Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dil, edebi

Edebi Dil

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebi Dil




Klasik Çin, Eski İzlanda, Eski İrlanda ve Osmanlı divan edebiyatı gibi bazı edebiyatlarda kullanılan dil, halkın günlük dilinden çok farklıdır Batı edebiyatında gündelik dilin kullanılması oldukça yeni bir olgudur İngiliz edebiyatında, eğitimli bir insanın konuşma diliyle yazan ilk yazar Daniel Defoe'dur Ama konuşma dilinin edebiyata girmesi, edebi dilin özel bir dil olmasını engellememiştir Günlük konuşma dilinde bile, sözcüklerin en dolaysız düzanlamlannın yanı sıra, bazı dolaylı yananlamlan vardır Söz sanatları, düzan-lam ile yananlam arasındaki bu farklılıktan kaynaklanır Edebiyat dilini bir tavır, bir eda ya da bir jest haline getiren de budur Sanatsız, süssüz, yalın bir edebi metin bile gizli bir "jest" içerir Bilinçli olarak seçilmiş bir yalınlık, eski edebiyatın değerlerine bir karşı çıkıştır Hemingvvay ve Albert Camus gibi çağdaş yazarlar, romanlarındaki görünüşte sade üslupla, bir "gerçeklik duygusu" yaratmak istemişlerdir Oysa bu bir tuzaktır; yapıt hiçbir zaman gerçeğin kendisi değil, gerçeğin yazar tarafından görülmüş ve anlatılmış imgesidir


Dilin bu karmaşıklığı ve bulanıkhğı, sözcüklerle nesneler arasında her zaman var olan uzaklık, edebiyatın kurmaca özelliği gibi olgular, 20 yüzyılda Batı'da çeşitli akımlarda ele alınmış ve edebiyat kuramla-nnın odak noktasına yerleştirilmiştir İngiltere'de I A Richards ve William Empson gibi eleştirmenler, şiiri şiir yapan özelliğin sözcüklerdeki anlam belirsizliği olduğunu öne sürmüşlerdir Richards'a göre, bir cümleye şiirsel nitelik kazandıran öğe, sözcüklerin içerdiği farklı anlamlar arasındaki gerilimdir Empson da Seven Types of Ambi-guity (1930; Belirsizliğin Yedi Türü) adlı yapıtında, dilin ve sözcüklerin yapısında bulunan belirsizlik ve çokanlamlılık boyutlarını incelemiştir Bu yaklaşım, ABD'de Yeni Eleştiri okuluyla sürmüştür


Dil ile dış gerçeklik arasındaki kopukluk, Avrupa'da Ferdinand de Saussure'ün görüşlerinden esinlenen yapısalcı edebiyat kuramlarının da çıkış noktasıdır Fransız eleştirmen Roland Barthes, Le Degre zero de lâcriture (1953; Yazının Sıfır Derecesi, 1989) adlı yapıtında, edebiyatın model aldığı gerçekliğin dış gerçeklik değil, başka edebiyatlar olduğunu öne sürer Barthes'a göre, eleştirmenin görevi yapıtın dış gerçeği yansıtıp yansıtmadığını saptamak değil, elindeki metinle başka metinler arasındaki gizli ya da açık ilişkileri belirlemektir


Sözcüklerin bulanıklığı ve çokanlamlılığı, bir dilden başka dillere çeviriyi güçleştiren, bazen olanakşızlaştıran bir etkendir Bir sözcüğün sözlükteki karşılığı, her zaman o sözcüğün içerdiği bütün anlam ve duygu katmanlarım veremeyebilir Bununla birlikte, çevirilerin varlığını sürdürmesi edebiyatın yalnızca bir dilsel biçim olmadığını da göstermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.