Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
acara, ali, rıza

Ali Rızâ Acara

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ali Rızâ Acara




ALİ RIZÂ ACARA

Kurtuluş savaşının mücâhid gâzilerinden Birinci Devre Türkiye Büyük Millet Meclisinde "Batum Mebusu" olarak görev yaptı Batum'a bağlı Acara'da doğdu 1969'da Ankara'da vefât etti

Ali Rızâ Acara'nın çocukluk ve gençlik yıllarına dâir bilgi yoktur Kars, Ardahan ve Batum 1878'de Ruslar eline geçmişti Bu yıllarda başlayan hürriyet ve istiklâl mücâdelesinde Ali Rızâ Acara da yerini aldı Rus ve İngilizlere karşı Batum'un Türklük ve müslümanlığı kurtarmak üzere girişilen zor, çetin ve amansız mücâdele 1918'de Brest-Litovsk Antlaşması ile hedefine ulaştı Bu antlaşma ile Evliye-i Selase de denilen Kars, Ardahan ve Batum anavatana kavuştu

Sultan Vahideddîn Han bu münâsebetle Elviye-i Selâseden bir heyeti İstanbul'a dâvet etti Bunun üzerine Temur Paşa başkanlığında bir heyet İstanbul'a geldi Bu sırada Ali Rızâ Acara İstanbul'da bulunuyor ve Mekteb-i Kuzâtta okuyordu Yıldız'da pâdişâhın verdiği yemeğe katıldı AliRızâ Acara bizzat şâhid olduğu bu vakayı şöyle nakletmektedir:

"Yemekte Vahideddîn Han, Temur Paşa'ya ve diğer heyet âzâlarına pekçok iltifat gösterdi Yemekten önce ise şu konuşmayı yaptı: Bir baba düşününüz ki, evlatlarını kaybetmiştir Kırk yıl onların yokluklarının ıstırabıyla yaşadıktan sonra birgün evine dönünce onları çıkıp gelmiş ve yemek masası etrâfında toplanmış bir halde görse, nasıl heyecan ve sevinç duyar, tasavvur edebilir misiniz? İşte ben o sevinç ve heyecan içindeyim"

Temur Paşa, İstanbul'da bulunduğu müddetçe kendisine her türlü resmî işlerde rehberlik eden Ali Rızâ Efendinin hizmetlerinden son derece memnun olduğu için Batum'a döndüğünde onu her tarafta medh ü senâ etmiş ve îtibârını yükseltmiştir

Ali Rızâ Acara, Mekteb-i Kuzâttan mezûn olunca Batum'a geldi Daha önce Temur Paşanın onun hakkında yaptığı medh ü senâsı sebebiyle muazzam bir iltifât ve alâka gördü Cenûbî Garbî Kafkas Hükûmetinin kurucusu müteşebbisleri arasında yer aldı 1915-17 yılları arasında düşmana ve komitacılara karşı hareketi bizzât idâre etti Tamamen mahallî "Acara" elbisesi giydirilmiş bulunan milis askerleriyle karşılarındaki on sekiz komiteye karşı parlak zaferler kazandı Yapılan savaşlarda sekiz bin esir ile pekçok silâh ve malzeme ele geçirdiler Kâzım Karabekir Paşa ile yaptığı yazışmalar sonunda esirleri serbest bıraktı Malzeme ve silâhları ise kendisine verilmek üzere Hopa'ya gönderdi

Ancak bu sırada artan İngiliz baskı ve sıkıştırması üzerine Ali Rızâ Efendi Batum'dan çıkmaya mecbûr oldu Esâsen bu sırada Birinci Büyük Millet Meclisine Batum Mebusu olarak seçildiğinden Ankara'ya da çağırılmaktaydı Fakat Batum'daki mücâdele dolayısıyla Meclise dört ay geç iltihâk edebildi Gelirken Trabzon'a uğrayarak Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Barutçuzâde Ahmed ve ulemâdan İbrâhim Cûdî Efendilerle görüşüp konuştu Câmilerde halka vâzlar vererek, onları millî mücâdeleye ve birliğe teşvik etti

Ali Rızâ Efendi, bundan sonra "Deli" nâmıyla bilinen Hâlid Paşanın kuvvetleri içinde gerek silahı ve gerekse hitâbeti ile emsalsiz ve unutulmaz hizmetlerde bulundu Yalova'dan Kars'a kadar "Tekâlif-i harbiye" için dolaşıp şehir şehir, câmi câmi vâz ve konferanslarla halkın Kurtuluş Savaşına teşviki istikâmetinde azim ve sebatla çalıştı

Cephede bulunduğu bir sırada İkdâm Gazetesi'nin muhâbiri ile yaptığı mülâkat, onun cenâb-ı Hakk'ın lütfu ihsânıyla tahakkuk edecek zafere ümit ve inancını belirtmektedir Muhâbir; "İleriyi nasıl görüyorsunuz?"

"Çok iyi olacak"

"İngilizler İstanbul'dan giderler mi?"

"Mecburen"

"Pek güç, bak Mısır'dan gitmediler"

"Mısır'ın arkası Sudan, İstanbul'un arkası ise Anadolu'dur Anadolu'daki azim ve îmân, İngiliz'i İstanbul'dan kovacak bir kudrete sâhiptir"

"Bunu nasıl anlıyorsunuz?"

"Bu bir histir, böyle şeyler aklî hesaplara uymaz Bu millet i'lâ-yı kelîmetullah dâvâsına bin yıl fedâkarâne hizmet etmiş büyük ve emsalsiz zaferler kazanmıştır Biz de o şehid ve gâzilerin evlâdlarıyız Cenâb-ı Hak bizi onların hizmetleri hürmetine yardımından mahrûm etmeyecektir Benimle birlikte bütün Anadolu halkı, bu inancı taşımaktadır İnanıyoruz, o hâlde zafer bizimdir"

Bu ümit ve cesâretle çarpışarak Kurtuluş Savaşının âbidevî şahsiyetleri arasında yerini alan Ali Rızâ Acara Efendi, savaş sonunda vatanı Batum'un Ruslara terkedildiğini esef ve üzüntü ile gördü Savaş meydanlarının bu namlı mücâhidi, Cumhuriyet'in îlânından sonra kendini tamâmen tâat ve ibâdete verdi 1969 yılında Ankara'da Rahmet-i Rahmâna kavuştu

EZAN SESLERİ DEVÂM ETSİN!

İznik'le Mekece arasındaki bir mevkide Hâlid Paşa kuvvetleri yeni bir savaşa girmenin hazırlığı içinde bulunuyor Bütün efrâd hazır vaziyette durmaktadır Yoklama yapıldıktan sonra heybetli, siyah sakallı, ilim ve fazîlet sembolü, sarığıyla kır bir atın üzerinde Ali Rızâ Acara Efendi meydana çıktı Efrâdı bir baştan bir başa at üstünde dolaştıktan sonra orta yerde durdu Gür sesi ile ruhlara rahatlık, heybet ve heyecan veren şu konuşmayı yaptı:

"Askerler! Kardeşlerim! Mübârek dînimizin ana şartlarından biri de hacdır Hacılar hac maksadıyla mübârek Kâbeye gittikleri zaman orada "Hacerü'l-Esvede" yüzlerini, gözlerini sürmek sûretiyle onu öperler Çünkü Hacerü'l-Esved cenâb-ı Rabbülâlemin tarafından Cennet'ten gönderilmiş mübârek bir taştır Siz de bugün öyle şerefli bir mücâdele ve hizmet üzerindesiniz ki, cenâb-ı Hakk'ın yardımıyla muvaffak olup, zafer müyesser olunca, bütün millet, ihtiyar analarımız, güngörmüş babalarımız, genç kızlar, çocuklar, hâsılı bütün arkada bıraktıklarımız Hacerü'l-Esvedi öpen hacıların heyecan ve iştiyakiyle sizi sarılıp öpecek ve bağrına basacaktır Siz bu mücâdelede ölürseniz "şehîd", kalırsanız "gâzi" olmak sûretiyle Cennet-i âlâdan gönderilmiş bulunan Hacerü'l-Esved gibi bu mazlûm milletin mukaddesâtına dâhil olacaksınız Cenâb-ı Hak, nurlu ve açık alınlarınız gibi bahtınızı da açık eylesin ve yarın rûz-ı mahşerde Peygamber aleyhisselâtü vesselâm efendimizin iltifât ve şefâatlerine mazhar kılacak zaferi lütfu ihsân buyursun Sizleri, İslâm'ın bin yıllık vatanı olan bu topraklarda ezan seslerini devâm ettirecek bu savaşın gâlibiyetiyle şereflendirsin"

Ali Rızâ Acara Efendinin böylece devâm eden heyecanlı vâzı sonunda erlerden yedi kişi aşırı heyecan sebebiyle bayıldı Bundan sonra başlayan taarruzda erler, kükremiş arslanlar gibi düşmana saldırdılar Ali Rızâ Efendi de elinde silâhla askerin arasında idi Cenâb-ı Hakk'ın yardımı ile düşman püskürtüldü

1) Sarıklı Mücâhidler; s379-384

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.