Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kültürümüz, yemek

Yemek Kültürümüz

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yemek Kültürümüz





Türk mutfak kültürü, sadece yemeğin yapılmasına ilişkin maddi kültürden oluşmamaktadır Yemek yemeye ilişkin bir çok manevi değerler, tutumlar, davranışlar da zengin mutfak kültürümüzde görülmektedir Kuşkusuz bu hususlar, Anadoluda uzun bir tarihsel gelişim içinde birikmiş bir kültürdür


Erikleme

Anadolu’da Niğde’de ‘Erikleme’ denen bir gelenek var Bağlık bahçelik yerlerde insanlar birbirlerine gelir, gider, yer, içer, muhabbet ederler Örneğin bir aile, yemeğe konuklar çağırmıştır Konuklar eve gelince önce bahçeye buyur edilirler Orada birlikte oturup sohbet edilirken bahçedeki meyva ağaçlarından bir şeyler atıştırılır Konuklar ev sahibi tarafından ağaçlardan bir şeyler yemeğe teşvik edilir Örneğin çağla, badem vs olmamış ham yeşil haldeki şeyler konuklarca bol bol yenilir Böylece karınları şişer, yemek yiyecek halleri kalmaz, ya da yemeği çok az yerler Bu da ev sahibinin yararına olur, fazla masraf etmemiş olur Aslında bunu konuklar da bilirler ve ev sahibiyle birbirlerine ‘Erikleme’ şakası yaparlar, gülerler


Arkası Yufka

Yufka, ince, hafif anlamındadır Anadolu’da yine ev sahibi konuklara yemek ikramı sırasında ‘Arkası yufka, onun için bununla karnınızı iyice doyurun’ der İlk ikram edilen yemekten daha iyi daha güzel yemeğim yok, yani bundan sonraki hafif şeyler Bu nedenle bununla yetinin anlamında şaka yaparlar Fakat bu da bazen bir şaka olarak söylenir Bir de bakarsınız ilk servisin arkasından pek çok ikramlar gelir Bu kez de konuklar arkası yufka dediğin de bu muydu? diye gülüşürler Bu da Türk konukseverliğinin bir yönüdür


Soğanın Cücüğü

Doğulu vatandaşlarımızdan iki kişi sohbet ediyor ‘Haso, padişah olsan ne yerdin?’

- Soğanın cücüğü ile taze ekmek Ya sen?


- Ne diyeyim bana yenecek iyi bir şey bırakmadın ki?


Ay Çöreğinde Osmanlı Parmağı

1683 yılında Türklerin Viyana Kuşatmasında Türk topları Viyana önlerinde gümbürdediğinde, ekmek yapmakta olan fırıncı, öyle bir irkilmiş ki, elindeki hamuru yere düşürmüş Hamur yerde yarım ay biçimini almış ve (Kürosant) ay çöreği böyle doğmuş Hollanda’ da Amsterdam’daki bir fırında satılan ay çörekleri Avusturyalı bir kişi tarafından oraya getirilmiş ve tanıtılmış


Fıstıksız olsun

Bir devlet büyüğümüz G Antep’e konuk olmuş Kendisine yörenin en güzel yiyecekleri ikram edilmiş Fakat gelen her yemek fıstıklı imiş En sonunda kahve getireceklermiş ve kahveniz nasıl olsun? Diye sorunca konuk da ‘Fıstıksız olsun’ demiş


Koyun Sevgisi

Biz Türkler koyun etini severiz ve koyunun her tarafını değerlendiririz Bir başka kültürde hiç koyun eti yenmeyebilir Bir yazarımız bu konuda bir anısını anlatıyor: “Bir gece geç vakit büyük bir işkembecide atıştırıyordum Bir turist çift içeri girdi Kadın, yemekler hakkında bilgi istedi O gösterdi ben açıkladım ‘O çorba’ dedim Koyun midesinin ufak ufak parçalar halinde çorbası şu mu, o da koyun beyninin haşlanmışı Şu mu, o da koyunun ayaklarının kesilmiş parçalarından yapılmış yemek O mu? O da kokoreç Koyunun yavrusunun bağırsağının ufak ufak kesilerek yapılmış yemeği Oradaki koyunun ciğerinin ufak ufak doğranarak ‘Kadın yüzüme bakarak ufak ufak kesilmiş koyun olmayan bir yiyecek yok mu diye sordu Sonunda yaprak sarma ve yoğurt yediler Tabi ben yaprak sarmanın pirinçli koyun kıymasından yapıldığını söylemedim’ ”


Paça Çorbası

Otomobiliyle seyahat ederken bir köyün kıyısında mola veren adamın dikkatini çevrede üç bacaklı koyunun gezinmesi çekmiş Koyunların birer ayağı dizinden kesik olup, her biri tahta parçasından yapılmış bir takma bacakla dolaşıyormuş Adam buna bir anlam vermek için uzun uzun düşünmüş ama nafile Sonunda oradan geçmekte olan bir köylüyü çevirip takma bacakların sırrını sormuş Köylü de anlatmış

Biz köycek paça çorbasını çok severiz beyim demiş, ama dört paça için bir koyun kesmeye kıyamayız Zaten durumumuz da buna el vermez Onun için işte böyle bir koyundan birer bacak kesip paça çorbamızı yapıyoruz Hem bize çorba çıkıyor hem de koyunlar azalmıyor


Kadın Adaları

Kadınbudu köfte, dilber dudağı, hanım göbeği Türk yiyeceklerinde neden hanımla ilgili organ adı verilmiş? Eh At, avrat, silah demişiz de ondan


Sığırcıkların Ağzını Bağlama

Yazarlarımızdan Nizamettin Özbek, Erzincan’dan konumuzla ilgili şu örneği vermektedir:

“Dutu ağaçta ve kurutulma sırasında kuşlardan korumak çok zordur Duta en çok tebelleş olan kuş da ‘Cayik (Sığırcık)’lardır Bizim çocukluğumuzda kimi hocalar okuyarak ya da muska yazarak bu kuşların ağzını bağlar, dut yemelerine engel olurlardı Bu bakımdan dut mevsiminde çoğu köylülerin (özellikle kadınlar) ilk işi, nefesi kuvvetli bir hocaya giderek cayiklerin ağzını bağlatmak olurdu


Nefis Öldürme

İki bektaşiyi yemeğe çağırmışlar Bol bol yemiş içmişler Bu arada birisi yere düşüp ölmüş Öbürü yarı baygın bir haldeymiş Ev sahibi Ey erenler doydunuz mu? demiş Yarı baygın olanı da

- Merhum doydu ama ben nefis öldürüyorum demiş


Cacık Yemeği

Yurt dışında bir ülkede bir yabancı aile, Türk kültürünü seven, ona hayran bir ailedir Bu aile bir gün o yörede bulunan Türk diplomat ve memurlarını eve yemeğe davet etmiş Evin hanımı o gün bir de Türk yemeği yapmış ve konuklara bunu bir sürpriz olarak ikram edecekmiş Yemekler yiyilip içilirken sıra Türk yemeğine gelmiş Masanın ortasına büyük bir tencere içinde ‘Cacık’ getirmişler Sonra onları kaselere koyarak konuklara ikram etmişler Konuklar Türk yemeği olarak ikram edilen cacığı görünce gülüşmeye başlamışlar Çünkü cacık, bir yemek değil, yemekte bir salata, garnütürdür Bu inceliği yabancı hanım bilmediği için onu Türk yemeği olarak ikram etmiş


Valinin Tayini Çıktı

İzmir’de köfte, döner, adana ve şişten oluşan karışık ızgara et yemeğine ‘Vali’ deniyor Konaktaki bir lokantada ısmarladığı ‘Vali’nin bir türlü gelmemesi üzerine şef garsonu uyaran kişi şu cevabı aldı:

- Abicim sizin Vali’nin tayini çıktı, hemen geliyor


Sosyete Tuttu

Lahmacun’un yalnız ses güzelliği değil, zeka ve yaratıcılığı da geliştirdiği söyleniyor Örnek olarak Ahmet usta gösteriliyor Giderek kızışan lahmacun piyasasında nasıl atak yapabileceğini düşünürken, lahmacun üstüne lahmacun yiyen ve dolayısıyla hızla şişmanlayan Ahmet Usta’nın beyninde şimşek çakmış

- Bu lezzetli meretin diyeti neden olmasın

Formülüde o anda bulmuş İnce hamur üstüne piliç kıymasından yapılırsa pekala daha düşük kalorili olabilir, diye düşünmüş Şık ve anlamlı da bir ad uydurmuş yeni ürüne: “Lightmacun”


Cheese burger Lezzeti

Yazar Elizabeth Rozin Amerikan yemek kültürünün simgesi olarak:

“Cheeseburger, patates kızartma ve bir bardak kolayı ele alarak diyor ki:

- Aslında bu mönüyü oluşturan malzemenin hiçbiri Amerikan kökenli değildir Sığır eti ve peynir Avrupa’ya ait gıdalardır Ekmek Ortadoğu, ketçap Güneydoğu Asya, domates Meksika, kola Afrika, şeker Hindistan, patates Peru kökenlidir Amerika’nın yaptığı bütün dünyanın besinlerini ve tatlarını karıştırarak yeni bir lezzet ve beslenme tarzı elde etmektir

Neticede Bizim ürünleri karıştırıp Amerikan lezzeti diye bize yediriyor, parayı da bir güzel götürüyorlar


Farz

Adamın biri köyün imamını yemeğe çağırmış İtibar etmiş olmak için de büyük oğlunu sofrada bizzat hizmete memur etmiş Fakat imama efendi, gelen tepsilere öylesine yumulmuş ki, kimseyi ne gözü, görüyor, ne söyleneni dinliyormuş Kah kuş kanadı, kah ayı kulağı ile geleni silip süpürüyor, son kalıntıları da sıyırıp mideye indirirken ‘Sünnettir’ diyormuş Hani derler ya “mollanın karnı beştir, biri her zaman boştur

Hoca efendinin bu haline ev sahibini hayli canı sıkılmış ama çağırmış bulunmuş bir kere Dördüncü beşinci kaptan sonra hafifçe karnı doymaya başlayan hazret nihayet başını kaldırmış ve gözü evin delikanlısına ilişmiş:

“Maşallah! Mahdum bey mi?”

“Evet Mahdum”

“Maşallah, maşallah, adı nedir?”

“Farz

“Ne? Farz’dan da isim mi olur?”

“Ya, sünnet diyeyim de onu da ye emi!


Hastalıktan Kurtarmak

Kışın yoldan geçenler ya da komşular, yeşil yapraklar arasında güzel bir görünüm oluşturan portakallara bakınca yemek arzusunu duyarlar

Fakat doğrudan istemekten çekinirler ya da uygun bulmazlar Bu yüzden dolambaçlı bir yönteme başvururlar

Bahçe sahibine giderler:

- Hastamız var, portakal istedi derler Reddedilmeyen teklif, her zaman yerine getirilir Bir bahçe sahibi bu tür davranışlardan usanmış olmalı ki, mevsim başında bütün portakalları toplamış

- Bu yıl dalında niçin portakal bırakmadın? Sorusuna şöyle karşılık vermiş:

- Milleti hastalıktan kurtarmak için


Cennet Taamı Kabak

Cami hocasına eskiden mahalledeki her haneden sıra ile yemek getirilirdi

Of’lu Hoca bir gün kabağın cennet meyvesi olduğundan ve kabak yemeğinin faziletlerinden bahseder Bu vaazdan sonra hocaya her gün kabak yemeği gelmeye başlar Öğle kabak, akşam kabak Hoca, kabak yemekten bıkar O kadar bıkar ki bir gün ezanı şöyle okur:

Eşhedü En Lailahe İllallah

Sabah kabak, akşam kabak bezdik ya Resullallah

Cemaat toplanıp hocaya gider Derler ki: “Hoca sen ne yaptın, sen bize kabağın faziletinden bahsetmedin mi? Bizim yaptığımız sana iyilik olsun diyedir Hiç cennet taamından bıkılır mı? Sana kabak yemeği getirmekle hem sen, hem de biz sevap kazanıyorduk


Hoca kendini söyle savunur:


Ula uşaklar, kabak cennet taamıdur dedik ama bu fakir fukara taamıdır Haci hoca yemeği değildur Hoca yemeği, hoşaf ile baklavadur, demiş

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.