Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
birey, toplum, yenilikçi, zinde

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...

Eski 08-16-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...



GÖREVİMİZİN ÖZELLİĞİ

Çağdaş toplumsal yaşam bir yandan birey üzerinde gizli fakat güçlü kısıtlar oluştururken, öbür yandan da bireyi geleneklerine, gurubuna ve kendi dışındaki değerlere bağlayan bağları parçalamaktadır Bireyin bu tür bağlılıklar edinmesine yardımcı olacak bir geleneğe fiilen sahip değiliz Tersine, onun çocukluk dünyasından koparmaya yardım eden çok güçlü geleneklerimiz var Öğretmenlerin çoğu gençleri çocukluk inançlarından vazgeçirmek için bilinçli şekilde çaba harcıyorlar

Bireyselliği feda etmeden bu tür toplumsal bağlılıkların nasıl oluşturulabileceği konusunda bireye yardım etmeliyiz Onun, bir akıma veya doktrine teslim olarak, bireysel seçim sorumluluğundan kaçmasına neden olacak güçleri tanımasına ve bunlara karşı direnebilmesine de yardımcı olmalıyız

BAĞLILIK VE ANLAM

BİREYSEL BAĞLILIK

Olgun insan, William James”in meşhur deyimiyle kendisi için çırpınan egosunun ötesinde sevdiklerine, toplumsal kurumlara, dine ve ahlaki sisteme de bağlılık gösterir Herhangi bir kişi, hayatta zevk veren şeyleri küçümsemeden sözünü ettiğimiz bu gerçeği kabullenebilir Bu kişi, yoksul insanların, aç kalmayı yüceleştirenlerin yoksulluk içinde tatmin bulabileceklerini söyleyenlere de haklı olarak kuşkuyla bakar Her insan, iyi yaşamanın zevklerini ve rahatlığı tadabilme fırsatına sahip olmalıdır

Doğal olarak insanın kendi fiziksel tatmini için ne gerekiyorsa yalnızca onu yapacağına inanır Fakat her antropologun kanıtlayabileceği gibi bu doğru değildir İlkel insan bile kendi toplumsal gurubuna ve algılayabildiği ölçüde ahlak sistemine derinden bağlılık göstermiştir

ANLAM ARAYIŞI

Yapısı gereği insan anlam arayıcısıdır Bedeni için, nefes almak yada vücudunu belli bir ısıda tutmaya yardımcı olmaktan başka bir şey yapamaz Çok kaba ve düşünce derinliğinden yoksun olsalar da bazı dinler, mitolojiler ve kabilelerin batıl inançları günlük olayları yorumlamaya yönelik anlamlar geliştirmişlerdir

“Pragmatik modernizm”in bayrağı altında birey güvenliğe, paraya, güce, duygusal doyuma ve insan olarak yüksek bir statüye sahiptir İnsanın anlam arayışı bir açıdan bütünüyle zihinseldir Algılama ve ilgili araştırmalar insanın bu çabasının sonradan akla gelip yapılan ya da bilinçli bir tepkinin ürünü olmadığını, algılama sürecinin bütünleştirici bir özelliği olduğunu göstermiştir İnsanın kendi arzularını ve statüsünü dikkate almaması anlamında doğa ve evrenle ilgili kuramların kişisel olmaması Fakat insan elde ettikleriyle asla yetinmemiştir Tarihi boyunca, kendi öz yaşamına saygı kazandırabilecek bir ev ren anlayışını bulabilmek için kendini zorlayan bir eksiklik içinde olmuştur Kierkegaard”ın sözleriyle, insan “kendisi için olan doğruyu” aramaktadır O kendisine saygınlık, değerli bir amaç ve kendini varlığının anlamını kazandıracak bir evren anlayışının arayışı içindedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...

Eski 08-16-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...



ANLAM, AMAÇ VE BAĞLILIK

Yaşamın anlamının bir bilmeceye verilen cevaba benzediğini düşünen pek çok kişi vardır Her yaşamdaki anlam birbirinden farklı ve çok yönlüdür Bu anlamlardan bazıları yaşamın erken dönemlerinde, diğerler ise daha geç kavranır Bu anlamlardan bazıları yoğun şekilde duygu, bazıları ise bütünüyle bilinç yüklüdür Bazıları dinsel, diğerleri ise sosyal içeriklidir Toplumdaki değerli insanların pek çoğu ailelerinin refahı, sağlığı ve kendi bütünlüklerinden başka hiçbir şeye aşırı istek göstermezler

GELECEĞE YÖNELİK TUTUMLAR

İLERİ VE YUKARI DOĞRU MU ?

Birey, mümkün olabileceğine inanmıyorsa yenilenmeyi gerçekleştiremez Bazı kişiler ve toplumlar ilerisini düşünüp, zihinlerinde sürekli olarak geleceği taşırlarken, diğerleri geçmişe gömülüp antik ilgilerin peşine düşmüşlerdir İlk söylediğimiz kişiler ileride “ne olacaklarının” heyecanlarını taşırken, sonrakiler “ne olduklarının” büyüklüğü içerisindedirler Geleceğe doğru yönelin meyince muhtemelen hiç bir toplum kendisini yenileyemez Tarihçileri olmayan bir toplum, bir kötürüm adar hafıza kaybına uğramış bir topluluk olurdu Sürekli yenilenme becerisine sahip bir toplum yalnızca geleceğe yönlendirilmiş olmaz, aynı zamanda geleceğe güvenle bakar Sürekli yenilenme becerisine sahip bir toplum yalnızca kendini gelecek düşüncesiyle rahat hissettirmez, geleceğin getirebileceği değişiklikleri de hoşgörüyle karşılar

Kendini yenileyebilen bir toplumda insanlar, yalnızca geleceği ve onun getireceği yenilikleri içtenlikle karşılamaz, bu geleceği şekillendirebileceğine de inanırlar Gerçekte insanların kendi kaderlerini değiştirme konusunda çaresiz oldukları görüşü, tarih boyunca çok yaygındı Kadercilik düşüncesi, yenilenmenin önünde ciddi bir engeldir Bir toplum yada kurum yaşlandıkça, davranış ve tutumlarda kolay olana doğru gizli ama giderek yaygınlaşan bir eğilim görülür Bunun sonuçları ise, kolayca tahmin edilebilir Daha az hata ve daha az yenilik

İYİMSERLİK VE KARAMSARLIK

Tarihin çok büyük bir bölümünde insanlar, insanoğlunun dünya üzerindeki yaşamı konusunda oldukça ümitsiz görüşler beslemişlerdir Eski Yunanlılar insan yaşamındaki herhangi önemli bir mutluluğun, başarının veya bir amaca ulaşmış olmanın, onun için bir felaket habercisi olduğunu söyleyebilecek kadar ileri gitmişlerdi Aydınlatma Çağı”nın akıcılığı, iyimserliği ve mutluluğu durgun suya atılan taşın neden olduğu dalgalar gibi entelektüel yaşamın her alanına yayıldı İnsanoğlunun Ütopya”ya ulaşabilmesinde ihtiyacı olan şeylere daha fazla kararlılık, akıcılık, bilim ve maddi gelişmeydi

Aydınlatma Çağı”nın ruhu, ulusal karakterimizin şekillendiği dönemlerde bizi, Batı”nın eski devletlerini etkilediğinden çok daha fazla, derinden etkilemişti


Alıntı Yaparak Cevapla

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...

Eski 08-16-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...



KARAMSARLIK MODASI

Çağdaş her okur yazar Aydınlatma Çağı”nın iyimserliğinden geriye dönen yolu bilir Bu değişim ruh halinin en iyi örnekleri Kierkegaard ve Dostoyevski”dir Tam bir akılcı kişi olan Freud, bireysel akılcılığın hemen her alanında esen mahvedici rüzgarın içinde yaşadı Sonra 20 yüzyılın kötü olayları sergilendi: 1 Dünya Savaşı”nın katliamı, komünist devrimle özgürlüğün mantıksızca baskı altına alınışı, nazizm ve faşizmin zayıf ahlakı ve 2 Dünya Savaşının gaz odaları ile bombaları

1950”ler insanının, dedelerine göre dünyadan daha az zevk alıyor olması şaşırtıcıdır Dolayısıyla bazı çağdaş yazarların, sanatçıların ve düşünürlerin kendilerini aşırı küçümseyen, romantik bir karamsarlığa gömülmüş oldukları düşünülebilir Oyun yazarlığına yeni bir soluk getiren Lonesco bile, dünyada “yavaş yavaş kayboluştan ve vahşilikten, kendini beğenmişlik ve öfkeden, faydasız düşmanlıktan” başka bir şey görmediğini yazar Beccket, insanların “kana susamış, cahil ve hep iğrenç şeyler düşünen kuyruksuz maymunlar” olduklarını ; Rexroth ise, “hayatın, büyüdüklerinde ahmaklaşan uzun boylu çocuklarla dolu bir çöplük” olduğunu söyler Bu tür kendi kendini kötülemeler ve keder karşısında doğal olarak herhangi bir kişi, ne pahasına olursa olsun eskinin mutluluğuna özlem duyar

Montaigne, “ Tüm beceriksizliklerimizden en korkuncu kendimizi küçük görmemizdir” der Yaşam acımasızdır, fakat zaten hep öyleydi Tüm bunları kabul etmeyen bir kişi ya çok genç yada budaladır Kendi performansıyla karşılaştığında insanın manevi isteklerinin daha hızlı artıyor olması yenilenme açısından bir engeldir Nezaket ve hakkaniyet duygularında nispeten küçük bir gelişme olduğunda insan hem bütünüyle adil ve nezih bir dünya oluşturabileceğini düşler Sezgisi güçlü insanlar, insanoğlu için tehlike arz etmeyen bir dönemin asla varolmayacağını hissederler Kolaycılığın neden olduğu tembellik, zafiyet, kendini beğenmişlik, uyuşukluluk ve güvenlik içinde yaşamanın anası olan iradesizlik her zaman pusuda bekleyecektir Ruhsal boşluk ve katılık, toplumsal kurallara aşırı bağlılık ve resmiyetçilik, toplumu zayıflatabilecek mikroplardır

AHLAKİ ÇÜRÜME VE YENİLENME

ÖZGÜR TOPLUMDA FİKİR BİRLİĞİ

Ne kadar akıllıca tasarlanmış veya ne kadar demokratik yapıda inşa edilmiş olursa olsun hiç bir sosyal sistem, toplumun üyelerince paylaşılan alışkanlıklar ve tutumlarla desteklenmediği sürece özgürlüğü koruyamaz Ancak özgürlüğün alışkanlıklar ve tutumlardan başka şeylerce de desteklenmesi gerekir Çünkü, alışkanlıklar ve tutumlarda değişebilir Sürekliliği olan bir özgürlük düşüncesinin, insanların din ve felsefi görüşlerinde de köklenmiş olması gerekir

Eleştirmenler ne söylerse söylesinler, bizim toplumuzda bu tür değerlerle ilgili bir fikir birliği her zaman vardır ve halende mevcuttur Yenilenme ile ilgilenen herkes için fikir birliği özellikle önem taşır Yeterli sayılabilecek ölçüde fikir birliğine ulaşmanın tadını alabilmiş bir toplum, çok yaygın bir alanda yeniliklerin tiryakisi olabilir Unutmamalıdır ki, bu fikir birliği ne günlük davranışların ve anlamların yüzeysel yönleriyle ilgilidir, nede günlük anlamların derinliğini ifade eder İnsan davranışını yönlendiren temel değerlerle ve özgürlük, adet gibi kavramlarla ilgilidir Ama bu değerler, felsefi ve dini inançların derin, durgun sularında yüzer Bu değerler, güçlerini insanın yapısıyla ilgili görüşlerden alırlar


Alıntı Yaparak Cevapla

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...

Eski 08-16-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yenilikçi Birey Zinde Toplum...



AHLAKIN ÖNEMİ

20 yüzyılın ilk yarısında pek çok kişi, değerler konusunda bilgisiz ya da “bilimsel” tarafsız kalmanın akıllılık olduğuna inanmışlardır Bununla birlikte, tüm ahlaki değerlere karşı yansızlık fikrinin yaşamın bütününe yaygınlaştırılması da anlamsızlıktır Bazı çağdaş düşünürlerin ahlaki değerlerle ilgilenme konusundaki bu isteksizlikleri “ahlaki görecelik” kavramıyla güçlenmektedir

Bununla ilgili anlaşılması daha zor bir güçlük de, yüzyılımızın başlarında ahlaki gerçekçiliği inkar etmede zirveye ulaşılmış olması ve bu inkarcılığın * pek çok kültürlü insanı hala etkiliyor olmasıdır Başlangıçta tutucu ahlakın balonlarını iğneleyerek patlatmak yürekli kişiler için çok keyif vericiydi Viktoryan** tutuculuğun getirdiği katılıkların, 20yüzyılın yaratıcı güçleri için bir engel oluşturduğunu tartışmak gereksizdir

Günümüzde pek çok insan ahlaki ilgilerini açıkça söylemektense korlaşmış kömürün üstünde yürümeyi tercih ediyor Ahlaki ciddiyet dogmatizm, resmiyetçilik yada uyumluluk ile bir tutmak yanlıştır Ahlaki değerlerle tüm içtenliğiyle ilgilenmiş bir insan olarak Sokrates, dogmatizm ve resmiyetçilikten çok uzak ama döneminin saygın fikirlerine saygısızca davranabilen bir kişiydi

KURUYAN SARNIÇLAR

Jacques Barzun, “bugünkü fırtınaların artık havayı temizleyeceğinden” yakınan yaşlı, küçük bir hanımefendiyi anlatır Aslında bu tür yakınmalar ne meteorolojik olaylarla, ne de yaşlı, küçük hanımefendilerle sınırlandırılamayacak bir düşünce tarzının ifadesidir Bugün pek çok kişi, ahlaki değerlere ve hakkaniyete olan bağlılığımızı, yıllar öncesinde doldurulmuş ama o günden beride sürekli sızdıran bir sarnıca benzetmektedir

Sarnıç boş değil Çünkü ahlaki düzen bir taraftan çürüyor, bir taraftan da kendini yeniliyor Joseph Campbell şunları yazmıştı:

“Ölümü ancak doğum yenebilirSürekli tekrarlanan ölümün hükümsüzlüğü, sosyal bir varlık olarak insanın içindeki, ruhundaki doğumun sürekliliği ile mümkündür” Gençler içinde yaşadıklar toplumun gerçeklik, hakkaniyet gibi kavramsal değerlerini özümseyemiyorlar Bu nedenle gençler hem hayal dünyaları, hem de olabilecekleri en iyi insan tipi için bir model arayışı içindedirler Karşılaştığımız en güç sorunlardan bir diğeri de gençlerin önemli görevler katılmalarını sağlayabilmektir Bu gün gençler için kendilerini gösterebilecek fırsatlar yok denecek kadar azdır İskender yirmi yaşındayken bilinen dünyanın yarısını fethedebiliyor Gençlere görevleri eski değerleri korumak olduğunu söylemek yerine, yaşadıklar dönemin ikilemlerini ve acılarını göğüsleyerek kendi değerlerini sürekli olarak yeniden yaratmak olduğunu söylemeliyiz

Kısacası toplumun ahlaki yapısını oluşturan değer kaynakları, iyi yada kötü, varlıklarını sürdürmektedir Bu değerler, bugün bazı yetişkinlerin yapar gibi göründükleri eskinin dindarlığında hayat bulamazlar Ahlaki düzen, statik, tarihi dokümanlarda kutsanmış, aileye ait gümüşler gibi uzun yıllardır saklanan, yaşlı ahlakçıların ve dindarların kafalarında yer etmiş bir şey değildir

Toplumların tarihin her hangi bir anında icat edilmiş bir makine olmadığını, toplumun üyelerince sürekli olarak yeniden yaratıldığını bilirler Bu bilinç, insana sıkıntılı sorumluluklar yükler, fakat insanlığın daha da yükselebilmesinin yolu da buradan geçer


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.