Uhud |
08-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
UhudGünlerden cuma Uhut'a gelenler var Medine yolu toz duman Uhut'a gelenler var Bir dağılsa da şu hava, Görsek Medine-i Münevvere'den Uhut'a gelenleri Bir görsek Allah Rasulü'nü Ve eroğlu erleri Bakın göründüler işte; Atının üzerinde evrenin efendisi! Cihanın gözbebeği! Uhut'un sevgilisi! Sağında ve solunda ashab-ı güzin Önündeyse iki üveyk yürüyor; Biri Sad bin Muaz, Diğeri Sad bin Übade Allah'ım bu ne edep Atlarının bile başı yerde Bakın şu iki gence! İkisi de onbeşinde Şu kısa boylu olanı Rafi' bin Hadic! Parmaklarının ucuna basıyor ki Boyu uzun görünsün! İyi ok attığı söylenince İzin veriyor efendimiz Diğer gençse Semüre bin Cündüp Ağlayarak peygamberinin yanına gidiyor Ya rasulallah! diyor, Rafi'ye izin verdiniz Bana niye izin yok? Ben rafi'yi güreşte yeniyorum Efendimiz tebessüm buyuruyorlar Ve bu iki ana kuzusuna güreş tutturuyorlar Semüre Rafi'yi yenince güreşte, Fahr-i kainat ona da izin veriyor Günlerden cumartesi Uhud'a gelenler var İşte Ayneyn Tepesi-Okçular Tepesi- Başlarında Abdullah bin Cübeyr Sultanı dinliyorlar Düşmanı yendiğimzi görsenizde Size haber vermedikçe, adam göndermedikçe Yerlerinizden ASLA ayrılmayın! Kuşların cesetlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi Ben size adam göndermedikçe Yerlerinizden asla ayrılmayın! İki ordu da hazır İki ordu da harp nizamında Ve Uhud'un kalp atışları dışında yeryüzü nefes bile almıyor! Sessizliği bozan Kureyş'in Sancaktarı'dır Söylediği her söz küfür kokulu Benimle çarpışmaya er meydanına kim çıkar! Bu bir meydan okumadır Cevapsa bir çift ayak sesi Gözler Uhud toprağında yürüyen bu ayaklarda Kime ait bu adımlar ki bastığı toprak 'ALLAH' diyor! Ve Esedullah namıyla Hz Ali(RA) yürüyor Birkaç saniye, bir tek hamle ALLAH'ın(CC) Arslanı dimdik ayakta Kureyş'in sancağı ise yerde Ardından bir başkası yükseltiyor sancağı Ama bilmiyor ki bu defa kim var Uhud meydanında Gökyüzünde yıldırımlar Yeryüzünde Hamza var Asıl şimdi başladı Uhud'un türküsü Tam üç katı düşmanla Peygamber(ASM) ordusu Göz göze ve diş dişe Uhud'da yiğitler var İşte: Ebu Lücane Kılıcın üzerinde bir yazı Korkaklıkta ar İlerlemekte şeref var! İşte: Musab bin Umeyr Zırhını giyinince Nasılda Peygamber'e(ASM) benziyor Ve döne döne savaşan Hz Hamza Ben Allah'ın(CC) Arslanı'yım diyor! Ebu Katade'ye bakın Bakın bir ok fırlıyor müşrik yayından Bir havayı yara yara geliyor Hedefte Rasulullah(ASM) var İşte: Ebu Katade Okun Fahr-i Kainat'a(ASM) doğru gittiğini görünce ALLAH'ı(CC) andı önce Ve uzattı başını! Ok Katade'nin gözüne saplandı Uhud'da yiğitler var Şirk ordusunu bozguna uğratan Ömer bin Hattab'a bakın Gözleri çakmak çakmak Ama telaş var yüzünde Hz Ömer'in(RA) Bu ne hal ey Ömer Düşman hüsran yaşarken Zafer kaznılmışken Bu ne hal ey koca Ömer! Niçin okçular tepesine bakıyorsun? Neler oluyor orda? Niye iniyor okçular Ayneyn Tepesi'nden? Allah Rasulü(ASM) haber vermeden niye iniyorlar? Ey Abdullah bin Cübeyr! Durdursana okçuları! Durun, Allah(CC) aşkına durun! Arkanızdan düşman geliyor, inmeyin yerinizden Sahabe sendeliyor inmeyin yerinizden Kainat yalvarıyor inmeyin! Sultanlar Sultanı'nı(ASM) incitecekler, inmeyin! Peygamber(ASM) ordusu iki ateş arasında Efendimizin(ASM) etrafında on beş sahabe Bakın, mübarek elleri Rasulullah'ın(ASM) Yüzüne kapanıyor! Kainatın affı için semaya kalkan eller Şimdi kan içinde! Yetiş Ey Ebu Ubeyde! Nur saçan yüz kan içinde! Zaman donuyor sanki, Ve dudaklarının arasından birşey düşüyor Kıpkırmızı bir yakut gibi Peygamberin(ASM) mübarek dişi! Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor Zaman donuyor sanki, Ve gökler yırtılıyor! Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor! Kimse Uhud'a ilişmesin Çünkü bir ses geliyor altı yerden! Muhammed'in(ASM) dişi yere düşmesin! Ve Cibril-i Emin yaratıldığı günden beri, En hızlı inişiyle iniyor! Çünkü altı yönden bir ses geliyor! Yere düşmesin Muhammed'in(ASM) dişi! Kara bulutlar çöktü Uhud'a! Bir ses ortalığı velveleye verdi: Muhammed(ASM) öldürüldü! Muhammed(ASM) öldürüldü! 'Eğer O(ASM) öldürüldüyse ben niye yaşıyorum! ' Diyen Enes bin Nad atıdı küfrün alevleri arasına! Artık yaşlı gözler Sevgili'yi(ASM) arıyor Kab bin Malik Hz sesi duyuldu: 'Rasuluh(ASM) yaşıyor, Allah(CC) 'ın Rasulü(ASM) yaşıyor, Onu(ASM) miğferinin arasından ışıl ışıl parlayan gözlerinden tanıdım Habibullah(ASM) yaşıyor Onu(ASM) şefkat dolu gözlerinden tanıdım' Ashab-ı Güzin'in sevincine bir bakın! Uhud'un sevincine bir bakın! HzHamza duydu ya bu yeter! Rasulullah(ASM) yaşıyor ya bu yeter! Yine daldı Hamza Kureyş'in dalgalarına! Ama savaşırken bir ara sendeledi Hamza Ve boşlukta bir mızrak belirdi Ey Hamza! Uhud'u her anışımızda kaç mü'min girmek ister mızrakla senin arana? Kaç mü'min keşke ben öleydim, keşke mızrak benim sineme saplansaydı der? Ama Şehidlerin Seyyidi sensin! Şehidlerin Efendisi sensin! Uhud'da şehidler var Şehidlerin Seyyidi Hamza var Uhud'da! Rasul-i Zişan'ın(ASM) gözlerinden boşalan yaş, Hamza'yı yıkar gibiydi! Fahr-i Kainat(ASM) hiç bu kadar elem duymamıştı! Hiç bu kadar üzülmemişti! Ve amcasına hiç böyle seslenmemişti: 'Ey Rasulullah'ın(ASM) amcası Hamza; Ey Allah(CC) 'ın ve Rasulü'nün(ASM) Arslanı Hamza; Ey hayırlar işleyen Hamza; Ey Rasulullah'a(ASM) koruyucu olan Hamza; Allah(CC) sana rahmet etsin! Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi; Sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım! ' Ve bir ayet yankılanıyor Ahzab dağında: (Bismillahirrahmanirrahim-Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla!) 'Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki, Onlar Allah(CC) 'a verdikleri sözde sadakat gösterdiler Onlardan bazıları şehid oluncaya kadar çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi Kimisi de şehid olmayı bekliyor Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler' Dursun Ali Erzincanlı |
|