Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Marmara Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fatih, istanbul, mehmed, sultan

İstanbul Ve Fatih Sultan Mehmed

Eski 08-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul Ve Fatih Sultan Mehmed



İstanbul Ve Fatih Sultan Mehmed

Fatih Sultan Mehmed (II Mehmed), (d 30 Mart 1432 – ö 3 Mayıs 1481) yedinci Osmanlı padişahıdır

İstanbul'u fethetmesinden sonra "Fatih" lakabıyla anılmıştır Bazı tarihçilere göre İstanbul'un fethi, Orta Çağ'ın sonu Yeni Çağ'ın başlangıcı olmuştur Bundan dolayı Fatih, "çağ açan hükümdar" olarak da tanınır Fatih, çıkardığı yasalarla devleti önemli ölçüde yeniden biçimlendirmiştir




Gençlik yılları ve ilk kez tahta çıkışı
Fatih Sultan Mehmed, 30 Mart 1432'de, o dönemde Osmanlı Devleti’nin başkenti olan Edirne'de doğdu Altıncı Osmanlı padişahı olan II Murad’ın Hüma Hatun'dan olan oğluydu Molla Gürani gibi dönemin ünlü bilginlerinden özel dersler alarak yetişti 1443’te, çocuk yaşta Manisa sancakbeyliğine atanınca, hocaları ve danışmanlarıyla birlikte Manisa’ya gitti

II Murad, Balkanlar’da ve Anadolu’da çeşitli sorunların yaşandığı bir ortamda Mehmed’i Edirne’ye çağırdı Ağustos 1444’te tahtı oğluna bıraktı II Mehmed tahta geçtiğinde henüz oniki yaşındaydı Deneyimsiz bir çocuğun padişah olması, Osmanlılarla çatışma halinde olan devletleri umutlandırdı

Bir Haçlı ordusu Tuna Nehri'ni aşıp Varna’yı kuşattı II Mehmed ve Sadrazam Çandarlı Halil Paşa Anadolu'da bulunan II Murad'ı Edirne'ye çağırdı II Murad, 10 Kasım 1444'te Varna Savaşı’nda Haçlı ordusunu bozguna uğrattı

II Mehmed’in padişahlığı Türk soylu Çandarlı Halil Paşa ile yeni padişahı destekleyen devşirme kökenli Zağanos Paşa ve Şihabeddin Paşa arasında şiddetli bir güç çekişmesine yol açmıştı II Murad’ın tahta dönmesini isteyen Çandarlı Halil Paşa, el altından bir yeniçeri ayaklanmasını destekledi ve II Mehmed’i tahttan çekilmek zorunda bıraktı


İkinci kez tahta çıkışı II Murad Edirne'ye dönerek Mayıs 1446’da yeniden tahta geçti Mehmed sancakbeyi olarak Zağanos Paşa ve Şihabeddin Paşa’yla birlikte Manisa'ya döndü Bu dönemde Mehmed, 1448 ve 1450'deki Arnavutluk seferlerine katıldı Babası ölünce de 18 Şubat 1451’de Edirne'de ikinci kez tahta çıktı

Fatih Sultan Mehmet, Varna Savaşı'ndan önce Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın tahta davetini reddeden babasına "Eğer padişah sen isen ordunun başına geç, eğer padişah ben isem emrediyorum ordunun başına geç" sözü ile, henüz çocuk yaşta iken, düşündürücü ve zeka dolu bir paradoks sunmuştur


İstanbul’un Fethi Ana madde: İstanbul'un fethi
IIMehmed , tahta çıktıktan sonra Çandarlı Halil Paşa’nın sadrazamlığına dokunmadı Onun genç yaşta padişah olmasından dolayı yeniden umutlanan Karamanoğulları, hemen harekete geçerek Seydişehir ve Akşehir'i ele geçirdiler Bizans da papaya başvurarak yeni bir Haçlı seferi düzenlenmesini istedi ama olumlu yanıt alamadı


İstanbul'un Fethi'nin Nedenleri
1 Bizans'ın, Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki ilerlemesine ve büyümesine engel olması
2 Bizans'ın Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtarak Anadolu'daki Türk birliğini bozmaya çalışması
3 Bizans'ın Osmanlı şehzadelerini kışkırtarak Osmanlı Devleti'nde taht kavgalarına neden olması
4 Bizans'ın, Avrupa-Hristiyan dünyasını kışkırtıp Haçlı Seferleri'ne zemin hazırlaması
5 Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi için İstanbul'un alınmasının gerekmesi
6 İpek Yolu'nun Avrupa'ya açılan koluna hakim olmak
7 Kara ve deniz ticareti bakımından İstanbul'un önemli bir konuma sahip olması
8 Boğazlar yolu ile ekonomik canlılığın mevcudiyeti
9 Anadolu ve Rumeli arasındaki askeri geçişin kolaylaştırılmak istenmesi
10 II Mehmed'in, Hz Muhammed'in; "İstanbul elbet fetholunacaktır Ne güzel kumandandır o kumandan ve ne güzeldir o askerler" hadisine layık olabilme düşüncesi


Fatih'in 1451-1481 yılları arasında kullandığı kılıcı,Topkapı müzesi-İstanbul
İstanbul'un Fethi İçin Osmanlı Devleti'nin Yaptığı Hazırlıklar
1 II Mehmet, önce Macarlar ve Venedikliler ile bir barış antlaşması yaparak Balkanlar’da güven ve istikrarı sağladı
2 Karamanoğulları ile anlaşarak Anadolu'daki güvenliği sağladı
3 Bizans'a Karadeniz'den gelecek yardımları engelleyebilmek için, Anadolu Hisarı(Güzelce Hisar)'nın karşısına Rumeli Hisarı(Boğazkesen Hisarı)'nı yaptırdı
4 İstanbul'un güçlü surlarında gedikler açabilmek için, Bizans'ın hapisanesinden Macar Usta Urban kaçırıldı ve Edirne'de ona, o zamana kadar görülmemiş büyüklükte toplar döktürtüldü
5 İstanbul surlarına rahat asker çıkarabilmek için tekerlekli kuleler yapıldı
6 Kuşatmaya yardım için bir donanma hazırlandı


İstanbul'un Fethi İçin Bizans'ın Yaptığı Hazırlıklar
1 Kale surlarını güçlendirdiler
2 Osmanlı Donanması'nın Haliç'e girmesine engel olmak için, Haliç'in ağzını zincirle kapattılar
3 Bizanslılar, suda yanabilen barut, neft yağı ve kükürt ile yapılan Rum Ateşi(Gregois) adlı silahı yaptılar
4 Osmanlı Devleti'nin kuşatmaya hazırlandıklarını anlayınca depolarını yiyecek, silah, mühimmat vb şeylerle doldurdu


II Mehmed ve askerleri İstanbul'a girerken Jean-Joseph Benjamin-Constant'ın eseri
Büyük Kuşatma
23 Mart 1453'te Edirne'den hareket etti ve 6 Nisan 1453’te İstanbul’u kuşattı Kuşatma, aralıklı çatışmalarla 53 gün sürdü II Mehmet, Çandarlı Halil Paşa’nın İstanbul’un fethine karşı bir tutum sergilemesi üzerine, son saldırı hazırlıklarını yapması için Zağanos Paşa’yı görevlendirdi Bizans’a yardımın gelmesini önlemek için de Marmara Denizi ile Çanakkale Boğazı'nı ablukaya aldı Hiçbir yerden destek alamayan Bizans’ın başkenti 29 Mayıs 1453 günü düştü Bin yıllık Bizans İmparatorluğu'na son veren II Mehmet, bu olaydan sonra "Fatih" (ülke açan, ülke alan) ünvanını aldı Fatih, bir tören alayının başında şehre girdi İlk iş olarak Ayasofya’ya giderek burayı camiye dönüştürdü İstanbul’u Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti yaptı Kentin ticaret merkezi olan Galata’dan kaçmış olan Rumların ve Cenevizlilerin dönmesini sağladı Rum Patrikliği’nin yeniden açılmasına izin verdi; ayrıca bir Yahudi hahambaşlığı ile bir Ermeni patrikhanesi kurdurdu II Mehmet İstanbul’u, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı, ticaret ve kültür merkezi olan bir başkent yapmayı amaçladı


İstanbul'un Fethi'nin Türk Tarihi Açısından Sonuçları
1 Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Dönemi bitti, Yükseliş Dönemi başladı
2 İstanbul'un Fethi ile Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki Bizans'ın yarattığı tehlike ortadan kalktı
3 İstanbul'un Fethi ile Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi
4 İpek Yolu'nun Avrupa'ya giden kolu ele geçirildi
5 İstanbul, Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı ve II Mehmed ülke alan, ülke açan anlamına gelen 'Fatih' ünvanını aldı
6 Osmanlı Devleti'nin İslâm Dünyası'ndaki saygınlığı arttı
7 Fener Rum PatrikhanesiOsmanlı himayesine girdi 8Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'un fethinden sonra tüm putları toplatıp askeri eğitim yerlerine gönderip orda üzerlerine atış talimleri yapılmasını istemiştir





Fatih atını denize sürerken, Fausto Zonaro, 19 yy
İstanbul'un Fethi'nin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları
1 İstanbul'un Fethi ile Orta Çağ kapanıp, Yeni Çağ açıldı
2 İstanbul'un Fethi sırasında kullanılan büyük topların, en güçlü surları bile yıkabileceği görüldü Bu denli güçlü topların yapılması, Avrupa'daki 'derebeylik'lerin yıkılmasına ve merkeziyetçi krallıkların güçlenmesine neden oldu
3 İstanbul'un Fethi ile İpek Yolu'nun Orta Asya'dan Avrupa'ya giden kolunun Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi, Avrupalılar'ı yeni ticaret yolları arayışına yöneltti Bu olay 'Coğrafi Keşifler'in nedenlerinden birini oluşturdu
4 İstanbul'un Fethinden sonra İtalya'ya giden bilim adamları, orada eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek, 'Rönesans'ın başlamasına katkıda bulundular

[b]Kimi iddialara göre Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethinden sonra Truva'ya giderek Truvalı kahramanların anısına kurban kesmiştir ve "Truvalıların öcünü aldım" demiştir


Çandarlı Halil Paşa'nın idamı
[b]Fatih Sultan MehmetFatih, İstanbul’un fethi sırasında, Bizans yanlısı tutum içinde olduğu gerekçesiyle Çandarlı Halil Paşa’yı 10 Temmuz 1453 tarihinde Edirne'de idam ettirdi

Çandarlı Halil Paşa fetihten sonra Yedikule'de Altın Kapı'da kırk gün hapis edildi, 10 Temmuz'da gözlerine mil çekildi ve idam edildi Daha sonra kemikleri oğlu İbrahim Paşa tarafından İznik'e götürülüp türbesine gömüldü Çandarlı Halil Paşa, idam edilen ilk Osmanlı sadrazamıdır


Yeni fetihler
Sırbistan seferleri İstanbul'un fethinden sonra Osmanlılara bağlılığını bildiren ve ele geçirdiği bazı kaleleri geri veren Sırplar, Macarlar ile iş birliği yaparak yeniden düşmanlıklarını göstermeye başlamışlardı Bunun üzerine 1454 -1457 arasında üç kez peşpeşe Sırbistan'a sefer düzenlendi Belgrat dışındaki bütün Sırp toprakları ele geçirildi

Sırp Kralı Bronkoviç'in ölümüyle başlayan taht mücadelelerinden faydalanan Osmanlılar, Sırpları vergiye bağladılar Taht kavgalarının yeniden alevlenmesi üzerine, Mora seferinde bulunan Fatih, Sırp meselesine son verilmesini emretti Mahmut Paşa, 1459'da başkentleri Semendire'yi ele geçirilerek Semendire Sancakbeyliği'ni oluşturdu Böylece Sırbistan'da 350 yıl sürecek Osmanlı hâkimiyeti başlamış oldu


Mora seferleri İstanbul'un fethinden sonra Bizans İmparatoru XII Konstantin'in oğulları, rakipleri Kantakuzen ailesine karşı Mora'da, Osmanlıların yardımını istemişlerdi Turahanoğlu Ömer Bey, akıncıları ile duruma müdahale etti ve muhalifler bertaraf edildi Fakat bu sefer iki kardeş arasında mücadele başlamıştı Bölge ülkelerinin Mora'yı istilâ niyetlerini bilen Fatih 1458'de harekete geçti Korent'i ele geçiren Fatih, Mora'nın bir kısmını merkeze bağlayarak, burada bir sancak oluşturdu Atina ve diğer bölgeler ise Osmanlı yönetimini kabul etti Kardeşi Dimitrios'a karşı Arnavutların desteğini alan Tomas'ın Osmanlılarla yapılan anlaşmayı bozması üzerine 2kez Mora'ya sefer düzenlendi Tomas, Papa'nın yanına kaçmak zorunda kaldı Bölgeye çok sayıda Türk yerleştirildi Venedikliler bölge halkını Osmanlılara karşı ayaklandırmaya çalışıyorlardı Ancak bunda başarı kazanamayan Venedik, Osmanlı kuvvetleri tarafından bozguna uğratıldı (1465)

Anadolu seferine çıkan Fatih Cenevizlilerin önemli üslerinden Amasra'yı, Candaroğulları'nın elindeki Sinop'u aldı

Fatih Sultan Mehmed 1477'de Kırım Hanlığı'nı Osmanlı Devleti'nin egemenliği altına aldı 1479'da bir antlaşma yaparak Venedik'le 16 yıllık savaşa sona verdi Venedik Arnavutluk'taki kaleleri Osmanlılara bıraktı, karşılığında Mora'daki bazı iskelelerden yararlanma hakkı elde etti Fatih Venedik'le anlaşmaya varınca, İtalya'nın öteki önemli kent devletlerine savaş açtı 1480'de İtalya'nın güneyindeki Otranto limanını ele geçirdi Otranto, Roma'ya giden yolda bir köprübaşı olduğu için bu olay Avrupa’da büyük yankı uyandırdı


Bosna-Hersek seferleri ve Bosnalıların müslüman oluşu Osmanlılara vergi yoluyla bağlı olan Bosna Kralının, anlaşmalara riayet etmemesi üzerine Üsküp'ten harekete geçen Fatih, Sadrazam Mahmut Paşa ve Turahanoğlu Ömer Bey'e Bosna'nın tamamen fethedilmesi emrini vermişti 1463 yılındaki seferle Bosna Kralı Osmanlı hâkimiyetini yeniden tanıdı Ancak şeyhülislamın da fetvasıyla sonra öldürüldü ve bu topraklarda Bosna Sancakbeyliği oluşturuldu Fakat ordunun İstanbul'a dönmesi üzerine aynı yıl, Macar kralı Bosna'ya girdi

İkinci kez düzenlenen seferle Osmanlılar, Yayçe dışındaki bütün kale ve şehirleri yeniden ele geçirdiler Bosna seferleri esnasında Hersek Kralı Stefan da ülkesinin bir kısım toprağının Osmanlılara doğrudan bağlanması şartıyla tahtında bırakılmıştı Ancak 1483 yılında Hersek tamamen Osmanlı toprağı hâline gelecektir Fatih, Bosna'yı Osmanlı topraklarına kattığı zaman "Bogomil" mezhebindeki Bosnalılara çok iyi davranmıştı Hem Katolik hem de Ortadoksların kendi kiliselerine almak için baskı yaptıkları Bogomiller bu sebeple Osmanlı yönetimine sıcak bakmışlar ve kendilerine sağlanan din ve vicdan hürriyetinden etkilenerek zamanla Müslüman olmuşlardı Bu Müslüman Bosnalılara "Boşnak" denilmektedir

Fatih devrinde Osmanlıların karada en güçlü komşusu ve rakibi Macarlar, denizde ise Venedik idi Macarlar bu dönemde tek başlarına Osmanlılarla baş edemeyeceklerini bildiğinden, doğrudan bir savaşı göze alamamış, Fatih de tabiî sınır olan Tuna'yı geçmeyi düşünmemiştir Ancak akıncılar vasıtasıyla, Macaristan'a güvenliğin sağlanmasına yönelik yüzlerce başarılı akın düzenlenmiştir Keza Venedik Cumhuriyeti de Osmanlılarla doğrudan karşılaşmaktansa Balkanlardaki diğer devletleri kışkırtmayı yeğ tutmuştur Güçlü donmasıyla Mora ve Ege'deki adalara sahip olmak isteyen Venedik, Osmanlılar karşısında istediği sonucu alamamış, aksine pek çok ada ve kıyı kaleleri Osmanlıların eline geçmiştir


Eflak ve Boğdan seferleri Yıldırım Bayezid zamanında vergiye bağlanan Eflâk Prensliği'nin başına Fatih tarafından Vlad (Kazıklı Voyvoda) getirilmişti(1456) Osmanlılara bağlı görünen Vlad aslında gizliden gizliye düşmanlık ediyordu Vlad'ın Fatih'in elçilerini kazığa oturtarak öldürmesi üzerine 1462 yılında Fatih, Eflâk'a bir sefer düzenledi Boğdan'dan da yardım alan Osmanlı kuvvetleri voyvodayı uzun süre takip etti Neticede, sığındığı Macarların, Osmanlılarla yaptığı anlaşma üzerine Vlad'ı esir etmeleri ile mesele çözüldü Fatih voyvodalığa Radul'u getirdi ve Eflâk bir Osmanlı eyaleti hâline geldi

1455'ten itibaren Osmanlı Hâkimiyetini tanıyan Boğdan Prensliği'nin Kefe'nin fethinden sonra izlediği düşmanca siyaset üzerine Osmanlı kuvvetleri 1476'da Boğdan'a girdi Fatih'in bizzat başında olduğu Osmanlı kuvvetleri Boğdan ordusunu büyük bir bozguna uğrattı Böylece Boğdan da yeniden Osmanlı hâkimiyetini tanımış oldu


Arnavutluk seferleri Papalık ve Napoli krallığının desteği ve kışkırtmasıyla harekete geçen Arnavutluk hâkimi İskender Bey, vurkaç taktiği ile Osmanlı kuvvetlerine baskınlar düzenlemekteydi Bunun üzerine Fatih, bizzat sefere çıkmaya karar verdi 1465 yılında gerçekleşen Iseferde, İlbasan Kalesi'ni yaptırıp, içine asker yerleştiren Fatih, Balaban Paşa'yı bölge için görevlendirerek, geri döndü Ancak, Papa ve diğer devletlerden aldığı kuvvetlerle Türklere saldıran İskender Bey, Balaban Paşa'yı şehit etti ve İlbasan kalesi'ni kuşattı Bunun üzerine Fatih II Arnavutluk Seferi'ne çıktı (1467) Ele geçirilen topraklarda yeni garnizonlar oluşturuldu Bu sırada İskender Bey ölmüş ve yerine oğlu Jean geçmişti Arnavutlukta başlayan kargaşa sebebiyle Fatih 3 kez Arnavutluk seferini başlattı Arnavutların elinde kalmış olan Kroya ve İşkodra kuşatıldı Nihayet 1479'da Arnavutluk da bir Osmanlı vilayeti haline gelmiş oluyordu


Pontus Rum Devleti'nin yıkılışı 1461'de Pontus Devleti'nin (Trabzon İmparatorluğu) başkenti Trabzon'u ele geçirdi ve bu devletin varlığına son verdi 1462'de yeniden Rumeli seferine çıktı Eflâk’ı Osmanlı Devleti'ne bağladı ve 1463'te Bosna'yı tamamen ele geçirdi Aynı yıl Ege Denizi'ndeki Midilli Adası'nı alınca Venedikliler'le arası açıldı Bu olay, 1479'a kadar sürecek olan savaşın da başlangıcı oldu Fatih'in Ege'de ki fethettiği adalar; Taşoz, Eğriboz, Limni, Semadirek, İmroz, Midilli ve Tenedos'dur 1465'te Hersek'in büyük bölümünü, 1466'da da Arnavutluk'taki bazı kaleleri fethetti


Fatih'e karşı Karamanoğulları ve Akkoyunlular ittifakı Osmanlı Devleti'nin gelişen bu gücü karşısında Karamanoğulları, Doğu Anadolu'daki Akkoyunlular'la ittifak kurdu

Fatih, 1466'da yeni bir Anadolu seferine çıktı Karamanoğullarının başkenti Konya'yı ele geçirdi Ama İstanbul'a dönünce Karamanoğulları, Osmanlılara geçen yerleri geri aldılar Sonradan sadrazam olacak olan Gedik Ahmed Paşa 1471'de Karamanoğullarını bir kez daha yenilgiye uğrattı Akkoyunlular, Karamanoğullarını desteklemeye devam ettiler 11 Ağustos 1473'te Otlukbeli Savaşı’nda Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ı ağır bir yenilgiye uğrattı Ertesi yıl da Karamanoğulları beyliğini tamamen ortadan kaldırdı


Ölümü Fatih 1481’de, Anadolu’ya doğru yeni bir sefere çıktı Ama daha yolun başında hastalandı ve 3 Mayıs 1481’de Gebze'deki ordugâhında öldü Gut hastalığından öldüğü sanılmakla birlikte, zehirlendiği de söylenir Ölümünden sonra oğlu Bayezid tahta çıktı Fatih Camii'nde ki Türbesinde tek başına yatmaktadır


Yenilikleri ve Kanunnameleri Fatih, askeri başarılarla Osmanlı Devleti'ni büyük bir imparatorluğa dönüştürdü Bilime, tarihe ve felsefeye özel ilgi gösterdi Türkçe'den başka Arapça, Latince ve Yunanca kitaplardan oluşan özel bir kütüphanesi vardı "Avni" takma adıyla şiirler yazdı Şiirleri Fatih Divanı (1944), Fatih’in Şiirleri (1946), Fatih ve Şiirleri (1959) gibi adlar altında basıldı Bilim adamlarını ve edebiyatçıları destekleyen Fatih, nesir ustası Sinan Paşa ile şair Ahmed Paşa'yı vezirliğe kadar yükseltti Ünlü matematikçi ve astronomi bilgini Ali Kuşçu'nun İstanbul'a kalmasını sağladı Fatih, İtalyan ressam Gentile Bellini'yi 1479'da İstanbul'a getirterek resimlerini yaptırdı

Fatih, Osmanlı Devleti’ne düzenli ve sürekli bir yapı kazandırmak için önemli düzenlemeler yaptı Yönetim, maliye ve hukuk alanında koyduğu kuralları içeren Fatih Kanunnamesi, sonraki dönemde de yürürlükte kaldı Bu kanunname, tahta çıkan padişaha devletin geleceği için kardeşlerini öldürme hakkı veriyordu Fatih’in Osmanlı devlet düzenine ilişkin temel ilkelerin pek çoğu, Tanzimat dönemine kadar geçerliliğini korudu Fatih’in saltanatı döneminde Osmanlı ülkesinde 500'den fazla mimari yapı yapıldı Onun adına yapılan en önemli yapı, İstanbul'da bir cami ile medrese, kitaplık, imarethane (aşevi), darüşşifa (hastane), hamam, kervansaray gibi birimleri kapsayan Fatih Külliyesi’dir


Eğitim ve Kültür Fatih Sultan Mehmed'in tarihteki en önemli yanlarından birisi de eğitime verdiği önem olmuştur Üniversite anlamında Osmanlı tarihinde ve dünya tarihinde bilinen en eski eğitim kurumlarından olan Sahn-ı Seman'ı kurmuştur Sahn-i Seman İstanbul'un ilk Türk yükseköğretim kurumudur Sahn-ı Seman medreseleri Fatih Külliyesi içindeki en yüksek düzeyli medreseler idiler Sahn-ı Semân'ın eğitim müfredatının hazırlayıcılarından çağın önemli bilim adamı Ali Kuşçu'dur Medreselerde Ali Kuşçu tarafından düzenlenen bir okutma planının olduğu, hattâ bunun “Kânûnnâme” şeklinde yapıldığı bilinmekle birlikte, ama bugüne kadar incelemesi yapılan Osmanlı arşiv belgeleri arasında ele geçirilememiştir Bu kanunnamenin aslının 1918 yılında külliyede çıkan yangınla yok olması da olasıdır Sahn-ı Semân, Kanuni tarafından açılan Süleymaniye medresleri zamanına kadar nakli ve akli bilimlerde öğrenci yetiştirmekteydi Kanuni devrinde bu medreseler şer'î ilimler ihtisası yapılan medreseler olmuşlar, Süleymaniye medreseleri de aklî ilimlerin ihtisas yeri olmuştur


Popüler Kültürde II Mehmet Nedim Gürsel'in Boğazkesen romanı İstanbul'un fethini konu almaktadır
1997 yapımı Kuşatma Altında Aşk filmi de fethi arka planda kullanmaktadır
Ahmet Almaz'ın Fatih Sultan Mehmet Nasıl Öldürüldü? isimli kitabında Fatih'in nasıl öldürüldüğü tamamen gözler önüne serilmektedir
Recep Uslu, Fatih döneminde musiki konulu bir dizi makale yayınlamıştır

İcatlar Havan topunu İstanbulun kusatılması sırasında icat etmeştirKullandığı topların ard arda atış yapması için uzun bi sure beklemek gerekiyordu topların içine zeytin yağı dökerek bu sorunu ortadan kaldırmıştı yani makinayı yağ ile sogutmayı başarmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.