Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
batı, cephesi

Batı Cephesi

Eski 08-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Batı Cephesi




Batı Cephesi Türk Kurtuluş Savaşı'nın en önemli cephesidir Hemen hiç hazırlığı olmadan, büyük maddi olanaksızlıklarla Kurtuluş Savaşı (İstiklal Harbi), 1 Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşı kazanan devletlerce paylaşılmasına karşı Türk ulusunun verdiği mücadeledir

Birinci Dünya Savaşı'na girmiş ve savaş içinde birbirinden binlerce kilometre uzaklıktaki cephelerde savaşmış, hayalci bir kadronun elinde yanlış yönetilmiş, tifüs, kolera, açlık, cephane noksanlıklarına rağmen dünyanın en büyük devletlerinin (Birinci Dünya Savaşı, 1914 yılında Avrupa'da başlamış, ancak dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle "dünya savaşı" olarak adlandırılmıştır 1914'te başlayan savaş 1918 yılında sona ermiştir 30 Ekim 1918'de Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak savaştan çekildi

Rusya, Rusya Federasyonu dünyanın en büyük ülkelerinden biri Kuzeyinde Kuzey Kutup Denizi; doğusunda Pasifik Okyanus; batısında Estonya, Litvanya, Beyaz Rusya, Letonya, Ukrayna, Moldavya, Baltık Denizi; güneyinde Kazakistan, Moğolistan, Çin, Gürcistan, Azerbeycan, Hazar Denizi, Kuzey Kore, Karadeniz yer alır

İngiltere, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı, İngiltere Avrupanın kuzeybatı kıyısında yer alan Britanya Adalar Topluluğu üzerinde, dört ülkeden müteşekkil bir devlet Bu adalar topluluğu Büyük Britanya ve İrlanda Adalarıyla birlikte, 5000 küçük adadan meydana gelmiştir Batısında İrlanda Denizi, doğusunda Kuzey Denizi, kuzeyi, güneybatısı ve kuzeybatısı Atlas Okyanusu ile çevrilidir

Fransa) ordularına karşı dört yıl savaşmış bulunan Türk orduları yenilmiş olmasına rağmen, ateşkes antlaşması imzalandığı tarihte düşman ordularını anavatanına sokmamıştı Fakat 30 Ekim 1918'de kaderini galiplerin eline terk etmiş olan Türk yurdu yağmalanıyordu Tek başına Fransa Cumhuriyeti ya da kısaca Fransa, (Fransızca République Française), Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre, İtalya, Monako, Andorra ve İspanya ile komşu olan, Batı Avrupa'da bir ülkedir Avrupa Birliği'nin kurucu üyesidir

Türkiye'nin bu zayıf haliyle bile baş edebilmekten çekinen Yunan orduları 15 Mayıs 1919'da İngiliz , Fransız ve Amerikan koruyuculugunda İzmir'e çıkmıştı Yunanlılar, Türk ordularının dağıtılmış, ***** ve cephanesi elinden alınmış, İtilaf Devletleri'nin tehdidi altındaki Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke Ülke topraklarının büyük bir bölümü Anadolu yarımadasında, kalanı ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir

Padişah'ın herşeye razı durumuna güvenerek, büyük hayallerini gerçekleştirebileceklerini, Padişah: İslam devlet hükümdarlarına verilen en yaygın unvanlardan Bu unvan daha ziyade çok geniş topraklara sahip hükümdarlar için, Osmanlı Devleti'nde ise, hükümdarın örfî sıfatlarını ifade eden başlıca tabir olarak kullanılmıştır

Batı Anadolu'yu kolayca ele geçirebileceklerini umuyorlardı


1918 Aralık Ayı içinde İngiliz, Fransız ve İtalyanlar'ın İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nda 63000 askeri bulunuyordu Adana demiryolu üzerinde 5500 İngiliz asker vardı Güneydoğu Anadolu tarafından 30000 Fransız, bkz Anadolu

Antalya, Antalya Akdeniz sahilinde turizm bakımından çok gelişmiş bir il Türkiye'nin muz ve portakal bahçesi olarak isimlendirilen Antalya; Akdeniz kıyısında, İçel (Mersin) Konya, Isparta, Burdur ve Muğla illeri ile çevrilidir İl toprakları 36°06' ve 37°27' kuzey enlemleri ile 29°14' ve 32°27' doğu boylamları arasında yer alır Üç tarafı yüksek dağlarla çevrilidir

Isparta, Muğla, Afyon, Eskişehir dolaylarında 13500 İtalyan askeri bulunuyordu Yaklaşık yüzbin İtilaf askerinin de Anadolu'da bulunuşu Yunanlıları daha da cesaretlendiriyordu Batı Anadolu'da Rum halkı büyük taşkınlık yaparken, Türk Ulusu genel olarak, kadere razı bir tutum içindeydi İzmir'in işgali sırasında *****a başvurulmasaydı, facia olmazdı, işgalin geçici olduğu ve Padişah'ın Yunanlılarla savaş ilan etmediği propagandaları da Türk Ulusu'nun bu suskunluğunu arttırıyordu

İzmir ve civarında dar bir bölgeye sıkışıp kaldığını ileri süren Yunanistan'ın işgal planına göre, Yunan ordusu üç yönden Anadolu içlerine doğru ilerleyecekti Birinci yön Gediz Vadisi idi Menemen'den başlayıp, Manisa, Turgutlu, Salihli ve Alaşehir'i ele geçirmeyi amaçlıyorlardı İkinci yön, Menderes Vadisi idi ve Torbalı-Bayındır- Ödemiş Yolu idi Üçüncü yol ise Torbalı'dan güneye sarkan yön idi ve bu birlikler Aydın'ı işgal edeceklerdi Ayrıca Ayvalık'a çıkarılacak Yunan kıtaları da Ayvalık ve Yöresini işgal edecekti İzmir'i işgal etmiş bulunan Yunanistan, işgali genişletmek için yine aynı asılsız propagandalarına başvurarak Batı Anadolu'da asayişi sağlamak, İzmir'den firar etmiş olan 2000 Türk askeri ve 150 süvarinin, yöredeki *****lı Türkler'le birleşip Rumları katliam etmeye hazırlandıkları için, Rumları korumak amacıyla işgali "Küçük Asya" içlerine doğru genişletmek zorunda olduklarını yayıyorlardı İşgal komutanı bu plan gereğince hazırlıklarını sürdürürken, Venizelos, Aydın'ın işgalini fakat daha güneye inilmemesini, çünkü İtalyanlar'la tartışma çıkmasını istemediğini, Aydın'ın güneyine inilmemesini mutlaka İngiliz Amiralinden izin alınması gerektigini bildirdi İngilizler'in izin vermesi üzerine, hazırlıklı bulunan Yunan kıtalarına 23 Mayıs'ta ileri hareket emri verildi


Yunan birliklerine direniş daha İzmir'de sıkılan ilk kurşunla başlamıştı Ayrıca 16 Mayıs'ta Urla yöresindeki 800 kişilik Rum çetecileri, Yunan deniz askerinin desteği ile Urla Yarımadası'ndaki Türk köylerine saldırarak, köylüleri öldürmeye başlamışlardı Bunun üzerine 173 Alay 18'e varan askeriyle, köylülerin de desteği ile direnişe geçmişti Fakat dış destegi bulunmayan bu yarımadadaki direniş etkili olmamıştı


MANİSA'NIN İŞGALİ


1918 Kasım Ayı'nda " İhtilas-ı Vatan Cemiyeti" kurmuş ve sonra "İzmir Müdafaa-i Hukuk"una katılmış bulunan Manisalılar, işgalden önce etkili olamadılar Manisa Mutasarrıfı Hüsnü Bey şehre ve ilçelere yayınladığı bildiri ile direniş yapılmamasını sağlamaya çalıştı Buradaki Mevki Komutanının da pasifliği ile Yunanlılar 26 Mayıs'ta Manisa'ya girdiklerinde 48000 tüfek, 88 top ellerine geçti Hiç bir direnmeye rastlamadan Manisa'ya giren Yunan Komutanı yönetime el koydu


AYDIN'NIN İŞGALİ


Aydın'ın da bulunduğu Büyük Menderes Vadisi'nin işgaline Venizelos çok önem veriyordu Yunanistan'dan getirmeyi düşündüğü 300000 Yunanlı göçmeni buraya yerleştirmeyi düşünüyordu Başlangıçta bu işgali kabul etmeyen İngiliz temsilcisi sonunda, yetkisi olmadığı halde işgale izin verdi Aydınlılar direniş için heyecanlı bir durumdayken, Kuşadası'nda bulunan İtalyan komutanın, Aydın'ın işgal edilmeyeceğini bildirmesi üzerine bu heyecan kayboldu Aydın Mutasarrıfı bir felakete yol açılmaması için 57 Tümen Komutanı'ndan Aydın'da direniş yapılmamasını istedi Tümen komutanı, elinde 10 subay, 43 er ve az sayıda makinalı tüfek ve topla, bir tümen olduğu tahmin edilen Yunanlılara karşı savaşmanın mümkün olmadığı kanısına vararak, 23 Mayıs'ta çekilme kararı verdi Yunanlılar 27 Mayıs 1919'da Aydın'ı işgal ettiler Hamiyetli birçok kimse Çine'ye çekilerek direniş hazırlıklarına başladılar Aydın'ı işgal eden Yunanlılar Nazilli'ye doğru ilerlemeye başladılar 17 Kolordu Komutanı Vekili Albay Bekir Sami Bey, düşmana *****lı direniş için Ödemiş'e Yüzbaşı Rasim'i yollamıştı Ödemiş'te başta Kaymakam Bekir Sami Bey olmak üzere *****lı dirènişe karar verildi Depolardaki *****lar dağıtıldı Ödemiş Kuva-yı Milliyesi kuruldu Komutanlığına Yüzbaşı Tahir getirildi İlk Kuva-yı Milliye böyle oluştu Diğer yandan İtilaf Devletleri temsilcilerine telgraf çekilerek olayların sorumluluğunun Yunanlılara ait olduğu bildirildi Bu sırada Yunan ordusu da 40 km yaklaşmıştı 30 Mayıs'ta Tire'yi işgal eden Yunanlılar, Ödemiş'te direniş hazırlıkları yapıldığını öğrendiler Edindikleri bilgilere göre 8000 ***** dağıtılmış ve 1000 kişilik bir kuvvet Ödemiş'in güneyinde mevzilenmişti Oysa Türk kuvvetleri 150 kişi kadardı Güçlü bir Yunan taburu 1 Haziran'da Ödemiş'e girdi Türk kuvvetleri savunarak geri çekilmek zorunda kaldılar Yunanlılar 4 Haziran'da da Nazilli'yi işgal ettiler Bu yörede bulunan Yörük Ali Efe Kuva-yı Milliye'ye katıldı 57 Alay kuvvetleri, Söke'den gelen ve Denizli'de kurulan Denizli Heyet-i Milliyesi'nin oluşturduğu kuvvetler karşısında Yunanlılar durmak zorunda kaldılar Ulusal kuvvetler 16 Haziran'da da Malkoç Köprüsü'nü basarak havaya uçurdular 20-21 Haziran'da da Erbeyli'deki Yunan birliklerine saldırdılar Nazilli'yi terk etmek zorunda kalan Yunanlılar ağır kayıplarla Aydın'a gelebildiler Bu baskınlar Aydın'da bulunan Yunan Garnizonu'nda büyük manevi çöküntü yarattı Kuva-yı Milliye (Ulusal Kuvvetler) ileri harekatlarına devamla 28 Haziran'da Yunanlılarla savaşa girişti Bir avuç Türk'ün oluşturduğu bu kuvvetler karşısında sokak savaşları sonunda Yunanlılar yenilerek Aydın'ı boşalttılar Konuyu Paris Barış Konferansı'nda gündeme getiren Yunanlılar, vatanlarını savunan Türk vatanseverlerini eşkiya gibi göstermeye çalıştılar Yeniden taze kuvvetler getiren Yunanlılar kuvvetli bir Tugay ile saldırıya geçerek 3 Temmuz'da Aydın'ı tekrar işgal ettiler Geri çekilen Türk kuvvetlerine 11 Temmuz'da Demirci Mehmet Efe kuvvetleri de katıldılar Bu kuvvetler 17 Temmuz'da Yunan ileri harekatını Umurlu-Köşk devreleri arasında durdurmayı başardılar Eşkiyalıktan gelen Demirci Mehmet Efe, askeri birliklerin oluşmasına ve Ulusal Direnişe yardımcı oldu Çok sert yöntemleri ile tanınan Demirci Efe daha sonra Ulusal Ordu'ya geçiş döneminde tasfiye edildi


SALİHLİ CEPHESİ


Ödemiş yönünde ilerleyen Yunanlılar, diğer yandan Ahmetli İstasyonu'nu da işgal ettiler Bunun üzerine Salihli ve Alaşehir'de *****lı direniş başladı Yunanlılar Ahmetli İstasyonu'ndan atıldı Daha sonra Çerkez Ethem Bandırma tarafından gelerek, kuvvetleriyle birlikte bu cephenin savunmasını üstlendi Katılan yeni kuvvetlerle Salihli cephesi de oluştu


AYVALIK'IN İŞGALİ VE AYVALIK CEPHESİ


Türk *****lı Kuvvetleri tarafından ikinci *****lı direnişe Ayvalık'ta girişildi Ayvalık'ta 56 Tümen'in 172 Piyade Alayı bulunmaktaydı Alay Komutanı Yarbay Ali (Çetinkaya) Bey, Tümen Komutanı Vekili Albay Bekir Sami Bey'e durumunu bildirerek takviye istemiş, fakat Tümenin de yeterli kuvveti olmadığı için, yerli kuvvetlerle işbirliği yapmasını önermişti Bunun üzerine Ali Bey kendi girişimi ve Alayın subay ve erlerinin de muvaffakatiyle Yunanlılar'ın Ayvalık'a yapacakları olası bir çıkartmaya karşı önlemler aldı Ancak Türk alayı terhis dolayısıyla 24 Subay 150 er ve bunlara ek olarak 300 milisden oluşuyordu Yunanlılar 29 Mayıs sabahı Ayvalık'a kuvvetli bir birlik çıkartarak, çetin geçen çarpışmalardan sonra şehri işgal ettiler Ali Bey'in direnişini Bekir Sami Bey ve Yusuf İzzet Paşa da onayladılar İstanbul Hükümeti, önce Harbiye Nezareti'nin Yunanlıların asker çıkartmasına izin verilmemesi emrini onaylar göründüyse de, Ferit Paşa 30 Mayıs'ta Yunanistan'la savaş halinde olunmadığı için çatışmadan kaçınılmasını istedi Yunan işgali üzerine yöre halkı korku içinde göçe başlamıştı Bu durum karşısında Osmanlı Hükümeti, Ayvalık Mutasarrıfı'nın Hükümet adına Yunanlılarla anlaşmasına karar verdi Yunanlılar bunu kabul etmediler Fakat 172 alay Komutanı'nın savaşkan karakterini iyi bilen Rum halkı Alayın saldırısından korkuyorlardı Onlarında etkisi ile Yunanlılar anlaşmaya yanaştılar ve 5 Haziran'da Yarbay Ali Bey'in de katıldığı bir protokol (Belediye Çeşmesi Protokolü) imzalandı Görünüşte Ayvalık Türkler de, fakat gerçekte Yunan yönetiminde kalıyordu


BERGAMA'NIN İŞGALİ VE BERGAMA-SOMA CEPHESİ


Yunanlılar işgal planlarına devamla 12 Haziran'da Bergama'yı işgal ettiler Bergamalılar Yunan cinayetlerini duydukları için önceden direnişe karar vermişken bazı sorumsuz hain kimselerin olumsuz propagandası, İstanbul Hükümeti'nin tutumu yüzünden halkın direniş ruhu söndü Bu sebeple de Bergama kolay işgal edildi Fakat Ayvalık, Balıkesir, Soma ve Kırkağaç'dan gelen kuvvetlerle burada 1600 kişilik bir ulusal kuvvet oluştu Yunan kuvvetleri *****, malzeme ve insan sayısı bakımından çok üstün olmasına rağmen, büyük kısmının yerli Rumlar'dan eğitimsiz ve disiplinsiz olduğunu gören Ulusal Kuvvetler 14 Haziran'da Bergama'ya saldırdılar ve ağır kayıp veren Yunanlılar Menemen'e çekildiler Yine aynı tarihlerde (1 Haziran'da) Yörük Ali Efe tarafından Malkoç Köprüsü baskınında birçok Yunan askeri öldürülmüştü Yunanlılar Menemen ve Malkoç Köprüsü'nde uğradıkları bozgunun acısını Menemen'de *****sız ve suçsuz sivil halkı katlederek çıkarttılar Dükkanları yağmaladılar, kadınlara tecavüz ettiler "Türk çocuklarını süngülere takarak gezdirmek suretiyle şenlik" yaptılar Binden çok Türk öldürüldü Kaymakam ve memurlar da şehitler arasında idi Türklerin bir kısmı, yerli Rum ve Yahudilere vaadlarde bulunmak yoluyla canlarını kurtarabildiler Geri kalan halk korku ve dehşet içinde göçe başladı Fakat bu katliam Türk halkını yıldıracağına, kinini ve azmini arttırdı Akhisarlılar "Harbiye Nezareti"ne yolladıkları telgrafta "Türk Ulusu'nun *****a sarıldığı ve sonuna kadar savaşacağı" bildirildi


Yunanlılar 19 Haziran'da Bergama'ya 2000 kişilik bir kuvvet ile aniden saldırdılar Bu saldırıya Menemen'den gelen Yunan kuvvetleri de katıldı Albay kazım (Özalp) Bey'in komutasındaki 500 kişilik Türk kuvveti akşama kadar çarpışarak şehri boşalttı ve Soma'ya 15 Haziran'da 61 Tümen Komutanlığı'na getirilmiş bulunan Kazım Bey bu cephenin sorumluluğunu yüklendi


BATI ANADOLU KUVA-YI MİLLİYESİ'NİN KARAKTERİ


Mondros Ateşkesi sonrası ordular terhis edilmişti Tümenlerin ve alayların asker sayısı birkaç yüzle ifade ediliyordu Bunun yanısıra, mevcut askeri birliklerin durumu da firariler,(asker kaçakları) dolayısıyle daha da azalmıştı Bu sebeple Yunanlılar Batı Anadolu'yu işgale başladıklarında karşılarında 56, 57 ve 61 tümenlerin birkaç yüz kişilik zayıf kuvvetlerini bulmuşlardı Üstelik Padişah, Yunanlılarla savaş durumunda olmadığını ilan etmiş ve Hükümet de gerek askeri kuvvetlerin gerekse halkın işgale karşı direnmemesini bildirmişti Buna uyan İzmir Valisi, Manisa Mutasarrıfı gibi bazı yöneticiler kendi şehirlerinde ve civardaki direniş hareketlerini daha doğmadan öldürmüşlerdi Bütün kötü şartlara rağmen Yunanlılar karşısında çetin bir direnme yapıldı Zayıf mevcutlu askeri birliklerin komutanları, ulusal duygularla vatanlarını savunurken hamiyetli Türk vatandaşları ve onların yanısıra, eskiden eşkiyalık yapan bazı efeler, adamlarıyla birlikte bu direnişlere katıldılar, hatta bazı yörelerde duruma hakim oldular Halkın, askerin, efelerin oluşturduğu bu direniş hareketinin ortak noktası vatan savunması ve Türklük duygusu idi Böylece oluşan bu direniş hareketi Ayvalık'tan, Denizli'ye kadar uzanan geniş bir çizgi üzerinde ulusal cephenin doğmasına yol açtı Bu ulusal cepheyi oluşturan kuvvetlere ve bu harekete dar anlamda "Kuva-yı Milliye" dendi Bu anlamıyla Kuva-yı Milliye *****lı direnişi ifade etmekte idi Sivas Kongresi'nde anlamı genişledi ve bütün yurdun savunulması anlamına geldi Kuva-yı Milliye deyimini ilk kez kim ve nasıl kullandı, bilinmemekle beraber Türk halkının 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ve Balkan Savaşı sırasında sivil halkın direnişi ve örgütlenmesi görülmüştü İtilaf Devletleri'nin işgallerinin geçici olduğunu kabul eden Türk Ulusu yüz yıllarca kendi yönetimindeki Yunan Ulusu'nun Batı Anadolu'yu istilasını ve bu toprakları Yunanistan'a katmak için geldiğini anlayınca yurdunu korumak için *****a sarılmıştı Kuva-yı Milliye'nin para yiyecek, ***** gibi ihtiyaçları yerli kaynaklardan sağlanıyordu Fakat halkın bir kısmı işgale karşı direnmemişti Hatta Yunan bayrakları asan kasabalar da olmuştu Bazı yerler İtalyanları davet etmişlerdi Bu sebeple Batı Anadolu'da Kuva-yı Milliyecilerle Padişahçılar arasında uzun süre çatışma sürdü Fakat zamanla Yunanlıların Batı Anadolu'da yaptıkları zulüm, işkence, tecavüz, yağma, öldürme olaylarını gören halk bütünüyle Kuva-yı Milliye'ye katıldı Yunanlılarla işbirliği yapan bozguncu, Padişah yanlısı ve ulusal kuvvetlere katılmayanlara karşı sert ceza yöntemlerine başvuruldu Bu bakımdan Batı Anadolu halk savaşları, Güney Doğu Anadolu'daki gibi şehir savaşları biçiminde olmadı


Yunanlılar yalnızca Batı Anadolu'yu değil Trakya'yı da işgale hazırlanıyorlardı Burada bulunan Türk Kolordusu'nun asker sayısı 1200'e indirilmişti Oysa Yunan taburu daha başlangıçta 1500 kişi idi Terhis edilen Yunan askerleri *****larıyla birlikte sivil Rumlara katılıyordu Yerli Rumlar çeteler kurmuş ve Türklere saldırıyorlardı İtilaf Devletleri'nin koyu baskısı yüzünden ise Türkler birşey yapamıyorlardı Ele geçen çeteciler ve hatta adi suçlular bile, delil yetersizliği bahanesiyle İtilaf Devletleri ve yabancı müdahaleleriyle serbest bırakılıyordu Trakya'nın coğrafi yapısı ve işgal kuvvetlerinin ortasında ve Anadolu'dan ayrı olması dolayısıyla burada ulusal direniş başarılı olamadı 20 Temmuz 1920'de Yunanlılar'ın istilası bu sebeple kolay gerçekleşti


MİLNE HATTI


Yunanlılar'ın Batı Anadolu'ya çıkartma yapmalarına Lord Curzon ve Churchill kabinede karşı çıkmışlar ve Türkler'in bu durumda *****a sarılacağını ve Türk Ulusalcılığı'nın tahrik edileceğini Başbakan Lloyd George'a söylemişlerdi İngiliz komutanlar da bunu doğrulayan raporlar vermişlerdi Fakat buna rağmen Paris Barış Konferansı Yunanlılar'ın İzmir'e çıkmasına izin vermişti Bunun üzerine Batı Anadolu'da *****lı çatışma başlamıştı Yunan propagandası bu olayları, Türkler'in Rumları katlettiği biçiminde yansıtmıştı Bu *****lı direniş üzerine bir cephe oluşmuştu İngiliz General Milne Paris Barış Konferansı'na gönderdiği telgrafla Türk-Yunan kuvvetleri arasında ciddi bir mücadelenin sürdügünü, Ulusal Güçler'in Yunanlıları vatanlarından atmak için çarpıştıklarını ve Osmanlı Hükümeti'ni dinlemediklerini, askeri birliklerin ve komutanların da Hükümet'in emirlerine aykırı olarak bu Ulusal Direnişi desteklediklerini bildirdi ve iki taraf arasında bir hat gerisinde kalmalarının sağlanmasını önerdi Bu önerinin benimsenmesi üzerine General Milne, Barış Konferansı'nın kararını Yunan Komutanı'na ve Osmanlı Harbiye Nazırı'na değişik biçimlerde bildirdi 3 Kasım 1919 tarihinde Milne tarafından çizilen hat hemen hemen Yunanlılar'ın işgali altında bulunan bölgede Yunanlılar'ın Türk saldırılarına karşı güvenliğini sağlama esasına yönelikti Yunan Komutanlığı, Yunanistan'dan yeni askeri birlikler getirilinceye kadar bu hattı kendi çıkarlarına uygun buldukları için Milne'nin önerisini kabul etti Oysa Venizelos'un arzusu daha geniş bir toprağı içine alıyordu Osmanlı Harbiye Nazırı ise bu hattın Yunan çıkarlarına uygun olduğu için Hükümet kabul etmedikçe, bunun uygulanması için emir veremiyeceğini bildirdi Denizli yöresinde bulunan Demirci Mehmet Efe'nin yanıtı ise sert ve kesindi Demirci Mehmet Efe "Biz Osmanlı Devleti'nin isteği ve izni ile Ulusal Mücadele'ye girişmedik kendiliğimizden ayaklandık" diyerek bu hatlı tanımadı ve ancak Yunan askerlerinin Anadolu'yu terk etmesi ve yerlerine İngiliz askerlerinin gelmesine razı olabileceklerini bildirdi M Kemal Paşa, 31121919'da Batı Anadolu'daki komutanlara, Yunanlılar'ın Batı Anadolu'yu ilhak etmek için geldiklerini ve bunu saklamadıklarını, bu sebeple *****lı direnişin devam etmesini bildirdi Ve Milne Hattı Kuva-yı Milliye tarafından tanınmadı Fakat yine de Haziran 1920'de Yunanlılar'ın genel saldırıya geçmelerine kadar bu hatta önemli bir çatışma olmadı


AMİRAL BRİSTOL HEYETİ


Batı Anadolu'da genişleyen Yunan işgaline karşı başlayan Türk direnişi İtilaf Devletleri cephesinde heyecan yarattı Milletler Cemiyeti'nin kurulması sırasında bu olayın çıkması, Avrupa basınının da bile Türklerin lehine bazı yazıların yayınlanmasına yol açtı Bunun üzerine İtilaf Devletleri, işgal bölgesine durumu incelemek üzere bir "Anket Komisyonu" göndermeye karar verdiler Amerikan, İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinin oluşturduğu bu kurulun Başkanı Amerika delegesi ve İstanbul Fevkakalade Komiseri Amiral Bristol idi Komisyon birkaç haftalık bir çalışmadan sonra 12 Ekim 1919'da tarafsız bir rapor hazırladı Bu rapor ana hatarıyla şöyleydi

1- Ateşkesden sonra İzmir ve yöresinde Hristiyan halkın hayatının tehlikede olduğuna dair barış konferansına yanlış bilgi verilmiştir Bu bilgiyi vermiş olan hükümetler ve kişiler sorumludur
2- İşgalden sonra Batı Anadolu'da yapılan öldürmelerin sorumluluğu Yunanlılara düşer
3- Yunan askerlerinin derhal geri çekilmesi ve yerlerine İtilaf kuvvetleri gönderilmesi lâzımdır
4- İzmir havalisinin, milliyet prensiplerine göre, Yunanistan'a katılması söz konusu olamaz Çünkü bu yerlerde Türk çoğunluğu egemendir


Ayrıca raporda Piyer Loti'nin yazdıklarını hatırlatan ve olayın gerçek yüzünü gösteren bjr cümle dikkati çekiyordu "Yunan işgali, medeni bir görev uygulama şöyle dursun, hemen bir fetih ve Haçlı saldırısı göriinümünü almıştır" Komisyon ayrıca, direnişe geçen "Türk Ulusal Bilinci"nin Yunan ilhakını kabul etmeyeceğini de belirtiyordu Fakat bu gerçeğe rağmen Paris Barış Konferansı ve özellikle İngiltere bu raporu dikkate almadı M Kemal Paşa ise bu raporu Ulusal Savaşı destekleyen bir araç olarak kullandı



Bu yazı Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı serisinin bir parçasıdır: Türk Kurtuluş Savaşı serisi aşağıdaki aşamalardan / başlıklardan oluşmaktadır:
İngiliz işgalleri Fransız işgalleri İtalyan işgalleri Yunan işgalleri İzmir'in işgal edilmesi İzmir'in işgaline tepkiler Ermeni ve Gürcü işgalleri Mustafa Kemal'in İstanbul'a gelmesi Mustafa Kemal'in Anadolu'ya gönderilmesi Amasya Genelgesi Erzurum Kongresi Balıkesir Kongresi Alaşehir Kongresi Sivas Kongresi Amasya Protokolü Kuvay-i Milliye Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti Ankara'da Son Osmanlı Meclisi İstanbul'un işgali TBMM'nin kuruluşu Düzenli ordunun kurulması İlk anayasanın kabulü İstiklâl Marşı'nın kabulü Cephelerin kurulması İç Cephe - Ayaklanmalar Doğu Cephesi Trakya Cephesi Güney Cephesi Batı Cephesi Ordunun teşkilatlandırılması I İnönü Savaşı II İnönü Savaşı Kütahya - Eskişehir Savaşı Sakarya Meydan Muhaberesi Büyük Taarruza hazırlık Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Paris Konferansı Gümrü Barış Anlaşması Londra Konferansı Moskova Antlaşması Kars Antlaşması Ankara Antlaşması Mudanya Ateşkes Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Kurtuluş Savaşı'nın yöntemi Kurtuluş Savaşı'nın kaynakları Başkomutanlık Kanunu Büyük Millet Meclisinin yapısı Tekalif-i Milliye Emirleri Kurtuluş Savaşı ve dış ilişkiler İstiklal Mahkemeleri Azınlık Dernekleri Zararlı Dernekler Yararlı Dernekler Misak-ı Milli İstanbul Hükümeti'nin Mustafa Kemal'e karşı mücadele kararı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.