Önyargısız Bir Yaşam İçin |
08-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Önyargısız Bir Yaşam İçinÖnyargısız Bir Yaşam İçin “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur…” (Albert Einstein) Ön yargı, sözlük anlamıyla; genel ve özel kullanımlarında bir taraf tutma biçimidir Bir ideolojik fikri veya bakış açısını koşulsuz desteklemek manasında kullanılır Ön yargı halk arasında genellikle bir kişinin kararlarının ağırlıklı bir şekilde tek taraflı olarak ortaya çıkmasında kullanılmaktadır Yine halk arasında ön yargı, bir kişinin kararlarının nesnel olmayıp öznel olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır "Ön yargı" bir kişinin kararlarını alırken nesnel değerleri kullanmadığını iddia etmez Kısaca kişinin yargılarını oluşturan değerler bütünlüğüne karşı bir söylem getirmektedir Ön yargılı kişinin kullandığı (sayısından bağımsız) olguların diğer olgularla (kişinin kullanmadığı veya kabul etmediği) karşılaştırıldığında kişi tarafından atanan değerlerin doğru (kapsamı, içeriği anlamında) olmaması sonucunda ortaya çıkmaktadır Hepimiz hayatımız boyunca çeşitli önyargılara kapılırız ister istemez… Kimimiz memleketinden dolayı (Kayseri, Çorum vs), kimimiz ırkından (Kürt, Arap vs), kimimiz dini inancından (Hıristiyan, Yahudi, Ateist vs) ya da mezhebinden (Alevi, Sünni vs), siyasi görüşünden (sağcı, solcu, liberal, muhafazakar, sosyal demokrat vs) ve daha birçok konuda, karşılaştığımız insanlar hakkında, onlarla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadan, kendi kafamızda bir profil oluştururuz ve bu kalıba sokarız onları Zihnimizde beliren görüntüye göre, o insanlarla olan münasebetlerimizdeki tutumumuz şekillenir, ilişkilerdeki mesafe bu zihindeki resme göre belirlenir Gördüğümüz, duyduğumuz özelliklerine yakın sıfatları da biz ekleriz hatta Buna sosyal psikolojide “Gizil Kişilik Kuramı” adı verilir Yani, bir kişinin belli bir kişilik özelliğine sahip olması, o özellikle ilintili başka özellikleri de çıkarsamamıza yol açar Bu kafamızda beliren görüntüler ve üstüne eklenen çıkarsamalar, karşımızdaki insanın karakteriyle ne kadar örtüşüyor acaba? Düşündüğümüz, o özellikleri taşıdığını “sandığımız” insan, gerçekten de o özelliklere sahip mi? Aradaki münasebetler ilerledikçe, ya da hakkında detaylı bilgiler edinmeye başladıkça, belki de karşımızdaki insanın bizim düşündüğümüzden bambaşka bir karaktere sahip olduğunu görebiliriz Ama bunları görmemiz bile, kimimiz için kendi zihnindeki tabularını yıkması için yeterli olmamaktadır maalesef “Bir derste Dr Paul Ruskin, öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken bir olay okuyor :
Bu olayı okuduktan sonra, Ruskin öğrencilerine böyle bir hastanın bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar Öğrenciler bunu yapmayacaklarını söylerler Ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar Daha sonra Ruskin hastanın fotoğrafını dolaştırmaya başlarFotoğraftaki hasta doktorun altı aylık dünya tatlısı kızıdır” Nasıl, şaşırtıcı değil mi? Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, önyargılarımız insanlarla sağlıklı ilişki kurmada, ya da tutumlarımızı objektif şekilde belirlemede büyük bir engel teşkil ediyor Belki samimi bir dostluğu, belki mutlu bir evliliği, belki başarılı bir iş ortaklığını, belki …… önleyecek Bu nedenle önyargılarımızdan mümkün olduğunca sıyrılarak, insanların dış görünüşleri ya da kimlikleriyle değil; asıl sahip oldukları kişisel özellikleri, karakterleriyle muamele etmek en doğrusu… Önyargılardan arınmış, hümanist ilişkiler kurmanız dileğiyle… |
|