Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebi, sanatlar2

Edebi Sanatlar..2

Eski 08-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebi Sanatlar..2





1 TEŞBİH (BENZETME): Aralarında türlü yönlerden benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden benzerlik bakımından güçsüz durumda olanı daha üstün olana benzetmektir Dört ögesi vardır (Benzeyen kendisine benzetilen benzetme yönü benzetme edatı)

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Benzeyen benzetilen benzetme benzetme

Edatı yönü

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Benzetilen benzetme benzetme

Edatı yönü

Askerlerimiz aslan gibi kuvvetlidir
Benzeyen benzetilen benzetme benzetme

Edatı yönü

A) TEŞBİH-İ BELİĞ (GÜZEL BENZETME): Sadece benzeyen ve benzetilen ögelerle yapılan benzetmedir Benzetme yönü ve benzetme edatı kullanılmaz

Gürz ayaklı
Kalkan elli
Sancaktar olduğu
Sancak tutuşundan belli

FHDağlarca

* Divan edebiyatındaki mazmunların çoğo teşbih-i beliği sanatına örnektir
Servi boy elma yanak gonca ağız kiraz dudak………

B) YAYGIN BENZETME: Benzeyenle benzetilen arasındaki birden çok özelliklerin sıralnmasıyla yapılan benzetmedir

Aşağıdaki örnekte “vatan” bir çınara benzetilmiştir

ÇINAR

Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk; yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük; Enli boylu vakur
Bir ağaç; hiç eğilmemiş mağrur
Koca bir gövde belki altı asır
Belki ondan da fazla dalgın ağır
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;
Öyle serpilmiş öyle yükselmiş
……………………

Tevfik Fikret

2) İSTİARE (EĞRETİLEME): Benzetme sanatının temel ögelerinden benzeyen ve benzetilenden sadece birinin kullanılmasıyla yapılan benzetmeye denir Diğer bir deyişle bir şeyi kendi adının dışında türlü yönlerden benzediği başka bir şeyin adıyla anma sanatıdır Bu bakımdan istiare hem bir benzetme hem de mecaz sanatıdır
A) AÇIK İSTİARE: Benzetme ögelerinden yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir

“Aslanlarımız düşmanı denize döktüler”

“Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor”

Yukarıdaki örneklerde altı çizili sözcüklerde askerlerimizle “aslan” ve “güneş” arasında birer benzetme yapılmıştır Burada benzeyen (benzetme bakımından zayıf olan öge yani askerler) söylenmemiş kendisinebenzetilen (benzetme bakımından güçlü olan öge yani aslan ve güneş) söylendiğine göre bu benzetmeler “açık istiare”dir


B) KAPALI İSTİARE: Benzetme ögelerinden sadece benzeyenin bulunduğu (kendisine benzetilenin bulunmadığı) benzetme sanatına “kapalı istiare” denir

“Askerlerimiz kükreyerek düşmana saldırdı”

Yukarıdaki örnekte askerler aslana benzetilmiştir Güçlü olan öge yani aslan (benzetilen)söylenmemiş sadece benzeyen söylenmiş olduğundan bu benzetme bir “kapalı istiare”dir (Kişileştirme sanatının bulunduğu her dizede kapalı istiare de vardır)

Kıyı takmış yaprağını gülünü
Mahzun hudutların ötesinde akan sular
Boynu bükük adalar tanıyorsanki bizi

C) YAYGIN İSTİARE: Benzetmenin temel ögelerinden yalnız biriyle çok sayıda benzerlikleri sıralayarak yapılan istiaredir Örneğin Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi” adlı şiirinde “ruh” söylenmemiş (benzeyen) Benzetilen yani “gemi” söylenmiştir

3) MECAZ: Bir sözü gerçek anlamının dışında kullanma sanatıdırAşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Yunus Emre

Yukarıdaki dörtlükte “yanmak” aşağıdaki dörtlükte de “deynek” sözcüğü mecaz sanatına örnektir

Anavarza at oynağı
Kana bulanmış gömleği
Kıyman a zalimler kıyman
Kör karının bir deyneği

4) MECAZ-I MÜRSEL (MÜRSEL MECAZ): Bir sözün benzetme amacı gütmeden gerçek anlamının dışında başka bir sözün ya da kavramın yerine kullanılmasıdır Kavramlar arasında benzetmenin dışında gerçek veya mecazlı anlamlar arasında parça-bütün özel-genel neden-sonuç…gibi ilgiler bulunurAnadolu hepimize hınç ve şüpheyle bakıyor
Anadoluda yaşayanlar

Çankaya bu gelişmelere sessiz kalamazdı

Cumhurbaşkanlığı
makamı

O beyaz perdenin en güzel sanatçısıdır
Sinema

Çatma kurban olayım çehreni ay nazlı hilâl
Türk bayrağı

Sobayı yaktınız mı?
Odun/kömür

O ülkemizin en güçlü raketlerinden biridir
Tenis oyuncusu

Siz hiç Yaşar Kemal’i okudunuz mu?
Eserleri

Son günlerde Vivaldi dinliyorum
Eserleri

Gökten bereket yağıyor
Yağmur

5) KİNAYE: Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanma sanatıdırEy benim sarı tanburam Ben toprak oldum yoluna
Sen ne için inilersin Sen aşırı gözetirsin
İçim oyuk derdim büyük Şu karşıma göğüs geren
Ben onun’çün inilerim Taş bağırlı dağlar mısın?

Yunus Emre

Yukarıdaki dörtlüklerde altı çizili sözcükler hem gerçek hem de mecaz anlamlarını düşündürecek şekilde kullanılmıştır

6) TEVRİYE: İki ya da daha çok anlamı olan bir sözün yakın ve uzak anlamlarını birlikte kastetme sanatıdırBana Tahir Efendi kelp demiş
İltifatı bu sözde zâhirdir
Mâliki mezhebim benim zirâ
İtikadımca kelp tâhirdir

Tahir: 1) Özel isim;2) Temiz

Kelp: Köpek

7) TARİZ: Söylenen sözün ya da kavramın gerçek ve mecazlı anlamı dışında büsbütün tersini kastetmektir Genelliklebir kişiyi ya da durumu iğnelemek alaya almak için yapılırBir yetim görünce döktür dişini
Bozmaya çabala halkın işini
Günde yüz adamın vur kır dişini
Bir yaralı sarmak için yeltenme

Huzuri




8) TEŞHİS VE İNTAK (KİŞİLEŞTİRME VE KONUŞTURMA): İnsana özgü niteliklerin başka varlıklara aktarılmasına onlara kişilik kazandırılmasına “teşhis”; onların konuşturulmasına da “intak” denir İntak sanatının bulunduğu her yerde teşhis sanatı da vardırToros dağlarının üstüne Batı isteyü haktan ayrıldım
Ay un eledi bütün gece Boynuz umdum kulaktan ayrıldım

(Hârname Şeyhi)

Masallar ve fabller teşhis ve intak sanatına an çok rastlanan türlerdir
Kurnaz tilki sesini yumuşatarak ona
Dedi ki: ”Kardeşciğim artık dostuz;
Müjde getirdim sana in de öpüşelim;
Barış oldu hayvanlar arasında

9) TENASÜP (UYGUNLUK): Bir dize beyit ya da dörtlük içinde anlamca birbiriyle ilgili sözcükleri birarada kullanma sanatıdırLâleyi sümbülü gülü hâr almış
Zevk u şevk ehlini âh u zâr almış

Bu beyitte lâle sümbül gül hâr (diken) arasında ayrıca zevk şevk ve âh zâr sözcükleri arasında tenasüp sanatı vardır

10) LEFF Ü NEŞR: Genellikle bir beyit içinde birinci dizede en az iki şey söyleyip ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşılıkları verme sanatıdırBâran değil şafak değil ebr-i seher değil
Gözyaşıdır ciğer kanıdır dâd-ı ah’tır

Bu dizelerde bârana (yağmur) karşılık olarak gözyaşı şafağa (güneşe batarkenki kızıllık) karşılık olarak ciğer kanı ebr-i seher’e (sabah bulutu) karşılık olarak dud-ı ah (ah’ın dumanı) verilmiştir

Bağ-ı dehrin hem baharın hem hazanın görmüşüz
Bir neşatın da gamın da rüzgarın görmüşüz

11) TECAHÜL-İ ARİF: Bilinen bir gerçeği bir nükteye dayanarak bilmiyormuş gibi söylemektirGöz gördü gönül sevdi seni ey yüzü mâhım
Kurbanın olam var mı benim bunda günahım

Nahifi

Ey şuh Nedima ile bir seyrin işittik
Tenhaca varıp Göksu’ya işret var içinde

Nedim

Yukarıdaki dizelerde şairler kendi yaşadıkları olayları bilmiyormuş gibi sorarak tecahül-i arif sanatı yapmışlardır

12) HÜSN-İ TALİL (GÜZEL NEDENE BAĞLAMA): Herhangi bir gerçek olayın meydana gelmesini hayali ve güzel bir nedene bağlamaktırAncak bu nedenin kesin bir yargıya dayanması gerekir Hüsn-i talil’de de tecâhül-i arif’te olduğu gibi gerçek bir nedeni bilmezlikten gelme gibi bir durum vardır Hüsn-i talil’i tecâhül-i ariften ayıran yön gerçek bir olayın hayali nedene bağlanmasıdır“Güzel şeyler düşünelim diye yemyeşil oldu ağaçlar”
(İlkbaharda doğanın uyanması ağaçların yapraklanması gibi gerçek bir olay hayali bir nedenle açıklanmış)
“Güller ki yüzünün renginden utandıkları için kızardılar”

Niçin sık sıkbakarsın öyle mirat-ı mücellâya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir

Nedim

(Mirat-ı mücellâ: Parlak ayna)

13) MÜBALAĞA (ABARTMA): Bir sözün etkisini güçlendirmek amacıyla bir şeyi ya olamayacağı bir biçimde anlatmak ya da olduğundan pek çok veya pek az göstermektirAlem sele gitti gözüm yaşından

Söyle nâz uykusuna varmış o yâr ey Bâki
Ki cihan halki figan eylese bidâr olmaz

Merkez-i hâke atsalar da bizi
Kürre-i arzı patlatır çıkarız

Namık Kemal

(Yerkürenin merkezine de atsalar bizi yerküreyi parçalar yine dışarı çıkarız)

14) TEZAT (KARŞITLIK): Birbirine karşıt düşüncelerin kavramların duyguların bir arada kullanılmasıdırNe siyah eylemiş bu nasiyeyi
Saçımı bembeyaz eden bahtım

Abdülhak Hamit

(Nasiye: alın)

Ne efsun-kâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet
Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

Namık Kemal

(Ey özgürlük ne kadar büyüleyiciymişsin tutsaklıktan kurtulduk ama bu kez de senin tutsağın olduk)

15) TEKRİR: Sözün etksini güçlendirmek amacıyla anlamın üzerinde yoğunlaştığı sözcük ya da söz öbeklerini arka arkaya yinelemektirKaldırımlar çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır
Kaldırımlar duyulur ses kesilince sesi;
Kaldırımlar içimde kıvrılan bir lisandır

Necip Fazıl

Büyüksün ilahi büyüksün büyük
Büyüklük yanında kalır pek küçük

Ali Haydar Bey

16) NİDA (SESLENME): Şairin çok duygulanması ve heyecanlanması sonucunu doğuran olayları ve varlıkları gözönüne getirip “ey hey” gibi ünlemlerle onlara seslenmesidirEy köhne Bizans ey koca fertut-i musahhir
Ey bin kocadan arta kalan bive-i bâkir

(Sis Tevfik Fikret)

17) İSTİFHAM: Yanıt alma amacı gütmeden duyguyu ve anlamı güçlendirmek için anlatılmak istenenlerin soru biçiminde anlatılmasıdırBeni candan usandırdı cefadan yâr usanmaz mı
Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı

Fuzuli

Kim söylemiş beni
Süheyla’ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş ama kim
Eleni’yi öptüğümü
Yüksek kaldırım’da güpegündüz?
Melahat’i almışım da sonra
Alemdar’a gitmişim öyle mi?
Onu sonra anlatırım fakat
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?

Orhan Veli


18) TELMİH (HATIRLATMA): Söz arasında herkesçe bilinen geçmişteki bir olaya ünlü bir kişiye bir inanca ya da yaygın bir atasözüne işaret etmek onu anımsatmaktır Telmih edilen şey uzun uzadıya açıklanmaz bir iki sözcükle anımsatılır

Gökyüzünde İsâ ile
Tur dağında Musâ ile
Elindeki asâ ile
Çağırayım Mevlam seni

Yunus Emre

(Birinci dizede “Hz İsa’nın göğe çıktığı inancı”na ikinci dizede “Hz Musa’nın Tur-ı Sinâ dağında Tanrı ile konuşması” olayına ve üçüncü dizede de yine “Hz Musa’nın yere atınca yılan olan asasıyla gösterdiği mucizelere” telmih vardır)




SÖZ SANATLARI


19) CİNAS: Söyleniş ve yazılışları bir anlamları farklı sözcükleri (sesteş eşsesli) bir arada kullanma sanatıdır (Aynı zamanda bir uyak türüdür)

Kısmetindir gezdiren yer yer seni
Göğe çıksan âkıbet yer yer seni

İbni Kemal

Her nefeste eyledik yüz bin günah
Bir günaha etmedik hiç bir gün ah

Lâedri




20) ALİTERASYON: Aynı ses ya da hecelerin bir ahenk yaratmak amacıyla tekrarlanmasıdır

Dest-busi arzusıyle ölürsem dostlar (“S”)
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su

Fuzuli

Kara pulat uz kılıcım tartmayınca
Kara börklü koca başın kesmeyince
Alca kanın yer yüzüne tökmeyince
Karındaşım Kayan kanın almayınca
Komazım………

Dede Korkut

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.