Üzüntü Ve Keder Aninda Yapilacak Duâ

**Prof. Dr. Sinsi** · 08-24-2012

ÜZÜNTÜ VE KEDER ANINDA
YAPILACAK DUÂ
Üzüntü de insan hayatının gerçeğidir Hiç kimse hayatının her döneminde mutlu ve huzurlu olamaz Çünkü hayatta insanı rahatsız eden pek çok etken vardır İstediğini elde edememek, başarısız olmak ve kazanamamak gibi gerçeklerin dışında hastalık, stres ve bela gibi sıkıntılar da kaçınılmaz üzüntü sebepleridir
İşte böyle durumlarda insan, iç huzuruna, psikolojik açıdan rahatlamaya daha çok ihtiyaç duyar Özellikle asrımızın en ciddi dertleri arasında gösterilen stresler dikkate alındığında bu işin önemi daha iyi anlaşılır
Bu gibi durumlarda en önemli huzur kaynağı, hiç şüphesiz insanın Rabbi ile baş başa kalması, O’na sığınması, O’nda huzur bulmasıdır
Üzüntü, gam ve keder halinde yapılacak duâlardan bir bölümü aşağıda sunulmuştur
52- Abdullah b Abbas’tan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (as), kederli iken şu duâyı okurdu:
“Azîm ve halîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur Yüce Arşın Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur Göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur Kerîm Arşın Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur”
Bu duâdaki “azîm” lafzı; aklın, tasavvur edemeyeceği azameti ifâde eder, yüceliğin en üst sınırı demektir ve Allah’ın sıfatıdır “Yüce Arşın” diye tercüme ettiğimiz yerdeki “azîm” lafzı ise, Arş’ın sıfatıdır Arş’ın azametle tavsifi, Allah’ın en yüce yaratığı olması ve gök ehlinin tavaf mekânı olması sebebiyledir
“Halîm” ise; yumuşak huylu, kin gütmeyen, gücü yettiği halde cezalandırmakta acele etmeyen demektir ve o da Allah’ın sıfatıdır
Arş’ın “kerîm” lafzıyla tavsif edilmesi ise; kerem ve rahmetin oradan inmesi veya onun, ikrâm edenlerin en yücesi olan Allah’a nispet edilmesi sebebiyledir
“Kerîm” de; ikrâm eden, lütfeden, rahmet eden demektir
53- Ebû Hureyre’nin rivâyetine göre, bir şey Rasûlullah’ı (as) üzdüğünde, başını göğe doğru kaldırır ve şöyle derdi:
“Subhânellâhil Azîm! Allah’ım; şikâyetimi sana arz ediyorum Senden yardım istiyor ve sana güveniyorum Yâ Hayy! Yâ Kayyûm!”
54- Ebû Hureyre’nin rivâyetine göre, bir iş Rasûlullah’ın (as) canını sıktığında şöyle duâ ederdi:
“Allah’ım; imtihan sıkıntısından, helâke götüren sebeplerden, kötü âkıbetten ve düşmanların sevinç ve şamatasından Allah’a sığınırım”
Duâdaki “imtihan sıkıntısı” ifadesinden maksat; dünyada insanın başına gelen sıkıntılardır Allah, insanları bu sıkıntılarla imtihan eder
Hadîs; hem dünyadaki sıkıntılardan, hem dünya ve âhirette felâkete götürecek sebeplerden ve hem de düşmanları güldürecek durumlara düşmekten Allah’a sığınmayı ifâde eden son derece kapsamlı bir duâdır
55- Ebû Davud’un rivâyetine göre, Mescid-i Nebî’de Ensâr’dan Ebû Ümâme’yi sıkıntı içinde göre Hz Peygamber ona şunları söyler:
“Sana bazı sözler öğreteyim; onları söylediğin zaman, Allah senden üzüntünü giderir ve borcunu da ödemeyi mümkün kılar Sabaha ve akşama kavuşunca şu duâyı oku:
“Allah’ım; üzüntü ve kederden sana sığınırım Âcizlikten ve tembellikten sana sığınırım Cimrilikten ve korkaklıktan sana sığınırım Borca batmaktan ve insanların kahrından sana sığınırım”
56- Enes b Malik’ten rivâyet edildiğine göre, bir şey Rasûlullah’ın (as) canını sıktığında şöyle derdi:
“Ya Hayy! Ya Kayyûm! Ya ze’l-Celâli ve’l-ikrâm Rahmetinle senden yardım diliyorum”
57- Ebû Davud’un rivâyetine göre Hz Peygamber, Esmâ bint Umeys’e, “Sana sıkıntılı olduğun zamanlarda söyleyeceğin bazı sözler öğreteyim” demiş ve şu duâyı söylemiş:
“Allah! Allah, benim Rabbimdir O’na hiçbir şeyi ortak koşmam”
58- Ebû Bekre’nin bir rivâyetine göre Rasûlullah (as) “Mazlum kişilerin duâsı şudur” buyurmuş:
“Allah’ım; rahmetini umuyorum Beni bir an bile olsa kendi nefsime bırakma! Bütün işlerimi ıslah eyle! Senden başka ilâh yoktur”
59- Abdullah b Mes’ûd, Rasûlullah’ın (as) “Kederi çok olan şu duâyı okusun Kul bu duâyı okuuğunda, Allah mutlaka onun kederini giderir, kederini sevince tebdil eder” buyurduğunu rivâyet eder:
“Allah’ım; ben senin kulunum, kulunun ve câriyenin oğluyum Her şey senin elindedir Mukadderatım senin elindedir Benim hakkımda senin hükmün geçerlidir Benim hakkımda senin takdirin adâlettir Senin kendine verdiğin veya Kitab’ında indirdiğin veya senin katındaki gayb hazinesinden seçtiğin sana ait bütün isimler adına, senden Kur’ân’ı kalbimin baharı, gam ve kederimin cilâsı kılmanı istiyorum”

08-24-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Üzüntü Ve Keder Aninda Yapilacak Duâ ÜZÜNTÜ VE KEDER ANINDA YAPILACAK DUÂ Üzüntü de insan hayatının gerçeğidir Hiç kimse hayatının her döneminde mutlu ve huzurlu olamaz Çünkü hayatta insanı rahatsız eden pek çok etken vardır İstediğini elde edememek, başarısız olmak ve kazanamamak gibi gerçeklerin dışında hastalık, stres ve bela gibi sıkıntılar da kaçınılmaz üzüntü sebepleridir İşte böyle durumlarda insan, iç huzuruna, psikolojik açıdan rahatlamaya daha çok ihtiyaç duyar Özellikle asrımızın en ciddi dertleri arasında gösterilen stresler dikkate alındığında bu işin önemi daha iyi anlaşılır Bu gibi durumlarda en önemli huzur kaynağı, hiç şüphesiz insanın Rabbi ile baş başa kalması, O’na sığınması, O’nda huzur bulmasıdır Üzüntü, gam ve keder halinde yapılacak duâlardan bir bölümü aşağıda sunulmuştur 52- Abdullah b Abbas’tan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (as), kederli iken şu duâyı okurdu: “Azîm ve halîm olan Allah’tan başka ilâh yoktur Yüce Arşın Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur Göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur Kerîm Arşın Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur” Bu duâdaki “azîm” lafzı; aklın, tasavvur edemeyeceği azameti ifâde eder, yüceliğin en üst sınırı demektir ve Allah’ın sıfatıdır “Yüce Arşın” diye tercüme ettiğimiz yerdeki “azîm” lafzı ise, Arş’ın sıfatıdır Arş’ın azametle tavsifi, Allah’ın en yüce yaratığı olması ve gök ehlinin tavaf mekânı olması sebebiyledir “Halîm” ise; yumuşak huylu, kin gütmeyen, gücü yettiği halde cezalandırmakta acele etmeyen demektir ve o da Allah’ın sıfatıdır Arş’ın “kerîm” lafzıyla tavsif edilmesi ise; kerem ve rahmetin oradan inmesi veya onun, ikrâm edenlerin en yücesi olan Allah’a nispet edilmesi sebebiyledir “Kerîm” de; ikrâm eden, lütfeden, rahmet eden demektir 53- Ebû Hureyre’nin rivâyetine göre, bir şey Rasûlullah’ı (as) üzdüğünde, başını göğe doğru kaldırır ve şöyle derdi: “Subhânellâhil Azîm! Allah’ım; şikâyetimi sana arz ediyorum Senden yardım istiyor ve sana güveniyorum Yâ Hayy! Yâ Kayyûm!” 54- Ebû Hureyre’nin rivâyetine göre, bir iş Rasûlullah’ın (as) canını sıktığında şöyle duâ ederdi: “Allah’ım; imtihan sıkıntısından, helâke götüren sebeplerden, kötü âkıbetten ve düşmanların sevinç ve şamatasından Allah’a sığınırım” Duâdaki “imtihan sıkıntısı” ifadesinden maksat; dünyada insanın başına gelen sıkıntılardır Allah, insanları bu sıkıntılarla imtihan eder Hadîs; hem dünyadaki sıkıntılardan, hem dünya ve âhirette felâkete götürecek sebeplerden ve hem de düşmanları güldürecek durumlara düşmekten Allah’a sığınmayı ifâde eden son derece kapsamlı bir duâdır 55- Ebû Davud’un rivâyetine göre, Mescid-i Nebî’de Ensâr’dan Ebû Ümâme’yi sıkıntı içinde göre Hz Peygamber ona şunları söyler: “Sana bazı sözler öğreteyim; onları söylediğin zaman, Allah senden üzüntünü giderir ve borcunu da ödemeyi mümkün kılar Sabaha ve akşama kavuşunca şu duâyı oku: “Allah’ım; üzüntü ve kederden sana sığınırım Âcizlikten ve tembellikten sana sığınırım Cimrilikten ve korkaklıktan sana sığınırım Borca batmaktan ve insanların kahrından sana sığınırım” 56- Enes b Malik’ten rivâyet edildiğine göre, bir şey Rasûlullah’ın (as) canını sıktığında şöyle derdi: “Ya Hayy! Ya Kayyûm! Ya ze’l-Celâli ve’l-ikrâm Rahmetinle senden yardım diliyorum” 57- Ebû Davud’un rivâyetine göre Hz Peygamber, Esmâ bint Umeys’e, “Sana sıkıntılı olduğun zamanlarda söyleyeceğin bazı sözler öğreteyim” demiş ve şu duâyı söylemiş: “Allah! Allah, benim Rabbimdir O’na hiçbir şeyi ortak koşmam” 58- Ebû Bekre’nin bir rivâyetine göre Rasûlullah (as) “Mazlum kişilerin duâsı şudur” buyurmuş: “Allah’ım; rahmetini umuyorum Beni bir an bile olsa kendi nefsime bırakma! Bütün işlerimi ıslah eyle! Senden başka ilâh yoktur” 59- Abdullah b Mes’ûd, Rasûlullah’ın (as) “Kederi çok olan şu duâyı okusun Kul bu duâyı okuuğunda, Allah mutlaka onun kederini giderir, kederini sevince tebdil eder” buyurduğunu rivâyet eder: “Allah’ım; ben senin kulunum, kulunun ve câriyenin oğluyum Her şey senin elindedir Mukadderatım senin elindedir Benim hakkımda senin hükmün geçerlidir Benim hakkımda senin takdirin adâlettir Senin kendine verdiğin veya Kitab’ında indirdiğin veya senin katındaki gayb hazinesinden seçtiğin sana ait bütün isimler adına, senden Kur’ân’ı kalbimin baharı, gam ve kederimin cilâsı kılmanı istiyorum”