Kasas Sûresi/Kasas Suresi |
09-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kasas Sûresi/Kasas SuresiKASAS SÛRESİ/Kasas Suresi Mekke döneminde inmiştir 88 âyettir Sûre adını, 25 âyette geçen Bismillahirrahmânirrahîm 1 Tâ-Sîn-Mîm 2 Bunlar apaçık Kitab'ın âyetleridir 3 İman eden bir kavm için Mûsâ ile Firavun'un haberlerinden bir kısmını sana gerçek olarak anlatacağız 4 Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu Şüphesiz o bozgunculardandı 5 Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım 6 Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun'a, Hâmân'a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim 7 Mûsâ'nın annesine, "Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil'e) bırak, korkma, üzülme Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız" diye ilham ettik 8 Nihayet Firavun ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı Şüphesiz Firavun, (veziri) Hâmân ve onların askerleri hata yapıyorlardı 9 Firavun'un karısı şöyle dedi: "Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz" Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi 10 Mûsâ'nın anasının kalbi bomboş kaldı Eğer biz (çocuğu ile ilgili sözümüze) inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı 11 Annesi, Mûsâ'nın kız kardeşine, "Onu takip et" dedi O da Mûsâ'yı, onlar farkına varmadan uzaktan gözledi 12 Biz, daha önce onun, süt analarının sütünü emmemesini sağladık Kız kardeşi, "Size onun bakımını, sizin adınıza üslenecek ve ona içtenlik ve şefkatle davranacak bir aile göstereyim mi?" dedi 13 Böylece biz, anasının gözü aydın olsun ve üzülmesin, Allah'ın va'dinin hak olduğunu bilsin diye onu anasına geri döndürdük Fakat onların pek çoğu bunu bilmezler 14 Mûsâ olgunluk çağına ulaşıp gelişimini tamamlayınca biz ona ilim ve hikmet verdik Biz iyilik edenleri böyle mükafatlandırırız 15 Mûsâ halkın habersiz olduğu bir sırada şehre girdi Orada biri kendi tarafından, diğeri düşmanı tarafından; kavga eden iki adam gördü Kendi tarafından olan, düşmanına karşı ondan yardım istedi Mûsâ da ona bir yumruk indirip onu öldürdü Mûsâ, "Bu şeytanın işidir O gerçekten apaçık bir saptırıcı düşmandır" dedi 16 Mûsâ, "Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim Beni affet" dedi Allah da onu affetti Şüphesiz o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir 17 "Rabbim! Bana verdiğin nimetle asla suçlulara arka çıkmayacağım" dedi 18 Korkarak, etrafı gözetleyerek şehirde sabahladı Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen yine feryat ederek ondan yardım istiyordu Mûsâ da ona, "Belli ki sen azgın bir kimsesin" dedi 19 Mûsâ, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince adam, "Ey Mûsâ! Dün birini öldürdüğün gibi, beni de öldürmek mi istiyorsun Sen ancak yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun, arabuluculardan olmak istemiyorsun" dedi 20 Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam geldi "Ey Mûsâ! İleri gelenler seni öldürmek için aralarında senin durumunu görüşüyorlar Şehirden hemen çık Şüphesiz ben sana öğüt verenlerdenim" dedi 21 Mûsâ korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıktı ve "Ey Rabbim! Beni bu zalim kavimden kurtar" dedi 22 (Şehirden çıkıp) Medyen'e doğru yöneldiğinde, "Umarım Rabbim beni doğru yola iletir" dedi 23 Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü Bunların yanında da koyunlarını suya salmamak için uğraşan iki kız gördü Mûsâ onlara, "(Koyunlarınızı burada tutmaktaki) maksadınız ne?" dedi Onlar, "Çobanlar sulayıp çekilinceye kadar biz koyunlarımızı sulayamayız Babamız ise çok yaşlı bir adamdır" dediler 24 Bunun üzerine Mûsâ onların koyunlarını suladı Sonra gölgeye çekilip, "Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım" dedi 25 Nihayet kızlardan biri utana utana yürüyerek ona gelip, "Bizim için koyunlarımızı sulamanın ücretini vermek üzere babam seni çağırıyor" dedi Mûsâ onun (Şuayb'ın) yanına gelip başından geçenleri ona anlatınca Şuayb, "Korkma o zalim kavimden kurtuldun" dedi 26 Kızlardan biri, "Babacığım, onu ücretle tut Her hâlde ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü ve güvenilir olan bu adam olacaktır" dedi 27 Şuayb, "Ben, sekiz yıl bana çalışmana karşılık şu iki kızımdan birisini sana nikahlamak istiyorum Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan o da senden olur Ben seni zora koşmak da istemiyorum İnşaallah beni salih kimselerden bulacaksın" dedi 28 Mûsâ şöyle dedi: "Bu seninle benim aramda bir iş İki süreden hangisini tamamlarsam bana bir husûmet yok Allah söylediklerimize vekildir" 29 Mûsâ süreyi tamamlayıp ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafında bir ateş görmüş ve ailesine, "Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm, (oraya gidiyorum) Umarım oradan size bir haber ya da ısınmanız için ateşten bir kor getiririm" dedi 30 Mûsâ, ateşin yanına gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah'ım" 31 "Değneğini (yere) at" (Mûsâ değneğini attı) Onu bir yılanmış gibi süratle hareket eder görünce arkasına bakmadan dönüp kaçtı (Bu sefer şöyle seslenildi "Ey Mûsâ! Beri gel, korkma Çünkü sen güvenlikte olanlardansın" 32 "Elini koynuna sok (Alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan) İşte bunlar, Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir Çünkü onlar fasık bir kavimdirler" 33 Mûsâ, şöyle dedi: "Ey Rabbim! Şüphesiz ben onlardan birisini öldürdüm Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum" 34 "Kardeşim Hârûn'un dili benimkinden daha düzgündür Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum" 35 Allah, "Kardeşinle seni destekleyeceğiz ve size bir iktidar vereceğiz de âyetlerimiz sayesinde size (kötü bir amaçla) ulaşamayacaklar Siz ve size uyanlar galip gelecek olanlardır" dedi 36 Mûsâ onlara delillerimizi apaçık olarak getirince onlar, "Bu ancak uydurulmuş bir sihirdir Biz geçmiş atalarımızın zamanında böyle bir şeyin varlığını duymadık" dediler 37 Mûsâ, "Katından kimin hidayet getirdiğini ve bu yurdun (güzel) sonucunun kimin olacağını Rabbim daha iyi bilir Doğrusu zalimler kurtuluşa eremezler" dedi 38 Firavun, "Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilahınız olduğunu bilmiyorum Ey Hâmân! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Mûsâ'nın ilahına çıkar bakarım(!) Şüphesiz ben onun mutlaka yalancılardan olduğunu sanıyorum" dedi 39 O ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar 40 Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular) Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bak! 41 Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık Kıyamet günü de kendilerine yardım edilmeyecektir 42 Bu dünyada onları lanete uğrattık Kıyamet gününde de onlar iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır 43 Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ'ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik 44 Ey Muhammed! Mûsâ'ya o emri verdiğimiz zaman sen (vadinin) batı tarafında değildin (O olayı) görenlerden de değildin 45 Fakat biz (Mûsâ'dan sonra) birçok nesiller meydana getirdik Üzerlerinden uzun çağlar geçti Sen Medyen halkı arasında yaşıyor değildin, âyetlerimizi onlardan okuyup öğreniyor da değildin Fakat biz (bu haberi) göndereniz 46 Yine biz (Mûsâ'ya) seslendiğimiz zaman Tûr'un yan tarafında da değildin Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz 47 Kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir musibet gelip de, "Ey Rabbimiz! Bize bir Peygamber gönderseydin de âyetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı, seni peygamber olarak göndermezdik 48 Onlara katımızdan gerçek gelince, "Mûsâ'ya verilen (mucize)lerin benzeri niçin buna da verilmedi" dediler Onlar daha önce Mûsâ'ya verilen (mucize)leri inkar etmemişler miydi? Onlar, "İki sihirbaz birbirlerine destek oluyor" dediler "Biz hepsini inkar ediyoruz" dediler 49 De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, doğruya bu ikisinden (Tevrat ve Kur'an'dan) daha çok ulaştıran bir kitap getirin de, ben ona uyayım" 50 Eğer (bu konuda) sana cevap veremezlerse bil ki onlar sadece kendi nefislerinin arzularına uymaktadırlar Kim, Allah'tan bir yol gösterme olmaksızın kendi nefsinin arzusuna uyandan daha sapıktır Şüphesiz Allah zalimler toplumunu doğruya iletmez 51 Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur'an âyetlerini) onlara peşpeşe ulaştırdık 52 Bu Kur'an'dan önce kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, işte onlar ona da inanırlar 53 Kur'an kendilerine okunduğu zaman, "Ona inandık, şüphesiz o Rabbimizden gelen gerçektir Şüphesiz biz ondan önce de müslümandık" derler 54 İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları kendilerine iki kez verilecektir 55 Boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve, "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size Selam olsun size (bizden size zarar gelmez) Biz cahilleri istemeyiz" derler 56 Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir O doğru yola gelecekleri daha iyi bilir 57 Onlar, "Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız" dediler Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler 58 Biz nimetler içinde şımaran nice memleket halkını helak etmişizdir İşte kendilerinden sonra içlerinde pek az oturulmuş yurtları! (O yurtlara) biz varis olduk, biz 59 Rabbin, ülkelerin merkezî yerlerine, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamber göndermedikçe memleketleri helak edici değildir Zaten biz, halkları zalim olmadıkça memleketleri helak etmeyiz 60 (Dünyalık olarak) size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür Allah'ın katındaki ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? 61 Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesaba çekilmek için) huzura getirilecek kimse gibi midir? 62 Allah'ın onlara seslenerek, "Hani benim, var olduğunu iddia ettiğiniz ortaklarım?" diyeceği günü hatırla! 63 Haklarında azap hükmü gerçekleşenler, "Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı" diyeceklerdir 64 Onlara, "Haydi ortaklarınızı çağırın!" denir Onlar da çağırırlar fakat ortakları onlara cevap veremez Azabı görürler Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi 65 Allah'ın onlara seslenerek, "Peygamberlere ne cevap verdiniz? diyeceği günü hatırla" 66 O gün onlara karşı bütün haberler kapanmıştır Artık birbirlerine de soramazlar 67 Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa erenlerden olması umulur 68 Rabbin dilediğini yaratır ve seçer Onların ise seçim hakkı yoktur Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir 69 Rabbin, onların sinelerinin gizlediğini de açığa vurduklarını da bilir 70 O, Allah'tır O'ndan başka hiçbir ilah yoktur Dünyada da ahirette de hamd O'na mahsustur Hüküm yalnızca O'nundur Kesinlikle O'na döndürüleceksiniz 71 De ki: "Ne dersiniz? Allah, üzerinize geceyi kıyamete kadar sürekli kılsaydı, Allah'tan başka hangi ilah size bir aydınlık getirir? Hâlâ duymayacak mısınız?" 72 De ki: "Ne dersiniz? Allah, üzerinize gündüzü kıyamete kadar sürekli kılsaydı, Allah'tan başka hangi ilah size içinde dinleneceğiniz bir gece getirebilir? Hâlâ görmeyecek misiniz?" 73 Allah, rahmetinden ötürü geceyi içinde dinlenesiniz; gündüzü de, lütfundan isteyesiniz ve şükredesiniz diye sizin için yarattı 74 Allah'ın, onlara seslenerek, "Hani benim, var olduğunu iddia ettiğiniz ortaklarım"? diyeceği günü hatırla 75 Her ümmetten bir şahit çıkarırız ve (kafirlere), "Kesin delilinizi getirin" deriz Onlar da gerçeğin Allah'a ait olduğunu bilirler ve (Allah'a ortak diye) uydurdukları şeyler kendilerini yüzüstü bırakıp kaybolup gitmişlerdir 76 Şüphesiz Kârûn, Mûsâ'nın kavmindendi Onlara karşı azgınlık etti Biz ona, anahtarlarını (bile taşımak) güçlü bir topluluğa ağır gelecek hazineler verdik Hani, kavmi kendisine şöyle demişti: "Böbürlenme! Çünkü Allah böbürlenip şımaranları sevmez" 77 "Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara Dünyadan da nasibini unutma Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme Çünkü Allah bozguncuları sevmez" 78 Kârûn, "Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir" dedi O, Allah'ın kendinden önceki nesillerden, ondan daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseleri helak etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Suçlulukları kesinleşmiş olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü Allah hepsini bilir) 79 Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı Dünya hayatını arzu edenler, "Keşke Kârûn'a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir" dediler 80 Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, "Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah'ın vereceği mükafat daha hayırlıdır Ona da ancak sabredenler kavuşturulur" dediler 81 Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık Allah'a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi! Kaynak: wwwyudumlanet 82 Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, "Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi Demek ki kafirler iflah olmayacak" demeye başladılar 83 İşte ahiret yurdu Biz onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız Sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır 84 Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlısı vardır Kim de bir kötülük getirirse, bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına çarptırılırlar 85 Kur'an'ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir De ki: "Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir" 86 Sen, bu kitabın sana verileceğini ummuyordun Ancak o Rabbinden bir rahmet olarak sana verildi Öyle ise kafirlere sakın arka çıkma 87 Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra, sakın seni onlardan çevirmesinler Rabbin'e çağır ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma! 88 Sen Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet etme Ondan başka hiçbir ilah yoktur Onun zatından başka her şey yok olacaktır Hüküm yalnızca O'nundur ve kesinlikle O'na döndürüleceksiniz |
|