A'zam, sâir imamlara muhalif olarak demiş ki: "İhtiyaç olsa, diyar-ı baidede, Arabî hiç bilmeyenlere, ihtiyaç derecesine göre; Fâtiha yerine Fârisî tercümesi cevazı var "Öyle ise, biz de muhtacız, Türkçe okuyabiliriz?"Elcevab: İmam-ı A'zam'ın bu fetvasına karşı, başta a'zamî imamların en mühimleri ve sair oniki eimme-i müçtehidîn, o fetvanın aksine fetva veriyorlar Âlem-i İslâm'ın cadde-i kübrâsı, o umum eimmenin caddesidir; mu'zam-ı Ümmet, cadde-i kübrâda gidebilir Başka hususi ve dar caddeye sevkedenler, idlâl ediyorlar İmam-ı A'zam'ın fetvası, beş cihette hususidir:Birincisi: Merkez-i İslâmiyetten uzak diyar-ı âherde bulunanlara aittirİkincisi: İhtiyac-ı hakikiye binaendirÜçüncüsü: Bir rivayette, lisan-ı ehl-i Cennet'ten sayılan Fârisî lisaniyle tercümeye mahsusturDördüncüsü: Fâtiha'ya mahsus olarak cevaz verilmiş, tâ Fâtiha'yı bilmeyen namazı terketmesinBeşincisi: Kuvvet-i imandan gelen bir hamiyet-i İslâmiye ile, maâni-i mukaddesenin, avâmın tefehhümüne medâr olmak için cevaz gösterilmiş Halbuki, za'f-ı imandan gelen ve menfi fikr-i milliyetten çıkan ve lisan-i Arabîye karşı nefret ve zaaf-ı imândan tevellüd eden meyl-i tahrip sâikasıyla tercüme edip Arabî aslını terketmek, dini terk ettirmektir! M)(Terceme: Bir kelâmın mânasını diğer bir lisanda dengi bir tâbir ile aynen ifade etmektir Terceme aslın mânasına tamamen mutabık olmak için sarahatte delâlette, icmalde tafsilde, umumda hususda, ıtlakta takyidde, kuvvette isabette, hüsn-i edada, üslub-u beyanda, hâsılı ilimde, san'atta asıldaki ifadeye müsavi olmak iktiza eder Yoksa tam bir terceme değil, eksik bir anlatış olmuş olur Halbuki muhtelif lisanlar beyninde hutut-i müştereke ne kadar çok olursa olsun, herbirini diğerinden ayıran birçok hususiyetler de vardırOnun için lisanî hususiyeti olmayıp sırf akl u mantıka hitab eden kuru ve fennî eserlerin kabiliyet-i ilmiyesi terakki etmiş olan lisanlara hakkıyla tercemesi kabil olduğunda söz yoksa da hem akla, hem kalbe yahut yalnız zevk ü hissiyata hitab eden ve lisan nokta-i nazarından edebi kıymeti ve zevk-i san'atı haiz bulunan canlı ve bediî eserlerin tercemelerinde muvaffakiyet görüldüğü nadirdir (Elmalılı Tefsiri)
TERCEME-İ HÂL Hal ve hayatını anlatma Biyografi
TERCİ' (Rücu' dan) Geri döndürme, geri çevirme * Sesini yükseltmek
TERCİ'-İ BEND f Gazel şeklinde aynı vezinde yazılı manzumelerin "vâsıta" denilen bir beyti ile birbirine bağlanmış şekli Vâsıta beyti tekerrür ederse terci-i bend; tebeddül ederse (değişirse) terkib-i bend olur Bendlerin her birisine, terci-i bendlerde "terci'hâne"; terkib-i bendlerde "terkibhâne" denir (Edb L)
TERCİÂT (Terci' C) Döndürmeler, geri çevirmeler
TERCİB (C: Tercibât) Ululama, tazim * Meyvesi çok olan ağacın dalları altına destek koyma
TERCİH Üstün tutmak Bir şeyi diğerinden fazla beğenmek, fazla itibar etmek
TERCİHÂT (Tercih C) Üstün tutmalar, tercihler
TERCİH BİLÂ MÜRECCİH Hiç bir üstünlük sebebi yok iken birbirine eşit iki şeyden birisini diğerine üstün tutmak
TERCİL Arıtmak * Saçını tarayıp düzeltmek
TERCİM (Recm den) Taşlama Taşlayarak öldürme Recmetme
TERCİYE Ümitli olma, umma
TERDAD Tekrar
TERDEST (C: Terdestân) f Eli işe yatkın, usta, mâhir
TERDESTÎ f Ustalık, el yatkınlığı, mahâret
TERDİD Geri çevirmek, geriletmek * Edb: Karşısındakini merakta bırakacak ve neticeyi sezdirmeyecek şekilde söz etmek * İki ihtimâlle fikir anlatmak Muhatabın beklemediği bir surette sözü bitirerek söze kuvvet vermek
TERDİF (C: Terdifât) (Redf den) Peşinden ardı sıra yürütme
TERDİFEN Arkasından yürüterek Katarak
TERDİYE (Ridâ dan) Örtme Örtü ile kapatma
TERE' Dolu nesne * Kötülüğe ve şerre koşan kimse
TEREB Fakir olmak, fakirleşmek
TEREBBU' Bağdaş kurup oturmak * Dört bacaklı olmak
TEREBBUH Sarkmak, sülpük olmak
TEREBBÜB Fakirlik
TEREBBÜL İkdam *Cür'et
TEREBBÜT Eğlenmek
TERECCİ (Recâ dan) Rica etme, yalvarma * Ümidetme, umma
TERECCUH Üstün olmak Bir tarafa meyletme
TERECCUH BİLÂ MÜRECCİH Bir şeyin kendi zâtında diğer şeye karşı bir üstünlük vasfı olmadığı hâlde, hiç sebebsiz üstün bulunması ki; böyle bir hal imkânsızdır, muhaldir
TERECCÜF Deprenmek, hareket etmek
TERECCÜL Paklanmak, temizlenmek * Süslenmek, ziynetlenmek * Saç ve sakal taramak * Yayan yürümek * Kuyu içine girmek
TEREDDİ Gerilemek Soysuzlaşmak Aşağı düşmek * Şal ve örtü örtünmek
TEREDDÜD Kararsızlık Bir mes'ele hakkında karar veremiyerek şüphede kalmak
TEREDDÜDÂT (Tereddüd C) Tereddüdler
TEREF İyi ve güzel yemek * Yumuşaklık * İnce, güzel şey
TEREFFU' Yükseğe çıkmak Yukarı kalkmak * Fazlalaşmak
TEREFFUÂT (Tereffu' C) Yukarı kalkmalar, yükselmeler
TEREFFUK (Rıfk dan) Tatlı dil ve güler yüzlülükle davranma Yumuşaklıkla muâmele etme
TEREFFÜH Refaha ermek Bolluk ve rahatlık içinde geçinmek Bolluğa kavuşmak
TEREFRÜF Titremek * şefkat göstermek
TEREHHUS Müsaade, ruhsat bulma * Ucuzlama
TEREHHÜB Korku içinde olarak Allah'a sağlam kulluk etmek
TEREHHÜM (Bak: Terahhum)
TEREK Eski Türk odalarına, insan boyu yüksekliğinde olmak üzere duvarlara boydan boya yapılan raflara verilen addır Dükkânlarda eşya koymağa mahsus bölmeli raflara da terek denilir
TEREKAT (Tereke C) Ölen bir kimsenin bıraktığı şeyler, terekeler
TEREKE (Terike) Ölen bir kimsenin bıraktığı malların hepsi
TEREKKÜB Birleşmek Karışmak İmtizac etmek * Bir şeyin birkaç parçadan meydana gelmesi
TEREKKÜN (Rükn den) Rükünleşme, erkân sırasına geçme, erkândan olma * Mânen kuvvet bulma
TEREMMU' Deprenmek
TEREMMÜD Yanıp kül olmak
TEREMMÜL Dul kalma (Kadının) kocası ölme
TEREMRÜM Bir şey söyleyecekmiş gibi yapıp, söylemeyip kalma
TERENNÜH (C: Terennühât) Sarhoşluktan veya başka bir sebepten dolayı sendeliyerek yürüme
TERENNÜM Güzel güzel anlatma * Yavaş ve güzel sesle şarkı söyleme * Ötmek Musikîleşmek
TERENNÜMÂT (Terennüm C) Terennümler Güzel güzel anlatmalar * Şarkı söylemeler Ötmeler, musikîler
TERENNÜMSÂZ f Terennüm eden, şarkı söyleyen
TERES t Pezevenk manâsına gelen bir hakaret sözüdür Hakaret için kullanılır
TERESSÜB Dibe çökmek Tortulanmak, ayrılmak Durulmak Süzülmek
TERESSÜL Acelesiz olmak, yavaş yavaş yapmak * Harflerin mâhreclerine ve medlerine riâyet etme
TERESSÜM Resmedilme, resimlenme * Bir şeyin geriye kalan nişâne ve eserlerine bakma * Tedkik ve teemmül eylemek
TEREŞŞUH (C: Tereşşuhât) Terlemek, sızmak Sızıntı Sızıntı meydana çıkmak
TEREŞŞUHÂT (Tereşşuh C) Terlemeler, sızmalar, sızıntı yapmalar * Kulaktan gelme haberler
TEREŞŞÜF Suyu emme
TEREŞŞÜŞ Su saçılmak * Islanmak
TERETTÜB Sıralanmak * Gerekmek Lâzım gelmek Netice olarak çıkmak * Bir yerde aslâ kımıldamak, bir vecih üzere sâbit ve pâyidar olup durmak * Zuhura gelmek * Muayen sebeblerin, muayyen ve mukannen olan neticeler vermesi
TERETTÜL Zâhir olmak, görünmek
TERETTÜM Bir şeyi unutturmamak için parmağa iplik bağlama
TEREVVİ Tefekkür etmek, düşünmek
TEREVVU' Korkma
TEREVVUH Bir şeyden koku alma * Mütegayyer olmak, rengi ve tadı değişmek
TEREYY Açık olmak
TEREYYÜB Cem'olmak, toplanmak, birikmek
TEREZZÜN Vakar gösterme
TERFEND (Terfende) f Turfanda Mevsiminden önce yetiştirilmiş meyve veya sebze
TERFİ' Yükselme Yukarı kaldırma İ'lâ etme * Talebenin sınıf geçmesi * Rütbe alma Rütbe verme
TERFİAN Rütbesi yükseltilerek, rütbe alarak, terfi ederek
TERFİÂT (Terfi' C) Terfiler Rütbe vermeler Rütbe almalar * Yukarı kaldırmalar, yükseltmeler
TERFİE Dirlik düzenlik temennisinde bulunma * Sevindirme
TERFİH Ferahlandırma Refaha erdirme Rahat ve bollukla yaşamasına sebeb olma
TERFİH Evlenen kimseye "Allah hüsn-ü imtizac eylemek nasibetsin" diye duâ etmek
TERFİK (Refik den) Birinin yanına katma Arkadaş etme
TERFİKAN Birinin yanına katarak Arkadaş ederek
TERFİL Ta'zim * Uzatma
TERFİŞ Görmek
TERFİYE Sevindirmek * Rahat etmek
TERGİB Şevklendirme, ümidlendirme Rağbet verdirme İsteklendirme
TERGİM Yere sürtme * Zelil etmek, hor ve hakir etmek Rezil, kepaze etmek
TERGİM-İ ENF Burnunu yere sürtme
TERGİS Mal çoğaltmak
TER-HANE f Tarhana
TERHİB (C: Terhibât) Hal hatır sorma
TERHİB Korkutmak Fazla korkutmak
TERHİBÂT (Tehrib C) Çok korkutmalar
TERHİBAT (Terhib C) Hal ve hatır sormalar
TERHİBEN Korkutmak suretiyle, korkutarak
TERHİK Misafiri çoğaltmak
TERHİL Göç ettirme, göçtürme, nakletme
TERHİM Yumuşatmak
TERHİM Atmak * Kolaylaştırmak, âsân etmek * Deveyi sebepsiz kesmek * Yumuşak ve ince etmek * Bir ismi kısaltma
TERHİN Rehin verme Emanet bırakma
TERHİNE f Tarhana
TERHİS Askeri sivil, serbest hayata geçirmek İzin ve ruhsat vermek Serbest bırakmak
TERHİSÂT (Terhis C) Terhisler
TERHUK Yıldıramak, parıldamak * Sallanmak * Tekebbürlük etmek, gururlanmak
TERİ' Garip kişi
TER'İB Çok korkutma
TE'RİB Kuvvet verme, sağlamlaştırma * Çoğaltma
TER'İB Kavum dilimi * Ekmek dilimi
TERİBE (C: Terâyib) Göğüs
TERİBE Parmak ucu * Bir ot cinsi
TERİD Yağla ıslanmış ekmek
TER'İF Burnundan kan almak
TE'RİK Gece uykusuz bırakma
TERİK Muharebe vaktinde başa giyilen miğfer
TERİKE (C: Terâyik) Evlenmeyip evde kalmış olan kız * Deve kuşunun yabana bıraktığı yumurta
TERİM Fransızca olan "Terme" kelimesinden uydurulmuştur "Istılah" veya "tabir" yerinde kullanılır
TE'RİS Kandırma * Ateş yakma * Fitne düşürme
TER'İS Titremek
TER'İŞ Titretme Titretilme
TE'RİŞ Bozmak Fitne çıkarmak
TERK Bırakma, salıverme, vazgeçme * Boşama Bakmama İhmal etme
TERK-İ EDEB Saygısızlık, edebsizlik, hürmetsizlik
TERK-İ EVTAN Vatanlarından ayrılma, vatanlarını terk etme
TERK-İ HAYAT Ölme * Ölüm, vefât
TERK-İ MÂSİVÂ Allah'tan gayrısını terk etmek Allah rızası olmayan işlerden, fâni ve fena dünya işlerinden vazgeçip Allah rızasına yönelmek Kalbinde Allah sevgisi ve muhabbetinden daha ileri bir sevgi bırakmamak
TERK-İ TERK Ucbe ve fahre girmemek için terkettiklerini de düşünmemek(Der tarîk-i Nakşbendî lâzım âmed çâr terk: Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk M)
TERKEND(E) f Yalan, hile, kizb
TERKEŞ f Ok mahfazası, ok kuburu, sadak
TERKIYE Yüce etmek Yükseltmek
TERKİ' (Rık'a dan) Yamama Yama yapma Yama vurma
TERKİB Birkaç şeyin beraber olması Birkaç şeyin karıştırılması ile meydana getirilmek * Birbirine karıştırılmış maddeler * Gr: Terkib-i nâkıs ve terkib-i tam olarak iki kısma ayrılır Terkib-i nâkıs: Cümle kadar olmayan terkiblerdir Terkib-i tam ise; bir cümleden ibarettir Birbirine eklenen kelimelere terkib denir Bunlar bir ismin veya sıfatın benzerleri arasında belirtilmesi için başına getirilen isim veya sıfatla birlikte meydana gelir Meselâ: Bahçenin duvarı Kırmızı çiçek Bu cümleden birincisine "isim terkibi" veya "terkib-i izâfi" denir İkincisine "Sıfat terkibi" veya "terkib-i tavsifî" denir (Bak: Muzaf)
TERKİB-İ BEND Edb: Birkaç bendden meydana getirilmiş manzumenin hususan gazel şekli olup müteaddit manzumeler birer beytle birbirine bağlanmıştır (Bak: Terci'-i bend)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TERKİB-İ KIYAS Bir davayı isbat için delil arayıp bulma usulü
TERKİB-İ MEZCÎ İki veya daha fazla kelimeden meydana gelen ve bir isme delâlet eden isim " Baalbek, Kırıkkale, Tahtakurusu" kelimelerinde olduğu gibi
TERKİBAT (Terkib C) Terkipler Birkaç şeyin karıştırılmasıyla meydana gelen şeyler
TERKİBAT-I NİSBET-İ HAFİYE Gizli düşünce ve tasavvurlardan meydana gelen terkibler
TERKİH İşi salâha getirmek
TERKİK İnce ve nazikâne sesle anlatma, mânası kinaye yollu olma * Tecvidde: Harfi ince okumak * Bir kimseyi köle veya cariye etme * Yumuşatma * İnceltme (Bak: Murakkik)
TERKİK Zayıflatma Lisanı veya ibareyi kusurlu ve bozuk kullanma
TERKİL Ayağıyla veya tırnağıyla vurmak
TERKİM Rakamlamak, rakam koymak * Nişan eylemek * Yazma * Yarma
TERKİN Belli bir saatte ve yerde buluşma için sözleşme
TERKİN Boyama, yazma * Bozulma, bozma Çizme, silme
TERKİN-İ KAYD Kaydını silme, defterden çıkarma
TERKİS (Raks dan) Oynatma, raksettirme * Döndürmek
TERKİŞ (C: Terkişât) Edb: Kelimeyi güzelleştirme, kelimeyi süsleme * Nakışlama, süsleme
TERKİZ (Rekz den) Dikme Mıhlama, saplama
TERLİYE Akılsız yapmak
TERMİD Gül renkli olmak * Gül etmek * Bir nesneyi gül içinde bırakmak
TERMİK Fr Sıcaklıkla alâkalı Hararetle ilgili
TERMİL Kana boyamak * Kan gibi kırmızı yapmak
TERMİM (C: Termimât) Onarma, tamir etme * Kırık kemikleri iyi etme
TERMOS yun İçine konulan sıvının sıcaklık veya soğukluğunu uzun müddet muhafaza edebilen kap
TERNİK Bir nesneye bakıp durmak * Gözün zayıflaması
TERNİN Öttürmek
TERÖR Fr Yıldırma, tedhiş, korkutma Anarşi
TERR Vurmak * Kesmek * Uzak olmak
TERRAS Kalkan kullanan Kalkancı
TERS f Korku
TERSA (C: Tersâyâ) Hristiyan İsevi
TERSABEÇE (C: Tersabecegân) f Hristiyan çocuğu
TERSAN f Korkak, korkan
TERSANE f Gemi yapılan ve tamir edilen yer
TERSAYAN (Tersâ C) Hristiyanlar İseviler
TERSENGİZ (Ters-engiz) f Korkutan, korku veren
TERSİ' Oymacılık * Mücevherler takarak süslemek * Edb: Bir beyti teşkil eden mısralar ile bir fıkrayı terkib eden cümlelerdeki lâfızları vezin ve kafiye itibari ile birbirine uygun olarak tertib etmektir Külfetli ve gayr-ı tabii bir usuldür Meselâ: Merhum Namık Kemâlin:Ecza-i beşer câlib-i te'cil-i fenadırİbka-yı eser mucib-i tahsil-i bekadır beyti tersi'ye misaldir
TERSİB Tortulaştırma, tortu halinde biriktirme Tortusunu durultma
TERSİL Secisiz nesir yapmak (Bak: Tertil)
TERSİM Resmini çizmek Resmedilmek Resmini yapmak
TERSİMÎ Resimle alâkalı ve resme dair Grafik
TERSİN Süzmek
TERSNAK f Korkak, korkan
TERŞİF Yudumlama Yudum yudum içme
TERŞİH (C: Terşihât) Süzme, sızdırma * Besleyip eğitme, terbiye etme * Edb: Sözü özlü söyleme * Tezyin etmek, süslemek
TERŞİŞ (Reşş den) Saçma, serpme
TERTERE Depretmek, harekete getirmek, tahrik etmek
TERTİB (C: Tertibât) Tanzim etme Dizme, sıralama, düzene koymak * Tedarik edip hazır ve müheyya kılmak * Bir şeyi bir yere sabit ve pâyidar kılmak * Mertebelere göre davranmak * Hile ile aldatma
TERTİB-İ MUKADDEMÂT Bir neticenin meydana gelmesi için lâzım olan sebeplerin sıralarına göre tertib edilmesi Bir neticeye varılması için sırasıyla riayet edilmesi icab eden sebebler
TERTİBÂT (Tertib C) Düzen, düzenleme * Karşılayıcı hazırlıklar
TERTİBÂT-I MUKADDEME Başlangıçtaki sıralamalar, tertib ve düzenler
TERTİBKERDE f Düzenlenmiş, sıraya konmuş, tertib edilmiş
TERTİBSÂZ f Düzenleyen, sıraya koyan, tertib eden
TERTİL Muvafık ve yerli yerinde, güzel, uygun ve lâtif konuşmak * Düşüne düşüne, yavaş yavaş, anlayarak okumak Beyan eylemek ve âşikâr kılmak * Kur'an-ı Kerim'i usul ve kaidesine göre, acele etmeksizin dura dura anlaya anlaya okumaktır Kur'an-ı Kerim tertil üzere nâzil olmuştur
TERTİL Saçı yağlamak * Tartmak, ölçmek
TER Ü TAZE f Çok körpe, çok taze Pek lâtif
TERVİB Sütü yoğurt yapmak * Sütün yoğurt olması
TERVİC Revaç vermek Değerini arttırmak * Müsait karşılamak Kabul ettirip, geçerli kılmak
TERVİE Evmeyip tefekkür etmek Acele etmeyip düşünmek
TERVİH (C: Tervihât) Râyiha verme Kokutma Kokusunu artırma * Rahatlandırma
TERVİHA (C: Teravih) Teravih namazının her dört rekatı * Teravih namazının her dördünden sonra oturmak
TERVİK Durultma, süzme, saflaştırma
TERVİL Yağlı ekmek * Ekmeği yağ ile ovmak
TERVİYE Su verme, sulama, suya kandırma * İyiden iyiye ve derin derin düşünme
TERVİZ Bir yeri çayır çimen yapmak
TERYE Az gizli * Kadınların hayızdan arınıp guslettikten sonra sarılık ve bulantıdan gördüğü nesneler
TER-ZEBAN f "Yaş dilli" Hazırcevap * Kalem
TERZİK Rızık verme, besleme Rızık için verip yedirme Nasibdâr kılmak
TERZİL Rezil etme İtibarını kırma
TERZİZ Kâğıda nişan ve alâmet etmek, işaret koymak
TESABUK Yarış etme Müsabaka
TESABÜR Bir şeyi sürekli olarak yapmak Bir şeye devam üzere çalışma
TESACÜL Fahirlenmek gururlanmak, kibirlenmek, tefahur
TESADÜF Rastgelme Bir şey kendiliğinden olma Tedbirsiz meydana gelme (Bak: Delil-i inayet)
TESADÜFEN Tesadüf olarak, rastgele
TESADÜFÎ Rastgele Tesadüf olarak Tedbirsiz meydana gelmek suretiyle
TESADÜM Vuruşma Şiddetle çarpışma
TESADÜM-Ü EFKÂR Fikirlerin çarpışması Münazara(Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkâr ise: Maksadda ve esasta ittifak ile beraber, vesâilde ihtilâf eder Hakikatın her köşesini izhar edip, hakka ve hakikata hizmet eder Fakat tarafgirane ve garazkârane firavunlaşmış nefs-i emmare hesabına hodfuruşluk, şöhretperverâne bir tarzdaki tesadüm-ü efkârdan "bârika-i hakikat" değil, belki fitne ateşleri çıkıyor Çünkü maksadda ittifak lâzım gelirken, öylelerin efkârının küre-i arzda dahi nokta-i telâkisi bulunmaz Hak nâmına olmadığı için, nihayetsiz müfritane gider Kabil-i iltiyam olmayan inşikaklara sebebiyet verir Hâl-i âlem buna şahittir M)
TESAFFUH Safha safha nazar etme Bir bir bakma, teemmül etme
TESAFUH Elele tutuşma
TESAFÜN Lâzım olmak, icab etmek
TESAGUR Küçük görünme, küçülme
TESAHHUB Nazlanmak
TESAHHUN (C: Tesahhunât) Isınma, kızma
TESAHHUR (C: Tesahhurât) Zevklenip alay etme * Aleme gülünç olma Maskara olma
TESAHHUR Seher vaktinde kalkmak * Sahur yemek
TESAHSU' Döndürmek
TESAHUB Sahip çıkma, benimseme * Koruma * Arkadaşlık etme
TESABUHÂT (Tesâhub C) Korumalar, sâhib olmalar * Arkadaşlıklar
TESAHÜL Yumuşak davranma Rıfk ve mülâyemetle tatlı muamele etme * Gaflet ve ihmal etme
TESAKKU' Bir bâtıl nesneyi çekişmek
TESAKKUB (C: Tesakkubât) (Sakb dan) Delme, delinme * Zâhir olmak, görünmek * Parlamak, ruşen olmak
TESAKKUF Zafer bulmak
TESAKUL Ağırdan alma, oyalanma, tembellik etme
TESAKUT Birbiri ardınca düşmek Birbirini düşürmek Düşüşmek
TESAKUTAN Ardı ardına düşerek Karşılıklı düşürmek suretiyle
TESAKÜR Sarhoş olmak
TESALLÜB (Bak: Tasallüb)
TESALUH Sağır gibi görünme
TESALÜF (Self den) İki kadın birbiriyle elti veya iki erkek birbiriyle bacanak olma
TESALÜM Sulh edişmek, barışmak
TESAMU' İşitmek Bir sözü birbirinden duymak
TESAMUH Hoş görme Hoş görürlük Birbirine kolaylık gösterme Kayıtsız olma Gaflet etmek * İhmal etmek
TESAMUHAT (Tesâmuh C) Hoş görmeler, müsâmahalar * Dikkatsiz ve kayıtsız davranmalar
TESAMUM Sağır görünme * Sağırlaşma
TESANİF (Tasnif C) Eserler, kitaplar
TESANÜD Karşılıklı yardımlaşma Birbirine istinad etme
TESARU' Güreşme Birbiriyle güreş etme
TESARUF Emir ve hükmetme
TESA'SU Çok yaşlanmak * Artık gün geçirmek * Bir nesnenin ekserisinin geçmesi
TESATÜL Ulaşmak, varmak
TESAUD (C: Tesâudât) (Suud dan) Yukarı çıkma
TESAUF Muvâfakat etmek, uymak, anlaşmak
TESAÜB Esneme * Gaflette bulunma Boş bulunma
TESAÜL Birbirine sual etme, soru sormak
TESAVİ İki şeyin birbirine denk olması Birbirine müsavi ve misil olmak İki taraf da aynı ve bir derecede bulunmak (Tesâvi-i tarafeyn de denir)
TESAVİ-İ KUVÂ Kuvvetlerin müsaviliği, eşitliği
TESAVİR (Tasvir C) Tasvirler
TESAVÜB Esnemek * Gafil olmak, gaflette bulunmak
TESAVÜB Sövmek, sövüşmek
TESAVÜK Yürek zayıflığından eğilip sendelemek
TESAVÜM Alış-verişte birbirine mukavele yapmak, anlaşmak
TESAVÜT (Ot) katı olmak
TESAYÜF (Seyf den) Kılıçla vuruşma
TESAYÜL Suyun revân olup akması
TESAYÜR Bir uğurdan gitmek
TESBİ' (Seb' den) Yediye çıkarma, yedileme * Bir şeyi yedi parça yapma
TESBİAN Yediye ayırmak suretiyle, yediye ayırarak
TESBİD Kıl yolmak * Yağlanmayı terk etmek
TESBİH Sübhânallah demek Cenab-ı Hakk'ı (CC) şânına lâyık ifadelerle yâdetmek Yâni: Allah'ın zâtında, sıfâtında ve ef'âlinde cemi' nekaisten münezzeh olduğunu ifade etmektir (Bak: Sübhan)
TESBİH Tahfif etmek, hafifletmek * Derin uyumak
TESBİH Dâim olmak, süreklilik * Bir kimseyi hayatında sena edip övmek
TESBİHAT (Tesbih C) Cenab-ı Hakk'ı (CC) sıfatına lâyık ifadelerle yâdetmeler
TESBİHFEŞAN f Çok çok tesbihat yapan, tesbihat ifade eden
TESBİHHAN f Tesbih eden, tesbih okuyan
TESBİK (C: Tesbikat) (Sebk den) Eritip kalıba dökme
TESBİL (Sebil den) Bir şeyi Allah rızası için vakfetme, Allah yoluna bağlama * Yolcu etme, yola çıkarma * Yol gösterme * Kesme
TESBİT Sağlam olarak yerleştirme Yerinden kımıldayamaz hâle getirme * Bir şeyin aslını kat'i olarak bulma
TESCİ' Edb: Nesirde kafiye kullanmak Cümleleri kafiyelendirmek
TESCİF Bir şeyi örtme
TESCİH (Eşek) dişiyle bir yerini tutup ısırmak
TESCİL Sicile geçirme, deftere kaydetme * Sağlamlaştırma
TESCİLÂT (Tescil C) Kütüğe geçirmeler, sicile geçirmeler
TESCİN (Sicn den) Hapsetme, zindana koyma
TESCİR Tennur yakmak * Denizi kurutmak * Boşaltmak ve doldurmak * Ağlayarak çağırmak
TESCİYE (Seciye den) Üstün ahlâk kazandırma * Bir nesneyi örtmek
TESDİD (Sedd den) Hayırlı işe doğru yöneltme * Doğrultma, doğrultulma
TESDİS (C: Tesdisât) (Süds den) Gazelin her beytine dörder mısra ilâve ile onu müseddes (altı mısralı) hâline getirmek
TESDİYE Çulhaların bez çözmeleri
TESEBBÜB (Sebeb den) Sebeb olmak
TESEBBÜBEN Sebep olma suretiyle
TESEBBÜT (Sebat dan) Sebat gösterme, dayanma, sabretme, direnme * Bir nesneye yapışmak Tevakkuf
TESEBBÜT Eğlenmek, oyalanmak Geç gelmek
TESEBBÜT Rahatlık * Sâkin olmak
TESECCU' Kuşların cıvıltıları * Seci' yapmalar
TESECCÜD (Secde den) (C: Teseccüdât) Secde etme, secdeye kapanma
TESEFFÜH Sefihleşme * Mütegayyer olmak, değişmek * Akılsızlık etmek
TESEFFÜL Örtme * Aşağı sarkma * Bayağılaşma, aşağılaşma
TESEFSÜF Yaramaz olmak
TESEHHUB Bulutlanma
TESEHHUR Sahur yemeği yeme (Bak: Sahur)
TESEHHUR Alay etme, maskaraya alma
TESEHHURKÂR Maskara
TESEHHÜD Uyanıklık
TESEHHÜR (Sehr den) Gece uyumayıp uyanık kalma
TESEKKÜN (Sükûn dan) Yatışma, sükûn bulma * Miskin ve fakir olma
TESEKKÜN-İ DERYA Denizin sâkinleşmesi
TESEKKÜN-İ NİZA' Kavganın yatışmasıTESEKKÜR : Sarhoş olma * Şeker hastalığı * Şeker hastalığına tutulma
TESELLİ Avunma Kederli ve gamlı olan bir kimseyi söz ve nasihatle ferahlandırma
TESELLİ-ÂMİZ Teselli verici, avutucu, avundurucu
TESELLİ-PEZİR f Avutulabilir, avundurulabilir
TESELLİ-YÂB f Avunan, avutulan, teselli bulan
TESELLU' Ahmak olmak
TESELLUH (Silâh dan) Silâhlanma, silâh kuşanma
TESELLUK Yüksek yere, duvar üstüne çıkma * Sırt üstü uyuma
TESELLÜB Soyunma * Kocası ölen kadının, zinetli elbisesini çıkarıp, matem elbisesini giymesi (Bu iyi bir âdet değildir)
TESELLÜL İnsanlar içinden sıyrılıp çıkma * Verem hastalığına yakalanma
TESELLÜM Teslim edilen şeyi tekrar teslim alma * Verilen bir şeyi alıp kaydetme * Teslim olma * İslâm olma
TESELLÜM Çentik çentik olma, diş diş olma Gedik olma * Ağzını yaşmaklama
TESELSÜL Zincirleme Zincir gibi birbirine bitişik kısımlar olma Silsile peyda etme * Ulaştırma * Man: (Bak: Delil-i ihtira)
TESELSÜL-Ü İLEL İlletlerin zincirleme devam etmesi Sebeblerin teselsülü
TESELSÜLÂT (Teselsül C) Zincirlemeler Zincirleme gitmeler
TESEMMİ Bir şahsa veya kabileye müntesib olma * Bir isimle isimlenme

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (T Harfi)-Osmanlıca Sözlük (T Harfi)Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (T Harfi) TESEMMUH Cömertlik etmek
TESEMMÜM Zehirlenmek
TESEMMÜMÂT (Tesemmüm C) Zehirlenmeler
TESEMMÜN (Semen den) şişmanlama, semirme
TESENBÜL Sümbülleşme, sümbül verme
TESENNİ İki kat olma, eğilip bükülme
TESENNÜH Küflenme
TESENNÜM Ufak olmak * Yerden iki üç karış yüksek olmak * Hörgüç üstüne binmek
TESENNÜN Halinden dönmek * Üzerinden yıl geçmek * Yaşlı olmak, yaşlanmak, ihtiyarlamak * (Sinn den) Diş çıkarma
TESERBÜL Gömlek giymek
TESERRİ Cariye alma, odalık edinme
TESERRU' (Sür'at den) Koşma Çabuk davranma
TESERRUT Yutmak
TESERVÜL Don giymek
TESE'SÜ' Korkmak
TESETTÜR Kapanıp gizlenme Örtünme * Fık: Kadınların ve erkeklerin başkasına, nâmahremlere vücutlarının haram kısımlarını örtüp göstermemeleri(Kur'an merhameten, kadınların hürmetini muhafaza için haya perdesini takmasını emreder Tâ hevesat-ı rezilenin ayağı altında o şefkat madenleri zillet çekmesinler Alet-i hevesat, ehemmiyetsiz bir hükmüne geçmesinler Medeniyet ise, kadınları yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, beşeri de baştan çıkarmıştır Halbuki aile hayatı, kadın - erkek mabeyninde mütekabil hürmet ve muhabbetle devam eder Halbuki, açık - saçıklık, samimi hürmet ve muhabbeti izale edip ailevi hayatı zehirlemiştir Hususan suretperestlik, ahlâkı fena halde sarstığı ve sukut-u ruha sebebiyet verdiği şununla anlaşılır: Nasılki, merhume ve rahmete muhtaç bir güzel kadın cenazesine nazar-ı şehvet ve hevesle bakmak, ne kadar ahlâkı tahrip eder Öyle de: Ölmüş kadınların suretlerine veyahut sağ kadınların küçük cenazeleri hükmünde olan suretlerine hevesperverane bakmak, derinden derine hissiyat-ı ulviye-i insaniyeyi sarsar, tahrip eder S)(Hem tefahhuş ve tefessüh etmeyen bir güzel kadın, nâzik ve seri'-üt teessür olduğundan; maddeten te'siri tecrübe edilen, belki semlendiren pis nazarlardan elbette sıkılır Hatta iştiyoruz, açık saçıklık yeri olan Avrupa'da çok kadınlar, bu dikkat-ı nazardan sıkılarak "Bu alçaklar bizi göz hapsine alıp sıkıyorlar" diye polislere şekva ediyorlar Demek medeniyetin ref'-i tesettürü, hilâf-ı fıtrattır Kur'ân'ın tesettür emri fıtri olmakla beraber; o maden-i şefkat ve kıymettar birer refika-i ebediyye olabilen kadınları tesettür ile sukuttan, zilletten ve mânevi esaretten ve sefâletten kurtarıyor L)(Her müslüman için avret mahallerini örtecek, kendisini sıcaktan, soğuktan koruyacak miktar elbise giymek farzdır Bu elbisenin etekleri, erkeklerde bacakların yarısına kadar; kadınlarda ayakların yüzlerine kadar uzamalıdır Kolları da parmak uçlarına kadar uzun bulunmalıdır Bİİ)(İhticab ve mesturiyetin "yani, perdelenme ve örtünmenin" nev'i ikidir Biri: hane içinde ihticabdır ki, kadın kısmı evi içinde zevcinin ve mahremlerinin gayriye muhalit (Yani beraber ve birarada) olmamak ve görünmemektir Diğeri: Hane dışında ihticabdır ki, kimseye görünmemek üzere yüzünü ve başdan aşağıya kadar bütün endamını (vücudunu) ve hatta libasını (yani: Evde giydiği elbisesini) örtmek ve gizlemektir Bunun zıddına tekeşşüf (açılma) ve bunun da ifratına tebezzül (yani, ayak altına düşmüş ve herkesin oyuncağı olmuş derecede kıymetsiz ve mübtezel olmak) tabir olunurKadınlar tekeşşüfden ve tebezzülden ve ricalin (erkeklerin) iştahlı gözlerine, dar örtülerle arz-ı endam etmekten memnu'durlar Yüzlerini ve ellerini hatta ayaklarını, namazda açık bulundurabilirler Velâkin zaruret olmadıkça mahrem olmayana bunları (yani; yüzlerini, ellerini ve ayaklarını) dahi gösteremezler Sokakta yüz açmak ve libasın (yani, evde giydiği elbisenin) kolunu veya eteğini örtüden (yani cilbabdan ve çarşaftan) çıkarmak, şeriatın emrine muhaliftir İhticab (tam örtünmek) emr-i Kur'anîdir Onda (örtünmede) tehavünün (yani, örtünmede lâkaydlık ile hassasiyet göstermemenin) vebali büyüktür Yüz mahrem değildir tâbiri, salât (namaz) hakkında olmaktan gayride galattır (yani: Yüz, namaz dışında mahremdir, örtülmelidir)Sure-i Celile-i Ahzab ile inen hicab (örtünme) âyetinde: Açık-saçıklık, nehiy (haram) ve kadınlar erkekle ihtilattan (karışık bulunmaktan) men' olunarak örtü altında siyanet kılındılar (yani, muhafaza altına alındılar) Ziynetlerinden mâdud olan libasları (yani, süs eşyası kabul edilen evde giydikleri elbiseleri) dahi erkeklerden örtünmeye mecbur olarak (yani: Kadınlara emredilerek) bürgü ve çarşaf içinde bulundular ve yüzlerine peçe çekip yalnız gözlerini açık bulundurdular) (Ni'met-ül İslâm'dan)(Kızlar ve kadınlar baştan aşağıya kadar örtündükten başka, yürürken de edeb-i vakar ile yürüsünler Örtüp gizledikleri sun'î veya hılkî zinetleri bilinsin diye bacak oynatıp, ayak çalmasınlar Çapkın yürüyüşle nazar-ı dikkati celbetmesinler) (Elmalılı Tefsiri, Sure: 24, Ayet : 31)(Tesettür etmeyip de bütün güzellik ve süspüsleriyle kendini yabancı gözlere vaz' ve teşhir eden bir kadın tabiîdir ki; istiklâl ve hürriyetini ve vakar ve izzetini muhafaza edemez OS) (Bak: Avret)
TESETTÜR-Ü NİSVAN Kadınların örtünmesi
TESE'ÜL (Sual den) Dilenme, dilencilik etme
TESEVVİ Düzeltme, tesviye etme, düzleme
TESEVVÜB (Sevâb dan) Sevap kazanma, sevaplanma * Farz olan namazdan sonra nâfile namaz kılma
TESEVVÜK Misvak yapmak
TESEVVÜL Galip olmak, yenmek
TESEVVÜR Kadının çok doğurucu olması
TESEVVÜR Yüksekten aşağı inmek
TESEYYÜB (Seyyib den) (Kadın) dul kalma
TESEYYÜB Üşenme, kayıtsızlık, tembellik
TESEYYÜD Yükseltme * Sağlam olma
TESFİ' Sıcağın, insanın yüzünü yakması
TESFİD Kebap yapmak için eti şişe dizme
TESFİF Dövüp ezme, toz haline getirme
TESFİH (Sefahet den) Sefih görme, sefih sayma Akılsız, müsrif ve eğlenceye düşkün addetmek
TESFİL (C: Tesfilât) (Süfl den) Aşağılaştırma, sefilleştirme, bayağılaştırma
TESFİR (Sefer den) Yolcu etme, yola çıkarma, sefere gönderme
TESHİK Ezme, dövme, döğerek ezme
TESHİL Öksürtme
TESHİL (C: Teshilât) Kolaylaştırma Zorluğa âit şeyleri kaldırma
TESHİLAT (Teshil C) Kolaylıklar
TESHİLEN Kolay olmak üzere
TESHİM Nakışlı etmek, nakışlamak
TESHİM Yüzüne kara vurmak
TESHİN Isıtmak, soğukluğunu gidermek
TESHİNÂT (Teshin C) Isıtmalar, kızdırmalar
TESHİR Büyüleme, sihir yapma, aldatma * Yemek ve içmeğe muhtaç etme
TESHİR Zaptetme, hâkim olma, zorla ele geçirme * İtaat ettirme * Hakir ve zelil etmek
TES'İD Tebrik etme, saadetlendirme * Sevinç ve sürur ile bayram yapma
TE'SİF Sacayak üstüne çömlek koymak
TE'SİL Tez etmek Sür'atli yapmak
TE'SİL Sermaye vermek * Asıl etmek
TE'SİM Günah işledin demek Bir kimsenin günahkâr olduğunu söylemek
TE'SİN Tağyir etmek, değiştirmek
TE'SİR Bir şeyde eser ve nişane bırakma * Vasıfları ve halleri değiştirme * İşleme, dokuma, iz bırakma * İçe işleme * Kederlenme(Esbaba te'sir-i hakiki verilmemiş Vahdet ve celâl öyle ister Lâkin mülk cihetinde esbab dest-i kudrete perde olmuştur İzzet ve azamet öyle ister Tâ, nazar-ı zâhirde, dest-i kudret mülk cihetindeki umûr-u hasise ile mübaşir görülmesin M)(Kevn ve vücud sahasında durup, ahval-i âleme dikkat eden adam, hadsî bir sür'atle anlar ki: Te'sir ve fâiliyet lâtif, nurani, mücerred olan şeylerin şe'ni olduğu gibi; infial, kabiliyet, teessür de maddi, kesif, cismani şeylerin hassasıdır Evet misal olarak semadaki nur ile yerdeki şu kocaman dağa bak O nur semâda iken ziyâsiyle yerde iş görür, faaliyettedir O dağ ise, azametiyle beraber faaliyetsiz yerinde oturuyor Ne bir tesiri var ve ne de bir fiili varVe keza, eşya arasında vukua gelen fiillerden anlaşılıyor ki, hangi bir şey lâtif, nurani ise, sebep ve fâil olmaya kesb-i liyakat eder Kesafeti nisbetinde de infial ve müsebbebiyet mertebesine yakışıyor Bundan anlaşılıyor ki, esbab-ı zâhiriyenin Hâlikıyla, müsebbebatın mucidi, ancak ve ancak Nur-ül-Envar, Sâni-i Ezelî'dir MN)
TES'İR (Sa'r dan) Ateşi yakıp alevlendirme * Kıymet ve değer koyma Narh koyma
TE'SİRAT (Te'sir C) Te'sirler
TE'SİS Kurma, temelleştirme, esaslar koyma * Esas koymakla sâbit, sağlam ve kararlı kılmak
TE'SİSAT (Te'sis C) Te'sisler, kuruluşlar Kurulup temelleştirilen şeyler
TE'SİYE Teselli verme, avutma
TESKIYE (Saky dan) Su verme * Sulama
TESKİB (Sakb dan) Delik açma, delme
TESKİF Düzeltip ve doğrultup beraber etmek Eşitlendirmek
TESKİF Evin üstünü örtmek
TESKİL (Sakl dan) Ağırlaştırma Ağırlığını artırma
TESKİM (Sakm dan) Hasta etme * Bozuk ve yanlış sayma
TESKİN Rahatlandırma Yatıştırma Sükunet verme Şiddet, hiddet ve ıztırabını izale etme * Gr: Bir harfi sâkin okuma
TESKİR (Sekr den) Sarhoş etme * Gözü kamaştırıp görmesini zayıflatmak
TESKİT (Sükût dan) Susturma Sükût ettirme
TESLİ' Yarmak
TESLİB Soyunmak * Gammazlık * Erkeği ölen kadının, keder esvâbı giymesi
TESLİF Kahvaltı etme * Takdim etmek * Bir nesnenin fiyatını evvelden vermek
TESLİH (Selh den) Derisini yüzüp çıkarma
TESLİH Silâhlandırma Silâh ile donatma
TESLİHÂT-I ASKERİYE Askerin silâhlandırılması
TESLİL (Sell den) Sıyırıp çekme * Verem etme
TESLİM Bir emâneti verme * Kabul etme * Doğru ve haklı bulma * Selâmetle dua etme * Karşısındakinin hükmü altına girme * Kendini Allah'ın takdirine terketme, emri altına girme * Belâ ve âfetten korunur olma * Bir şeyi, yeni sâhibine verme * Dayanamayıp pes deme * Hakikat olduğunu söyleyip i'tiraf etme
TESLİM-İ CAN Ölme
TESLİM-İ RUH Ölme Ruhu teslim etme
TESLİM Diş diş etme Merdiven haline getirme, ayak ayak düzme
TESLİMAT (Teslim C) Bir hesap üzerine yapılan ödemeler
TESLİMİYET Kendini Allah'a veya başka birinin iradesine terketmek, boyun eğmek
TESLİM-KERDE f Teslim edilmiş olan
TESLİS Üçleme Hristiyanların sonradan uydurdukları ve dinlerinin esasında olmayan bir akidedir ki; bazılarının hâşâ, Cenab-ı Hakk Üçdür, bazıları da Üçü birdir diyerek, Allah'a şerik ve ortak tanımaları Cenab-ı Hakk'ı Üç Unsurdur diye tevehhüm etmeleri (Ekanim-i selâse de denir)
TESLİT Havâle etmek (Bak: Taslit)
TESLİYE Avutma, teselli etme
TESLİYE-İ HÂTIR Gönül alınma
TESLİYET Avutma, teselli verme
TESLİYET-BAHŞ f Avutucu, teselli verici
TESLİYET-KÂR f Avutucu, teselli verici
TESMİ' (C: Tesmiât) (Sem' den) İşittirme, duyurma
TESMİA Halka ibadetini ve amelini işittirme, duyurma
TESMİAT (Tesmi C) İşittirmeler, duyurmalar
TESMİD Yere ters ve kül dökmek
TESMİH Yab yab gitmek * Süngü ağacını yontup düzeltmek
TESMİM Zehirleme
TESMİMEN Zehirleyerek
TESMİN (Sümn den) Sekizleme Sekize bölme Sekize çıkarma * Bir şeye kıymet biçme
TESMİN (Semen den) Semirtme, yağlatma
TESMİR Çivileme, mıhlama
TESMİR (Semer den) İktisad ederek malın çoğalması * Ağaçların çiçeklerini döküp yemiş bağlaması
TESMİR Koyu nesneye su katıp duru etmek * İksir ile sağlamlaştırmak
TESMİT Edb: Gazel yahut kasideyi "müsemmat" tarzında tanzim etme
TESMİT Aksıran kimselere: "Yerhamükâllah: Allah sana merhamet etsin" demek
TESMİYE İsimlendirme Ad verme * Besmele çekme
TESNİD Dayak vurmak
TESNİM Hörgüçleyerek yukarı yükseltmek, terfi etmek mânasına masdar olup, yükseklik mânasıyla Cennet çeşmelerinden bir çeşmenin ismidir İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Cennet meşrubatının en yükseğidir (ET)
TESNİYE Vasıflandırma * Gr: Arapçada bir kelimenin iki şeye delâlet etmesi hâli, kelimeyi iki şeye delâlet ettiren siga Bu şekil kelimenin sonuna "elif-nun" veya "ye-nun" getirilerek yapılır Meselâ: Recul: Adam İki adam demek için: Reculân () veya Reculeyn () denir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.