Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gitmedi, hacca, osmanlı, padişahları

Osmanlı Padişahları Neden Hacca Gitmedi??

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı Padişahları Neden Hacca Gitmedi??




Hükümdarlar tek başlarına ata binip, hacca gidemezdi Bir hükümdarın hac gibi uzun bir yolculuğa çıkması; amme nizamını bozabilirdi Çünkü; taht en az üç ay boş kalacaktı Bu sebeple; padişahlar hapisteki bir şahıs gibi görülmüştür


Padişahlar HAC KONUSUNDA mahpus gibiydi


GENÇ OSMAN MUKADDES TOPRAKLARA GİTMEK İSTEYİNCE BAŞINA GELMEDİK KALMADI

Zaman zaman hacca gitmediklerini dile getirip, padişahları töhmet altında bırakmak âdet oldu Sosyoloji, hukuk gibi yan dallara vâkıf olmadan tarih yazılamayacağı, bir kere daha anlaşılıyor Padişahlar hacca gitmediler ise, elbette bunun bir sebebi vardır

Şunu öncelikle söyleyelim ki, Türk-İslâm kültüründe, padişahların da herkes gibi icraatında öncelikle Allah'a karşı mesul olduğuna; vazifelerini
dine ve hukuka uygun yapıp yapmadığının hesabını mahkeme-i kübrâda vereceklerine inanılır O halde dinlerine bağlılıkları kaynaklarda sıkça geçen, ülkeyi hayrat eserleriyle donatan, harb meydanlarında canını ortaya koyan padişahlar, acaba niye hacca gitmemiştir?

MAHPUS HÜKMÜNDEDİR

İslâm âlimleri, hükümdarın ve onun makamındaki emirlerin (vali ve şehzadelerin), hacca gitmekte mazur olduğuna fetvâ vermiştir Nitekim meşhur İslâm hukukçusu İbni Âbidîn, Reddü'l-Muhtar hâşiyesinin ikinci cildinin 146 sahifesinde şöyle yazıyor: "Meydânî'nin Kudûrî'ye yaptığı Lübâb şerhinden, o da Şemsü'l-İslâm Serahsî'den naklen, arzederiz ki, sultan ve sultan mânâsındaki emîrler [vâli ve şehzâdeler] mahpus hükmündedir Binaenaleyh içinde kul hakkı olmayan malından kendi namına birini hacca göndermesi icab eder Mezkûr şekilde aczi tahakkuk eder de, ölünceye kadar devam ederse böyle yapılır"
Bir hükümdarın hac gibi uzun bir yolculuğa çıkması, pek çok bakımdan amme nizamını bozabilir Bu sebeple hükümdarlar mahpus hükmünde, yani hapisteki bir şahıs gibi görülmüştür Nitekim haccın bir vücub, bir de edâ şartları vardır Haccın bir insana vâcib olabilmesi için, o şahsın hacca gitmeye kâdir olması gerekir Nitekim haccı emreden Kur'an-ı kerim âyetinde bu güç yetirebilme hususu açıkça vurgulanmıştır


GERİDEKİLERE NE OLACAK?

Haccın farz olması için, hacca gidip dönmeye ve bu zaman zarfında ailesinin nafakasını karşılamaya yetecek kadar parası olması şarttır Hükümdarlar Ahmed, Mehmed gibi tek başlarına ata, deveye binip de hacca gidemezdi Yanında maiyetini götürmek istese, bu da kolay değildi Padişahın ailesi bütün bir harem ve saray halkıdır Bunların masrafını bizzat padişah karşılamaktadır
Yol emniyeti de haccın edâsının şartlarındandır Çöl hiçbir zaman eşkıyadan hâli olmamıştır Eşkıyaların padişahı yakalayıp esir aldıklarını, öldürdüklerini, düşmana sattıklarını veya fidye istediklerini tasavvur edebiliyor musunuz?
O zamanın şartlarında padişahın yalnız başına hacca gitmesi mümkün değildir Yanlarında bir muhafız ordusu götürmeleri beklenemez Üstelik pâyitahtın en az üç ay boş kalması da mahzurdan uzak değildir Yolda ve gittiği yerde hükümdarın karşılaşacağı tehlikeler de cabasıdır

BAŞINA NELER GELDİ

Osmanlı tarihinde ilk defa hacca gitmeye niyetlenen hükümdar Sultan II Osman'dır Onu da zamanın ulemâsı bu gerekçelerle vazgeçirmeye çalışmıştı "Padişahlara hacca gitmek farz değildir" demişlerdi Genç padişahın, dinlemeyip hacca gitmeye teşebbüs ettiği için başına gelen felâketler, çok ibretlidir Bu yolda, önce tahtını; sonra canını kaybetti
Evet, Emevî ve Abbasî halîfelerinden hacca gidenler vardır Onların hacca gitmeleri o devir için bir mahzur doğurmamıştı Ama devir değişmiş, mesafeler uzamıştır Kaldı ki hükümdarlar için hacca gitmemek bir ruhsattır Halife Harun Reşid 9 defa hacca gitti diye diğerleri de gitmeliydi denemez Harun Reşid kendisine tanınan ruhsattan istifade etmeyi tercih etmemiştir İşini bir fetvâya uyarak yapana, artık niye böyle yaptı denemez
Bu bakımdan hacca gitmemeleri, Osmanlı padişahlarının dindarlıkları için bir ölçü teşkil edemez Nitekim padişahlar, hacca gitmeye kâdir iken hükümdar olmuşlarsa, hacca gitmeyip, yerlerine bedel (vekil) gönderirler Hacca gitmeye kâdir olmadan hükümdar olmuşlarsa, bedel göndermeleri de gerekmez Özürleri ortadan kalkınca, hac kendilerine farz olur


BEDEL GÖNDERDİLER

Osmanlı padişahları tamamen kendilerine şer-i şerîfin tanıdığı ruhsattan istifade edip, ülkenin birliğini, milletin dirliğini düşünerek hacca gitmemiştir Mükellef olanları yerlerine bedel göndermiştir İki defa tahttan feragat etmesiyle tanınan Sultan II Murad'ın hacca bedel gönderilmesini vasiyet ettiğini biliyoruz Vasiyetin metni bugün elimizdedir
Sultan Vahîdeddin ise tahttan indirildikten sonra hac ve ikâmet maksadıyla gittiği Hicaz'da hummaya yakalanmış ve haccı edâ edememiştir Şehzâde Cem, sürgünde iken haccı edâ etmiş; padişah kızlarından da hacca gidenler olmuştur Hac farîzası önemsenmiyor olsaydı, bunlar da gitmezdi

AYAKLARI YANMASIN

Osmanlı padişahlarının Mekke ve Medine'ye hizmetleri dillere destan olmuştur Mesela selden yıkılan Kâbe-i Muazzama'nın bugünkü binasını Sultan IV Murad inşa ettirdi Medine'de gölgesinde Hazret-i Peygamber'in medfun bulunduğu Kubbe'yi Hadrâ'yı Sultan II Mahmud; Mescid-i Nebevî'yi de oğlu Sultan Abdülmecid yaptırdı
Her iki mescidin tefrişatı, tamiratı, minareleri, aydınlatılması hususunda da çok hizmetleri olmuştur Hacıların bedava kalacakları yerler inşa ettirmiş; su yolları yaptırmışlardır Sahabe kabirlerine zarif türbeler kondurmuşlardır Bu mukaddes mekânlara kıymetli sanat eseri yadigarlar, Mekke ve Medine ileri gelenlerine hediyeler ve belde fakirlerine sadakalar götürmek üzere her sene Surre Alayları göndermişlerdir
Sultan Mecid, tavaf eden hacıların ayakları sıcaktan yanmasın diye, Kâbe'nin zeminine kâşî tuğlalar döşetmiş; üstelik tevazuundan hacıların ayakları altında kalacak şekilde her birinin altına da ismini yazdırtmıştı Ölüm döşeğinde iken Medine'den gelen mektubu zorla ayağa kalkarak dinlediği meşhurdur Bu gibi misaller saymakla bitmez


Mukaddesata sövmenin cezası

İslam hukukunda Allah ve peygambere sövenlere din âlimleri tarafından nasihat verilip şüphesi giderilmeye çalışılırdı Eğer suçunda ısrar ederse mahkeme idamına karar verirdi

Suudi Arabistan’da iki Türk vatandaşının, Allah ve peygambere sövdükleri gerekçesiyle idam cezasına çarptırıldığını gazetelerde okuduk İslâm hukukunda, Müslüman olduğu halde, zorlama olmaksızın, dinini terk etmeye veya İslâm dininin prensiplerinden birini inkâr, tahkir veya alay etmeye irtidad, bunu yapana da mürted denir Allah ve peygambere sövmek de bu suçun içindedir
Bu suçu işleyenlere önce din âlimleri tarafından nasihat verilip şüphesi giderilmeye çalışılırdı Mühlet isterse, üç gün mühlet verilirdi Bu zaman zarfında pişmanlık bildirirse veya suçunu inkâr ederse kabul edilirdi Aksi takdirde mahkeme idamına karar verirdi
Bu hususlar Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler ile, ayrıca Hazret-i Peygamber’in tatbikatıyla sabittir İslâm dininden çıkmak isteyen kimse, ya İslâm ülkesini terk edecek; yahud da bu kanaatini izhar etmeyecektir Çünkü ceza, suçunu açıklayana verilirdi


DEVLETE SAVAŞ AÇMIŞ GİBİ

İrtidad, dine dayalı bir düzende, devlete ve cemiyete karşı işlenen suçlardan sayılmıştır Mürted, vazgeçtiği dinin esasları üzerine bina edilmiş olan devlete savaş açmış kabul edilirdi Ancak İslâm dünyasında irtidad sebebiyle idam edilenlere fazla rastlanmazdı Çünkü bu suçu işleyen, öldürüleceğini bilirdi Bu sebeple ya irtidadını ifşâ etmez; yahud öldürüleceğini anlayınca tövbesini bildirip kurtulmayı tercih ederdi
Bugün de dünya ceza kanunlarında insanların mukaddes bildiği şeylere sövmek suçtur ve bu kadar ağır olmasa da cezalandırılır Dileriz bu sıkıntılı hâdise de tatlıya bağlanır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.