Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Ege Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
camileri, uşakın, ünlü

Uşak'ın Ünlü Camileri

Eski 08-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Uşak'ın Ünlü Camileri



ULU CAMİ (MERKEZ)

Uşak il merkezinde bulunan Uşak Ulu Camisi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, Germiyanoğulları dönemi mimari
özelliklerini yansıtmaktadır Caminin giriş kapısı üzerindeki Arapça yazılı sülüs kitabesi bulunuyorsa da bu kitabe cami ile bağlantılı değildir Bir çeşmeye ait olan bu
kitabe caminin yapım tarihi ile ilgili bir bakıma bilgi vermektedir

Bu kitabede “Germiyan illerinin beyi Süleyman Şah oğlu Yakup Bey h822 (1419) yılında yaptırdı ve suyunu getirdi” yazılıdır

Cami ile ilgili araştırma yapan Mahmut Akok: “Meskür çeşme evvelce camiin kuzey avlusunun bir kenarında iken son yapılan tamirler ve avlunun tanzimi sırasında buradan
kaldırılmış ve üzerinde bulunan kitabe de caminin yapılış tarihine uyması bakımından bugün bulunduğu yere konulmuştur” demektedir

Uşak Ulu Camisi Germiyanoğulları devri, özellikle Beylikler devri ile Osmanlı mimarisi arasında bir geçiş dönemini yansıtmaktadır Bununla beraber bu yapı daha geç dönemlerde onarılmış,
XIX yüzyılda ampir üslubunda bezenmiştir Yine bu dönemde önüne bir son cemaat yeri eklenmiştir

Cami kesme taştan bir yapı olup, önündeki son cemaat yeri ve ibadet mekânı ile bütün halinde tek bir kütle görünümündedir Avlusunun mihrap ve kısmen de doğu yönünde bir mezarlık bulunmaktadır
Taş döşeli avlusu ise günümüzde yol seviyesinden birkaç metre daha aşağıda kalmıştır Caminin doğu duvarına sonradan bitişik olarak yapılan minaresi de ayrı bir kütle görünümündedir Son cemaat yeri
pandantifli, dıştan sekiz köşe kasnaklı beş kubbe ile örtülü, üç kapılıdır Cephe görünümünü geniş sivri kemerlerin oluşturduğu kalın taş sütunlar oluşturmaktadır Son yıllarda bu taş sütunlar camekânla kapatılmıştır

Son cemaat yerinden ibadet mekânına ampir üslubunda bir kapıdan girilmektedir İbadet mekânı 1850x2200 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır İbadet mekânı dört kütlevi paye ile üç sahna bölünmüştür
Bunlardan girişin önünde sivri tonozla örtülü bir nevi giriş holü, bunun arkasında 10 m çapında büyük bir kubbenin örttüğü asıl ibadet mekânı bulunmaktadır Bu bölümün üzerini örten kubbe geniş kemerlerin
yardımı ve payeler ile çevre duvarlarının üzerine oturtulmuştur Bunun yanı sıra kubbe dışında kalan iki yan bölümler üçer küçük kubbe ile örtülüdür

Mihrap taş oymadan olup, geç dönemlerde yapılan onarımlar sırasında orijinalliğinden oldukça uzaklaşmış ve bezemelerle de ampir üslubuna dönüşmüştür Minber ise orijinalliğinden uzak bir görünümdedir
Eski minbere ait bazı parçalar yeni yapılan minber üzerine eklenmiştir

Uşak Ulu Camisi kendine özgü bir yapı olmasına rağmen aynı dönemde yapılmış diğer yapılarla da ortak benzerlikler göstermektedir Edirne Eski Cami, Sofya Büyük Cami ve Filibe Cuma Camisi ile plan
yönünden ilginç benzerlikleri vardır Bu konuda araştırma yapan Mahmut Akok; “Orta sahna verilen kıymet ve burada yaratılmış olan genişlik ve irtifa ile müteakip çağlarda inkişaf ettirilmiş merkezi tek
sahanlı camilerin bir nevi prototipi gibi durmaktadır” demektedir
Caminin yanındaki minare beden duvarlarına kadar yükselen dikdörtgen taş kaide üzerinde Türk üçgenlerinin yardımı ile tek şerefeli yuvarlak gövdeye geçilmektedir




BURMALI CAMİ (MERKEZ)

Uşak İl merkezinde, şeker fabrikaları ile Buğday Pazarı’nı ayıran yolların köşesinde bulunan bu caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir Ayrıca kitabesi de günümüze
gelemediğinden banisinin ve mimarının isimleri bilinmemektedir Bununla beraber yapı üslubundan XVI yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Caminin giriş kapısının sağında yer alan onarım kitabesinden de h1185 (1769) yılında onarıldığı öğrenilmektedir

Kitabe:
“Çün harabe müşerref oldu bu cami ey hüncaz
Hoş delalet kıldı tamirine Abdullah izam
Hayre sai olduğu içün ol azizi muhterem
Yeğinle buldu hayatı kubbe şadırvan can
Çün minare giyecek başına bir zerrin külah
Dedi tarihi bir müferriş camii oldu bu tamam hicri sene 1185 (1769)

Kesme taştan yapılmış olan camiye merdivenli bir avludan girilmektedir Giriş portalinin önü sonradan camekânla kapatılmıştır İki kare mekânın birleşmesinden meydana gelen caminin ibadet yerinin önündeki bölüm basık kubbelidir
Bu kısmın sonradan eklendiği sanılmaktadır Son cemaat yeri niteliğindeki bu kısmın duvarlarında sivri kemerli nişler bulunmaktadır Bu bölümün üzerini örten kubbe sekizgen bir kasnak üzerine oturmaktadır Böylece ibadet mekânını
örten ana kubbeye uyum sağlanmak istenmiştir

İbadet mekânının duvarları 150 m kalınlığında olup, 900x900 m ölçüsünde kare planlıdır Bu bölümün üzerini örten kubbe sekizgen kasnak üzerine oturtulmuştur Kubbenin basık oluşu iç mekâna ağır bir görünüm vermiştir
İbadet mekânı küçük pencerelerle aydınlatılmış olmasına rağmen iç mekân loştur İç mekânı süsleyen bezemeler XIX yüzyılda yapılmıştır

Mihrap üçgen bir niş şeklinde çıkıntılı olup, taşa oyulma sureti ile yapılmış, üzeri mukarnasla sonuçlandırılmıştır Geç devirde yapılmış olan ahşap minberin üzerine eski minbere ait eski parçalar da eklenmiştir

Girişin sağında yer alan minare ilk mekânın uzantısı ile birleştirilmiştir Sekizgen kaide üzerine kırmızı tuğladan silindirik olarak yapılan gövde tek şerefelidir Gövde üzerindeki kırmızı tuğladan yivler helezoni bir şekilde dizilerek
minareye değişik bir görünüm kazandırılmıştır



ÇAKOLOZ CAMİSİ (MERKEZ)

Uşak il merkezi Kurtuluş Mahallesi, Çakoloz Cami Sokağı’nda bulunan bu caminin de kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber portal üzerinde
bulunan Sultan II Abdülhamit’e ait tuğradan XIX yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır Ayrıca caminin mimari üslubu da bunu açıkça göstermektedir Cami çeşitli tarihlerde yangın geçirmiş ve onarılmıştır Uşaklı Çakoloz ailesinin
bu onarımlarda büyük payı olduğundan camiye Çakoloz ismi verilmiştir Caminin gerçek ismi ve banisi de bilinmemektedir

Cami kesme taştan yapılmış olup, dikdörtgen bir avlunun güneydoğu kenarındadır Kütlevi bir görünümü olan yapıda XIX yüzyıl mimarisinin batı etkileri açıkça görülmektedir Cephe görünümünde kırmızı kemerler, duvarlara gömülmüş
ayaklar üzerine oturtulmuş volütler, diş kesimleri ve kornişlerle hareketlilik verilmiştir XX yüzyılda caminin önüne bir de son cemaat yeri eklenmiştir Bu bölüm sivri kemerlerle birbirine bağlanmış dört kalın sütun ve bunların üzerini
örten üç küçük kubbeden meydana gelmiştir Son cemaat yerinden rokoko üslubunda bir portalle ibadet mekânına girilmektedir Bu portal kademeli kırma kemer şeklinde olup, akantus yaprakları ile bezenmiştir Kemerin üzerine oturduğu
konsollar kompozit sütun başlıklı yivli sütunlara dayanmaktadır Kırma kemerin ortasına da kabartma çiçek ve karanfil yaprakları yerleştirilmiştir Bunun üzerinde de Sultan II Abdülhamit’in tuğrası bulunmaktadır

İbadet mekânı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, bugün üzeri oldukça yüksek bir çatı ile örtülmüştür İlk yapımında kubbeli olduğu sanılmaktadır Mihrap dışarıya çıkıntı yapan bir niş şeklindedir Ahşap minberin ise hiçbir mimari
ve sanat tarihi yönünden özelliği yoktur

Son cemaat yeri ile ibadet mekânını birleştiren köşeye minare yerleştirilmiştir Minare kare kaide üzerinde tek şerefeli ve silindirik gövdelidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.