Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eski, izleri, mısırda, tevhid

Eski Mısır'da Tevhid İzleri

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eski Mısır'da Tevhid İzleri




ZAFER ARAŞTIRMA GRUBU

ESKİ MISIR bir firavunlar medeniyetiydi Aralarında kedilerin ve gübre böceklerinin de bulunduğu sayısız tanrısı olan bir inanç sistemleri vardı ve krallarına bile uluhiyet vermekteydiler Halkın gözünde birer tanrı-insan olan firavunlar o kadar güçlüydüler ki, bugün o eski medeniyetin dimdik ayakta kalmış olan piramitleri ve tapınakları kadın-erkek tüm halkın canla başla çalışması ve çalıştırılması sonunda inşa edilmişlerdi Yakın zamanlarda yapılan kazılar sonucu Giza piramitlerinde çalışan işçilerin mezarlarını bulan araştırmacılar, bunca insanı böyle ölümüne çalıştıran gücün etkisi karşısında şaşkına dönmüşlerdi Firavunlar güçlüydü ve Mısır’ın kedilerden, gübre böceklerinden pek çok tanrısı vardı

Birgün Mısır’a bir kervan geldi Yanlarında gözlerin o güne kadar gördüğü en güzel simalı bir çocuk vardı, adı Yusuf’tu ve kervan halkı onu bir kuyunun dibinde bulmuştu

Yusuf, İbrahim Peygamber’in neslinden geliyordu ve dedesi İshak Peygamber gibi bir peygamber olan Hz Yakub'un oğluydu Kervandakiler bunu bilmiyorlardı Yusuf’u satın alıp evlerine götürenler de bilmiyorlardı Ona iftira atanlar da, onu zindana atanlar da…

Onun nesli, putlara karşı savaşmış ve kavimlerini bir olan Allah’a iman etmeye davet etmiş peygamber nesliydi Böyle nurlu atalardan gelen Yusuf, kedilerden ve gübre böceklerinden tanrıları olan, krallarına uluhiyet veren bir medeniyetin kucağına düşmüş ve saraylarda büyütülmüştü

Ancak Yusuf, bir edeb ve asalet timsaliydi Yüzünün olağanüstü güzelliği kadar, ahlâkı da, herkesin dikkatini çekiyor ve takdirini topluyordu

Kur’an’da en doğru şekliyle anlatıldığı gibi, sonunda zindana atılan Hz Yusuf, burada arkadaşlarının rüyalarını yorumlamaya ve zindanı bir okula dönüştürerek etrafındakilere tevhid dersleri vermeye başladı

“Ben atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmak bize yakışmaz Bu hem bize, hem bütün insanlara Allah’ın bir lütfudur; lâkin insanların çoğu şükretmiyor

“Ey zindan arkadaşlarım, söyleyin: Birbirinden farklı birçok rab mi daha hayırlıdır, yoksa herşeyi kudretine boyun eğdiren tek bir Allah mı?

Allah’tan başka taptığınız şeyler ise, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden ibarettir ki, Allah bu konuda hiçbir delil indirmemiştir Halbuki hüküm Allah’ındır; O ise kendisinden başka hiçbir şeye kulluk etmemenizi emretmiştir Dosdoğru din işte budur; fakat insanların çoğu bilmiyor” (Yusuf, 38-40)

Hz Yusuf rüya yorumlama ilminde o kadar meşhur oldu ki, Allah’ın ona bahşettiği bu ilim sayesinde Mısır’ı, büyük bir kıtlık musibetine karşı önceden aldırttığı tedbirlerle korudu Bu güzel hizmetinin karşılığında Mısır’a maliye bakanı oldu İlk bakışta bir peygamber’in nasıl olup da, bir firavun’un emri altında çalıştığı akla takılabilir Ancak, Hz Yusuf, yaptığı icraatları sayesinde tüm halk tarafından çok sevilmiş, takdir edilmiş ve kendisine karşı sonsuz bir güven hissi duyulmuştur O, bütün bunları, peygamberliğinin asıl vazifesi olan, kavmini bir olan Allah’a imana davet etme yolunda kullandı Çünkü, Mısır’da, kedilerden, gübre böceklerinden tanrılar edinen ve krallarına uluhiyet veren bir kavim yaşamaktaydı…

Hz Yusuf Mısır’da tevhid inancının tohumlarını ekmiş ve kendisine verilen peygamberlik vazifesini hakkıyla yerine getirmişti O’nun Mısır medeniyetinde bıraktığı tevhid izleri asırlarca silinmedi Zaman, insanların zihinlerinde ve kalplerinde tevhid akidesini yıpratmış ve Yusuf’un verdiği dersleri unutturmuşsa da, bugün Eski Mısır kalıntılarını inceleyen araştırmacılar öyle ilginç ayrınıtılar buldular ki, bunların Mısır’a, Yusuf’un güzelliğinden yansıyan parıltılar olduğunu söylememek mümkün değildir İşte onlardan bazıları:

Eski Mısır’da yaşlı birisi yanlarına geldiği zaman, gençler ayağa kalkmak mecburiyetindeydi

Erkekler sünnet olmak zorundaydı

Tapınaklara girmeden önce eller ve ayaklar belli bir ritüele uyularak yıkanmalıydı

Cinsel ilişkiden sonra muhakkak yıkanmak gerekliydi

Tapınağa girecek olanlar kedi ve köpeğe dokunmamalıydılar Dokundularsa, ellerini ayaklarını ve yüzlerini yıkamalıydılar

Eski Mısır’da görülen ve İbrahimî dinlerle paralellik arz eden bu gibi hususlar tamamen Hz Yusuf’un tebliğ vazifelerinin izleriydi Bu vazife asırlar sonra Hz Musa ile parlatılıp devam edecekti

HER NE KADAR Hz Yusuf’un tebliğ ettiği hakikatler, kavmi tarafından zamanla unutulmuş olsa da izleri hiç bir zaman silinmemişti

Yusuf Peygamber’den yaklaşık 300 yıl sonra Mısır’ın tahtına oturacak olan Kral IV Amenofis, tahta çıkışından beş yıl sonra kendisi 41 yaşındayken Mısır’ın çok tanrılı inanç sistemini temelinden yıkacak icraatlarda bulunmaya başladı

Halkına, ilâh’ın tek ve bir olduğunu, isminin de ATON olduğunu ilân etti Adını, Aton’un hizmetkârı anlamına gelen AKHENATON şeklinde değiştirdi

Akhenaton’un kendisinin iman ettiği ve halkının da iman etmesini istediği ilâh, yalnızca Mısır halkının ilâhı değil, bütün insanlığın ilâhıydı Bütün evrenin yaratıcısıydı güneşi ve ayı da O yaratmıştı

Akhenaton’a ilk karşı çıkanlar Mısır’ın çok kudretli bir tabakası olan rahiplerdi Ancak, Akhenaton onların ve o güne kadar firavunların yaşadığı TEB şehrinden ayrılarak kendisine AMORNA şehrini kurdu Ölünceye kadar burada yaşadı

Putperestlikle mücadelesinde çok kararlı olan Akhenaton, Karnak’taki Amon tapınağını kapattı Yerine GEMATON (Aton’u bulduk) adında başka bir mabet inşa etti

Halkın, krallara uluhiyet verme fikrini de yıkmak isteyen Akhenaton, dini törenlere tüm halkının gözü önünde eşi ve çocuklarıyla birlikte katıldı

Sanatkârlara talimat vererek, eserlerinde gerçekçi bir yaklaşım izlemelerini emretti Böylece abartılı resimler ve kabartmalar yapılamayacaktı Herşey sade ve olduğu gibi resmedilecekti

Akhenaton bir şiirinde Rabbine şöyle sesleniyordu:

“Aton… Gündüz gibi ışıklı Aton

Gözlerimiz sana bakıyor Seni görüyor sana karşı

Sen benim kalbimdesin

Fakat seni tanımak istemiyorlar

Sadece ben, senin kulun Akhenaton, Seni tanıyorum

Onlara araştırma gücü ver!

Senin gücün senin planın sonsuzdur

Dünya Sana ait ve Senin

Çünkü onu Sen yarattın

Bir başka şiirinde de şöyle söylemekte kral Akhenaton:

“Senin nurunla bütün yollar açılır

Balığın suda zıplaması Sendendir

Senin nurun, ruhların kalbine nüfuz eder…”

Akhenaton, kendisi ve ailesi için yaptırdığı mezarda yapılan bütün incelemeler herhangi bir mumyalama işleminin gerçekleşmediğini göstermektedir Onun ölümünden sonra, güçlü ruhban sınıfı eski çok tanrılı dinlerini canlandırdılar ve kendilerinden alınan iktidar gücünü geri kazandılar Çok geçmeden eski tanrıların yeni heykellerini yaptırarak tapınaklara yerleştirdiler Başkent yeniden Teb’e nakledildi ve bu şekilde bir muvahhidin çabaları yok oldu gitti

Ancak Mısır’da indirilen tevhid bayrağı, yaklaşık bir asır sonra gelecek güçlü bir el tarafından yeniden dalgalandırılacaktı Bu, Hz Musa’nın eliydi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.