Ebü'l-Abbâs Müstegânimî |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ebü'l-Abbâs MüstegânimîEBÜ'L-ABBÂS MÜSTEGÂNİMÎ Cezâyir'de yetişen büyük velîlerden İsmi Ahmed bin Mustafa, künyesi Ebü'l-Abbâs, nisbesi Alevî'dir 1874 (H1291) senesi Müstegânim şehrinde doğdu 1934 (H1353) senesi, doğum yeri olan Müstegânim şehrinde vefât etti Ebü'l-Abbâs, iyi bir âile terbiyesi gördü Sâlih bir zât olan babası Mustafa Efendinin terbiye ve himâyesinde yetişti İlim ve edeb öğrendi Annesi de sâlihâ bir hanım idi Hâmile iken rüyâsında Peygamber efendimizi görmekle şereflenmiş ve Peygamber efendimizin müjdesine kavuşmuştu FâtımaHanım anlatır: "Bir gece rüyâmda âlemlerin efendisi olan Peygamber efendimizi görmekle şereflendim Mübârek ellerinde bir demet nergis çiçeği vardı Tebessüm ederek çiçek demetini bana attılar Ben de onu büyük bir hayâ ve edep içerisinde yakaladım ve uyandım Büyük bir sevinç içerisinde rüyâmı zevcime, kocama anlattım O da buna çok sevinip; "Bu rüyân, Allahü teâlânın bizlere sâlih bir erkek evlâd ihsân edeceğine alâmettir" diye tâbir etti Yedi ay sonra bir oğlum dünyâya geldi Allahü teâlâ bizi, rüyâmdaki müjdeye kavuşturmuştu" Ebü'l-Abbâs Ahmed, küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi ezberledi Müstegânim'deki ilim sâhibi zâtlardan istifâde için derslerine iştirâk etti Evliyânın önde gelenlerinden Şeyh Muhammed Bûzidî'nin sohbetlerinde kemâle gelip, olgunlaştı O hocasıyla olan görüşmesini şöyle anlatır: "Bir gün dükkanımıza Şeyh Muhammed Bûzidî hazretleri gelmişti Bir ara bana; "Senin yılanlardan korkmadığını duydum Eline alıp onları tutarmışsın" dedi Ben de; "Evet efendim doğrudur" dedim Yine o; "Pekâlâ! Şimdi bir yılan bul getir de huzûrumuzda ona dokun görelim" dedi Ben de; "Kolay" dedim ve oradan ayrıldım Şehir dışında bir yerden küçük bir yılan yakalayıp önüne koydum Elimde onu evirip çevirmeye başladım Muhammed Bûzidî dikkatle benim hareketlerime bakıyordu Sonra bana; "Pekâlâ bundan büyüğünü getirebilir misin?" dedi Ben de; "Büyüğü küçüğü benim için birdir" dedim O zaman bana; "Ben sana büyük bir yılan söylesem acaba onu tutabilir, onunla başa çıkabilir misin? Onu tutup, zararından korunabilirsen, sana gerçekten hakîm derim" dedi Ben hayretler içinde; "O nerede?" dedim Bunun üzerine; "O, senin nefsindir Onun zehrinin şiddeti yılanın zehrinden daha çoktur İşte bu yılanı tutarsan, onu hâkimiyetin altına alırsan, sen o zaman yetişmiş sayılırsın" dedi ve şöyle ilâve etti: "Evlâdım şimdi âdetin olan şeyleri bu söylediğim şey için yap Şayet yapabilirsen" buyurdu Sonra oradan ayrıldım Nefsi ve nefs yılanının zehrinden daha şiddetli olan zehrin ne olduğunu düşünüyordum Daha sonra gidip Şeyh Muhammed Bûzidî'ye talebe oldum Onun yardımıyla yılandan daha zararlı ve şiddetli zehiri olan nefsimin kötülüklerinden korundum Riyâzet, nefsimin istediği şeyleri yapmamakla onu ıslah etmeye çalıştım" Ebü'l-Abbâs Müstegânimî hocasının terbiyesi altında yetişti Vefâtından sonra yerine geçti Tunus, Trablus, Hicaz, Şam, İstanbul gibi birçok yerleri dolaştı Gittiği yerlerdeki ilim sâhipleriyle sohbetlerde bulundu Dönüşünde Müstegânim ve başka yerlerde birçok dergâh inşâ etti Çok talebe yetiştirdi Aleviyye adı verilen tasavvuftaki yolu her yere yayıldı Kerâmetleri görüldü Çok ibâdet ederdi Uzun boylu ve çok heybetli idi Allah için sever, Allah için düşmanlık ederdi Hilmi, yumuşaklığı çoktu İyiyi emreder kötülükten sakındırırdı Şeyh Muhammed bin Habîb el-Bûzidî vefâtı ânında yerine açıkça kimin geçeceğini bildirmedi Lâkin talebelerinin ve sevdiklerinin gördükleri sâlih rüyâlar, Ebü'l-Abbâs Müstegânimî'nin yerine geçtiğini tasavvuftaki yolunu gösterdiğini işâret etmişti Ebü'l-Abbâs Müstegânimî anlatır: "Hocamın vefâtından bir gece evvel rüyâmda, yerde oturuyordum Hocam çıkageldi Ona hürmet için derhal ayağa kalktım Heybetinden titredim Oturmamı emretti Huzûrunda oturdum Sonra onun Peygamber efendimiz olduğunu anladım Nasıl anlayamadım diye kendime sitem ettim Zîrâ O'na gereken hürmeti gösterememiştim Başım yerde olarak kalakaldım Az sonra efendimiz; "Sana niçin geldim biliyor musun?" buyurdular Ben de; "Bilmiyorum yâ Resûlallah!" diye cevap verdim O zaman; "Bir sevdiğimiz vefât etti İnşâallah onun yerine sen geçeceksin Bu hususta ne dersin?" buyurdular Ben; "Ey Allah'ın resûlü! Böyle bir makâma geçince bana kim yardım eder, beni kim kabûl edip tâbi olur" diye arzettim O zaman Resûlullah efendimiz; "Ben seninle berâberim Ben sana yardım ederim" buyurdular ve sükût ettiler Sonra ayrıldılar Ben de rüyâmdan büyük bir ferah içinde uyandım Benim, hocamın yerine geçeceğimi müjdelemişlerdi" İsmâil Müstegânimî anlatır: "Şeyh Muhammed el-Bûzidî hazretlerinin vefâtından sonra onu seven ve yolunda gidenler olarak, Ebü'l-Abbâs Müstegânimî'nin sohbetinde ve hizmetinde bulunuyorduk O günün gecesinde bir rüyâ gördüm Rüyâmda Muhammed Bûzidî hazretleri neşeli bir şekilde yanıma geldi ve; "Sizi tebrik ederim Yaptığınızı beğendim Sizler onun sohbetine devâm ediniz" buyurdu Sonra uyandım Anladım ki El-Bûzidî hazretleri, yolunun edebi ve gizliliği bakımından açıkça değil de mânen onu yerine vekil bırakmıştı" Abdülkâdir bin Konâvî anlatır: "Muhammed el-Bûzidî'nin vefâtından sonra bir rüyâ gördüm Rüyâmda bâzı kimseler onun yerine geçecek olan hakkında konuştular Netîcede aralarında münâkaşa çıktı Onlardan birisi; "Şehrin kadısına gidelim aramızda o hüküm versin" dedi Beraberce gittik Kâdı bizi heybetle karşıladı ve; "İşiniz nedir?" diye sordu Meseleyi anlatınca, bizi bir odaya aldı ve; "Uzun söze hâcet yok Ebü'l-Abbâs Müstegânimî bu makâmın sâhibi, ehliyetli bir zâttır Başkasının hakkındaki meşveretine ihtiyâcı yoktur" dedi Herkes bu sözü kabûl etti" Abdülkâdir bin Abdurrahmân anlatır: "Muhammed Bûzidî'nin vefâtı bizim için çok acı oldu Kalplerimiz mahzûn kaldı Vefât ettiği günün gecesi rüyâmda onu gördüm Çok sevindim Ona hâlinden, Allahü teâlânın ne muâmele yaptığından sordum O; "Şu anda Allahü teâlânın rahmeti deryâsında yüzüyorum" buyurdu Ben; "Efendim! Sizi sevenlere yolunuzu devâm ettirecek, onlara rehberlik edecek kimi bıraktınız?" diye sordum O zaman bana; "Fidan, benim diktiğim fidandır Ahmed Müstegânimî onu korur ve gözetir" buyurdu" Muhammed Sûsî anlatır: "Bir gece rüyâmda evimizin kapısı çalındı Gidip baktığımda, kapının açık olduğunu gördüm Halbuki kapı kilitli idi Karşımda Şeyh Muhammed el-Bûzidî'yi gördüm Arkasında uzun boylu, heybetli bir zât duruyordu Sonra onun Ebü'l-Abbâs Ahmed Müstegânimî olduğunu anladım İçeri girip bir müddet kaldılar Şeyh el-Bûzidî hazretleri gitmek istediğinde ona; "Efendim, siz âhirete gidince bize kimi bıraktınız" dedim Bunun üzerine o; "Sevdiklerimize bunu, bunu bıraktım" buyurarak eliyle Şeyh Ahmed Müstegânimî'yi işâret etti" İbrâhim bin Felih anlatır: "Hikmet-i İlâhî rüyâmda Eshâb-ı Kehfi gördüm Yanlarında Kıtmîr adlı köpekleri de vardı Onlara kabirlerinden kalkıp buralara gelmelerinin sebebini sorunca, bana; "Allahü teâlânın izniyle Ahmed Müstegânimî ve talebelerine yardım ederiz Devâm ettirdiği yolunu korumak için diriltildik" dediler" Ahmed bin Muhammed Dahman anlatır: "Rüyâmda hazret-i Hasan ve hazret-i Hüseyin'i gördüm Resûlullah efendimizin huzûr-ı şerîflerinde konuşuyorlardı Onlara yaklaşıp; "Ey Resûlullah efendimizin mübârek torunları! Bize şefâat edin Sizin anneniz hazret-i Fâtıma'dır" dedim ve şefâat etmeleri için ısrar ettim O zaman bana; "Sen Ahmed Ebü'l-Abbâs'ın hizmetinde bulunmakla arzuna kavuşursun Zîrâ o bize hizmet eder, yolumuzda bulunur" buyurdular" VESVESE Ebü'l-Abbâs hazretlerini sevenlerden birisi şöyle anlatır: Abdest alırken bende çok defâ vesvese meydana gelirdi Bu durum Ebü'l-Abbâs'a ulaştı Bir gün bana dedi ki: "Duyduğumuza göre, abdest alırken sende vesvese olurmuş" Ben de; "Evet öyledir" dedim O zaman bana; "Bu tâife (ehl-i tasavvuf) şeytanla oynar, yoksa şeytan onlarla oynayamaz" dedi Sonra aradan epeyce zaman geçti Tekrar huzûruna girdim Bana; "Vesvese durumun nasıl oldu?" deyince; "Aynen devâm ediyor" dedim Bunun üzerine bana; "Eğer bu vesveseyi terk etmezsen, bize gelmeyeceksin" dedi Bu söz bana ağır geldi Çok korktum Ondan sonra Allahü teâlânın izni ile vesvese benden kayboldu HOCAMIZA ÖLÜ DEME! Münevver bin Tunus anlatır: "Bir gece rüyâmda kendimi Şeyh Muhammed el-Bûzidî hazretlerinin dergâhında gördüm Ebü'l-Abbâs Müstegânimî de onun kabri yanında oturuyordu Kabri de açıktı O sırada el-Bûzidî hazretleri kefeni ile kabrinden çıkıverdi Ebü'l-Abbâs Müstegânimî ona döndü ve yüzündeki kefeni açtı Nûrânî çehresi daha da güzelleşmiş bir şekilde ortaya çıktı Sonra Ahmed Ebü'l-Abbâs Müstegânîmî'den içmek için su istedi Ebü'l-Abbâs hemen bir kâse su getirdi O da alıp içti Sonra bana da içirdi O zaman ben; "Kapta kalan bu su sevdikleriniz için de şifâ olur" dedim Şeyh el-Bûzidî hazretleri bu esnâda Ebü'l-Abbâs Müstegânimî ile konuşmaya başladı Ona ilk sözü; "Ey Ebü'l-Abbâs! Nerede olursan ol ben seninle berâberim Korkma Dünyâ ve âhiretin hayırlarını topladığına dâir seni müjdelerim" buyurdu Sonra Ebü'l-Abbâs bana doğru döndü ve; "Hocamıza ölü deme O gördüğün gibidir O yapması gereken vazîfeyi yerine getirmiştir" dedi" 1) Min Kitâbı Ravd-üs-Seniyye; s7 2) Mu'cem-ül-Müellifîn; c2, s179 3) El-A'lâm; c1, s258 |
|