Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
van, şehri

Şehr-İ Van

Eski 11-04-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehr-İ Van



Van Doğal Güzellikleri

Van ili 3000 m yüksekliği olan volkanik dağlarla çevrilidir Van gölü bu volkanik alanın ortasında bir çöküntü havzasıdır İl topraklarının % 53ü dağlarla, %33ü platolarla, % 14ü ovalarla çevrilidir

Dağlar



Van yöresinin %53ünü kaplayan dağlar çeşitli jeolojik dönemlerde kıvrılma ve kırılmalar sonucunda oluşmuştur Bunların başında ilin kuzey kesiminde, dorukları il sınırları dışında kalan Aladağ (3255) ve Tendürek Dağı (3542) bulunmaktadır Bunlardan Tendürek Dağı'nın doğusunda İran sınırına kadar uzanan dağ sıraları bulunmaktadır Bu dağların yüksekliği 2600–2900 mye ulaşmaktadır Bu dağların belli başlı yükseltiler; Dumanlıdağ, Elegen Dağları, Kırklar Dağı, Tavur Dağı ve Kotur Tepesi'dir Bu dağlar arasındaki Bendimahi Havzası ile Karasu havzası yakınında kuzeyde, Alikelle Dağı (2850 m) yer almakta olup dağın uzantıları Abaza düzlüğüne kadar inmektedir Buradaki en yüksek dağ Pirreşit Dağı'dır (3200 m) Bu dağ sıralarını sırasıyla Manda dağı (3020 m), İsabey Dağı (3000) izlemektedir Bunlar düzenli bir sırt halinde güneybatı yönüne uzanarak Karasu Vadisi ile Van Gölü arasında, Şoli Dağı (2900 m) ile devam eder

İl alanındaki yükseltiler güneydoğuya gittikçe artar ve düzgün sıra dağlara dönüşür Bu sıra dağların en önemlileri; Ahlat Dağı (2810m) ve Korahal Dağı (2700m) dır Tendürek Dağı'nın uzantısı olan sınır dağları, Gündizin Dağı (3100m), Koçalan Dağı, Bilecik dağı, Melek Dağı yörenin belli başlı dağlarıdır Kesiş gölünün bazı kesimlerinde başlayan dağlar arasında Şuşanıs Dağı (2750m), Narkut Dağı (2800m), İspiriz Dağı (3688m) bulunmaktadır İlin güney kesiminde ise, Güneydoğu Torosların uzantısı Kavuşahap Dağları yer almıştır Gökdağ (3604 m), Müküs Dağı (3414 m) Arnos Dağı (3547 m), Artos Dağı (3537 m) da buradaki diğer önemli yükseltilerdir

Plato, Yayla ve Ovalar



Van il topraklarının %33ü plato, ova ve yaylalarla kaplanmıştır Bu alanlar III Zamanda ortaya çıkan yükselmeler sonunda meydana gelmiştir Volkanik olan bu alanların toprakları kireçli ve killidir Bunarın belli başlıları Norduz Yaylası, kuzeyde Çaldıran İlçesinde Abaza Düzü, Sultan Gölü çukurluğunun batısındaki yaylalar, Ahlat Dağında Erçek Gölünün kuzeyindeki yaylalar ile güneydoğusunda Hoşap Suyu çevresinde uzanan geniş yaylalardır

İl alanının %13,7 sini kaplayan başlıca ovalardan Van Ovası, Karasu Hoşap Suyu arasında 150 km'lik bir alanı kaplamaktadır Van Gölünün kuzeyindeki Erciş Ovası 150 km lik bir alanı kaplamaktadır Gürpınarda Hoşap Ovası deniz seviyesinden 2400 yükseklikte, 180 km2lik bir alanı kaplamaktadır

Muradiye ilçesindeki Muradiye Ovası deniz seviyesinden 2000 m yükseklikte, 525 km alana yayılmıştır Ayrıca Tarhani Düzü 50 km2, Noşar Düzü 80 km2, deniz seviyesinden 2100 m yükseklikte Saray Ovası 45 km2lik alana yayılmış olup, ilin en verimli topraklarıdır Bunun yanı sıra Karakallı ve Ercek Düzleri de ilin diğer düzlük alanlarıdır

Akarsular



Van Havzası dışında kalan alanlarda çok sayıda küçük akarsı bulunmaktadır Ancak bu akarsular yaz aylarında kurumaktadır

Ben-i Mahi Suyu

Van Gölü Havzasının en büyük akarsuyu olan Bend-i Mahi Suyu ilin kuzeyindeki Aladağ ile Tendürek Dağı arasında çeşitli kolların birleşmesinden meydana gelmiştir Tendürek Dağının güneybatısındaki Sarıgöl ve Kaz Gölünden çıkan bu akarsu sık sık yön değiştirir ve Çaldıran Ovasını suladıktan sonra Yağlıdere ile birleşir ve Göndürme Boğazını aşmaktadır Bundan sonra Muradiye Ovasını sular ve Van Gölünün kuzeyine dökülür Bu akarsuyun uzunluğu 90 kmdir

Hoşap Suyu (Güzelsu)

Başkale ile İspiriz Dağları ile Norduz Yaylasından kaynaklanan Hoşap Suyu, Koçkıran, Gelispiri ve Geleriş Dağlarından doğan çok sayıdaki derelerle beslenir Derin bir vadiden doğu ve batı yönünde akar, Hoşap Ovasını suladıktan sonra Zernek Boğazına girer Bunun ardından Havasor Ovasından geçerek Van Gölüne dökülür Bu akarsuyun uzunluğu 130 kmdir

Karasu

Özalp ilçesinin kuzeyindeki dağlardan doğan Karasu 130 km uzunluğundadır Çevresindeki yüksek dağlardan inen küçük akarsularla beslendikten sonra derin bir vadiyi aşar, Akbulak Düzlüğüne girer Bu arada Erçek gölüne yaklaşır Timar Ovasından sonra Van Gölüne dökülür

Memedik Çayı

Özalp ilçesindeki çok sayıdaki akarsuların Saray Düzlüğünde toplanmasından oluşan Memedik Çayı doğu batı yönünde akar Memedik Boğazını geçtikten sonra Erçek Ovasını aşar ve Erçek Gölüne dökülür Bu akarsu 60 km uzunluğundadır

Zilan Deresi

Aladağın kollarından beslenen Zilan deresi kuzey-güney yönünde akarak doğudan Hacıdiri Deresini sularına katar ve sarp bir vadi içerisinden geçer Bundan sonra genişler, Erçis Ovasını geçtikten sonra Van Gölüne dökülür

Van il toprakları içerisinde bu akarsulardan başka Deliçay, İrşat Çayı, Kırkgeçit Deresi, Çığlı Suyu ile Çatak Suyu bulunmaktadır

Göller

Van da çok sayıda göl bulunmaktadır Bunların başında Van Gölü ile Erçek Gölü gelmektedir

Van Gölü



Van Gölü, Türkiyenin en büyük, Avrupanın beşinci büyük gölüdür Gölün yüzölçümü 3764 km² olup derinliği bazı yerlerde 100 metreyi geçmektedir Uzunluğu 125 km, genişliği 65 km aşar Deniz seviyesinden yüksekliği 1646 mdir Büyüklüğünden ötürü de halkı tarafından “Van Denizi” diye anılır

Tarihi Çağlarda Urartular göle dalgalarından ötürü “Dalgalı Deniz” ismini yakıştırmışlardır Malazgirt Savaşından sonra Selçuklular gölün çevresinde yerleşmişlerdir Mezopotamyalılar göle “Nayri Denizi” ismini vermişlerdir Bununla beraber bazı kaynaklarda Küçük Deniz, Ahlat Deryası, Deryaço gibi isimlere de rastlanmıştır Göl çevresinde Ahlat Sazlıkları, Dönemeç Deltası, Karasu deltası, Bendimahi Deltası bulunmaktadır Aynı zamanda bu bölge yakınındaki Nurşun Gölü ile birlikte göçmen kuşların konakladığı bir alandır

Nemrut Dağından çıkan lavların jeolojik devirlerde setler oluşturması sonucu meydana gelen gölün üzerinde Akdamar Adası, Çarpanak Adası, Adır Adası gibi adalar bulunmaktadır Suyu tuzlu 1000/ 210 sodalıdır Bu nedenle de göl sularında temizlik malzemeleri kullanılmadan her türlü çamaşır yıkanabilmektedir Ayrıca gölün tuz oranı % 019 dır Yapılan araştırmalara göre göl suyunun deri ve cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir Gölün en büyük özelliği değişik mevsimlerde değişik zamanlarda farklı renklerde görünmesidir Gölün iki yakasındaki Van ile Tatvan arasında yük vagonlarını taşıyan feribotlar çalışmaktadır Ayrıca Gevaş iskelesinden Akdamar Adasına dolmuş motorları çalışmaktadır

Van sazlığında kuluçkaya yatan yaz ördeği, gölün batısındaki yarımadada üreyen toy, adalarda kuluçkaya yatan Van Gölü martısı ile Van Gölü'ne özgü bir balık türü olan ve planktonlarla beslenen inci kefali (Chalcalburnus tarichi), Van Gölü'nün başlıca doğal özellikleridir Mayıs ve Haziran aylarında yaklaşık 15000 ton avlanan inci kefali lezzeti ve ekonomik değeri yönünden önemli bir besin kaynağıdır Gölün sularının sodalı oluşu inci kefali dışında başka balıkların burada yaşamasına olanak vermemektedir



Göl içerisinde bulunan Akdamar Adasının bir de öyküsü vardır Buna göre devrin baş keşişinin Tamara isimli çok güzel bir kızı varmış Bu kız, Gevaş'ta yaşayan bir delikanlıya âşık olmuştur Bu genç her gece Tamara'ya ulaşmak için gölü yüzerek geçer, kıyıda elindeki ışıkla da Tamara onu beklemiş Ancak bu gizli buluşmalardan haberdar olan baş keşiş, fırtınalı bir gecede elinde mumla kıyıya inmiş Işığın yerini sürekli değiştirerek gencin gücünü yitirmesine neden olmuş Genç “Ah Tamara, ah Tamara” diyerek Van Gölünün sularında boğulmuştur Ah Tamara, Ah Tamara sözcükleri zamanla Ahtamar veya Akdamar biçimine dönüşmüştür

Van Gölü'nde bir canavar olduğu konusunda 1997 yılında bazı iddialar ortaya atılmış, toplumun dikkati bu yöne çekilmiştir Bu canavarın 8- 10 m boyunda, ses çıkaran, insanlara zarar vermeyen, kahverengi-siyah arasında bir yaratık olduğu söylentisi, uzun yıllar gizemini korumuştur Van halkı tarafından “Canavan”, “Cano” gibi isimlerle sevimli hale getirilen bu canavarla ilgili olarak Cambridge Üniversitesi'nden dünyaca ünlü su altı biyologu Jacques Cousteau gölde bir araştırma yapmak üzere Van'a gelmiş, bundan sonra da göl turizm yönünden önem kazanmıştır Sonunda bu olay, Vanın gelişmekte olan bir yöre olduğuna ve yöre halkının turizmi canlandırmak amacıyla böyle bir hikâyeye başvurduğuna bağlanmıştır

Erçek Gölü

Van Gölünden sonra ilin ikinci büyük gölü olan Erçek Gölü Van Gölünün doğusunda, IV Zamanda oluşmuş, lav kümelerinin yığılmasından meydana gelmiştir Van Gölünden bir eşikle ayrılan bu göl bir çöküntü havzası içerisindedir Kuzeydoğusunda Şeyh Zengi Ovası, güneyinde Irgat dağı ile çevrilidir Deniz seviyesinden yüksekliği 1803 m dir

Bu gölün de suları sodalı ve tuzludur

Van ilindeki belli başlı bu iki gölden başka İran sınırı yakınında Kaz Gölü ve onun batısında Sor Gölü, kuzeyinde Engiz Gölü ve Hasan Timuran Gölü bulunmaktadır Bunların yanı sıra Akgöl, Sultan (Süphan) Gölü, ilin kuzeyinde Kavak Dağı eteğinde Hıdırmenteş Gölü, Tendürek Dağı eteğinde Sarı Göl vardır Ayrıca Kuh, Kozan ve Erek dağları arasındaki vadide vadi ağzının kapatılmasıyla oluşturulan, yapay bir göl olan Keşiş Gölü bulunmaktadır Keşiş Gölünün kuzeyinde Irgat Dağı eteğinde İmaris Gölü ile Çengi Gölü il topraklarındaki diğer küçük göllerdir

İçmeler ve Kaplıcalar

Van ili yeraltı su kaynakları yönünden oldukça zengin kaynaklara sahiptir İlin büyük bir kesiminde maden suları ile kaplıcalar bulunmaktadır

Akbaş Köyü Madensuyu (Erciş)

Van ili Erciş ilçesinde, Akbaş Köyünde bulunan Akbaş Kaplıcasının sıcaklığı 19 derecedir Bu maden suyundan aynı zamanda banyo yoluyla da yararlanılmaktadır

Aşağı Şerefhane Maden Suyu (Muradiye)

Van ili Muradiye ilçesinde Çaldıran ile Muradiye arasında bulunan bu suyun sıcaklığı 10 C olup, debisi 005 lt/sn dir Bu maden suyu sindirim, böbrek ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir

Bolbülük Maden Suyu (Özalp)

Van ili Özalp ilçesinde bulunan bu maden suyunun sıcaklığı 12,5 derecedir Saniyede 8,5 litre kaynamaktadır Bu su da sindirim, bağırsak ve böbrek hastalıklarına iyi gelmektedir

Hozi Maden Suyu (Başkale)

Van ili Başkale ilçesinde bulunan Hozi Maden Suyunun sıcaklığı 13,5 derece, debisi de 009 lt/sn dir Bu maden suyu da sindirim, bağırsak ve böbrek hastalıklarına iyi gelmektedir

Kanlıbudak Maden Suyu (Başkale)

Van ili Başkale ilçesinde bulunan bu maden suyunun sıcaklığı 14 derece olup, saniyede 0,5 lt kaynamaktadır

Zereni Kaplıcası (Başkale)

Van ili Başkale ilçesinde bulunan bu kaplıcanın suyu 55 derece sıcaklıktadır Saniyede 1 litre kaynamaktadır

Hasanabdaz Kaplıcası (Erciş)

Van ili Erciş ilçesi Deliçayda bulunan bu kaplıcanın suyunun sıcaklığı 68 derecedir Kaplıca suyu saniyede 2 litre kaynamaktadır

Yoldüştü Köyü Maden Suyu (Gürpınar)

Van ili Gürpınar ilçesi Yoldüştü Köyünde bulunan bu maden suyunun sıcaklığı 10 derecedir Saniyede 0,7 litre kaynamaktadır

Derviş Kaplıcası (Muradiye)

Van ili Muradiye ilçesi Çaldıranda bulunan bu kaplıcanın suyunun sıcaklığı 36 derecedir Kaplıca suyu saniyede 0,05 litre kaynamaktadır Çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır

Dergezin Kaplıcası (Muradiye)

Van ili Muradiye ilçesi Çaldıranda bulunan bu kaplıcanın suyunun sıcaklığı 36 derece olup, debisi 5 lt/sn dir

Mesire Yerleri

Amik Gölü Mesire Yeri

Van-Erciş karayolunda, Amik Gölü kıyısında bulunan bu mesire yeri meyve bahçeleri ve göl kıyısındaki doğal plajları ile tanınmıştır Yaz aylarında ilin önemli bir mesire yeridir

Çatak Mesire Yeri



Van ili Çatak ilçesinde bulunan bu mesire yeri iki çayın birleştiği bir vadide yer almaktadır Çevresi ormanlık olup, Çatak Gölü alabalığı ile ün yapmıştır Aynı zamanda çevresinde dağ keçisi, tilki, tavşan ve keklik gibi av hayvanları yaşamaktadır

Erek Vadisi Mesire Yeri

Van Erek Vadisi yamaçlarında bulunan bu mesire yeri zengin bir doğaya sahiptir İl merkezinden buraya günü birlik gelenler bulunmaktadır Çevresi av turizmi yönünden önemlidir

Horhor Bulağı Mesire Yeri

İl merkezinde, Van Kalesinin kuzeybatısında bulunan bu mesire yeri kaynak suları ile de ün yapmıştır

Edremit Mesire Yeri

Van ili Edremit ilçesinde, Vana 20 km uzaklıktaki bu mesire yeri doğal plajları ve bitki örtüsü ile tanınmıştır

Ganiyisippi Şelalesi



Van il merkezine 60 km uzaklıkta, Van-Çatak karayolu üzerinde, Çatak ilçesine 5 km uzaklıkta bulunan bu şelalenin çevresinden mesire yeri olarak yararlanılmaktadır Şelalenin çevresinde alabalık tesisleri bulunmaktadır Şelale kayalıklardan, 100 m yükseklikten dökülmektedir Şelalenin suları Nisan ayı sonlarında çok gür olarak akar, yaz aylarının sonlarına doğru da azalmaktadır

Muradiye Şelalesi



Van ili Muradiye ilçesine 10 km uzaklıkta Bend-i Mahi Çayı üzerindeki bu şelale derin bir vadi içerisinden, 10–20 m yukarıdan aşağıya dökülmektedir Çevresinden mesire yeri olarak yararlanılmaktadır Buradaki asma köprüsü ile de ün yapmıştır

Van Peri Bacaları (Vanadokya) (Başkale)



Van ili Başkale ilçesi Yavuzlar Köyünde bulunan ve Kapadokya yöresindeki peri bacaları ile oluşum yönünden benzerlik gösteren peri bacalarının bulunduğu alan Vanadokya olarak anılmaktadır

Buradaki volkanik Yiğit Dağının püskürttüğü kayaçların aşınmaları sonucunda bu oluşumlar meydana gelmiştir Günümüzde kendi haline terk edilmiş olan bu oluşumların doğal park ilan edilmesi ve koruma altına alınması yerinde olacaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Şehr-İ Van

Eski 11-04-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehr-İ Van



Van Kedisi



Eski tarihlerden beri Van Gölü çevresinde yaşadığı bilinen uzun tüylü kedi soyu, Van Kedisi ismi ile tanınmıştır Yörede “Pişik” ismi ile tanınan bu kedilerin tüyleri uzun, dalgalı ve sık olup çoğunlukla da parlak beyaz renktedir Kedilerin yüzü yuvarlak, kulakları dik ve kulak içleri pembe renktedir Bu tür kedilerin bir gözü mavi, diğer gözü sarı renktedir Bununla beraber her iki gözü de sarı veya mavi olan türlere de rastlanmaktadır Bu renkler gözlerdeki sarı renk pigmentlerinin yoğunluğuna göre değişmektedir Bazı kedilerde çağla yeşili, kahverengi gözlere de rastlanmaktadır Yavru kedilerin doğumdan 25 gün sonra göz renkleri farklılaşır ve 40 gün sonra da göz renkleri netleşir

Van Kedileri Ankara Kedileri ile benzerlik göstermektedir Ancak onlardan ayrılan bazı özellikleri bulunmaktadır Bunların başında, sağırlık oranının çok düşük olması ve kendi başlarına yaşayabilme içgüdüleri gelmektedir Van Kedilerinin yaz aylarını dağlarda, kış aylarını da evde geçirdikleri yöre halkı tarafından söylenmektedir Bununla beraber, günümüzde yaz aylarını dağda geçiren kediye çok az rastlanmaktadır Van kedilerinin erkek cinslilerinin vücut ağılığı yaklaşık 3600 gr, dişilerinin ise 2900 grdır

Bu kediler suda yüzen ve sudan korkmayan tek kedi türüdür

Alıntı Yaparak Cevapla

Şehr-İ Van

Eski 11-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehr-İ Van



Van, Anadolunun İran, Maveraünnehir ve Kafkas yollarının birleşim noktalarından biri olmakla çok sayıda kavmin geçişini sağlamıştır Tarihi süreç yönünden, bölgenin kültürel yapısında Arap, Fars ve Türklerin derin izleri görülür Türklerin özellikle Selçuklu sonrası yerleşimleri kısa zamanda Ahlat, Adilcevaz, Erciş, Gevaş ve Vanın bayındır bir hale gelmesini sağlamış, coğrafyanın yerleşime elverişli olması önemli bir Türk nüfusunun bu havaliyi yurt tutmasına sebep olmuşturVan, Türk dili coğrafyasında Anadolu sahasında yer almakla birlikte özellikle Azeri Türkçesinin etkisi altındadır Bu etkiyi yapı, ses ve sözcük dağarcığı yönünden görebiliriz Anadolunun iç kesimlerinde bilinmeyen, ancak Azeri sahasında ortaya çıkmış bir çok kelimeye Vanda rastlayabilirizTek bir Van ağzından söz etmek mümkün değildir Bölgenin çeşitli zamanlarda ve halen değişik sebeplerle göç alması, sosyolojik farklılaşmaların yanında dil değişimini de beraberinde getirmektedir Vandaki nüfus hareketiyle ilgili şu birkaç sebebi zikredebiliriz- Osmanlı-Karamanoğulları mücadelesi sonucunda Van, Karaman bölgesinden göç almıştır- Osmanlı - Safevi hakimiyet mücadelesi sırasında bir takım Türk boyları yer değiştirmiştir- Kuzey Azerbaycanın ve özellikle Karabağın Ruslar tarafından işgali sebebiyle Van göç almıştır - Güney Azerbaycandaki çeşitli olaylar yüzünden Van göç almıştır- Ekonomik sebeplerle Karadenizin Çaykara ve çevresinden Vana aileler yerleştirilmiştir- Üniversitenin faaliyete geçmesiyle şehre çok sayıda öğrenci ve öğretim görevlisi gelmiştir- Afganistanın Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine Kırgız Türklerinin bir bölümü Vana yerleştirilmiştir- Terör sebebiyle Van göç almıştır- Son olarak çok sayıda memurun çalışmak üzere Vana gelmesi, bu bölgede tek bir dil karakterinden söz etmemizi zorlaştırıyor Ayrıca yine sosyal, iktisadi ve tarihi şartlar sebebiyle Van merkez nüfusunu büyük ölçüde İstanbul, İzmir gibi Batı illerine taşımıştır Bu yüzden çekirdek Van kültürü ve ağzı gün geçtikçe değişimlere maruz kalmaktadır Basın yayın araçları ve özellikle televiyonun mahalli ağız üzerinde derin etkisi vardır Yine üniversitenin faaliyete geçmesi, standard bir Van ağız ifadesini ortaya koymakta dilcileri müşkül durumlara sokmaktadır

Serhat şehirlerimizden biri olan Van, tarih boyunca stratejik önemi yanında, sanata ve ilme beşiklik etmesi açısından da önemli bir yere sahip oluşmuştur Türk-İslam devlet geleneği içerisinde, sanatkârlar ve ilim adamları, merkezlerde sultanlar; vilâyetlerde valiler ve üst düzey yöneticiler tarafından desteklenip korunmuşlardır Varı, çok uzun yıllardan beri önemli bir vilâyet merkezi olması hasebiyle zikredilen fonksiyonun icrasına haliyle mekân olmuştur

Van, tabiî güzelliği açısından da birçok mekâna nasip olmayan avantajlara sahiptir Gölü, dağları, güzelim suları, ovaları, yaylaları, kışın soğuğuyla yazın sıcağıyla rahatsız etmeyen mutedil havası, birkaç bin yıllık tarihin mirası olan eserleri ile Van, şairlere gerçekten iham kaynağı olma niteliğindedir

Tanzimat dönemine kadar edebiyat dendiği zaman akla şiir gelirdi Haddizatında "edebiyat" kelimesi bile ilk defa Şinasî tarafından kullanılmış bir kelimedir Klâsik dönemde edebiyat yerine "Şiir ve irışa" kullanılırdı Şiir bildiğimiz şiir, inşa ise düz yazı anlamındadır Ne var ki eski edebiyatımızda düz yazı şiirin yanında her zaman üvey evlat muamelesi görmüştür Bu, sadece Eski Türk edebiyatı için değil bütün İslâm-Şark edebiyatları için geçerli olan bir özelliktir Birçok padişahın, mektuplarını bile manzum yani şiir tarzında yazdığı bilinmektedir

Van ilimizi edebiyat tarihi açısından ele aldığımız zaman, yukarıda sözü edilen özelliğin Van için de cari olduğu görülmektedir Şiir, sadece Cumhuriyet öncesinde değil Cumhuriyetten sonra da saltanatını sürdürmüştür Vandaki Sanat ve Edebiyat faaliyetlerinin Cumhuriyetten sonraki bölümüne ağırlık vereceğiz

İslamî dönemde Vandaki edebiyat tarihini 14 yüzyıla kadar götürebiliyoruz Vanın Bahçesaray ilçesinden asıl adı Muhammed olan ve şiirlerinde "Mim Hayy" mahlasını kullanan Fake-i Tayran Van yöresinde, eserleri günümüze ulaşmış ilk şâirdir Bölgede medrese talebelerine "fakih"ten bozma "fake" denmektedir "Fake-i Tayran" kuşların talebesi anlamındadır Doğum ve vefat tarihi tespit edilemeyen Ercişli Emrah, Vankulu Mehmet Efendi (ö 1592) , Abdülbaki Efendi (ö 1634), Şâni (ö 1676), Mevlevi Mehmet Dede (17 yy) , şâir İzzî (İzzetî Mehmet Bey, Vani Çelebi (17 yy) Mir Sipihri (17 yy) Ömer Efendi (ö 1 ğ 78) , Feyzi Salih Efendi (ö 1715) , Dürri (ö 1639), (ö 1724) Sadî (Abdülbâki Sadi Efendi) (1708-1748) , İbrahim Hoca (ö 1808) , Vehbi Dede (Derviş Vehbi-i Kadim) (?-?) Aşık Davut Telli (?-?) Selamî Efendi (ö 1808) , Akif Mustafa Efendi (1812 ) , Aşık Hayreti (19 y) Kavalcı Recep (18451915) Cumhuriyetten önce Vanın yetiştirdiği, tesbit edilebilen şâirleridir

Cumhuriyet dönemine gelinirken Türk Edebiyatı ciddi değişimler geçirmiştir Divan edebiyatı, Arap ve Fars edebiyatlarının tesiriyle oluşmuş, estetik yönü ağır basan, sıkı kurallara bağlı bir edebiyattır Türk Edebiyatında, Tanzimat dönemi olarak isimlendirdiğimiz 1860-1896 döneminde Türk şiiri, Batıya yönelmeye başlamıştır İçeriği değişen şiirde kullanılan vezin, yine Aruz veznidir; dil yine Arapça, Farsçanın ağırlıkta olduğu Osmanlıcadır Değişmeye başlar Millî Edebiyat (1911-1923) döneminde ise artık dil sade Türkçe, vezin hece vezni, nazım şekilleri, içerik tamamen değişmiştir Cumhuriyet döneminde edebiyatın hakimiyeti devam etmiş, devletin resmî kültür politikası, musikide olduğu gibi, edebiyatta da halk ürünleri ile Batı Edebiyatının karışımından yeni bir edebiyat tarzı geliştirmek amacına yönelik olmuştur Cumhuriyet döneminde, hece vezni ile yazılan şiirlerin yanında bir de serbest vezinli şiirler görülmeye başlamıştır

Cumhuriyet döneminde, Vanda yetişen şâirlerin birinci ve ikinci kuşakları, genelde halk şiiri tarzına meyletmişler ve eserlerini bu çerçevede vermişlerdir Çoğunluğu şiirlerini Vanda yayınlanan mahalli gazetelerde yayınlayarak şiire başlayan bu şâirlerin büyük bir kısmı, sonraki dönemlerde büyük şehirlere göçmüş ve kalem faaliyetlerine buralarda devam etmişlerdir Mahallî basının sanat ve kültüre yaptığı katkıyı burada bir kez daha teyid etmeliyiz Bu bağlamda Vanda yayınlanan mahallî gazetelerden Van Sesi, Van Postası, İki Nisan, Van Ekspres, Kurtuluş, Çaldıran, Bir Nisan Serhat, Yeni Yurt Van, Van Halk Postası, Van Kulu, Van Haber, Prestij, Şark Yıldızı gazetelerini kutlamak lazım Bunlardan bir kısmı hâlâ yayınını sürdürmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Şehr-İ Van

Eski 11-04-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehr-İ Van



Van mutfağının doğadan gelen bazı incelikleri

l-Akpancar: Keledoş yemeğinde kullanılır Dağlardan toplanır , yazın tazesi kışın ise kurutulmuşu kullanılır

2-Cağ: Yumurtalı yemeği yapılır Turşusu tutulur, dağlardan toplanır

3-Çiriş Otu: Pazarlarda satılır yumurtalı yemeği ve çorbası yapılır Yaz yemeğidir

4-Ebem Gümeci: Çorbası yapılır, ayran aşında kullanılır, göğüs yumuşatır, bağırsak hastalıklarına iyi gelir

5-Evelik: Eşkili yemeğinde, ayran aşında ve peynir yapımında kullanılır

6-Helis otu: Peynire katılır, sebze olarak tüketilir

7-Hindiba: Salatası yapılır, barsaklara ve safraya iyi gelir, mide asidini alır , baş ağrısını iyileştirir

8-Isırgan otu: Kanseri ve şişlikleri iyileştirir Çorbası yapılır

9-Kekik: Peynirde kullanılır, öksürük ve nezle tedavisinde çayı içilir

10-Sirmo: Peynire katılır

11-Kuzu kulağı: Süt ürünlerine katılır Uyuza iyi gelir Sarılığı iyileştirir

12-Reyhan: Çılbır yemeğinde, peynir ve cacık tüketiminde kullanılır

13-Kişniş: Ayran aşında salatalarda kullanılır Mide rahatsızlığına ve baş dönmesine iyi gelir Boğaz ağrılarını iyileştirir

14- Yarpuz: İştah açar, mideyi kuvvetlendirir İdrar söktürür salatalarda ve yemeklerin bir kısmında kullanılır

15- Yabani sarmaşık: Ayran aşında kullanılır Mide rahatsızlıklarına iyi gelir Peynirde kullanılır

16-Uçkun: Ekşili yemeğinde kullanılır Sabahları aç kamına yenen uçkun mide ülserini iyileştirir

Alıntı Yaparak Cevapla

Şehr-İ Van

Eski 11-04-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehr-İ Van



Ayran Aşı

Kullanılan Malzeme:
Döğme (Den) 220 gr Nohut 150 gr Ispanak 500 grEvelik 8-1 0 Yaprak, Pazik 8-10 Yaprak Yabani Sarmaşık 1- 2 Dal Maydanoz, 1 Demet Yarpuz ,1 Demet Kişniş otu, 1 Demet soğan, 5-6 orta boy kıyma 250 gr yoğurt 750 gr taze kabak 1-4 Adet orta boy, Yumurta 1 adet

Yapılışı: Döğme ile Nohut ayrı bir kapta haşlanır Diğer bir kapta yoğurt bir yumurta ve iki kaşık un iyice çırpılır Büyük bir tencereye yoğurt boşaltılır , iki su bardağı su ilave edilir Pişirilmiş nohut ve döğme atılır bir iki taşım kaynatılır Daha sonra yıkanmış ve doğranmış pazı, ıspanak, evelik, yabani sarmaşık, kişniş otu, yarpuz katılır 1O-15 dakika bu malzemeler pişmeye yakın taze kabak kare şeklinde doğranır ve tencereye atılır hepsi birlikte kaynatılır
Bu esnada aş sürekli tahta bir kaşıkla karıştırılır Tuz atılır Bütün malzemeler pişince ayrı bir tavada yağ eritilir Soğanlar yarım ay şeklinde irice doğranır maydanoz doğranıp ve yağla birlikte kavrulur Bu sos aşa dökülür ve ateşten indirilir
Not: Çorbaya istenirse kıymadan küçük köfteler katılabilir Ayrıca lezzet verir

Sengeser

Porsiyon adedi: 5 kişilik
Kullanılan Malzemeler: Kavurma et isteğe göre, Mercimek (Yeşil) 5 Su bardağı, Soğan 4-5 orta boy, Salça 3 yemek kaşığı, Kurut 2 Su bardağı, Yağ 3 yemek kaşığı
Yapılışı:
Kavurma et ve doğranmış soğan yağda hafifçe kavrulur Ilık su ilave edilir Hafif ateşte kaynamaya bırakılır 10-15 dakika kaynadıktan sonra haşlanmış mercimek ilave edilir 3-4 taşım kaynatılır Daha sonra ezilmiş kurut dökülür hep birlikte kaynatılır ocaktan indirilip servis yapılır

Kurut: Çökeleğin güneşte kurutulmuş halidir Ilık su ile özel kabında ezilerek bulamaç haline getirilir ve yemeklerde kullanılır

Çörek içi

Porsiyon adedi: 5 kişilik
Kullanılan Malzeme: Yağ 500 gr Un 250 gr Bal İstenirse, Reçel istenirse

Yapılışı:
Yağ tavada eritilir Un ilave edilir Tahta bir kaşıkla karıştırılır Kahverengi bir renk alınca ocaktan indirilir Ekmeğin üzerine sürülür Üzerine isteğe göre bal ve reçel dökülerek sabah kahvaltısında yenir Ayrıca hamur işi çöreklerin içinde de kullanılır

Şille (Döğme şillesi)

Porsiyon adedi: 5 kişilik
Kullanılan Malzemeler: Döğme (Çekilmiş Den) 2 Su bardağı, Yağ (Tere yağı) 3 yemek kaşığı, Salça 2 yemek kaşığı

Yapılışı:
Dövülmüş ve çekilmiş buğday (Döğme) tuzlu suda pişirilir Pelte kıvamına gelince ocaktan alınır Eritilmiş tere yağı (İstenilse salça ile birlikte) Sos şeklinde hazırlanır Tabağa alınan yemeğin üzerine dökülür Yemeğin en önemli özelliği tuzlu balıkla yenmesidir

Mıhla

Porsiyon adedi: 5 kişilik
Kullanılan Malzemeler: Kavurma et İsteğe göre, Soğan 6- 7 adet orta boy, Yağ 3 yemek kaşığı, Yumurta 5 adet

Yapılışı :
Kavurma et pastırma gibi doğranır tavaya alınır Dahasonra yarım ay şeklinde doğranmış soğanlar yağla birlikte tavaya konulur Üzerini kapatacak kadar ılık su dökülür Pişirilmeye bırakılır, soğanlar piştikten sonra yumurta kırılır Yumurtalar dağıtılmadan pişer, karabiber ve tuz eklenir ocaktan alınır Servise hazırdır

Kurutlu Köfte

Porsiyon adedi: 5 kişilik
Kullanılan Malzemeler:
Döğme 1 Su bardağı Bulgur (İnce ) 2 Su bardağı Rendelenmiş soğan 3-4 orta boy Nane İsteğe göre Kurut Ezilmiş 2 su bardağı Sarımsak 5-6 diş Yağ 250 gr Salça 2 yemek kaşığı Reyhan İsteğe göre Zeytirun İsteğe göre

Yapılışı:
Döğme bulgur, rendelenmiş soğan, nane, reyhan, Zeytirun, tuz, karıştırılır Ilık su ilave edilir ve iyice yoğrulur Hamur haline gelince, uzun köfteler yapılır Bu köfteler kaynayan suya atılır pişen köfteler sudan alınır Kurut (Özel kabında ezilerek) bulamaç haline getirilir Bulamaca dövülmüş sarımsak katılır Bir kap içine alınan köfteler üzerine bu karışım dökülür Ayrıca bir tavada iri doğranmış soğan, yağ ve salça ile bir sos yapılır Yemek üzerine dökülür Servise hazırdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Şehr-İ Van

Eski 11-04-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehr-İ Van



KAHVALTI KÜLTÜRÜ

Türkiye'de sadece Van'a özgü olan ve kentin ara sokaklarına dağılan kahvaltı salonları, yerli ve yabancı ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor "Ben seninle bir gün Van'daki kahvaltı salonunda Olma ihtimalini sevdim'' dizeleriyle sanatçı Yılmaz Erdoğan'ın şiirine yansıyan Van kahvaltıları, Van mutfağında önemli yer tutuyor Beslenmede önemli yeri olan ve uzmanlar tarafından da en önemli öğün olarak değerlendirilen kahvaltıyı, Van'da kendine has özellikleri ile yaşatan kahvaltı salonları, sabahın ilk ışıkları ile birlikte büyük hareketlilik kazanıyor

Günün ilk saatlerinden akşama kadar açık olan kahvaltı salonları, yaz ve kış aylarında yerli, yabancı ziyaretçiler ile Vanlı esnafın akınına uğruyor Kentin ara sokaklarına dağılan, bulunduğu sokaklara canlılık getiren kahvaltı salonları, çorba ve pastahane ürünlerinin yer almadığı menüsüyle büyük ilgi görüyor

Otlu peynir, karakovan balı

Bölgeye özgü otlardan yapılan otlu peynir, cacık, tereyağı, karakovan balı, kaymak, tahin, pekmez, gül reçeli, sucuklu yumurta, tereyağında yumurta, piyes yumurta, melemen, zeytin, yoğurt, süt ve çaydan oluşan mönüsüyle müşterilerine farklı lezzet sunan kahvaltı salonları son dönemde kentin turizm değerleri arasında da yerini alıyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Şehr-İ Van

Eski 11-04-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehr-İ Van



VAN KİLİMLERİ

Kilimcilik Vanın el sanatları arasında önemli bir yere sahiptir Düz dokumalar arasında yöre insanının hayvancılıkla uğraşmasının sonucu kilimcilik yaygınlaşmıştır Geçmişte yöre insanının evlerinde yaygı, minder, yastık, hurç, erzak torbası, çuval, çocuk beşiği ve yük örtüsü olarak kullanılmıştır Yöre kilimlerinde kullanılan renkler; bordo, kırmızı, lacivert, Van beyazı denilen kirli beyaz, naturel kahverengi kullanılmaktadır Van kilimlerinde ayrı bir güzellik ve duygu vardır Motiflere; kurt ayağı, akrep, çakmak, muhabbet kuşu, koç boynuzu, eli belinde, kemgöz gibi ilginç adlar verilir En büyük ilgi gören kilimler; Gülsarya, Mehrek, Halit Begi, Lüleper vddir
VAN KİLİMİ DÜNYADA BİR NUMARA

Van kilimine kalite ve kültürel olarak baktığınız zaman sadece Türkiyenin değil, dünyanın en kaliteli kilimleri arasında ilk sırayı çekiyor diyebiliriz Tabi ki her yörenin belli bir motifi var Ama Van ve Hakkari kilimlerinin çok ayrı bir yeri var Van ve Hakkariyi ayırt edemiyoruz Bütünleşmiş ikisi Ama böyle kalmasının bir mahsuru yok Çeşit ve kalite olarak çok iyi bir durumda Mesela burada bulunan birkaç renk hiçbir yerde bulunmuyor

Yöre kilimleri ile alakalı yaptığımız ve yapacağımız kataloglar çok önemli Çünkü dünya literatürünü taradığınız zaman Van ve Hakkariye ait olan 1 ya da 2 örnekle karşılaşıyoruz ve hep aynı kilimler, aynı fotoğraflar Ama onların yüzlerce farklısı var İşte bu kilimlerin tanıtımı için bu tür yayınlar önemli Bu kataloglarla bu kilimler ölümsüzleştirilecek ve gelecek kuşaklara aktarılacak

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.