Kadizade Rumi (Bursa’Dan Semerkand’A) |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kadizade Rumi (Bursa’Dan Semerkand’A)KADIZADE RUMİ (Bursa’dan Semerkand’a) ALPEREN GÜRBÜZER Babası şu meşhur Mehmet Çelebi, yani Çelebilerden Asil bir aile dersek yeğdir Bu aile özellikle Orhan Gazi ve Murat Hüdavendigar dönemine ışık saçmışlardır Ona Musa adı verilse de Bursa’nın kadısı olması dolayısıyla , o hep Kadızade olarak anılacaktır Zaten ailenin birçok fertleri, özellikle hem dedesinin hemde babasının kadılık yapmış olması, buna nispetle Kadızade lakabı onda daha çok belirgin olarak nişan kalacaktır İlk eğitimin dedesi Koca Efendiden almış ve böylece Bursa Medresesinin gülü olmuştur Osmanlının değer verdiği Molla Fenari gibi bir alimin en gözde öğrencisidir artık, öyle ki kendi kabına sığmayacak bir talebe karşısında olduğunu hisseden Molla Fenari icazetini verir vermez onu Horasan ve Maveraünnehire yönlendirmiş O artık Orta Asya yolunda Bu uzun yolculuğu hafifletme adına kız kardeşi bacılığın gereğini yerine getirir, değerli ziynet eşyalarından bir kısmını heybesine koyarak adeta jest yapar ve ardından öylece uğurlar Bu sıradan bir yolculuk değil, belki de bir çağı aralayacak yolculuk dersek yeğdir Buralara gelir gelmez ilk iş Horasan’ın Cürcan şehrinde Seyyid Şerif Cürcan’ın dizinin dibinde diz çöküp mantık ve felsefe gibi dersleri almak olacaktır, daha işin başında iken bile Hocasının da zaaflarını görebilecek bir zekasıyla biranda dikkatleri üzerine çeker O bundan da öte Uluğ Bey gibi bir dev şahsiyeti yetiştirecektir Uluğ Bey onunla bilge şahsiyet hüviyeti kazanacaktır Diyar-ı Rum’dan(Anadolu) Diyar-ı Milletle(Rumoueus) bütünleşmenin adıdır bu yolculuk, aynı zamanda o artık Musa değil Kadızade Rumi’dir Kadızade künye olmanın ötesinde bilim yüklü bir Zişan, bir anlam yüklü isim olarak hafızalarda yer edecektir Bursa’dan Semerkand’a gelmekle Timur’un torunu Uluğ Bey’e Hoca olmak şerefi ona ait bir şeref Bir zaman Bursa Medresesine hayat veren bu el, bu sefer Semerkand’a değecektirBuralara bir kuru dava için gelmedi, ab-ı hayat içmek için geldi Her değdiği yer hayat buluyordu onunla adeta matematik , fizik gibi pozitif ilimleri astronomiye uyarlayabilecek deha olmanın yanı sıra , o ilimlerin yanında anılmak da ona ait bir unvan O artık Ali kuşçu gibi bir ilim adamı da yetiştirmiştir, özellikle Uluğ Bey’e de takdim ettiği Eşkali’t- tesis adlı matematik adlı eseri kayda değer Semerkand’a gelmeden astronomi, cebir ve riyazet eserler şerh edilmiş ama, tüm yazılanlara nokta koymadı, virgüller koyarak genişletti derin konuları, yani şerh düşerek biranda dikkatleri üzerine çeker ve orijinal eserleri gölgede bırakmayı başaracak bir deha örneği ortaya koyar O eserler ortaya koymakla kalmamış Ali Kuşçu gibi bir matematikçi, gökbilimci Fethullah Şirvani gibi yüzlerce ulema yetiştirecektir Velhasıl, o Bursa da bir güneş misali doğdu, ilim yatağı Semerkand da geçirdiği ömrün ardından birçok eserler bırakarak dünyaya gözlerini kapar Ruhu şad olsun |
|