Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahmer, hilali

Hilal-İ Ahmer

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hilal-İ Ahmer




Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyet hâlinde yaşayan insanlar arasında fakir, zengin, muhtaç ve sakatların bulunması gâyet normaldir İlâhî dinler, insanlar arasında yardımlaşmayı, muhtaçların elinden tutulmasını emrettiğinden, inananlar arasında bu hususlar tam yerine getirilmiştir İnsanlar bunlara uymakta güçlük çıkarınca, idâreciler kânûnî müeyyideler ile bâzı hususlarda mecbûriyetler getirmişlerdir Avrupalılar, insanlar arasındaki mânevî bağların azaldığı 19 asırda yardımlaşmayı sağlamak, harp zamânındaki yaralılara bakmak için cemiyetler kurdular Kurdukları bu cemiyete Sâlib-i Ahmer adını verdiler Daha sonra bu cemiyet Kızılhaç adını aldı


İslâmiyetin ilk yıllarında ve daha sonraki harplerde ihtiyaç duyulduğu zaman kadınlar savaşa katılır, yaralıları tedâvi ederlerdi Nitekim Uhud savaşında hazret-i Fâtıma savaşta yaralanan Peygamber efendimizin yaralarını bizzat sarıp tedavi etmişti Sonraları kurulan İslâm devletlerinde yardımlaşma ve harp yaralılarını tedâvi, çeşitli şekillerde yapıldı


Selâhaddîn-i Eyyûbî 1192 yıllarında Üçüncü Haçlı Seferinde, Saint Jean Şövalyelerinin Müslüman Türk karargâhına gelerek Hıristiyan yaralıları ile meşgul olmalarına, tedâvi etmelerine izin vermişdi


Birinci Napolyon, 1798 târihinde Akka Kalesini muhâsara ettiği zaman, ordusunda vebâ çıkıp yayılmış ve hastalığa karşı çâresiz kalınca, düşmanı olan Müslüman Türklerden yardım istemek zorunda kalmıştı O zamanki bir Fransız eserinde şöyle yazılmaktadır: "Türkler ricâmızı kabul ederek hekimlerini yolladılar Bunlar tertemiz giyinmiş, ak yüzlü kimselerdi Evvelâ duâ etdiler ve sonra ellerini bol su ve sabun ile uzun uzadıya yıkadılar Hastalarda zuhûr eden hıyarcıkları neşterle yardılar İçindeki sıvıyı akıtarak yaraları tertemiz yıkadılar Sonra hastaları ayrı ayrı yerlere koydular ve sağlamların mümkün olduğu kadar onlara yanaşmamasını tenbih ettiler Hastaların elbiselerini yakıp yeni elbiseler giydirdiler En nihâyet ellerini yıkadılar ve hastaların bulunduğu yerlerde öd ağacı yakarak tekrar duâ ettiler Bizden hiçbir ücret veyâ hediye kabul etmeden yanımızdan ayrıldılar"


Osmanlı ordusunun özel hekimbaşısı vardı Harpte hekimbaşı maiyeti ile berâber ordunun gittiği yere gitmek mecbûriyetindeydi


İnsanlara merhamet etmeyene, Allahü teâlâ yardım, merhamet etmez


Allah'ın sevdiği ev, yetim bulundurulan ve ona iyilik yapılan evdir


İnsanların en iyisi insanlara hizmet edendir


Kalbinde merhameti olmayanın îmânı yoktur


Hadîs-i şerîfleri Müslümanların merhametli, hayırsever olmalarını emretmektedir Dînimizde zekat vermek farzdır Sadaka ise durumu müsâid olanların ihtiyaç sâhiplerine yaptıkları yardımlardır Osmanlı Devletinde vakıflar, aşhâneler insanlara hizmetin en güzel misâlleridir


Müslümanlar arasında İslâmiyetle başlayan, felâketzedelere, muhtaçlara ve yaralılara yardım, Avrupa'da 19 yüzyılda ve kısmen ortaya çıkmıştır İnsanların isteyerek bu işe koşmamaları Avrupa'da yardım yapılabilecek idârî teşkilâtlar kurmayı mecbur etmiştir Zîrâ muhtaçlara, kazâzedelere yardım elini uzatmak, bir inanç gereğidir İnançlar zayıflayıp bu iş yapılmadığı zaman bir kuruluşa ihtiyaç duyulur


Osmanlılarda, kurulduğu yıllardan beri belli bir sistem ve kural içinde muhtaçlara, kazâzedelere, yaralılara yapılan yardım, 1877 yılında teşkilâtlandırılıp bir cemiyet şekline geldi


1877'de beyaz üzerine kırmızı hilâl bayrak sembol kabûl edilerek Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti kuruldu 1923'te Türkiye Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, 1935'te Türkiye Kızılay Derneği adlarını aldı


Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, 1877'deki Osmanlı-Rus Savaşında, cephe gerisinde 9 seyyâr hastahâne, İstanbul'da 4 hastahâne açarak buralarda 25 bin yaralı ve hasta askere baktı 1897'deki Türk-Yunan Harbinde cemiyet 2 hastahâne vapuru kirâlayarak yaralı ve hasta askerleri İstanbul'a taşıyıp tedâvi etti


İstanbul'da baş gösteren kolera salgını ve 1911'deki büyük Aksaray yangını Hilâl-i Ahmer'in barış yıllarında kayda değer ilk ve geniş faaliyetleri oldu Bundan sonra arka arkaya gelen Trablusgarb, Birinci ve İkinci Balkan harpleriyle, Birinci Dünyâ Harbi, Hilâl-i Ahmerin üç kıta üzerindeki aralıksız, çok geniş ve sıkışık, fedâkarlıklarla dolu uzun bir devresini teşkil eder Kaynak dallogcomAyrıca Bakınız Osmanlı Devleti Kurumları

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.