Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
altınoluk, balıkesir

Altınoluk (Balıkesir)

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Altınoluk (Balıkesir)



Altınoluk (Balıkesir)








Tarihi
Doğal güzelliklerinin yanısıra ve belki -daha önemli- olarak “Tarihsel Birikimlere” sahip olan Altınoluk’ un, eski köy yerleşimi kentin kuzeyinde, tepede yer alır 1927 yılına kadar adı, “Papazlık” olarak geçen köye ait ilk veriler 16 yy başlarında Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520-1566) saltanatının ilk yıllarında yapılan sayımlara kadar uzanıyor Buradan yola çıkarak Papazlık’ ın kuruluşunun 450 yılı aşan bir geçmişe dayandığını söyleyebiliriz Köyün ilk sakinleri, Osmanlı Devleti’ nin vergi muhafiyeti sağlayarak, derbentçi kaydettiği ve Papazlık’ a yerleştirdiği Söğütlü yörükleridir

Rum yerleşimi; Yunanistan’ ın Midilli adasından 1820’ li yıllarda çalıştırılmak üzere getirilen Rumların zamanla burada çoğalıp, iskân tutmaları ile oluşmuştur Rumlar ibadetleri için birde kilise yaptırmışlardır O dönemde Türk yerleşiminin, Hıdırlar, Kadirler ve Sakarlar olarak anılan ailelerden oluştuğu bilinmektedir Altınoluk’ ta geçmişten beri süren bu yaşamın günümüze uzanan izleri olan Rum ve Türk sivil mimarlık örnekleri, kültürel birikimimizin en önemli tanıklarıdır 1991 yılında Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından Kentsel SİT ilan edilen Altınoluk köyünde 36 adet yapı tescil edilmiştir Köyün önemli bir kısmını kapsayan Koruma amaçlı imar planı, 1994’ ten beri uygulamadadır

Bazı önemli konaklar (Abdullah Efendi Konağı vb) restore edilmiş olsada, genelde tescilli yapılar acil restorasyon beklemektedir Bunun yanısıra; koruma planı gereği yeni yapılaşmalar SİT koşullarına uygun oluşmaktadır Köyün hemen güney eteğinde ve SİT alanına dahil edilen, Altınoluk Antandros Amfi Tiyatrosu 1994 yılında yapımına başlanıp, 1997 yılında bitirilen çok önemli bir kültür ve sanat mekanıdır Ve sanki, kentsel SİT’ in tamamlayıcısı olmuştur
Tarihi Çeşmeli Konak




Coğrafyası
Altınoluk; Balıkesir ili, Edremit ilçesine bağlı bir beldedir Edremit-Çanakkale karayolu üzerinde, Edremit’ e 25 km mesafededir Kuzeyinde Kazdağları (İda), güneyinde Ege Denizi (Edremit Körfezi) yer alır Mitolijide, Truva-Dikili arasındaki Ege kıyılarına “Işıklar Sahili” denilmektedir Altınoluk; Işıklar sahilinin kıyısında, Efsanevi İda Dağını eteğinde, yemyeşil kutsal zeytin ağaçlarının-masmavi Ege’ ye sevdalıymışçasına aktığı bir güzellikler beldesidir İsviçre Alplerinden sonra dünyanın en yoğun oksijenini insanlığa sunan, 365 gün yeşil bir doğaya sahiptir Bin pınarlı Kaz Dağı’ ndan gelen kaynak suları, çeşmelerinden sağlıklı ve tertemiz akar Şahinderesi Kanyonu ile meşurdur

Bitki Örtüsü
Bitki yapısı olarak Avrupa-Sibirya bölgesiyle, Doğu Akdeniz bölgesinin tam sınırını oluşturan Kaz Dağları'nda doğal olarak her iki bölgenin bitkisel özelliklerinin harmanlanmasıyla yeni bitki türleri kendini göstermiş Bu nedenle bölgede 21 çeşit bitki türü var ki, Dünya'da sadece Kaz Dağları'nda yetişiyor 'Kesin olarak korunması gerekir' ibaresi ile kayıtlara geçen Kaz Dağı Göknarı, bu 21 çeşit bitki arasında en önemlisi Kaz Dağları'ndaki köylerde bu ağacın kozalakları çaya katılır Demlenen çaya özel bir aroma verir Aynı şekilde köylülerin Kaz Dağı adaçayı dedikleri 'Sideris trojana', Kaz Dağı çiğdemi, dağ lalesi, beyaz ve kırmızı şakayık Kaz Dağları'nda yetişen onlarca bitkiden birkaçı



Bölgede bulunan endemik, yani 'Yayılışı sınırlı olan tür' denilen bitki türleri üç grup altında sınıflandırılıyor Dünya'da sadece Kaz Dağları'nda yetişen endemik türler birinci grubu, Dünya'da sadece Türkiye'de aynı zamanda Kaz Dağları'nda yetişen türler ikinci grubu, endemik olmayan ancak Türkiye'de sadece bu bölgede yetişen türler ise üçüncü grubu oluşturuyor
Dünya Bankası, 'Türkiye'de Genetik Çeşitliliğin Yerinde Korunması Projesi' için 51 milyon dolar ayırmış Yedi yıl boyunca Kaz Dağları yedi bölgeye ayrılarak türleri saptanan bitkiler tek tek sınıflandırılmış Bu proje içinde 4 Bölge olarak ayrılan Kalkım'daki Koca Mezarlık denilen bölge ne yazık ki, bugün linyit kömürü çıkarmak adına kazılıyor Son yirmi yıl içerisinde zeytinlik alanların imara açılmasıyla yapılaşma dağın eteklerinden yukarılara doğru tırmanmaya başladı Ancak son dönemde zeytincilikten para kazanılmaya başlanmasıyla bu yapılaşma şimdilik hız kesmiş görünüyor İnsanların son zamanlarda doğaya dönüşü ve doğal olanı yerinde görme isteği, bölgenin korunabilmesine önemli katkılar sağladı Bu duygularla hareket eden insanlar, Kaz Dağları'nın orijinalliğini hâlâ koruyan Adatepe, Yeşilyurt gibi köylerine yerleşerek evlerini aslına sadık kalarak restore ettiler Böylece bu köyler betonlaşmanın etkilerinde kurtarılarak, bugün insanların zevkle ziyaret ettikleri yerler haline geldi





Ekonomi

Turizm - Balıkçılık - Zeytincilik




Başta Kazdağları ve Antandros kazıları olmak üzere sahip olduğu tarihi zenginliklerin yanında asırlık çınar ağaçları, bol oksijeni, güzel havası tertemiz denizi, kaynak suları ve güler yüzlü sıcak kanlı insanları ile son yıllarda bir turizm patlaması gerçekleştiren Altınoluk, otel ve motellerin dışında ev pansiyonculuğunu da geliştirerek bugün ki durumu ile Balıkesir’in 18 ilçesinin 8’inden nüfus, ekonomik, kültür ve coğrafik anlamda büyüktür

Turizm dışında belde ve köy sınırları içerisinde bulunan 450 bine yakın zeytin ağacının bulunması yöre ekonomisi için büyük önem taşımaktadır Çünkü bu zeytinliklerin ürünü belde halkının yanı sıra çevre il, ilçe ve köylerden gelen işçiler tarafından toplanıldığından yaz aylarında olduğu gibi kış aylarında da Altınoluk’ta canlı bir ekonomi yaşanmaktadır

Altınoluk, “oksijen çadırı” olarak nitelendirilen İsviçre Alpleri'nin ardından, oksijen yoğunluğu açısından dünyada ikinci sırada yer almaktadır Kaz Dağları'nın eteklerinde zeytin ve çam ağaçları ile iç içe bir alanda kurulu olan Altınoluk'un 30 km uzunluğundaki sahili boyunca, uluslararası Çevre Eğitim Vakfı'nın denetiminden geçerek mavi bayrak ödülü almış plajları bulunmakta
Türkiye’nin İlk Astım Hastanesi

Kazdağları'nın eteklerinde kurulu olan Altınoluk'ta yapımı biten ve birinci bölümü yakında açılacak olan Astım Hastanesi için, şimdiden dünyanın bir çok bölgesinden hasta ile bağlantı yapıldı 5 yıldızlı bir oteli andıran Türkiye'nin ilk astım hastanesinde dünyanın zengin astım ve geriatri hastaları tedavi görecek Hastane faaliyete geçmeden yabancı hastalarla rezervasyonlarını gerçekleştirmiş olan Kanada ve Almanya'daki işçi sendikaları ile dünyadaki sağlık sigortası şirketlerinin aylık 7-10 bin dolar karşılığında hastaneden yer ayırtmış olduğu konuşulmaktadır

Bu doğal şifa deposunu sağlık turizmine açmaya hazırlanan Altınoluk özellikle astım hastalarının tedavisinde umut olacak






Ulaşım


Edremit-Akçay otogarından yurdun çeşitli yörelerine otobüs ve minibüs ile ulaşım sağlanmaktadırAyrıca Edremit’ten yaklaşık 7 km uzaklıkta İzmir yolu kenarında Körfez Havaalanı’ndan İstanbul’a yaz aylarında uçakla ulaşım sağlanmaktadırHavaalanının uluslararası ulaşıma açılmasına çalışılmaktadırYaz sezonunda Akçay ve Altınoluk yörelerinde teknelerle çevrede deniz turları organize edilmektedir



Alıntı Yaparak Cevapla

Altınoluk (Balıkesir)

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Altınoluk (Balıkesir)



Altınoluk ve Çevresinde Gezilecek Yerler


Antandros



İda Dağı’nın (Kaz Dağı) güney eteğinde, Edremit Körfezi’nin kuzey kıyısında, Altınoluk sınırları içerisinde antik bir şehir olan Antandros için antik yazar Strabon, Antandros, üst kısmında Aleksandreia adı verilen bir dağa sahiptir ve bu tanrıçalar, Paris tarafından seçilmek için gelmişlerdir diyerek, Hera, Athena ve Aphrodite arasındaki güzellik yarışması mitosuna Antandros’un ev sahipliği yaptığını vurgulamıştır



Troas bölgesinde yer alan bu önemli kentin ilk kuruluş evresi hakkında antik kaynaklar farklı bilgiler vermektedir



Alkaios’a göre bir Leleg yerleşimi; Skepsisli Demetrios’a göre bir Kilikia kuruluşu; tarihin babası olarak kabul edilen Herodotos’a göre bir Pelasg yerleşmesi; Thukydides’e göre bir Aiol yerleşimidir



Stephanos Byzantios ise Antandros şehrinin, Edonis ve Kimmeris gibi yan adlara sahip olduğunu ve Antandros’un yüz yıl kadar Kimmerler tarafından işgal edildiğini öne sürer Antik kaynaklardan Virgilius’un günümüze kadar ulaşmış olan Aeneas kitabından elde edilen bilgilerden Antandros kentinin, gemi yapımında kullanılan kerestelerinin şöhretinin ünlü Troia Savaşı’na kadar eskiye gittiği görülür



İda Dağı’ndan elde edilen keresteler nedeniyle antik dönemde önemli bir tersane olan Antandros, bu özelliği ile tarih boyunca dikkatleri üzerine çekmiştir





Kaz Dağları Milli Parkı




Antik çağlardaki adı “İda” olan Kazdağları mitolojide üç büyük tanrıça arasında geçen ünlü güzellik yarışmasının yapıldığı yer olmanın yanı sıra aynı yarışmanın yargıcı ve Troia savaşının çıkmasına neden olan çoban Paris’in büyüdüğü yer olarak bilinir Paris, Troia Kralı Priamos’la karısı Hekabe’nin en küçük oğludur Annesi Hekabe, Paris’i doğurmadan önce bir düş görürDüşünde karnından çıkan bir alev Troia surlarını sarmakta ve alevler tüm kente yayılmaktadırFalcılar bu düşü yeni doğacak çocuğun kenti yıkıma sürükleyeceği şeklinde yorumlarlarBunun üzerine Kral Priamos, bebeği İda Dağına bırakırParis bu dağda ölüme terkedilmiştir

Ancak dişi bir ayı bebeği emzirir, bir süre sonra da bir çoban Paris’i bulur ve büyütür Paris büyüyüp yakışıklı bir delikanlı olunca bir gün bir düğün davetinde tanrıçalar arasında başlayan güzellik kavgası sonrası baş tanrı Zeus Paris’i hakan tayin eder Paris Aphrodit’i en güzel seçer ve altın elması O’na verir Daha sonraları Paris Sparta Kralı Menelaos’la evli güzel Helene’yi kaçırır ve böylece on yıl sürecek Troia Savaşı’nın başlamasına neden olur ve falcıların yorumladığı gibi Troia savaşlar sonunda yıkılır





Biga Yarımadası üzerinde Edremit Körfezinin kuzey kıyısını takiben doğu-batı yönünde 60-70 km uzanan Kazdağı, batıda Ege Denizi boyunca ve kuzeyde Marmara Denizine doğru, araya nehirleri ve vadileri alarak devam ediyor Karataş Tepesi 1774 metre ile Kazdağının zirvesini oluşturuyor Onu 1767 metre ile Babadağı Tepesi ve 1726 metre ile Sarıkız Tepesi izliyor Üçü de Türkmenlerin “Cılbak” olarak isimlendirdiği ağaçsız bir kütlenin üzerinde yer alıyor

21300 hektarlık bir alana yayılan milli park 17041993 tarihinde resmi gazetede ilan edilmiştir Kazdağı Milli Parkında rehberlerle birlikte ve Milli Parklar Mühendisliğinden izin alarak gezmeniz gerekiyor Resmi Seyahat Acentaları ile Kazdağına günlük tur ve geziler organize edilmektedir

Kazdağında araçla gidilebilecek güzergahlar:

Avcılar Köyü- Dereçatı Mevkii- Doyran Köyü Güzergahı
Mehmetalan Köyü- Yayla Tepe- Tozlu Mevkii- Türkmen Yaylası- Sarıkız- Tavşanoynağı- Tepe Dumanlı Mevkii- Gürlekçeşme- Çamlıbel Köyü Güzergahı

Araçla ve trekking (yürüyüş) ile gidilecek güzergahlar:

Mehmetalan Köyü-Yayla Tepe (Araçla)
Yayla Tepe- Ayı Deresi (Trekking)
Ayı Deresi- Mehmetalan Köyü (Araçla)

Trekking ile gidilebilecek güzergahlar:

Kavurmacılar Köyü- Cızlak Mevkii- İkizoluk- Sarıkız- Tavşanoynağı- Tepe Dumanlı Mevkii- Gürlekçeşme- Çamlıbel Köyü- Arıtaşı Köyü Zığındere Mevkii (Dönüş aynı güzergahtan)



Kamp Alanları
Yaylatepe- Gürlekçeşme- Kartalçimen- Sarıkız Tepesine 15-25 Ağustos tarihleri arasında yapacağınız gezide Kartalçimeni şölen alanında 10 gün boyunca yayla yapan Türkmen köylülerinin şenliklerini izleme olanağı bulursunuz Kazdağları Flora (bitki) ve Fauna (hayvan) türleri açısından çok zengindir Özellikle Kazdağlarında yetişen Kazdağı Göknar’ı en güzel örnektir Su kaynakları bol olan kazdağlarında sayısız çağlayanlar, büvet ve göletler bulunmaktadır Bu nedenle yazın kavurucu sıcaklarında bu mevkilerde yüzerek serinleme olanağı bulursunuz
Şahinderesi Kanyonu





Altınoluk'u dünyanın ikinci oksijen çadırına dönüştüren etkenlerin başında Kaz Dağları'nda yer olan Şahindere Kanyonu gelmektedir Beldede hava sirkülâsyonunu sağlayan kanyon, Kaz dağlarından çektiği çam kokulu oksijen yüklü havayı ovaya dağıtırken, denizden aldığı iyot kokusunu doğa çıkartarak bir çeşit baca görevi görmektedir Karşılıklı hava sirkülasyonunu sağlayan 27 kilometre uzunluğundaki kanyonun yüksekliği 600 metre Açık U şekilli aralığı 700 metre civarında Bu sebepledir ki; bugüne kadar üst değer birimi 21,00 olarak ölçülen havadaki oksijen oranı, Altınoluk'ta 20,9 olarak çıkmıştır Sahip olduğu bu çok özel havası nedeniyle Türkiye'nin ilk astım hastanesi, Kaz Dağları eteklerinde Altınoluk'ta tesis edilmiş ve pek yakında hizmete açılacaktır





Altınoluk'un sınırları içine dahil olduğu Edremit Körfez Bölgesi, havasıyla olduğu kadar kaplıca suları ile de sağlık turizminin gelişimine ev sahipliği yapmaktadır Dünyanın ilk güzellik yarışmasını yapıldığı Kaz Dağı'nda ilk güzellik kraliçesi seçilen Afrodit'in güzelliğini, yeri altından çıkan bu şifalı sularda hergün yaptığı banyolara borçlu olduğu söylenir






Hasanboğuldu


Kızılkeçili Çayı üzerinde bulunan Sütüven Çağlayanı’nın biraz ilerisinde doğal kayanın havuz haline dönüştüğü güzel bir piknik yeri Masa ve oturacak yerler bulunmakta




Hüzünlü Hasan Boğuldu Hikayesi:


Her Çarşamba, güzeller güzeli obalı Emine, Kazdağı'nın zirvelerine kurulu köyünde yetiştirdiği bal, peynir, süt gibi ürünlerini yaklaşık 5 saatlik bir inişten sonra ovaya kurulu Edremit Pazarı'na getirir ve satmak için sergi açar, geçimini sağlar Yine böyle bir Çarşamba günü, taptaze ürünlerinin başında beklerken, yakışıklı ova köylüsü, bıçkın delikanlı Hasan ile gözgöze gelir ve birbirlerine tutulurlar Hasan, Emine'ye her gelişinde sattığı sebze-meyvenin arasından karpuz ikramında bulunur Ancak pazarın kurulduğu gün görüşebildikleri böyle geçen hasret dolu haftalar sonunda sevdalarını evlilik ile tüllendirmeye karar verirler

Fakat Emine'nin ailesi, bu evlilik fikrinden pek de hoşnut olmazlar; zira Hasan ovalıdır, kızları ise obalı Ovalı Hasan'ın, kendi zor yörük obası hayat şartlarına dayanamayacağını düşünürler ve Hasan'ı bir imtihana tabi tutmaya karar verirler Hasan'ın Emine ile evlenebilmesi için kırk okkalık bir tuz çuvalını ovadan obaya kadar sırtında çıkarması gerekmektedir Emineyle ovadan sırtında tuz çuvalıyla yola koyulan Hasan'ın, yaklaşık 5-6 kilometrelik bu yolun sonlarına doğru, dizlerinin bağı çözülmeye başlamıştır, zira nazik yetişmiş bedeni bu yüke dayanamamaktadır Bu işi başaramayacağını anlayan Hasan, Emine'ye başka diyarlara kaçmayı orda evlenmeyi teklif eder, Emine bunu kabul etmez, devam etmesini ister O, erkeğinin başaracağına ve köye başları dik varacaklarına inanmıştır bir kere

Yalvarışlarına kulak asmayan Emine'nin arkasında çabalayan Hasan, terleyen sırtına nüfuz eden tuzun da yakıcı etkisiyle artık dayanamaz hale gelir ve gökbüvetin buz gibi sularına sesizce yuvarlanır ve boğulur Bunu farketmeden köye kadar çıkan Emine, arkasında Hasan'ın olmadığını görünce deliye döner ve Hasan'ı aramaya başlar, fakat bulamaz En sonunda Hasan'ın boğulduğu gölete gelince Hasan'a hediye etmiş olduğu yazmanın yüzmekte olduğunu görür Bu acıya dayanamayan Emine de yazma ile kendini göletin yanındaki ulu bir çınara asar O günden sonra dalları gölete uzanan bu çınara Emine Çınarı, gölete de Hasan Boğuldu Göleti denmeye başlanır


Sarıkız Tepesi

Kazdağı'nın en yüksek (1720 metre) tepelerinden biri Sarıkız Tepesi'dir Ve bu tepenin de bir hikayesi vardır:
Cılbak Baba, karısı vefat edince kızıyla Çanakkale'den Edremit'in bir dağ köyüne göç eder Çobanlık yapan Cılbak Baba, kızına da kazlara çobanlık yaptırır Beraberce dağlarda sürülerini gezdirerek geçimlerini sağlarlar

Günler böyle geçerken, gün gelir yaşlanan Baba hacca gitmeye karar verir Kızını köydeki bir aileye teslim eder ve seneler sürecek hac yolculuğuna çıkar Sarıkız geçen seneler sonunda büyür, serpilir, genç ve güzel bir kız olur Köyün tüm delikanlılarının gözü Sarıkız'ın üzerindedir, fakat Sarıkız hiçbirine yüz vermez Köyün gençlerinden kötü niyetli olanlar bu durumu çekemezler ve Sarıkız'a olmadık iftiralarda bulunurlar Bu sırada, Baba da hacdan döner, bu dedikoduları duyar ve inanır Cezalandırmak için Sarıkız'ı kazlarıyla beraber gider dağa bırakır Geceleri kimsenin kalmaya cesaret edemediği Kazdağları'nda Sarıkız'ın seneleri geçer İnsanlardan ve kötülüklerinden uzak yaşayan Sarıkız, bu tenhalarda ermiş makamına ulaşır

Seneler sonra kızının hasretine dayanamayan Cılbak Baba, kızını ilk terkettiği yere, Sarıkız Tepesi'ne çıkar Kızını bulur ve ona pişman olduğunu anlatır Namaz vakti gelince kızından su ister Sarıkız'ın getirdiği sudan abdest alan Cılbak Baba, suyun tuzlu olduğunu söyler ve sebebini sorar Sarıkız da, suyu yetiştirmek için aceleyle denizden getirdiğini söyler Su birden tatlı bir suya dönüşür Babası kızının erdiğini anlar, ağlar ve özür diler Sarıkız ise babasından temiz olduğunu gidip köylüye anlatmasını ister ve başka bir kelam edemeden orda ölür Pişmanlık ve acıyla dolan Cılbak Baba deliye döner ve hızla ordan uzaklaşmaya başlar fakat diğer tepeye vardığında takatı kesilir ve o da oracıkta ölür Köylü daha sonra baba-kızı iki ayrı tepede ölü olarak bulurlar ve her iki tepeye de türbelerini yaparlar O gün, bu gün; bu tepeler, Sarıkız Tepesi ve Cılbak Baba Tepesi olarak anılırlar



Zeus Altarı

Adatepe köyü taş evlerden oluşuyor Ancak burada yaşayanların neredeyse tamamı başka şehirlerden gelenler Bu nedenle köyün evleri iyi durumda ancak sokakları bomboş


Adatepe Köyü


Adatepe’nin girişindeki sarı bir tabela Zeus Altarı’nı işaret ediyor Yaklaşık on dakikalık keyifli bir yürüyüşle ulaşılan altarın manzarası büyüleyici Bir tarafta Edremit Körfezi, diğer tarafta Midilli Adası’yla Ege’nin mavisi adeta ayaklarınızın altına seriliyor Söylenceye göre Zeus, Truva savaşını buradan izlemiş Ancak manzarayı izlemekten savaşı izlemeye pek fırsat bulduğunu sanmıyorum






Alıntı Yaparak Cevapla

Altınoluk (Balıkesir)

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Altınoluk (Balıkesir)



Tahtakuşlar Köyü ve Kazdağı Türkmenleri

Oğuz boylarından biri olan 'Ağaç Eri'ler, 13 yüzyılda Moğol baskısından kaçarak Hazar Denizi'nin kuzeyine göç etmişler Önce Horasan'a, ardından Irak'a uzanan bu göç öyküsü, Toroslar'a kadar devam etmiş Tahta işlemedeki ustalıkları nedeniyle, onlara "Tahtacı Türkmenleri", kısaca "Tahtacılar" denmiş Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'u almayı kafasına koyduğu zaman, kullanacağı gemi ve kızakların kerestelerinin İda Dağı'ndaki ağaçlardan işlenmesini emretmiş İşin 'erbabları'nın Toroslar'da yaşadıkları anlaşılınca, Tahtacı Türkmenleri'ne yeni bir göç yolu gözükmüş Padişahın fermanı üzerine develerini yükleyip İda'nın yolunu tutan Tahtacılar, burada Midilli isyanlarını bastırmada da kullanılan 67 adet geminin yanı sıra, birçok ahşap malzeme de yapmışlar Fetih sonrasında yöreyi terk etmeyip, Türkmen geleneklerini sürdüren köyler kurmuşlar

Kaz Dağı'nın görkemli ağaçları büyük yangınlar geçirmeden önce, yörede av hayvanlarının bolluğu anlatılır 1860'larda yerleşik düzene geçen Türkmenler, bu yüzden kurdukları köylerden birine "Kuşlar Bayırı" demişler 1948'de, köyün adını, alın teri döktükleri ağaçlara ve geleneklerine saygıyla, "Tahtakuşlar" olarak değiştirmişler


Tahtakuşlar Etnografya Müzesi




Mitolojik İda Dağı’nın eteklerinde kurulu Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, Türkmenlerin kültür ve sanatını gözler önüne seren, Unesco ödüllü bir mekândır Akçay’dan 6 km sonra Çamlıbel yoluna girdiğinizde sol yol sizi Tahtakuşlar’a , sağ yol ise Çamlıbel’e ulaştırıyor Takiben 1-2 km sonra Tahtakuşlar Köyü’ne girdiğinizde Etnoğrafya Galerisi karşınıza çıkıyor

Alibey Kudar tarafından kurulan galeri, 1991 yılında açılan Türkiye’nin ilk özel etnografya müzesi ile aynı zamanda 1992 yılında açılan ve Türkiye’de ilk kez bir köyde kurulan sanat galerisi



Galeride, Orta Asya’dan Türkiye’ye göç eden Türk boylarının ilginç ve özgün kültür varlıkları, giyim, ev eşyaları, aletleri, halıları ve çadırları her türlü sanat yapıtları, yazmalar, kolyeler, nazarlıklar yıl boyunca sergileniyor Haftanın her günü açık olan müzede dünya'da sergilenen en büyük deri sırtlı deniz kaplumbağısını da görebilirsiniz Latince ismi 'Dermochhelys corıacea' olan kaplumbağa'nın boyu 197 cm, ağırlığı da 360 kg Bu kaplumbağa 1997 yılında Edremit Körfezi'nde ölü olarak bulunmuş, sonra da galeri sahipleri tarafından mumyalanmış






















Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.