|
|
Konu Araçları |
abdullah, allah, dehlevî, dostlarının, hayatı, hazretleri’nin |
Abdullah Dehlevi Hazretleri’Nin Hayatı (Allah Dostlarının Hayatı) |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Abdullah Dehlevi Hazretleri’Nin Hayatı (Allah Dostlarının Hayatı)ABDULLAH DEHLEVİ HAZRETLERİ’NİN HAYATI (ALLAH DOSTLARININ HAYATI) Seyyid Abdullah Dehlevi hazretleri, Hindistan’da yetişen, silsile-i aliyye denilen âlim ve velilerin 28cisidir 1745 de Hindistan'ın Pencab şehrinde doğdu 1824 te Delhi'de vefât etti Kabri Şâhcihân câmii yakınındaki dergâhındadır Babası, Abdullatif efendi âlim, sâlih ve zâhid bir zat idi Bir gün rüyâsında Hz Ali ona:"ü teâlâ sana bir oğul ihsân edecek, o büyük bir zât olacak Ona bizim ismimizi koyarsın" dedi Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri de annesine rüyâsında; "Yakında dünyâya bir oğlun gelecek Ona bizim ismimizi koyarsın" buyurdu Resulullah efendimiz de evliyâdan bir zât olan amcasına rüyâsında, doğacak çocuğa Abdullah isminin verilmesini emretti Çocuk doğduğunda, ismini babası, Ali, annesi Abdülkâdir, amcası Abdullah koydu Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, altı yaşına gelince, Hz Ali'ye karşı sevgi ve edebinden kendisine Ali denmesini istemeyip Ali'nin hizmetçisi mânâsına gelen Gulam Ali dedi ve bu isimle tanındı vergisi çok üstün bir zekâya sâhipti Kur'an-ı kerimi kısa zamanda ezberledi Dini ilimleri ve zamanının fen ilimlerini öğrendi Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin huzuruna varıp, kendisini talebeliğe kabul buyurmasını istedi O da: "Sen hoşlandığın bir yere git Bizim yolumuz, tuzsuz taşı yalamak gibidir" buyurdu "Ben herşeye razıyım efendim" dedi "Mübârek olsun" buyurup talebeliğe kabul edildi Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, 15 yıl sohbetiyle şereflendi Evliyâlıkta yüksek derecelere kavuşunca, mutlak icâzet alıp, halifesi oldu Abdullah-ı Dehlevi hazretleri buyurdu ki: Talebe, sâdık olan tâlip demektir ü teâlânın sevgisi ile ve O'nun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanmaktadır Bilmediği, anlayamadığı bir aşk ile şaşkın hâldedir Uykusu kaçar, göz yaşları dinmez İşlediği günahlarından utanarak başını kaldıramaz Her işinde 'tan korkar, titrer, ü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır Her işinde sabreder Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendisinde görür Her nefeste 'ını düşünür Gaflet ile yaşamaz Kimseyle münakaşa etmez Bir kalbi incitmekten korkar Kalbleri ü teâlânın evi bilir Eshâb-ı kirâm hakkında hayır konuşur ve isimleri anıldığında "radıyallahüanhüm" der Hepsinin iyi olduğunu söyler Peygamber efendimiz, Eshâb-ı kirâm arasında olan şeyleri konuşmamayı emir buyurdu Sâlih müslüman, bunları konuşmaz, yazmaz ve okumaz Böylece, o büyüklere karşı bir edepsizlikte bulunmaktan kendini korur O büyükleri sevmek, 'ın Resulünü sevmenin alâmetidir Kendi bilgisi, kendi görüşü ile evliyâ-yı kirâmı, birbirinden aşağı ve yukarı diye ayırmaz Birinin, daha yüksek, daha üstün olduğu ancak âyet-i kerime, hadis-i şerif ve Sahabe-i kiramın sözbirliği ile anlaşılır Muhabbet sarhoşluğu ile başka türlü söyleyenler mâzurdur |
|