Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
etmeyin, ihanet, sabuna

Sabuna İhanet Etmeyin!

Eski 08-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sabuna İhanet Etmeyin!




Gün geçmiyor ki doğal; insan dostu bir gıdanın veya malzemenin bambaşka bir hale geldiğine şahit olmayalım! Sabun da bunlardan biri

Sabunu seven ona hayran olan ve her kullandıkça önemini daha iyi anlayan biriyim Uzun zamandır da sabun konusunda “tarifsiz acılar” içindeyim… Sabun, hele de “doğal sabun” değişti, bozuldu bu değerin içi boşaltıldı Doğallık hesabına sığınacak birkaç dalı kalmış olan bizleri resmen ve fiilen aldatıyorlar Geleneksel yolla sabunlaştırılmamış, kimyasal çorbaları sabun diye önümüze koyuyorlar Hele hele son günlerde zeytinyağının önemi ortaya çıkınca, içine kattıkları birkaç damla zeytinyağı ile bu kimyasal çorbalar “zeytinyağlı doğal sabun” oldu Bir de cildin dostu “defne”nin birkaç damlası ile elde edilen “defneli sabun”lar piyasayı doldurdu Bütün bunlara ilaveten, sabun yapımını uzaktan yakından hiç bilmeyen imalatçıların cahilce hazırladıkları “ev sabunu” cildi de yürekleri de yakıyor…

Sabunun eski Osmanlı tıbbında çok önemli bir yeri var Temizlik denince akla sabun gelir Yüz ve vücut, çamaşırlar ve bulaşıklar bu “mucize temizleyici” ile yıkanır Bu sebepten Osmanlı’da sabun imalatı çok gelişmiş, kalitesi yükseltilmişti Devlet hesabına sabunun kontrolünü yapanların yanı sıra, alıp satanlar ve tüketiciler bu kaliteyi test edebilecek düzeyde idiler Bu sebepten, kaliteli sabunlar yüksek fiyata satılabiliyordu

Sabunun ilk ortaya çıkması hikâyesinde hep aynı şey anlatılır; Roma imparatorluğu döneminde, tapınakların yakınındaki nehirlerde çamaşır yıkayan kadınlar, tapınaklarda kurban edilen hayvanların yağları ve odun küllerinin sabunlaşarak çamaşırları tertemiz yapması ile sabunu fark etmişler
Hâlbuki yazılı kaynaklar, sabunu, ilk kez Sümerlerin MÖ 4000 yıllarında kullanmaya başladıklarını; Mezopotamya’da iyice gelişmiş olan dokumacılık sanatında iplik ve kumaşların yıkanması için sabun, potas ve şap kullanıldığını belirtir MÖ 2500 yıllarında Sümerlere ait kil levhalar üzerindeki yazılarda sabun yapılması ile ilgili yazılara rastlanılmıştır Sıvı yağlarla sabun yapımı hakkındaki bilgileri de Antik Mısır’da buluyoruz Orta Asya kökenli olan ve ham yünden üretilen keçenin üretim aşamasında sabunlu suyun kullanılması, Orta Asya ile de bir bağlantısı olduğunu gösteriyor Bütün bu bilgiler, bize sabunun tarihinin çok eski olduğunu, 6000 yıldır insanların çeşitli maddeleri kullanarak sabun ürettiklerini gösteriyor

Bu “yağı yağla yıkamak” formülündeki mucizevî temizleyici, insanın hayatına en güzel şeklide girmiş ve insanlar tarafından en güzel şekle getirilmişti Eski sabun imalatçıları, imalathanelerinde, ellerinde bulunan hayvanın iç yağlarını veya zeytinlerin sıkılmasıyla çıkarılan zeytinyağından geri kalan tortulu yağlı kısmı kullanırdı Bu yağlar, içinde alkali madde olan bitkilerin külleri, potas, şap, bor, borit veya sodyum hidroksit ihtiva eden doğal minerallerle kazanlarda kaynatılarak sabunlaşması sağlanırdı Zamanla sabunlaşmayı sağlayacak sodyum hidroksit (kostik) ayrıştırılarak elde edildi Sabun elde edilirken, bu madde çok dikkatle, sadece sabunlaştıracak kadar konulur ve sabunlaşma bittikten sonra deriyi tahriş edecek kostik kalmasın diye sabun defalarca su ile yıkanırdı Sabun imalatçısı elde ettiği sabunun içinde tahriş edecek bir kalıntı kalıp kalmadığını diliyle yalayarak test ederdi Sonuçta “yenebilecek!” saflıkta sabun tüketiciye sunulurdu

Bugünkü sabunlara gelince; sanayileşen sabun için üreticinin düşündüğü tek şey vardı: “Ucuza mal etmek” Bunun için de, hayvan iç yağları, artık sabun imali için kullanılan tek madde haline geldi Yemeklerde kullanılan zeytinyağını, sabun imalinde kullanmayı hiç düşünmediler İkinci olarak devreye giren “rekabet”, daha çok köpüren sabunu esas aldı Bu köpürtücü maddelerin sabuna ilavesi demekti Daha şeffaf, daha hoş kokulu, daha köpüren… Derken, sabun kişiliğini kaybedip, bir kimyasal madde haline geldi

Saf sabunun ise bir tek amacı vardı “ temizlemek” Basit formülüyle bunu başarıyordu ama piyasada yarışan sabunlara ilave edilen koruyucu maddeler, renk maddeleri, sentetik kokular, sabun isminde ve görünüşünde “deterjanları” doğurdu Ülkemizde de bu “asrî” leşen sabunlar, saf sabunmuş gibi sorgusuz sualsiz kullanılıyor

Son senelerde, sabunda “doğallık” modası ön plana geçti İnsanımız yediği, içtiği ve kullandığı kimyasalların hayati tehlikesini öğrendi Bir de batı dünyasından doğallık rüzgârları esmeye başlayınca, bu konuda çalışmalar hızlandı Bize sunulan, fabrikasyon sabunların sabun gibi kokması için, sentetik koku imal edenlere çok iş düştü Sabun gibi kokan ve görünen, çok ucuza alabildiğimiz kimyasal karışımlar piyasayı doldurdu

Anadolu’da yüzyıllardır uygulanan sabunculuk geleneği devam edemedi Bu sabunlara talep kalmadı Bu sanatla uğraşanlar başka işlere yöneldiler Her şeye rağmen bazı bölgelerimizde bu sanat devam edebildi ise de bu doğal sabunlar batı dünyasının dikkatini çektiğinden tamamı ihraç ediliyor Eski geleneği devam ettiren kaliteli sabunlar bize ulaşamıyor

Doğal sabun tekrar para getiren bir ürün olmaya başladığından beri bu sanatı yeterince bilmeyenler ufak imalathanelerde yağları ölçüsüz ve kontrolsüz kostikle sabunlaştırıp tahriş eden sabunlar imal ediyorlar Başka bir imalat şekli de “soğuk sabun” denen tamamen mikserle karıştırarak imal edilen kimyasal çorbalar Bence en kötüsü sabun sanayinin bu modayı kullanmasıdır Kimyasal olarak hazırlanan sabunlara birkaç damla zeytinyağı veya defne yağı ilave edip büyük reklamlarla zeytinyağlı sabun diye satışa sunuluyor Bu sabunların içindekiler kısmına bir bakın lütfen En masum görünen sabunlar bile zeytinyağı ile güzelce sabunlaştırma yapılmayıp hazır sabun bazı, sodyum Tallowate’la hazırlanıyor Sodyum Tallowate denilen baz, hayvan iç yağlarının kostikle sabunlaştırılması ile elde edilen sabun ana maddesidir Burada kullanılan maddenin hayvan iç yağı olması sorun değil Bu yağlar tabii maddeler ve cilde zararı yok Fakat hangi hayvansal yağlar, hangi şartlarda ve nasıl sabunlaştırılıyor bunları bilmiyoruz Yığınla köpürücü, renklendirici, koku verici madde, parafin türevleri, gıdalarda yasaklanmış koruyucu maddeler ilave ediliyor Bunları o “saf! doğal!” sabunların etiketlerinde okuyabiliyorsunuz Böyle sabunlara ilave edilen “otlar, kökler ve doğala özdeş parfümler!”le zenginleştirilen; pasta şeklinde, karpuz, çilek türlü tropik meyveler şeklinde şeffaf, yenecek kadar iştah kabartan sabunlara ne demeli? Sabun kimliğinden utanmış olmalı! O mütevazı bir mucizedir Amacı da sadece temizlemektir

Artık cildimizi doğal sabuna emanet ederken o gönül çelen reklamlara değil, sabunun etiketindeki içindekiler kısmına bakalım! Bu bilgiler, bize sabun gibi sabunu gösterecektir…

Prof Dr Ayten Altıntaş

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.