Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
büyük, dünyanin, silah, tüccarıydı

Dünyanin En Büyük Silah Tüccarıydı...

Eski 08-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyanin En Büyük Silah Tüccarıydı...





Dünyanın en büyük silah tüccarı ticarete İstanbul genelevinde atıldı


Irak’taki 40 milyar dolarlık esrarengiz silah ticaretine bir Türk’ün de adı karıştı: Ahmet Ersavcı Kayıp işadamı Ersavcı, bugüne kadar uluslararası karanlık ilişkilere adı karışan tek Türk değil Bunların en ünlüsü Muğla doğumlu bir Osmanlı vatandaşıydı!

İngiltere’nin "Sir" unvanı verdiği; Fransa’nın Legion d’Honneur nişanı taktığı; Oxford ve Sorbonne üniversitelerinde edebiyat kürsüleri açtıran; Balzac Edebiyat Ödülü’nü kuran "ölüm taciri" Basil Zaharoff, ticaret hayatına İstanbul’da genelevde başladı

27 Kasım 1936

Paris yakınlarındaki Balincourt Şatosu Şömineli odanın her yanına savrulmuş binlerce káğıt belge vardı Belgelerin çoğunluğu Monaco-Monte Carlo’daki kumarhanesinin evrakıydı Son işi olan kumarhaneyi rekor fiyatla satıp şatosuna sığınmıştı

Başbakanlarını elinde oynatan 87 yaşındaki bu yaşlı adam, artık dış dünyayla teması kesmişti Zaten, onca yılın yorgunluğunu bacakları da taşıyamaz hale gelmişti; tekerlekli sandalyeye mahkûmdu

Odaya saçılmış belgeler arasında, silah ticaretinden petrol pazarlıklarına kadar, kirli ilişkilerini ortaya çıkaracak deliller vardı Belgeleri şömineye atıp yakmaya başladı Sahip olduğu bilgiden korkuyordu

Çünkü:

Birkaç ay önce Londra ve Paris gazetelerinde "Hatıralarını yazıyor" diye haberler çıkmıştı Bu haberler bir dönem sıkı ilişki içinde olduğu devletleri ürkütmüştü

Gazete haberlerinden birkaç gün sonra hizmetçisi bazı evrakla sırra kadem basmıştı İki gün sonra Paris polisi, hizmetçiyi evrakı bir yabancıya satarken yakalamıştı "Yabancı" önemsiz biriydi! "Hizmetçi" de salıverildi Mesajı almıştı Kitap yazması istenmiyordu

MUĞLA DOĞUMLU

6 Ekim 1849

Babasıyla aynı adı taşıyan Basil Zaharoff, Muğla’da dünyaya geldi Aslen İstanbulluydular 19 yüzyıl başlarındaki Yunan ayaklanmalarının İstanbul’da başlarına bela açacağını düşünüp Odesa’ya göç etmişlerdi Burada isimlerini değiştirip Rus adı almışlardı:

"Basileios Zacharias", "Vasil Zaharoff" oluvermişti! "Vasil" zamanla "Basil" olacaktı

Zaharoff Ailesi’nin bu zorunlu göçleri ve aldıkları isimler dolayısıyla Yahudi oldukları konusunda iddialar vardır Ne kadar doğrudur bilinmez ama baba Basil Zaharoff’un mezarı İstanbul-Büyükada’daki Fener Rum Patrikhanesi’ne ait mezarlıktadır

Odesa’ya zorunlu göçten sonra Zaharofflar, 1840 yılında İstanbul’a geri döndü Oğulları Basil Zaharoff dünyaya geldiğinde ise yeni ikametgáh adresleri Muğla’ydı Basil Zaharoff, ailesiyle birlikte 6 yaşına kadar Muğla’da yaşadı Sonraki adres, yine İstanbul oldu Fener-Balat’a yerleştiler Niye bu kadar sık göç ettikleri konusunda sağlıklı bilgi yoktu

Zaharoff, İstanbul’da bir misyoner İngiliz okuluna verildi Ailenin tek çocuğuydu Geçim yükünü küçük yaşta omuzladı Hem okula gitti, hem çalıştı

Paul Brancafort, Alain Decaux ve Von Christian gibi Zaharoff’un biyografisini kaleme alan yazarlara göre, Tatavla/Kurtuluş’taki Rum genelevlerinde çığırtkanlık yaptı İngilizce bildiği için özellikle yabancı gemicilerin geneleve gitmesine yardımcı oldu Bu fuhuş hizmeti karşılığında, adam başı 10 kuruş aldı

Galata’da kumaş tüccarı dayısı Sevastopulos, yeğeni Zaharoff’un genelevde çalışmasından hoşnut değildi Yanına aldı Zaharoff zamanla başarılı olup, dayısıyla ortak oldu Tefecilik yapmaya başladılar Galata Borsası’nda oynadılar

Osmanlı maliyesi 1875’te dış borçlarını ödeyemeyip iflas ettiğini açıklayınca Zaharoff, dayısının bir iş için Odesa’ya gitmesini fırsat bildi ve kasadaki paraları alıp Londra’ya kaçtı

Dayısı yeğeninin peşini bırakmadı; İstanbul ve Londra’da dava açtı Ticari ortaklığını ispat eden Zaharoff, 100 pound karşılığında beraat etti

ATİNA GÜNLERİ

Bu olay sonrasında Atina’ya yerleşti

Zaharoff, Atina’da yaşamını değiştirecek (kendi ailesi gibi İstanbul kökenli) zengin bir işadamıyla tanıştı: Stefanos Skuludis (1836-1928)

Gelecekte Yunanistan’ın Başbakanı olacak Skuludis, bu gözüpek soydaşını İngiltere’nin önde gelen silah şirketlerinden "Nordenfeldt Silah Sanayi"nin sahibi İsveçli Torsten Wilhelm Nordenfeldt ile tanıştırdı Nordenfeldt, sekiz dil bilen iş bitirici-becerikli Zaharoff’tan çok etkilendi Onu "Doğu İşleri Temsilcisi" yaptı

Zaharoff’un "ölüm tacirliğine" ilk adımını attığı o dönemde; Avrupa, Balkanlar, Osmanlı, Rusya adeta kaynıyordu 1877’de Yunanistan’ın Osmanlı’ya saldırmak için, asker sayısını 22 binden 44 bine çıkarması Zaharoff’un şansı oldu!

Sadece legal yollarla satış yapmıyordu; Balkanlar’da Osmanlı’ya karşı ayaklanan milliyetçi gruplara da gizlice silah satıyordu Bu arada Osmanlı’ya da silah satıyordu! Çok başarılıydı 1885 yılında Nordenfeldt’e ortak oldu!

HİRAM MAXİM

Zaharoff’un silah dünyasında hızla yükselmesinin bir nedeni de, 19 yüzyılda savaş anlayışı ve teknolojisindeki büyük değişimlerdi Savaş gemilerinde buhar enerjisinden yararlanmaya başlanınca güçlü zırhlara ve büyük toplara sahip dretnotlar savaş sahnesine çıktı Kara savaşları için ise çok daha isabetli ve seri atış yapan silahlar, toplar üretilmeye başlandı

Top üretiminde bir numara Nordenfeldt idi

Ancak:

1888’de, dakikada 600 mermi atan dünyanın ilk makineli silahını bulan Amerikalı mühendis Hiram Maxim, Zaharoff’un satışlarını düşürdü Zaharoff, iş bitiriciliğini burada da gösterdi; mühendis Hiram Maxim’i Nordenfeldt’e ortak etti Fakat Nordenfeldt şirketinin sahibi İsveçli Torsten Wilhelm Nordenfeldt artık Zaharoff ile başa çıkamıyordu; onun oyunlarından bıkmıştı 1890’da ortaklığı bozmakla kalmadı, Londra’dan ayrılıp Paris’e yerleşti Zaharoff yola Hiram Maxim ile devam etti; daha sonra İngiliz Vickers silah şirketiyle ortaklık kurdu Ve zamanla bu şirketi de tamamen ele geçirdi

OSMANLI’YA DENİZALTI SATTI

Dünya 20 yüzyıla ordularını yeniden yapılandırarak girdi Bu modernleşme çabaları, Zaharoff’un zenginliğine zenginlik kattı Sadece top, mermi, makineli tüfek satmadı; teknoloji geliştikçe o da buna uyum sağladı; artık denizaltı bile pazarlamaya başladı Dünyada ilk denizatlıya sahip olan ülke hangisiydi dersiniz; Yunanistan

Yanlış anlaşılmasın, Rum Zaharoff için dost-düşman ülke yoktu; Osmanlı’ya da denizaltı sattı, Rusya’ya da!

Paranın ne dini, ne milleti vardı!

İngilizlerin Afrika’yı sömürgeleştirme operasyonları (Boer Savaşı); Rus-Japon Savaşı; Balkan Savaşları ve I Dünya Savaşı "ölüm taciri" Zaharoff’un olağanüstü para kazanmasına fırsat verdi

I Dünya Savaşı boyunca Zaharoff, 100 bin makineli tüfek, 2 bin 328 top, 90 bin mayın, 22 bin torpil, 4 savaş gemisi, 3 zırhlı kruvazör, 53 denizaltı, 3 destek gemisi, 62 hafif gemi ve 5 bin 500 uçak sattı! O tüm zamanların en başarılı silah tüccarıydı!

Çanakkale Savaşı’nda İngiliz Donanması’na ait birçok zırhlıyı o satmıştı Boğazda İngiliz gemilerini batıran topları İzmit Tersanesi’nde üretip Osmanlı’ya satan da yine oydu!

OXFORD HUKUK DOKTORU

Tüm bu silah satışları sadece ticari başarıyla açıklanamazdı Satış patlamaları yapan silah tekelleri, politik gücü de ellerine geçirerek devletler üzerinde denetimlerini artırdı

Zaharoff, Avrupa’nın önde gelen politik isimleriyle yakın dostluk kurdu En yakını ise İngiltere Başbakanı David Lloyd George idi Bu gizli ve karanlık ilişki, bugüne kadar hálá çözülebilmiş değildir Zaharoff, Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos’tan Fransa Başbakanı Georges Clemenceau’ya kadar birçok politikacıya yakındı

İktidara gelmeleri için, onlara para yardımında bulundu Sahip olduğu radyo ve gazeteler aracılığıyla siyasi destek verdi Karşılığını da aldı

İngiltere Kralı V George, onu Büyük Haç Nişanı’yla onurlandırıp "Sir" unvanı verdi

Fransız Cumhurbaşkanı Poincare ise, "Legion d’Honneur" nişanı taktı

İngiltere’nin köklü üniversitesi Oxford bile fahri hukuk doktoru unvanıyla onurlandırdı!

Zaharoff, "ölüm taciri" kimliğini saklamak için elinden geleni yaptı: Oxford’a Fransız Edebiyat Kürsüsü, Sorbonne’a ise İngiliz Edebiyat Kürsüsü açtırdı Balzac Edebiyat Ödülü’nü kurdu

Perde arkasında savaşlar çıkarıp silahlar satarken kamuoyuna şirin gözükmek için oldukça cömert davranıyordu Ama

Zaharoff’un bu oyununu ve önlenemez yükselişini, Mustafa Kemal önderliğindeki ulusalcılar bozacaktı

MUSTAFA KEMAL TOKADI

BİRİNCİ Dünya Savaşı’ndan sonra, Müttefikler, Osmanlı’yı paylaşım konusunda anlaşamadı İngiltere’nin Mondros Antlaşması’nı bile hiçe sayarak başta Musul-Kerkük olmak üzere petrol kuyularını ele geçirmesi, ABD, Fransa ve İtalya’yı çok rahatsız etti

Üstelik İngiltere’nin Osmanlı’yı işgal planı masa altından da sürdü Mezopotamya sadece petrol açısından değil, stratejik öneme de sahipti; Mısır-Hindistan yolunun temel halkasıydı Bu bölgenin güvenliği için Anadolu’nun işgali şarttı

Ancak mali durumunun bozuk olması, ordusunun yorgun düşmesi ve halkının artık barış istemesi İngiliz yönetimini zorladı

Ama çare bulundu: Anadolu’nun işgali için güvenilir "Yunanistan Maşası" kullanacaktı Bu planın iki "mimarı" vardı: Lloyd George ve Zaharoff

Zaharoff, Venizelos ile Lloyd George arasında mekik dokudu

Bunu salt Yunanistan’ın çıkarı için yapıyor değildi; silah sanayiinden sonra petrol işine de el atmıştı Bölgede petrol çıkaran "Anglo-Persian" (APOC) petrol şirketinin ortakları arasındaydı Aynı zamanda Ortadoğu petrollerini taşıyan "Batı Denizcilik Şirketi"nin de ortağıydı!

Batı gazetelerine, "Yunanistan’ın, Batı Anadolu’nun gerçek sahibi olduğu" şeklinde haberler yaptırdı Böylece işgal için Avrupa kamuoyunu hazırladı Tüm bunların finansörü, Zaharoff’tu

Bitmedi Anadolu’nun işgali için Yunanlılara silahlar verdi ve Fransa’daki bankası "Seine Bank" aracılığıyla oluk gibi para akıttı

Ama umduğunu bulamadı

Modern silahlarla donatılmış 300 bin kişilik Yunan ordusu, Mustafa Kemal önderliğindeki Kuvayı Milliye önünde yok olup gitti

Bu hezimetten Zaharoff da kurtulamadı; ölçüsüz derecedeki serveti büyük kayba uğradı! Anadolu’da doğan bu "ölüm taciri"nin hayaline, Anadolu evladı son vermişti

Zaharoff, bütün işlerini tasfiye etti; 1925 yılında Monte Carlo’da, üç bin kişinin çalıştığı büyük bir kumarhane satın aldı Ancak beş yıl sonra kumarhaneyi de satarak Paris’teki şatosuna çekildi

Mutsuzdu

Sadece işini değil en büyük aşkını da kaybetmişti

AGATHA CHRISTIE’NiN ROMANINA KONU OLDU

İDDİA odur ki, ünlü polisiye yazar Agatha Christie’ye, "Doğu Ekspresinde Cinayet" romanının konusunu anlatan kişi Zaharoff’tu!

Roman, trende gerçekleşen bir cinayetin çözülüş hikáyesini anlatmaktaydı

Zaharoff silah ticaretine yeni başladığı dönemde trenle Paris-Zürih hattında yolculuk yaparken başına ilginç bir olay geldi

Koridorda sigarasını içerken bir genç kadının, "Lütfen yardım edin, kocam beni öldürecek" diye bağırarak geldiğini gördü

Kadını hemen kendi kompartımanına soktu Ne olduğunu anlamak için koridorda beklemeye başladı Az sonra saçı başı dağılmış, ufak tefek bir adam sinirle yanına geldi, "Karımı gördünüz mü" diye sordu Olumsuz yanıt alınca da geldiği gibi gitti

Zaharoff kompartımanına döndü

Kadın bir düşesti; ismi Maria Del Pilar’

İspanya Kralı’nın yeğeni Marchena Dükü Francisko of Bourbon’un eşiydi

Zaharoff, Maira Del Pilar’a o gün, o kompartımanda áşık oldu

Aşk karşılıklıydı

Ancak Maria Del Pilar yıllarca boşanamadı; çünkü Katolik’ti

Senelerce Paris, Cenevre, Venedik, San Sebastian’da gizlice buluştular

Marchena Dükü’nün bu buluşmalardan haberi var mıydı bilinmez Bilinen Zaharoff, 100 milyon mark karşılığında İspanyol ordusunu teçhizatlandırdı!

Marchena Dükü ölüp 10 aylık yas dönemi bitince, Zaharoff ve Maria Del Pilar 22 Eylül 1924’te evlendiler Zaharoff 75, Maria ise 55 yaşındaydı

Evlendiklerinde Maria’nın, biri 35 diğeri 29 yaşında iki kızı vardı!

Zaharoff’un bu ilk evliliğiydi

Evlilikleri kısa sürdü; 18 ay sonra Maria Del Pilar kaptığı bir enfeksiyon sonucu hayata veda etti

Zaharoff hayata küstü

Kumarhaneyi sattıktan sonra Paris’teki şatosundan pek çıkmadı

Anılarını yazdığı müsveddeleri ve belgelerini şöminede yakarken gözlerinin önünden acaba bu çalkantılı hayatı mı geçmişti? Kim bilebilir

Zaharoff, 27 Kasım 1936’da hayata gözlerini yumdu

Üzerinde, savaşlarda yaşamlarını kaybetmiş milyonlarca insanın kanı bulunan mirasını, Maria Del Pilar’ın iki kızı paylaştı!

Her ne kadar "Sir" unvanı ve "Legion d’Honneur" nişanı alsa da, adı tarihe "ölüm taciri" olarak geçti

Ölüm taciri

Sir Zaharoff, yaşamı boyunca 31 ülkeden 298 ödül aldı! Zaharoff silah satmak için bir yandan savaş kışkırtıcılığı yaptı; diğer yandan yaptıklarını kamufle etmek için hastaneler kurdu, savaşta dul kalan kadınlara yardımlarda bulundu!


Soner YALÇIN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.