Açiklamali Bilgisayar Terimleri.. |
08-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Açiklamali Bilgisayar Terimleri..E-posta ( Elektronik posta ) Nedir? Elektronik posta; İngilizce ismi olan "e-mail" de çok kullanılır Bugün standart postaya ne ad veriliyor, biliyor musunuz? "Snail mail", yani "salyangoz posta" Çünkü e-posta'nın yanında çok yavaş kalıyor Bir Internet hesabı açtıran her bilgisayar kullanıcısı, bir veya daha çok sayıda e-posta hesabı açtırıp e-posta adresi de alır Nasıl evinizin belirli bir adresi varsa, size verilen bir e-posta adresi sadece size aittir, başkasına verilmez Internet'e bağlandığınızda e-posta programınız ile tanıdığınız kişilerin e-posta adreslerine mektup gönderebilirsiniz Hatta her tür yazışmanızı istediğiniz formatta karşı tarafa iletebilir; e-posta mesajlarınıza dosya ekleyebilirsiniz Web sayfaları gibi tasarlanmış e-postalar hazırlayabilir veya mevcut bir Web sayfasını e-posta ile gönderebilirsiniz E-posta adresinizi aldığınız Internet Servis Sağlayıcıların (ISS) sunucu bilgisayarlarında posta kutusu görevi yapan bir e-posta sunucu yazılımı bulunur Yani size gelen mesajlar bu posta kutularında birikirler E-posta programınızda ISS'nizin belirttiği ayarları yaptıktan sonra Al (Recive) komutu vererek bu posta kutularını kontrol eder ve size gelen mesajları sisteminize aktarır ve okuyabilirsiniz Aynı şekilde e-posta programınızda yeni bir mesaj sayfası açıp, karşı tarafın e-posta adresini yazıp, bu adrese mesajınızı gönderebilirsiniz Bu sefer yazdığınız e-posta adresinden hangi sunucuya gideceği belirlenir ve mesajınız karşı tarafın posta kutusuna gönderilir E-postalar genelde birkaç saniye içinde posta kutularına ulaşır, kullanıcıların tek yapması gereken, Internet'e bağlanıp posta kutularını kontrol etmektir Microsoft Internet Explorer ile gelen Outlook Express, Netscape Communicator paketi ile gelen Netscape Messenger, Microsoft Office 97 ve 2000 paketleri ile gelen Outlook dünyanın en yaygın e-posta programlarıdır Internet Nedir? Internet nedir, sahibi kimdir? Hemen gülümsemeyin, bu soruyu soran çok kişi var Ve çok haklılar: Kimdir bu Internet'in sahibi; Internet servis sağlayıcılar mı, telekomünikasyon şirketleri mi, devlet mi? Aslında Internet'in sahibi yok Hemen anlatalım: Internet, tüm dünyaya yayılmış, birbirleri ile bağlantılı, yani birbirleri ile "konuşabilen" yüz binlerce bilgisayardan oluşan bir ağdır Zaten "Internet" sözcüğü, İngilizce'de "uluslararası ağ" anlamına gelen "international network" sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşmuştur Bu uluslararası ağın çekirdeğinde birbirine yüksek hızlı bağlantılarla bağlı, sürekli çalışır haldeki bilgisayarlar (sunucular) vardır Gerek telekomünikasyondan sorumlu devlet kuruluşları, gerek özel şirketler çeşitli ülkelerde bu bağlantıyı sağlayan ana omurgaları (backbone), yani ana iletişim hatlarını kurarlar Bu omurgalardan Internet servis sağlayıcılara, şirketlere, üniversitelere ve daha önemlisi diğer ülkelerdeki omurgalara bağlantılar yapılmıştır Bunların kendi aralarında da pek çok bağlantı vardır ve böylece çok bağlantılı bir "ağ" oluşmuştur Bunlar rasgele bağlantılar değildir; Internet ile ilgili bir hizmet vermek - Internet trafiğini yönetmek, Web sayfaları sunmak, evlerdeki ve şirketlerdeki kişilerin telefon hatları veya diğer özel hatlar aracılığıyla bu sunuculara bağlanmasını sağlamak, e-posta hizmetleri vermek vb - amaçlı kurulmuş bağlantılardır Örneğin evimizden modemimizle Internet servis sağlayıcımızın numarasını çevirip Internet'e bağlandığımızda, bizim PC'miz de Internet'in bir parçası olur Olur ya, bu bilgisayarlardan bazıları - hatta en önemli olanları - devre dışı kaldığında bile Internet yok olmaz, çünkü bu iç içe geçmiş ağ yapısı sayesinde Internet üzerinde ulaşmak istediğimiz başka bilgisayarlara farklı Internet sunucuları üzerinden ulaşabiliriz Bu trafiği de, biz farkında olmadan Internet servis sağlayıcılardaki ve telekomünikasyon şirketlerindeki sunucu bilgisayarlarda yüklü özel yazılımlar yönetir Internet altyapılarının sahibi elbette vardır ama böyle kolektif ve tüm dünyaya yayılmış, bizi hedefimize pek çok farklı yoldan ulaştırabilecek, kendi PC'mizin de bizzat bir parçası olduğu bir sistemin sahibi şudur demek pek kolay değil Truva Atı ( Trojan ) nedir? Mitolojideki Truva atı nasıl bir armağan gibi görünüp, aslında Troya kentini ele geçirecek Yunanlı askerleri taşıyorduysa; bugünün Truva atları da yararlı yazılımlar gibi görünen bilgisayar programlarıdır, ancak güvenliğinizi tehlikeye atar ve pek çok zarara yol açarlar Yakın geçmişteki bir Truva atı, Microsoft güvenlik güncelleştirmeleri olduğu iddia edilen eklerin bulunduğu bir e-posta görünümündeydi, ancak ekteki dosyaların virüsten koruma ve güvenlik duvarı yazılımlarını devreden çıkarmayı hedefleyen virüsler olduğu ortaya çıktı Truva atı, Yararlı gibi görünen ancak aslında zarara yol açan bir bilgisayar programı Truva atları, insanların, meşru bir kaynaktan geldiğini düşündükleri bir programı açmaya yöneltilmeleri yoluyla yayılır Kullanıcıları daha iyi korumak için Microsoft e-posta aracılığıyla güvenlik bültenleri gönderir; ancak bunlarda hiçbir zaman ek bulunmaz Ayrıca, müşterilerimize e-posta ile gönderilmeden önce tüm güvenlik uyarılarımız Güvenlik Web sitemizde yayımlanır Truva atları, ücretsiz olarak yüklediğiniz yazılımlarda da bulunabilir Güvenmediğiniz bir kaynaktan asla yazılım yüklemeyin Microsoft güncelleştirmelerini ve düzeltme eklerini her zaman Microsoft Windows Update veya Microsoft Office Update'ten yükleyin Bilgisayara Virüs Bulaştığı Nasıl Anlaşılır ve Nasıl Temizlenir? Eğer elinizde anti-virüs yazılımı yoksa bilgisayarınızda virüs olduğunu ancak (çoğunlukla) virüs etkisini gösterdikten sonra anlayabilirsiniz Nadiren, dosya adı sabit ve bilinen virüsleri dosya adıyla tarayarak bulmak ve silmek çözüm olabilir Bir virüsün etkileri bilgisayarda anormal yavaşlama, Windows uygulamalarında beklenmeyen hata mesajları (application error, system fault, missing files vs gibi), bilgisayarın kilitlenmesi, rastgele DOS işletim sistemine dönmesi, normalde açılan dosyaların açılmaması, anormal sesler/görsel davranışlar ya da bilgisayarınızın isteğiniz dışında işlemler yapmaya başlaması şeklinde kendini gösterebilir Bu durumda yapılacak şey, bir anti-virüs programı kullanarak bilgisayarın virüsten temizlenmesidir Ancak, virüsün bilgisayara önemli ölçüde/geri dönülmez hasarlar vermiş olduğu durumlarda virüsten temizleme işlemi her zaman başarılı olmayabilir Bilgisayarınızda anti-virüs yazılımı olmadığı durumlarda, bu yazılıma sahip bir bilgisayarda daha önceden hazırlanmış olan acil durum disketi ile diskinizde ve disketlerinizde virüs taraması yapabilirsiniz Anti-virüs yazılımlarının tarama işlemi sonrasında virüs bulamaması bilgisayarda virüs olmadığını değil, sadece tarama işleminde kullanılan anti-virüs programlarının tanıdığı virüslerin mevcut olmadığını gösterir Kullanılan anti-virüs yazılımlarının buldukları virüsleri silmeleri veya bulaştıkları dosyalardan temizlemeleri mümkün olmaması da zaman zaman karşılaşılan bir durumdur Bu durumda kullanılan anti-virüs programının güncellenmesi veya daha güncel başka bir anti-virüs yazılımının kullanılması uygun olacaktır Yani, kullanılan anti-virüs programının tanımadığı bir virüsün bilgisayarınıza bulaşmış olması ihtimali her zaman vardır Virüs Nedir? Virüs, herhangi bir bilgisayara değişik yollarla girebilen ve bu bilgisayarlarda istenmeyen sonuç ve zararlara yol açan programlara verilen genel bir isimdir Bu programların kullandığımız, bilgisayarlarda çalıştırdığımız diğer programlardan temelde bir farkı yoktur Bu nedenle, işletim sisteminin desteklediği bütün işleri yapabilirler Virüsleri özel kılan, girdiği sistemlere kendilerini, kullanıcının farkında olmadan veya iradesi dışında çalıştırılacağı şekilde yerleştirmesi ve sistemlere zarar vermesidir Bir virüs kullanıcı tarafından çalıştırılmadan veya kendisini programlayan kişi tarafından önceden belirlenmiş durum oluşmadan aktif hale gelmez Bazı virüsler ise aktif hale geldikleri halde, belli bir süre istenmeyen etkilerini göstermezler Virüsler genel olarak etkilerini diğer çalışan programlara "bulaşarak", onlarda çeşitli değişiklikler yaparak gösterirler Virüslerin bir diğer özelliği ise kendilerini çoğaltmaları ve hafızada değişik yerlere kaydetmeleridir Virüsler, disketler, ağ paylaşımı, Internet (e-mail, dosya indirme, vs) yollarıyla yayılır Virüslerin etkileri sadece rahatsızlık veren küçük problemler olabildiği gibi (ekranınıza rahatsızlık veren mesajlar çıkararak çalışmanızı bölmesi/engellemesi vb) bilgisayarınızın hafızasını ve/veya disk alanını kullanarak bu kaynaklara verimli olarak erişiminizi engellemeleri ya da kullandığınız dosyaların içeriklerini bozmaları/silmeleri gibi oldukça zararlı etkileri de olabilir Bunun dışında, kullandığınız bilgisayar programlarını bozabilir, çalışmalarını yavaşlatabilir, sabit diskinizin tamamını ya da önemli dosyaların olduğu kısımlarını silebilirler Bazı virüsler ise kullanıcının bilgisayar konusundaki bilgisizliğini kullanarak yol açmadığı zararları vermiş gibi görünerek panik yaratırlar Geçmişte bilgisayarlara çokça yayılmış, zararlara yol açmış, ancak günümüzde yayılmayan ve kendilerine anti-virüs yazılımlarınca korunma sağlanabilen ünlü virüslerden bazıları ise şunlardır: PE_CIH (Chernobyl), "ILOVEYOU" Virus, W97M/Thus, KRIZ, Supple, Win32Kriz3862, Y2KCount, WOBBLER, LIFE STAGES Port Nedir? Bilgisayar ve telekomünikasyon dünyasında, "port" denildiği zaman akla ilk gelen genellikle fiziksel bağlantıda kullanılan ara birimlerdir Bu tür "port" lar üzerinden bağlanmış herhangi bir makinaya "data" gönderilebilir ve bu makinanın işleyişi kontrol edilebilir Örneğin, tipik bir bilgisayarda bir veya birden fazla "seri port" bir tane de "paralel port" bulunur Adından da anlaşılacağı gibi "seri port" dan bilgiler seri (her defasında bir bit) olarak gönderilir ve bu tür "port" lara genellikle tarayıcı (scanner) gibi cihazlar takılır Her defasında birden çok bit göndermek içinse "paralel port" kullanı- lır Bu tip "port" lara da yazıcı (printer) veya "paralel port" bağlantısı olan herhangi bir cihaz takılabilir Bizi ilgilendiren ve çoğunlukla İnternet dünyasında kullanılan "port" kavramı ise yukardaki tanımdan biraz daha soyut bir kavramdir Bu anlamda "port" (ki dokümainin sonuna kadar "port" bu anlamda kullanılacaktir) herhangi bir fiziksel bağlantı yeri değil, mantıksal bir bağlanma şeklidir Şöyle ki: Günümüz dünyasında birçok işletim sistemi birden fazla programın aynı anda çalışmasına izin vermektedir Bu programlardan bazıları dışarıdan gelen istekleri (istemci-client/request) kabul etmekte ve uygun gördüklerine cevap (sunucu-server/response) vermektedir Sunucu programları çalışan bilgisayarlara birer adres verilir (bknz IP adresleri) ve bu adresler kullanılarak istenilen bilgisayarlara ulaşılır Peki, ulaşılan bir bilgisayar üzerindeki hangi sunucu programdan hizmet alınmak istendiği nasıl belirtilir? Bunun için bilgisayarlar üzerinde birtakım soyut bağlantı noktaları tanımlanır ve herbirine, adresleyebilmek için positif bir sayı verilir (port numarası) Bazı sunucu programları, daha önce herkes tarafından bilinen "port" lardan hizmet verirken (örn: telnet->23 port) bazıları da sunucu programını çalıştıran kişinin türüne ve isteğine göre değişik "port" lardan hizmet verir Dolayısıyla, ağ üzerindeki herhangi bir sunucu programa bağlanmak istenildiğin- de, programın çalıştığı bilgisayarın adresinin yanında istekleri kabul ettiği "port" numarasını da vermek gerekir Örnek verecek olursak: 144122156104 "IP" adresine sahip makinada (orca) çalışan "telnet" sunucu programına (23 "port" dan hizmet veren) bağlanmak için aşağıdaki satır yazılır telnet 144122156104 23 Daha önce de belirttiğimiz gibi bazı sunucu programların belirli "port" lardan hizmet verdiği bilindiği için, bu sunuculara bağlanmak istediğimizde, "port" numarasını vermeye gerek kalmaz Bu durumda yukardaki satır telnet 144122156104 şeklinde de yazılabilir INETD (Süper Sunucu): Bilgisayar ilk açıldığında üzerinde çalışan sunucu programlar otomatik olarak açılış dosyalarından çalıştırılabildiği gibi genel kullanım biraz daha farklıdır Değişik "port" ları dinleyen birçok sunucu programın, hiçbir istemciye cevap vermediği durumda bile, birçok sistem kaynağını gereksiz yere kullandığı düşünülerek, "inetd" adında istemcilerle diğer sunucu programlar arasında koordinasyonu sağlayan bir sunucu program düşünülmüştür Açılış dosyalarından da başlatılabilen bu sunucu tek başına bütün "port" ları dinler ve herhangi birisine istek geldiği zaman aşağıdaki prosedürü takip eder: 1- /etc/services dosyasından ilgili "port" a hizmet veren servis ismini bulur 2- konfigürasyon dosyası olan "/etc/inetdconf" dan bu servis için gelen isteğe nasıl cevap vereceğini belirler ve gerekli programı çalıştırır 3- bir istek geldiği zaman tekrar 1'e döner Bir örnekle anlatmadan önce tipik bir "/etc/services" ve "/etc/inetdconf" dosyasının içeriğine bakalım <"/etc/services"> tcpmux 1/tcp echo 7/tcp echo 7/udp discard 9/tcp sink null discard 9/udp sink null systat 11/tcp users daytime 13/tcp daytime 13/udp netstat 15/tcp chargen 19/tcp ttytst source chargen 19/udp ttytst source ftp-data 20/tcp ftp 21/tcp telnet 23/tcp ktelnet 1023/tcp #Added by AS 5/5/98 smtp 25/tcp mail time 37/tcp timserver time 37/udp timserver name 42/udp nameserver whois 43/tcp nicname # usually to sri-nic <"/etc/inetdconf"> # Ftp and telnet are standard Internet services # ftp stream tcp nowait root /usr/sbin/inftpd inftpd telnet stream tcp nowait root /usr/sbin/intelnetd intelnetd # # Shell, login, exec, comsat and talk are BSD protocols # shell stream tcp nowait root /usr/sbin/tcpd inrshd login stream tcp nowait root /usr/sbin/tcpd inrlogind exec stream tcp nowait root /usr/sbin/tcpd inrexecd comsat dgram udp wait root /usr/sbin/incomsat incomsat talk dgram udp wait root /usr/sbin/intalkd intalkd 23 "port" a bir istek geldiğinde, "inetd" "/etc/services" dosyasına bakarak bu "port" numarasına denk gelen servis ismini ("telnet") bulur Daha sonra "/etc/inetdconf" dosyasına bakarak bu servise denk gelen sunucu programı ("/usr/sbin/intelnetd") çalıştırır BUFFERED PORTS: Herhangi bir "port" u dinleyen program bir iş yaparken, başka bir deyişle dinlediği "port" a gelen bilgileri almaya hazır değilken, eğer bu "port" "buffered" ise gelen bilgiler kaybolmaz İşletim sistemi içerisine yerleştiri- len programlar sayesinde kapasitesi sınırlı kuyruklara yerleştirilerek ilgili sunucu programın alması için bekletilirler Internet üzerinde herhangi bir IP adresi üzerindeki "port" dan hizmet veren sunucu programa bağlantı yapmak isteyen istemci program, sunucu programın çevaplarını (reply) yollamak için bağlantı kuracağı kendi üzerindeki "port" numarasını da sunucu programa gönderir "Port" numarası genellikle 2 "byte" olarak tutulur Bu nedenle 65536 adet "port" numaralamak mümkündür Genellikle 1024'den küçük olan "port" numaraları özel hakları olan kullanıcılar (root) tarafından kullanılırken, büyük olanlar genel kullanıma açıktır URL Nedir? Web adreslerinin resmi ismi URL'dir (Uniform Resource Locator) İngilizce'den bire bir çevirirsek "Standart Kaynak Bulucu" pek anlam ifade etmeyebilir ama, bu adresler sayesinde aradığınız Web sayfalarını bulursunuz diyebiliriz Her Web sayfası sadece kendine ait bir URL'ye sahiptir Örneğin http://wwwbilisimterimlericom/contenthtm bir URL'dir Bu URL üç bölümden oluşur Soldan sağa okursak: 1) Protokol (http://, ftp://, news: vb); 2) Alan adı (protokolden, ondan sonraki bölü işaretine kadar olan kısım; wwwbilisimterimlericom gibi); 3) Ve dosya yolu (ilk bölü işaretinden sonraki kısım) Şimdi şu adrese bakalım: http://wwwbilisimterimlericom/univel/contenthtm Baştaki http:// bize bunun World Wide Web'de yer alan bir HyperText dosyası olduğunu söyler wwwsuperonlinecom alan adının sonundaki com, bu sitenin ticari bir site olduğunu gösterir (Bazı adreslerin sonunda tr, uk, jp gibi ülke kodları da görebilirsiniz) Dosya yolundaki contenthtml, Web tarayıcınızda, yani ekranda görüntülenecek dosyayı, /universite/ozel/ ise contenthtml dosyasının bu sunucuda hangi klasörde bulunduğunu belirler Burada bir noktayı belirtmek gerekirse, çoğu Internet yazılımında protokolü elle yazmanıza gerek yoktur Örneğin Internet Explorer ve Netscape Communicator'de Web sitelerinin adreslerinin başına "http://" eklemenize, CuteFTP programında "ftp://" eklemenize, veya Outlook Express ve Netscape Messenger'da "news:" eklemenize gerek yoktur; program bunu otomatik ekler |
|