Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
yoktun

Sen Yoktun...

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sen Yoktun...




SEN YOKTUN

Sen yoktun

Hz Âdem’deydi nurun

Önce cenneti,

Sonra yeryüzünü şereflendirdin

Âdem nuruna affedildi

Arafat bu affa şâhitti


Sen yoktun

Nuh’un gemisindeydi Nurun

Dalgalar yeryüzünü boğarken

Taprağın bağrındaki su

Gökyüzüyle buluşurken

Ve bu bir ilahi azap derken,

Allah nurunu taşıdı binbir sebeple

Tûfan, nurunu selamladı edeple


Sen yoktun

Hzİsmail’in alnındaydı Nurun

İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden

“Rabbimiz” dedi,

“Onlara kendi içlerinden


Senin ayetlerini okuyacak

Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,

Onları temizleyecek bir elçi gönder,

Amin dedi on sekiz bin âlem

Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak

Amin dedi İsmail

Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı

Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında


Sen yoktun

Hzİsa “Ahmed” diye muştuladı seni

Alemlerin efendisi diye sana seslendi

Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine

Çünkü bu âlemin reisi geliyor

Bekleyin Ahmed geliyor

Kainata rahmet geliyor

Havarilerin yüzünü okşayan,

Ölüleri dirilten bir nefes oldun

Ama sen yoktun


Sen yoktun Sultânım,

Hz Abdullah’ın alnındaydı Nurun

Başı eğik gezerdi mazlum

Kuteyle göklerden seni sorardı

Varaka seni arardı semada

Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler

Ağlayarak süslediler ölüme

Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler

Sen yokken,

Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek

Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi

Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi

En son çocuk atılırken çukura

Annesinin suretinde bir melek tuttu onu

Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi

Melekler süslüyordu hirâyı

Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,

Efendisine hazırlanıyordu mekke

Âlem Efendisine hazırlanıyordu

Kainatın gözü Hz Aminedeydi

Toprak yalvarıyordu rabbine,

Allahım gönder artık diyordu

Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada

Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,

Bir inişin vardı yer yüzüne

Önünde cebrail!

Ardında yalın kılıç melekler!

Bir inişin vardı yer yüzüne

Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de

Öksüzler annelerine sarıldı doya doya


Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini

Herşey sus pus olmuştu

Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!

Kainat bir isim duymak istiyordu

Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;

Muhammed!

Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini

Muhammed!

Melekler öptü o nurdan ellerini

Muhammed!

Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!

Sana o adı veren rahmana kurbanız


Artık sen vardın

Susuz topraklara rahmet indi seninle

Annenden sonra anne halime sevindi seninle

Yağmura mı ihtiyaç var?

Kaldır şehadet parmağını,

Yağmurları salsın Allah

Sonra tut ağacın yaprağını,

Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah

Yeterki sen iste,

Sen iste yarasulallah

Deki ben kimim?

Dağlar, taşlar dile gelsin,

Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,

Ente Rasulullah desin


Sen vardın

Bedir kârdı,

Uhut dardı

Hendek yârdı

Yiğitlerin vardı

Ölmek için yarışan yiğitler


Hele bir enesin vardı senin

Enes bin malik

Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,

Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu

Onlar da

“Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince

Enes kükremiş:

“ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?

Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti

Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü

Hem de ne şehit ey nebi!

Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi

Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu


Musab Bin Umeyr’in vardı senin

Uhut’ta sancağını taşıyan

Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki

Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi


Ebu hureyren vardı

Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı

Sen anlardın,

Ya Ebâhir gel! Derdin


Ve sen gittin

Bir gidişle gittin

Ardında hüznün kaldı

Hasretin kaldı göklerde

Bilal ezan okuyamaz oldu

Ne zaman teşebbüs etse

Muhammed rasulullah demeye

Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi


Sonra günler ay,

Aylar yıl oldu

Ve asırlar oldu

Sensizliğe açtık gözlerimizi

Ama sen bırakmazsın bizi

Sen varsın ey şehitlerin sultanı

Sen varsın!

Bir şehit bile ölmezken

Sana nasıl yok deriz

Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip

Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin

Ne anam var ne babam

Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden


Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!

Bırakma bizi ki; Allah;

Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor

Bırakma bizi!

Hayatı seninle öğretti Rahman

Kulluğu seninle tanıdık

Duayı senden öğrendik sevgili!

Hz Ömer umre için senden izin isteyince,

“Kardeşcik” dedin ona,

Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?

Bizler Ömer değiliz ama

Bütün dualarımız senin için


Ey Rabbimiz!

Rasulünü anışımızdan haberdar et!

O’na binler salat, binler selam!

Habibine Makam-ı Mahmut’u ver

O’na vesileyi lutfet

O’nu refik-i Âlâya yükselt

Bizi de affet

O’nun hatrına affet

Zatının hatrına Affet


Dursun Ali Erzincanlı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.