Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
1899, 1961, ernest, hemingway

Ernest Hemingway (1899 - 1961)

Eski 08-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ernest Hemingway (1899 - 1961)



Ernest Hemingway (1899 - 1961)

Ernest Hemingway (1899 - 1961)

Kısa öykünün ustası sayılan Amerikalı yazar Ernest Hemingway, izlenimlerini ve deneyimlerini kuru, kısa bir stille aktarmaya çalıştı Yazarın yapıtlarının konusu başlıca aşk ve ölümle insanın hayattaki başarısızlığından ibarettir Amerikan edebiyatındaki Redskin, Tough Boy gibi, tüm bir yaratıcılık anlayışını, sporcu, avcı, asker portreleriyle dile getirerek başarıyla temsil etti Kuralları titizlikle belirlenmiş bu geniş düşsel evren, ne gerçekçi yazımın kesinliğini, ne de Amerikan edebiyatına insanlığın durumunu anlatma olanağı veren geniş boyutlu simgeselliği dışlar Hemingway�in çok boyutlu bir ilgi alanı olması ve buna sıkı sıkıya bağlı kalması, yapıtlarının, geçek bir psikolojik çözümleme yerine ucuz kahramanlığa yer veren, yüzeysel bir nitelik taşıdığını düşündürür

Doktor bir babayla opera şarkıcısı bir annenin oğlu olarak 21 Temmuz 1899'da Şikago yakınlarında Oak Park'ta dünyaya gelen Hemingway, burada beş kardeşiyle birlikte büyüdü ve 1917'ye kadar okula devam etti Tutkulu bir sporcu olan Hemingway, henüz öğrenci gazetesinde çalışırken gazeteci olmaya kararlıydı 18 yaşında Kansas City Star gazetesinde başladığı eğitimini, I Dünya Savaşı'nda Kızılhaç örgütüyle birlikte sağlık memuru olarak İtalya'ya gitmek üzere bıraktı Ağır bir şekilde yaralanan Hemingway, iyileştikten sonra piyade birliğine gönüllü olarak katıldı Savaşta yaralanınca ölüm korkusuyla tanıştı; bu konu bütün yapıtlarında öne çıkar

IN OUR TIMES

Hemingway, 1920'de evlendiği Hadley Richardson ile birlikte Toronto Star Weekly gazetesi için dış ülke muhabiri olarak Avrupa yolculuğuna çıktı Birlikte bir çocuk sahibi olduğu ilk eşinden 1924'te boşandı İkinci evliliğini gazeteci Pauline Pfeiffer ile yaptı (iki çocuk) ve 1940'ta boşandı 1921'de Türk-Yunan savaşında savaş muhabiri olarak bulundu Bir yıl sonra da Mussolini'nin Roma'ya yürüyüşünü anlattı Amerikalı yazar Gertrude Stein ile arkadaş olunca Hemingway edebiyata yönelmeye heveslendi Bunun ilk semeresi In Our Times (Zamanımızda, 1924) adlı kısa öykülerden oluşan bir kitaptı Hemingway burada izlenimlerini sade, açık bir dille aktarmaktadır Yapıtlarının amacı, yüzeyin altındaki gerçeklere ulaşmaktı

A FARERVELL TO ARMS

1926'da Hemingway'ın ilk romanı The Sun Also Rises (Güneş de Doğar) yayınlandı Savaşta aldığı yaralar yüzünden çocuk yapma yeteneğini ve hayatın bir anlam taşıdığına ilişkin inancını yitiren bir Amerikalının öyküsünde "Lost Generation" (Yitik Nesil) denilen neslin (20'li yıllarda Paris'te bulunan umutsuzluğa kapılmış Amerikalı edebiyatçılar) havası yansıtılmaktadır Ulusal fanatizme karşı bir suçlama olarak algıladığı A Farewell to Arms (Silahlara Veda, 1929) adlı romanı çok büyük bir başarı kaydetti Hemingway bu romanında yaralı bir askerin bir hemşireye duyduğu aşkı anlatır Savaşın anlamsızlığını anlayan erkek, bir de hamile sevgilisinin ölümüne katlanmak zorunda kalır

POLİTİK KONULAR

İspanya'ya yaptığı bir yolculuk esnasında Death in the Afternoon (Öğleden Sonra Ölüm, 1931) adlı romanı yazdı Burada Hemingway için tutku haline gelmiş olan boğa güreşine ve bu güreşlerin ülkesine saygı gözler önüne serilir Afrika turunu 1935'te The Green Hills of Africa'da (Afrika'nın Yeşil Tepeleri, 1935) anlattı Bir yıl sonra İspanya İç Savaşında Cumhuriyetçilerden yana tavır aldı Ayrıca savaşı anlatan belgesel bir filmin senaryosunu hazırladı: The Spanish Earth (İspanya Toprağı, 1938) Hemingway, 1939'da Küba'ya taşındı Bir yıl sonra gazeteci Martha Gallhorn ile evlendi (1944'te boşandılar) Dördüncü evliliğini 1946'da Mary Welsh ile yaptı

Yine 1940 yılında For hom the Bell Tolls (Çanlar Kimin İçin Çalıyor) adlı başarılı romanı çıktı 1943'te filme alınan bu romanda Amerikalı kolej doçenti Robert Jordan, İspanya İç Savaşında bir gerilla birliğiyle birlikte stratejik açıdan önemsiz bir köprüyü havaya uçurur Birlikte savaştığı Maria'ya aşık olan Jordan, Franco'cu birliğin saldırısına uğrayıp yaralanır ve ölür Aşkı ve ölümü anlatan bu yapıtta artık bireyin menfaatleri odak noktasını oluşturmaz Hemingway toplum adına sorumluluk üstlenmeyi kabul eder Bu düşüncesini 1942'de girdiği Amerikan deniz kuvvetlerinde uygulamaya koydu İstila birliklerinin muhabiri olarak 1944'te Fransa çıkartmasına ve Paris'in kurtuluşuna katıldı

NOBEL ÖDÜLÜ

Büyük bir başarı kaydedemeyen Across the River and into the Trees (Irmaktan Öteye ve Ağaçların İçine, 1950) adlı Venedik romanından sonra, 1952'de Hemingway'ın başyapıtı The Old Man and the Sea (İhtiyar Adam ve Deniz) yayınlandı Bu kısa romanın kahramanı Kübalı balıkçı Santiago, 84 kez boşuna denize açıldıktan sonra kocaman bir kılıç balığı yakalar Bu başarısının sevinci içinde yakaladığı balığı teknesine bağlayarak evine doğru yelken açar Balığı yolda köpekbalıkları tarafından yenilip bitirildiği halde Santiago ertesi günü yine denize açılır İnsan hayatına dair bu sade parabol insanın boşuna başarı peşinden koşusunu simgeler İnsanın doğaya karşı savaşına öldürme gereksinimi egemendir Birey tüm yenilgilere karşın yeniden yaşam savaşına döner Hemingway 1953'te Pulitzer Ödülünü aldıktan sonra 1954'te Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü Arteriyosklerozlu tutkulu avcı Hemingway yedi yıl sonra, 2 Temmuz 1961'de, 61 yaşında, Ketchum/Idaho'da kendisini avcı tüfeğiyle vurarak yaşamına son verdi

ESERLERİ:

Savaş sürekli bir esin kaynağıdır (Silahlara Veda [A Farewell to Arms], 1929; [The Fifth Column and the First Forty-nine Stories], 1938; Çanlar Kimin İçin Çalıyor [For Whom the Bell tolls], 1940; Irmağın Ötesi [Across the River and into the Trees], 1950) ve savaş konusu, av ve serüven öykülerinde (Afrika'nın Yeşil Tepeleri [The Green Hills of Africa], 1935; İhtiyar Adam ve Deniz [Old Man and the Sea], 1952) ele aldığı aşk, moral gücü ve yalnızlık konularıyla birleşir Öykü türü ([Men without Women], 1927; Ya Hep Ya Hiç [To Have and Have not], 1937), günlük yaşamın tekdüzeliğinde bunalım anlarını saptama olanağı verir 20'li yılların sürgününü anlatan Güneş de Doğar [The Sun Also Raises], 1926 ve Paris Bir Şenliktir [A Moveable Feast], 1964 adlı yapıtlarında yazarın gizli ruhsal zayıflıklarıyla kırılganlığının düşsel evrenini ortaya koymak için seçilen yollar sergilenir Boğa güreşlerine ilişkin olarak [Death in the Afternoon], 1932 yılına ait bir yapıtıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.