Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cilt, hastalıklarıve, hersey, ilgili

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..





ektima


Tanım : Dermal ülserasyona yol açan ve epidermise dek uzanan cilt infeksiyonudur Tedavi impetigo gibidir


Klinik bulgular : Daha önce travma, malnütrisyon, kötü hijyen koşulları olan ve alkoliklerde daha sık oluşur Tek veya çoğul vezikül şeklinde başlar, kabuk olur ama ülserasyona neden olur ve skar bırakır Genellikle alt ekstremitede oluşur


Etiyoloji : Etken: Saureus ya da grup A streptokoklar, bazen ikisi birlikte etken olabilir Tanı:Kliniktir, gerekirse kültür


Tedavi : Tedavi impetigo gibidir Lokal yara bakımı yararlıdır(su ve sabunla yıkama) Topikal antibiyotik; bacitracin, neomycin-bacitracin, mupirocin de kullanılabilir Günde 3 kez , 7-8 gün uygulama yeterlidir Yaygın impetigo, aile içi infeksiyon varsa , kreş grubu veya atletik takım ve büllöz impetigoda topikal ajanlar yeterli olmaz Sistemik antimikrobiyal ajan kullanımını gerektiriyorsa; Penisilin veya amoksisilin verilir Oral 1jenerasyon sefalosporinler, penisiline allerjisi olanlarda; eritromisin, azithromycin doz clarithromycin verilir Stafilokokların etkin olduğu düşünülüyors a, büllözse; penisilinaza dirençli oral penisilin ör:dicloxacillin--cloxacillin veya Ijenerasyon sefalosporinler; cephalexin, cephradine veya , cefadroxil oral kullanılabilirCefixim Saureusa etkin olmadığı için kullanılmaz Amoksisilin/clavulanic asit, Clindamycin veya trimethoprim/sulfamethoxazole 160/800 mglıktan oral yolla günde iki kez verilebilir Gerekirse diğer antistafilokokal ajanlar da kullanılabilir Oral ajanlarla tedavi süresi bir haftadır


Dozlar : Penisilin : Oral penisilinV ; 25000-90000Ü/kg/gün, dört dozda, 10 gün ,erişkinde; 250 mg , oral, 4 kez/gün veya benzathin penisilinG ;300 000-600000Ü çocuk, 1200 000Ü erişkin olarak tek doz kas içine uygulanır


Amoksisilin : 25-50mg/kg/gün, üç dozda, erişkin:15gr iki-üç dozda


Ampicillin : 50-100mg/kg/gün, 4 dozda, erişkin: 2-4 gr/gün, 4 dozda


Oral 1jenerasyon sefalosporinler : Cephadroxil oral; 30mg/kg/gün, iki doza bölünerek, erişkinde 2gr iki doza bölünüp, , cefpodoxime; 10mg/kg/gün 2 dozda, erişkinde 800mg, iki doza bölünüp, cefprozil; 15-30mg/kg/gün iki doza bölünüp, erişkinde 1 gr/gün iki dozda, ceftibuten 9mg/kg/gün, bir doz, cephalexin ; 25-50mg/kg/gün 4 doza bölünerek, erişkinde günlük doz 1-4 gr, cephradine; 25-50mg/kg/gün 2-4 dozda ,erişkinde 250mgx4 doz


Erythromycin: Yenidoğanda doz : 2000grdan düşük ağırlıklı bebekte;10mg/kg ağırlıklıda 12 saatte bir , 2000grdan büyükte; 10mg/kg, 8 saatte bir , 20-50mg/kg 2-4 dozda erişkinde 6 saatte bir 250-500mg olarak


Azithromycin 5-12mg/kg gün tek doz, erişkin : 500mg/gün veya İlk gün 05 grdaha sonra 250 mg/gün toplam 5 günmaksimum doz; 600 mg

Clarithromycin 75 mg/kg/gün iki dozda, erişkinde 1 gr/gün, iki dozda, 10 gün verilir


Dicloxacillin : 3125-625 mg/kg-cloxacillin 125 mg/kg dörde bölünüp, erişkinde 250mg oral 4 kez/günde) veya sefalosporin: cephalexin, cephradine (25-50mg/kg) ikiye bölünüp(erişkinde 250mg , oral, günde 4 kez) veya , cefadroxil 30mg/kg /gün, iki dozda kullanılabilir

Amoksisilin/clavulanic asit:25-45 mg/kg/gün, 2-3 dozda(formülasyona göre), erişkin:15 gr/gün, üç dozda


Clindamycin : 2000grdan düşük yenidoğanda 5mg/kg, 12 saatte bir, 1 haftadan büyükse 5mg/kg 8 saatte bir, 2000grdan büyük ve 1 haftadan küçüklerde 5mg/kg, 8 saatte bir, bir haftadan büyüklerde 5mg/kg 6 saatte bir , infantlarda; 15-25mg/kg/gün 3-4 doz oral, erişkinde 150mg-450mg, 4 kez günde oral


Trimethoprim/sulfamethoxazole : 8mg/kg/gün(trimethoprime göre), 2 dozda, erişkin; 160/800 mglıktan oral yolla günde iki kez verilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



ektodermal displazi


Deri ve derinin eklerinin (saç, tırnaklar, dişler ve ter bezleri) gelişim bozukluğu ile kendini gösteren kalıtımsal bir hastalıktır Ektodermal displazinin çok sayıda tipi bulunmakla birlikte en sık rastlanılan tipi; X-kromozomuna bağlı olarak geçiş gösteren anhidrotik ektodermal displazidir (terleme yokluğu/azlığı ile birlikte olan tipi) ve sadece erkeklerde gözlenir Otozomal kromozomlara (cinsiyet kromozomları dışındaki kromozomlar) bağlı olarak dominant (baskın) geçiş gösteren diğer bir tipi ise hem erkek hem de kız bebeklerde aynı oranda gözlenir Otozomal dominant tip ile X-geçişli tipde gözlenen şikayetler ve belirtiler aynıdır


Ektodermal displazide, derinin tüm ekleri değişik derecelerde etkilenmiş olabilir Anhidrotik ektodermal displazide ter bezlerinin anne karnında iken gelişmemesi sonucu meydana gelir Etkilenen bebeklerde vücut sıcaklığının kontrolünde sorun vardır ve çok hafif hastalıklarda bile son derece yüksek ve tehlikeli ateş yükselmesi gözlenebilir, çünkü teleyerek ateşin kontrol mekanizması ortadan kalkmaktadır Yetişkin hastalarda ise sıcak ortamlarda bulunmak ve çalışmak zorlaşır


Mukozaların (vücudun iç boşluklarını döşeyen deri) tutulduğu hastalarda burunla ilgili kronik enfeksiyonlar daha sık gözlenir, solunum yolu enfeksiyonları artmıştır ve burundan sürekli kötü kokulu bir akıntı gelebilir Saç telleri çok ince olabilir veya saçta dökülmeler görülebilir Cİlt ince ve rengi açık olabilir Diş gelişimi anormaldir ve bir çok diş eksik olabilir


Bu hastalıktan korunmak için yapılması gereken en önemli şey; ailesinde ektoermal displazi olduğu bilinen anne - babaların hamilelik öncesi genetik danışmanlık hizmetleri için için ilgili bir birime müracaat etmeleridir, hamilelik sırasında hastalığın saptanmasını sağlayacak bir analiz bulunmamaktadır


Belirtiler ve Şikayetler


- diş sayısının az olması


- sivri dişler


- diş çıkmasının gecikmesi


- terleme yokluğu


- gözyaşı yokluğu (nadiren)


- ince deri


- cilt rengi açıklığı


- kötü kokulu burun akıntısı


- sıcağa tahammül edememe


- vücut sıcaklığınd aani yükselmeler


- ince saş telleri


- saç yokluğu


- tırnaklarda şekil bozukluğu (kalınlaşma)


- burunda basıklık


Tanı


Biyopsi ile tanı konur (deri ve mukozalardan örnek alınır)


Tedavi


Ektodermal displazinin özel bir tedavisi yoktur


Tedavide genelde kozmetik yöntemler kullanılır: Takma diş veya protez, saç için peruk gibi çözümler kullanılabilir Gözlerde kurumayı engellemek için sentetik gözyaşı damlaları kullanılabilir Burundaki akıntıları ve enfeksiyon gelişimini engellemek için sık sık bir hekim tarafından burun iç kısmının temizlenmesi gerekebilir


Erken yaşlarda panaromik diş grafisi çekilir Erken aşamada protezlerin kullanılması yüzde yapısal anomalilerin ortaya çıkmasını önleyebilir Daha yeni yöntemlerden biri de protetik dişlerin içine yerleştirildiği kemik implantları kullanmaktır


Vücut sıcaklığının kontrolü sürekli bir problem olabilir; sık sık soğuk su ile duş almak, serin ortamlarda bulunmak ve serinletici spreyler kullanmak gerekebilir Aktiviteler, giysiler, soğutma yöntemleri ve hatta daha serin iklimli bir yere taşınmak gerekebilir


Anhidrotik ektodermal displazili hastalarda atopik ekzema da sıktır ve tedavi edilmelidir Hastaların çoğunun derisi kurudur ve nemlendiriciler kullanılmalıdır Palmoplantar keratoderma varsa keratolitikler kullanılır


Bu hastalıkla birlikte bulunabilecek yarık damak ve dudak, uretral stenoz, vaginal adezyonlar, mukozal ve kutanöz malignite, sindaktili ve diğer yapısal anormallikler için cerrahi tedavi gereklidir Mukozal lökoplaki ve atrofik deri bulunursa malignite açısından; diskeratozis konjenita varsa kan diskrazileri için düzenli izlem gereklidir


Tırnak distrofisi olan hastalarda özel ayakkabı kullanılmalıdır Akut paronişi varsa antibiyoterapi uygulanır


Sonuç


Ektodermal displazi hayat boyu sürecek ve gerekli önlemler alındığında hayatı tehdit etmeden kontrol edilebilecek bir hastalıktır Ancak özellikle vücut sıcaklığının kontrolü konusuna özellikle dikkat edilmelidir


Ateş yükselmesine bağlı havale geçirilebilir, bu konuya özellikle dikkat edilmelidir Ayrıca vücut sıcaklığındaki aşırı yükselmeler beyinde hasara neden olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



VİTİLİGO


Vitiligo, normal deri görünümünde, pigment kaybı nedeniyle düzensiz beyaz alanların bulunduğu bir deri durumudur


Genelde edinilmiş bir durum olarak görülen vitiligo, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir Ancak, belirli genetik özelliklere sahip ailelerde hastalığa yatkınlık görülmektedir Kontrasta bağlı olaraki koyu tenli kişilerde daha belirgindir Vitiligo'nun nedeni tam bilinmemekle beraber pigment üreten melanosit hücreleri olan melanositlerin deri veya çevre dokulara hasar vermeksizin seçici kaybına bağlı olarak otoimmünite üzerinde durulmaktadır Bu hastalık Amerika Birleşik Devletleri'nde nüfusun % 1' ini etkilemektedir


Lezyonlar düz, pigmentasyonsuz ve koyu sınırlı olarak görülmektedir Sınırlar tam olarak tanımlanabilmektedir, ancak düzensizdir Sıklıkla etkilenen bölgeler yüz, dirsekler ve dizler, eller ve ayaklar ve genital bölgedir Ayrıca, travma ve basınç görmüş bölgeler de etkilenmektedir


Hastalıktan korunma yolları bilinmemektedir


Semptomlar arasında aile öyküsü belirten vitiligo, birden veya aniden gelişen düz, doğal desenli pigment kaybına uğramış deri bölgeleri görülmektedir


Fizik muayene ve sorgulama tanı konması için yeterlidir Ek bir tanı yöntemine başvurulmasına gerek yoktur


Vitiligo olgularının çoğu tedavi edilmeden deam etmektedir Mevcut tedavi yöntemleri zor ve tam olarak etkin değildir Hastalar, fotosensitize edici bileşikler verildikten sonar ultra-viole ışığa maruz bırakılmaktadırlar Topikal veya oral 8-metoksipsoralen veya trimetilpsoralen tedavileri kısmi pigmentasyon sağlamak amacıyla birden fazla defa verilmelidir


Hastalığın gidişatı değişkendir Bazı bölgeler pigmentasyon kazanabilir, fakat yeni diğer bölgeler oluşabilir Pigmentasyon kaybı ilerleyici olabilir


Güneş yanığı gibi komplikasyonlar sıklıkla görülebilirken, vitiligo pernisyöz anemi, hipertiroidizm ve Addison hastalığı gibi sistemik hastalıklar ile ilişkili olabilir


Eğer cildinizde rengin kaybolduğu bölgeler görürseniz, en kısa zamanda aile hekiminize başvurunuz

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



epilasyon


EPİLASYON TEKNİKLERİ


Hazırlayan: Eda BİLSEL


1 Tüylenme


Doğumdan sonra 3 veya 4 ayda tüylenme başlar İki tip kıl oluşur; bunlar, kısa, renksiz, ince olan vellus (ayva tüyleri) ve koyu, kalın, uzun olan terminal kıllardır Terminal kılların kalıtımsal nedenlerle büyümesine 'hipertriker', androjen etkisiyle erkeksi karakterde büyümesine 'hirsutizm' denir Hirsutizm sorunu olan kişilerin doktor kontrolünde tedavi olması gerekir, ancak tedaviyle bu kılların tamamı dökülmeyeceğinden epilasyon da uygulanmalıdır Hipertrinerin tedavisi yoktur, oluşan kıllar değişik yöntemlerle yok edilir Belli başlı epilasyon yöntemleri şunlardır:


2 İğneli Klasik Yöntem


Epilasyon yapılacak bölge önce alkolle temizlenir, sonra ince bir iğneyle kıl köküne girilerek elektrik verilir Bu şekilde kıl kökü tahrip edilmiş olur Jilet ya da tüy dökücülerle alınarak kalınlaşmış tüylere daha fazla elekrik verilmesi gerektiğinden, bu durumda daha fazla acı hissedilir Seanslar yüze haftada bir, vücuda 1,5-2 haftada bir tekrarlanır, süreleri epilasyon yapılan bölgeye göre değişir Bir seans yüzde 15 dakika sürerken, vücutta birkaç saatten uzun sürebilir Bu yöntem hamileler dışında herkese uygulanabilir Yanda SORISA cihazı ile uygulama görülüyor


3 Blend Yöntemi



Bu yöntem klasik iğneli yönteme çok benzer Aynı şekilde iğneyle kıl köküne girilerek elektrik verilmesine dayanır Farkı akımdan sonra yüksek frekans uygulanmasıdır Verilen yüksek frekans nedeniyle kıl kökünde bir çeşit sıvı oluşarak kılı öldürür Bu sıvının oluşması beklendiğinden seanslar klasik iğneli yönteme göre daha uzun sürer Epilasyondan sonraki ilk 24 saat içinde cilde su ve fondoten, ilk 48 saat içinde de sabun değdirilmemesi gerekmektedir Bu yöntem hamilelere, vücudunda platin taşıyanlara, yüksek tansiyon hastalarına ve regl dönemindekilere uygulanmaz

Yanda BIOTRON iğneli Dijital Blend epilasyon cihazını görüyorsunuz




4 Bio-Aktif Sistem


Öncekilerden oldukça farklı olan bu yöntemde epilasyon yapılacak bölgeye, epilasyondan önce 3 gün üst üste bitkisel ağırlıklı bir solüsyon olan Biodepyl sürülür Bu sürede kesinlikle su değdirilmez Seans sırasında solüsyon sayesinde yumuşamış bölgedeki tüyler sır ağda ile alınır ve tekrar Biodepyl sürülür Sonra epilasyon makinasının bob adı verilen başlığı ile bu bölgeye 15 dakika kadar masaj yapılır Bu yöntemin esasını oluşturan solüsyonun amacı kılları zayıflatmaktır Bu şekilde gittikçe zayıflayan kıllar 6 ayla 1 yıl arası bir sürede tamamen yok olurlar Seans aralıklerı kılların tekrar uzamasına göre değişir Az miktarda da olsa uzayan kıllar için fazla vakit geçirmeden tekrar epilasyona girilmesi gerekir Seans uzunluğu komple vücutta en az 2,5 saattir ve bu süre kılın alınma zorluğuna göre daha da uzayabilir


Yanda SORISA cihazı ile uygulama görülüyor


5 Radyo Frekansı İle Epilasyon


Bu yöntem ses dalgalarının kıl kökünde ısıya dönüşerek kıl kökünü yakmasına dayanır Acı vermez ve iz bırakmaz Diğer yöntemlerden farklı olarak seanslardan sonra denize girilebilir, yıkanılabilir ya da güneşe çıkılabilir Kesin sonuç alınması 6 ayla 1 yıl arasında değişir, jilet kullanımı ya da hormon dengesizliği bu süreyi uzatan faktörlerdendir Seans aralığı ise kılların tekrar uzamasına bağlıdır


6 Foto Epilasyon


Foto epilasyon, lazer gibi ışığın yoğun biçimde deriye verilerek kıl köklerinin yakılmasıdır Ancak ışığın dalga boyu lazerinkinden daha düşüktür Beyaz ışığın önüne 590-755 nm arasında değişik dalga boyları için filtreler takılıp, derinin ve kılın tipine göre seçilerek yöntem tatbik edilir 2-5 pals'te 1-5 mm derinlikteki kıl köklerine ulaşılabilir Dalga boyunun değişebilir olması tek dalga boyunda çalışan lazerlere olan üstünlüğüd&amp ;#252;r Epilasyon yapılacak bölge acıyı hafifletmek ve oluşabilecek kızarıklıkları engellemek için önce buz ile soğutulurYeni sitemlerde acı diğer yötemlere göre daha az hale getirilmiştir




Daha sonra özel bir jel sürülerek ışık verilir Bu sistemde tenin ve kılın rengi çok önemlidir çünkü ten rengi koyulaştıkça ışık dağılır ve sonuç alma süresi uzar Bu nedenle bu yöntem zencilere uygulanamaz Önemli olan kılın deri içindeki renginin, deri renginden koyu olmasıdır Kesin sonuç 2-5 seans arası alınır ve seans aralıkları aynı bölge için en az 3 hafta olmalıdır Tedavi süresince ve tedaviden sonraki belirli bir süre boyunca güneşe çıkmak ve bronzlaşmak yasaktır


7 Lazer İle Epilasyon


Lazer seçilmiş dalga boyundaki yoğun ışıktır Doku, lazer ışığını emerek ısınır Özel olarak seçilen dalga boyundaki lazer ışığı, çevre dokuları etkilemeden sadece kıl köküne etki eder Lazer ışığı, epilasyonda 2 önemli vücut yapısı tarafından tutulur Melanin (cilde rengini veren koyu renkli piment) ve oksihemoglobin (kandaki oksijen taşıyan molekül) Melanin kıl ve kıl kökünde bulunduğundan lazer ışığını daha çok tutar ve ısınır Kıl köklerinin zayıflamasına ve uygun gelişmişlikteki kılların yok edilmesini sağlar İyi bir lazer cihazının dalga boyu, kıl çevresindeki epidermis deri tabakasının zarar görmeyeceği bir dalga boyuna sahiptir Bu yöntemde verilen ışın demeti kıl köküne ulaşıp, ısı etkisiyle kıl kökünü yok eder Foto epilasyonda olduğu gibi ten rengi çok önemlidir, aynı şekilde açık ten ve koyu renkli kıllar işi kolaylaştırır Kıl köklerinin tamamen yok edilmesi 2-3 kere lazer uygulanması ile olur Uygulaması da foto epilasyona benzer şekilde jel sürüldükten sonra lazer verilmesinden ibarettir Yine aynı şekilde tedaviden sonra güneşe çıkmamak gerekir Seans süresi yaklaşık 15 dakikadır ve bu süre içerisinde tüm yüz ya da iki koltuk altı tamamen temizlenebilir


8 Bazı Lazer Teknikleri


Nd-YAG (Q tetikli) Lazer


Katı hal lazeridir 1064 ve 532 nanometre dalga boylarındadır Değişik teknikler ile daha farklı dalga boylarında da elde etmek mümkündür Uygulaması basit, yan etkileri azdır Çok amaçlı kullanıma izin veren, oldukça acısız bir yöntemdir Süratli uygulama yapmak mümkündür Çevre dokulara etkisinin az olduğu söylenmektedir


Ruby (Yakut) Lazer


Katı hal lazeridir En eski lazer sistemidir 6943 nanometre dalga boyunda, yüksek enerjili ışınlardır Melanin tarafından tutulurEpidermis ve kan hücrelerince de tutulduğu bilinmektedir Epilasyon uygulamasında, mutlaka soğutucu ellikler kullanılmalıdır Yavaş ve hantal bir sistemdir


Alexandrite Lazer


Alexandrite lazerinin dalga boyu 755 nanometredir Melanin tarafından emilirken, önemli ölçüde oksihemoglobin tarafından tutulur Süratli bir yöntemdir Isı ile kıl dışı dokuların etkilenmesi ve zarar görmesi, bu sistemde daha ön plandadır Epidermal cilt yanıklarına neden olabilir Acı hissi, diğer lazerlere göre daha fazla olduğu söylenmektedir


Diode Lazer


Yeni bir lazer sistemidir Gallium Arsenid diod lazerinin dalga boyu 800-840 nanometredir Bu lazerlere ait fazla klinik uygulama henüz tamamlanmamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



Genital Herpes uçuk


Yaygın adı ile uçuk olarak bilinen lezyon, Herpes Simpleks Virus (HSV) adı verilen virüsün yol açtığı bir enfeksiyondur



Sadece 45 milyon kişi ABD'de bu hastalğa yakalanmıştır ve her yıl 500000 yeni vaka ortaya çıkmaktadır Bu tablonun dramatik olan yanı hastaların %80'i ya herhangi bir yakınma ortaya çıkmadığı ya da belirtileri yanlış yorumladığı için hasta olduğunun farkında değildir


HSV'nin 2 tipi vardır: HSV1 ve HSV2 HSV1 genelde dudak etrafındaki uçuk şeklinde lezyonlara neden olurken, HSV2 genelde genital organlarda enfeksiyon yaratmaktadır


Virus ilk defa enfeksiyon yarattıktan sonra sinir düğümlerinde sessiz olarak yıllarca bekleyebilmekte ve uygun ortam ve zamanda yeniden enfeksiyona neden olabilmektedir Bu nedenle HSV enfeksiyonları sinsi enfeksiyonlardır


Belirtiler

Herpes bulguları kişiden kişiye değişir İlk atakta genelde virüs ile tamastan sonra 2 gün 3 hafta arası bir sürelik kuluçka devresini takiben yanma, kaşıntı, bacaklarda ağrı, kalça ve genital bölgede ağrı, vajinal akıntı, karın boşluğunda dolgunluk hissi görülebilir Bu ilk bulgulardan birkaç gün sonra enfeksiyon alanında uçuk tarzı yaralar ortaya çıkar Bu yaralar vajinada ve rahim ağzında olabilir 3-4 gün içinde bu yaralar iz bırakmadan kaybolurlar Bu aşamadan sonra virus omurilik düzeyinde sinir köklerine giderek yerleşir ve burada inaktive halde beklemeye başlar Pekçok kişide de periyodik olarak re-enfeksiyona neden olur Bu reenfeksiyonlar esnasında virusler sinirler boyunca ilerleyerek genelde ilk enfeksiyonu yarattığı alanların yakınında yeni lezyonları yaparHer enfeksiyon atağı esnasında gözle görülebilen lezyonların bulunması şart değildir Çoğu zaman fark edilmeyen ataklar olur Bu dönemlerde vajinal salgılar ile virüs yayılımı olduğundan kadın cinsel partnerine hastalığı bulaştırabilir



Genital herpes lezyonunun

tipik görüntüsü


Tanı

Gözle görülebilen lezyonların varlığında tanıyı koymak kolaydır Ancak bunun HSV olduğunu göstermek için bazı laboratuvar tetkikleri gerekebilir Bunun en iyi yolu aktif enfeksiyon sırasında lezyonlardan alınacak materyalde viral kültür yapmaktır Ancak bu oldukça masraflı bir tekniktir Materyalde virus üretilememesi hastalık olmadığı anlamına da gelmez Kesin tanının çok zor olması nedeni ile pekçok vaka hatalı olarak teşhis ve tedavi edilmektedir Kanda yapılan immünolojik testler ile de HSV varlığı saptanabilir Ancak bu testler aktif enfeksiyonu göstermez Sadece kişinin hayatının herhangi bir döneminde enfeksiyon geçirip geçirmediğini ve bağışıklık sisteminin virüse karşı antikor geliştirip geliştirmediğini belirler Antikorlar bulunsa bile bunlar kişiyi yeni enfeksiyonlardan korumaz Kan testi ayrıca oral ve genital enfeksiyonların ayrımını da sağlayamaz Son zamanlarda HSV1 ve HSV2'yi ayrıdedebilen kan testleri geliştirilmiş olmakla beraber bunların yaygın kullanımı henüz daha mevcut değildir


Tedavi

Günümüzde Herpes tedavisi için değişik ilaçlar mevcuttur ancak bu ilaçlar kesin tedavi sağlayamamaktadırlar Viral bir enfeksiyon olduğu için antibiyotikler etkisiz olmaktadır İlaçlar sedece ilk atağın şiddetini azaltmakta ve süresini kısaltmakta , daha sonraki atakların ise sıklığını düşürmektedir HSV enfeksiyonu geçiren kişiler bazı birkaç basit kurala uyarak enfeksiyonun süresini ve bulaşıcılığı azaltabilirler Bu önlemlerden en basit fakat en önemli olanı enfekte alanı temiz ve kuru tutmaktır


Uçuk olan bölgeye dokunmamak ya da dokunduktan sonra hemen elleri yıkamak son derece önemlidir


Lezyonlar tamamen iyileşene kadar cinsel ilişkiden kaçınmak da önemli bir konudur


Tekrarlayan enfeksiyonlar travma, soğuk algınlığı, adet görme ya da stress gibi vücut direncini düşüren durumlarda ortaya çıkmaktadır


Riskler

Genital Herpes enfeksiyonu bazı riskleri de beraberinde getirirAncak uzun dönem hayat kalitesini etkileyebilecek etkileri yoktur Gebelik gibi genel vücut direncinin azaldığı durumda olan kişiler aktif enfeksiyon açısından dikkatli takip edilmelidirler Eğer Herpesin ilk atağı gebelik esnasında ortaya çıkarsa bu durumda virüs bebeğe geçebilir ve bu tür gebeliklerde erken doğum riski her zaman bulunur Neonatal herpes ile doğan (anne karnında iken virüs ile temas eden ve enfekte olan) bebeklerin %50'sinde nörolojik hasarlar ve ölüm meydana gelir Bebeklerde beyin iltihabı, göz problemleri, ciddi boyutta döküntüler ortaya çıkar ancak bu bebeklerin büyük bir kısmı antiviral ilaç tedavilerinden yarar görürler Bebeklerdeki risk büyük ölçüde annenin geçirdiği atağın ilk ya da tekrarlayan atak olmasına bağlıdır Aktif enfeksiyon varlığını araştırmak için yapılan viral kültürlerin sonucu uzun bir süre aldığı için genital herpesden şüphelenilen vakalarda doğum şekli olarak sezaryen tercih edilir Eğer aktif enfeksiyon yok ise sezaryen şart değildir

Bua yazı DrAlper MUMCU

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..





Genital Siğil uçuk


Kondilom ya da condyloma accumunata adı verilen genital siğiller pek çok kadına sıkıntı veren tatsız lezyonlardır Tekrarlama eğiliminin olması çoğu zaman kadının moralini bozar Kondilomlar cinsel yolla bulaşan ve human papilloma virus (HPV) adı verilen bir virusun neden olduğu enfeksiyonlardır


Kondilomlar cinsel yolla bulaşan ve human papilloma virus (HPV) adı verilen bir virusun neden olduğu enfeksiyonlardır



HPV sadece genital siğillere neden olmaz Bu virusun 60'dan fazla değişik alt grubu vardır ve bu gruplardan bazılarının rahim ağzı kanserine neden olduğu bilinmektedir Bazı tipleri ise anus kanserine yol açabilmektedir Her HPV enfeksiyonu kondilom ya da kansere neden olmaz Aslında çoğu enfeksiyon belirti vermeden geçirilir Kişinin bağışıklık sistemi bu virüs ile başedebilir ve belirtiler ortaya çıkmadan hastalık etkisiz hale getirilir Ancak bu başarı HPV'nin tehlikesiz olduğu sonucunu çıkarmaz HPV enfeksiyonunun henüz bir tedavisi ya da aşısı olmadığından bu hastalığın tedavisinde en önemli faktör hastalığı bilmek ve


Bulaşma genital HPV hastalığı taşıyan bir bireyle girilen her türlü cinsel ilişki ile bulaşabilir Virüs, ilişki sırasında ciltte ortaya çıkan mikroskopik yırtıklar ve sıyrıklar vasıtası ile ciltten cilde temas yolu ile bulaşır Virüsün erkek menisi içinde de saptanması vücut sıvılarının teması yolu ile de bulaşabileceğini düşündürmektedir Virus ile tamas eden herkesde enfeksiyon bulguları ortaya çıkmaz ancak kondilom ortaya çıkan bireylerin %60-90'ının partnerinde de virüs olduğu saptanmıştır Virüs birkere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir Cinsel yönden aktif olan herkeste görülebilir En çok birden fazla sayıda partneri olan, ya da partneri birden fazla kişi ile birlikte olmuş 15-30 yaş arası kişilerde görülür Gebelik esnasında çok hızlı bir seyir izler Nadiren anneden bebeğine geçebilir


Kuluçka dönemi

Kuluçka süresi belirli değildir Virüsle temasdan aylar ya da yıllar sonra bulgular ortaya çıkabilir Hastaların büyük kısmında 1-6 ay içinde belirti verir


Belirtileri

Genelde dış genital bölgede küçük siğiller ortaya çıkar Bunlar kişinin kendisi tarafından görülebilir ya da elle hissedilebilir Siğiller yumuşak, pembe-beyaz renkli, karnıbahar benzeri oluşumlardır Tek ya da grup halinde olabilirler Zaman zaman dışarı kabarık olmayıp düz olarak bulunurlar Nadiren vajina içinde,makat çevresinde ağız ve boğazda da görülebilirler Kondilomda ağrı olmaz, fakat arasıra kaşıntı ve yanma görülebilir


Tedavi olmadığı taktirde siğiller hiçbir değişikliğe uğramadan uzun bir süre kalabilir, acak bu davranışları oldukça nadirdir Genelde sürekli olarak büyüme ve yayılma eğilimleri vardır Kondilom ile birlikte başka bir vajinal enfeksiyon varsa bu büyüme daha hızlı olur Çoğunlukla vücudun nemli ve sıcak bölgelerine doğru yayılma gösterir Eğer vajina ve makat civarında anormal renk ve şekil değişiklikleri ile anormal kabarıklıklar görülürse, genital bölgede kaşıntı, yanma ve kanama varsa,partnerde kondilom var ise ya da daha önceden geçirmiş ise mutlaka bir jinekolojik muayeneden geçmek gerekir



Tipik bir kondilom lezyonu





Kondilomun tipik görünüşü


Tanı

Tanı muayene esnasında lezyonların görülmesi ile konur Bazen bazı solüsyonlar uygulanarak ciltteki renk değişikliklerinden siğil olup olmadığı anlaşılabilir Dıştan görünen herhangi bir lezyonun olmadığı durumlarda rahim ağzının büyüteç benzeri kolposkop adı verilen bir cihaz ile incelenmesi ile tanı konabilir Smear testi kondilomun tanı ve takibinde son derece önemlidir Hayatının herhangi bir döneminde kondilom geçiren kişiler yılda bir defa smear yaptırmalıdırlar Kondilom tanısı konan kişilerin partnerleri de mutlaka muayene olmalı ve gerekir ise tedavi edilmelidir Çünkü tedavi edilmemiş bir eş enfeksiyonun sürekli yeniden bulaşmasına neden olabilir


Tedavi

Kondilom ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktırTedavide virüsü yok etmek mümkün değildir Tedavi sadece siğilleri ortadan kaldırır Pek çok vakada tek sefer tedavi yeterli olmamakta en az 2 seans gerekmektedir Tedavide tıbbi ve cerrahi yaklaşımların ikiside uygulanabilir Tıbbi tedavi olarak dıştan sürülen bazı ilaçlar kullanılabilir ancak bu uzun süreli ve zahmetli bir tedavidir Çoğu ilaç hasta tarafından değil hekim tarafından uygulanmalı ve direk lezyonun üstüne tatbik edilmelidir Normal dokuya temas ettiğinde pekçok ilaç tahribata neden olur Bu nedenle son derece dikkatli uygulama gerekir Bazı ilaçlar ise direk olarak lezyona hekim tarafından enjekte edilir


Cerrahi tedavide en çok uygulanan yöntem lezyonun yakılması ya da dondurulmasıdır Burada amaç lezyonun tahrip edilmesidir Dondurma işleminde (krioterapi, cryotherapy) sıvı nitrojen ya da karbondioksit kullanılır yakma işleminde ise laser ya da elektrokoter uygulanır Bazı büyük lezyonlar cerrahi olarak çıkarılmayı gerektirebilir Dondurma hariç diğer cerrahi işlemler için lokal ya da tercihan genel anestezi uygulanır


Önlem

Genital siğil riskini azaltmanın en etkili yolu birden fazla sayıda partner ile birlikte olmamaktır Ancak bunun mümkün olmadığı durumlarda prezervatif en etkili önlem yoludur Prezervatif siğillerin yanısıra cinsel yolla bulaşan AIDS'de dahil olmak üzere pekçok hastalığa karşı koruma sağlar Siğiller kondomun kapladığı alan dışında da bulunabildiğinden prezervatif zaman zaman etkisiz kalabilir


Bu yazı Dr Alper Mumcu

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



Genital tüberküloz


Tüberküloz yani verem bir zamanların en tehlikeli ve en ölümcül hastalığıydı Günümüzde ise eskisi kadar yaygın olmasa bile hala daha özellikle ülkemizde yaygın olarak görülmekte olan bir hastalıktır

Ancak geliştirilen antibiyotik ve aşılar sayesinde hem önlenebilen hem de tedavi edilebilen bir hastalıktır Son 50 yılda tüberküloz tedavisindeki gelişmelere ve gelişmiş ülkelerde büyük ölçüde yok edilmiş olmasına karşın tüm dünyada bakıldığında önlenebilen ölüm sebepleri arasında 5 sıradadır


Dünya Sağlık teşkilatı 1990 yılında tüm dünyada 2910000 kişinin bu hastalık nedeni ile hayatını kaybettiğini açıklamıştır Çarpıcı olan bu ölüm vakalarının sadece 40000'inin gelişmiş ülkelerde meydana gelmesidir


Uzun süre belirti vermemesi nedeni ile ve ihmalkarlıklar sonucu ülkemizdeki tüberküloz görülme sıklığı tam olarak bilinmemekte, hastaların önemli bir kısmı saptanamamakta ve teşhis konulan hastalar yeterli düzeyde takip edilememektedir Tüberküloz en sık solunum yollarını tutmaktadır Bu hastaların %2-5 kadarında da genital tüberküloz saptanmaktadır


Genital tüberküloz primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır Son derece nadir olan primer genital tüberkülozda mikroorganizmanın ilk enfeksiyon yarattığı alan genital organlardır Vakaların %99'dan fazlası sekonder tüberkülozdur Burada vücudun başka bir yerinde (genelde akciğerler) bulunan enfeksiyon kan yolu ile genital organlara yayılır (dessendan enfeksiyon)


Dış genital organların tüberkülozu son derece nadirdir En sık endometrium ve adneksler (yumurtalıklar ve tüpler) tutulur


Klinik

Genital tüberküloz vakalarında tüberküloz için tipik olan yorgunluk, kilo kaybı, gece terlemeleri, gece yükselen ateş çok nadir görülür Genital tüberkülozlu hastalarda en sık başvuru sebebi infertilitedir Hastalarda %25-50 oranında pelvik ağrı ve %10-40 oranında anormal kanama görülür Endometriumda olan harabiyet nedeni ile zarlar birbirine yapışır (Asherman sendromu) ve bu durum hem infertiliteye hem de adet kanamasının azalmasına ya da olmamasına neden olur Tüpler sıklıkla iki taraflı tutulur ve histerosapingografide (rahim filmi) görünümü tipiktir


Tanı

Genital tüberkülozdan şüphelenilen vakalarda aile ve kişinin kendi öyküsü önemlidir Daha önceden tüberküloz tanısı alıp almadığı, ailesi ve yakın çevresinde bu hastalığa sahip kişi olup olmadığı araştırılmalı ve detaylı bir fizik muayene yapılmalıdır Tanıya yardımcı olması açısından akciğer grafisi çekilmeli ve PPD testi yapılmalıdır İnfertilite nedeni ile müracaat etmiş hastalarda HSG çekilmeli, gerekli vakalarda endometrium biopsisi yapılmalıdır


Tedavi

Genital tüberkülozun tedavisi tıbbidir Ancak gelişmiş olan infertilite vakalarında tedaviye yanıt çok iyi değildir Sebat eden vakalarda cerrahi tedavi de uygulanabilir Çocuk isteği olmayan kadınlarda rahim alınabilir Genital tüberküloz tedavisi güç ve yüzgüldürüc&am p;#252; olmayan bir hastalıktır

"Bu yazı Dr Alper Mumcu

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



impetigo


Klinik bulgular : Büllöz olmayan formu, sıklıkla yüz ve ekstremitelerde , kesi, çizik, böcek ısırması gibi minör bir travma sonucu oluşur Eritemli bir zeminde papül, ardından küçük bir vezikül şeklinde başlar, hızla püstüle ve rüptüre olur Pürülan akıntı kurur ve karekteristik kalın, sarı-yeşil kabuklar oluşur Bal peteği görünümündedir Kaşıntı sıktır ve kaşınmayla yayılır Yüzeyeldir, ülsere olmaz ve dermisi infiltre etmez Hafif bölgesel bir lenfadenopati olabilir Sistemik infeksiyon bulguları , ateş çok nadirdir Ağrısızdır ve skar bırakmaz Grup A streptokoklar tarafından oluşan impetigo bazen poststreptokokal glomerulonefrite yol açabilir Büllöz impetigo; yenidoğan ve infantlarda oluşur Vezikül olarak başlar, sonra bül haline geçer , büller kolayca rüptüre olur, kırmızı bir yüzey oluşur, sonra açık kahverengi krutlar ortaya çıkar Sıklıkla boyun, yüz ve çeneyi tutar


Etyoloji : Etken genellikle A grubu beta hemolitik streptokok veya Staphylococcus aureustur Birlikte de olabilirler Büllöz impetigoda S aureus etkendir(grup II bakteriofaj içeren ) Yenidoğan da B grubu streptokoklar da etken olabilir


Epidemiyoloji : Streptokokal impetigoda genelde fiziksel temasla geçiş söz konusudur Epidemiler yapabilir İmpetigoyu takiben de çoğunlukla üst solunum yolunda da kolonize olur


Tanı : Kesin tanı enfekte bölgeden Spyogenes veya Saureus’un kültürde izolasyonu ile konur Genellikle mikrobiyolojik çalışma gerekmez Gram boyama yapılabilir


Ayırıcı tanı : Tipik olmakla birlikte başlangıçta su çiçeği, mantar enfeksiyonları, Herpes simplex virus enfeksiyonları, akut püstüler psöriazis ile karışabilir


Tedavi : Lokal yara bakımı yararlıdır(su ve sabunla yıkama) Topikal antibiyotik; bacitracin, neomycin-bacitracin, mupirocin de kullanılabilir Günde 3 kez , 7-8 gün uygulama yeterlidir Yaygın impetigo, aile içi infeksiyon varsa , kreş grubu veya atletik takım ve büllöz impetigoda topikal ajanlar yeterli olmaz Sistemik antimikrobiyal ajan kullanımını gerektiriyorsa; Penisilin veya amoksisilin verilir Oral 1jenerasyon sefalosporinler, penisiline allerjisi olanlarda; eritromisin, azithromycin doz clarithromycin verilir Stafilokokların etkin olduğu düşünülüyors a, büllözse; penisilinaza dirençli oral penisilin ör:dicloxacillin--cloxacillin veya Ijenerasyon sefalosporinler; cephalexin, cephradine veya , cefadroxil oral kullanılabilirCefixim Saureusa etkin olmadığı için kullanılmaz Amoksisilin/clavulanic asit, Clindamycin veya trimethoprim/sulfamethoxazole 160/800 mglıktan oral yolla günde iki kez verilebilir Gerekirse diğer antistafilokokal ajanlar da kullanılabilir Oral ajanlarla tedavi süresi bir haftadır


Dozlar : Penisilin : Oral penisilinV ; 25000-90000Ü/kg/gün, dört dozda, 10 gün ,erişkinde; 250 mg , oral, 4 kez/gün veya benzathin penisilinG ;300 000-600000Ü çocuk, 1200 000Ü erişkin olarak tek doz kas içine uygulanır


Amoksisilin : 25-50mg/kg/gün, üç dozda, erişkin:15gr iki-üç dozda


Ampicillin : 50-100mg/kg/gün, 4 dozda, erişkin: 2-4 gr/gün, 4 dozda


Oral 1jenerasyon sefalosporinler : Cephadroxil oral; 30mg/kg/gün, iki doza bölünerek, erişkinde 2gr iki doza bölünüp, , cefpodoxime; 10mg/kg/gün 2 dozda, erişkinde 800mg, iki doza bölünüp, cefprozil; 15-30mg/kg/gün iki doza bölünüp, erişkinde 1 gr/gün iki dozda, ceftibuten 9mg/kg/gün, bir doz, cephalexin ; 25-50mg/kg/gün 4 doza bölünerek, erişkinde günlük doz 1-4 gr, cephradine; 25-50mg/kg/gün 2-4 dozda ,erişkinde 250mgx4 doz


Erythromycin: Yenidoğanda doz : 2000grdan düşük ağırlıklı bebekte;10mg/kg ağırlıklıda 12 saatte bir , 2000grdan büyükte; 10mg/kg, 8 saatte bir , 20-50mg/kg 2-4 dozda erişkinde 6 saatte bir 250-500mg olarak


Azithromycin 5-12mg/kg gün tek doz, erişkin : 500mg/gün veya İlk gün 05 grdaha sonra 250 mg/gün toplam 5 günmaksimum doz; 600 mg

Clarithromycin 75 mg/kg/gün iki dozda, erişkinde 1 gr/gün, iki dozda, 10 gün verilir


Dicloxacillin : 3125-625 mg/kg-cloxacillin 125 mg/kg dörde bölünüp, erişkinde 250mg oral 4 kez/günde) veya sefalosporin: cephalexin, cephradine (25-50mg/kg) ikiye bölünüp(erişkinde 250mg , oral, günde 4 kez) veya , cefadroxil 30mg/kg /gün, iki dozda kullanılabilir

Amoksisilin/clavulanic asit:25-45 mg/kg/gün, 2-3 dozda(formülasyona göre), erişkin:15 gr/gün, üç dozda


Clindamycin : 2000grdan düşük yenidoğanda 5mg/kg, 12 saatte bir, 1 haftadan büyükse 5mg/kg 8 saatte bir, 2000grdan büyük ve 1 haftadan küçüklerde 5mg/kg, 8 saatte bir, bir haftadan büyüklerde 5mg/kg 6 saatte bir , infantlarda; 15-25mg/kg/gün 3-4 doz oral, erişkinde 150mg-450mg, 4 kez günde oral


Trimethoprim/sulfamethoxazole : 8mg/kg/gün(trimethoprime göre), 2 dozda, erişkin; 160/800 mglıktan oral yolla günde iki kez verilebilir


Korunma : Kişisel temizlik kurallarına uymak Cilt infeksiyonu olanlar antimikrobiyal tedaviye başladıktan 24 saat sonraya dek okula gönderilmemeli, mümkünse o sürede yakın temastan uzak durmalı

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



kepek saçta kepeklenme


Şikayet


Kafa derinizden beyaz beyaz bir şeyler dökülüyor


Nedenleri


Derideki yağbezleri iltihabı : Omuzlarınıza adeta kar taneleri düşüyor, başka belirti yok Veya kaşlarınızda, burnunuzda, kulaklarınızın arkasında, hatta koltuk altlarınızda ve cinsel organlarınızda çok miktarda pul pul kabuk ya da kepek var Kızarma, kabuk bağlama ve akıntı görülüyor Bunun nedeni kesinlikle bilinmiyor, ancak bu muhtemelen aşırı yağlanmayla birlikte görülen ve çoğunlukla fiziksel ya da duygusal stresle, aşırı sıcak ve nemli havayla veya soğukla daha da kötüleşen bir mantar enfeksiyonundan kaynaklanabilir


Kendi kendine yardım yöntemleri genellikle işe yarar


Sedef hastalığı : Önce kepek vardı, ama artık lekeler başladı ve bu beyaz pullarla kaplı kabarık lekeler saç derisine, dizlere, dirseklere ve kaba etinize yayıldı


Lekeler kaşınıyor veya ağrı yapıyor Tırnaklarınızda yumuşama ve renk atma, eklem ağrıları ve sertleşme de söz konusu olabilir


Mantar Enfeksiyonu : Saç derinizde kaşınan, kırmızı veya gri lekeli pullar var Muhtemelen saçınız biraz döküldü Mantar enfeksiyonlarına mikroskopik organizmalar yol açar Tutulmalar hafif ile ağır arası derecelerde olabilir Enfeksiyon genellikle hijyene dikkat etmemenin sonucudur Bazen reçetesiz veya reçeteli ilaç gerekebilir


Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?


Reçetesiz veya reçeteyle verilmiş ve sülfür, asit salisilik, selenyum veya katran içeren bir şampuanla her gün yıkayın Talimatlara harfiyen uyun ve iyice durulayın Bir güçlendirici yararlı olabilir


Önleme


Kepeğe karşı şampuanı ara sıra, normal şampuan kullanımının arasında kullanın Farklı şampuanları deneyin, iki şampuanı değişmeli kullanın veya birkaç günde bir şampuan değiştirin


Öteki Nedenler


Kontakt dermatit


Çocuğunuzun Tedavisi


Yumuşak bir saç fırçası veya diş fırçasıyla saç derisinin rahatsız bölgesini (pullu, kırmızı, kabuklu ya da akıntılı kısmını) yumuşatın Kabuklar çıkmayacak kadar sertse, ılık bebe yağı sürün ve çocuğunuzun başına ılık havlu sarıp 15 dakika beklettikten sonra kepek giderici şampuanla yıkayın, ancak şampuan çocuğun gözüne kaçmasın

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



Klamidya enfeksiyonu


Klamidya enfeksiyonu chlamydia trachomatis adı verilen bir bakterinin sorumlu olduğu bir hastalıktır ve özellikle gelişmiş ülkelerde cinsel yolla bulaşabilen hastalıkların en sık görülenidir


ABD'de her yıl 4 milyon yeni klamidya vakası görülmektedir ve maalesef bu kadınların %40'ından fazlası hasta olduğunun farkında değildir Çoğu zaman enfeksiyon herhangi bir belirti vermez ve başka bir nedenden dolayı doktor kontrolüne gidene kadar fark edilmez Problemin erken dönemde fark edilebilmesi için yılda bir ya da tercihan 6 ayda bir doktor kontrolü ve tarama testlerinin yapılması şarttır Bu özellikle genç kadınlarda ve birden fazla partneri olan 35 yaş üstü kadınlarda önemlidir


Belirtileri

Genelde belirti vermemesine rağmen bazı kadınlarda hafif sarımsı akıntı, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, vajinal bölgede yanma ve kaşınma, kızarıklık, şişlik, dış genital organlarda yaralar, ilişki esnasında ağrı ve anormal kanama gibi kalmidya enfeksiyonuna özgü olmayan nonspesifik tabir edilen belirtiler olur Erkeklerde ise en sık bulgu penisden olan akıntı ve idrar yaparken olan yanmadır


Tanı

Tanı hastanın öyküsü ve muayene esnasında alınan servikal doku örneğinin laboratuvarda incelenmesi ile konur Bu masraflı bir teknik olmasına ve heryerde yapılamamasına rağmen en etkili teşhis yöntemidir


Klamidyayı saptayacak ve tarama testi olarak kullanılabilecek idrar analiz teknikleri geliştirmek amacı ile çalışmalar sürdürülmektedir Klamidya saptandığında kişinin son 1 hafta içinde ilişkide bulunduğu bireyler de taranmalıdır


Tedavi edilmediği taktirde klamidya enfeksiyonununen ciddi sonucu infertilitedir


Pek çok kadında pelvik iltihabi hastalığın etken faktörü klamidyadır ve vücuda girdikten uzun yıllar sonra bu tabloya neden olabilir Klamidya enfeksiyonu karın boşluğu içerisinde yapışıklıklara neden olur ve uzun dönemde çocuk sahibi olmada güçlükler meydana gelebilirEnfeksiyon varlığından habersiz olan gebe kadınları bekleyen en büyük tehlike ise erken doğum riski ve bundan çok daha önemlisi doğum esnasında mikroorganizmayı bebeğe bulaştırmaktır Klamidya bebeklerde göz iltihaplarına neden olur Trahom adı verilen bu hastalık körlükle dahi sonuçlanabilir Ayrıca yenidoğanlardaki diğer bir tehlike de klamidya zaatürresidir Bu nedenle gebe olan her kadında klamidya taraması iddeal olarak yapılmalıdır


Önlem

Klamidya enfeksiyonundan korunmanın en etkili yolu diğer bütün cinsel yolla bulaşan hastalıklarda olduğu gibi (uzun süreli tek eşli bir ilişki yok ise) kondom kullanmaktır Bunun dışında yıkanırken akan suyla yıkanmak yani duş yapmak, vajina içini su ile yıkamamak, sentetik iç çamaşır yerine pamuklu olanları tercih etmek, çok dar pantolon giymemek gibi basit kurallara dikkat etmek tüm vajinal enfeksiyonlardan korunmada olduğu gibi klamidyadan da korunmada etkilidir En az yılda bir herhangi bir yakınma olmasa bile kontrole gitmek de genel sağlık açısından önemlidir


Tedavi

Klamidyanın tedavisi antibiyotikler ile olurYapılan araştırmalar sonucu Amerikan Hastalık Kontrol ve Öneme Dairesi klamidya enfeksiyonları için standart protokoller önermiştir Bu tedaviler ile klamidya herhangi bir zarar yaratmadan tedavi edilebilir Klamidya ile gonore (bel soğuklu) genelde birarada bulunduğundan bu hastalıklardan bir teşhis edildiğinde diğerine yönelik tetkik ve tedaviler de mutlaka yapılmalıdır

"Bu yazı Dr Alper Mumcu

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..





KONTAKT DERMATİT VE MESLEKİ EKZEMA



Erişkinler arasında, ekzemanın en çok rastlanan tipi kontakt dermatittir İki tip kontakt dermatit vardır; allerjik kontakt dermatit ve irritan dermatit Her ikisi de zararlı maddelerin direkt teması ile ortaya çıktığından klinik olarak ayrımları zordur


Kontakt dermatitin üstesinden gelebilmek için bu zararlı maddeler ile temas durumunun ortadan kaldırılması gerekmektedir


Allerjik Kontakt Dermatit

Allerjik kontakt dermatit sadece allerjiye eğilimli kişilerde görülür Görülen karakteristik kırmızı, ekzematöz leke belirli allerjenlerle direkt temas sonrası ortaya çıkmaktadır Allerjik reaksiyona yol açabilecek çok sayıda diğer maddeler de olmasına rağmen bu konuda en sabıkalı olanlar nikel, kauçuk (lastik vb), lanolin ve kumaş boyalarıdır



Kontakt Dermatit

İrritan kontakt dermatit, kişinin irritanlarla (temas sonucu zarar verebilecek maddeler) defalarca temas etmesi sonucu oluşur Bu irritanlar, derinin lipid tabakasını ortadan kaldırmakta, dolayısıyla da bu tabakanın koruyucu özelliği yok olmakta ve zararlı maddelerin deriden yüksek oranda emilmesine yol açmaktadırlar


Islak giysi içindeki kauçuk dikiş alerjisi

Başlangıçta, deride birikim sonucu oluşan bu hasar görülmeyebilir çünkü zararlı maddeye karşı vücut aylarca ve hatta yıllarca tolerans gösterebilir Ancak, bu olumsuz durumun deride defalarca tekrarlanması sonucunda öyle kritik bir noktaya gelinir ki, bu maddelerin küçük miktarlarda dahi teması sonucu hastalık başlayabilmektedir


İrritan Kontakt Dermatite Neden Olabilecek Maddeler


Alkaliler Zayıf asitler Makine ve motor yağları Sabunlar

Deterjanlar Terebentin, tiner, aseton, kuru temizleme sıvıları gibi çözücüler


El sırtları, parmakların avuç içine bakan tarafları, bilekler ve ön kol kısımları irritanlar ile en sık temas eden yerler olmalarından ötürü, hastalıktan en sık etkilenen yerlerdirBu tip dermatitin erken evrelerinde, irritan maddelerin sık birikim yaptığı parmak arası boşluklarında kurumalar görülür Eğer irritan madde ile kontakt devam ederse elin bütünü etkilenebilir ve etkilenen deride acı, hassasiyet ve hareket kısıtlılığı gelişir




Mesleki Ekzamanın Gelişimi

Sıklıkla, kişinin mesleği ile ilgili günlük aktiviteleri, irritan veya allerjik maddelerle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır Nem, ısı, sürtünme ve basınç koşulları altında irritasyona neden olan adı geçen maddelerin etken olduğu çalışma ortamı, bu hastalık için başlı başına bir anlam içermektedir Eğer ortam devam ederse, meslek ile ilgili ciddi deri rahatsızlıkları ortaya çıkabilir


Oluşan yaraların şiddetli ve ağrılı olması durumunda, o kişinin etkin bir şekilde çalışabilmesi mümkün olmayabilir Bunun yanısıra, bu durumdaki kişiler, derilerindeki hoş olmayan görüntüler nedeniyle içinde bulundukları toplum tarafından dışlanabilirlerDiğer birçok deri hastalığında olduğu gibi, ekzama ile de ilgili çok sayıda söylenti bulunmaktadır




Ne yazık ki, hala birçok kişinin bu hastalığa yaklaşımı ile ilgili yanlışlıklar vardır Bu hastalık ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmayan birçok insan ekzemayı bulaşıcı bir hastalık sanmakta ve havlu, terlik gibi kişisel eşyaların paylaşımı ile veya direkt temas yoluyla hastalığın bir diğerine geçebileceğine inanmaktadır Ekzama, hiçbir şekilde bulaşıcı bir hastalık değildir ve yukarıda adı geçen yolların hiçbiriyle kişiden kişiye geçmesi söz konusu değildir Bir kişinin, bu hastalığa yakalanması için ya kişisel allerjik bir durumun oluşumu ya da irritan maddelerle uzun süre teması gereklidir


Mesleki dermatitler, her yıl binlerce gün iş kaybına neden olmaktadır


Bazı mesleklerin, kontakt dermatit açısından yüksek risk içerdikleri bilinmektedirKronik kontakt dermatit açısından yüksek risk grubundaki meslekler :


Fırıncılar Güzellik uzmanları Kasaplar Temizlik işçileri

Aşçılar İnşaat işçileri Diş teknisyenleri Balıkçılar Bahçıvanlar Kuaförler Metal işçileri Motor -mekanik işçileri (örnOto tamircileri) Matbaa işçileri Sağlık personeli




Kontakt Dermatit ve Mesleki Ekzamanın Tedavisi

Kontakt dermatitin erken tanımlanması kesinlikle bir avantajdır, şöyle ki, gerek işyeri gerekse evdeki potansiyel irritan veya allerjik maddeler, mümkün olduğunca çabuk bir şekilde ortamdan uzaklaştırılabilir


Olaya neden olan maddelerle temas kaçınılmazsa ,hastalar kullanım konusunda, işverenler ise koruyucu kremler, giyecek malzemesi ve özel temizlik uygulamaları gibi koruyucu önlemler konusunda eğitilmelidirler Şiddetli vakalarda, meslek değişimi önerilebilirBunun yanısıra, yumuşatıcı kremleri ve uygun topikal kortikosteroidleri, olayı başlatan zararlı maddeden uzak kalmak suretiyle kullanımını içeren bilinçli tedaviler, hastaların büyük bir çoğunluğunda etkili olmaktadırSchering Alman İlaç Firması, dermatologlarla bir uyum içinde sürdürdüğü araştırma ve gelişmelerle bu alanda hizmet vermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



Kıllanma Hirsutizm


Vücudun normalden aşırı kıllanmasına Hirsutismus diyoruz Bu bir kadın için büyük üzüntü kaynağıdır Aşırının ölçüsü toplumdan topluma, insandan insana değişebilmektedir,mesela dudak kenarındaki tüylenmeden erkek tipi bıyığa kadar değişebilir Bir insana göre veya bir topluma göre önemli olan kıllanma, bir diğer insan veya topluma göre mutsuzluk nedeni olabilirBatı toplumlarında kadınlarda alışılmışın dışında kıllanma kabul edilemez bir durumdur,bu durumdaki kadınlar kendilerini çekici hissetmezler,güvensiz olurlar ve sosyal ilişkilerde zorlanırlar,hatta bu yüzden karşı cinse yaklaşamayan kadınlar dahi vardır


Kıllanma kozmetik ve görsel bir problem den daha fazlasıdır genelde,çünkü altında hormonal bir neden yatmaktadır


Nedeni:Normal dışı kıllanma her hanımda az miktarda var olan erkeklik hormonunun çeşitli nedenlerle artmasına bağlı olarak gelişirÇok az olarak ta bazen kıl köklerinin bu hormona hassasiyeti artar


Kıllanmada ( hirsutismus’da ); üst dudakta, alt çene ve üst çenede, şakaklarda, memeler rasında, meme başı etrafında, göbek altında, kuyruk sokumunda ve kalçalarda anormal kıllanma vardır Bu bölgelerde hanımlarda da var olan ince, renksiz, kısa ayva tüyleri kalın, uzun koyu renkli kıllara dönüşür ve deri yağlanır, yüz sırt ve göğüs civarında akneler(siyah lekeler) oluşabilir


Kıllanma sorunu olan bir hanımda sorulması gerekli sorular şunlar olabilir;


-Kıllanma ne zaman başlamış, artıyor mu ?


-Ailevi mi ?


-Erken adet başlangıcı, veya menopoz(adetten kesilme) ?


-Kıllanmaya karşı ne tür kozmetik yöntem kullanıldı ? ( mesela jilet kullanılarak kıllar arttırıldı mı ?)


-Adet düzensizliği, adet görememe, kısırlık şikayeti var mı ?


-Kıllanma yapabilecek herhangi bir ilaç kullandı mı ?


-Sistemik bir hastalığı var mı ?( şeker gibi )


Kıllanma derecesi seçilir, hafif, orta ve ağır kıllanma olarak değerlendiririz


-Hafif kıllanma; yüz yanlarında, çenede ( tam sakal değil ), kol ve bacaklarda hafif kıl artışı, ve karında artma, kıl yapısı ince, yumuşak ve açık renkte


-Orta derecede kıllanma, kıl yapısı kalın ve koyudur, yüzde ( tam sakal değil ), göğüste, karında kıllanma vardır


-Aşırı kıllanmada ise kaba kalın kıllar, yüzde sakal oluşumu, kulaklar, parmaklarda dahi kıllanma vardır


Dokuz farklı vücut bölgesinde kıllanma skorlaması yapılır

Normal değerler:

toplamda 4-8 arası normaldir

8 üstü hafif kıllanmaya,16üstü şiddetli kıllanmaya girerAyrıca tek alanlarda 3-4 de tek başına kıllanma göstergesidir


3 tip kıl vardır;


1-Lanugo kılları :Bebek anne karnındayken olan vücuttaki kıllar,erken doğmuş bebeklerde daha sık görülür


2-Vellus kılları : Ayva tüyü tabir edilen kıllar


3-Terminal kıllar : Ayva tüylerinin bluğ çağına(cinsel olgunluk başlaması)girilmesi sırasında hormonların etkisi ile son halini alması


Erkekler ve kadınlar doğduklarında aynı sayıda kıl tomurcuğuna sahiptirler, ve insan vücudundaki kıl tomurcukları sayısı ve dağılımı ırklara göre farklılık gösterebilir


Kıl tomurcuğu gebeliğin 2 ayında gelişmeye başlar,doğumda çocuğun hayatı boyunca sahip olacağı tüm kıl tomurcuğu(folikül&#252 mevcuttur


Kılların üzerinde erkeklik ve kadınlık hormonlarının farklı etkileri vardırMesela erkeklik hormonu erkeklerde göğüste kıl çıkmasını uyarırken,kadınlarda kadınlık hormonu(östrojen)göğüst e kıl çıkmasını engeller,sakaldada aynı olay gerçekleşir


Ne yapmalıyız ?


Her konuda dediğimiz gibi altta yatan neden araştırılmalıdır, bunun içinde bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına müracaat etmelisiniz


Doktorunuz sizi sorgulayacak ( ne zamandır gibi? ) ve muayene edecektir


Muayene ve ultrasonografi ile olabilecek bir anomaliyi ( yumurtalık yokluğu gibi ) veya fazla erkeklik hormonu salgılanmasını sağlayan bir tümör gibi olabilecek olasılıkları değerlendirecek, gerekirse radyolojik tetkikte isteyerek,


laboratuar tetkiki isteyerek hormon düzenini inceleyerek sebep olan faktörleri ortaya çıkarmaya çalışacaktır


Toplumumuzda görülen kıllanmalarının bir çoğu basit nedenlerden oluşmakta hastanın yaşı, konumu, çocuk isteyip istemediği gibi durumlar değerlendirilerek verilen tedavilerle bu konu çözümlenmektedir


Tedavide kıllanmayı oluşturan faktörün bulunup ortadan kaldırılması veya tedavi edilmesi birinci basamak ikinci basamak ise oluşmuş kıların kozmetik yöntemler ile temizlenmesidir


Şişmanlarda adet düzensizliği ve kıllanma varsa önce zayıflama kürlerine baş vurularak zayıflatılmalı ve kozmetik yöntemlere baş vurulmalıdır


Adet düzensizliği ve kıllanma arasındaki yakın ilişki göz ardı edilmemeli bu tip yakınmaları olanlar en kısa sürede hekime başvurmalıdırlar


Başka neler kıllanma yapabilir?;

bazen gebelik,

polikistik over hastalığı (adet düzensizliği,gebe kalamama,kıllanma şişmanlık,yumurtalıklarda problemin olduğu bir hastalık)

bazı yumurtalık tümörleri,

diğer bazı beyin tümörler

bazı böbrek üstü bezi hastalıkları

kronik stress

bazı bünyelerde bazı doğum kontrol hapları vs


Sayın bayanlar her şeyin çözümü mevcuttur, şikayetleriniz için geç kalarak geçirdiğiniz süre bedeninize kalıcı zararlar verebilir Erken tehşis ile her şey çözülebilir


Hanımlarımızdan bir ricamızda kıllanmanın kozmetik çözümleri hakkında iyi araştırma yapmadan rastgele tedavi ve tüy döktürücü işlemler yaptırmamalarıdır Özellikle son zamanlarda bazı kişilerin hanımlarımızın bu zaafları ve iyi niyetlerinden faydalanarak yüksek paralar karşılığında bilinçsizce laserle epilasyon tedavisi veya ne olduğu bilinmeyen bir takım karışımlar ,jeller ile tüy dökücü seanslar yapmaları sonucu ciddi sağlık problemleri ortaya çıkmıştır, uzun vadede neler yapabileceği ise ürkütücüd& #252;r


Unutmayınız var olan kıllar yok edilemez,sadece zayıflatılabilir,kıllanmanın birinci tedavisi nedeni yok etmektir,sonra ise kılların alınması(kozmetik çözüm) gelir


Çeşitli kuruluşlar ve yerler kılları kesinlikle yok ettiklerini söyleyebilirler ama bu çok zordur,sadece günlerce süren seanslar ve tonlarca para sonucu ya cildiniz yanar yada bir sure sonra kıllar tekrar çıkmaya başlar


Bu konuda danışma alabileceğiniz size yol gösterebilecek çok ciddi kurumlar vardır, lütfen onlara danışarak seçiminizi yapınız

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



liken planus


Sebebi bilinmeyen ("liken ruber planus"ta oldugu gibi nadiren de sebebi bilinen), oldukca sik gorulen bir "papuloskuamoz" hastalik olan liken planusta, hastalarda cok kasintili, pullanan, duz tepeli lezyonlar bulunur Tam olarak gelismis lezyonlarin rengi koyu kirmizi ile mor arasindadir Lezyonlar pullanan plaklar olusturacak sekilde birbirleriyle birlesirler Travmaya ugrayan bolgelerde yeni lezyonlar ortaya cikar (Koebner fenomeni) Tercih ettigi yerler diz ve bileklerin fleksor yuzleridir fakat vucut yuzeyinin bircok kisminda olabilir Sacli deride, diger deri yuzeylerinde gorulen likenoid lezyonlarla birlikte veya tek basina inatci, skarlasan alopesi ("liken planopilaris") olabilir, fakat genellikle deri yuzeyinde en azindan follikuler hiperkeratoz bulunur Hastalarin yaklasik yarisinda agiz lezyonlari da vardir ve bunlar ulserasyonlara bagli siddetli rahatsizlik olusturabilirler Vakalarin %20 kadarinda da genital lezyonlar bulunur Lezyonlarin merkezinde yuvarlak bir beyazlasma olabilir ve bu sifilitik sankrdan ayirmada onemlidir Tirnaklar da etkilenebilir Lezyonlarda kalin bir pullanma ("hipertrofik liken planus") ve hatta blisterler bile ("bulloz liken planus") olusabilir Agiz boslugundaki kronik ulseratif liken planusta yassi hucreli karsinom gelisebilir fakat bu nadir gorulen bir durumdur

PATOLOJI Histopatolojik degisiklikler ayirdettiricidir Travmaya ugramamis lezyonlarda, parakeratoz olmaksizin stratum korneumda kalinlasma ve sikilasma vardir Granuler tabaka fokal olarak kalinlasir Stratum spinozum da kalinlasmistir ve bazal keratinositler ortadan kalktigi icin bazal membran bolgesine dogru uzanir Geride kalan bazal keratinositlerde sitoplazmik vakuolizasyon bulunabilir Nekrotik bazal keratinosit kalintilari kolloid cisimcikler ("Civatte cisimcikleri") olarak gorunur Nekrotik keratinositlerin hemen cevresinde lenfositler birikir ("satellitozis") Papiller dermis kalinlasir ve bant tarzinda lenfosit infiltrasyonuyla dolar Tam olarak gelismis lezyonlarda lenfositler dermis epidermis sinirini siler Papiller dermiste lenfositler kadar, melanofajlar ve fibrozis de bulunabilir Dermis degisiklikleri karakteristik olarak yuzeyeldir ve papiller dermisi tutar fakat liken planopilariste kil follikullerinin derinliklerine kadar uzanabilir Atrofik lezyonlarda nisbi hipergranuloz ile cok ince bir epidermis bulunabilir Bulloz lezyonlarda dermis epidermis birlesim yerinde, bazal keratinositlerin nekrozundan kaynaklanan bir yarik vardir ve liken planus vakalarinin cogunda buna benzer daha kucuk yariklar bulunur ("Max Joseph mesafeleri")

Liken planus ilâclara sekonder, lupus eritematozus kaynakli gibi baska likenoid hastaliklardan ayirdedilmelidir Likenoid ilâc erupsiyonlari dermiste hatta epidermiste orta derecede yogun olabilen eozinofillere sahiptir Plazma hucreleri, ozellikle eozinofillerin bulunmadigi hallerde sekonder sifiliz ya da lupus eritematozus icin arastirma yapilmasini gerektirir Bazi hastalarda lupus-liken planus cakisma sendromu (LE-LP overlap sendromu) denilen bir durum olusur; burada lupus lezyonlari klinik olarak liken planusa benzer ve bazi lezyonlar histopatolojik olarak dahi liken planustan ayirdedilemez Dermis epidermis sinirinda ince granuler tarzda immunoglobulinlerin varligi gibi immunofloresan bulgular lupus eritematozusun gostergesidir Liken niditus ve liken striatus yuzeyi parakeratotik bir pullanma ile ortulu, lenfositik infiltrasyon gosteren, kucuk likenoid papullere sahip farkli hastaliklardir Liken striatusta papuller lineer bir dizilim gosterir Histolojk olarak siklikla kil follikulleri ve ter bezlerini tutar hatta derin dermise de ilerler

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



Makatta kaşıntı anal kaşıntı pururitis ani


Pruritus ani de denen anal (makat bölgesi) kaşınma sık rastlanan bir sorundur


İnatçı anal kaşınma, çocuklarda ve yaşlılarda daha sık görülen bir durumdur Çocuklarda bu durum, sık rastlanan bir parazit olan kılkurdunun varlığına bağlı olabilir Yaşlılarda ise neden, yaşlanan deri-nin kurumasıdır


Doktorunuz anal kaşınmanızın nedenini araştırırken, sedef hastalığı gibi bir deri hastalığının, deri kanserinin ve bir mantar enfeksiyonunun işaretlerini de arayacaktır Kaşınmaya ve tahrişe neden olan hemoroid, anal fissür ve anal fistül yönünden de muayene edilebilirsiniz; bu hastalıklar anal kaşınmanın nadir nedenleridir Çoğu kez kaşınmanın kesin nedeni bulunamaz


Aşırı Bakım


Bazı kişiler, anüs bölgesini sert bir sabun bezi ve sabunla iyice temizlemeye çalışırlar Bu durum, bölgenin kaşınmasına, yanmasına ve tahriş olmasına yol açabilir


İlaç Reaksiyonları


Bazı kişilerin kaşınmayı geçirmek için kendi başlarına kullandıkları ilaçlar, tahrişe yol açarak kaşımayı ve yanmayı artırabilir


Stres


Bazı doktorlar, kanıtlanmamış olsa da, stresin kaşınmaya yol açabileceğine inanmaktadır


Anal Kasların Gevşemesi


Normalde anal kanalı kapalı tutan kaslar gevşediğinde, dışkı dışarı sızarak bu bölgedeki deride tahrişe yol açabilir


Kötü Bakım


Eğer dışkılamadan sonra uygun temizlik yapılmazsa, anüs bölgesindeki dışkı artıkları tahrişe ve kaşınmaya neden olabilir


Eskiden kronik anal kaşınması olanlarda, anüs bölgesine ışın tedavisi, alkol enjeksiyonu ve hatta bu bölgedeki deri ve sinirleri çıkarmak için ameliyat yapılırdı Artık bu tür uygulamalar ortadan kalkmıştır


Eğer böyle bir sorununuz varsa, aşağıdakileri deneyin


1-Kaşımayı kesin Sürekli kaşıma tahrişe yol açar Ne kadar çok kaşırsanız, o kadar çok kaşınırsınız Bölgeye soğuk uygulamayı de-neyin


2-Bölgeyi temiz tutun Gece, gündüz ve her dışkılamadan sonra bölgeyi tahriş etmeden, nazikçe temizleyin


3-Dışkı sızıntısının deride yaptığı tahrişi engellemek için, bu bölgeye bez koyun ve gerektikçe değiştirin


4-Kaşınmayı azaltmak için yatarken antihistaminik bir ilaç da alınabilir


Eğer kaşıntınız sürerse, tam bir muayene için doktorunuza baş-vurun

Alıntı Yaparak Cevapla

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..

Eski 08-17-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cilt HastalıKları...Ve İlgili Hersey..



mezoterapi


Mezoterapi, uzun zamandan beri estetik tıpta en sık talep konusu olan lipodistrofi veya sellülit konusunda en seçkin tedavi biçimini oluşturmaktadır İlk kez 1952 'de Dr Michel Pistor tarafından uygulanmıştır 1987 'de Fransız Tıp Akademisi tarafından geleneksel tıbbın bir parçası olarak kabul edilmiştir

Fransa' da ortalama 15000 doktor, günde 60000 den fazla hastayı mezoterapi yöntemi ile tedavi etmektedir Uluslar arası Mezoterapi Derneğine üye olan Avrupa, Afrika ve Güney Amerika'da 14 ülkede yöntem başarı ile uygulanmaktadır

Mezoterapinin kelime anlamı orta deri tedavisidir Temeli, tedavi edilecek bölgeye 4-6 mm uzunluğunda çok ince iğneler kullanılarak çok küçük miktarlarda ilaçları lokal olarak enjekte etmeye dayanan tamamen tıbbi bir eylemdir Endikasyona göre değişen çeşitli ilaç karışımları 5-10 dakika gibi bir süre içerisinde deri altına enjekte edilir


Hangi Durumlarda Uygulanır ?


ESTETİK KULLANIMLARI;

Sellülit

Saç Dökülmesi

Ergenlik ve Hamilelikte Oluşan Çatlaklar

Yüz Gençleştirme

Yara İzleri, ( skatrisler )

DİĞER KULLANIM ALANLARI;

Romatoloji

Dolaşım Problemleri ( varis, varis ülserleri )

Migren

Spor Hekimliği

Mezoterapi seans aralıkları minimum 1 hafta olmalıdırBir seansta enjekte edilen ilaç dozu 10 cc yi aşmamalıdırMezoterapide ortaya çıkan yan etkiler genellikle seans aralığı ya da dozaja dikkat edilmedi ise görülmektedir


Uygulanmaması Gereken Durumlar


Kalp Yetmezliği

Diyabet

Böbrek Rahatsızlıklarında

Antikuagülan Tedavi Altındaki Hastalarda

Sonuç

Mezoterapi, etkinliği bütün dünyada kanıtlanmış bir geleneksel tıp yöntemidir Bir çok ülkede uygulanıyor olması, her gün binlerce doktorun hastalarına uygulaması, yararlı bir yöntem olduğunun en güçlü kanıtıdır Hasta ile hekim arasında etkin bir dialoğun olması sonuçların biran önce ve en iyi şekilde elde edilmesi için gereklidir Ancak mezoterapiden, her zaman çok kısa sürelerde sonuç alıp, mucize bir düzelme de beklenmemelidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.