Felsefik Hikayeler |
08-23-2012 | #16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Felsefik Hikayelerİki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu Şöyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: " Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir O heykeli bulunca bana haber ver" Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı Üç altın heykel gramına kadar eşitti Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler Günler geçti Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı İkinci heykele de aynı işlemi yaptı Tel bu kez diğer kulaktan çıktı Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı: "Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim" |
Felsefik Hikayeler |
08-23-2012 | #17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Felsefik HikayelerYılan gibi soğuk kanlı olmak!' Bence, tarihçilere verilecek bir sıfat Kendisini aradan çıkartıp, gördüğü 'belgeyi' anlatacak YorumlamayacakAnlatacak Ne kadar zor bir talep Eee o kadar da kolay olunmuyor TARİH'çilik Ağzını açan birşeyler söylüyor, herhangi bir tarihi -olay- 'belge' hakkında Anladım ki; konuşuyor, söylüyor, yazıyorsa tarihçi değil palyaço Konuşur tabii Sorumluluğu yok ki, hangi belgeye göre, hangi yazara göre, hangi olaya göre? cevap? - Tısss Konuşamaz Büyük romancı olmak, -ne gibi bir suç işlerse- affedildilmeyi gerektirir -Büyüklüğü- tartışılsa bile Tarihi yargılarda bulunmak için belgeye ne hacet! biligiyi boş ver Efendilerimin emrettiği ne ise o dur! mantığı ile büyük yazar! olunuveriliyor Bu, noktada tarihçilere görev düşmüyor mu? Otuz bin ile, bir milyon nun toplaması çıkarması -vebali- herhalde tariçilerde dir Ne olursunuz, şu hesabı bir yapıverin Artık, Soğuk kanlı olma zamanı değil Bir şeyler düşünmeye çalışan -bizleri-de kurtarın bu vebalden _Tarihçi'yim! diyebilenlere_ saygılarımla |
|