Onulmaz |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Onulmazİlk aşkını, ilk gönül yarasını unutamayanlara Onulmaz iyileşmez hiçbir yara bilirsin tortusu kalır hangi ses unutturabilir ilk bıçağın yankısını sende rehin kalmıştır gecenin saplantısı hiçbir yara hiçbir zaman iyileşmez bilirsin saklısı kalır yel esince sızılanır su susunca ikindilerde herşey vakitsizce gelişir birine sevişirsin ötekini düşünürken sabahları zordur korsan sevişmelerin eski yaraların ağrır oysa ne bir iz görünür teninde ne şiiri ses verir orta kulağında yalnız bir yürüme isteği vardır eski yaraların eski yerinde kahvaltısı zordur olmasaydı bir sevişmenin ve hep ten tuzu basmaktır eski yaraların eski yerlerine hiçbir yara tam olarak iyileşmez bilirsin hangi bakış unutturabilir ilk bıçağın ışıltısını karanlıktaki şairden bir bok olmaz sabaha karşı sebepsiz hüzünler yazar ehliyetinde ve ne söylese yalandır alkol kontrolünde sevmek bizahiti yaralanmaktır ve yaralar hiçbir zaman iyileşmez teninde yanlış vurulmuş bir aşıdan sızar da diriltir solgun baharları şiire sebep istemez şairden bir bok olmaz ve hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez bardaklarda dudak izleri birikir sahnede eğri büğrü sesler ve sade bir yürümek isteği tek başına eski bir yaranın artık gözle görülmeyen izinde çünkü hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez çünkü en hızlı hatırlanandır en eski unutulan ondan gelen ıtırlar olur yellerde her esinti bir acılı kokuyu taşır hassas burunlara savrulur gidersin çok eski çok acıtan bir ağustosa nasıl kıyısında kalmıştık yapış yapış bir yazın daha başkaydı hani yüzünde herkese aynı oranda bulaşan tuz yolların açmazıydı enginlikle kabaran ve bütün yanlışları dalga dalga saklayan şarkılıktan usanmış deniz ve denizi herşeye benzeten şiirler ve kıstırılmış istridyelerde kullanılmış inci taneleri çünkü bilirsin hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez! Yılmaz Erdoğan |
|