|
|
Konu Araçları |
aleyhi, efendimiz, peygamber, sallallahü, sellem |
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem) |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem)İslam ordusu Tebük Seferine çıkmıştı Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâma, “Yarın kuşluk vaktinde Tebük’e ulaşacaksınız Ben gelmeyince kimse elini suya dokunmasın!” buyurdu Mücahidler oraya varınca gördüler ki, suyu gâyet az akan bir çeşme vardı Suya hiç el sürmediler BÜTÜN ORDU KANA KANA İÇTİ Nihayet Resûlullah efendimiz teşrif etti Çeşmenin suyu ile mübârek ellerini ve yüzünü yıkadı O ânda çeşmenin suyu çoğaldı ve coşarak akmaya başladı Bütün ordu istediği kadar su aldı Bir konaklama yerinde, Resûlullah efendimizin devesi kayboldu Münâfıklardan birisi, “Muhammed peygamber olduğunu sanır ve size göklerden haber verir Fekat kendi devesinin nerede olduğunu bilmez” dedi O münâfığın sözlerini Resûlullah efendimize söylediler Buyurdu ki: “Ben ancak Allahü teâlânın bildirdiği şeyleri bilirim Şu ânda Rabbim bana devemin falan derede yuları bir ağaca sarılmış olduğunu bildirdi” buyurdu Gidip deveyi o vâdîde yuları bir ağaca sarılmış hâlde buldular Resûlullah efendimiz Tebük gazâsına çıktığında, münâfıklardan bir grub da orduya katılmıştı Onlardan biri de Vedi’a bin Sâbit idi Bir diğeri ise Eşca’dan Mahşî bin Humeyr idi Münâfıklar kendi aralarında ordunun içinde şöyle konuşuyorlardı: “Müslümânlar Benî Asfar ile yapacakları gazâyı diğerleriyle yaptıkları gazâ gibi olacak zannediyorlar! Göreceksiniz yârın Müslümânları nasıl esîr edip iplere dizerler!” Bu konuşmalar sırasında Mahşî bin Humeyr, “Vallahi her birimize yüz değnek vursalar da, yeter ki hakkımızda Kur’ân âyeti nâzil olmasa” dedi Onlar böyle konuşurken Resûlullah efendimiz, Ammâr bin Yâser hazretlerine “Git ordunun arasında birbiriyle konuşanları bul ve ne konuştuklarını sor Eğer inkâr ederlerse, siz şöyle şöyle konuştunuz diye söyle” buyurdu MÜNÂFIKTI, TERTEMİZ MÜMİN OLDU Ammâr bin Yâser “radıyallahü anh” gidip, o sözleri onlara söyledi Bunun üzerine hepsi özür dilediler ve Resûlullah efendimizin huzûruna geldiler Onlardan Vedi’a bin Sâbit, “Yâ Resûlallah! Biz her türlü söze daldık Maskaraca boş sözler söyledik” dedi Mahşî bin Humeyr ise “Benim ve babamın ismi bunların arasında anılmasın” diyerek afv edilmesini istedi Afv edildi ve Abdürrahmân ismi verildi Sonra Allahü teâlâya duâ edip, kimsenin bilmediği tenhâ bir yerde şehîd olmayı diledi Yemâme savaşında şehîd oldu ve ondan bir dahâ haber alınamadı |
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem) |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem)Bedir Gazası, hicretin ikinci senesinde yapıldı Mekke müşrikleri, Müslümaları ortadan kaldırmak için hazırlık yapıyorlardı Hazırlayacakları orduya destek maksadıyla Şam’a bir kervan gönderdiler Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), ticâret kervanının Suriye’den Mekke’ye dönmekte olduğunu öğrenince, Eshabı ile kervana doğru harekete geçti EBÛ CEHİL BAŞI ÇEKİYORDU Bunun üzerine kervanın başında bulunan Ebu Süfyan, Mekke’ye haber göndererek yardım istedi Ebu Cehil’in başı çektiği 1000 kişilik bir müşrik ordusu Bedir önlerine geldi Eshâb-ı kiram 313 kişi olup, bunların 83’ü Muhâcirlerden, gerisi Ensardan idi Orduda, süvâri gözcülerin kullandığı iki atla, münâvebe ile binilen yetmiş deve bulunuyordu Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Ömer ibn-i Ümmü Mektum’u, Medîne halkına namaz kıldırmak için yerine vekil bırakarak, ramazan-ı şerîfin sekizinde Medîne’den yola çıktılar Resül-i Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Bedir’e giderken “Size müjdelerim ki, Allahü teala, bana iki topluluktan birini va’detti Allah’a yemin ederim ki, ben sanki Kureyş kavminin düşüp telef olacakları yerlere bakıyorum” buyurdu Bedir’e varıldığında ise “Burası filanın şurası da filanın öldürüleceği yerdir” diye mübarek eliyle gösterdi Hiçbirinin yeri şaşmadı, hep öyle oldu BABA-OĞULUN ŞEHİDLİK YARIŞI! Süleymân bin Bilâl (radıyallahü anh) anlatıyor: “Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir Gazâsı için yola çıktığında, Sa’d bin Hayseme ve babası (radıyallahü anhüma), Peygamber efendimizle beraber gazâya katılmak istediler Durumu Server-i âleme bildirdiler Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), ikisinden birinin savaşa katılmasını emretti Bunun üzerine kur’a çekmeye karar verdiler Kur’adan önce Hayseme bin Haris, oğlu Sa’d’a; “Birimizin burada kalması gerekiyor Sen hanımınla beraber kal” dedi O ise; “Eğer bu, Cennetten başka bir şey için olsaydı seni kendime tercih ederdim Fakat bu harpde şehîd olmak istiyorum” dedi Sonra kur’a çektiler Kur’ada Sa’d (radıyallahü anh) kazandı Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Bedir Savaşına katıldı ve Amr bin Abduved onu şehîd etti” |
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem) |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem)Huneyn Gazâsında İslâm ordusu önce mağlûb olacak gibi bir duruma düştü Sonra tekrâr toparlandılar Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, “Yâ Rabbî! Va’dettiğin yardımı ve zaferi ihsân eyle” diye duâ etti Bundan sonra, Rabbânî yardım ve Sübhânî meded yetişti Beyâz melekler atlara binmiş oldukları hâlde muhârebeye katıldılar “YÜZLERİ ÇİRKİN OLSUN!” Resûlullah efendimiz, “Şu ân gazâ tandırının ısındığı ândır” buyurdu Sonra bir avuç toprak istedi ve o toprağı kâfirlerin yüzlerine serpti ve “Yüzleri çirkin olsun!” buyurdu Kâfirlerden o toprakla gözü dolmadık hiç kimse kalmadı Sonra hezîmete uğrayıp, dayanamadılar ve kaçıp gittiler Bu husûsta bir rivâyet de şöyledir: Resûlullah efendimiz, hazret-i Abbâs’a; “Ey Abbâs, bana bir avuç toprak ver” buyurdu Resûlullah böyle söyleyince, üzerine binmiş olduğu deve karnı yere değinceye kadar çöktü Resûlullah efendimiz mübârek eliyle bir avuç toprak aldı ve müşriklerin yüzlerine serpti “Yüzleri çirkin olsun, yardımsız kalsınlar” buyurdu Allahü teâlâ onları hezîmete düşürdü Mâlik bin Avf, Huneyn Gazâsında kâfirlerin ordu kumandânı idi İslâm ordusuyla savaşmak için yaklaştığı sırada, İslâm ordusunun içine câsûslar göndererek, haber getirmelerini istedi Câsûsları gidip, perîşan bir hâlde geldiler Mâlik bin Avf câsûslarına, “Neden böyle tuhâf bir hâldesiniz?” diye sordu Dediler ki: “İslâm ordusunda gösterişli atlara binmiş, bembeyâz kimseler gördük Eğer bizimle savaşırlarsa, vallahi biz onların karşısında savaşmaya tâkat getiremeyiz! Eğer bizi dinlersen, ordunu topla hemen geri dön Bizi ve kendini helâk olmaktan kurtar!” RESULULLAHIN DOKUNDUĞU YER! Âmir bin Amr Medenî “radıyallahü teâlâ anh” şöyle anlatmıştır: Huneyn Gazâsında Resûlullah efendimizin önünde ceng ediyordum Âniden alnıma bir ok isâbet etti Alnımdan çıkan kan yüzümden aşağı aktı Sakalıma ve göğsüme kadar ulaştı Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” mübârek eliyle yüzümdeki ve gözlerimdeki kanı göğsüme doğru akıttı” Âmir bin Amr bu hâtırasını ömrü boyunca anlattı Vefât ettiğinde cenâzesi yıkanırken göğsünde Resûlullahın mübârek elinin değdiği yere baktılar Orası atın alnındaki beyâzlık gibi parlıyordu |
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem) |
08-02-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem)İslâm Ordusu Uhud Dağına vardığı zaman, düşman askerleri oraya yerleşmişti Kâfirlere gözükmeden şafak vakti dağın eteklerine varıldı Arkaları Uhud Dağına gelerek Medine’ye karşı saf bağladılar Düşmanın geriden saldırısını önlemek için 50 kişilik bir okçu bölüğü, dağın sol taraftaki boğazına yerleştirildi “YERLERİNİZİ TERK ETMEYİN!” Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) okçulara, savaşın sonucu ne olursa olsun, kendilerinden habersiz yerlerini terk etmemelerini emretti İslâmın 16’ncı, hicretin 3’üncü, miladın 625’inci yılının 25 Mart’ında, 11 Şevval Cumartesi günü Uhud Gazası başlamış oldu Mekkeli kadınların çalgıları arasında ortaya çıkan ve çarpışmak için adam isteyen kâfir askerleri Hazreti Hamza ve Hazreti Ali’nin (radıyallahü anhüma) kılıçları ile yere düştüler Kureyşliler ölülerinin öcünü almak, putlarını korumak için var güçleriyle saldırıyor, onların üçte birinden daha az müminler ise Allah yolunda, O’nun hak dâvası uğrunda karşı koyuyorlardı Savaş kısa zamanda kızışmış, İslâm askerleri düşmanın merkezine kadar ilerlemişti Onların kılıç darbeleri altında hemen 20 kâfir ölmüştü Ayneyn Boğazı’na yerleştirilmiş bulunan okçular da savaşın, zaferle bittiğini söyleyerek yerlerini terk etmeye başladılar Kumandanları Abdullah bin Cübeyr’in (radıyallahü anh), hiçbir halde buradan ayrılmamakla emrolunduklarına dair gösterdiği çabalar bir sonuç vermedi Boğazda kumandanla beraber sekiz okçu kalıverdi SEKİZ OKÇU DA ŞEHİD EDİLDİ Kureyş kumandanlarından Halid bin Velid, bu fırsatı çok kollamış fakat ele geçirememişti Okçuların dağıldığını görünce, 250 kişilik süvari birliği ile boğaza daldı Kalan okçuları şehîd ettikten sonra, müminleri arkadan sardı Diğer taraftan da dağılan Kureyş askerleri toplanıp saldırmaya başladı Müslümanlar iki taraftan da kıskaca alınmıştı Müminler aralarındaki parolayı bile unutmuşlar, birbirlerine girmişlerdi Bu şaşkınlık içerisinde savaşı kazanmışken kaybeder hale düştüler Bu karışıklıkta 70 kişi şehit oldu Hazreti Hamza da şehitler arasındaydı Müşrikler, müminlere karşı sağladıkları üstünlükten faydalanıp savunmasız kalan Medine’ye giremediler Çünkü Allahü teâlânın onlara verdiği korkuyla, müminlerden tek bir esir bile alamadan Mekke’nin yolunu tuttular |
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem) |
08-02-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem)Kureyş kâfirleri Bedir hezimetinden sonra, öc almak için bir yıl hazırlık yaptılar Mekke’nin idarecisi de Ebû Süfyan olmuştu Medine’yi basmak, müminlerden intikamlarını almak düşüncesiyle 3000 kişilik bir ordu hazırladılar Orduda 700 zırhlı, 200 atlı ile 3000 deve bulunuyordu KUREYŞ KADINLARI DA ORDUDA! Orduya, yakınlarının öcünün alınması için askerleri gayretlendirmek maksadıyla bazı Kureyş kadınları da katılmıştı Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke’de bulunan amcası Abbas, Kureyşlilerin bu büyük hazırlığını özel olarak tuttuğu bir adamla gönderdiği mektubda yeğenine bildirdi Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ve dostlarının zarar görmesini istemiyordu Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderdiği keşif kolları ile, bu haberin doğruluğunu ayrıca öğrendi Düşmanı karşılamak için hemen hazırlıkları başlattı Mekke’nin ileri gelenlerinden Cubeyr bin Mut’im’in Habeşî bir kölesi vardı, adı Vahşi’ydi Cubeyr bin Mutim, kölesi Vahşi’ye dedi ki: “Sen de savaşa katıl yâ Vahşi! Şayet Muhammed’in amcası Hamza’yı öldürürsen, seni kölelikten azad edeceğim” Vahşi, hürriyet uğruna savaşa katılmaya karar verdi Ebu Süfyan komutasındaki 3000 kişilik ordu, Mekke üzerinden harekete geçti “GÖĞÜS GÖĞÜSE ÇARPIŞALIM!” Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) sahabîlerini topladı ve nasıl hareket edeceklerini konuşmaya başladı Kendisi gördüğü bir rüya üzerine şehirde kalarak düşmanı püskürtmek fikrinde olduğunu söyledi Sahabîlerin bir kısmı da bu düşüncede olduklarını bildirdiler Ancak Bedir Savaşına katılamayanlar, gençler ve yiğitler, düşmanla göğüs göğüse çarpışmak için Medine dışına çıkılmasını istediler Bu fikirlerinin kabulü için de çok ısrarlı davrandılar Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bunun üzerine İslâm ordusunu hazırladı Dışarıda savaşmak için ısrar edenler, Peygamber Efendimizin fikrine göre hareket etmenin daha iyi olacağını anladılar Bu fikrin uygulanması için ısrarlarından vazgeçtiler Ancak Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), verilen karardan dönmesinin uygun olmadığını bildirdi Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) 1000 kişilik bir kuvvetle cuma namazından sonra Medine’den çıktı Devamını yarın okuyalım inşallah |
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem) |
08-02-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi Ve Sellem)Allah razı olsun leyla paylaşımın için Peygamberleri anmak, hatırlamak ibadettir) [Deylemi] (Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar) [Deylemi] (Resulullahı seven de Onu çok anar) Rabim bu ibadetleri her an her dakika aklımızdan çıkartmasın çıkartmasına izİn vermesin İnşALLAH Peygamberimizin (SAV) tüm babalara; evlatlarını onun sevgisi ve yolu üzerine terbiye etmelerini tavsiye etmektedir “Çocuklarınızı üç haslet üzerine terbiye ediniz: Peygamber sevgisi, Ehli beyit sevgisi , Kur'an sevgisi” Kaç tane anne-baba çocuğuna Resulullah'ı anlatıyor Anneler de bilmiyorlar ki İnş ALLAH bu yazı uyanmamıza vesile olur Artık tüm dünyada kan ve dehşet kin ve nefret görmek istemiyorsak, önce ona sevdalanmalıyız Ashab gibi olmalı canımız ve malımız sana feda olsun Ya Rasulallah diyebilmeli ve evlatlarımızı da bu sevda yolunda yetiştirmeliyiz Yoksa bunun bedelini ödeyemeyiz Yarın Cenabı Allah'ın huzuruna çıktığımızda ''keşke hiç çocuğumuz olmasaydı'' deriz |
|