Süt İçerken Ve İçirirken Bir Kere Daha Düşünün! |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Süt İçerken Ve İçirirken Bir Kere Daha Düşünün!Yıllardan beri sütle ilgili bildiğimiz şeylerin aslında ne kadar yanıltıcı olduğunu anlamak için, Prof Dr Ahmet Aydın'ın görüşlerini aktaran bu yazıyı herkesin okuyup, bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyoruz HaberTürk TV’de yayınlanan Prof Dr Ahmet Rasim Küçükusta ile Pakize Suda’nın birlikte sunduğu “İki Ses Bir Nefes Programı”nın konuğu olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Ahmet Aydın süt ve süt ürünleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu 23 Aralık Cuma günü yayınlanan programda çarpıcı açıklamalar yapan Ahmet Aydın, “Çocuklarınıza süt içirmeyin!” diyerek tartışma başlattı “Süt içmeden bir çocuğun gelişimi olumsuz etkilenmez mi? Peynir, yoğurt, kefir gibi gıdalar sütün yerine geçer mi? Süt alırken nelere dikkat etmek lazım? Kutu sütü mü yoksa şişe süt mü? Sütün sebep olduğu alerjik reaksiyonlar nelerdir? Süt içmemek yaşlılıkta kemik erimesine sebep olmaz mı?” sorulara cevap veren Ahmet Aydın, şimdiye kadar bildiklerimizin aksine sütün bedene faydalarını değil, zararlarını anlattı “Sütleri Dayanıklı Beyaz Eşya Haline Getiriyorlar” “Sütün çiğ olarak tüketilmesini önermiyoruz” diyerek konuşmasına başlayan Aydın, “Bilimsel dilde pastörizasyon gibi ve UHT sistem gibi ‘ısıl işlem’ dediğimiz işlemlerden geçmemiş sütleri tüketmek en sağlıklı yöntemdir Bu nedenle sütü yoğurda çevirmek suretiyle kullanmak gerekir Pastörizasyon işleminde sütün sıcaklığı birden bire 65-75 derecelere çıkartılıp, 15 ya da 30 saniye tutulduktan sonra tahribata uğratılıyor UHT sisteminde ise sütün sıcaklığı 130 dereceye kadar getirilerek, faydalı tüm enzimlerinin yok olması sağlanıyor Isıtma süt sizi birkaç saat idare edebilirken, pastörizasyona uğramış süt ancak 1-2 gün idare edebilir UHT sisteminde ise süt aylarca kalabilir Gıda sanayisine bakarsanız ‘biz bunu mikropları öldürmek için yapıyoruz’ diyorlar Bence onlar sütleri gerçekten dayanıklı beyaz eşya haline getiriyorlar” şeklinde konuştu Aydın; “Isıl işlem sırasında sütün içindeki canlı maddeler hatta enzimlerin tamamı ölüyor O nedenle süt tüketimini yaparken onu tekrar mayalandırarak canlı hale sokmak gerekiyor Yani en iyisi çocuklarımıza ve kendimize yoğurt yapıp, tüketmek Kullanacağınız yoğurt mutlaka sulanıp ekşimeli Bir yoğurt ekşimiyorsa o yoğurt canlılığını kaybetmiş demektir Mesela marketten aldığınız yoğurtları bekletin, hiçbir zaman ekşimez Günler sonra sadece küflenir Küfü kaldırın yoğurt yine olduğu gibi duruyordur Mayalanmayı belli bir aşamada yaptığınız sürece kimyasal işlemleri durdurmuş oluyorsunuz Bizim istediğimiz şey küçük üreticiyle başarabileceğiniz bir şeydir Normal bir yoğurdu kimseye satamazsınız, ekşir ve bu nedenle kimse almaz Yoğurt ekşidikçe faydalı mikroplar ortaya çıkar Bu faydalı mikroplara bilimde ‘probiyotik’ denir” ifadelerini kullandı “Alerjinin Bir Numaralı Nedeni Süttür” Ahmet Aydın sözlerine şöyle devam etti: “Vücuttaki faydalı mikropları tahrif ediyorsanız, onun karşılığı hastalıktır Faydalı mikroplar bağırsağınızda önemli bir tabaka oluşturur ve her türlü zehirli maddenin geçişini engeller Siz bunun düzenin bozarsanız bunlar azaldığı zaman zararlılar ortaya çıkmaya başlar ve bağırsaklarınız elek gibi açılır Geçmemesi gereken maddeler kana doğru geçer İyi sindirilmemiş süt proteini de kana geçtiği zaman bazı hastalıklara neden olur Mesela alerji, beş çocuktan bir tanesinde mutlaka alerji görülür Alerjinin bir numaralı nedeni süttür Süt proteini ya da bağırsak geçirgenliği arttığı zaman, yeteri kadar sindirilmemiş protein parçacıkları yani aminoasitler o hale gelmeden vücuda girdikleri zaman vücut bunu bir düşman olarak görür Doğal olarak düşmana saldırırken ona çok benzeyen beden için faydalı ‘sinir kılıfı proteini’ gibi başka bir vücut proteinine de saldırır O zaman MS ya da tiroit olur Tiroit dokusundaki hücreye çok benzediği için oraya saldırdığında ise ‘Haşimato’ denilen hastalık oluşur Son yıllarda haşimato ve tiroit hastalığının artmasının temel nedenlerinden biri bu olaydır Tabiî ki hastalıkların oluşumu sadece bu nedene bağlı değildir fakat nedenlerin en başında gelir” “Anne Sütünden Kesilen Çocuğun Süt İçme Zorunluluğu Yoktur” Yıllardır sütle ilgili bildiğimiz tüm doğruların gerçek olmadığını bilimsel ispatlarla aktaran Prof Dr Ahmet Aydın, bebeklerin anne sütünden kesildikten sonra süt içme zorunluluklarının olmadığının altını çizerek, “Dikkatle araştırın, Çinliler ve Japonlar hiç süt tüketmezler En az osteoporoz görünen ülkelerin başında bu ülkeler gelir En fazla kemik erimesi yani osteoporoz Amerika Birleşik Devletleri’nde görünüyor Oysaki bu ülke süt tüketimi konusunda ciddi kampanyalar yapmış ve en fazla süt tüketen ülkelerden biridir” dedi Keçi sütünün her zaman daha kıymetli olduğunu anlatan kaydeden Ahmet Aydın, “Keçiler koyunun çıkamayacağı her tarafa çıkar O yüzden sütü çok kıymetli ve çok daha kalitelidir Keçi sütünün proteinlerinde ‘a2’ denilen bir protein yapısı vardır Bu protein anne sütüne en yakın protein çeşididir At sütü deve sütü de bu proteini içerir” diye konuştu “Aşırı Süt Tüketimi Çocuklarda Morfin Etkisi Yapıyor” Bazı çocuklarda ciddi şekilde süte bağımlılık olduğunu ifade eden Aydın, “Bu o kadar ileri boyuttaki çocuk neredeyse süt dışında bir şey tüketmiyor Elleri kollarını çarptıkları zaman ağrı hissetmezler Çünkü kullandıkları UHT’li süt sayesinde proteinler yeteri kadar sindirilmeden kana geçiyor Bu durum da çocuklarda morfin etkisi gösteriyor Kronik bir morfin zehirlenmesi gibi düşünebilirsiniz Bu olay çocukların davranışlarını da çok etkiliyor Hiperaktif ve otistik çocuklar örnek olarak gösterilebilir Onların ağrı hisleri de çok azdır Tabiî ki otizm ve hiperaktivitenin tek sebebi bu değil fakat bu çocukların da süte bağımlı olduklarını rahatlıkla görebilirsiniz Sütü hayatlarından çıkaran bu tarz çocuklar durumdan olumsuz yönde etkilenebiliyorlar” dedi “Süt Tozuna Hayır” Aydın; “Birçok sütün içine süt tozu konuluyor Yurt dışından binlerce ton süt tozu alıyoruz Hiç düşündünüz mü bunlar ne yapılıyor? Bir şekilde bizim sütlerimizin içine konuluyor Onların içinde melamin maddesi de var Bu madde Çin’de ölümlere neden olan bir madde Bu madde nedeniyle Avrupa’da birçok sorunla karşılaşıldı fakat biz ne yaptık? Ülkemize bol miktarda girmesini sağladık Bunların sadece benim bildiğimi mi sanıyorsunuz? Hayır öyle değil, ben sadece ‘kral çıplak’ diyorum Diğer bilim adamları sesini çıkarmıyor Olan bizim süt üreticimize oluyor Siz süt tozunu çok yüksek oranda alıyorsunuz, sulandırıp satıyorsunuz Sonra köylüden sütün litresini 30 ya da 40 kuruşa almaya çalışıyorsunuz Bu parayla o hayvanın masrafını çıkaramaz ki Böylelikle küçük tüketicilerde iyice yok olmaya başlıyor Sokaktaki sütçünün de zararı tabiî ki olabilir Sonuçta sütün içine çamaşır sodası ya da nişasta atanlar da var Önemli olan sizin satıcıyla aranızdaki ilişkidir” ifadelerini kullandı “Kefir Tüketimi Yaygınlaşmalı” Ahmet Aydın şu ifadeleri kullandı: “Günlük şişe sütleri UHT’ye göre çok daha iyi Fakat artık o günlük sütlerinde bir kısmı günlük değil 5 günlük miadı var Bu sütler kaymak da bağlamıyor, süt homojenize oluyor Bir sütün kalitesini gösteren en önemli olay kaymağıdır Aslında hepsinden sağlıklısı kefir içeceğidir Kefirin Orta Asya’dan geldiğini söylüyoruz ama daha yeni yeni kullanmaya başladık Aslında yoğurtla kefir arasında çok fazla bir fark yok Kefir ondan bir gömlek daha üst bir içecekO da ciddi bir probiyotik kaynağı Bizim çocuklarımıza en büyük yaptığımız yanlışlardan biri ekşi ya da acı besinlere onları alıştırmamak Tatlıyı fazla yediğiniz zaman acılı ve ekşiyi sevemezsiniz Ben şekerli yoğurtlara, özellikle ‘meyveli’ denen yoğurtlara ciddi şekilde karşıyım Bunlar çocukların sağlığını olumsuz yönde etkiliyor Markette çocukları cezp edici şekilde rengarenk sunuyorlar Zaten o yoğurt ekşimeyen bir yoğurt, içine bir de ilave olarak tatlı konuluyor Bu şekilde çocukta ciddi bir şeker bağımlılığı ortaya çıkıyor” “Süt Boyu Uzatır Ama…” Program boyunca verdiği bilgilerle hepimizi şaşırtan Ahmet Aydın, Pakize Suda’nın “Süt boyu uzatır mı?” sorusuna şu cevabı verdi: “Evet süt boyu uzatır Özelikle de UHT’li sütler boyunuzu uzatır Çünkü üzülerek söylüyorum ki içinde ‘İGF1’ dediğimiz büyüme hormonuna benzeyen bir şey var ve bu büyüme hormonunun etkili olduğu şekil var o sütlerin içinde Bizim sindirim sistemimiz düzgün çalışıyorsa, bunların çoğu daha kana geçmeden tahrip olurlar fakat homojenizesyon özellikle bu ‘İGF1’in etrafını sarar ve mide sıvılarından bunu koruduğu için kanınıza direk geçer Bu büyüme faktörü kanınızda zaten var, bu sütleri de içince daha fazla büyütüyor sizi Yani bu hormonu fazladan almış oluyorsunuz Unutmamak gerekir ki hızlı bir büyüme olunca kanser de hızla gelebilir Bu şekilde boy uzatmak ne kadar sağlıklı onu da düşünmek gerekir” Aysun Özpolat |
|