Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #16 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Sevda Sokagi ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum gecenin efkarı iniyor perde perde sevdanın hayali vuruyor arada bir içime ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum hani su perdelerinde mavi kus resimleri olan ali bakkalın hemen yanında 17 numara o kırgın hayatin tam ortasında hani duvarlarında hala yazılar olan o sokakta biri gurbetin, biri ihanetin, biride seni böyle sevmenin hikayesi sevdanın cami bana bakıyor ben cama ve bak sen su seren cama pencere öünde menekşeler, hatmiler bide gece sefası, bide haytalığı adamın |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #17 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Buyur Usta Oğlum, onüç-ondört anahtarı ver Al usta Oğlum, yat motorun altına Nesi var bir bakıver Olur usta Oğlum, iyi sık civatayı Sonra sahibi neder? Sıkıyorum usta Bileğim yettiğince Yüreğim yettiğince Sıkıyorum işte Oğlum, terlemişsin Akmasın terin motora Motor pas yapar sonra Olur mu be usta Ter pas yapar mı Gözyaşı pas yapar mı? Oğlum ne diyorsun bak işine Bakıyorum usta Yalnız ellerim Ellerim çatlamış be usta Ellerim acı içinde Yüreğim var ellerimde Yüreğim yanıyor usta Kan ter içinde Hem usta Sen hiç okula gittin mi Okul nasıl bir şey be usta Öğretmen nasıl biri Usta sahi Orda da motor baktırırlar mı ki Orda da söverler mi çocuklara be usta Orda da döverler mi? Oğlum bak işine kızdırma beni Olur usta ha usta Senin anan da saçlarını okşar mıydı Sana ağlar mıydı gecenin al yalazında Sahi usta sen hiç ağladın mı bir sabah Cansız düşende anan Yavaşca gözlerinin önünde Oğlum bak işine ! Attırma tepemi gir motorun altına Usta dur kızma! Bak giriyorum motorun altına Dünyanın altına Giriyorum usta giriyorum Desteğe gerek yok usta Desteğe gerek yok Ben oraya yüreğimi koyuyorum İnan taşır be usta |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #18 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..VUR BİTSİN Orada masanın üstünde bir resim, İkimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar’da Saçlarımızın üzerinde martılar, Gözlerimizde acemi bir aşk Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk, Senin sırtında sarı yağmurluğun Kadıköy’de ucuzluktan almışız Bende o siyah kazak hani bir kedi gibi sokulduğun Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse, Islatan her tarafımızı Orada masanın üstünde bir resim, Yak bitsin Orada kapının arkasında bir yazı, Seviyoruz yazmışız birlikte, Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde, Bir pazartesi akşamı ben eve dönünce Tutup öyle yazmışız nereden estiyse, Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere, Ne yaptığın çorbanın, ne pilavın tadı Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam, Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın Orada kapının arkasında bir yazı Sil bitsin Orada sehpanın üzerinde iki bardak, Senin demlediğin çayı içmişiz birlikte Nasılda dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle, Bir masalmış bir yalanmış gibi korkmuşuz, Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına Ben tek sen üç şeker atmışın filiz çayımıza Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz, Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza Orada sehpanın üzerinde iki bardak, Kır bitsin Orada odaya saçılmış küçük hatıralar, Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Belki minik kızgınlığın, belki bir gülüşün orda, Böreğin altını yakışın, düğmeyi dikerken iğneyi eline batırışın, Ve saçların hep o kan gülleri taktığın saçların, beni mahpus bıraktığın saçların Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Hep o kanepede oturmuşluğun, şu senin küçük yastığın, şu eşarbın, İşte şu bir haziran akşamı gitmek için ayaklanışın Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Orada odaya saçılmış küçük hatıralar, Git bitsin Orada ayaklarının dibinde bir adam, Adam bütün adamlığını dökmüş önüne, Böyle kaç gün yada kaç gece, ayaklarının dibinde, Öyle kolay mı öyle kolay gitmek, Her şeyi bu İstanbul’u, o sevdiğin adaların kokusunu Mısır çarşısını, Eminönü’nün balık ekmeğini Beyoğlu’nun sinema salonlarını birlikte beklediğimiz 28 numarayı, Unutmak öyle kolay mı, öyle kolay, Orada ayaklarının dibinde bir adam, Kov bitsin Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah, Babadan kalma, Hani bir bayramda saydırmışız havaya, Sen biraz ürkek sokulmuşun omzuma, Kuşlar havalanmış bütün kuşları İstanbul’un, Giderken galiba bir beni birde bunu unutmuşun Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah, Ve burada zaten öldürdüğün bir yürek, Vur bitsin |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #19 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Hadi gidiyorsun Yürekten kan gidiyor,sen gidiyorsun Herşey gidiyor Gökte bulut,dağda kar,düzde kervan gidiyor Solgun bir gül oluyor insan Bir demet kar çiçeği ölüyor,sen gidiyorsun Ne ucuz yaşıyorsun,ne kolay Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun Bakma öyle Ben kanıyorum sen üşüyorsun Kolay değil bir yalan bu Yaralayan koca bir yalan Yalan işte Sevdiğim yalan şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi Yumuşacık sıcak bir yalan Islak gözlerimle geçiyorum Yaralı bir ceylanın kalbinden Ceplerimde kül var Bir yangından arta kalan Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman Herşey bir yalan gibi yandığı zaman Yalnız olduğunu anlıyor insan Anladım ve geçtim Yaralı bir ceylanın kalbinden Aynamı kırdım,fotoğraflarımı yaktım Nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı Nasıl da umarsız Su gördüm düşümde Karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu Ceplerimde kül vardı ve yanıyordu Sonra sabah oluyor Ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu Hayır,diyordu bir dağ köylüsü Hiç bir şey için geç değil Ve geç değil Birşey için hiçbirşey Birşey vardı öyleyse,birşey Beni çeken Güneşin dağdasından uzağa Kocaman çayırlara çeken birşey Gümrah ırmaklara Sonra sıcağa sonra acıya Sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan birşey Tutsana beni bırakmasana Olsun,yaralasana Olsun,ağrısa da Yalan da olsa kalsana Dağ köylüsü aşkın olduğu yerde ben varım SEN OLMASAN DA ben varım Yağmur yağar,saçlarım filizlenir Bir yıldız düşer omuzlarıma Islık çalar,ıslanır,şarkılarımı söyler geçerim kapımdan Camların buğusundan ve yağmurun kokusundan Tanırlar beni En iyi YALANLARINI alırım onların Adresler sorarım kimseler oturmaz orada Ve kimseler olamz ben sordukça Dağköylüsü şimdi gidersen şimdi git Kalırsan şimdi |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #20 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..ADAM GİBİ Ben seni hiç sevmedim ki Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Birde yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan Ben seni hiç sevmedim ki Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim Kurşunları sevdim beni vurduğunda Ağlamayı sevdim unuttuğunda Yalnız olduğumu anladığımda Ayakta kalmamı sevdim Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini İkindide yağmur gibi Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi Ben seni hiç sevmedim ki Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim Menekşeyle konuşmanı Nisan'a hatırlatmanı Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben seni hiç sevmedim ki Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın Ağlayan yüzünde İsa'nın Ferahlatan gücüyle duanın Korkutan yanıyla nar'ın İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne Gülün üstüne Tutunduğum umudun üstüne Korkunun üstüne Hep senin üstüne, hep senin üstüne Ben seni hiç sevmedim ki Gittiğin zaman gitmeni sevdim Evreni sevdim geldiğin zaman Kalmanı sevdim Korkuyordum sana alışmaktan Yine de sevdim gülümsemeyi Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından Kırlara ilk kar düştüğü zaman Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim Seni içimde öldürdüğüm zaman Ben seni hiç sevmedim ki Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Birde yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben sevdim mi adam gibi severim bu şiirine bayılıyorum tsk |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #21 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Sevda Sokagi ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum gecenin efkarı iniyor perde perde sevdanın hayali vuruyor arada bir içime ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum hani su perdelerinde mavi kus resimleri olan ali bakkalın hemen yanında 17 numara o kırgın hayatin tam ortasında hani duvarlarında hala yazılar olan o sokakta biri gurbetin, biri ihanetin, biride seni böyle sevmenin hikayesi sevdanın cami bana bakıyor ben cama ve bak sen su seren cama pencere öünde menekşeler, hatmiler bide gece sefası, bide haytalığı adamın |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #22 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Buyur Usta Oğlum, onüç-ondört anahtarı ver Al usta Oğlum, yat motorun altına Nesi var bir bakıver Olur usta Oğlum, iyi sık civatayı Sonra sahibi neder? Sıkıyorum usta Bileğim yettiğince Yüreğim yettiğince Sıkıyorum işte Oğlum, terlemişsin Akmasın terin motora Motor pas yapar sonra Olur mu be usta Ter pas yapar mı Gözyaşı pas yapar mı? Oğlum ne diyorsun bak işine Bakıyorum usta Yalnız ellerim Ellerim çatlamış be usta Ellerim acı içinde Yüreğim var ellerimde Yüreğim yanıyor usta Kan ter içinde Hem usta Sen hiç okula gittin mi Okul nasıl bir şey be usta Öğretmen nasıl biri Usta sahi Orda da motor baktırırlar mı ki Orda da söverler mi çocuklara be usta Orda da döverler mi? Oğlum bak işine kızdırma beni Olur usta ha usta Senin anan da saçlarını okşar mıydı Sana ağlar mıydı gecenin al yalazında Sahi usta sen hiç ağladın mı bir sabah Cansız düşende anan Yavaşca gözlerinin önünde Oğlum bak işine ! Attırma tepemi gir motorun altına Usta dur kızma! Bak giriyorum motorun altına Dünyanın altına Giriyorum usta giriyorum Desteğe gerek yok usta Desteğe gerek yok Ben oraya yüreğimi koyuyorum İnan taşır be usta |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #23 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..VUR BİTSİN Orada masanın üstünde bir resim, İkimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar’da Saçlarımızın üzerinde martılar, Gözlerimizde acemi bir aşk Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk, Senin sırtında sarı yağmurluğun Kadıköy’de ucuzluktan almışız Bende o siyah kazak hani bir kedi gibi sokulduğun Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse, Islatan her tarafımızı Orada masanın üstünde bir resim, Yak bitsin Orada kapının arkasında bir yazı, Seviyoruz yazmışız birlikte, Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde, Bir pazartesi akşamı ben eve dönünce Tutup öyle yazmışız nereden estiyse, Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere, Ne yaptığın çorbanın, ne pilavın tadı Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam, Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın Orada kapının arkasında bir yazı Sil bitsin Orada sehpanın üzerinde iki bardak, Senin demlediğin çayı içmişiz birlikte Nasılda dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle, Bir masalmış bir yalanmış gibi korkmuşuz, Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına Ben tek sen üç şeker atmışın filiz çayımıza Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz, Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza Orada sehpanın üzerinde iki bardak, Kır bitsin Orada odaya saçılmış küçük hatıralar, Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Belki minik kızgınlığın, belki bir gülüşün orda, Böreğin altını yakışın, düğmeyi dikerken iğneyi eline batırışın, Ve saçların hep o kan gülleri taktığın saçların, beni mahpus bıraktığın saçların Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Hep o kanepede oturmuşluğun, şu senin küçük yastığın, şu eşarbın, İşte şu bir haziran akşamı gitmek için ayaklanışın Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Orada odaya saçılmış küçük hatıralar, Git bitsin Orada ayaklarının dibinde bir adam, Adam bütün adamlığını dökmüş önüne, Böyle kaç gün yada kaç gece, ayaklarının dibinde, Öyle kolay mı öyle kolay gitmek, Her şeyi bu İstanbul’u, o sevdiğin adaların kokusunu Mısır çarşısını, Eminönü’nün balık ekmeğini Beyoğlu’nun sinema salonlarını birlikte beklediğimiz 28 numarayı, Unutmak öyle kolay mı, öyle kolay, Orada ayaklarının dibinde bir adam, Kov bitsin Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah, Babadan kalma, Hani bir bayramda saydırmışız havaya, Sen biraz ürkek sokulmuşun omzuma, Kuşlar havalanmış bütün kuşları İstanbul’un, Giderken galiba bir beni birde bunu unutmuşun Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah, Ve burada zaten öldürdüğün bir yürek, Vur bitsin |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #24 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Hadi gidiyorsun Yürekten kan gidiyor,sen gidiyorsun Herşey gidiyor Gökte bulut,dağda kar,düzde kervan gidiyor Solgun bir gül oluyor insan Bir demet kar çiçeği ölüyor,sen gidiyorsun Ne ucuz yaşıyorsun,ne kolay Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun Bakma öyle Ben kanıyorum sen üşüyorsun Kolay değil bir yalan bu Yaralayan koca bir yalan Yalan işte Sevdiğim yalan şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi Yumuşacık sıcak bir yalan Islak gözlerimle geçiyorum Yaralı bir ceylanın kalbinden Ceplerimde kül var Bir yangından arta kalan Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman Herşey bir yalan gibi yandığı zaman Yalnız olduğunu anlıyor insan Anladım ve geçtim Yaralı bir ceylanın kalbinden Aynamı kırdım,fotoğraflarımı yaktım Nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı Nasıl da umarsız Su gördüm düşümde Karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu Ceplerimde kül vardı ve yanıyordu Sonra sabah oluyor Ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu Hayır,diyordu bir dağ köylüsü Hiç bir şey için geç değil Ve geç değil Birşey için hiçbirşey Birşey vardı öyleyse,birşey Beni çeken Güneşin dağdasından uzağa Kocaman çayırlara çeken birşey Gümrah ırmaklara Sonra sıcağa sonra acıya Sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan birşey Tutsana beni bırakmasana Olsun,yaralasana Olsun,ağrısa da Yalan da olsa kalsana Dağ köylüsü aşkın olduğu yerde ben varım SEN OLMASAN DA ben varım Yağmur yağar,saçlarım filizlenir Bir yıldız düşer omuzlarıma Islık çalar,ıslanır,şarkılarımı söyler geçerim kapımdan Camların buğusundan ve yağmurun kokusundan Tanırlar beni En iyi YALANLARINI alırım onların Adresler sorarım kimseler oturmaz orada Ve kimseler olamz ben sordukça Dağköylüsü şimdi gidersen şimdi git Kalırsan şimdi |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #25 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..ADAM GİBİ Ben seni hiç sevmedim ki Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Birde yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan Ben seni hiç sevmedim ki Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim Kurşunları sevdim beni vurduğunda Ağlamayı sevdim unuttuğunda Yalnız olduğumu anladığımda Ayakta kalmamı sevdim Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini İkindide yağmur gibi Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi Ben seni hiç sevmedim ki Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim Menekşeyle konuşmanı Nisan'a hatırlatmanı Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben seni hiç sevmedim ki Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın Ağlayan yüzünde İsa'nın Ferahlatan gücüyle duanın Korkutan yanıyla nar'ın İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne Gülün üstüne Tutunduğum umudun üstüne Korkunun üstüne Hep senin üstüne, hep senin üstüne Ben seni hiç sevmedim ki Gittiğin zaman gitmeni sevdim Evreni sevdim geldiğin zaman Kalmanı sevdim Korkuyordum sana alışmaktan Yine de sevdim gülümsemeyi Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından Kırlara ilk kar düştüğü zaman Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim Seni içimde öldürdüğüm zaman Ben seni hiç sevmedim ki Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Birde yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben sevdim mi adam gibi severim bu şiirine bayılıyorum tsk |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #26 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Sevda Sokagi ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum gecenin efkarı iniyor perde perde sevdanın hayali vuruyor arada bir içime ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum hani su perdelerinde mavi kus resimleri olan ali bakkalın hemen yanında 17 numara o kırgın hayatin tam ortasında hani duvarlarında hala yazılar olan o sokakta biri gurbetin, biri ihanetin, biride seni böyle sevmenin hikayesi sevdanın cami bana bakıyor ben cama ve bak sen su seren cama pencere öünde menekşeler, hatmiler bide gece sefası, bide haytalığı adamın |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #27 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Buyur Usta Oğlum, onüç-ondört anahtarı ver Al usta Oğlum, yat motorun altına Nesi var bir bakıver Olur usta Oğlum, iyi sık civatayı Sonra sahibi neder? Sıkıyorum usta Bileğim yettiğince Yüreğim yettiğince Sıkıyorum işte Oğlum, terlemişsin Akmasın terin motora Motor pas yapar sonra Olur mu be usta Ter pas yapar mı Gözyaşı pas yapar mı? Oğlum ne diyorsun bak işine Bakıyorum usta Yalnız ellerim Ellerim çatlamış be usta Ellerim acı içinde Yüreğim var ellerimde Yüreğim yanıyor usta Kan ter içinde Hem usta Sen hiç okula gittin mi Okul nasıl bir şey be usta Öğretmen nasıl biri Usta sahi Orda da motor baktırırlar mı ki Orda da söverler mi çocuklara be usta Orda da döverler mi? Oğlum bak işine kızdırma beni Olur usta ha usta Senin anan da saçlarını okşar mıydı Sana ağlar mıydı gecenin al yalazında Sahi usta sen hiç ağladın mı bir sabah Cansız düşende anan Yavaşca gözlerinin önünde Oğlum bak işine ! Attırma tepemi gir motorun altına Usta dur kızma! Bak giriyorum motorun altına Dünyanın altına Giriyorum usta giriyorum Desteğe gerek yok usta Desteğe gerek yok Ben oraya yüreğimi koyuyorum İnan taşır be usta |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #28 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..VUR BİTSİN Orada masanın üstünde bir resim, İkimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar’da Saçlarımızın üzerinde martılar, Gözlerimizde acemi bir aşk Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk, Senin sırtında sarı yağmurluğun Kadıköy’de ucuzluktan almışız Bende o siyah kazak hani bir kedi gibi sokulduğun Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse, Islatan her tarafımızı Orada masanın üstünde bir resim, Yak bitsin Orada kapının arkasında bir yazı, Seviyoruz yazmışız birlikte, Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde, Bir pazartesi akşamı ben eve dönünce Tutup öyle yazmışız nereden estiyse, Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere, Ne yaptığın çorbanın, ne pilavın tadı Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam, Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın Orada kapının arkasında bir yazı Sil bitsin Orada sehpanın üzerinde iki bardak, Senin demlediğin çayı içmişiz birlikte Nasılda dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle, Bir masalmış bir yalanmış gibi korkmuşuz, Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına Ben tek sen üç şeker atmışın filiz çayımıza Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz, Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza Orada sehpanın üzerinde iki bardak, Kır bitsin Orada odaya saçılmış küçük hatıralar, Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Belki minik kızgınlığın, belki bir gülüşün orda, Böreğin altını yakışın, düğmeyi dikerken iğneyi eline batırışın, Ve saçların hep o kan gülleri taktığın saçların, beni mahpus bıraktığın saçların Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Hep o kanepede oturmuşluğun, şu senin küçük yastığın, şu eşarbın, İşte şu bir haziran akşamı gitmek için ayaklanışın Ne yana dönsem bir parça bir şey senden Orada odaya saçılmış küçük hatıralar, Git bitsin Orada ayaklarının dibinde bir adam, Adam bütün adamlığını dökmüş önüne, Böyle kaç gün yada kaç gece, ayaklarının dibinde, Öyle kolay mı öyle kolay gitmek, Her şeyi bu İstanbul’u, o sevdiğin adaların kokusunu Mısır çarşısını, Eminönü’nün balık ekmeğini Beyoğlu’nun sinema salonlarını birlikte beklediğimiz 28 numarayı, Unutmak öyle kolay mı, öyle kolay, Orada ayaklarının dibinde bir adam, Kov bitsin Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah, Babadan kalma, Hani bir bayramda saydırmışız havaya, Sen biraz ürkek sokulmuşun omzuma, Kuşlar havalanmış bütün kuşları İstanbul’un, Giderken galiba bir beni birde bunu unutmuşun Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah, Ve burada zaten öldürdüğün bir yürek, Vur bitsin |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #29 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..Hadi gidiyorsun Yürekten kan gidiyor,sen gidiyorsun Herşey gidiyor Gökte bulut,dağda kar,düzde kervan gidiyor Solgun bir gül oluyor insan Bir demet kar çiçeği ölüyor,sen gidiyorsun Ne ucuz yaşıyorsun,ne kolay Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun Bakma öyle Ben kanıyorum sen üşüyorsun Kolay değil bir yalan bu Yaralayan koca bir yalan Yalan işte Sevdiğim yalan şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi Yumuşacık sıcak bir yalan Islak gözlerimle geçiyorum Yaralı bir ceylanın kalbinden Ceplerimde kül var Bir yangından arta kalan Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman Herşey bir yalan gibi yandığı zaman Yalnız olduğunu anlıyor insan Anladım ve geçtim Yaralı bir ceylanın kalbinden Aynamı kırdım,fotoğraflarımı yaktım Nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı Nasıl da umarsız Su gördüm düşümde Karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu Ceplerimde kül vardı ve yanıyordu Sonra sabah oluyor Ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu Hayır,diyordu bir dağ köylüsü Hiç bir şey için geç değil Ve geç değil Birşey için hiçbirşey Birşey vardı öyleyse,birşey Beni çeken Güneşin dağdasından uzağa Kocaman çayırlara çeken birşey Gümrah ırmaklara Sonra sıcağa sonra acıya Sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan birşey Tutsana beni bırakmasana Olsun,yaralasana Olsun,ağrısa da Yalan da olsa kalsana Dağ köylüsü aşkın olduğu yerde ben varım SEN OLMASAN DA ben varım Yağmur yağar,saçlarım filizlenir Bir yıldız düşer omuzlarıma Islık çalar,ıslanır,şarkılarımı söyler geçerim kapımdan Camların buğusundan ve yağmurun kokusundan Tanırlar beni En iyi YALANLARINI alırım onların Adresler sorarım kimseler oturmaz orada Ve kimseler olamz ben sordukça Dağköylüsü şimdi gidersen şimdi git Kalırsan şimdi |
Ibrahim Sadri Siirleri.. |
06-23-2012 | #30 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ibrahim Sadri Siirleri..ADAM GİBİ Ben seni hiç sevmedim ki Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Birde yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan Ben seni hiç sevmedim ki Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim Kurşunları sevdim beni vurduğunda Ağlamayı sevdim unuttuğunda Yalnız olduğumu anladığımda Ayakta kalmamı sevdim Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini İkindide yağmur gibi Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi Ben seni hiç sevmedim ki Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim Menekşeyle konuşmanı Nisan'a hatırlatmanı Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben seni hiç sevmedim ki Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın Ağlayan yüzünde İsa'nın Ferahlatan gücüyle duanın Korkutan yanıyla nar'ın İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne Gülün üstüne Tutunduğum umudun üstüne Korkunun üstüne Hep senin üstüne, hep senin üstüne Ben seni hiç sevmedim ki Gittiğin zaman gitmeni sevdim Evreni sevdim geldiğin zaman Kalmanı sevdim Korkuyordum sana alışmaktan Yine de sevdim gülümsemeyi Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından Kırlara ilk kar düştüğü zaman Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim Seni içimde öldürdüğüm zaman Ben seni hiç sevmedim ki Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Birde yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben sevdim mi adam gibi severim bu şiirine bayılıyorum tsk |
|