Fark Etmez (Miş)

“Fark etmez” cevabından nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorum “Çay mı içersin, kahve mi?” “Fark etmez”

Hadi bunu anladık da, Çay mı gazoz mu? diyor adam, cevap yine aynı “Fark etmez” Nasıl fark etmez? Birisıcak, biri soğuk; nasıl fark etmez? Fark eder dostum, fark eder Nezaket gereği bazen, “fark etmez” demek gerekiyor

Diyebilirsin; ama bunun nezaketle falan hiç alakası yok Çünkü karşı taraf sana bir seçme şansı vermiş Ama sen kendinle ilgili bir konudaki seçme hakkını başkasına devrediyorsun Kabul etmiyorum Kendini başkalarının kararıyla yönetmeni kabul etmiyorum Basit bir şey gibi algılayabilirsin çay kahve meselesini Ama öyle değil işte Çünkü bu tavır belli bir zaman sonra yaşam tarzına dönüşüyor

İşini seçerken “Fark etmez, ne iş olsa yaparım” diyorsun Eşini seçerken “Fark etmez, eninde sonunda evleneceğiz, ha Ayşe olmuş, ha Fatma, ne fark eder?” Okul seçerken de aynı “Bir üniversite okuyalım da ha Uludağ olmuş, ha Marmara Ne fark eder?”
Söz konusu olan senin hayatınsa fark eder Bunun genel bir tavır olmasına izin vermemelisin Seçme şansın varsa seçeceksin
NOT: Erdal Demirkıran' ın Adam dediğin benim gibi olur kitabından kısa bir kesittir