Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > İç Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşçıları, düğün, konyanın, meydan, pilavı

Konya'nın Meydan Aşçıları Ve Düğün Pilavı

Eski 08-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Konya'nın Meydan Aşçıları Ve Düğün Pilavı




Türklerin ilk yazılı kaynaklarından olan Orhun Abideleri'nde Bilge Kağan'ın ölen kardeşi için yas yemeği verdiği belirtilir
11 Yüzyılda ise, bayramlarda ve Han'ların düğünlerinde halkın yağma etmesi için otuz arşın yüksekliğinde yiyeceklerle minare gibi hazırlanan ,"Kenç Liyu" adında bir sofradan
bahsedilir Selçukname'lerde, altın sinilerde sayısız yemeklerle donatılan ;
Osmanlı döneminde ise saraylarda yüz yemeği bulan ziyafetler verildiği görülmektedir

Günümüzde de Anadolu'nun birçok yerinde, doğumdan ölüme geçen süreyi içine alan geçiş dönemlerindeki törenlerde ,çok zengin sofralara rastlanmaktadır
Bunların en önemlilerinden biri kurallaşmış "Konya Pilavı"dır; "Pilav","Pilav Dökme" gibi adlar da alır Konya'da sünnet ,düğün veya herhangi bir nedenle verilecek çok kalabalık törenlerde mutlaka pilav dökülür

Pilav'da sırasıyla şu yemekler yer alır: Yoğurtlu Toyga Çorbası, Bütümetli Pilav,
İrmik Helvası,Bamya Çorbası, Zerdeli Pilav, Hoşaf
Konya'da pilava davet edilen bir kimse kesinlikle bu listedeki yiyeceklerle karşılaşacağından emindir; çünkü bu listenin yüzyıllardan beri geldiği söylenmektedir
Bu konuda yaklaşık yirmi yıl önceki araştırmamda, seksen yaşındaki rahmetli Havva Beton Hanımefendi Konya Pilavı'nın anneannesinin gençliğinde de aynı olduğunu kendisinden duyduğunu söylemişti
Ancak, günümüzde, kurallaşmış olan bu listede çeşitli nedenlerle yirmi yıl kadar önce başladığı söylenen bazı değişikler görülmektedir
Pilavın üzerine bütün bir kol veya but yerine kuşbaşı doğranmış et kavurması konulması; zerdeye gül suyu, vanilya, limon kabuğu gibi koku vericiler eklenmesi, yemek sonunda hoşaf yerine şerbet veya koka kola verilmesi düğün yemeğinde görülen üç değişikliktir

Konya'da düğün yemeğini erkek tarafı vermektedir Yemek yaz mevsiminde ise bahçelere kurulan on, on beş ;kış mevsimi ise evin her odasına kurulan sofralarda verilmektedir Sofralar on veya on üç kişilik hazırlanmaktadır
İki ,üç kişiden oluşan bu ekip büyük kalabalıklara bile hazırlanan yemeği iki gün gibi kısa bir sürede pişirmektedir Pilav genellikle pazar günü sabah saat sekizde verilmeye başlandığı için çeşitli iş yerlerinde çalışan birkaç aşçı bir araya gelerek Cuma gecesinden başlayarak cumartesi ve pazar günü çalışmaktadırlar
Ev halkı da pirinç ayıklamada veya servis sırasında aşçılara yardımcı olmaktadır

Pilav hazırlığı bir hafta öncesinden düğün sahibi ile aşçıbaşının alışverişi ile başlamaktadır Davetli sayısına göre yüz, iki yüz koyun ;pirinç ve yemek için gerekli bütün malzemeler cuma öğleden sonra aşçıbaşına teslim edilmektedir Önce etler pişirilmekte diğerleri sonraya bırakılmaktadır
Yemekler büyük kazanlarda piştiği için, mutfak olarak kesinlikle evin arka bahçesi veya yakın bir meydan kullanılmaktadır
Araştırma için ,1990 yılında yirmi dört saat gözlem yaptığım Mehmet Kar Usta ve iki yardımcısı beş bin kişilik bir yemek hazırladılar Ve ben geri planda geleneksel usta çırak sevgi ve saygı ilişkisini belki de yüzyıllar öncesinde de uygulanan şekliyle tanıdım

Yemek pişirme işi, Cuma akşamı işlerinden gelen iki yardımcı aşçının ustanın elini öpmeleri ve malzemeleri görmeleri ile başladı Cumartesi sabahı erkenden gelen yardımcılar, yine ustanın elini öperek işe koyuldular
Mekanik bir şekilde hemen koca koca kazanlar kuruldu,etler yıkanıp içine konuldu, bamyalık etler doğrandı, haşlanmaya bırakıldı Bütün bunlar hiç konuşulmadan yapılıyor;üç usta makine ile kurulmuşçasına gözleriyle anlaşarak seri bir şekilde çalışıyorlardı
Nadiren ikaz etmesi gerektiğinde aşçıbaşı yardımcılarına yavaşça "olmadı" diyor, yardımcı ustalar büyük bir saygıyla gerekeni yapıyordu; hoşuna giden bir şey olduğunda ise gidip sevgiyle yardımcısının sırtına vuruyor ve onu memnun ediyordu

Etlerin ikindine doğru haşlanmasıyla iş yarı yarıya bitmiş oluyor ; bu arada boş durulmuyor helva fıstıkları ,hoşaflık üzümler ,bamyalar ayıklanıyor,hazırlanıyordu
Bu arada birkaç defa damadın babası ve annesi gelip ustaların hatırını soruyor, gelenlere kaynamakta olan et suyundan aşçı tiridi yapılıp ikram ediliyordu Ustalar da yemek zamanı kendilerine aşçı tiridi yapıyorlardı

Akşam üzeri bamya, hoşaf ve zerde pişirildi ve gecenin serinliğinde dinlenmeye bırakıldı
Gece geç vakitte pilavlık pirinç ıslatıldı ve sabaha karşı pilav pişirildi
Etler kızartılarak hazırlandı,ve irmik helvası yapıldı İrmik helvası ve pilav meşe odununun közleri üzerine oturtularak,sofraya verilinceye kadar yanmadan sıcak kalması sağlandı
Sabah ezanı okunurken bütün yemekler hazırlanmış, sıra namazdan çıkan ev sahibinin hoca ile gelerek , bereketli olması için ,yemeği açış duasına kalmıştı

Dua okunurken baş usta kazanların kapaklarını hafif şekilde açtı, dua bitince kayınpedere ve duaya gelenlere yemek sunuldu,yemek yiyenlerde sinilere bahşiş bırakarak ayrıldılar
Sabah sekizde yemek başladı Önce aile ve akrabalar sofraya oturdular
Aileden kişiler de sofraya bahşiş bıraktılar Sonra gelen konuklara yemekler verilmeye başlandı

Bu arada bir çocuk geldi, en genç aşçı ile görüştü Genç aşçı sakin bir şekilde arkadaşına giderek bir şeyler söyledi Arkadaşı hemen aşçıbaşına giderek bir şeyler söyledi
Büyük usta onu çağırdı,başıyla "tamam"dedi Genç usta saygıyla eğilip, el öperek yavaşça ayrıldı
Meğer, hanımını doğum yapmak üzere hastaneye götürmüşler,onun için izin almış
Kendisi saygıdan aşçıbaşına söyleyemezmiş arkadaşı aracılığıyla izin almış


Konukların gelmesiyle iki gündür sakin çalışan ustalar hareketlendiler
Kurulan sofraların görevlileri sırasıyla yemekleri götürüp, boş tabakları getirmeye başladılar
Bu arada aynı sofraya tekrar bamya ,helva, et istenmeye başlandı Et dışında istenen yemekler hemen gönderilse de et ikinci kez yarım porsiyon konarak gönderiliyordu
Ancak, "bir denizaltı" veya "gömme" denildiğinde ustalar tabağa önce bütün eti koyup, üzerini pilavla kapatarak hatırlı sofralara diğerleri görmeden gönderiyorlardı
Pilav ikindi ezanına kadar devam etti,artan yemekler fakirlere gönderildi

Konya düğün sofrasının bir özelliği vardır Sofraya tuzluk konulmaz; çünkü aşçı başı yemeğin tuzunu olması gerektiği kadar kullanacak ustalığa sahiptir
Ayrıca hoşaf "söz kesen" diye adlandırılır Hoşafı gören kişi sofraya başka yemek gelmeyeceğini anlar ve son gelen zerdeli pilavla doymadıysa karnını doyurur
"Ahçı Takımı Yemekleri"diye de adlandırılan Konya Pilavı günümüzde olanca canlılığıyla devam etmektedir Aileler modern düğün de yapsalar mutlaka bir de pilav dökmektedirler

Sonuç olarak, yemek kültürümüzde kurallaşmış yemeklerin en özgünlerinden olan ve Konya'nın meydan aşçıları tarafından pişirilen düğün pilavını Konya'ya gelen kişilerin bir fırsatını bulup tatmalarını tavsiye ediyorum

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.