Atatürk Kayip Kita Mu'da Ne Aradi ? |
04-15-2007 | #1 |
brave83
|
Atatürk Kayip Kita Mu'da Ne Aradi ?ATATÜRK KAYIP KITA MU'DA NE ARADI ? "MÖ 200000 ile 70000 yillari arasinda
Pasifik'te Mu adinda Avustralya'dan kat kat büyük bir Kita mi vardi? Yüksek bir medeniyet yarattiktan sonra batmis miydi? Atatürk bu kitayla neden ilgilenmisti?" Türkler'in kökenini ortaya çikarmak Gazi'nin en büyük isteklerinden biriydi Cumhuriyetin ilk yillarinda Osmanlilar'in son dönemlerinde Türklük Akimlari üzerine yapilan arastirmalari derledi Atatürk'ün istegiyle birçok bilim adami ve arastirmaci bu alanda arastirmalar yapti Yabanci bilim adamlari davet edildi 1930'da Türk Tarih Kurumu kuruldu Çok zengin malzeme ve bilgilere ulasildi Yine de Türkler'in nereden geldikleri tam açiklik kazanmadi Maya Diliyle Türkçe Arasindaki Benzerlik 1932'de emekli General Tahsin Bey Atatürk'ü ziyaret etti Maya dili ile Türkçe arasindaki benzerliklerden bahsetti Mayalar Meksika'da yasamislar, Türkler ise Orta Asya'dan gelmislerdi Aradaki uzakliga ragmen, Gazi konuyla ilgilendi Tahsin Bey'i Meksika'ya elçi olarak atadi Ona iki dil arasindaki benzerlikleri ortaya çikarma görevini verdi Tahsin Bey Meksika'ya gitti Orada kendisine Amerikali Arkeolog William Niven 'in buldugu tabletlerden bahsettiler Maya dilinin kökeninin bu tabletlerde oldugu anlasilmisti Türkçe ile Maya dili benzerlik bu tabletlerde aranacakti Bu tabletler Tahsin Bey'i saskina çevirdi Çünkü tabletler MÖ 200000 ile 70000 yillari arasinda Pasifik'de yer almis bir kitayi haber veriyordu Kitanin adi MU idi Avustralya'dan birkaç kat büyüktü Yüksek bir uygarliga ulastiktan sonra deprem veya tufan sonucu battigi saniliyordu Ingiliz Albay James Churcward Hindistan'daki tabletleri Tahsin Bey'e bilgi olarak sundu Bunlar da kayip Mu Kitasi ile ilgiliydi Ve Churcward 50 yil çalismisti bu tabletleri çözebilmek için Bu konuda 5 kitap yayinlamis bir uzmandi Tahsin Bey, ögrendiklerini, bulduklarini düzenli olarak Atatürk'e rapor ediyordu Gazi; Churcward'in Mu ile ilgili kitaplarini getirtti ve 60 kisilik bir tercüme heyetine Türkçe'ye çevirme emrini verdi Kitaplar basilmadi Daktilo edilerek Atatürk'ün önüne kondular Atatürk metinleri büyük bir dikkatle okudu Insanin yaradilisini anlatan bölümle özellikle ilgilenmisti Mu'nun insanligin ana vatani oldugunu nüfusun 64 milyona çiktigini anlatan bölümlerin altini çizmisti Mu'da geçen Tanri kavramiyla da yakindan ilgilenmis, yaraticinin insan akliyla anlasilamayacagi, sekillendirilemeyecegi ve adlandirilamayacagi üzerinde durmustu Tercümelerde Maya dili de dahil tüm lisanlarin Mu dilinden türedigi belirtiliyordu Mu kitasinin batisini anlatan bölümde halkin "Ya Mu bizi kurtar" diye bagirdigina dikkat çekerek Mu'nun bir ilah adi oldugu sonucuna vardi Mu kökenli özel isim ve sifatlari, Öztürkçe ile karsilastirarak (Kui: kögü : Aile vb) not aliyordu Atatürk, önce Türkler'in kökenini ve Mu dilinin Türkçe ile baglantisini incelemis sonra da Mu sembollerini Latin alfabesiyle karsilastirmisti Daha ilginç olan Mu'nun demokrasi ile yönetildigini ve günes enerjisinin aydinlatmada kullanildigini anlatan satirlarin altini çizmekle kalmamisti kendi notlarini da ilistirmisti Bugün bu kitaplardan Kayip Mu Kitasi ve Mu'nun Çocuklari Anitmabir kitapliginda 1301, 1302 no ile kayitlidir Çeviri metinleri ise kitaplikta 4 dosya halinde bulunur Gazi'nin Mu ile ilgili çikardigi sonuçlari ne yazik ki tam olarak bilemiyoruz Emekli general Tahsin Mayatepek Meksika'daki arastirmalarinda çok daha fazlasini bulmustu Maya, Aztek ve Inka uygarliklarinin Türkler'in kullandigi esyalara benzer esyalar kullandigini Atatürk'e iletmisti Davullar, kalkanlar üzerlerindeki ay ve yildiz sembollerine kadar bizimkilere benziyordu Tahsin Mayatepek, çalismalarini belge ve fotograflarla 3 ciltlik defter olarak toplayarak Atatürk'e gönderdi Bunlarin ikisi 70'lere kadar TDK kütüphanesinde idi (No:57-56) Üçüncü defter kayiptir Bu defterlerde dini tören, ibadet ve tapinaklarin bile sasilacak kadar benzerligi gösteriliyordu Atatürk'ün 6 ay gibi bir sürere Türkçe'yi Latin harflerine kavusturacak kadar bilgili ve yetenekli oldugu düsünülürse, onun kesinlikle siradan bir dil bilimci ve tarihçi oldugu düsünülemez Öyleyse bu arastirmalari da siradan bir merak olamazdi Yine O, neyi nerede arayacagini herkesten iyi biliyordu Bugün Atatürk'ün gizli kalmis düsünceleriyle birlikte bu arastirmalar da Anitkabir'in sessizliginde uyumaya devam ediyorlar Eger gerçekten var olduysa, Mu Kitasi'nin kalintilarinin Pasifik'in derinliklerinde durdugu gibi bu da sır olarak duruyor |
|