|
|
Konu Araçları |
ceza, dikkat, düzenlenmesinde, edilecek, evrakinin, genel, genelge, hakkinda, hususlar, işleri, müdürlüğü, soruşturma, soruşturmalarin, tamamlanmasinda, yürütülmesi |
Soruşturmalarin Yürütülmesi, Soruşturma Evrakinin Düzenlenmesinde Ve Tamamlanmasinda Dikkat Edilecek Hususlar Hakkinda Genelge ( Ceza İşleri Genel Müdürlüğü) |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Soruşturmalarin Yürütülmesi, Soruşturma Evrakinin Düzenlenmesinde Ve Tamamlanmasinda Dikkat Edilecek Hususlar Hakkinda Genelge ( Ceza İşleri Genel Müdürlüğü)SORUŞTURMALARIN YÜRÜTÜLMESİ, SORUŞTURMA EVRAKININ DÜZENLENMESİNDE VE TAMAMLANMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR HAKKINDA GENELGE ( CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ) SORUŞTURMALARIN YÜRÜTÜLMESİ, SORUŞTURMA EVRAKININ DÜZENLENMESİNDE VE TAMAMLANMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR HAKKINDA GENELGE ( CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ) TC ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Sayı: B030CİG0000005/0100602/ 101/01/2006 Konu: Soruşturmaların yürütülmesi, soruşturma evrakının düzenlenmesinde ve tamamlanmasında dikkat edilecek hususlar GENELGE No : 2 Soruşturmaların yürütülmesi, soruşturma evrakının düzenlenmesi ve tamamlanmasında uygulamada bir kısım eksikliklere rastlanıldığı, bu cümleden olarak; -Bazen şikâyet dilekçelerinin, ilgili deftere kaydedilmeksizin kolluğa gönderildiği, bazen de kaydedilmekle birlikte zamanında kanunî gereğine başvurulmadığı, -Asıl yetki ve görevin Cumhuriyet savcılarında olması ve bir kısım kanunlarda da soruşturmaların bizzat Cumhuriyet savcıları tarafından yapılması öngörülmesine rağmen, Cumhuriyet savcıları tarafından yapılmayıp, kolluğa bırakılması sonucu; gecikmelere, gereksiz emek ve zaman israfına, delillerin zamanında ve usulüne göre toplanamaması sebebiyle bazı işlemlerin yeniden yapılmak zorunda kalındığı, ayrıca kolluğa tevdi edilen bazı evrakta açıklayıcı ve yol gösterici talimat verilmediği gibi âkıbetlerinin de sorulmadığı, -Evrakın eksiklikleri tamamlanmadan dava açılmaya veya kovuşturmaya yer olmadığı kararları verilmeye çalışıldığı, bu nedenle bir çok iddianamenin mahkemeler tarafından iade edilmesine, itiraz üzerine kovuşturmaya yer olmadığı kararlarının kaldırılmasına sebebiyet verildiği, -Sanığın lehine ve aleyhine olan delillerin toplanmasına özen gösterilmediği, -Soruşturma gereğince yazılan yazılara verilen cevap ve kâğıtların da asıl evrakına takılmasında gecikildiği, küçük bir gayretle tamamlanacak konularda işi uzatıcı yazışmalara girişildiği, -Derdest evrakın ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından sık sık kontrol edilmemesi ve bütün işlemlerin aynı zamanda yapılmaması sonucu neticelendirilmesinin geciktiği, adlî tatil, izin, rapor gibi sebeplerle ilgili Cumhuriyet savcısının görevde bulunmaması durumunda soruşturma evrakının öylece bekletildiği, -Bir kısım iddianame ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların yazılmasının zabıt kâtiplerine bırakıldığı, -Soruşturma evrakının düzenli bir şekilde tutulmayıp, kâğıtların belli bir sıraya uyulmaksızın gelişigüzel birbirine iğnelendiği, bu yüzden kopmalar ve parçalanmalar meydana geldiği gibi, bir evraka ait parçaların başka bir evrakın içine girdiği, bazı evrakın da istenildiğinde bulunamadığı, Tespit edilmiştir 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre duruşmanın ara verilmeksizin yapılıp bitirilmesi ilkesi benimsenmiş olmasına rağmen, yapılan eksik soruşturmaların, yargılamanın uzamasına sebebiyet verebileceği gibi, adil yargılanma hakkının ihlâl edildiği ileri sürülerek, ülkemiz aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde çeşitli davaların açılmasına ve uluslararası alanda haksız eleştirilere maruz kalmasına ve tazminat ödenmesi sonucunu doğurabilecektir Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın; 36'ncı maddesinde; "Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz" 141'inci maddesinin son fıkrasında; "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir" Hükümleri yer almaktadır Öte yandan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinin birinci bendinin birinci cümlesinde; "Herkes, gerek medenî hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezaî alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir" denilmektedir Ayrıca, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun; 160'ıncı maddesinde; "(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar (2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür" 161'inci maddesinde; "(1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir Cumhuriyet savcısı, adlî görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister (2) Adlî kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür (3) Cumhuriyet savcısı, adlî kolluk görevlilerine emirleri yazılı; acele hâllerde, sözlü olarak verir Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir (4) Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle yükümlüdür (5) Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır Vali ve kaymakamlar hakkında 2121999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri, en üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü uygulanır [/b][/b](6) Ağır cezayı gerektiren suçüstü hâllerinde, bu Kanunun hükümleri uygulanmak koşuluyla, vali ve kaymakamların kişisel suçlarından dolayı haklarında genel hükümlere göre soruşturma yapılması kaymakamların mensup oldukları il ve valilerin bulundukları ile en yakın il Cumhuriyet başsavcısına aittir Bu suçlarda kovuşturma yapmaya, soruşturmanın yapıldığı yerin görevli mahkemesi yetkilidir" 332'nci maddesinde; "(1) Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir (2) Bilgi istenen yazıda yukarıdaki fıkra hükmü ile buna aykırı hareket etmenin Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesine aykırılık oluşturabileceği yazılır Bu durumda haklarında kamu davasının açılması, izin veya karar alınmasına bağlı bulunan kişiler hakkında, yasama dokunulmazlığı saklı kalmak üzere, doğrudan soruşturma yapılır" Hükümlerine yer verilmiştir Diğer taraftan; 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'un 3'üncü maddesi, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 82 ve 93'üncü maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58'inci maddesi, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 154'üncü maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 161'inci maddesinin beş ve altıncı fıkrası ile 251'inci maddesinin birinci fıkrası, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 15'inci maddesi, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 19'uncu maddesi ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun Ek 9/B maddesi, 2803 sayılı Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 15'inci maddesinin (e) bendi, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 49'uncu maddesi ile 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 53'üncü maddesinin (c) bendinin yedi numaralı alt bendinde belirtildiği gibi bazı kanunlardaki suçlarla ilgili soruşturmalarda özel düzenlemeler yer almaktadır Kanunlarımıza göre suç teşkil eden olaylar sebebiyle adlî merciler tarafından soruşturmaların sür'atle ve etkili bir şekilde yapılması, tespit olunan şüphelilerin delilleriyle birlikte bağımsız mahkemeler önüne çıkarılması ve yapılacak kovuşturmalar sonunda ceza adaletinin sür'atle ve isabetle gerçekleştirilmesi, suç işleme eğiliminde bulunanlar üzerinde meydana getireceği caydırıcılık etkisi sebebiyle büyük önem taşımaktadır Bu itibarla; Cumhuriyet savcılarının görevlerine tam bir fedakârlık ve titizlikle eğilmeleri, mesai saatlerinin tümünü aslî görevlerine hasretmeleri, soruşturma evresinde ve soruşturmaların yürütülmesinde; 1-Cumhuriyet başsavcıları tarafından, kanunlarla Cumhuriyet savcılarına verilmiş olan görevlerin aksatılmadan yürütülebilmesini sağlayacak şekilde iş bölümünün yapılması, bu iş bölümünde; nöbet hizmetlerinin ayrıntılı olarak düzenlenmesi ile nöbetçi Cumhuriyet savcısının görevlerinin belirlenmesi, görevlendirilen nöbetçi Cumhuriyet savcısına herhangi bir şekilde ulaşılamaması durumunda da hizmetin yürütülmesinde bir aksaklık olmaması bakımından, nöbetçi Cumhuriyet savcısının görevlerini yürütmek üzere başka bir Cumhuriyet savcısının belirlenmesi ve iş bölümü cetvelinin mahsus kartonunda muhafaza edilmesi, yapılan iş bölümüne göre, hangi tarihlerde hangi Cumhuriyet savcısı, zabıt kâtibi veya diğer görevlilerin vazifelendirildiği, nöbetçi Cumhuriyet savcılarının ad, soyadları, ev adresleri, ev, iş ve cep telefonlarının kolluk birimlerine zamanında bildirilmesihususları ve diğer konularda adlî kolluk amir ve memurlarıyla gerekli koordinasyonun kurulması; soruşturmaların hukuka uygun bir şekilde yürütülebilmesinin sağlanması, adlî kolluk amir ve memurlarının Cumhuriyet savcısına zamanında ulaşabilmesi için gerekli tedbirlerin alınarak bu konuda hiçbir yakınmaya sebebiyet verilmemesi, 2-Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adlî Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik hükümleri dikkate alınmak suretiyle, defter ve kartonların usulüne uygun şekilde tutulması ve kayıtların zamanında ve doğru olarak kapatılması, kalem hizmetlerinin sıhhatli bir biçimde yürütülmesi, soruşturmaların başından itibaren titizlikle ele alınması, Cumhuriyet savcılarının kalem görevlileri üzerindeki denetim yetkilerini özenle kullanması, 3-Herhangi bir şekilde intikal eden suç ihbar veya şikâyetlerinin zaman geçirilmeksizin soruşturma defterine kaydedilerek, hemen gereğine başvurulması, bu konuda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160'ıncı maddesinde yer alan hükümlerin göz ardı edilmemesi, kolluğa kayıtsız evrak gönderilmemesi, şikâyet dilekçelerinin havale veya üst yazı ile elden kolluğa gönderilmesi hâlinde bir suretinin mutlaka alınıp, ileride muhtemel bir kaybolmaya karşı dairede saklanması ve soruşturmanın dairede kalan nüshası üzerinden takip edilmesi, 4-Kolluk tarafından yapılması istenilen soruşturmaların sonuçlarının uygun zaman aralıklarıyla sorulması, özellikle geçmiş yıllara ait soruşturma evrakının kollukta bırakılmaması, tamamlanarak gelen evrakta herhangi bir eksiklik tespit edilmesi durumunda, soruşturma evrakının bütünü ile kolluğa geri gönderilmeyip, yapılan inceleme sonunda görülen eksikliklerin ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat giderilmesi ya da evrakın ilgisi de belirtilmek suretiyle -lüzum görülmesi hâlinde soruşturma evrakının ilgili kısmının fotokopisinin de eklenerek- hangi konuda eksikliklerin bulunduğu ve nasıl ikmal edileceği hususunda yazılacak bir müzekkere ile tamamlattırılması, 5-Soruşturma evrakının; yıllara göre dökümü yapılıp, kayıtlarla sık sık karşılaştırılarak, herhangi bir kayıp veya eksikliğe ve işlemsiz bırakılmasına sebebiyet verilmemesi, 6-Özellikle, yıllanmış ve çıkmaza girmiş eski soruşturma evrakının henüz zamanaşımına uğramadan mutlaka bir muktezaya bağlanarak sonuçlandırılmasına özel gayret sarf edilmesi ve zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında hatadan kaçınılması, bütün gayretlere rağmen zamanaşımına uğrayan evrakın elde tutulmayıp sonuca bağlanması, 7-Takip edilen soruşturma evrakının, ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından sık sık elden ve gözden geçirilip, sadece üstündeki müzekkereye cevap gelmiş olup olmadığı ile yetinilmeyerek, içeriği itibariyle eksik kalmış hususların tespit edilmesi suretiyle bu eksikliklerin tamamlanması, gerekli ise ikmali için kolluğa yazı yazılması, yazılan müzekkereler üzerinden belli süreler geçtiğinde tekit edilmesi, evrak olgunlaşmış ve bazı müzekkere cevaplarının beklenmesine gerek kalmamış ise, bunlardan sarfınazar edilerek muktezaya bağlanması, böylece her Cumhuriyet savcısının elindeki soruşturmaları tamamlamaya ve azaltmaya çalışması, 8-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332'nci maddesi hükmü gereğince; suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından ilgili yerlerden istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesinin zorunlu olduğu, bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesinin imkânsız olması durumunda ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceğinin on günlük süre içinde bildirilmesinin, aksi takdirde bunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257'nci maddesine aykırılık oluşturabileceği ve bu durumda ilgililer hakkında yasama dokunulmazlığı saklı kalmak üzere, izin ve karar alınmasına gerek dahi olmaksızın soruşturma yapılarak kamu davası açılacağının yazı içeriğinde bildirilmesi, 9-Adliye içinde elden takip edilebilecek konularda uzun yazışmalara gidilmemesi, 10-Kolluğun görevini yerine getirdiği sırada tereddüt ettiği hususlarda ne şekilde hareket edileceğine dair sürekli öğretici, açıklayıcı ve yol gösterici olunması, hatta bu hususların yazılı olarak ilgililere gönderilmesi, 11-İnsan haklarına saygılı olarak maddî gerçeğin araştırılması ile adil bir yargılamanın yapılmasının sağlanabilmesi için, şüphelinin aleyhine olduğu kadar lehine olan delillerin de dikkatle toplanması, bu cümleden olarak; hukuken önem ifade eden konuların araştırılması ve is********* belgelerin ya da onaylı suretlerinin evraka eklenmesi, hasar ve değer tespitlerinin ve işin özelliğine göre diğer tespit ve araştırmaların yapılması, evrakın mahkeme önüne tam bir şekilde gitmesi için bütün gayretin sarf edilmesi, 12-Davanın özüne ilişkin olan tüm raporların zamanında temini ve gecikilmesi hâlinde kaybolacak bulguların titizlikle tespiti yoluna gidilmesi, yaralamalı olaylarda yaralanan kişilerin geçici raporları ile yetinilmeyip, ön ödeme, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinden veya iddianame düzenlenmesi işlemlerinden önce kat'î raporlarının usul ve kanun hükümleri dairesinde temin edilmesi, bu raporların; tam ve gerekçeli olmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86, 87 ve 89'uncu maddelerinde belirtilen hususlara yer verilip verilmediğine dikkat edilmesi, 13-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 75'inci maddesinin tatbiki gereken hâllerde, öncelikle eylemin bu kapsamda olup olmadığının, daha sonra fiilin gerektirdiği ceza miktarının suç cinsi ve suç tarihi nazara alınarak belirlenmesi, hesaplama sırasında azamî özenin gösterilerek fazlalık ya da eksikliklere yol açılmaması, belirlenen usule riayet konusunda titizlik gösterilmesi, eylemin, bu maddenin uygulanmasını gerektirdiği, soruşturma evresinde belirlenmişse, bu aşamada çözümlenmesi, 14-Özel kanunlarda yer alan ve özel yargılama usullerine tâbi olan suç ve suçlarla ilgili (5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'un 3'üncü maddesi, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 82 ve 93'üncü maddesi, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58'inci maddesi, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 154'üncü maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 161'inci maddesinin beş ve altıncı fıkrası ile 251'inci maddesinin birinci fıkrası, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 15'inci maddesi, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 19'uncu maddesi ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun Ek 9/B maddesi, 2803 sayılı Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 15'inci maddesinin (e) bendi, Sermaye Piyasası Kanunu'nun 49'uncu maddesi ile 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 53'üncü maddesinin (c) bendinin yedi numaralı alt bendi vs ) olarak kanunlarında gösterilen prosedüre uyulmasına azamî dikkat gösterilmesi, kamu davalarının temelini oluşturan soruşturmaların usulüne uygun bir şekilde, etkili, verimli ve eksiksiz yapılmasının sağlanması, ülkemizin uluslararası alanda haksız eleştirilere maruz kalmasının önlenebilmesi için, başta ağır cezalık suçlar olmak üzere, özel kanunlarda soruşturmanın bizzat Cumhuriyet savcıları tarafından yapılmasını öngören suçlar ile zorunluluk bulunmadığı takdirde önemli olaylara ilişkin diğer soruşturmaların da kolluk görevlilerine bırakılmayarak bizzat Cumhuriyet savcıları tarafından yapılması, 15-Kamuoyunda yanlış yorumlamalara ve yakınmalara sebebiyet verilmesinin önüne geçilmesi bakımından, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan, Yüksek Yargı Organı Başkanları ve Başsavcıları, Genelkurmay Başkanı, Bakanlar, Milletvekilleri, Kuvvet Komutanları gibi Devletin üst düzey görevlerinde hizmette bulunmuş veya hâlen hizmette bulunan kişiler hakkındaki soruşturmaların kolluğa bırakılmaksızın bizzat Cumhuriyet başsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet başsavcıvekilleri tarafından yürütülmesi, 16-Cumhuriyet başsavcılarının, merkez ve mülhakatındaki olayları ve soruşturmaları titizlikle takip etmeleri, mevzuat ya da teamül gereği bizzat yürütmeleri gereken soruşturmaları diğer Cumhuriyet savcılarına bırakmamaları, Bakanlığa bildirilmesi gereken hususları takip ederek, gereğini zamanında yerine getirmeleri, 17-Hâkimler ve Cumhuriyet savcıları, en üst dereceli kolluk amirleri ve avukatlar hakkında Bakanlığın iznine tâbi suçlarla ilgili soruşturmalarda, izin işleminden önce evrakın soruşturma defterine kaydedilmeden Bakanlık Muhabere Defteri kayıtlarından yürütülmesi, ancak prosedürün tamamlanmasından sonra soruşturma defteri kaydına alınması, bu şekilde izin verilmemesi durumunda kayıtlarının açık kalması suretiyle karışıklıklar doğmasının ve gereksiz yazışmalara girilmesinin önlenmesi, 18-Yargıya hız kazandırmak amacıyla soruşturma evrakının birleştirilmesi ve ayrılması işlemlerinde gerekli hassasiyetin gösterilerek, ayırma ve birleştirme kararlarında yapılan işlemin hukukî gerekliliğinin ortaya konulması, bu yolla evrakın sürüncemede bırakılmaması, 19-Soruşturma evrakındaki kâğıt ve belgelerin derli toplu, belli bir sıra dahilinde dizilip, muhafaza edilmesi, dağınık şekilde bırakılmasından kaçınılması, evrakın kolaylıkla incelenebilmesi için kâğıtların tarih ve tür (dilekçeler, ifadeler, raporlar, zabıtlar, belgeler, fezlekeler, vs şeklinde) sırasına göre dosyalanması, bir soruşturma evrakında esasa müessir olmayan basit yazışma kâğıtları ile fazla nüshalar çok sayıda ise, bunların bir zarfa doldurulup, esasa müessir kâğıtların altına bağlanması ya da takılması, 20-Soruşturma evrakı arasında yer alan kıymetli evrak ya da suç konusu teşkil eden belgelerin evrak arasında bırakılmayıp, Suç Eşyası Yönetmeliği hükümleri uyarınca derhal makbuz düzenlenmesi suretiyle emanet memurluğuna tevdiî gereğine uyulması, böylece kaybolma ya da tahrifat gibi iddiaların önüne geçilmesi, Aynı Yönetmelikteki suç eşyası tanımı nazara alınarak bu kapsamda yer alanların mutlaka emanette muhafazasına özen gösterilmesi, ayrıca buna ilişkin davaların takibi ile sonucuna göre bu nev'i eşyanın tasfiyesi hükümlerinin yerine getirilmesi, tanıma göre suç eşyasından sayılmayanların emanete alınmaması, 21-Derdest soruşturmalara gelen cevabî yazıların sağda solda bırakılmayıp, evrakına güzelce eklenmesi, bunların yanlış evrakın içine girmemesi ya da evrakın parçalanmamasına özen gösterilmesi, 22-Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlanan evrakla ilgili itiraz işlemlerinin ve sonuçlarının muhakkak evrakına eklenerek, itiraz sonucu yeniden ele alınması gerekenlerin işlemsiz kalmamasına dikkat edilmesi, 23-Gözaltı süresinin çok iyi değerlendirilmesi, gözaltının şahsı cezalandırmak veya ikrarını elde etmek için değil, gerekli delilleri bulmak ve karartılmasını önlemek amacına yönelik olduğunun hatırdan uzak tutulmaması, 24-Şüphelinin tutuklu olması hâlinde;soruşturma evrakına ilişkin dosyanın üzerine dikkat çekici bir şekilde kırmızı kalemle "TUTUKLU-İŞ" ibaresinin yazılması, sür'atle soruşturmanın tamamlanmasına gayret edilmesi, lehe ve aleyhe olan tüm deliller hemen toplanıp evrak tekemmül ettirildikten sonra iddianamenin düzenlenmesi, iddianamenin sağ üst köşesine "TUTUKLU-İŞ" ibaresinin yazılması, kişi özgürlüğü söz konusu olduğundan, soruşturmalarda tutuklu işlere öncelikle bakılması ve kanunî sürelere titizlikle uyulması, tutukluluk hâlinin devam edip etmeyeceği hususunda gerekli incelemelerin de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 108'inci maddesi hükmü göz önünde bulundurulmak suretiyle kanunî süreler içinde gerçekleştirilmesi sağlanarak, mağduriyetlere yol açılmaması, 25-Soruşturma evrakında yer alan dilekçe kapsamından uyuşmazlığın hukukî nitelik arz ettiği açıkça belli olan hususlarda gereksiz soruşturmaya girilmeden, belirlenen duruma göre evrakın muktezaya bağlanması, emek ve zaman kaybına sebep olunmaması, 26-İddianame ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların yazılmasının zabıt kâtiplerine bırakılmayıp, bizzat yazdırılması ya da taslağının hazırlanarak kaleme gönderilmesi, ceza davalarında mahkeme, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225'inci maddesi gereğince önüne getirilen konu ve kişi ile sınırlı olarak yargılama yapabileceğinden, iddianamelerde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170'inci maddesinde öngörüldüğü şekilde; şüphelinin kimliği, müdafii, maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği, mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi, açıklanmasında sakınca bulunmaması hâlinde ihbarda bulunan kişinin kimliği, şikâyette bulunan kişinin kimliği, şikâyetin yapıldığı tarih, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, suçun delilleri, şüphelinin tutuklu olup olmadığı, tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların sürelerinin gösterilmesi ve yüklenen suçu oluşturan olayların, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklaması ve iddianamenin sonuç kısmında da; şüphelinin aleyhindeki hususların yanında lehine olan hususlara yer verilmesi, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek güvenlik tedbirlerinin açıkça belirtilmesi ve iddianamenin, 5271 sayılı Kanun'un 170'inci maddesinde belirtilen hususları içermemesi sebebiyle iadesine sebebiyet verilmemesi, 27-Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlarda, olayın ve isnadın anlatılması ve hangi sebeple bu sonuca ulaşıldığının gerekçeleriyle belirtilmesi, kararın kimlere tebliğ edileceği, hangi dairelere gönderileceği ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40'ıncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince de bu işlemle ilgili olarak hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağı ile süresinin karar metninin sonunda mutlaka gösterilmesi, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın mutlaka tebliğ edilmesi ve tebligat sonucunun takip olunması, İsnat edilen suçla ilgili eksiklikler giderilmeksizin ve ileri sürülen iddiaların tamamı karşılanmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmemesi, 28-Kovuşturmaya yer olmadığı şeklindeki kararların ilgili mercilerce istenmesi hâlinde, karara itiraz edilip edilmediği, edilmişse sonucunun kararın altına şerh edilmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 173'üncü maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen hâl dışında her zaman yeniden ele alınabilecek nitelikteki bu kararlar için kesinleşme ifadesinin kullanılmasından kaçınılması, 29-Memurlar hakkında yazılan iddianame ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 131'inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince bu personelin bağlı olduğu Bakanlık veya kurum veya kuruluşa gönderilmesi, 30-Birden çok kişi hakkındaki şikâyeti kapsayan soruşturmalarda sadece asıl fail ya da adı en önde bulunan kişi hakkında iddianame veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar düzenlemekle yetinilmeyip, evrak arasında adı geçen ve kendilerine herhangi bir suç veya suça iştirak isnat edilen her şahıs hakkında kanunî gereğinin yapılması ve gerektiğinde müştekiye tebliğ olunması, bu gibi durumlarda iddianameyle birlikte ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hâlinde bunun iddianamenin altında ekler bölümünde açıkça belirtilerek evrakına eklenmesi, 31-Suçun nitelendirilmesine özen gösterilerek, yetkili ve görevli olmayan mahkemelere dava açılması yönünde iddianame düzenlenmesinden kaçınılması, evrakın lüzumsuz gidiş gelişinin önlenmesi için yetki ve görev hususuna azamî dikkatin gösterilmesi, 32-Aynı fail hakkında birden çok tutuklama müzekkeresi varsa bunların sırasıyla ilgili olduğu suç ve tarihlerinin; birden çok faile ait tutuklama müzekkerelerinin de suçu ve kime ait olduğu hususlarının yapılacak dökümle iddianamede gösterilmesi, 33-İddianame ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlarda karar numaralarının sırasının atlamayıp kartonundan teselsül ettirilmesi ve Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adlî Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'te belirtildiği gibi imzalı ve mühürlü olarak muhafazalarına özen gösterilmesi ve bu hususun zaman zaman kontrol edilmesi ya da ettirilmesi, 34-Soruşturma evresi sonunda bir kısım şüpheliler hakkında iddianame ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla muktezaya bağlanıpta bir kısım suç faillerinin tespit edilemediği hâllerde, defter kayıtlarının kapatılmasından önce faili meçhul kalan hususların eski kayıt üzerinden takip edilmeyip, Yönetmeliğin 26'ncı maddesine uygun şekilde ayrılarak takibi, yine mahkemelerce asıl failin araştırılması için evrakın iade edilmesi hâlinde de evrakın soruşturma defterine yeniden kaydının yapılması suretiyle işlemlerin sürdürülmesi, böylece evrakın işlemsiz kalmamasının sağlanması, 35-Soruşturma veya kovuşturmanın bitmesinden sonra ilgilisine iade edilecek belgelerin imha edilmemesi, bu konuda Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adlî Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 84'üncü maddesi hükümlerine göre işlem yapılması, 36-Resmî daireler ya da memurlar tarafından bildirilen ve kamu adına soruşturma yapılması gereken suçlara ilişkin ihbarlarda, suç ve suça konu olay ayrıntılı bir şekilde bildirilmiş olmasına rağmen ayrıca suçu ihbar eden sıfatıyla ihbarı yapanların ifadelerine müracaat edilmemesi, ancak kamu davasının açılmasına yer olup olmadığının tespiti bakımından aydınlatılması gereken önemli hususların bulunması durumunda ifadelerine başvurulması, 37-Cumhuriyet başsavcılıklarının yargı çevresi dışında yapılması gereken soruşturma işlemlerinde; istinabe konusu olayın yeterince açıklanmasından sonra, yapılması istenilen hususların ayrıntılı ve açık bir şekilde yazılması, gerekli görülen evrakın bir suretinin eklenmesi ile yetinilerek aslının tümüyle gönderilmesi yoluna gidilmemesi, şüphelinin tutuklu bulunması durumunda bu hususun ayrıca belirtilmesi ile ihtiyaç olduğunda başvurulmak üzere, Cumhuriyet başsavcılığının telefon ve faks numarasının belirtilmesi, Özetle, vatandaşların hak ve hukuklarının etkin şekilde korunabilmesi, adlî soruşturmaların gecikmesiz ve eksiksiz şekilde ifası, delillerin tam ve doğru olarak toplanması, soruşturma evrakının; muntazam ve noksansız bir şekilde hazırlanarak mahkemelere sunulması, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 190'ıncı maddesinin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde yargılamaların ara verilmeksizin sür'atli bir şekilde tamamlanabilmesinin sağlanması, Konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim Cemil ÇİÇEK Bakan Kaynak: mevzuatadaletgovtr |
|