Mezar Hırsızları

20 li yaşlarda iki mezar hırsızı her gece olduğu gibi o gece de yeni gömülen birinin parmağnda altın yüzük olduğunu duyarlar, ve mezarı soymaya karar verirler bir tanesi etrafı gözleyecek ve diğeride mezarı açıp yüzüğü alacaktır, gece 2 gibi mezarlığa giderler tabir yerinde ise in cin top oynuyor, birisi mezarın girişinde bekler ve etrafı gözlemeye başlar diğeri ise mezarlığa doğru yaklaşı açık olan telefondan irtibat kurmaktadırlar ani bir durumda bağırıp dikkat çekmemek için, mezarın yanındaki gözlem yapan arkadaşına sorar açıyorum herşey yolundamı, arkadaşı etrafta kimse yok başlayabilirsin der, mezarın yanındaki mezarı açtığını ve ölüyü çıkardığını syler ardından yüzüğü alıyorum der ve yüzüğü aldım mezarı kapatıp geliyorum der o an bi ses duyar ve birden irkilir releks sonucu olacak geriye doğru atar kendini ve o esnada bağırmaya başlar, kurtarın beni ölü beni tuttu ölü beni yakaladı, yalvarırcasına bağırmaktadır, gözlem yapan genç bir iki seslenir ve sonra korkudan kaçar gider, sabah aynı yere gider ve polisler oradadır, hemen yanlarına gider tanıdığını belli etmeden ne olduunu öğrenmek için, polislerin konuşmalarına kulak misafiri olur konuşmalar şöyle geçmektedir


way salak mezarı soymaya gelmiş sonrada montu ağaca takılmış karanlıkta görmediği içinde ölünün kendisini tuttuğunu sanmış ve kalp krizinden ölmüş, o kadar korkutucu olmasada ibret verici bir hikaye sanırım