Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antalya, bölgesini, gezmeli, nasil

Antalya Bölgesini Nasil Gezmeli?

Eski 09-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antalya Bölgesini Nasil Gezmeli?




ANTALYA BÖLGESİNİ NASIL GEZMELİ?

Antalya’yı nasıl gezmeli? Kaç gün ayırmalı?

Bu sorulara yanıt bulabilmek için Antalya’nın turizm açısından büyüklüklerinden söz etmek gerekli

İl sınırları batıda Kınık’tan başlıyor Sınır çizgisinde Xanthos ve Letoon antik kentleri de yer alıyor Doğuda ise Gazipaşa ilçesinin Kenar beldesine kadar uzanıyor

Kınık’la Kenar’ı bağlayan ve büyük bölümü kıyıyı izleyen karayolunun uzunluğu yaklaşık 500 kilometre Ortalama bir hızla seyretseniz ve hiç bir yerde durmasanız yaklaşık 8 saat yol almanız gerekir Gezmiş sayılmazsınız ama böyle de geçmiş olursunuz Antalya’yı bir baştan bir başa

Binlerce yıllık geçmişi olan uygarlıklar Antalya’da derin izler bırakmış Batıdan Lykia kentleri başlıyor birbiri peşisıra Sonra Antalya şehir merkezi yakınlarında yerlerini Pamhylia kentlerine bırakıyor Antalya il sınırları içinde irili ufaklı 80’e yakın antik kentin kalıntıları bulunuyor Kimileri çok harap durumda, kimileri iyi korunmuş Kimilerinde defineciler dışında kimse kazma vurmamış, kimileri ise tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılmış ve korumaya alınmış Tamamını dolaşmaya kalksanız en az 1 ay ayırmanız gerekir

Antalya aynı zamanda deniz, güneş ve kum turizmi merkezi Batıda ünlü Letoon ve Patara kumsallarıyla başlıyor il sınırları Bu kumsallar kilometrelerce uzanıyor Derinliği ise kimi bölümlerinde 100 metreyi aşıyor Ayrıca Finike-Kumluca kumsallarını, Adrasan’ı, Olympos-Yanartaş ayrımı arasındaki Çıralı’yı, Kemer’in Tekirova beldesinde başlayıp Antalya’ya kadar küçük kesintilerle kilometrelerce uzanan kumsalları, Kent merkezinden önce Konyaaltı, sonra Lara kumsallarını, Belek turizm alanı içindeki Belek kumsalını, Side’yi, İncekum’u, öncesi ve sonrasıyla Alanya sahil şeridinin ünlü kumsallarını ve Gazipaşa’yı sayabiliriz

Antalya aynı zamanda yaylalarıyla da ünlüdür Kıyının hemen yanıbaşından yükselen Torosların yükseltileri arasına gizlenmiş yaylalar, Mayıs-Ekim ayları arasında sahilde 30 derecenin üzerine çıkan sicaktan kurtulma imkanı sağlar Eskiden toprak olan yayla yollarının önemli bölümü artık asfaltlandı Kısa sürede 500-1000 metre yüksekliğe tırmanabilir, çam ormanlarının gölgesinde buz gibi kaynak sularıyla serinleyebilirsiniz Her adımda bir alabalık çiftliği ve lokantasıyla karşılaşacaksınız Alabalık üretimi için her türlü koşul fazlasıyla vardır çünkü

Yayla yollarının büyük bölümü asfaltlanmıştır ama "Jeep safari"cilerin turistleri toza bulamak için toprak yollar keşfetmeyi inatla sürdürdüklerini de not edelim "Jeep safari", bütün günlerini kızgın güneş altında kızararak geçiren yabancı turistlerin ilgi gösterdikleri bir alternatif olarak son yıllarda çok gelişti

Antalya’yla ilgili başka ne mi söylenmeli?

Bölgede konaklama için herhangi bir sorun yok Her bütçeye, her zevke uygun tesis bulabilirsiniz 5 yıldızlı oteller ve her türlü ihtiyaca kendi içinde yanıt veren dev tatil köylerinden küçük pansiyonlara kadar her türlü konaklama alternatifi vardır

Kalkan merkezinde dar sokaklar küçük ve şirin pansiyonlarla doludur Birbirlerinin üzerinden denize bakmaya çalışırlar Çevreye doğru çıkıldığında çok katlı ve çok yıldızlı oteller başlar

Aynı şey Kaş için de geçerli

Doğuya doğru devam edersek, Kaş’a bağlı Uçağız ve Kaleköy’de ev pansiyonculuğu, Finike, Kale ve Kumluca’da küçük oteller vardır Kumluca’ya bağlı Adrasan köyünün plajı, bir şerit halinde küçük pansiyonlar, otel ve motellerle doldu Büyük tesis bulunmuyor Adrasan’da İnce çakıllarla bezenmiş kumsalı, Olympos ve Yanartaş ören yerleriyle ünlü Çıralı’da da pansiyonculuk çok hızlı gelişti Aynı zamanda kamping alanları da bulunuyor

Ardından Kemer turizm merkezi başlıyor Altyapısı devlet tarafından hazırlanmış ve yatırımcılara verilmiş Kemer’de, tesisler de planlı olarak yanyana dizilmişler Tatil köyleri ve yüksek standartlı oteller Tekirova’da başlıyor ve Beldibi’ne kadar devam ediyor Kemer kent merkezi içinde ise adım başı otel ve pansiyonlar yer alıyor

Antalya’da otel ve pansiyonlar Konyaaltı plajıyla başlıyor Şehir merkezi’nde her türlü bütçeye uygun değişik standartlarda çok sayıda otel var Antalya Kaleiçi ise eski ev ve konakların restorasyonuyla turizme kazandırılmış özel belgeli otel ve pansiyonlarla dolu Antalya’da son yıllarda yapılan otellerin büyük bölümü Lara mevkiinde toplanmış

Belek Antalya’nın doğusunda yeni ve gözde turizm merkezi Yüksek standartlı otel ve tatil köyleri, Kemer’de olduğu gibi önce altyapıları hazırlanarak inşa edilmeye başlandı Belek’te aynı zamanda golf turizmi de geliştirilmeye çalışılıyor Geçen yıl Türkiye’nin uluslararası standartlara sahip ilk golf tesisi Belek’te hizmete girdi

Side-Manavgat’ta otel ve tatil köyleri Çolaklı’yla Titreyengöl arasında sıralanıyor Alanya’da, Okurcalar ile Mahmutlar kasabası arasındaki yaklaşık 40 km’lik şeritte olduğu gibi

Kısacası Antalya her şeyiyle hazır İyi bir tatil ve gezi için sizi bekliyor

Hangi mevsim olursa olsun

Antalya her mevsim güzel Her mevsim aaaif alabilirsiniz

Eminiz, en çok da yeşilin inanılmaz bir biçimde her yandan fışkırdığı Nisan ayından

ANTALYA

Antalya bir metropol artık Türkiye’nin bir numaralı turizm merkezi Turizm, il ve kent merkezi ekonomisini belirliyor Antalya aynı zamanda büyük ölçekli göç alan illerimizden biri Turizmin yarattığı zenginlik kent merkezinde kendisini çok katlı binalar ve modern iş merkezleriyle gösterirken, öte yandan tıpkı İstanbul ve Ankara gibi kentin çevresini gecekondu mahalleleri sarıyor Bütün büyük kentlerimizde olduğu gibi derin çelişkilerle gelişiyor Antalya

Antalya, bölgenin ana giriş kapısı aynı zamanda

İster havayolu, ister karayoluyla gelin bölgeyi gezmek için önce Antalya’ya ulaşmalısınız Antalya havalimanının yeni dış hatlar terminali rekor bir hızla hizmete sokuldu Böylelikle düne kadar özellikle yaz aylarında yaşanan büyük sıkışıklık ve hiç de iç açıcı olmayan görüntüler ortadan kalktı

Yurtdışından gerek tarifeli, gerekse charter seferleriyle bölgeye her zaman yoğun bir turist akışı gözleniyor İç hatlarda ise THY’nin yanısıra İstanbul Havayolları ve Onur Havayolları’nın seferleriyle İstanbul ve Ankara’dan Antalya’ya uçmak mümkün İstanbul ve Ankara gibi büyük merkezlerden karayoluyla bölgeye geliş için en uygun yol, Afyon - Burdur - Antalya yoludur Yolunuz Alanya-Side-Belek tarafına ise Isparta üzerinden yeni açılan yola girmenizi öneririz Bu yol hem daha düzgün, hem daha az sıkışık, hem de eşlik eden doğal görünüm daha güzel (Bu güzergahlarla ilgili ayrıntılı bilgileri, "Güzergahlar" bölümünde bulabilirsiniz)

Antalya’ya Burdur yönünden karayoluyla girişte sık çam ormanı ve piknik alanlarıyla kaplı Kepez’den geçeceksiniz Kepezüstünde soluklanıp, Antalya’yı tepeden seyretmenizi öneririz Nasılsa birazdan şehrin kalabalığına karışacak, hele bir de yazsa sıcakdan kavrulacaksınız Uzun bir yolculuğun ardından Kepezüstünde vereceğiniz mola hoşunuza gidecektir Yol kenarında küçük büfeler olduğunu not edelim Daha uzunca bir mola için biraz daha geride, Korkuteli sapağının hemen karşısındaki tesisleri önerebiliriz (Keptur)

Kepezüstü, Antalya’lıların her fırsatta koştukları geniş bir piknik alanıdır Orman bölge müdürlüğü tarafından düzenlenmiş ve koruma altına alınmıştır Kepez çayı, karayolunun altından bir kanalla ovaya iner

Antalya’yı tepeden seyretmek için, Korkuteli sapağından dönüp yaklaşık 4 km gittikten sonra karşınıza çıkacak olan Düzlerçamı Parkı’nın sonunda yer alan Güveruçurumu 3 kısmına kadar da gidebilirsiniz (Geçtiğimiz yıllarda bu bölgede çok büyük bir orman yangını felaketi yaşandı Binlerce hektar çam ormanı kül oldu Ama Güveruçurumu çevresi bu büyük tahribattan kurtuldu)

Dilerseniz Düzlerçamı Güver uçurumu gezisini Antalya’ya giriş öncesinde bir mola gibi değerlendirmeyin, bu kadar dar zamana sıkıştırmayın ve Telmessos milli parkı ve antik ören yeri ile Karain mağarasını da içine alan bir güzergah olarak en az yarım gün ayırın (Ayrıntılı bilgiyi bir kaç sayfa sonra bulabilirsiniz)

Tarihi kent merkezi ve

Kaleiçi

Antalya’yı gezmeye tarihi kent merkezinden başlamalı Hadrianus Kapısı, Hıdırlık Kulesi, Yivli Minare, Kesik Minare, dar sokakları ve tarihi evleriyle Kaleiçi ve antik yat limanı, çapı yaklaşık 1 km olan bir alan içindedir Tamamını yürüyerek dolaşabilirsiniz

Hadrianus Kapısı’nın, Hadrian döneminde (MS 117-138) Antalya kent kapısı olarak yapıldığı bildiriliyor Kapı tüm ihtişamıyla ayakta Mutlaka görmelisiniz Evliya Çelebi’ye göre tarihi kent, uzunluğu yaklaşık 45 km olan surlarla çevriliymiş Kale duvarları ve burçlar Selçuklular döneminde onarılıp sağlamlaştırılmış Surlar limanı çepeçevre sarıyor Surların güneydoğu ucundaki Hıdırlık Kulesi iki katlı ve 14 m yüksekliğinde Hıdırlık Kulesi, Hadrian Kapısı’nın hemen önünden Kaleiçi’ne girildiğinde Hesapçı sokağı izleyip deniz kenarında indiğinizde karşınıza çıkıyor

Kaleiçi’ne girildiğinde hemen gözünüze çarpacak bir başka yapı olan Yivli Minare Antalya’nın simgesi sayılıyor Adını 37 metreye ulaşan kırmızı tuğlayla örülü minaresindeki 8 yivden alır Selçuklu sultanı 1 Alaattin aaakubat tarafından yaptırıldığı bilinmektedir Kaleiçi’ndeki bir başka ilginç yapı da Kesik Minare’dir 5 yüzyılda Meryem Ana adına kilise olarak yapılan, daha sonra II Beyazıd’ın oğlu Korkut tarafından camiye çevrilen yapının ahşap minaresi 1986’da yanmış ve Kesik minare olarak anılmaya başlanmış

Artık Kaleiçi’nin dar sokaklarından aşağıya, limana inmenin zamanıdır Kaleiçi günün her saatinde gezilebilir ama en aaaifli zamanı akşam üzeridir Tarihi Kaleiçi evleri ve konaklarının büyük bölümü restore edilerek otel, pansiyon, bar ve dükkan olarak kullanılıyor Dükkanlarda çoğunlukla turistlere yönelik hediyelikler satılıyor Kaleiçindeki otellerin, lokanta ve barların çoğunun bir iç avlusu vardır Avluda portakal ağaçlarının altında bol buzlu bir içki, bu saatte en iyi seçeneklerdendir Surların üzerinden limanı gören çok sayıda kafeterya, bar ve lokanta olduğunu da hatırlatalım Seçimi size bırakıyoruz

Antalya’nın tarihi limanı 80’li yıllarda restore edildi ve bu restorasyon Avrupa Konseyi Altın Elma ödülü aldı

Limanda demirlemiş çok sayıda tekne karşılayacak sizi Limandan hareketle gerçekleştirilen büyük ve küçük şelale turlarına katılmak için dolmuş ya da kiralama usulü çalışan teknelere binebilirsiniz Küçük şelale turu kısa olanıdır Büyük Şelale turu ise Düden çayının 40 metre yüksekliğindeki traverten eşikten şelale oluşturarak denize döküldüğü yere kadar uzanır Tekne turuna katılacaksanız Büyük Şelale turunu öneririz Özellikle suların bol olduğu ilkbahar aylarında bu görkemli şelalenin seyrine doyum olmaz Su zerrecikleriyle serinleyecek çok hoş fotoğraflar çekebileceksiniz

Limanda ayrıca günübirlik ya da daha uzun süreli yat gezintileri için de tekneler bulunmaktadır Seyahat acenteleri ve yat işletmelerinden bu konuda bilgi alabilir, rezervasyon yaptırabilirsiniz (Seyahat acenteleri ve yat işletmeleri için Antalya rehberi’ne bakınız)

Kaleiçi’nde geceler de renklidir Sokak aralarından yükselen müziğin davetine uyabilir, geç saatlere kadar açık olan bar ya da diskoteklerde canlı müzik eşliğinde içkinizi aaaaaaayıp dans edebilir, Türk, Alman, Rus, İtalyan bir çok farklı ulustan yeni dostlar edinebilirsiniz

Antalya’da dolaşırken, ülkemizin en temiz kentlerinden birinin Antalya olduğunu hemen farkedersiniz Antalya’nın denizi de temizdir Kentin üzerine kurulduğu traverten yapı, doğal bir kanalizasyon görevi görür Tabii, bu doğal yapının son yıllarda yaşanan aşırı göç nedeniyle hızla büyüyen nüfusu ve çarpık yapılaşmayı ne kadar taşıyacağı önemli bir soru işaretidir

Gerçekten de kent son bir kaç yılda gözle görülür bir hızla büyüdü Antalya’ya girişte, kepezüstü mevkiinden ovaya bakıldığında gecekonduların geniş bir alanı kapladığına tanık olursunuz Şehir merkezindeki yapılaşma ise Lara ve Konyaaltı mevkiinde oldu Büyük şelale turuna katıldığınızda, bundan birkaç yıl önce bomboş olan falezlerin ardında çok katlı binaların hızla yükseldiğini farkedeceksiniz

Biz, tüm büyük kentlerimizi habis bir ur gibi tehdit eden bu önemli problemi bir kenara bırakalım ve gezimizi sürdürelim

Merkezden Konyaaltı’na doğru yürürken denize dik inen derin bir yar göreceksiniz Buranın adı Kadın Yarı’dır Tekelioğulları döneminde "günahkar" kadınlar bir kediyle birlikte çuvala konur, ağzı bağlanan çuval aşağıya atılırmış

Antalya’nın sıcağı bilinir Gündüz sıcaktan kurtulmanın en iyi yollarından biri parklara kaçmaktır Hıdırlık Kulesi’ni çevreleyen Karaalioğlu Parkı bunlardan biridir Cumhuriyet meydanının denize bakan tarafındaki kahvelerde de oturabilir, soğuk içecekler aaaaaaayabilirsiniz Kenan Evren Bulvarının deniz tarafında kalan Atatürk Parkı da bir diğer seçenek olabilir

Antalya Müzesi

Antalya Müzesi, Türkiye’nin en zengin müzelerinden biridir ve Avrupa Konseyi 1988 yılı "Yılın Müzesi Jüri Özel Ödülü"ne sahiptir Bu önemli müzeyi mutlaka gezmelisiniz Hakkını vermek için en az 2 saat ayırmanız gerektiğini unutmayın

Konyaaltı Caddesi üzerindeki müzeye, Kaleiçi’nden çıkıp Cumhuriyet bulvarı boyunca yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz Dilerseniz Kaleiçi önünden otobüs ya da dolmuşlara da binebilirsiniz

Side, Perge, Karataş-Semahöyük, Arykanda, Xanthos Lmyra, Patara, Elmalı Bayındır Tümülüsleri kazıları buluntuları müzenin başlıca eserlerini oluşturuyor Antik çağ oyuncaklarının sergilendiği bir Çocuk bölümünün de bulunduğu müzenin "Tabiat Tarihi ve Prehistorya (Tarih öncesi), Frig Çağı eserleri, Tanrılar, Küçük Eserler ve Sualtı buluntuları, İmparatorlar, Mezar Kültürleri (lahitler), Mozaik, Sikkeler, ikonalar ve Etnografya salonlarında tematik ve kronolojik bir tasnifle eserler sergileniyor

Plajlar

Antalya’nın sıcağından kurtulmanın yolu sayılır mı bilinmez ama, gündüz saatlerini denizde geçirip kenti dolaşmayı akşam serinliğine bırakmak en doğrusu Antalya’nın hemen her yerinden, falezlerin geçit veren basamaklarından inerek denize girebilirsiniz ama plaj ve kumsal arıyorsanız, batıda Kemer yolu kenarındaki Konyaaltı ve doğudaki Lara plajlarını öneririz Her iki kumsalın da gerisinde çok sayıda lokanta, kafe ve büfe bulunuyor

Biraz daha uzaklaşmayı göze alırsanız, Kemer yolunda plaj ve piknik alanları olduğunu hatırlatalım Bunların ilki, şehir merkezinden 11 km uzaklıktaki Topçam günübirlik piknik ve plaj alanıdır Küçükçaltıcak (13 km), Büyükçaltıcak (15 km), Kargıcak (18 km) ve Kargıcak 2 (20 km) diğer günübirlik piknik ve plaj alanlarıdır Olympos-Bey dağları Milli Park alanı içinde bulunan ve yapılaşmaya izin verilmeyen bu alanlar çam ormanı ile çevrilidir

Kemer yolunda 22 kilometreden sonra Kemer-Beldibi tatil köyleri başlıyor

Saklıkent ve Geyik pınarı

Antalya’ya kış ve bahar aylarında giderseniz eğer, kayak da yapabilirsiniz Antalya’ya kar yağmaz ama, 15 saat uzaklıkta ve 2200 metre yükseklikteki Saklıkent zirvesinde kar yılın üç ayı kayak yapabilecek kalitededir

Saklıkent kayak merkezinin denizden yüksekliği 1900 metre Kayak merkezinde biri 750, diğeri 850 metre uzunluğunda iki teleski hizmet veriyor Pist uzunlukları ise 750 ile 3000 metre arasında değişiyor ve farklı zorluk derecelerine göre ayrılıyor İsteyenler kayak kiralayabilir, kayak hocalarından ders alabilirler

Kayak merkezinde teleskilerin hemen yanında bir kafeterya bulunduğunu, konaklama imkanlarının ise sınırlı olduğunu belirtmekte yarar var (Saklıhan Motel, Saklı Şale Pansiyon ve Motel Taci için telefon: 0242446 12 00)

Çevrede çok sayıda boş eve rastlayacaksınız Bu evler Saklıkent Yapı Kooperatifi tarafından yapılıp ve sahiplerine teslim edilmiş Anlaşılan Antalyalı’lar bir heves yaptırmışlar dağ evlerini ama sonra kardan ve kayaktan hoşlanmamışlar ki bir daha uğramamışlar Yazık

Nasıl gidilir?

Şehir merkezinden 48 km uzaklıktaki Saklıkent için çevre yoluna girip Burdur tarafına yönelmek ve Saklıkent yön levhasını izlemek gerekiyor Kış aylarında yolun son kilometrelerinde buzlanma olabileceğini hesaba katın

Saklıkent’e uzun fakat yaz ayları için aaaifli olabilecek bir ikinci yol var Üstelik bu yol, Antalya’nın damı sayılan Geyikpınarı’ndan geçiyor Bunun için önce çevre yolundan Çakırlar’a gitmek gerekiyor Çakırlar’dan sonra Geyikbayırı yön levhası izleniyor Geyikbayırı serinlik arayan Antalya’lılar için bir kaçış noktası Beydağları eteklerindeki bu beldeye çok sayıda villa yapılmış

Antalya ayaklar altında Çevrede çok sayıda alabalık ve et-mangal lokantası var Geyikpınarı’ndan bir süre sonra asfalt bitiyor Toprak yol kıvrıla kıvrıla Saklıkent’e ulaştırıyor sizi Bu yol için en az 2 saat ayırmalısınız Kış ve bahar aylarında kullanmasanız iyi olur Yolda kalabilirsiniz

Saklıkent’e her gün yeni garajın yanından dolmuş kalkıyor

Düden Şelalesi:

Antalya çevresindeki önemli mesire alanlarından biri de Düdenbaşı’dır Düden Şelalesi ve çevresindeki piknik alanı, gerek Antalyalıların, gerekse dışarıdan gelen ziyaretçilerin her zaman yoğun ilgisini çeker Şelaleyi sıcak bir günde gezmenin aaaifli serinliği çekicidir Şelale kentin 12 km kuzeyindedir Otobüs ve minibüs seferleri yapılmaktadır

Dilerseniz Şelalenin oluşumuna bir göz atalım ve sözü ünlü jeofizikçi ve mağaracı Dr Temuçin Aygen’e bırakalım: "Eski Antalya-Burdur asfaltının (Döşemealtı bucağından geçen yol) 28 ve 30 km’lerde iki büyük karstik kaynaktan çıkmaktadır Kırkgözler ve Pınarbaşı adındaki adeta iki nehir kadar bol suyu olan bu iki menba kısa bir akıştan sonra birleşirler ve küçük bir çay sarfiyatındaki su, Bıyıklı düdeni içinde kaybolur Düden ülkemizde su çeken, su yutan deliklere denmektedir Düdenlerin bazıları o kadar büyük olur ki, koca bir nehri ya da gölü yutabilir

Bıyıklı düdeninden kaybolan su 14 km kadar yerin altından gittikten sonra Varsak çukurunun bir ucundan çıkar ve çok kısa bir akıştan sonra tekrar batar Varsak’ta kaybolan su 2 km kadar tekrar yeraltı akışından sonra Düdenbaşı’nda yer yüzüne çıkar Bu su Düdenbaşında alttan, sifonlu olarak bir nehir halinde çıkan sudur Şelale yaparak akan su ise Kepez hidroelektrik santralından gelen sudur

Düdenbaşından sonra çok dağılan ve birçok kola ayrılan Düden çayı, en sonunda Antalya’nın doğusunda 40 m yüksekliğindeki traverten eşikten şelale yaparak Akdeniz’e dökülür

Düdenbaşı’nın aaafi sadece şelale değildir Dar bir merdivenle inilen mağara ve çevrenin yeşilliği etkileyecektir sizi Fotoğraf makinanızı almayı sakın unutmayın Suyun ve yeşilin serinliğinde birşeyler yemek ve içmek için dere kenarında lokantalar olduğunu not edelim

Kurşunlu Şelalesi:

Antalya’dan 24 km uzaklıktadır Çam ormanı ve yoğun bitki örtüsüyle kaplı vadi boyunca akan derenin yarattığı irili ufaklı şelaler, gölcüklerden oluşan, seyir terasları, yürüyüş patikaları ile milli park olarak düzenlenmiş bir dinlenme yeridir Kentin sıcağından bunaldığınız bir gün gidin Kurşunlu’ya İçinde nilüferlerin, balıkların yüzdüğü gölcükleri gezin Sonra şelalenin arkasındaki mağaraya girip önünüzden düşen serin suları, güneşin altın ışıltılar attığı parlak su damlacıklarını seyredin Ardından vadi boyunca akan dereyi çepeçevre saran patika yollara atın kendinizi Sık bitki örtüsünün altında yürüyün, gövdeleri suyun üzerine uzanmış ağaçlara tırmanın, köprülerden geçin ve eğer tüm bunlarla yetinmiyorsanız derenin aktığı vadi boyunca uzun yürüyüşe çıkın Dönüşte, şelale çevresindeki kır lokantaları ve kahvelerinde oturmak da bu gezinin ikramiyesi

Nasıl gidilir?

Kurşunlu Şelalesi için Antalya-Alanya yolunun 17 kilometresindeayrılarak yeni İsparta yoluna girmek ve ardından Kurşunlu Şelalesi yön levhasını izleyerek dar asfalt yoldan 7 km daha gitmek gerekiyor Kurşunlu Şelalesi milli parkı’na giriş ücretli

Perge

Perge, Antalya’ya çok yakın ve önemli antik kentlerin başında geliyor Perge için, Antalya-Alanya yolunun 15 km’sindeki Aksu’dan solda Perge yön yevhasını izlemek gerekiyor Perge ana yoldan 2 km içeride

Bir Pamphylia kenti olan Perge’nin MÖ 12-13 yüzyılda kurulduğu tahmin ediliyor

Lidya ve Pers egemenliklerinin ardından Perge MÖ 334’te İskender’e teslim oluyor

Kentin en parlak dönemi, Roma imparatorluğunun egemenliğine rastlıyor (MS 2-3 yüzyıl) Kentte bugün görülebilecek kalıntıların tamamı bu döneme ait

Antik ören yerinde kazılar Türk arkeologlar tarafından sürdürülüyor

Bilet gişelerinin ardından ören yerine geç dönem inşa edilen Roma Kapısı ile giriliyor Kapının ardında sağda Bizans Bazilikası, ötesinde dış kenarlarında dükkan ve odalar bulunan Agora ve solda güney Hamamlarını göreceksiniz Pamfilya şehirleri içinde bu kadar büyük ve görkemli hamam kalıntılarına rastlayamazsınız Antik çağlarda kent yaşamında hamamların rolü büyükmüş Günün büyük bölümünü sohbet ederek hoşça vakit geçirmek isteyen kentliler doldururlarmış Öğleye kadar kadınlar, öğleden sonra da erkeklerin kullanımına ayrılırmış

Yola devam edildiğinde, karşınıza birbirine paralel iki yüksek duvar kalıntısı çıkacak Perge’nin simgesi olan ve bir tarafı Agora’ya dayanan bu duvarlar, MÖ 3 yüzyıla tarihlenen ve arasında Perge’nin en eski kapısı bulunan çok yüksek iki kuleye ait Kuleler ve kapı Helenistik döneme tarihleniyor

Helenistik kapının ardından sütunlu cadde başlıyor 300 Metre uzunluğundaki cadde Akropolün altında Nympheum ile sonlanıyor Yolun hemen solunda ise 76-76 m’lik ölçüleriyle çok iyi korunmuş ve Julius Cornutus tarafından İmparator Claudius’a (MS 41-54) sunulmuş Palaestra yer alıyor Kentin akropolü, kentin kuzeyinde düz bir plato üzerine kurulmuş

Kentin dışında kalan ve ören yerine karayoluyla girişte karşılaşılan ilk yapılardan biri olan tiyatroda restorasyon çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı ve ziyarete yeniden açıldı Tiyatronun 15000 kişilik olduğu tahmin ediliyor Hemen arkasındaki stadyum büyük ve görkemli Antik çağın en iyi korunmuş stadyumlarından birisi ve Aphrodisias’tan sonra ikinci büyüklükte

Aksu - Kundu Turizm Merkezi

Antalya’nın yanıbaşında yeni bir turizm merkezi doğuyor

Tıpkı Belek gibi, Turizm Bakanlığı tarafından altyapısı hazırlanırak tahsisli arazi biçiminde turizm yatırımcılarına açılan merkezde birkaç yıl içinde 5000 yatak kapasiteli bir turizm merkezi yaratılmış olacak

Şu anda MNG tarafından yapılan bir turizm tesisi var ve kitap baskıya hazırlandığında açılması için hazırlıklar son noktaya gelmişti

Aksu, Toroslardan doğan ve Akdenize dökülen onlarca dereden biri ve Antalya’ya en yakın olanı Aksu beldesi de ismini Aksu deresinden almış

Aksu Antalya’dan yalnızca 15 km uzaklıkta ve Antalya - Alanya karayolu üzerinde Belde, kasapları ve et loantalarıyla tanınıyor Perge antik kentinin hemen girişinde bulunduğu için de turistik özeliliği var Aksu’daki et lokantalarında yemek için mola verebilirsiniz

Yeni turizm merkezine ve Aksu deresinin denize döküldüğü yere ulaşabilmek için Aksu beldesinin hemen içinden deniz tarafına dönmeniz gerekiyor Buradan itibaren 8 km’lik yolun önemli bir bölümü düzgün, küçük bölümü ise bozuk asfalt Kundu köyü 6 km’de Yolun içinden geçip MNG Holding yol levhalarını izlediğinizde Aksu deresinin denizle buluştuğu yere geliniyor Belek kadar büyük olmamakla birlikte aynı türden çam ağaçlarının bulunduğu bir orman kumsalı çevrelemiş

Derenin sağında ve solunda çok sayıda salaş balıkçı lokantası sıralanıyor Yazın açık, kışın ise üstü naylon tenteyle örtülmüş olarak hizmet veren lokantalarda, balık, salata, alkollü ve alkolsüz içki eservisi var Hesabın oldukça makul olduğunu not edelim

Turizm merkezinin çehresi yeni tesislerin de devreye girmesiyle oldukça değişecek ve renklenecek Belki salaş balıkçı lokantalarının yerini önümüzdeki yıllarda modern lokantalar, barlar ve eğlence yerleri alacak

Salaş yerlerden hoşlanıyorsanız vakit geçirmeden gidin Yazın temiz kumsalından ve denizinden yararlanabilir, piknik yapabilir, kendinize balık ziyafeti çekebilirsiniz Kışın da iyi bir yemek yiyerek temiz hava alırsınız Hem Antalya’da kış olsa ne kadar olacak ki (Hem de daha ucuz oluyor) Turizm çok hızlı gelişiyor tesisler birbiri ardına sıralanıyor, yöre kalabalıklaşıyor, canlanıyor O zaman da renkli bir tatil yapmaya gidersiniz Ama şimdiden bu halini görmelisiniz

(2000 Nisan’ında, balıkçık lokantalarında Çipura ve Levrek’in kilosu 8 milyon TL, Bira 500000-TL, duble salata ise 800000 TL idi)

Antalya Türkiye’nin en çok turist alan merkezi Kent merkezi de, çevresi de çok hızlı gelişti Verimli bir tarım kentinden, kazançlı bir turizm merkezine dönüştü tatil için düşündüğünüz her şey var

Resimler



Kaleiçi eski Antalya’nın yaşadığı yer, gezmeye oradan başlamalı Yivli Minare ve Saat Kulesi eşliğinde Kaleiçi



Hızlı büyümeye rağmen modern bir kent Antalya



Kaleiçi’nden inilen limanın çevresinde, daracık sokaklarda çok canlı bir hayat kıpırdayıp durur gecenin çok geç saatlerine kadar



Hadrianus Kapısı



Karaalioğlu gün içinde sıcakta soluklanmak ya da akşam uzun uzun oturmak için büyük ve güzel bir park



Kentin sembollerinden biri de kesik minare



Atatürk Evi Antalya Müzesi, Türkiye’nin en zengin müzelerinden biridir En az iki saatinizi ayırmalısınız, tümünü gezebilmek için

Lara’dan Antalya’ya bakış Lara, Antalya’nın son yıllarda hızla yapılaşma alan sayfiye bölgesidir kent merkezinin doğu ve batısında iki büyük plajı var: Lara doğuda, Konyaaltı batıdadır



Düden Şelalesi, yazın sıcak günlerinde hoş bir serinlik yayar, etarafına Su zerrecikleri etrafa saçılır, gökkuşağı yaratır



Antalya’nın Kemer yolu çıkışındaki, açıktaki ada Sican adasıdır



Kurşunlu Şelalesi ve çevresi irili ufaklı şelaleleri, seyir terasları, kır lokantaları ile çok güzel Şelalenin arkasındaki mağaraya girmeyi unutmayın



Antalya’nın yanıbaşındaki Perge antik kenti


Kundu, Belek benzeri yüksek kaliteli tesislerle yeni bir turizm merkezi olma yolunda


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.