Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abidin, ibni

İbn-İ Âbidîn

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İbn-İ Âbidîn




İBN-İ ÂBİDÎN

Şam'da yetişen âlimlerin en büyüklerinden, velî Osmanlıların en meşhûr fıkıh âlimlerinden olan İbn-i Âbidîn'in ismi, Seyyid Muhammed Emîn bin Ömer bin Abdülazîz'dir 1784 (H1198) senesinde Şam'da doğdu Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbeti ile şereflenerek kemâle geldi

İbn-i Âbidîn, küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi ezberledi Bir müddet babası ile birlikte ticâretle meşgûl oldu Bu sırada bir taraftan da Kur'ân-ı kerîmi okumaya devâm ediyordu Bir gün dükkânlarının önünde Kur'ân-ı kerîm okurken, oradan geçen biri; "Burada bu şekilde Kur'ân-ı kerîm okuman uygun değildir Hem okumanı düzelt" dedi Bunun üzerine babasından izin alarak, o zaman Şam'daki meşhûr kırâat âlimlerinden Şeyh-ül-Kurrâ Saîd-ül-Hamevî'ye gitti Ondan tecvîd ilmine dâir Meydâniyye, Cezeriyye ve Şâtibiyye kitaplarını okudu ve ezberledi Kur'ân-ı kerîmin doğru ve tam okunmasını bildiren kırâat ilmini iyice öğrendikten sonra, sarf, nahiv ve Şâfiî fıkhını öğrendi Bu ilimlere dâir ana metinleri de ezberlediBundan sonra, o zamânın en meşhûr âlimlerinden olan Seyyid Muhammed Şâkir Sâlimî'nin derslerine devâm etti Fen ve sosyal ilimlerin, yanısıra, tefsîr, hadîs ve fıkıh ilimlerini de öğrendi Hocası Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin tavsiyesi üzerine, Hanefî mezhebine geçti Daha on yedi yaşındayken, fıkıh kitapları üzerine hâşiye ve şerhlerle açıklama ve îzâhlar yaptı Kıymetli eserler yazmaya başladıHadîs ilminde de, Şam'da bulunan muhaddis Kuzberî'den icâzet, diploma aldı İlimde o kadar yükseldi ki, daha hocaları hayattayken büyük bir şöhrete kavuştu

İbn-i Âbidîn, zâhir ilimlerini öğrendikten sonra, kelâm ve tasavvuf ilimlerini de zamânın en büyük âlimi ve tasavvuf ehli, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'den öğrendi Onun sohbeti ile şereflenerek kemâle geldi İbn-i Âbidîn'in ilimdeki üstün derecesini, ahlâkını ve hizmetlerini oğlu Alâeddîn Muhammed şöyle anlattı: "Babam uzun boylu, heybetli ve vakârlı idi Yüzünde nûr parlardı Vaktini, devamlı, ilim öğretmek ve talebe yetiştirmekle, ibâdet ve tâatla geçirirdi Geceleri devamlı kitap yazar, az uyurdu Gündüzleri ders okutur ve sorulan sorulara cevap (fetvâ) verirdi Ramazanda her gece hatim okur ve göz yaşı dökerdi İnsanlara faydalı olmak husûsunda çok titiz davranır, hiç abdestsiz durmaz ve vaktini boşa geçirmezdi"

İbn-i Âbidîn hazretlerinin dîne uymaktaki hâlleri meşhûrdur Haram, mekruh ve şüphelilerden kesinlikle uzak durur, mübahları çok az kullanır, ibâdetlerinde sünnetlere, müstehaplara, edeplere uymakta son derece titiz davranırdı Beş vakit namazda, tahiyyâtı okurken, Resûlullah efendimizi baş gözü ile görürdü Göremediği zaman o namazı yeniden kılardı

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin kıymetli talebelerinden olan İbn-i Âbidîn, ondan ders aldığı sıralarda, bir gece rüyâda Resûlullah efendimizin üçüncü halîfesi hazret-i Osman'ın vefât ettiğini ve Câmi-i Emevî'de namazını kendisinin kıldırdığını gördü Sabahleyin derse gidip Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerine bu rüyâyı olduğu gibi anlatınca, o da; "Senin rüyânın tâbiri, Allahü teâlâ bilir ki şöyledir: "Ben yakında vefât ederim, sen benim cenâze namazımı Câmi-i Emevî'de kıldırırsın Çünkü ben, hazret-i Osman'ın torunlarındanım" buyurdu Aradan birkaç gün geçince Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî tâûn, vebâ hastalığından şehîd olarak vefât etti Namazını İbn-i Âbidîn kıldırdı

İbn-i Âbidîn hazretleri, fakirlere pekçok sadaka verir, akrabâsını ziyâret eder, annesine, babasına çok iyilik ve hürmet ederdi

Onun meclisinde boş söz konuşulmazdı Şam'da ve diğer şehirlerdeki şer'î mahkemelerde ihtilaflı hüküm verilse, derhal ona mürâcaat olunarak düzeltilirdi En mühim ve zor meseleler ona sorulurdu İhtilaflı bir şey hakkında ona mürâcaat edilmeden hüküm verilmezdi İlim kitapları üzerine kendi güzel yazısıyla öyle açıklamalar kordu ki, böylece en zor meseleler kolaylıkla anlaşılırdı Kendisine sorulan sorulara verdiği cevapları güzel bir üslupla yazardı Birçok talebe yetiştirip icâzet, diploma vermiştir

İbn-i Âbidîn, fıkıh âlimlerinin yedinci tabakasındandır Yâni önceki tabakalarda bulunan fıkıh âlimlerinden doğru olarak nakil yapanlar derecesindedir

İbn-i Âbidîn, 1836 (H1252) senesinde elli dört yaşında Şam'da vefât etti Vefât haberini duyan müslümanlar, böyle büyük bir âlimi kaybetmelerinden dolayı çok üzülüp göz yaşı döktüler Cenâzesine gelenler görülmemiş bir kalabalık teşkil etti Cenâze namazı Sinân Paşa Câmiinde kılındıktan sonra, Şam'da "Bâb-üs-sagîr" denilen yerdeki kabristana götürüldü Vefâtından yirmi gün önce, hocalarının ve büyük zâtların kabirlerinin yanında kendisi için kazdırmış olduğu kabre defnedildi

İbn-i Abidîn'in en meşhûr eseri Redd-ül-Muhtâr'dır Bilhassa bu eseriyle tanınmıştır Bu kitabı, Dürr-ül-Muhtâr kitabına yaptığı beş ciltlik hâşiyesidir Dürr-ül-Muhtar'a haşiye yazarken önce Vakıf bahsinden başlamış, daha sonra başa dönmüştür Önceki yazdıklarını temize çekmeden vefât edince bu kısımlar oğlu Alâeddîn tarafından temize çekilmiştir Kitap, İbn-i Âbidîn ismiyle meşhûr olmuştur Bu eseri Hanefî mezhebindeki fıkıh kitaplarının en kıymetlisi ve en faydalısıdır Fukahâ (fıkıh âlimleri) tarafından, üzerinde söz edilmiş her meselenin hülâsası, bütün İslâm âlimlerinin kabûl ve takdir ettiği bir şekilde bu kitapta toplanmıştır Hanefî mezhebinde kendi zamânına kadar yazılmış fıkıh kitaplarının sanki bir özetidir Bu kitaba kendi oğlu tarafından Kurret-ül-Uyûn-il-Ahyâr adında bir tekmile yazılmıştır Şam âlimlerinden Ahmed Mehdî Hıdır da, İbn-i Âbidîn kitabının bir fihristini hazırladı ve 1962'de basıldı Bundan başka; Tefsîr-ül-Beydâvî Hâşiyesi, El-İbâne, El-Ukûd-üd-Dürriyye, İthâf-üz-Zekî, Bugyet-ül-Menâsik, Tahrîr-ül-İbâre, Tahrîr-ün-Nükûl, Şifâ-ül- Alîl, Ukûd-ül-Le'âlî, İcâbet-ül-Gavs, Sell-ül-Hisâm-il-Hindî li Nusreti Mevlânâ Hâlid en-Nakşibendî, Nesemât-ül-Eshâr

Dört mezhebin inceliklerine vâkıf, derin âlim, kâmil velî Seyyid Abdülhakîm Efendi; "Hanefî mezhebindeki fıkıh kitaplarının en kıymetlisi, en faydalısı İbn-i Âbidîn'dir Her sözü delîl, her hükmü senettir" buyurdu

İbn-i Âbidîn, buyurdu ki:

"Âdem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı Hepsinin kıldığı, bir araya toplanarak bize farz edildi Namaz kılmak, îmânın şartı değil ise de, namazın farz olduğuna inanmak, îmânın şartıdır Namaz, duâ demektir Dînin emrettiği, bildiğimiz ibâdete, namaz "salat" ismi verilmiştir Mükellef olan yâni âkil ve bâliğ olan her müslümanın, her gün beş vakit namazı kılması "Farz-ı ayn"dır Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiştir Mîrâc gecesinde, beş vakit namaz emrolundu Mîrâc, hicretten bir yıl önce, Receb ayının yirmi yedinci gecesinde vukû buldu Mîrâcdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı"

"Kur'ân-ı kerîm, Kadir gecesinde inmeğe başlamış ve hepsinin inmesi yirmi üç sene sürmüştür Tevrât, İncil ve bütün kitaplar ve sahifeler ise, hepsi birden, bir defâda inmişti Hepsi, insan sözüne benziyordu ve lafzları mûcize değildi Onun için çabuk bozuldu, değiştirildiler Kur'ân-ı kerîm ise, Muhammed aleyhisselâmın mûcizelerinin de en büyüğüdür ve insan sözüne benzememektedir"

YAPTIĞINIZ HİZMET

Hocası Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin kendisine yazdığı bir mektup aşağıdadır

"Her sözü sened olan büyük âlim Mevlânâ Muhammed Emîn Âbidîn'e en güzel duâlarımı ve en latîf medhlerimi bildiririm

Sizinle görüşüp buluşma arzumuz çoğaldı Size olan muhabbet ateşimiz arttı Şeyh İsmâil Enârânî'nin sizden tarafa gitmesini vesîle ederek bu mektubu yazıyorum Yazdığınız pek kıymetli eserlerle İslâm âlemine yaptığınız büyük hizmet için, pekçok duâlara mazhar oldunuz

Siz de bizim hâlimizi sorarsanız, sevdiklerimizden uzak kalmamızın acısı içindeyiz Allahü teâlâdan dileğimiz, sizin de öyle olmanızdır Hâllerinizi bize bildirmeyi ihmâl etmeyiniz Allahü teâlânın izniyle, her sıkıntınızda bütün gücümüzle size yardım edeceğiz

Selâm eder, bütün kalbim ve rûhumla yanınızda olduğumu bildiririm"

1) Rehber Ansiklopedisi; c8, s23
2) Tabakât-ül-Usûliyyin; c3, s147
3) Sefînet-ül-Evliyâ; c4, s133
4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49 Baskı) s1088
5) Fâideli Bilgiler; (6 Baskı) s125
6) Redd-ül-Muhtâr
7) Kurretü Uyûn-il-Ahyâr; s3
8) İslâm ÂlimleriAnsiklopedisi; c18, s45

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.